14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 Matematikten korkuyoruz TAYFUN GÖNÜLLÜ ANKARA "Bizde öğretildiği şekliyle matematik, düşünmeyi öğretmediği gibi, salla başını al maaşım tipinde insanlann yetişmesine neden olnyor. Biz ise 11 yılhk eğitimin olumsuzluklanoı 4 yılda silmeye ealışıyoruz. Belki de Donkişotluk yapıyonız." Bu sözler, öğretmen adaylanrun eğitim ve öğretimiyle ilgilenen ODTÜ Eğitim Bilimleri Fakültesi Matematik Eğitimi Doçenti Meral Aksu'nun. Hacettepe Üniversitesi matematik profesörlerinden Tımur Karaçay, 10 Ue 15 yıldan bu yana matematik eğitiminde bir gerilemenin olduğuna işaret ederken, Ankara Oniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Profesörü Fatma Vanş'ın"kaliteli öğretmen yetiştirilmeye başlanmıştır. Ancak bu açığın kapanması 1015 yıl sürecektir" yaklaşımı, 30 yıl gibi uzun bir dönem içinde onbinlerce öğrenciıün "körü egtâm"in kurbanı olduğunu ve olacağını ortaya çıkanyor. Bu 30 yılhk dönemde, binlerce genç, matematik dersinden sınıfta kalırken veya üniversite sınavlarını başaramazken, yine bir o kadannı da aynı son bekliyor. Prof. Karaçay, "Öğrendleri, gençleri matematik bilmiyor, diye harcamamalıyız. Yani bir anlamda sınıfta kalma olgusn ortadan kalkmalıdır" önerisinde bulunuyor. Biİim adamlan özellikle öğrencilerin ÖSS'de matematikten başansız olmalarına ilişkin, "ÖSS'de gerçekten iyi sonılar soruluyor. Ancak bizim okullanmızda bunlar öğretilmiyor. Sorulan sorular düşünmeye yöneliktir. ÖSYM, okullanmızda böyle bir yöntemio uygulanraadıgını bilmiyor mu?" diyorlar. Aynca bilim adamlan, çocuğun daha ilkokul sırasına otunnadan matematikten soğutulduğu konusunda birleşiyorlar. Amacma ulaşamayan matematik eğitiminin en açık örnekleri ÖSS istatistikleri. Son 6 yüda üniversite seçme sınavlarına (ÖSS) 2 milyon 234 bini aşkın üniversite adayı katıldı. Bu adaylara "sayısai" olarak da bilinen, fen bilimlerinden' 443 soru soruldu. Adaylar bu sorulann 70.9'una doğru yanıt verebildiler. Geçen günlerde yitirdiğimiz ÖSYM Başkanı Prof. Altan Günalp, 1988 Öğrenci Seçme Sınavında adaylann 74 fen bilimleri sonısundan ortalama ll'ine doğru yanıt verebildiklerini açıklayarak, "Adaylann matematik, hele bele yabancı dil bilmedikieri gün gibi ortadadır" demişti. Özellikle ortaöğrenimde problemli bir ders olarak var olan matematiğin istenilen şekilde öğretilemeyişi gelecekte toplumda ne gibi sorunlara yol açacaktı ve matematik korkusu nasıl yenilecekti? Matematik öğrenmekteki amaç neydi? Matematik öğrenmek istemeyen, öğrenmeden okuldan mezun olsaydı ne olurdu? Bakan Hasan Celal Gttzel ve bilim adamlarının bu sorular doğrultusundaki görüş ve düşünceleri şöyle: dan soğutuyor, hatta korkutuyor. Bununla birlikte ders korkusu sadece okuldan değil, bazı sabit fikirlerle aile ve okul dışı çevreden de kaynaklanıyor. Matematiği öğretmek bütün diinyada problemdir. Matematik öğretiminde, günliik hayatla ders arasında ne kadar iyi paralellik kunılursa o ölçüde iyi sonuç alınacağı kanaatindeyim. Ders ne kadar gerçek bayattan soyutlanırsa o kadar zorlaşır. 1970'li yıllarda başlatüan modern matematik klasik matematikten daha soyut. Bu yüzden oğrenraek zoıiaşıyor. Bütün dünyada şimdi klasik matematiğe doğru bir dönüş var. Bir de öğrencinin kendi dünyasında bu okuttuğumuz derslerde bir yer bulmamız gerekiyor. Küçük yaştan başlayarak öğrenciye sevebileceği örneklerle hatta oyunla matematik öğretraeye ve sevdirmeye çalışmalıyız. çok zor. 11 yılhk eğitim olumsuzlnklannı 4 yılda silmeye çalışıyoruz. Belki de Donkisotluk yapıyoruz. Leo Buscaglia'nın "Yaşamak, Sevmek, Öğrenmek" adlı kitabında bizim eğitimimize çok çarpıcı bir örnek var. Şöyle: Örmandaki hayvanlar toplanıyor ve bir okul acmaya karar veriyorlar. Her hayvan kendi yeteneğinin mecburi ders olarak programa konmasını Utiyor. Kuş uçma dersi, köstebek yeri kazmak, balık yıizme dersi rnecburi olsun diyor. Böylece okul programı hazırianıyor. Her havvan okula giderek her dersi almak 2ornnda kalıyor. Kuş, uçma dersinden pekiyi alıyor. Bizim sisternimize göre kuşa diyorlar ki, yeri kaz. Kuş, yeri kazmaya çalışırkm gagası zeddenip, kanatlan yaralanıyor. Ve sonra kuş, uçmadan da iyi not alamaz oluyor. Balık, karada koşmaya çahşırken hayatını yitiriyor. Bu okuldan, her işten birer parca anlayabilen yılan balığı mezun oluyor. Şimdi bizim okul sistemimize, ortaöğretim programlanna bakın. 1315 ders ve başanlı öğrenci demek, bütün bu derslerden pekiyi alan öğrenci demektir. Halbuki bir öğrenci sosyal bilgilerde başarüı olurken, raaternatikte olmavabilir. Biz niye bütnn ögrencileri her alanda zoriuyoruz." HABERLERİN DEVAMI 3 TEMMUZ 1988 programlan ve yöntemleri konusunda ihtisas yapan bilim adamlanmızın sayısı belki iki veya üç. Matematik bilmek ve bn alanda derinleşmek ayn bir ihtisas dalıdır. Şimdi ortaöğretime üniversiteler düzeye dayalı. matematikten iyi anlayan öğretmen yetiştirilmesine başlanmıştıf. Öğretmen açığı kapanacaktır. Ancak bu açık 1015 yıl sürecektir. Bir diğer önemli olay toplumun "matematiği bilmeyen mankafadır" düşüncesini silmek gerektiğidir. Çünkü zekâ faktörü, her bilim dalı için .geçerlidir." Prof. Karaçay "Öncelikle şunu saptamamız gerekiyor Matematik nedir, matematiği nicin öğretiyoruz.. Ne öğretiyoruz ve sonunda neyi ölcıiyonız? ÖSYM neyi ölçüyor da Türkiye'de lise ögrencileri mate1 matik bilmiyor diyor. Eğer 74 sonıdan ll'i doğru vanıtlanabilmişse, demek i ÖSYM'nin ölçmek istediği matematiği bizim çocuklanmız bilmiyor. Bir de konuya lersinden bakabiliriz. Acaba ÖSYM bizim öğrencilerin oğrendiği matematiği sonıyor mu? Yoksa başka birşey mi sornyor da bizim öğrenciler bilmiyor. Bence son 15 yıldır eğitimle biraz fazla oynandı. Çok değişiklikler oldu. Bu, eğitim sistemini, öğretmenleri ve toplumu sarstı. Bakanlık ders kitaplannın yazılması için bir yanşma açıyor. 2 veya 3 kisi çıkıyor, 6 ayda veya belirii bir sürede bir kitap yazıyor. Bakanhkta bir kunıl oluşuyor, inceliyor. Sonra bu kurul "şu kitap iyidir" diye karar veriyor. Bu kitap 35 yıl okutuluyor. Bu kitabın iyi olduğuna 3 kişi karar veriyor. Nereden biliyor? Nerede denenmiş? Bu 3 kişi hangi yetkiyle "bu kitap iyidir" deyip 5 yıl okutuluyor?" P Î | « H I f|ÎİnA ? Lisesi'nîn 80. geleneksel pilav günü dün okulun bahçesinde yaptldı. r l l O V t | U I I U o^^ | o^^ mezunlarından Devlet Bakanı Adnan Katıveci,,yapüflı konuşmada "Ulkenin y6ypfl ş y netimi iyi yetişmiş insanlara verilmelidir. Bu konuda lisemiz büyuk hizmet vermektedir" d d i O k l yeni taşık d i " dedi. Okulun it nacağı Şişli'deki yerin tahsis edilmesınde büyük kolaylık sağlayan Büyuk Şehir Belediye Başkanı Dalan'a da bir onur ödülü verildl. Aynı gün 1. yıldönumü kutlanan Kabataş Erkek Lisesi EğJtim Vakfı'nın Başkanı Feyyaz Tokar ise "Kabataş Erkek Lisesi Büyume Alanı Projesi"ni vakfın yurutecegini açıkladı. Sanatçı Ercüment Batanay ve Celal Şahin'ın birlikte sunduklan kısa eğlence programından sonra Grafiker Mengü Ertel tarafından hazırlanan plaketler vakfa katkılarından dolayı sahiplerine verildi. Eski ve yeni mezunlann birarada bulundufiu günde pilav yenilmesinden sonra bu yılın başanlı ögrencilerine çeşitli hediyeter verildi. Kat>ata Er1<ek Eğer matematik geregi gibi öğreülemezse bir ülkenin çağdaş diinyanın bir iiyesi olması düşünülemez. Ne çağ yakaianır, ne teknolojik seviye geltştirilir, ne ileri sınai üretim yapılabilir. Matematiği öğretmeyi beceremeyen bir ülke gelişmişlik çizgisine gelemez. Ama aynca matematiği herkes öğrenmek zorunda degildir." Progmmlar yüklü ÜMİT ASLANBAY ANKARA Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Şurası gündemine sunulmak iizere sorunlan saptadı. Bakanlık, şura üyelerine verilmek üzere hazırladığı raporda, bakaıılık bütçesinin bile "hesaplanmasının imkânsız olduğu" dile getirilirken, eğitim sorunlan ve çözüm önerileri yaklaşık 200 sayfada gözler önüne seriliyor. 12. Milli Eğitim Şurası için bakanlık yetkililerinin ortaya koyduklan "hazıriık dokümanı" okul öncesinde ve yükseköğretimde özetle şu sorunlara dikkat çekiyor: "• Halen ülkemizde 45 yaş çağ Düfusu 2.5 milyon kadardır. Bn duruma göre okullaşma oranı ynzde 4'tür. Okul öncesi eğitim kunımlanna öğretmen yetiştiren kaynaklar yılda 290300 mezun vermektedir. • 49 bin 608 ilkokuldan 5 bin 793'ü şehir ve kasabalarda. 43 bin 815'i ise köylerde bulunmaktadır. Bu okullardan 11 bin 148'inde ikili, 19'unda üçlü öğretim yapümaktadır. Aynca bu okulların yüzde 33'ünde 'birleştirilmiş sınıflar programı' uygulanmaktadır. • Bir derslige ortalama 44.4 öğrenci düşmektedir. Ancak şehir merkezlerinde bir derslikte 6070 öğrencinin bulunduğu bir gerçektir. • Köysehir okullanndaki öğretmen dağılımı dengesizliği nedeniyle öğretmen açığı vardır. • 1190 köyde okul bulnnmaktadır. Böylece ilkokul çağındaki çocuklanmızın yüzde 92'sine öğrenim imkânı tanınabilmiştir. • Altı yaş grubunun okullaşması tartışması sürmektedir. • tlkokulların eğitinıögretiminde yardımcı ders kitaplan ve dergilerin ağırlık kazandıgı görülmektedir. • öğretmenler için yeterli lojman sağlanamamıştır. • tlköğretim çağında olup da öğrenim dışında kalan 1 milyon 664 bin 288 çocuğun okullaşması için 41 bin 607, ikili ve üçlü öğretim yapılan okullann normal öğretime dönüştürülmesi için aynca 40 bin 675 derslik gerekmekledir. • Bütün bu sebeplerle başan oranı düşmektedir. • Sınıf geçme, ölçme ve değerlendinne sistemi, çagdaş gelişmeler dikkate ahnarak yenden dıizenlenmeli. Sınavlar basandan çok başansızlığı ölçüyor. Ölçme ve değerlendirme teknikleri tutarlı değil. • Ortaöğretimde iş alarılanna ve hayata hazırlayıcı programlar yeterince fonksiyonel değil. • Türkiye'de yükseköğretimde okullaşma oranının düşük olması nın ve kalite probleminin temel sebebi, ortaöğretimde okullaşma oramnın diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla düşük olmasıdır. • Yurtlann yatak kapasitesi, mevcut öğrencilerin yüzde 30*una imkân sağlamaktadır. • 'öğretmen adaylanrun yüksek öğretim görmeleri esas' olması şeklindeki kanun hükmüne rağmen, günümüzde türiü kaynaklardan mesiege giren öğretmenler bulunmaktadır. Bu durum toplumda, öğrelmenligin 'bir ihtisas mesleği' olmadığı ve herkesin yapabileceği bir iş olduğu kanaatini uyandırmaktadır. Oysa ögretmenlerin belli bir eğitim ortamında ve belli öğretim programlanna göre yetiştirilmeleri esasür. Bakan Güzel "Matematik dersinden korkulduğu bir gerçek. Ancak bu korku sadece mevcut neslin dcgil, bizim, taatta bizden önceki neslin de çektiği bir korkudur. Sadece matematik değil. diğer fen derslerinden de korkuluyor. Okulların altyapı eksikliği, derslerin sevdirilmeye çalışılmaması, ögretmenlerin kendi problemleri Ue meşgul olması, dersin giiniük hayalla paralellik kuramaması, öğrenciyi dersten ve okul Doçent Aksu "Matematiğin temel hedeflerini düşünmek lazım. Temel hedef ise insanlara düşünmeyi öğretmektir. Düşünmeyi ögretmenin yollanndan biri matematik öğretmektir. Bizde öğretildiği şekliyle matematik, ezberletildiği için düşünmeyi öğretmiyor. Matematikteki hedef mantıklı düşünebilen, eleştiri yapabilen, problemi çözebilen insanlar yetiştirmektir. Öğrenciler bize ezberci olarak geliyoıiar. Bunun bu seviyede yıkılması çok zor. Yani değiştirmek Prof. Vanş "Matematiği başarmak için ne kadar zeki olmak gerekiyorsa, sosval bilimleri de başarabilmek için o kadar zeki olmak gerekir. Kanaatimce matematik alanmda üsl düzeydeki sınıfta kalma oraaının ve bunun üniversite sınavlanna yansımasının kökenini aileden başlayarak okullarda aramak doğnı olur. Ülkemizde matematik alamnda çok sayıda üsl düzey bilim adamı var. Fakat matematik Küçük "yarışçı" bîlgiden yorgıın düşüyor ÜLKER GÖKTÜRK Her yıl yaşanan Anadolu liseleri sınav heyecanı bu yıl da geride kaldı. Yaklaşık 200 bin öğrenci arasından seçilen 9 bin öğrenci, öğretimeğitim kalitesi aynı dtizeyde olmasa da Türkiye'nin 61 ilindeki 92 Anadoln lisesine yerleştirildi. Ama bu rakamlar, Türkiye genelinde ilkokul son sıruf öğrencilerinin sayısı hatırlandığında, "yanş"ın aslmda, küçük bir kesimin arasında geçtiğini gösteriyor. Böylece gerek " y a n ş " için "aşırı yüklenmeye uğrayanlar" gerekse yetersiz bilgi ve beceri donarumına sahip gerideki büyük çoğunluk, ortaöğretime " öğrenmekten sogumuş" olarak giriyor. Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilimleri Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Baykal, Türkiye'deki eğitim arzının, toplumun toplam talebi bir yana, artık seçkinlerin eğitim talebini bile karşılayamayacak düzeye indiğini öne sürüyor. Anadolu liseleri giriş sınav sonuçlannın gösterdiği çarpık tablodan yola çıkarak, görüşlerine başvurduğumuz Ali Baykal, her yıl ilkokuldan mezun olan yüz binlerce öğrenciden en çok beşte birinin iyice bir okulda okumak istediğine dikkat çekerek, " N e nr ki toplumsal piramidin en sivri noktasındakilere bile yeter sayıda okunabilir nitelikte okul bulunamamaktadır" diyor. li değerlendinne ölçütü olarak kullanılıyor. 3 İller arasında ve aynı ildeki Anadolu liseleri arasında bile kesin nitelik aynmlan yapılıyor. Küçük kentlerde çoğu zaman bir tercih söz konusu. Ama büyük kentlerde okulun semrj, verdiği yabana dil ikinci planda kalıyor, birinci plana okulun şöhreti çıkıyor. 4 İlkokul öğretiminin düzeyi ilden ile büyük değişiklikler gösteriyor. Hatta aynı il içinde bile büyük değişiklikler gözleniyor. 5 tlkokul öğretiminin düzey düşüklüğünü "yanşa hazıriık" bile gideremiyor. Doç. Dr. Ali Baykal, eğitim öğretim sürecinde ögretmenin öncemine değinerek, her şeyden öne ögretmenin hak ettiği yere çıkanlması gerektiğine işaret ediyor. Bunun zorlayıcı kurallarla değil, ancak özendirici önlemlerle başarılabileceğini vurgulayan Baykal'ın görüşleri şöyle: "Eğer toplumun keroer sıkması gerekecekse, bu artık öğretmenlerden değil öğretmenler için istenmelidir. Ögretmenin yetiştirilmesinde kestirme yollar bırakılmalı, araştıncı, geliştirici öğretmen modeli benimsenmelidir. tktidar ve muhalefet başka hiçbir konuda olmasa bile, uzun vadeli bir 'program geliştirme ve değerlendinne' modelinde mutlaka uzlasmalı ve anlaşmalıdır. Türkiye'de sınıf geçme kurallann4an daha sık değişen bir şey yok gibi. Her milli eğitim bakanının ortalama hizmet süresi iki yıl olması n a karşın, her bakan Tiirk Fgitimine köklü reform getirme>e calışıyor." "Türkiye, ÖSYM gibi ihtilallere ve iktidarlara dayanıklı bir sınav endüstrisi kurabildiyse, neden eğitim programlannı geliştirme isini kurumlaştıramasın?" diye soran Baykal, şu noktalara da dikkat çekiyor: "Okul yapımı, donatımı gibi altyapı yatınmlan da elbette zorunludur. Ancak eğitim zora ve kâra değil, degeriere dayalı bir süreçtir. Bu yüzden de başan okullann yapısından çok havasına bağlıdır. Okulun havası da ögretmenin moraliyle ve motivasyonuyla istenen düzeye kavuşur." Sınavı kaç öğrencim kazandı Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Güzver Yıldıran ise, ülkemizdeki okullaşma süreci içinde beliren aksaklıklann, bir önceki düzeyden etkilendiğini belirtirken, bu aksaklıklan saptamak için de örgün eğitimin ilk kademesi olan ilköğretime kadar inilmesi gerektiğini söylüyor. Özel Türk ve yabancı okullar ile Anadolu liseleri sınavlanna, çoğunluğu kentsel bölgelerden gelen çocukların girdiğine işaret eden Doç. Dr. Güzver Yıldıran şu noktalara dikkat çekiyor: Okulun şöhreti 1982 yıhndan bu yana Anadolu liselerine giriş sınavlarının sonuçlan üzerinde inceleme yaptıklarım belirten Baykal, incelemeler sonunda ortaya çıkan bulguları şöyle özetliyor: 1 Velilerin okul tercihleri yıldan yıla önemli bir değişikük göstermiyor. 2 Tercih sıralamasında okulun verdiği eğitimin niteliği en önem "ÖzeüiUe büyük kent öğretme Kazanan ve kazanmayanların ni başansını, çocuğa yaşam. bo toplumun beğendiği beceriler açıyunca gereksinim duyacağı öğren sından iyice farklılaşacağı bir ormeyi ne kadar sevdirdiğiyle değil, taöğretim düzeyine, çocuklardan kaç oğrencisine bu sınavı kazan bazıları yetersiz bilgi ve becerilerdırdığıyla değerlendirmektedir. le, bazılan da aşın yüklenmelerle giriyor. Ama gerçek olan heBu nedenle, 'iyi' olarak tanımla men hepsinin öğrenme olayına nan resmi veya özel ilkokullardaki karşı olumsuz tutumlarla ortaöğöğrenci, okuldan sonra evde gün retime başlamaları. de 45 saat ödev yapmak zorunGüzver Yıldıran, çocuğun handa kalmakta, 4. ve 5. sınıfa geldiğinde ise bir de hafta sonlan gi ortaöğretime gireceğini belirledershane veya özel derslere devam yen etkenlerden bazılanru ise şöyetmektedir. Bu olay yalnız kaza le sırahyor: nanlarla kazanmayanlan ayır"Aile ortamınm kırsal veya makla kalmayıp, bu sınava dahi giremeyen ögrencileri, sınava gi kentsel oluşu, ailenin sosyorenlerden gelistiriien öğrenme ve ekonomik düzeyi, anne babanın beceri birikimi açısından çok eğitim düzeyi, çocuğun öğrenim farkulaştınnakta, çocuklann da gördüğü ilkokulun, ortaöğretim ha birinci sınıfa girerken getirdik giriş sınavlarında gereken becerileri yetişme ortamlanyla ilgili de leri ne kadar geliştirdiği ve çocuğişkenliği büsbütün büyütmekte ğun okul dışı ne örgün eğitimi, ne de yaygın eğitime yerleştirebildidir." ğimiz dershane olayından veya Güz\er'e göre, sınava giren ve özel derslerden yararlanma oragirmeyenler ayn stresler yaşıyor. Londra'da Evren aleyhine gösteri EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA Cumhurbaşkanı Kenan Evreo'in Ingiltere'ye 1215 temmuz tarihlen arasında yapacağı resmi ziyareti protesto amacıyla dün Londra'da bir gösteri yapıldı. Sayılan 17'yi bulan çeşitli gruplar tarafından düzenlenen yürüyilş sırasında Türkiye BüyükelçiliğTne bir mektup bırakıldı. Mektupta ziyaretüı protesto edildiği belirtildi. Kendilerine "Cumhurbaşkanı Evren'in Birleşik Krallığa Yapacağı Ziyareti önleme Komitesi" adını veren göstericiler, daha sonra Başbakanlık binasına gitti ve Thatcher'a iletilmek üzere bir dilekçe verdi. Yürüyüşten önce Hyde Park'ta yapılan konuşmalarda ise bu gezi eleştirildi. "Ingiltere Parlamentosu Insan Haklan Grubu" adına geçen ay Türkiye'de temaslar yapan ana muhalefet Işçi Partili Lord Gifford yaptığı konuşmada, Kutlu Sargın davasına değindi ve "Aslında Türkiye'de demokrasi yargılanmaktadır. Banşçı bir parti knrmak isteyen bu kişiler yargılaaabiüyorsa, Türkiye'de demokrasi yok demektir" dedi. Lord Gifford, Ankara'da Adalet Bakanı ve işkenceye uğrayan bazı kişilerle görüştüğünü, bu konuda hazırladığı raporu yann açıklayacağun söyledi. öte yandan, Cumhurbaşkanı Evren'in Londra'ya geleceği gün, kentin en büyük meydanı olan "Trafalgar Meydanı"ndan, "Evren lehinde" bir gösteri için Kuzey Kıbnsb gruplann emniyetten izin aldıklan, ancak bu gösteriye "karşıt görüşlü gruplann" da katılacaklan öğrenildi. Evren, Türkiye'nin sıkmtılarını (Baştarafı 1. Sayfada) tılması açısından oldukça olurnıu adımlar atılmış oldu. Ben bu geziyi yapmasaydım burada olan bir sürü yan^ş anlamayı etkili bir şekilde açıklama fırsatı doğmazdı" dedi. Cumhurbaşkanı, gerek Washington'da ABD yönetimi yetküilerine, gerekse New York'ta yaptığı temaslarda Türkiye'nin sıkıntüannı dile getirme>i hedeflediğini belirtti. Evren, dün gece yurda dönmek üzere ABD'den aynldı. Evren, New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cnellar'la yaptığı görüşmede, genel sekreterin Kıbns zirvesi için çabalarını desteklediğini bildirdiğini söyledi. Bu konuda genel sekretere elinden gelen yardımı yapacağını soylediğini, aynca Kıbns konusunda Türkiye'nin görüşlerini bir kez daha dile getirme fırsatı bulduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı, kendisine en çok sorulan sorulardan birinin Türkiye'nin Avnıpa Topluluğu'na girişi üzerine olduğunu belirtti1. Ve ABD'de ilginin Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na katüması yönünde olduğuna dikkati çekti. Evreıı, bu arada bazı soruların sorulmadığım da söyledi. Sorulmayan sorulardan iki tanesini Türkiye'deki Güneydoğu olaylan ve Ermeniler olarak niteledi. Evren, aynca kendisine yöneltilen sorulardan birinin insan haklanyla ilgili olduğunu kaydetti. Buna cevaben, "Türkiye'de işkence mevzubahis olsaydı, şimdi sayılannı aktardığım bu kadar davada bu kadar sanık mahkum olur muydu" ifadesini aktardığını söyledi. Evren basın toplantısmda, ziyaretiyle Türkiye'nin tanıtüması konusunda önemli bir adıra atıldığı inancında olduğunu vırguladı ve ziyaretin zamanlaması ile ilgili şunları söyledi: "Ziyaret seneye oiabüirdL Seneye de Türkiye'de Cumhurbaşkanİığı seçimi var. Acaba Amerikada bu yönetimden sonra gelecek cumhurbaşkam daveti yeniler mi, yenilemez mi? Türkiye'de yapılacak seçimlerden sonra yeni cumhurbaşkanı bemen gelir mi gelmez mi? Bunlar sonılacak sonılar arasında. 21 senedir bu seviyede bir ziyaret gerçekleştirilmemiş. Pekiyi bu ziyaret yapılmasaydı, birinci elden konuları kim anlatacaktı? Ben bunlan düşünerek bu ziyareti yapmayı daha doğnı buldum. Evet seneye yapılabilirdi, ama o zaman da bu ziyareti ben yapmazdım. Çünkü snremin sonnna gelmiş olacakbm. Bn sefer de aynı şeyi benim görev süremle "Durumu anlatüm, bugüne kailgili olarak söyleyeceklerdi." dar 16 defa 9600 asker çektik. Bir faydasını görmedik. Hani yeniden Evren, kahnakta olduğu otelde •sker çekeiim, Kıbns'taki bütün kendisine eşlik eden basın men kuvvetleri çekeiim de yeniden supları ile görüşürken, "Kaldı ki 196364 hadiseleri mi tekrariansın ben buraya yalnız Amerika Cumdiye sordum. Eğer 1974'ten sonhurbaşkanıyla mutabakata varraki 14 senede hiçbir olay olraamak veya bazı şeyleri sadece ona tnışsa, oradaki kuvvetler sayesinanlatmak için de gelmedim. Kongre dahil temas ertiğim bütün dedir. Çünkü onlar huzurn ve gükuruhışlara fikirlerimizi açıklama veni sağhyor. tki taraf arasında aalaşma yapdmadan bu kuvvetleri imkânı buldum" dedi. nasıl çekeriz? Sorulardan biri Kıbns'ta askerEvren Amerika'da lobilerin büyük önem taşıdığını, bizim bu ko lerin kullandığı silahlann Amerinuda geç kaldığınuzj, yeni lobiler kan askeri yardımından alınmış oluşturmaya başlachğımızı belirtti. otmasıyla ilgiliydi. Kendilerine Kıbns'tan asker çekme konusun izah ettim. Bu Ankara'da bana da da yöneltilen sorular arasında bu sornlmuştu. Bu sefer oradakinden lunduğunu belirtti ve şöyle konuş ba;ka cevap verdim. Türkiye Kıbtu: ns'taki birliklerindeki mevcut silahlan değiştirip kendi bütçesiyle aldıgı sflahlan verme imkfinına sahiptir. Eğer Amerikahlar bu silahlann orada bulunmasmdan çok rahatsız oluyorsa, biz bunlan alıp yerlerine yeni silablar veririz dedim." Evren, ziyareti Ue ilgili genel değerlendirmesüıi, "Zannediyorum, yararlı ve başanlı olmuştur. Elde etmek istedigimiz neticeleri aldığıraızı zannediyorum" şeklinde özetledi. New York'ta doktora görünmesiyle ilgili bir soruya yanıt verdikten sonra sorunlann ABDye anlatüış üslubuyla ilgili başka bir soruya, "lisanı münasiple gerekeni yaptığını" belirtti. EvTen, yerel saatle 20 J0"de Kennedy Havaalanı'ndan Türkiye*ye hareket etti. Demirel: Evren in gezisi zamansızdı kusnyla kaçıcı geriye bakanlar kaldı. Bir cumhurbaşkam bakanlarla muhatap olmamalıydı. Bu İZMİR DYP Genei Başka gezide beni de rahatsız eden pronı Süieyman Demirel Cumhurbaş tokol hatalan oldu" dedi. kanı Kenan Evren'in ABD gezıDemirel dün partisinin tzmir il sinin "zamansız" olduğunu söyledi. Demirel, "Reagan gidici; örgütünde yaptığı basın toplantıbaşkan seçilecek adaylar lobi kor sında, Cumhurbaşkanı Kenan Ev 9 MUSTAFA BALBAY TÜREY KÖSE ren'in ABD gezisi konusunda bir haftadır hiçbir yorum yapmadığını anımsattı. Demirel bir gazetecinin bu konudaki sorusunu yanıtlarken şunlan söyledi: "Evren dönüyor. Benim kanaatim o ki bu gezi zamansızdı. ABD seçime gidiyor. Mevcut cumhurbaşkanının vazifezi kesinGkle 4,5 ay sonra sona erecek. Kasımda yeni başkan seçilecek. Yerine iki namzet var. Her iki parunin adaylan da Rum lobisi ve Enneni lobisi korkusuyla Türkiye ile ilgili bir hususta görüş belirtmek istemiyorlar. Yani kaçıyoriar. O zaman, cumhurbaşkanı gidici; yerine seçilecek adaylar lobi korkusuyla kaçKi; geriye kim kalıyor, bakanlar kalıyor. Bir cumhnrbaşkam bakanlaria muhatap olmamalıydı. Turkiye'ye de cumhurbaşkanı geliyor, ama ne Milli Savunma Bakanı ile muhatap oluyor ne Dışişleri Bakanı Be." Evren'in gezisi sırasında bir takım protokol hatalan da yapıldığını öne suren Demirel, "Alınganlık etmemeye çalışarak söylüyorum. Devletten devlete münasebetlere sığmayan bir takım protokol hatalan da yapılmıştır. Şahsen beni de rahatsız eden hatalar var. ABD Cumhurbaşkam'nın Evren'e ayırdıgı siıre, protokol itibanyla küçültücüdür" dedi. Demirel, Kıbns konusunda da kimsenin taviz veremeyeceğini, hükümetin de böyle bir taviz peşinde olduğunu sanmadığını söyledi. Ever seen a dentist pulling out his own tooth? Nowadays. we feel like a dentist trying to pull out his own tooth, <Ne are trying to find an EXECUTIVE SECRETARY for our own executive. We know it won't be easy but well try. After ali t^ere should be someone out there who can run and upkeep an impeccabte offıce. coordinate communications, type rmmaculately, organize and operate an efficacious filing system and be able to maintain an angelic smite through ali this. Write to us in confidence enclosing your CV. a recent photo and a daytime phone number the latest by July 12th, Tuesday to be invıted for a facetoface talk on July 16th. Saturday OBEY YÖNETİM DANIŞMANLIK AŞ. Spor Caddesi 129 Maçka. İstanbul Tel. lâl 90 56 Fox. 159 33 57 Dilhayat'da LATİN MÜZİĞ1 ile IŞIK YAVUZ Pazartesi günleri kapalıyız. Dilhayat Sok. 7 Etiler 165 İS 96 165 51 86 • öğretmen yetiştirme sistemi ve politikası devamh değişmeler geçirmiştir. Bunun sonucunda, öğretmen yetiştirme konusunda uzun vadeli ve istikrarh bir politika izlenememiştir. • Öğretmen yetiştirmede nicelik ve nitelik boyutu birbirine pa(Baştarafı 1. Sayfada) ralel olarak ele alınmamış, niceBir eski CIA görevlisi olan silah kaçakçısı Frank Tüpil ile Hişlik boyutu için nitelikten fedakfirkisinin olup olmadığını, ordu içindeki dostlannın adlannı.. Üllık edilmiştir. Buna rağmen yine kücü gençler için kurduğu kampları. 2. DOnya Savaşı sırasınde öğretmen ihtiyacı, alan türleri da Yugoslavya'da niçin işgalci Hitler ordusu ile işbirliği yaptığıve sayı bakımından tam olarak nı, Alman istihbaratçısı General Gehienî tanıyıp tanımadığını karşılanamamıştır. ve Humeyni taklitçisi Cemalettin Kaptarfı niçin desteklediğini, • Öğretmen liselerinin yüksek oğlunun sahibi görundüğü Sancak Air şirketini ve Turkiye'ye öğretim kurumlanndaki öğretniçin dönmediğini?... menlik programlanna öğrenci haBiliyorsunuz, Baymk, 12 Eylül 1980 tarihinden sonra yurtdtzırlama fonksiyonlan, OSYS sisşına kapağı att; önce bir süre Amerika'da yaşadı, sonra da Feteminin sonucu olarak hemen hederal Almanya'nın Bonn kentine yertesti. Bugünlerde de Londmen ortadan kalkmıştır. ra'ya gidip geliyor. • Öğretmen yeüştiren fakülte ve Neyse, geçenlerde Murat Bayraktan bir mektup akJım. Bayyüksekokullara üniversite giriş sırak, Federal Almanya'da Ludwig Erhard Vakfı tarafından yayım navlannda en düşük puanı alan lanan "Orientierungen" adlı derginin 1988 yılı mart sayısında öğrencilerin girdiği görülmektedir. yayımlanan bir incelemesinin Almanca ve Türkçe metinlerini Ortaöğretimde başan düzeyine göndermiş... göre yapılan değeriendirmede de Bayrak'ın "TürMyetde pazar ekonomisi, kitle Uetişim araçlan başan düzeyi yüksek olan öğrenve yabana sermeye için gözbcyacılığı" başlıkJı yazısında bakın cilerin öğretmenlik mesleğini tercih etmedikleri görülmektedir. neler demiş: Hükümetin son tedbtriori Ue Turtdye'nln d&iz durumunun Ekonomik statüsü yönüyle diğer ne kadar kritik olduğu açtkça betö olmuştur. Şu daha acı bir c/V mesleklere kıyaslandığında öğretvedir ki, özal, her zaman Türkiye'de şimdfye kadar butün askeri menlik en alt sıralarda yer almakdarbelerin sebebinin döviz darltğı olduğuna atrf yapmıştır. Bu tadır. Öğrenci başansımn arttınlması öğretmen niteliginin gelişlinun doğru olması nispetinde yeni bir darbe doğrudan yaklaşrilmesiyle doğrudan ilişkilidir. mtş oimalıdır. Türk askeri dartiesinin 10 yılhkritmlkkakfesi hü• Bilgisayar destekli eğitim için kümete daha 18 aylık bir muddet tantyacakbr. Türkiye'deki şimdiki durum nazan dikkate alınchğında hayale kapılmamak gere yaklaşık 5 trilyon gerekmektedir. • Genel olarak çeşitli ülkelerin kir. Memlekette iktidara Başbakan özal sahip degildir... kamuoylannda olduğu gibi. Türk Gördünüz mü Murat Beyi? "Ihtilal olacak" diyor.. Agzından kamuoyunda da devlet okullannyel alsın.. İhtilal niçin olsun durup dururken? da yabancı dilin geregi gibi öğreYoksa Murat Beyin bildikleri mi var? tilmediği yolunda bir kanaat mevvarsa açıklasın.. cuttur. Murat Bayrak1 bana yazdığı mektubunda da şöyle diyor: • Üniversiteye girişte merkezi sı Bir de geçenlerde bir makalenizde benden bahsederken navlar Türkçe olarak yapıldığın"kaçak" Itadesini kullanmıssınız. dan bir kısun derslerin öğretimiUstadım 'kaçak' sıfatı, bulunması mumkün oknayan kimseh ni yabancı dille yapan okullardare veriiir. Benim yerim yurdum belli zab alfnizJ kaç kere davet et ki öğrenciler yabancı dille yapılan tim. Hatta bütun yol masraflannızı da karşılamaya hazır olduğu derslerde öğretmeni Türkçe komu bikürdim. Buraya kadar zahmet etseniz de karşrhklı oturup nuşmaya zorlamaktadırlar. ciddi meseteler üzerinde fikir teatisinde bulunursak ne iyi olur• Eğitim ihöyaanın en doğru ve du.. güvenüir bir şekilde tespiti ile karBayrak mektubun altına da şu notu düsmüş: şılanması bütçe kanunlanyla eği Çok sevdiğmiz ve takdir etOgkıiz anlaşılan Sancak Ak'ln time aynlan kaynaklann bilinmehususijet uçağı emrinizdedir. Merak etmeyin, zira sizi "dosr ve siyle mümkündür. Ancak bütçe "yokJaş" bir memleket olan Bukjaristan veya Rusya'ya kaçıra kanunlannın kabulünden sonra cak değiHz.. yapdacak ödenek kesintileri ya da ek ödenek tahsislerinin bütçeye Murat Bayrak'ın yeri" belli.. Belli de "yurdu" pek belli deyansımalan, ait olduğu yıl sonlağil.. nnda yapılan kesin hesaplaria bütYurdu burasıysa, atlar uçağa "ben geldim" der, oturur buraçe rakamlan arasında büyük farkda konuşuruz. Sancak Air'in jeti Bayrak\n emrindedir. >bk eğer, bu uçağın Sancak Air'in düşen helikopteri gibi "uçuşa etveriş hlıklar meydana gedrdiğinden, kelilik serttfikast" yoktur diye endişe ediyorsa, o zaman ben ken sin tespitin yapılması işi zorlaşmakta, hatta imkânsızlaşmaktadisine THY'den bir bilet alayım, gelsin Turkiye'ye... dır. Bu besaplamalara Milli EgiDilerse, bileti Belgrad üzerinden kestirelim de Bayrak ana yurÜm Geaelik ve Spor Bakanhgı'ndu olan Yugoslavya 'da şöyle birkaç gün de dtnlensinl dan ayn olarak diğer bakanhk ya Merat etmesin; Nazilerle yaptığı işbiriiğini kanröayan dosyada kunımlara bağlı yapılan eğitim lar çoktan zaman aşımına uğramıştır. faaliyetlerinin finansmanı işi de Hem, Murat Bayrak'\ Belgrad'da kaçınp işkence yapacaklar dahil edildiğinden bu iş daha çok değil ya.. zorlaşmaktadu". Bir Türk mUliyetçisine, eün Alman ınm yaym organlannda Türiö• Öğretim programlanndaki geye aleyhine böyle yazılar yazmak yakışır mı? Nedir o Allahaşreksiz bilgi yukünü arındırmak kına "Türkiye'de ihtilal olacaktır" lafları? gereklidir. UGURMUMCU GOZLEM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear