02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
R EFERANDUM'88 Jenel Merkez ıraştırması sonucu RER ERANDUM'88 HABERLER REFERA NDUM'88 REFERAK rDUM'88 CUMHURİYET/7 Demirel Gazeteciler CemiyetVnde basın özgürlüğüne ağırlık verdi 4NAFın 3 dayanaği ! DYP tabanı ANAP'ı lestekleyecek. İ Muhalefetin yönetimiyle eşkilatlan arasında lölünme var. l Millet "Özal giderse, nönü gelir" korkusu çinde. ANKARA (Cumhuriyel Biirou) ANAP referandum strateisini, genel merkezin yaptırdığı raştırmalar sonucu ortaya çıkan ıç temel konuya dayandıracak. ^NAP Genel Merkezi, referandunun içeriğinin iyi anlatılması duumunda yüzde 50'nin biraz üzeinde bir orania "evet" çıkacağı .anısını taşıyor. Tartışılan araştırma sonuçlarııa göre, ANAP'ın referandum tayanaklan şu başhklar altında oplanıyor: 1. DYP tabanı büyük ölçüde "evet" için çahşacak. Anamuhaefet ile DYP teşkilatlan yarı yaıya bölünecek. tktidara alışmış >lan DYP kadroları, mahalli idaelerde bir an önce yönetime gelne isteğindeler. Kendi bölgelerinie ANAP'lı mahalli yöneticilerin craatlarından memnun olmayan DYP'liler, aday çıkarmak ve yöıetime geltnek istiyorlar. Ancak DYP yönetimi seçim yapılmasına carşı görünüyor. Fakat teşkilatar bir an önce seçim istiyorlar. 5HP'de de taban mahalli seçimeri bir an önce yapmak istiyor. \ncak bu iki partinin de yöneti•ni mahalli seçimleri önümüzde<i yıla bırakmak için ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Muhaefet yönetiminin bunu kendi tasanına açıklaması ve tabanı •'hayır" oyu çevresinde toplaması ;ok guç. 6 Enflasyondan diliııı şiştf oluşmuş demektir. Hür basın, hür yargı, hür müesseseler, hur sendika bunu takip eder. Bu zincir meydana gelmedıği takdirde, ne özgür toplumdan ne de hürriyetçi demokrasiden bahsedebiliriz." Hafta başından beri ekonomik meseleleri konuştuğunu, enflasyonu anlatmaktan dilinin şiştiğini, bugünse meseleyi enformasyona getirdiğini söyleyen Demirel, "Enformasyon enflasyondan da önde geliyor aslında" dedi. 55 milyonluk Türkiye'de 2.5 milyon gazete basılmasımn ve bu gazetelerin yüzde 60'ının da buyük kentlerde okunuyor olmasının Türkiye'de layığıyla gazete okunmadığı anlamma geldiğini savunan Demirel, konuşmasını şöyle sürdürdü: Açıklıkla ifade ediyorum ki, Türkiye'de basın üzerinde açık ve gizli baskılar vardır. Basını mali sıkıntılar içine suruklemek, genelde bu baskının açığıdır. İlanlar üzerinde bir takım baskılar yapmak, ülkeyi yönetenlerin gazete ilanlarına karışması da fiili sansürdür. Bir ülkede siyasi iktidar başından rahatsız olur. Ama bu uykuları kaçıracak dereceye ulaşmışsa, o siyasi iktidarın zevallerı yakındır demektir." Demirel, siyasi iktidarların her yaptığının övülmesini isteyeceğine değinerek, şöyle dedi: "Ama bir ulkenin gazetelerini Rockefeller gazeteleri haline getirmede bir yarar yok. Bildiğiniz gibi Rockefeller için bir tek gazete basılır, ne kadar iyi havadis varsa gazetede onlar yer alırdı. O da zannederdi ki, ulkenin bütün haberleri onlardan ibaret. Rockefeller gazeteciliğine heveslenmenin bir yararı yoktur." Demirel, dunku temasları sırasında Türk özel sektorunün Avrupa Topluluğu'yla ilişkilerini sürdüren İktisadi Kalkınma Vakfı'nı dd v'KV) ziyaret ederek yönetim kurulu üyeleriyle görüştü. Burada konuşan Demirel, A\rupa Topluluğu'na girmenin Türkiye açısından çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak olduğunu belirte İktidarları zamanında basınla diyaloglarının "gayet düzgün olduğunu" söyleyen Demirel, "Bu, gelecekteki iktidarımız için bir nevi teminattır" şeklinde konuştu. İstanbul Haber Servisi Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Siileyman Demirel Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaretinde, Türkiye'de basın üzerinde açık ve gizli baskı olduğunu, Rockefeller gazetecOigine heveslenmenin bir yararı olamayacağını, radyo ve televizyonun, hükümetin videosu haline gelmesinin hep birlikte protesto edilmesi gerektiğini söyledi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent de, gazetelerin içinde bulunduğu sıkıntılara değinerek, "Sadece muhalefetteyken değil, iktidara geldiğiniz zaman da basınla diyaloğunuzun diğer partilerden farklı olmasını diliyorum" dedi. Demirel, sohbet sırasında, SHP'nin GAP'ı istila ettiğini, Turgut Özal'ın onlann suyunu çıkarmasından sonra kendisinin de GAP'a gideceğini söyledi. rek, "Bu hedefe ancak bir dağcı gibi tırmanarak, gayret sarfederek çıkabiliriz" dedi. Turkiye'nin AT dışında kalamayacağmı vurgulayan Demirel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Turkiye'ye 'Savunmada varsın, ekonomide ise yoksun' denemez. Savunmada niye varım da ekonomide yokum, yer almayacağım? Şu veya bu mahzurlarınız var denebilir. Bunu kabul etmeyiz. Türkiye; Yunanistan, Portekiz ve İspanya'nın üyeliğinden sonra AT dışında kalamaz." iktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Jak Kamhi de, Süleyman Demirel'e vakfın çalışmaları hakkında bilgi verdi. Sakıp Sapancı, Can Kıraç, Besim Tibuk gibi işadamlanyla eski parlamenter ve bakanların katıldığı yemekte konuşan Demirel, "10 )il önce AP'nin balosunda bir aradf>vdık. 10 >ıl sonra DYP'nin balosundayız. Önemli olan vanz \a. Benim her zaman söylediğim bir laf vardır. Ka>serililer soyler. Keser döner, sap döner. bir gün de hesap döner. Devran dönmuşlur. Bu kırat çok hünerlidir, nefeslidir. Memleketin her yerinde izi vardır. Alnı yeniden günesi görecektir" dedi. SEIDİKALARA DA GİKCEK Cemiyet Başkanı Demirkent'in "Muhalefet partileri iktldara gelince değişiyor" sözleri uzerine Demirel, "Basın üzerine hiçbir baskı koymadık. iktisadi tazyik de yapmadık"dedi. (Fötoğraf: Uğur Saner) CUHEYT ARCAYUREK MUTtan tazıyor .. bin kaime maaşlı Reis Rüştü İçtimai Demokrat Fırkası reisi lafa kartşa: "Yirmi Dinçer beyzadenizin şu anda iki sene mukaddem, bu yol asfaltlanacak deyu katlı altı dükkânlar dolusu, ikinci radyodan duyuruldu, hâlâ yapılmaya." katı büro denilen frenk usulü "Türk basım şerefle bir görevi Halkreylemesi başlayınca Haydar köyü biçare. gözlerle süslü bir bina, şehrin bir Hafta başından beri İstanbul' yapmaya çalışırken içine düşürülBoynu bükük, asfalta kurban, gitti oylar ylnehavaya. başka yerinde de bir başka inşa da iş dunyasının temsücüeriyle gö düğü durumu, maruz kaldığı sıMUT Uçak yerine 'tayyare', rastlantıya kıyarak 'tesadüf, gerek diyecekken 'lüzum' ve benzeri sözcükler kullanmayı yeğleyen özür dileriz "istimale itibar ve itina" eyleyen Turgut Bey'den söz ederken "muhterem başvekil hazretleri" diye başlasak; yine sının aşmış, amıgoluk yapmış mı olacağız? Öze, yooo, yerleşik devlet Türkçesine koşut söyleyelim, "sadede gel" diyeceksiniz. Buyruk başüstüne: "Muhterem başvekilimiz hazretlerine hakirden istida olunur kim, şayet Göcek namıyla maruf mıntıkada boyunları kırılası katem erbabı amıgo ların şerrinden naşi frenkçesi 'hiper strese', amma velakin ezcümle âli 'yüksek' asabiyet sıkıntısına duçar olmuşlarsa, fakirin tavsiyesine bir lahza kulak vererek, icabını yerine getirmekte bir lahza teehhür gecikme' buyurmayarak ve dahı yanlarına bendegan ve daiyanı sivil yöneticilerle hocaları alarak, Mut yaylalarına teşrif buyursunlar. çıkar gider, yol yapılmaya. İçtimai Demokrat Fırkası 'SHP' reisi Selahattin Arslan bu ara lafa karışa, "yırmi sene mukaddem 'önce' bu yol asfaltlanacak deyu radyodan duyuruldu, hâlâ yapılmaya." Halkreylemesi başlayınca Haydar köyü biçare. Boynu bükük, asfalta kurban, gitti oylar yine havaya. Namı "kışla", bir başka köy, verır reyleri zatı âlinizin emrine, su meselesi neçare hiç hallolmaya. Halkreylemesi gelmiş bapı Mut'a 'Mut kapısına' yine adamlar salmışsmız oraya. Köyün reylerini su ile trampa eylemeye. Bir sene mukaddem umumi intihabatta 'genel seçimde', 450 haneli, bin nüfuslu "Hamam" köyüne, ne taleplen var. ne oynayacak adamları, topları, buldozerler gelmiş, namı futbol ayak oyunu için saha açmışlar! Göksu ayaklarının dibinde akar, su çıkmaz Mut'a. Hanesini inşa eylemiş gariban, belediye şimdi arsalarına sahip çıkar Nerden baksak Mut: ta kel vaziyet ayan beyan ortada. Hele bir Şehremaneti Reisi 'Belediye Başkanı' var kim, bu kulunuzun derdinden kırk senelik İçtimai Demokrasi Fırkası azası Ethem Bey, zatıalinize "git" demekten sarfı nazar eylemek 'caymak' üzere. Hele ıllaki bu reis gitsin diye 'evet' reyi kullanacağını çığırır. Sebebi ise, üç yüz atla meşgul oluşu. Bizzat sahsı mülkleri olmak üzre. Hele hele Suleymancı diye nam salmış, merkezi İstanbul'da bir tarikat, Mut'tan Silifke'ye, oradan Tarsus'a ve dahi İçel vilayetine dek tesirini icra eyleye. Ortamektepli kızlara "pansiyon" namıyla kurduğu dergâhlarda din talimleri yaptıra yaptıra, muntazam fasılalarla 'düzenli aralıklarla' içtimalarla 'toplantılarla' dini telkin ve de tedrisat 'eğitim' yürüte yürüte fırkanızın bu kesimlerdeki teşkilatının içine girerek kanlanıp budaklanmada. Geçen intihabatta efendilerinden hangi yana rey verecekleri talimatı almışlar. Bu kez, gerek görülmezmiş. Paraysa para, disiplinse disiplin, kaffesi 'hepsi' fırkanızda. Bu halkreylemesinde emre lüzum yok, hepsi yanı başınızda. Amma velakin başvekilimiz, 30 bin müntehıbin 'seçmenin' rey verdiği Mut'la çokça mutlu olmayın. Geçeh seçimde 10.653 adet İçtimai Demokrat Parti'ye rey çıkmış. Bu fakir, hiçbir meselesi çözülmemiş Mut'ta. Fırkanıza da 8 bin rey. Beş bini Suleymancı tayfasından. Beş bin de ayrıca eski ağababanızın fırkasına. Nispete vurulursa, yüzde 65'ten yukarı hayır! Derin hürmetlerimizle arz ederiz muhterem başvekilimiz efendimiz." rüşen Demirel, dün de Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti. Goruşmenin basına açık bölümünde, ilk konuşmayı Nezih Demirkent yaptı. Demirkent, "Bir yandan ekonomik koşular, bir yandan moral baskısı, öte yandan bilinen bazı nedenleT dolayısıyla, Turkiye'nin fikir özgürlüğü bakımından arzu edilen noktaya gelmesinde katkıda bulunacak herkese sevgi ve saygımız var" diyerek, Demirel'den yalnızca muhalefetteyken değil, ikidara geldikleri gürüerde de basınla diyaloglarının diğer parülerden farklı olmasını diledi. Demirkent, konuşmasını şöyle tamamladı: "Bu benim şahsi kanaatim değil. Bugüne kadar her muhalefet partisiyle kardeş, bir arada olduk, ama iktidara geldikleri zaman sıkıntılarımız oldu. Gazetelerimiz kapatıldı, arkadaşlarımız suçlandı, ekonomik baskılar oldu. Bugün de maalesef buna benzer tablolar yaşıyoruz." DYP Genel Başkanı Demirel de konuşmasına "Bizim iktidarlanmız zamanında basınia diyaloğumuz gayet düzgün olmuştur. Bu gelecekteki iktidannuz için bir nevi teminattır. Biz basın üzerine hiçbir baskı koymadık, hiçbir zorlamada bulunmadık, hiçbir iktisadi tazyik de yapmadık" diyerek başladı. Temel hak ve hürriyetlerin varlığının özgür ve açık bir toplum için kaçınılmaz oluduğunu, bir ülkede olup bitenleri, o iilkenin vatandaşlannın öğrenme hakkı olmadığı durumlarda açık toplumdan söz etmenin mümkun olamayacağmı vurgulayan Demirel, şunları söyledi: kıntıları biliyorum. 'Türk basını hiirdür, basın hürdür, sansür edilemez' anayasa hukmü. Ama öyle bir takım tatbikatlar yaparsınız ki, bu kâğıt üzerinde kalır. Başvekile Istida. KIRIKKAll'DEN HİKMET ÇETİMKAYA K1RIKKALE O yaşlı kadını Urgüp'te tanıdım. Bir pansiyonda temizlik işleri yapıyordu. Sormadım, ayda kaç lira kazandtgını. O da söylemedi. Üç çocuğu vardı. Kocasını yıllar öncesi yitirmışti. Günun ilk ışıklan vuruyordu Ürgup üzerine. Turist toplulukları yavaş yavaş uyanıyordu. Az sonra halıcı ve hediyelik eşya satan dükkânlar kepenk kaldıracaktı. Beiediye işçileri göründü ileride. ilçenin yollan yapılıyordu. Son günlerde yoğun bir çaJışmagöze çarpıyordu. Dört yıldır bir çivi bile çakmayan belediye, şimdi altyapı gibi sorunlara egilmeye başlamıştı. FakFukFon yardımının musluklarmı kaymakamlar yine açmtştı. Yoksullara torba torba pirinç, şeker, nohut, un, makarna dağıtılıyordu. işte o yaşlı kadın belki bu yüzden, küçuk sevinçlerden oluşan cozülmesi güç bir yaşam yumağı kuruyordu. 'Biz Kelek miyiz Arkadaş 5 2. Muhalefet partilerinin yönetimleriyle teşkilatlan arasında bölünrne var. Muhalefet yöneticileri seçim istemiyorlar ve seçimden kaçıyorlar. Ancak teşkilatlar "bir an önce seçim yapılsın, bu ANAP'tan kurtulalım ' diyor. 3. Milletin büyük çoğunluğu, "Özal giderse tnönü gelir" korkusu içinde. Turkiye'nin muhafazakâr seçmen tabanı referandumda hayır çıkması halinde ANAP iktidarırun bir genel seçime zorlanacağını ve özal'ın seçimi kayKöylu kuîtarınız yana yakıla ağbetmesi halinde SHP'nin iktidar olacağı göruşünü taşıyorlar. Bu laşırlar ki, her müntehabatta nedenle sağ oyları bölmek istemi 'seçimde' hep bugünkü gibi ola. yorlar. Sağ oylar da iktidar par Adamlarınız gele Mut'a, misalen tisi olan ANAP'ta toplanacaktır. arz edelim "Haydar" köyü muhtarı söyledi kim, köyü ana yola bağlayacak bir kilometrelik asfalt yol aha hiçbir zaman yapılmaya. Ver oyunu, tamam deyu adamlar, Tezgâhta kelekler var. Köylüler bir ad takmışlar: Kavunun torunu bunlar... İyi turşu kurulur kelekten Ben kelek turşusuna bayılırım. Bir sögüt ağacının altındaki masada beş kişi tartışıyor. özal'ın "Enflasyonu bırakın, keyfınize bakın " sözlerinı eleştiriyorlar. içlerinden birinin sesi gür. Bağırdıkça bağırıyor: Biz kelek miyiz arkadaş(!)... Allahıma kelektir bu millet ağabey. Kelek olmasa sabahtan akşama aha burada oturup iskambıl oynar mı? Gıder Kırıkkale'ye bir tezgâh açar, tariasında ürettiğini satar. Ama bunlar tembeldir. İş yapmasını sevmezler. Bu kez ben ona soruyorum: Sen 25 eylülde beyaz mı vereceksin, kahverengi mi? Gömleginin cebinden Samsun paketini çıkarıp bir sigara yakıyor. Slvrlhisar yakınlarmda yine bir kır kahvesinde geceyarısı sohbetinden edindiğimiz izlenlmi aktarmakta yarar var. Otuz kişlye tek tek sorduk "evet mi, hayır mı?" diye. Sonuç: 19 hayır, 6 evet, 5 kararsız. Benim oyum anamın ak sütü gibi kahverengi ağabey. Ama yanımdakiler seni kandırıyor, Bunların beyteri, ağaları sırtlannı sıvazladı mı giderler 'evet' derler. Nah, iki gözüm önüme aksın... Sonra DYP'iierie konuşuyoruz. Onlara göre ANAP'ın defteri dürülmüş. Polatlı'da hayır oylarının yüzde 70'i bulacağını umut ediyortar. DYP'litere soruyoruz: Ama ANAP'lılar sizin gibi duşünmüyor? Verdiklerı yanıt şu oluyor: Onlar düşünmeye fırsat bulamıyorlar. Tren Polath'dan kalktı Ankara'ya varıyor. FakFukFon bile onları trene yetiştiremez. Acaba yurttaşlar ne düşünüyor bu yörede? Sivrihisar yakınlarmda yine bir kır kahvesinde geceyarısı sohbetinden edindiğimiz ızlenimı aktarmakta yarar var: Otuz kişi vardı. Tek tek sorduk "Evet mi, hayır mı" diye. Otuz kışiden ondokuz kişi "hayır" dedi. Altı kişi ise "evet". Geriye kalan beş kişi ise çekimserdi. Yirmibeş yıldır, bu seçim gezilerıne çıkarım. Halkın böylesine karartı tavrına ilk kez tanık oluyorum. Sadece Urgüp'te gördüğüm o yaşlı kadın ile Sivrihisar yakınlarındaki kahvedeki beş kişi dışında... Evet NEVŞEHIR NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇJ Hayır rengi Turgut Bey Buralarda Bitmiş g sütlükahve ANKARA (Cumhuriyel Biirosn) Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 26 eylül tarihinde yapılacak halkoylamasında uygulanacak takvimi belirledi. YSK "hayır" oylannı temsil edecek kahverenginin tonunu "süüükahve" olarak seçü. YSK Başkanı Muammer Elçin, bu tonun seçiminde "bulunması yasal zorunluluk olan siyah yazının okunmasını zorlaştıramayacak, kahverengi üzerine basılabilecek tercih mühunınun en silik dunımdaki izini bile gizleyemeyecek ve kahverengi karakterini kaybetmeyecek bir ton bulunmasına özellikle özen gösterildigini" soyledi. Elçin, dün Ankara'da bir basın toplantısı düzenleyerek, YSK'nm halkoylaması için yaptığı takvimi açıkladı. Buna göre sandık seçmen listeleri 24 ağustos çarşamba günü saat 08.00"de askıya çıkacak. Listeler 3 eylül cuma günü kesinleşecek. Halkoylamasında 30 milyon dolayında seçmenin oy kullannıasının beklenildiğini bildiren Elçin, 45 milyon adet oy pusulası basılacağını kaydetti. Elçin, sandık seçmen listelerinde yazılı olmayan ve yurtdışında 6 aydan uzun suredir ikâmet edenlerin, Edirne Kapıkule'de, tstanbul Ataturk, Ankara Esenboğa ve tzmir Adnan Menderes havalimanlarındaki gumrük kapılarında yurda giriş ve çıkış yaparken oy kullanabileceklerini bildirdi. NEVŞEHİR Hacıbektaş'tan, ci memleketi. Millet kan ağlıyor... Ben sakat bir vatandaşım,12 bir anlamda buruk ayrılmıştım; Hacıbektaş Şenlikleri'ni düzen Eylül'den sonra çıkış verdiler! Siz.SHP'lisiniz galiba? lemeye elkoyanlar, Hacı Bektaş Hayır, DYP'liyim! Veli'nin bektaşi olmadığını sapTerzi söze karışıyor. Düzgün tamaya mı çaba gösteriyorlardı? Tutucular, hoşgörü simgesi Ha konuşuyor. Önceleri. her gün bir cı Bektaş Veli'yi de, "Türkİslam gazete alırmış. Artık alamıyorsentezi" içine mı sokmak istiyor muş. Nakliyeci lafa karışıyor: lardı? Geçen yıl, bir konuşmacıya, "Konuş, ama bektaşiliğin adı Ahmet Özal, Marmaris'teki nı anmadan konuş" dediier; bu yatı nerden aldı? Nereden buldu nu öğrenenlerin dortte üçü salo bu serveti? Marmaris'e gittiğimnu terk edip çıktı Bu yıl, iki türlü de gördüm "Ahmet Özal" yazıyor toplantı yapıldı. ilhan Selçuk, yatta. Marmaris'in en güzel yeriAkın Birdal, Ahmet Yürür, Hikmet ne çekmiş yatı, yazıyor: "Ahmet Çetinkaya, Ahmet Abakay'ın da Özal" diye. katıldıkları ikinci gün toplantısı, Hacı Bektaş Veli olayını yerli yerine oturttu. Server Tanilli'nin yolladığı mesaj, ayakta alkışlandı. Nevşehir'de, sabahın erken saatinde "Şehir Palas"tan çıkıp, nabız yoklamaya çalışıyorum. Üçdört kişi oturmuşlar, söyleşiyorlar. Selam verip yaklaşıyorum: Ben gazeteciyim, nabız yokluyorum; 25 Eylül'de "evet" mi, diyeceksiniz, "hayır" mı? Hayır! diyor biri, yüz kere hayır! Peki, neden hayır? Altı dönüm tarlaya, beş kiie tohum ektim, arpa ektim, on beş kile dene (dane) çıktı. Eskiden 70 kile alırdım. Satamadığım gibi, hayvanım da aç kaldı. Evde beş baş horanta (aile kalabalığı) yatıyor. Bir de FakFukFon var, bir sigarasını ictiysem zehir olsun! İkinci konuşan, terziydi. Şöyie dedi: Ben, siftah etmeden dükkânı kapatıyorum. Eve kuru ekmek götüyorum. Eskiden eve dört ekmek götürürdüm, şimdi on ekmek götürüyorum. Eti vitrinde görüyoruz. Böyle bozuk bir zaman hiç goruimemiş. Şu makara, şurada beş lira, burada on lira, bu ne biçim iş? Bu memleket bu kadar mı sahipsiz? O, Yargıtay, Damştay başkanları cübbe sürüyoriardı, nerede bunlar şimdi? Çiftçi söze karıştı: Bir kiio et 5000 lira, bu ne insafsız şey? Buğdaya yüzde 6, gübreye yüzde 3540 zam yaptı. Birbaşkası söze karıştı: Sigara, katma değer kime yaradı? Yine zengine yaradı. Hem kârını koyuyor hem de KDV'sinı cebine atıyor. Bu hükümet zengin hükümeti! Biri de şöyle konuştu: Ben kamyoncuyum, 450 bin lira bir lastik. Yükün kilosu İzmir'e 15 lira. Bu hükümete nasıl "evet" dıyeceğim? Bu memleket (Nevşehir demek istiyor) naklıye Bir başkası karışıyor söze, galiba terzi (adları var, ancak açıklamıyorum), şöyle diyor: Bir taraftan, hayali ihracattan milyarlar vurulurken, bir yanda vatandaş sürünüyor, ölüyor. Onlar yatlannda yatarken, ben iş bulamıyorum. Karnımızı doyuracak iş bulsun, ona çalışalım. Nevşehir'de çarşıpazar dolaştım. İzlenimlerım daha bitmedi. İlk izlenimlere göre Turgut Bey de, iktidan da Nevşehir'de bitmiş, gitmiş. Nevşehir'de "hayır" oyları, yüzde 70'i aşabilir. Seçimlerdeyse, belediyeyi DYP alır... Taşın üzerine oturdu. Bir süre öyle kaldı. Üsteiiyordum: "Evet mi, hayır mı diyeceksin ANAP'a?" Yanrt vermek istemiyordu. "Söyle" dedim, "İnan kimseye söylemeyecegım". Şaşkındı, ne yapacağını bilmiyordu. Gözlerine bir korku bulutu çöktü. O küçük dünyasında belkı şimşekler çaktı. Haydi söyle evet mi hayır mı? "Bugün dünya, sanayi topluEllerini ovuştururken, "Ama ben" dedi, "hamundan enformasyon toplumuna yatımda bu yılki kadar pilav yemedim". Durdu geçiyor. Türkiye de sanayi topluve yutkundu. Bir süre hiç konuşmadık. Kalkımunun ötesinde enformasyon yorduk ki sordum: "Mutlu musunuz bu kadar toplumunu kucaklamaya mecburpilav yediğinize?" Basını salladı: "Hee mutdur. Enformasyon toplumu, temluyum" dedi. sili demokrasiyi de katıhmcı demokrasi yapmıştır. Enformasyon O halde evet diyeceksiniz ANAP'a. toplumu olabilmek için toplumu Gözterini çevirdi, hiç ses çıkarmadan uzakenforme eden bütün vasıtalann laştı görevlerini gereği gibi yapabilmesi Keskin üzerinden Kırıkkale'ye vuruyoruz İç gerekir. Bunlar, gazeteler, radyo, Anadolu sapsan bir ağustosu yaşıyor. Kırsal ketelevizyon, haber ajanslarıdır. Bir • sim son yılların en zor dönemini geçiriyor. de TBMM'deki kürsüdur. Bu Gazetelerde Başbakan Özal'ın enflasyonla kürsu eğer hürse, serbest ve hür ilgıli demeçleri. Göcek'te "beyaz tatilı"ni ünlü seçimlerden meydana gelmişse, bu işadamı Nurettin Koçak'ın Nirvana yatında gekürsüde olup bitenleri vatandaş çiren Özal, istanbul'a dönerken şöyle diyor: doğru olarak öğrenebiliyorsa Enflasyonu bırakın, keyfinize bakın... 'hür'ler zincirinin birinci halkası Kırıkkale yakınlarmda bir kır kahvesindeyiz. Beyazı kirletmeyîn, temizlemek zor olur Kaleciye soruyoruz: "Referandumdaki ceza atışmda ne yapacaksın?" Kaleci, biletçiye soruyor: "Referandum da ne ki?" Biietçi "Yerel seçimler öne alınsın mı, ahnmasın mı oylaması yapılacak ya!" Kaleci, "Ha, benim için hiç fark etmez" diye yamtlıyor. IŞIK KANSU de 38.5 dolaylanndaki bir oy oranı ile sonucu 70 yapmış. ANAP ll Başkanı Hüseyin Ongun, halkoylamasında "evet" oylarının yüzde 6070'lere ulaşacağını söylüyor. "Tüm muhalefet partileri 'hayır' dediğine göre, halkoylamasında yüzde 38.5 oyunuzu 20 puan nasıl arttınrsınız?" diye sorduğumuzda Ongun, "Kirletmeyin beyazı, yoksa temizlemesi çok zor olur" diyor ve her dolaştığımız ilde, ANAP'lı yöneticilerin yinelediği yanıtı veriyor: "ANAP iktidan döneminde yolsuz, susuz, elektriksiz yer kalmadı. Biz hizmet götürdük, onun için oylanmız artacak. Ayrıca, milletimiz demokrasiye inandığı için anayasa degişikliğine 'evet' di* yecek." ANAP'hlar, halkoylaması öncesi fındık taban fiyatının 2 bin lira olarak açıklanmasının "evel"e etkisine çok güveniyorlar. RP 11 Başkanı Mustafa Erdein, hayırcı olmasına karşın, fındığa iyi para verildiğini belirterek bu 'yüzden "evet'lerin Ordu'da ağır basacağına inanıyor. DYP tl Sekreteri Talat Tercan, aynı kanıdâ değil. "Fındığa 2 bin lira verdiler, ama fındık toplama için ameleye geçen yıl 3 bin veriliyordu, bugün 9 bin lira veriliyor. Patosun (fındık kabuğunu ayıran makine) saati 5 ila 6 bin liraydı. oldu 15 bin lira, bütün bunlan fındık üreticisi 2 bin lirayı almadan ödeyecek. Bu unutulmamalı" divor. ORDU IZLENIMLERI Hazine yardımı DSPveRP'ye 3509şer milyon lira ANKARA (AA) DSP ve RP, Hazine yardımı olarak öngöriilen 350'şer miiyon lirayı dün aldılar. Siyasi partüere Hazine yardımı yapılmasına ilişkin yasada yapılan son değişiklikle, genel seçimlerde yüzde 7'nin üzerinde oy alan siyasi partilere de yardımda buiunulması öngörülmüştü. Hazine yardımınm alt sırnnru 350 milyon lira olarak belirleyen yasada, genel yerel seçimlerin yapıldığı yıllarda bu yardımın iki misli olarak ödenmesini de hükme bağlamıştı. Buna göre, bu yıl secim yapılması halinde DSP ve RP, 350'şer milyon lira daha alacaklar. ANAP, SHP ve DYP'ye de daha önce aldıkları yardım kadar ödeme yapılacak. Kapadokyah Feyzullah referandum değil, fabrika istiyor ORDU Lunaparkta çocuk çığlıklan, denizden gelen dalga seslerini bastırıyor. Ordulu gençler, karşılarında saatlerdir atılan penaltıları kurtarmak amacıyla kanter içinde kalmış kaleciye tüm güçleri ile şut atıyorlar. Kaleci, 3 gole bir Marlboro vermemek için bir sağa, bir sola atıyor kendini. Ordu'nun golcüleri penaltı atmaktan yorulunca, kaleci kısa bir sure soluk alıyor. Fırsattan istifade soruyoruz: Referandumdaki ceza atışmda ne yapacaksın? Kaleci, biletçiye dönüyor: Referandum da ne ki? Biietçi, "Yerd seçimler öne alınsın mı, ahnmasın mı diye halkoylaması olacak ya... Onu soruyor" PmTESLEfiEÇİN?YDRLM Uçhisar'ın fakirtiği, mahalle oralanna girip, kadınlarla, çocuklarla konuşunca hemen anlaşılıyor. Mahmut Sargın (yaşlılardan diye açıklamada bulunuyor. Kalesağdaki) "Bu zamlar, köy yerinde bile belimizi bükmeye başladı. Bakalım n'olur" diyor. (Fotoğraflar: Cumhuriyet) ci, "Ha" diyor, "Benim için hiç farketmez, ne zaman yaparlarsa yapsınlar. Ben, bir davamdan para cezamı ödemeye çalışıyorum." satıldığını söyleyen emekli öğretmen Lunaparktaki kalecinin para emme" diye açıklarken, "emme"sini de B. ECEVİT Hüseyin Taşan, "Ama bnnun vanında kazanmak için 3 alternatifi var: şöyle devam ettiriyor: gübreye yüzde 5070 zam geldi. Köylü LÇHİSAR "Her şey iyi güzel de, bu Kalenin tam ortasında durmak, "Emme yetti artık bu zamlar. Bizim köy zamlar, hayat pahalılığı, artık belimizi perişan. Artık eskisi gibi oyuna gelecegini zaten fakir. Bu zamlar koy yerinde bile sağa, sola uçmak. büktü. Dayanacak sabır kalmadı artık sanmıyorum" diye konuşmasını Ordulu seçmenin kafasım da belimizi bükmeye başladı. Bakalım köylüde." sürdürüyordu. halkoylaması öncesi "allernatiF' n'olur?" k2nştırıyor. Ozellikle kırsal kesim45 yıldır çiftçilik yapan Feyzullah Sak, Feyzullah, sık sık araya girip konuşuyor: Köy sokaklarında gezerken, hisarın deki seçmen "Haydi halkoylamaNevşehir'in Uçhisar köyü camisinin "Seçim, seçim, seçim. Nedir bu sık sık etrafında oynayan çocukların bize sında Özal'a hayır dedik. Özal da önünde referandumdan konuşurken, bir secim? Kaç paraya mal oluyor kimbilir? seslendiklerini duyduk: gitti. Ne olacak?" diye düşünüyor. çırpıda böyle söylüyordu. Belki 50 milyar, belki 100 nıilvar. O Bizim de resmimizi çek abi, bizim de... Kapadokya bölgesinde bulunan Uçhisar'ın parayla fabrika yapılsa da gençlerimiz 5 çocuk poz verirken, aralarından Mehmet Buna, ister guvcnsizlik deyin, ister boşlukta kalma korkusu. 3 bin dolayında nüfusu var. Genellikle adlı çocuk seslendi: çalışsa; orada para kazansa olıtıaz mı?" Ama, böyle bir olgu var. Ordu'da patates uretiminden para kazanıyor Resmimizi çekiyorsun, ama bize para Koyün yaşlılanndan Mahmut Sargın, ANAP, 29 ekim seçimlerinde yüzinsanları. Patatesin 7580 lira arasında vereceksin.. düşüncesini "eski anarşik olaylar yok
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear