22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 9 Sahibı: Cumhunyet Maıbaacıhk ve Gazttecilık Turk Anonun Şirketi adına N'MÜr Nadi • Genel Yayın Müdürü: H ı n ı O n ı l , MUesscse Muduru: Emitte Uşakbcil, Yazı Işlerı Muduru Okaj Goaemia. • Haber Merkezı Muduru Valçıa Bayer, Sayfa Duzcnı Yönetmenı: AK Acar, # Temsılcıler: A N K A R A Yalpa Dogaa, I Z M t R : Hikıact Çeüakaya, A D A N A : C H ı l Bi?tangıç. Isıanbul Hab«rlerı: Erfcaa Akyıldu, Dış Habcrlcr' Ergm Balcı. Ekonomr O w u Ulagay, Kultur Ceial Ü H n , Spor Danışmanı Abdalkadir Yncdraıa. Düzeltme Rtfik Durbaş. BilımEğıtınr Şahia Alpay, IşSendıka Şakraa Ktlcncı, Yurt Haberlerı. Nccdct Do£an, Dızı Yazjlar Kertm Çılışkın, Bursa Ltveal Gcnçtlli. • Koordınalör Aamrl Kornbaa, # MaJı IŞICT: Erol Erkul, 0 Muhasebe Bufeiıl Yeatr 0 BuıçePlanlama Srvgı Anıa • Reklam Tonıa. Ek YayınUr Hulya Akyol • Idarc: Hasryin Gaırr, Ijletme Ondcr Çctik, Bılgılşlem Nail laal. &sm»r)'<i)W>.CunıhunyttMalbaaalıkv<GuettakkTA.Ş Tark Oofc Cad. 3W4I CaiaMh 34334 Isl PK 246lstanbul Td. 312 < 05 (20 hM). T d o : 22246 F ı ı (1) S26 «0 72 # M flvroto Aakan: Zıya GOkllp BN lnkıUp S. No 19/4, Td: 13) I I 4147. T d n : 42344 Fac W i 3 3 l l 4 l ' 4 2 S O I a B a r . H Zıyı BK l352SJ/3.Td: 13 123O.Tde*: 52359 Fl» (51) I ) 1230 • Aaaaa: InönUCad 1I9S No I K ı l l . T d II455OM973I. TCteı: 62ISS. Ftl'(71)32*OM TAKVtM 27 HAZtRAN 1988 Imsak: 3.26 Güneş: 526 öğle: 13.12 Ikindi: 17.12 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38 F16 laruı harp sistemi için karar eyiüle haldı Türkiye'de üretimine başlanan F16 savaş uçaklarında kullanılacak elektronik harp sistemleri için ABD'nin Westinghouse ve Loral firmalan ile îngiliz Marconi şirketi yarışıyor. EVREN DEĞER ANKARA Türkiye'de üretimine başlanan F16 savaş uçaklannda kullanılacak elektronik harp sistemleri için nihai karann sonbaharda alınması bekleniyor. Türkiye, uzun bir süreden bu yana sonuçlandınlamayan elektronik harp sistera seçimi için, yanşmadaki firmalara ECP adı verilen (Engineering Cost Proposal) bir test yaptırılmasını önerdi. Ancak bu testi ABD Hava Kuvvetleri'nin müsaade sistemini aşan Loral firması yaptırmayı başardı. Edinilen bilgilere göre, elektronik sistera için mühendislik hizmetlerinin nasıl yapılması gerektiğini ve sistemin nasıl takılacağını içeren söz konusu test, halihazırda Loral firmasının "Rapport3" sistemi için yapılıyor. Testin sonuçlaruun ey101 ayında alınması ve bu sonuçlara göre bir değerlendinne yapılacağı belirtiliyor. Söz konusu testi F16'lann yapuncısı olan ABD'nin General Dynamics firması yaptınyor. Ancak test masraflan, sistemi öneren Loral firması tarafından karşılanıyor. Bu arada TUSAŞ Uzay ve Havacıiık Sanayii'nden bir yetkili, elektronik harp sistemleri için bir gecikmenin söz konusu olmadığını kaydederek "Biz en iyl sistemi almak istiyoroz. Ancak flnnalann sandaklan sistemlerin hcpsi gelişmckte ve geUşttrflınekte olan sistemlerdir. O nedenle biz en iyisini tmlabilmek için bekliyoruz" dedi. Elektronik harp sistem yanşmasında bulunan ABD'nin VVestinghouse ve Loral firmalan ile lngilizlerin Marconi şirketlerinin Türkiye'ye önerdikleri sistemler ve bunlann bazı teknik özellikleri şöyle: 1. Westinghouse: Bu firma Türkiye'ye ALR69 ve ALD131 elektronik karşı önlem kanştıncı sistemlerini öneriyor. Bu sistem uçağın uzun miğferi ve kanat alt istasyonlarmda taşımyor. Ancak bu durumda, yani sistemlerin uçağın kann ve kanat altlanna yerleştirilmesi sonucu yakıt tanklan için aynlan bölgede bir azalma meydana geliyor. 2. Loral: Bu firma Türkiye'de Rapport3 sistemini öneriyor. ECM pasif elektronik savunma ve ESM aktif elektronik savunma sistemlerinden oluşan bu cihazların bazı teknik özellikleri de söyle: ECM Uçağın karşı radara yakalandığını haber verme ve yakİaşan düşman uçağı karşısmda uçağı uyarma. ESM Yaklaşan düşman uçağını haber verme, atılan düşman füzesini yamltma, elektronik kanştırma ve karşı önlemleri otomatik olarak başlatma. 3. Marconi: Bu firma ise Türkiye'ye Zeus sistemini öneriyor. Bu sistem, anında görsel ve işitsel tehdit ikazı, radyo verici istikâmetinin pilot mahallinde görüntülenmesi, en çok tehlike arzeden tehdidin tipi ve yakınhğı, alıcıvericiişleyici tarafından doğrudan elektronik karıştırma kontrolü, devamlı dalga ve darbe tipi radarlara karşı önlem ve arkadan ve önden, birden fazla tehdide karşı aynı anda elektronik karıştırma yapabilme gibi bazı teknik özellikleri içeriyor. Elektronik harp sistemi F16'lann can daman. Sürekli olarak geliştirilen bu sistemler olmadan F16, "pençesi ve gagası olmayan şahin"e benziyor. 12 Mart 1971'de Vedat Günyol ile beraber Sabahattin Eyuboğlu, Azra Erhat, Mina Urgan da gözaltına alınır. Gizli örgüt kurmak suçlamasıyla... Suçları topluca mavi yolculuğa çıkmak, pazartesi günleri Eyuboğlu'nun evinde toplanmak ve birbirleriyle ülke sorunlarım konuşmaktır. ATİLLA ÖZKIRIMLI Edebiyatta gönül maratonu Deneme ustası PORTRE/ VEDAT GÜNYOL 1912'de lstanbul'da dogan Vedat Günyol, tstanbul Üniversite» Hukuk Fakültesi'ni bitirip (1937) Paris'te iki yıl öğrenim gördükten sonra aym fakültede asistan olarak görev aldı. Askerliğini izleyen yıüarda Milli Eğitim Bakanlığı Neşriyat Müdürlüğü'nde, Tercüme Bürosu'nda (194447), tslam Ansiklopedisi Yazı Kurulu'nda görev aldı. Ayrıca 1939'dan başlayarak çeşitli okullarda Fransızca öğretmenliği yaptı. Fransız romanlannı tanıtan yazılarla Yücel'de y a a hayaüna giren Günyol, Yeni Ufnklar Dergisi'ni çıkarmış, elestiri ve denemeleriyle günümüz Türk edebiyatının gelişimine katkıda bulunmuştur. DUe Gdsder (1966), Yeni Türkiye Ardında (1966), Bu Cenael Bo Obennem (1975), Çalakalcm (1977), Daldan Dala (1982), BOİnç Yolnnda (1985), Giileryttzli Oddilik (1986) deneme ve eleştirilerini topladığı yapıtlannın başlıcalandır. Ink Şehsovarotln, Ynsnf ManUn, Mnhtar Enata ve ben isUnbnl'da bnlnştnk onnnla. Alman Elçfligi'nin arkasında gnzel bir babçe vardı, orada." 193540 yıllan Vedat Günyol'un hukukla edebiyat arasında bocaladığı yıllardır. Paris dönüşü Haydarpasa Lisesi'nde kısa süren bir Fransızca öğretmenliğinden sonra hukuk fakültesine öğrctmen olarak girmiş; Ali Fual Başgil'in, Ebalâla'mn, Crozat'nın yanında cahşmıştır. Ama yavaş yavaş edebiyat ağır basmaya başlar. ö n c e Orhan Burian'la Yücel Dergisi'nin sorumluluğunu yuklenirler, ardından... "Cemal Nadir ber ay dnzenli olarak bir karikatür verirdi Yncel'e. Kimi kez de Yücel'in kapagını o yapardı. Bir yakınlık, bir dostluk vardı aramizda. Cemal Nadir'in gönlünde yatan aslan da bir çocuk dergisi çıkarmak. Muhtar Enata benimsedi bunn. Arkadaş Dergisi boyle çıktı, 1941'de. Cemal Nadir'le birlikte hazıriardık. Ali Ulvi de vardı o sırada. Gencedk bir çocnktn, Cemal Nadir'in ögrendsi..." Ancak 17 sayı yayımlanır Arkadaş. Vedat Günyol'un askerliği gelip çatmıştır çünkü. Savaş yıllandır. Üç yıl süren askerlik hukuktan iyice kopanr Vedat GünyoPu. Alır edebiyata armağan eder. Yü 1944'tür. Müli Eğitim Bakanlığı Neşriyat Müdürü Adnan Örüken'in zorlamasıyla Ankara Gazi Lisesi Fransızca öğretmenliğinin yanı sıra, Klasik Eserler Danışmanı olur Vedat Günyol. Adnan ötüken sevdiği ve güvendiği Vedat Gunyol'a telif haklannı hesaplama görevini vermiştir. Vedat Günyol yalnızca sanatseverlerin desteğiyle bir kültür dergisini 24 yıl çıkardı Manyetik firtına bugün Haber Merkezi Güneş'te geçen hafta meydana gelen "büyük patlama"nm oluşturduğu manyetik firtına bugün dünyamıza ulaşacak. Uzmanlarca son yıllann en büyük patlaması olarak adlandınlan olay sırasında gaz ve parçaaklar güneş yüzeyinden yüz binlerce kilometre uzağa savruluyor f ve "günefteki lekeler" oluşuyor. Yeryüzüne bugün ulaşması beklenen manyetik firtına, tüm dünyada elektronik iletişimde aksamalara ve elektronik araçlarda "parazitlere" neden olabilecek. Uzmanlar manyetik fırtmanm insanlar üzerinde etkisi olmadığını öne suruyorlar. Köy Enstittisü "Aynca, klasikleıie uğraşıyorsun, işin bn diyerek Tercüme Bürosu üyeligine de atadılar beni. Sabahattin Eyuboğlu'yla orada tanıştım. Talim Terbrve üyesiydi ayoı zamanda. Bir gün Orhan Veli'yle gddi odama. Orhan Veli bir cevirisinin hesabının eksik yapıklığını söykmiş. Vedat Bey' dedi kibarca, 'bir yanlışlık olmuş galiba, lütfen ilgilenir misiniz?' Hay hay, dedim. Onlar ynkan Sabahattin Bey'in odasına çıktılar. Yeniden hesapladım ben de. tlkinden daha düşük bir çeviri ücreti çıku ortaya. Gittim söyledim. Mahçup oldnlar biraz. O an Sababatin Eyuboğlu'nun güvenini kazandığımı anladım." Başka bir gün de Vedat Günyol'u odasına çağıracaktır Eyuboğlu. Bu kez yanında Tongaç vardtf. Tonguç'la tanıştırır onu, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nde görev alıp alamayacağmı sorar. FJbette, dedim, geUrim. Sabahattin Bey'le dostlugura orada pekişti işte. Haftada bir gün gidiyordnm ben. Dört saat mi, beş saat mi dersim var, ama ders dışında da ögrencilerle biriikteyiz. Akşam yemekte eDerinde defter geiiyorlar, boyuna soruyoriar, boyuna soruyorlar. O vakit çıldınyorum ben levinçten. Yirmi otuz yılı aşkın 6gretmenligimde o öç yıl gerçekten ögretmenlik yapüm derim hep." Marmara'da civa sinyali BURSA (Cumhuriyet Bürosu) Marmara Denizi'nin Gemlik Körfezi ve Kapıdağ Yanmadası'nda avlanan çeşitli deniz ürünlerinde Dünya Sağlık örgütü'nün saptadığı sınınn üzerindeki oranlarda civa bulunduğu bildirildi. Uludağ Üniversitesi'nce yapılan bir araştırmanın sonuçlanna göre, deniz ürünlerinde rastlanan civa oranı henüz çok tehlikeli boyutlarda değil. Ancak birkaç yıl sonrası için büyük bir tehlikenin habercisi. Araştırmada civa oranı yukseklığine neden olarak sanayi kuruluşlarınm atık suları ve tarımsal ilaçlamalar gösteriliyor. Dostluklarla örulü bir yaşam. •skerierie. Içeri onlar girdüer. Kızkardeşimde kalıyonım. Evde de iki yeğenim var. tkisi de kız, biri on yaşında, biri sekiz, uyuyorlar. Bir de dayımın kızı çocuguyla birlikte konnğumuz. Açıyoriar odalan, soruyorlar bunlar kim diye? Çocnklar u>andı. Hepsinin gozleri faltaşı gibi açılmış. Bıitun kitaplan taradılar, kanşttrddar. Sonra, badi hazırian, gdlttrüyoruz seni, dediler. Alıp götürdöler emniyete, Sansaryan Hanı'na." Yalnız Vedat Günyoiu mu? Sabahattin Eynboglu'nu, Azra Erhat'ı, Mina Urgan'ı, daha başkalannı da götürmüşlerdir o gün. Gizli örgüt kurmak suçlamasıyla... Nasıl mı? Topluca Mavi Yolculuğa çıkarak, pazartesi günleri Sabahattin Eyuboğlu'nun evinde toplanarak, birbirlerine telefon ettiklerinde ülketerinin içinde bulunduğu durumdan yakınarak... Vedat Günyol, 12 Mart 1971'den sonra sacma sapan bir suçlamayla gözaltına aJınışını, Maltepe Askeri Cezaevi'nde geçir Hep düşünürüm. Neyi mi? Şu azgelişmiş isterseniz geri kalmış, gelişmekte olan deyin ülkemizde, Türkiye'de kimilerinin kültür alanında gerçekleştirdiği mucizelerin dünyada bir benzerinin olup olmadığını... Diyelim, bir insanın hiçbir maddi destek olmadan, yalnızca dostlann, edebiyata, sanata gönül verenlerin katküanyla tek başına, hep kendinden vererek bir kültürsanat dergisini 24 yıl çıkarması mümkün mUdür? Bir Batılı için "miracle"dır, "impossible"dır bu. Oysa Türkiye'de bir atasözünde de belirtildiği gibi, "Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz." Çünkü işimiz olmaa oldurmaktır bizim. Aydınımızın, yazanmızın, sanatçımızın alınyazısıdır bu. Bir de Eşrefin söylediğince, "Haps ile nefy ile işkence ile ömrü gecer / İste Türkkiye'de şair olanın hali badnr." Buyrun, Vedat Günyol anlatıyor; dinleyin. "Bir sabah saat beste kapı çahndı, açtam. Nazik bir deniz subayı adımı sordu, arama yapacağız dedi. Ardından bir binbaşı geldi diği dört ayı anlatırken çirkinliklerin yanı sıra güzellikleri de anıyor sürekli. özellikle son olarak yerleştirildikleri altı kişilik bir koğuşta başka suçlamalarla oraya getirilmiş bban Sdcnk, OkUy Knrtböke, Nihat Sargın ve Yallam adlı bir deniz subayıyla birlikte geçirdikleri "nefis" günleri... Dışardaki dostlanmn yardım için cırpınışlanm... Dostlann yeri Dostlar, dostluklar... Vedat Günyol'un yaşamı dostluklarla örülü zaten. Dostlan önemli bir yer tutuyor yaşarrunda. Nitekim 1935'lerde Yücel Dergisi'ni çıkaran Mnhtar Enata'yla tanışması bir bakıma alınyazısını belirliyor onun. tlk çevirileri, Uk yazılan Yücel'de yayımlaruyor. Orhan Bnri•n'la tanışıp dostluk kuruyor yine Yücel kanalıyla. "Orhan Burian Cambridge'ten yazı gönderiyordo. Muhtar'la siirekli mektnplaşıyoriardı. Türkiye'ye dönosiinün haftasında Ha Tercümanı unutmayın ANTALYA (AA) Türkiye'ye büyük ilgi gösteren lskandinav ülkelerinin dillerini konuşan rehber bulunmaması, I turizmcileri zor durumda | bıraktı. tsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerin tur operatörleri, turist gruplanyla birlikte birer tercüman da gönderiyor. Türkiye'de yaptıkları turiarda görev alan tercümanlar, Fngilizce, Almanca dillerinde rehberlerin anlattıklannı kendi dillerine çeviriyorlar. Mavîye yelken açan ilk tekne Hürriyet Mavi yolculuğun ilk öncüleri arasında Sabahattin Eyuboğlu, Azra Erhat, Vedat Günyol gibi isimler vardı. MÜRŞİT BALABANLILAR MARMARİS Yaşh tirhandil "Hürriyet" limana yanaşmış yüzlerce şık tekne arasında, biraz mahzun, biraz küskün gibi duruyordu. Kimbilir, mavi yolculuklann geçmişte kaldığını düşünüyordu belki de. Mavi yolculuk teknesiydi o. 1965 yılından bu yana, yani 23 yıldır kimleri gezdirmemişti ki; Sabahattin Eyoboglu, Azra Erhat, Vedat Günyol, MeUh Ccvdet, Şadi Çalık, Berna Moran, Oguz Akkan, O n g i z Bektas, Mina Urgan ve daha onlarca, yüzJerce tamdık isim... Yaşh olan yalnızca "Hürriyet" mi? Hayır. Sahipleri Ali Kaptan 80, Ali Fuat Kaptan 61 yaşında. "Hürriyet"Ie ilk kez mavi yolculuğa çıkacak olan genç arkadaşlanmla 14 saatlik bir yolculuk sonrası, sabahın erken saatlerinde Marmaris Limaru'nda onu bulduğumuzda, umduğunu bulamamanın gölgesi düşüverdi 'ilk yolcu* lar'ın yüzüne. Ama üç deneyimli Hürriyet yolcusu aldırmadık buna. Sonrası önemliydi. Ali Kaptan akşamlan yemekten önce bir duble rakı iciyor. Yalnızca bir duble. Aşı Koyu'nda demirleuiğimiz bir akşam keyfe gelip iki duble iciyor. Şimdiye kadar yalnızca rüzgânn taradığı kısa beyaz saçlan ve küçük çipil gözleriyle 'kayığımn' öyküsünü şöylece anlatıyor o akşam: "Gençligimde marangozdnm. tgerdük yapüm. Dahasonndan lyi para geüriyordo, ama tehlikeHydi. Birkae arkadaşım vnruldu (vargnn yemeyi böyte if ade ediyor) vazgeçtim. Marmaris'te yanıma Od usta daha alarak üç ayda yapbm bn kayıgı. (16 m.Uk koca teknesine kayıgım diyor.) 5 Eytnl 196O'ta snya indirdik. Kamara filan yoktn o zamanlar. Kum ve ern k taşırdık Ali Faat'la. Ali Fuat agabeyimin oglu. O g i a bngün beraberiz. 6O'ta Marmaris'in en büymk kayıgıydı Hürriyet, şimdi en küçük, devir böyle ne yapahm." Tane tane, az ve öz konuşuyor Ali Kaptan. Yıllann verdiği ihtiyath sakmlik tüm bedenine sinmiş. Fırtınalı bir havada Bozukkale'ye demir atarken "çarpıyornz kaptan!" diyerek telaşlanan bir arkaHa«mi7a "görttp dumrunt ya" demişti yalnızca. Dümenin başında bir ayağını altına alarak oturuyor. Tekne ne kadar sallanırsa sallansın kıpırdamıyor bile Cayroskop gibi. Sohbetimize bir ara Ali Fuat Kaptan da katılıyor. Fuat Kaptan 61 koca yıla rağmen olağanüstü dinç biri. "bk mavi yoknlnga 1965'te çıkbk. Kamara yok, ama tnvalet gerekli. Kıç guverteye bir knlübe yapbk. tceriye de bir kova koyduk ki denizdcn su alınıp temiziensin diye. Yolcular tekne giderken kovayı suya sarkıbnca knrtnlup gidiyor tabii. Sonra İUfer ikişer kova almaya baflatUk, o da »imadı. AÜ VE M J FUAT KAPTAMAII Mavi yolculuğun deneyimli kaptanlan. Ali Kaptan 80 (solda), Ali Fuat Kaptan 61 yaşında. Tekneten "Hürriyet", 28 yıldır mavi sularda. Sonunda kovanın ipine bir fırdöndii takOra da kovalan kurtardım." Hürriyet'te yemekler yolcular tarafından yapılıyor. tlk yolculuktan bu yana boyle. Sabahattin Eyuboğlu ve Azra Erhat'lann değişen gruplannda da sırayla yapılırmış yemekler. "Hiç unntmam" diyor Ali Fuat Kaptan, "Şadi Çalık'm da bulondugn bir gezide 80 küsur şis« rakı alnuşük. Gece gnndüz içiliyordn. Nöbetçilere çorba yapma zomnlnhıgn da getinnislerdi. Ama gece 03.00"e kadar içiyoriar. Orada tartışmalar, şakalasmalar başhyordn. Nöbetçfler, 'bn ertesi gitnktt grnbun görevi' diyor, öbürleri de 'hayır, rakının ustıine bir çorba içemeyecek miyiz yani' diyortığunız oltalara bir türlü balık vurmuyordu. "Gidelim" dediğimizde, "hayır" dedi. "Geze geze deniyecegiz. Elbet bir taşın dibinde bnlnmz. Bahksız döamem." Nitekim biraz sonra arka arkaya iki mercan çekecek, tutturduğu bir şarkıyla küreklere asıhrken kahvaltı için tekneye dönecektik. Ali Fuat Kaptan'ın bir kızı, bir oğlu var. Oğlu SUleyman da kaptan. Eski mavi yolcular "Mavi Snrgiin" isimli teknesinden tanırlar onu. Süleyman şimdi "Topaz" isimli bir guletin kaptanlığını yapıyor. "Topaz"ın sahibi Beatles'lann ünlü menaceri George Martin. Değeri yüzmilyonlarla ölçülen "Topaz"da her türlü modern donanım var. Bilgisayarlı ve teknede 220 volt cereyan var. Gezi sonrası arkadaşlardan biri "neden sen de Hürriyet'te degilsin?" dediğinde Süleyman, "Dedem kaptan, babam kaptan. Ben orada bep miçoyum. Onlara da saygısızhk etmek istemem" diyordu. On günlük rüya gibi bir gezdden dönerken bayanlann elinde Fuat Kaptan'ın tepelerden topladığı san çiçekler biraz da Hürriyet'i çağnştınyordu. O san çiçekler kışın da bozulmadan kalabiliyor, yıllarca saklanabiliyordu. Bence mavi yolculuk Hürriyet denizden aynlınca biter. Yanhş mı düşunuyorum acaba? Paris'te doktora Ama çok sürmez bu mutluluk. Hasan Ali Yücel'dşn sonraki MiUi Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer önce Tonguç'u görevden alır, ardından Köy Enstitüleri'nin yonetim ve öğretim kadrosunu bütünüyle değiştirir. Hasanoğlan'ın yüksek bölümünü de kapatır sonra. "Bunun üzerine ben de Gazi Lisesi'ndeki Franstzca ögretmenligiyle Neşriyat Müdürlügü'ndeki görevimden istif a ettim. Yanm kalan doktoramı tamamlamak için Paris'e gittim." Paris'ten hukuk doktoru olarak döner Vedat Günyol. "Devleüer Hnkokunda Birey"dir doktora konusu. lstanbul'da avukathk stajını da yapar. Ama hukuka ısınamaz bir türlü. Adnan Adıvar, tslam Ansiklopedisi'nde çalışmasını isteyince de hemen kabul eder. Adnan Adıvar'la Paris'e ilk gidişinde taruşmıştır Vedat Günyol. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kuruculanndandır Adnan Adıvar. Kurucusu olduğu parti kapatıhp (1925) eşi HaUde Edip'in tedavisi için tngiltere'de bulunduğu bir sırada tzmir suikastı dolayısıyla gıyaben yargılanınca Türkiye'ye dönmemiş, sonradan aklanmasına karşın Atatürk'ün ölümüne kadar gönüllü sürgünlüğü seçmiştir. "Adnan Bey benim, babamdan başka demeyeyim, babamla birlikte elini saygıyla öptüğüm sajılı intanlardandı. Çok namuslu, tokgözln, yanlışını kabul edebilen bir insan. Bir gün bana 'Vedat' dedi, 'ben kaybettim. Atatürk'ün hakkı varmış. O becerdi bu işi, yaptı. 'Laiklikten söz ediyordu. Laikti Adnan Adıvar, hatta biraz da agnostik, bilinemezci." KaleiçVnde yeni proje ANTALYA (AA) Antalya'nın kartpostallara konu olan ve mimari tarzt ile "altın elma" ödülüne layık görülen tarihi Kaleiçi semtinde Turizm Bankası tarafından yeni bir proje gerçekleştiriliyor. Kaleiçi semtinin Surüstü bölümünde uygulanacak ikinci proje olan bu çalışmayla, 4 tarihi evin bir turizm kompleksine dönüştürülmesi amaçlanıyor Türk mimarisi örneğindeki plan tipi korunarak restore edilen evlerde toplam 60 yatak kapasitesi yaratılacak. 1 1 M E T K NYUMDA Hürriyet 16 m. boyunda bir tirtıan dil. ikişer kişilik 4 kamarası var. Mutfak açık ve kendi boyundakj diğer tekneiere orania daha geniş. OkJukça da ağır. Hafrf esintSerde yerinden kjpırdamryor tan dümenin başında otururken Ali Fuat Kaptan konuklanyla ilgileniyor. Oltayla, bırakma usulüyle, sepetle balık avnlığmı deniyoruz her koyda. Beşind günde Fethiye Körfezi'ndeki Manastır Koyu'nda sandalla Mercan avına çıküğıraızda saat sabahın altısı idi. Tepelerden keklik sesleri yankılanırken yaklaşık 80 metreye bırak lardı." Zaman zaman 30 kişilik gruplan da gezdirmişler Hürriyet'te. BodrurnMarmaris, MarmarisFethiye, FethiyeAntalya olmak üzere üç etap halinde düzenlenen gezilerin hepsinde Eyuboğlu ve Azra Erhat teknede kalır, grubun diğer konuklan değişirmiş. Gezimiz boyunca yaşh Ali Kap Kaş köylerinde su dilekçesi KAŞ (Cumhuriyet) Turizmin hızla gelişmeye başladığı yörelerden biri olan Kaş'ta su sorunu cevre köylerle Kaş Belediyesi'ni birbirine diışürdü. tlçeye gelen su miktannın yetersiz tatması nedeniyle çevredeki 10 köyün suyu kesilip Kaş'a aktanhnca, köylüler kaymakamlığa başvurarak şikâyet dilekçesi verdiler. Kaş Belediyesi yöneticileri ise gerek ilçede kalan turistlerin gerekse yatla gelenlerin gereksinimlerini karşılamak zorunda olduklarını belirtmekle yetindiler. Mimar Bonatz, Taşkışlada Sntihar etti' YURDAGÜL ERKOCA "ömrü hayatırada Stntgart Gan'ndan, Tübingen Üniversitesi Kütüphanesi'ne ve Ankara Opera Binası'na kadar birçok bina yapüm. Bugün Taşkışla'nın manız kaldığı felaket 2. Dünya Harbi'nde dahi biçbir binanın başına gelmemiştir. Elem ve teessür hissiyati içerisinde verdiğim intihar karannı şuurum tamamen yerine olarak aldıgımı ve bunun tek musebbibinin ESKA oldugnnu beyan ederim..." yazılı bir mektup bırakarak kendini aşagıya atıverdi. Protesto eylemi önceki gün tTÜ Taşkışla Binası önünde toplanan kalabalığın gözleri önünde gerçekleşiyordu. Kalabalığın "kim, niçin" demesine kalmıyor... Mütevefanın ardında bıraktığı mektuptan adının Paul Bonatz olduğu anlaşılıyordu. Yalnız Paul Booatz'ın 1962'de ölen ünlü Alman miman olduğunu bilenler kendini çatıdan aşagıya atan "protestocn"nun Bonatz'ın kuklası olduğunu fark ediyorlardı.. Taşkışla'mn otel olmasını protesto edenler ve bunun gerçekleştirilmernesi için kamuoyu oluşturmaya çalışanlar arasında son yülarda adını sıkça duyduğumuz Yeşil Dayanışma'nın düzenlediği bir protestoydu bu. Yeşil Dayamşmacüar oturup düşünmuşkr ve Taşkışla Binası'nı 19431944 yıllaı. arasında Prof. Emin Onat'la birlikte onaran ve Mimarlık Eğitimi yapılacak uygun bir mekân haline getiren Prof. Paul Bonatz "yaşasaydı bu karar karsBinda kendini yakardı" demişlerdi. tntihar eylemi, olayı izleyenlerce alkışlarla karşılanan Paul Bonatz'ın, ardında bıraktığı "Muhterem tstanbul HalkTna hitaben yazılmış mektup şöyle sürüyordu: "... Şaytt Taşkışla'mn otel yapılmasında gene de ısrar edilecek olursa, gdecek aj da kendimi yakma niyetinde oldugamo bahusus bildirmek isterim. O da kâfı getmezsc, hayalet kıbgına girip otelin müşterilerini tek tek |t T"iwwg>"" nudamaUanmza a n etmeyi görev telakki ederim..." Bonatz ardında binarun otel haline dönüştüriilmesiyle ilgili kendisiyle vapılmış bir de röportaj metni bırakıyordu. Ünlü mimar, röportajı yapanın "Bu binayı tamamen yıkmayacaklannı, icini degiştireceklerini söylüyoriar..." şeklindeki açıklamasına karşıhk şunlan söylüyordu: "Efendim içini degiştinnek dogrn olsaydı, ben de defiştirirdim. Bn kadar basit değil. Önemli olan yaklaşım biçimi. Bunlar, bpkı kendi yapbklan binalar gibi, tarihi yapdan birer silo, hangar gibi göriiyorlar. Öyle bir şey ki içinde her şey yapılabilir zannediyorlar. Hayır efendim. Bir bina ile ber şey yapılamaz. Binalann, gercekten bina olmayı hak eden binalantan söz ediyorum, bir namusu vardır. Onu korumak gerekiyor." Şimdi, "Bu Bonıtz'ın bizira Taşkışla Binası'yla bn kadar yakından ilgilenmesinin anbunı ne? Ne alakası var kardeşim, bu adaraın içi IsUnbul konusnnda niye yanıyor" diyenler çıkabilir... A m a Bonatz'ın 19431953 yıllan arasında tstarbul'da yaşadığını ve Park Otel'i mesken tuttuğunu öğrenince bu yersiz kuşkulanndan vazgeçeceklerdir... Ufuk maratonu Aym yıllarda önce Ufuklar, sonra Yeni Ufuklar adıyla yeni bir derginin 24 yıllık maratonu başlayacaktu Vedat Günyol için. Yücel kapanmıştır. Bine yakın abonesi vardır oysa. Orhan Burian'ın önerisiyle... "Çıkardık Ufnklar'ı, 1952de. Orhan Bnrian'ı geçirdiği ikinci ameliyattan sonra kanserden \irirince vasjyetiue uyarak dergiyi sürdürdnm." Evet, sürdürür. Tam 24 yıl. 1959'da ise Çan Yayınlan'm kurarlar Sabahattin Eyuboğlu ile. Sonra bir gün tutar Devrim Yazılan'm çevirirler (1964) Babeoi ten. 1797'de öldürülen bu Fransız düşünürünün yazılannın derlendiği kitaplar toplatılır hemen. Eyuboğlu'yla Günyol da ağır cezaya taşınırlar yıllarca. Dört yılda ancak aklanırlar. Derken, 12 Mart dönemindeki o tutuklanma... "Sabahattin hapisligi hazmedemedi, kesüüikle. Havalandırmaya bile cıkmaz oidn. Bakmadı kendine; fırridak yapü, satranç oynadı, kitap okudu. Bir anlamda kendini ölüme bırakb. Çıküktan sonra da yazı yazdıramadım. Ben soyledim söyleyecegimi, dedi, yazmıyorum. Ancak çeviri yapbrabildim." Vedat Günyol'un dikili bir tek ağacı yok şu ölümlü dünyada. Ev kirasına bile yetmeyen bir emeklilik maaşı, o kadar. Ama sevgi dolu bir yüreği var. Zengin mi zengin, Yunus'un söylediğince hep dosttan yana yönelen bir gönlü. SUifke'nin kaplumbağası SİLİFKE (AA) Içel'in Anamur ilçesinde turistler tarafından korumaya alman denizkaplumbağalan ile ilgili araştırmaların Silifke'de sürdürüldüğü bildirildi. "Caretta Caretta" ve "Cholonia Madas" türü kaplumbağalarm koruma altına alınmasından sonra Anamur'a giden Türkiye Avrupa ortak araştırma grubundan 4 kişilik heyet, incelemelerini Silifke'de de sürdürmeye basladı. Hatay'ın Samandağ ilçesine kadar tüm sahil şeridinin taranaçağı kaydedildi. Tarihi binalar özeüeşiyor GÜNSELİ ÖNAL ANKARA Kultür ve Turk a Bakanlığı, yetersiz kaldığı bazı turizm, kultür ve sanat konulannda özel sektöre açılacak ve sektörle işbirliğini sağlamaya çalışacak. tllerdeki kıiltür merkezleri ile Turban Tesisleri'nin işletmesini özel sektöre devredecek olan bakanlık, turizm personeh' ve rehberi yetiştirmesi için de özel sektörü teşvik edecek. Bakanlık, çeşitli illerdeki bazı tarihi binalann, "restore etişletdevret" formülüyle kültür merkezi haline dönüştürülmesi için, özel sektörün katkısını sağlamaya çalışacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşan Ertan Cireli, bakanlığın turizmde eğitmen gereksiniminin karşılanması, bazı tarihi binalann korunması, yeni kültür merkezleıinin açılması, kültür merkezlerinin işletilmesi, turizm rehberlerinin yetiştirilmesi konulannda yetersiz kaldığını bildirdi. Cireli, özel sektörün işbirliği ve katkısına gereksinim duyulan konulan şöyle sıraladı: Turizmde egitmen yetiştirilmesi: Bakaniık, özef sektörün turizm eğitiminde kendi başına yeterli olması için her türlü desteği yapacak. Kültür merkezleri: fllerde kurulacak kültür merkezleri için yerel yönetimlerin katkısını sağlama yoluna gidecek olan bakanlık, bu konuda özel sektörün katkısını da sağlamaya çalışacak. Restore etişletdevret: Her ilde yeni bir kültür merkezi yapmak yerine, illerdeki tarihi yapılardan yararlanma yolunu benimseyen bakanhk, "restore etişletdevrel" modelini gündeme getirdi. Cireli, "Bazı tarihi yapılan ve eski eserleri, bugünkü bütçe imkânlan musait olmadığı için, kollanarak koruyamıyornz" dedi. Bakanlık, bu tarihi yapıların, restore edilmesi için özel sektörün katkısını istiyor. Mevcnt salonlar: 11lerde yeni kültür merkezi yapma yerine, illerdeki mevcut çeşitli salonlan da kullanma yoluna gidecek olan Kültür ve Turizm Bakanlığı, " 6 7 3de ne kadar kültür tesisi var?" biçiminde bir araştırma yaptırıyor. Akdeniz Eylem Planı tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Birleşmiş Mılletler'e bağlı Akdeniz Eylem Planı, 29 haziran1 temmuz larihleri arasında, "Entegre Planlama ve Kıyıların Kullanımı" konulu toplantıyı tzmir'de gerçekleştirecek. Toplantıda alınacak kararlar diğer Akdeniz ülkelerine tavsiye edilecek. ESKİ VE YENİ ÖZAL HÜKÜMETLERİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear