29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yerek diğer yanm günun tümünü özel derslere ayırdıkları görülmektedir. Halbuki genç kuşağın sosyal değerlerinin geliştiği bu yaş döneminde eğitim yalnız derslerin öğretildiği bir kurum değildir, olmamalıdır. Eğitim basamaklarında "müfredat" sırurlannın ne denli birbirine karıştıfcı, geçen yüın sınav sorulanndan da açıkça görülmektedir. Ortaokula seçme sınavındaki bazı sorulan n, fen lisesi giriş sınavındakilerden, hatta ÜSYM'deki sorulardan daha güç olduğu gözlenmiştir. Ortaöğretimde diğer önemli bir çarpıklık da öğretim dilidir. Yabancı dilde öğretim yapan okulların başarısının nedeni yanhş yorumlanmıştır. Gerçekte öğretmen kadrolannın iyi seçilmesine ve küçük sımflarda eğitim yapıhnasına bağlı başan; eğitim dilinin yabancı olmasından kaynaklanıyormuş yanılgısıyla bircok lisemizde eğitim yabancı dile dönüştürülmüştur. Bir ulusun kültürüne bundan kötü bir darbe düşünülemez. Yabancı dil öğretmek başka şeydir; yabancı dilde eğitim yapmak başka. Nitelikli öğretmen yetersizligi yanında bu kadrolann özel okullarda birikmesi sonucu; ücretsiz iyi bir eğitim olanaksız hale gelmiştir. sorunu göz ardı edilemez. Çocuklanmız, gençlerimiz için ikinci bir ana baba görevi yükümlülüğü taşıyan bu kadroyu oluşturabiliyor muyuz? Yıllar içinde ideolojik olarak devletçiükten uzaklaşmamız, devlet memurluğunu, bu arada öğretmenliği de (üniversite öğretim elemanlığı dahil) sosyoekonomik bakımdan çekici olmaktan çıkarmıştır. Bu gerçeğin en açık göstergesi, eğitim fakülteleri«ün ÜSYM tercihlerinde alt sıralardaki yeridir. Aym olay, tıp gibi özel durumu olan birkaç fakülte dışındaki, akademik kadrolara başvurularda da görülmektedir. Nitelik açısından çöküş ortadadır. Bu durumun duygusal idealizm yoluyla kendi kendine çözümlenmesini beklemek hayaldir. Nicelik yönünden açığı kapatmak için aJelacele hızJanchnlmış uydurma eğitim kursları ile öğretmen yetiştirmenin acı örneklerinden biri de, Başbakana suikast yapan kişinin biyografisinde görülmuştür. Demek eğitim ordumuzda 19 günlük eğitim sonrasında öğretmen sayılmışlar da varmış. 6 TEMMUZ 1988 Gelecek Kuşaklar Tanrıya Emanet... Eğitimin önemine ve bugünkü durumunda bir çarpıklık olduğuna yürekten inanıyorsak, nedenlerini ve nasıl onarılması gerektiğini yoğun ve ciddi bir şekilde gözden geçirmeli ve tartışmalıyız. Dengenin bozulması otuz yıl önce başlamış ve bugünkü çözümü güç noktaya gelinmiştir. Prof. Dr. UĞUR DERMAN Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Bugünlerde bir eğitim yüı takvimini daha geride bıraktık. Yıl içinde, eğitimin bir ulusun geleceğinde ne denli önemli oldugunda birleştik; ülkemiz eğitiminde köklü düzenlemeler gerektiğinde anlaştık; altısından yirmi altısına kadar tum eğitim kuyıgımm sınavdan sınava yanştırdık; sorulan ve sonuçlan sayfa sayfa yayunladık, hatta baa anne babalaı iddialara tutuştu, özel doping diyetleri uyguladı ve mevsimi kapattık. Ne yapmak üzere? Tıpkı at yanşlan gibi geleeek yıl aynı programı ve kargaşayı bir daha yaşamak üzere!.. Eğitimin önemine ve bugünkü durumunda bir çarpıklık olduğuna yürekten inanıyorsak, nedenlerini ve nasıl onarılması gerektiğini yoğun ve ciddi bir şekilde gözden geçirmeli ve tartışmalıyız. Dengenin bozulması otuz yıl önce başlamış ve bugünkü çözümü güç noktaya gelinmiştir. Bu geniş konuvu incelerken üç bölüme ayırabiliriz: Eğitim hedeflerimiz, programımız; geleeek kuşağı yetiştirecek eğitimcilerimiz ve kurumlanmız ile bugünkü yanlışlanmız. iş alanı olup olmadığı hesaplanmadan sağlanabilmiştir. Doğru bir planlamada, yüksek öğretime hanrlık basamağı olan lise döuemi mezunlarımn %80'i bir üst basamağa devam edebilmelidir. Tersi, emek ve yıl kaybı demektir. (Bu sayılarda, diplomasının nasıl değerlendirileceği belirsiz "Açıköğretim" hesap dışı bırakümıştır). İşte, eğitimin hedefe en yakın yüksek öğretim basamağındaki bu tıkanma, kısa zamanda alt basamaklara da yansumştır. Son yanştaki (ÜSYM) başan şansını arttırabilmek için, daha önceki yıllarda mezunlan yanşı önde bitirmiş liselere rağbet 90/90.000 aday gibi VoO l'lik düzeye yükselmiştir. Başarma oramnın bu denli aslanın ağzında olduğu bir yanşta başannm nasıl ölçülmesi gerektiği de büyük sorun olmuş ve işte eğitim yöntemimizdeki en büyük çarpıklık bence bu noktada doğmuştur. PENCERE Jön Türk ile Yupi... Ciddiyetiyie nam salmış Le Monde Gazetesi'nin 1temmuzgünlü sayısında tam bir sayia iian: Parıs'teki Türkıye Emlak Bankası, Hpussmann Bulvarı'ndakı yeni yerine taşınmış. Olur a... Ancak bu duyurunun olmayacak bir yanı da var: Sayfanın başındaki eski ve soluk bir fotografta Jön Türkler'in 1888 yılında Paris'teki beş kişilık yönetim komitesi görülüyor; hemen altında da Emlak Bankası'nın 1988 yılında yönetimini üstlenen beş kişilik kurulun fotoğrafı yer alıyor. Ve kocaman harflerle ilan ediliyor: "Jön Türkler'in Paris'teki yeni adresi..." MaşallahL Reklam sanatının da kendine göre bir mantığı, raconu, namusu vardır. Yupi ne zamandan beri Jön Tün\ oldu? Bu reklamı hazırlayanların Türk tarihinden, ülke gerçeklerinden hiç mi haberlerı yok? Ya da doğruları bilerek saptırmayı marifet mı sanıyorlar? Jön Türk, 19'uncu yüzyılda Osmanlı mülkünde geçerli çağdışı yönetime karşı çıkarak, özgürlük ve demokrasi için savaşıma giren aydına verilen addır. Çoğu yurtdışına kaçmak zorunda kalan ya da sürülen Jön Türkler, Osmanlı toplumunda insan haklannı sağlamak amacıyla eyleme geçmişlerdi; Fransa'da, İngıltere'de dergiler yayımladılar, yurda yönelık yayınlar yaptılar. Le Monde Gazetesi'nde yayımlanan fotoğrafa bakıyorum, solda Ahmet Rıza Bey görülüyor. O Ahmet Rıza ki, yıllarca yurtdışında yaşadıktan sonra İkinci Meşrutiyet'in ilanıyia ülkeye döndü, oybırlığıyle Meclisi Mebusan'ın reisliğine seçildi. Fotoğrafın tarihi 1888... Aradan tam yüzyıl geçmiş. Bugün de Paris'te Jön Türkler var. Ancak onlar Emlak Bankası'nın Yupileri değillerdir. 12 Eylül faşizmi sürecinde yurtdışına kaç an Türk aydınları, yazarları, şairleri, fikır adamlarıdır. Le Monde Gazetesi'ne ilan vererek kendilerinı Fransa'ya Jön Türk diye tanıtmaya kalkışan Türkiye Emlak Bankası yöneticileri, hangı kör baltanın sapına yapışarak bu kadar kocaman bir çamı kökünden devirmişlerdır? • Özal yönetiminde "hanedan" ailenın yakınları, akraba ve taallukattır Bir de prensler var. Amerikan pıyasasında alt düzeyden toplanıp getirilen prensler "Yupi" diye anılıyorlar. Yupi; kâr, bilanço, aldımsattım, komisyon dünyasında gözüpek, genç ışadamıdır. Ama Batı dünyasında bu tür tuttuğunu koparan genç işadamı, özel sektörün piyasa koşullarında ış görür. Bızımkıler ise devlete sırtlarını dayamışlar... Kırk yıllık Türkiye Emlak Bankası, kâr ederken, devletin Anadolu Bankası'nı batıran Yupıler'e havale edıldı. Yukarıdan aşağıya tepeden inme bürokratık emirle gerçekleştirilen bu değişim, Emlak Bankası'nın başına yeni bir grubu oturttu. İşte bunlar Le Monde Gazetesi'nde fotoğraflannı yayımlatarak diyorlar ki: Biz Jön Türküz... Hay Allah layığınızı versin, evet, gençsiniz, Türksünüz, ama Jön Türk olamazsınız. * 1888... 1988... Tam yüzyıl... Yupiler, özgürlük ve demokrasi tarihimizdeki yüzyılı öğrenmek istiyorlarsa, Paris'te oturan gerçek Jön Türkler'e başvursunlar, kendilerine seve seve ders verecek olanlar elbet bulunur. Çözüm için öneriler tlk yapılacak, eğitimin amacı olan ülkenin gelecekteki toplumsal yapısına göre iş alanlarımn, meslek insangücünün saptanarak yüksek öğrenim kontenjanlanmn buna göre ayarlanmasıdır. Bu kontenjanlar klasik lise eğitimi kontenjanlanmn da ölçüsü olmalıdır. Bu saptandığında klasik lisedeki yığılmalann büyük bir bölümü daha erken bir dönemde meslek okullarına kaydınlmalıdır. Bu planlama gereksiz zaman, emek ve ekonomik kayıplan en aza indirmek için ön koşuldur. Bugünkü akış yanhşı için en kolay düzenleme ise, değişik basamaklardaki secme sınavlanmn içeriğinin, bağlı olduklan dönemin müfredatına uygun ve sınırları içine çekilmesidir. Bunlann arasmda ÜSYM sınavının içerik bakımından uygun ve yeterli olduğu görüşündeyim. (Bu basamakta üniversitelerde bölgesel kontenjan aynlması ve konu gnıplarırun daha uygun düzenlenmesi bu yazının kapsamı dışında sayılabileceğinden değinmiyorum). Ortaokullara geçme sınavı ise müfredat sırurlanm en çok taşan sınavdır. Sınav soru sayısı zamanyetenek turü ayarlamalarla müfredat içinde kalacak şekilde düzenlenmelidir. Ancak bu yolla eğitimi yeniden okul içine cekerek eğitimin toplumsal öğelerinden yararlanabiliriz ve öğretim ezberleme yönteminden düşünme inceleme yöntemine döndürebiliriz. Sırada ileri dönük ve en güç, ama en önemli çözüm aranacak sorun, her basamakta eğitici kadrolann yetiştirilmesidir. Toplumun geleceğinin temelini kuran en yüce bu mesleği, ekonomik ve toplumsal açıdan çekici düzeyine yeniden getiremezsek geleceğimiz aydınhk olamaz. Bunu gerçekleştirene kadar geleeek kuşaklarımıan yetişmesi Tannya emanet olmaktan ileri gidemez. Üniversite mezunlanmız mesleklerinde yeterli mi? Yukanda sözünü ettiğimiz sınav ve müfredat ile ilgili çarpıklıklann, tıkanmayı çözebilmek için çaresizlikten ortaya çıktığım bir an için kabul edelim. Bu kadar sık eleyip, en üstün W u n u üniversiteye aldığımız gençlerimiz sonuçta üniversitedeki meslek eğitimlerinde çok başanlı ve meslekte çok yeterli olsalardı sistemden yakınma ve eleştiriler teorik düzeyde sayüabilirdi. Oysa bu sınavlar zincirinden en başanlı çıkanlar, yüksek öğretimi de tamamladıktan sonra; 2030 yıl öncesine oranla mesleklerinde yetersiz ya da eksik, kendileri de güvensiz kalmaktadırlar. tşte olayda en korkulu nokta da, bu denli elemelere karşın amaca vanlamayıştır. Son basamaktaki bu başansızlığın nedenleri bellidir. Birinci neden eğitim, düşünme inceleme (analitik) becerilerini geliştirici olması gerekirken; tümüyle kalıpların ezberlenmesi ve önemli önetnsiz ayırt edilmeksizin sınava hazırlanma biçimine dönüşmüştür. Yetenekleri geliştirici ders dışı etkinlikler sıfıra inmiştir. Müfredat mı, zerzevat mı? Rağbeti gittikçe artan orta öğretim kurumlan, bundan 20 yıl kadar önce aday seçimi için her biri Ülkemizdeki nüfus patlamasımn olağan sonucu, kendi giriş smavını düzenlemeye başlanuştır. 10 yaeğitim çağındaki nüfus dilimi 20 milyona ulaşmış; şında bir çocukta neyi sınayacaklanm tam kestibu yığılmaya ilkokuldan başlayarak, okul öğret remediklerinden en kolay yönteme başvurulmuş; men yetiştirilemez olmuştur. Bu zaman sürecinde ilkokul müfredatmda olmayan, ortaokul döneminülkenin yüksekokul Üniversite mezunları sayısı de öğretilecek konulardan sorular katılarak düzeyda hızla artarak bu alandaki gereksinim ise büyük üstü zorlarnaJarla sıralama yoluna gidilmiştir. Bu ölçüde tamamlanmıştır. Bu nedenle otuz yıl önce yöntemin doğal sonucu standart müfredata ek, özel sinin, "gençlerimizi ne konuda olursa olsun oku ders ve kurslar müfredatı doğmuştur. (Bu çarpık yabildikleri kadar okutalım" basit ve uygulaması ek öğretim, ekonomik yönden çıkmazda olan öğkolay plan ve parolası geçerliliğini yitirmiştir. Da retmenlerin bir bolümü için çozüra de olduğundan Aynca oran bakımından bu kadar kısıntılı olan ha o dönemde ülkenin gelecekteki iş alanlan ve ge büsbütün kamçılanmıştır da...) üniversite kontenjanlan bile, ülke iş alanı gerekreksinimleri planlanıp, eğitim basamaklannın saOrta öğretim müfredatının bir kısmı ilkokul yıl sinmesine göre düzenlenmediğinden; mezuniyet yı ve nitelik bakımından düzenlenmesi gerekirken, lanna kaydınhnca orta lise müfredat sıralamala sonrası geleeek endişesi üniversite öğrencisinin ümit bu yapılmamış; yıllar içinde her basamakta yığü n da altüst olmuştur. Lise yıllannda da okulun ye ve hevesini büyük ölçüde kırmaktadır. Heves bile ma ve tıkanmalar gittikçe artmıştır. Bu tıkanma o rini özel sın«v aDtrenöıü kurslar almıştır. Sonuçta olmadan bir mesleğin öğrenilemeyeceği gerçeği tarkadar fazladır kı lise mezunlannuzdan ancak V»9'u eğitim, eğitim olmaktan çıkmış; yanş teknik ve tak tışılmayacak kadar açıktır. bir üniversiteye, ancak %2'si ilk seçenekleri bir tiği kalıplannın ezberletildiği bir kamp hayatına dömeslek eğitimine girebilmektedirler. Bu oran bile, nüşmüştür. Sınavlara hazırlanma o kadar ön pla Egitim ordusu yeterli mi? ancak yeni yeni üniversiteler, yüksek okullar ya na çıkmıştır ki, büyük kentlerde bazı ailelerin ilYukanda irdeledigimiz yöntem yanlışlannın yaratarak ve sonuçta ahnacak diplomanın karşüığı kokulda yanm gün öğretim yapan okullan yeğle mnda, en az onun kadar önemli olan eğitici kadro ARADA BİR H.BASRİ AKGtRAY Hukukçu, eskiparlamenter Babamızöğretmenimiz Vuslatına Eıişemediğimiz Özlem: Demokrasi Her ne kadar anayasamızın 2. maddesinde, Turkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmış ise de, ülkemizde özellikle 12 Eyiül 1980'den sonra demokrasinin gerçek anlamda var olduğu savunulamaz. Gerçekten, 1982 Anayasası, siyasal partilerin, demokrasinin vazgeçilmez unsurları okJuğunu benimsemiş olmasına karşın, aynı anayasa, hangi partilerin kurulup, hangilerinin kurulamayacağını belirtmiş ve demokratik ülkelerde serbesçe çalışan bir boium siyasal partilerin kurulmasını yasaklamış ve boytece, vazgeçümezJerin bir kısmı vazgeçilir olmuştur. Dahas», vaigecilmezliği kabul edilenlerin de yoneticiieri, milletvekili adayiarı, bir kaç ystkilinin kişisel süzgecinden geçirilmiştir. Görüldüğü gibi, böyle bir yönetim anlayışını demokratik olarak nitelemeye olanak yoktur. Ne var ki, 1950 yılını başlangıç olarak alırsak, kırk yıla yaklaşan bir zaman sürecinde gerçek demokratik yaşama geçememlş olmamızın nedeni, ne sadece 12 EylOI okjusu ne de iktidarlann günahtdır. Kuşkusuz bu günahta en büyük pay onlarındır, ama oldukça büyük bir pay da, var olan tüm siyasal partilerie seçmenlere, daha geniş bir deyişle, halka duşmektedir. (Arkası IS. Sayfada) ENVER KARTEKİN'i (Enver Babamızı) aramızdan aynhşımn bir yıldönümünde daha sevgi ve özlemle anıyoruz. ÖGRENCİLERİ ve KARTEKİNLER TEŞEKKUR Sevgili Kızkardeşimiz TELEFON NUMARAMIZ 5216110 Dernek merkezimiz Küçüklanga Caddesi (Minibüs yolu) Şafak Apartmanı 10/5'te faaliyetlerine devam edecektir. Tiryaki Hasan Pasa Cad. Toprak Han No: 60/4 adresimiz TAYAD BÜLTENI merkez bürosu olarak kullanılmaya devam edecektir. Halkımıza duyurulur. Tutuklu ve HUkiimlü Aılelen r p i y » |w ' o ve Hukıımlu Aileleri YardımlaşmaDeraeği l / V İ L / V U vefatı nedeniyle, büyük acımızı paylaşan akraba, arkadaş, dostlarımız ve ilişkimiz bulunan kuruluşlara sonsuz şükranlar sunarız. AĞABEYLERİ DR. 1AHSİN SAYIL MUS1AFA KEMÂL SAYIL ERDEM SAYIL'ın ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİYİ ÇİZMEK Foça Fransız Tatil Köyü civarında SS tmbat obasında inşaatı başlanacak olan, tüm ödemeleri yapılmış tripilex villa sahibinden. Tel: 372 57 96 16.0021.00 saatleri araa Sabah Gazetesi 16.5.1988 Vakıflar Bankası'nda hizmetin "Günu / Saati" yoktur. akıfbank'ta hizmet mesai saatleriyle sınırlı değildir. Vakıfbank, gerektiğinde, haftanm 7 gününde ve günün 24 saatinde hizmet verir. Cündüz demez... gece demez. Cumartesi, Pazar demez. Vakıfbank'ı seçenlerden, Vakıfbank'a güvenenlerden ilgisini eksik etmez. İşte bir örnek: Vakıfbank'ın Zonguldak Şubesi emeklilerin maaşlannı almak için geceden bankalarm önünde sıraya girdiklerini görünce Sahur'da bankayı açarak, emekli yurttaşları bekletmeden, maaşlannı ödemiştir. Ve diğer örnekler: Vakıfbank'm "Tam gün, sürekli hizmet" ilkesiyle hareket eden Müdür, Müdür Yardımcısı ve "Exspres Gişe" yetkilileri, öğle tatili saatlerinde de hizmet sunmaktadır. Vakıfbank'm yeni hizmetlerinden "Ekspres Gişe" tek gişede, tek kişiyle işinizi çözmektedir. Vakıfbank, SSK ve Bağkur emeklilerinin maaş ödemelerini tarihinden önce, CumartesiPazar günleri de yapmaktadır. 5.S.K. Emekli Mooşlon Erfc«n Öd«m« Progromı 12 15 14 15 3 4 5 6 1988 13 3 1988 Cumortesı 1988 Cumo 1988 15 5 1988 Cumartesi Pozor Çarşomba 1988 13. 8 1988 14 8 1988 Cumorten Pozar 15. 9 1988 Perşembe 15 10 1988 16 10 1988 Cumortesı • Pazor 12 11 1988 13 11 1988 Cumartesi Pozar BoğKur Em«Hi Mooşlon ErV«n Öd«m« Progromı 27 2 1988 • 28 2 1988 1 41988 30 4 1988 • 1 5 1988 1 61988 1 7 1988 Cumartesi Pazar Cuma Cumartesi • Pazar Çarsamba Cuma 30 1 1 30 7 9 10 10 1988 • 3 1 7 1988 Cumartesi Pazar 1988 Persembe 1988 2 10 1988 Cumartesi Pazor 1988 Pazar dkr •Mfc tmu Id,* uruBen üğüGo lidcn •«eçveanırpya faana jştu. cmeklilere zehir ctmedi onunde kuyruğa gndikieJ«kisını «yakta ' memnunbanka persorelme tesek' kuı ederken. mudur H." K d a v ı u ~ , çekürmemey, e kabul e t ü k J e ö : önünde gelen w bankanm kuynk kl VAKIFBANK "Geçmişe önem geleceğe giiven" Vakıfbank, zamanın para kadar değerli olduğunu bilen bankadır. TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear