25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahibi: Cumtıuriyet Matbaacılık vt Gaz«ecılik Turk Anonım Şırkctı adına Nadir Smü • Gend Yayın Muduru H » ı ı Cenul. Muessese Muduru Emint Uşaklıgil. Vazı Ijlerı Muduru Okıj Uoncnsın, # Haber Merkezı Muduru Yalfin B«;cr, Sayfa Duzenı Yoneımenı Ali Ac»r. # Temsılcıler. ANKARA: Vakin Doftu. İZMİR: HikmH Çciinkaya. ADANA: Crtal BaşlangK. Utanbul Haberlerı: F.rhın Akyıldız, Dış Haberler. Ergııa Balcı. Ekonomi (kmın 1/I«R«», Kulıur Cdai Üster. Spor Danışmanı: Abdalkadir Vımtmaa, Duzelıme. Refîk Darbaş, BılımEgııınr Şahin Alpay, IşSendıka. Şukran Ketcaci. Yun Haberlerı Necdel Do£ın. Oızı Yazıtar: Kertıa Çabşkaa, Bursa l^vtal (.ençelli, • Koordınalor AhıM Kondsaa. • Malı Işler Erol Erkul. • Muhasebe: Batenl Yrner • ButçePianlama Srvfp Ann #Rcklam Ayşc Tornn. Ek Yayınlar Hulya Akyol # Idare Ha»yin (.urrr, Işleıme Ondcr Çtlik, Bilgılşlem Nail la«l. Basan vr Yayan Cumhufiyel Malbaaalıl veGuOKıbk T A.Ş Türk Oo*ı Cad. 39/41 C4>kıthı 34334 Isı PK 246Wanbul Tri 512 05 05 (20 hMI. Tdeı 22246 Fax: (1) 526 60 72 • Burolar Aakara: Zıya Cokalp Blv tnkılap S. No 19/4, Td: 13) 11 4147. Telo 42344 Fa» (4)133 1141/428 | l a r H Zıya Blv !352S.2/3.Td 13 1230. Tdra 52359 Faj: (51) 13 1230 • Adaaa: inAnıl Cad 1I9S No IKatl.Tel 114550119731.Tele> 621S5.FU (71)328056 TAKVlM 25 HAZİRAN 1988 tmsak: 3.25 Güneş: 5.26 öğle: 13.11 tkindi: 17.11 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38 Evrerife ABD sürprizi: Kürt Raporu KUBT RAPORU'NDAN Güney Anadolu'da sivil halka askeri birliklerce baskı yapılıyor. Her iki taraftan da sivil halk telef oluyor. Kurtçe kitap ve gazete basılması olanaksız. Kürtçe resni işlemlerde kullanılmıyor. Kürt dilini kullananların hapse atılacağına dair yaygın bir kanı var. Bildiği yabancı dile "Kürtçe" diyenlerin bir kısmı daha sonra gözaltına alındı. Kürt etnik kimliği üzerinde tehdit var. Hükümet Kürt sorununa yalnızca askeri değil, ekonomik ve toplumsal olarak da yaklaşmaya çalışıyor. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON A B D Kongresi Helsinki Uyum Komitesi'nce hanrlanan ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in ABD'yi ziyareti sırasında açıklanması beklenen Türkiye'deki insan haklan ihlallerine ilişkin raporda, TUrk hükümetleri, azınlık asimilasyonunu resmi politika haline getirmiş olmakla suçlanıyor. Temsilciler Meclisi üyesi Stany Hoyer'in başkanlığını yaptığı komitenin hazırladığı 37 sayfalık raporda, Güneydoğu Anadolu'da sivil halka askeri birliklerce baskı yapıldığı ifade ediliyor ve "ber iki taraftan da sivil halkın telef olduğuna" atıfla, silahlı kuvvetlerin Irak sınırlan içerisinde gerçekleştirdigj operasyonlann sivil kayıplara da yol açtığı ima ediliyor. Ancak Kongre'nin "88 Kürt Raporu" genel hatlanyla, New York'ta faaliyet gösteren özel bir kuruluş olan "Hdsinki Gözlem Komitesi'nin" insan haklan raporundan daha ılımlı, ABD Dışişleri Bakanlığı insan hakları raporundan ise daha sert. Temsilcüer Meclisi Helsinki Uyum Komitesi'nin raporu, örncğin Kürt sorununun altını çizmekle birlikte, hükürnetin konuya sadece askeri değil ekonomi ve toplumsal olarak yaklaştığını da teslim ediyor. Raporda hükümetin, sonınun varlığını kabul ettiği belirtilirken Türkiye'nin duygulannı fazla rencide etmeyecek sözcükler seçildiği gözden kaçmıyor. örneğin "Kfirt etnik kimliginin yok edildiği" ima ediliyor. Ancak bu olgu, bu sözcüklerle dile getirilmiyor. ö m e k olarak da nüfus sayımı sırasında "bildiği yabancı diller" sorusuna "Kürtçe" yanıt verenlerin bir kısmının daha sonra gözaltına alındığına atıfta bulunuluyor. Ayrıca Kürt dilini kullananların hapse atılacağına ilişkin bir genel kanı bulunmasının, halkın haleti ruhiyesini ifade etmesi bakımından önemine değiniliyor. Raporda, hükümetin terorizm ile mücadelede kullandığı askeri birliklerin bölge halkına baskı yaptığı vurgulanırken, Kürtçe kitap ve gazete basılmasının olanaksızlığından yakınılıyor. Siyasi yasaklann kaldırılmış olması ve hükümetin Birleşmiş Milletler Işkence yasağı anlaşmasını imzalamış olması övülüyor, ama gerek siyasi yasaklann gerekse de ışkencenin fülen varlığını koruduğuna dikkat çekiliyor. Işkencenin alt düzeydeki görevlilerin eğitimlerinin yetersiz olmasından kaynaklandığı ileri sürülürken Kürtçenin resmi işlerde kullarulmasırun yasak olması eleştiriliyor. Raporda KUrtlere karşı ölçülü ifadelerle yaklaşıldığı, Örneğin, "eşkıya" ya da "isyancı" gibi sözcükler yerine, daha ortada bir niteleme yapan "gerilla" sözcüğünün kullanıldığı gözden kaçmıyor. Helsinki Uyum Komitesi'nin yayımlanması üç aydır ertelenen bu raporu son zamanlarda TürkAmerikan ilişkilerindeki en yoğun diplomatik girişimlerin konusu oldu. Rapor, özellikl Kürt sorunu konusunda Türkiye'ye ağır suçlamalar getiriyordu. Ancak, Türk makamlannın ABD Dışişleri Bakanlığı üzerinden Kornisyon Başkanı Stany Hoyer nezdindeki girişimleri, raporun yayımlanmasını önledi. Komite bunun üzerine yeni ve kendilerinin ifadesi ile "daha dengdi" bir rapor hazırlamaya girişti. Bu rapor geçen hafta tamamlanarak basılmaya gönderildi, ancak dağıtımının Cumhurbaşkanı Evren'in ziyaretinin arifesine denk gelmesi yine sonın yarattı. Komite, raporu Evren Amerika'dayken açıklamak istiyor. Türk makamları ise açıklamanın ziyaret ertesine kalması için çaba gösteriyor. ABDKongresi, HelsinkiKomitesi raporunu Cumhurbaşkanı'nın ziyaretisırasında açıklamak istiyor Öğrencilere harç ımesi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) YurtKur'un harçları ödemede gecikmesi üzerine, harç kredileri almalanna karşın bu parayı öğrencilere ödettiren Dokuz Eylül Üniversitesi, bir daha aynı durumda "öğrencileri muhatap almama" yönünde yönetmeliklerde değişiklik yapma kararı aldı. İtalya ve Almanyu'da 12 milyarkk eroin MtLANO (AA) Federal Almanya'mn Kassel kenti yakmlarındaki bir otoparkta dün sabah 1.5 milyar TL piyasa değeri olan 2 kilo eroinle yakalanan bir Türk kaçakçı şebekesinden sonra îtalya'ntn Milano kentinde de 3 Türkün elebaşısı olduğu bir şebeke yakalandı. Italyan polisi tarafından düzenlenen operasyon sonucu 3 Türkle bir Mısırlı ve bir Hollandalıdan oluşan 5 kişilik uyuşturucu şebekesinin piyasa değeri 18 milyon mark (yaklaşık 11 milyar lira) olan 12 kilo eroinle yakalandığı bildirildi. Eczacıbaşı: Eczacdar Tanker gibi düşünmüyor tlaç Işverenleri Sendikası Başkanı Nejat Eczacıbaşı, Eczacılar Birliği Başkanı Mekin Tanker ve yönetim kurulunun ilaç zamlarını 'vurgun düzenV diye adlandırmalannı eleştirdi. tstanbul Habcr Servisi tlaç dUnyasında işverenler ve eczacılar arasındaki tartışmalar sürüyor. İlaç Endüstrisi lşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Eczaabası, "Eczacüar Birligi Merkez Heyetinin ve eczaeı odalan yönedcflerinin seçimle işbaşına geldiklerini ben de bili>orum" diyerek "tlaç zamlan konusunda eczacılarla yönetirain göriişlerinin çeliştigini" öne sürdü. Nejat Eczacıbaşı dün lstanbulda düzenlediği basın toplantısmda, 14 mayıstan bu yana Türk ilaç endüstrisine yoğun bir sekilde saldınrun söz konusu olduğunu kaydederek, toplanünın amacını 'ilaç konusundaki sorulara açıklık getirmek' diye niteledi. Eczacıbaşı, toplantıda her endüstride olduğu gibi ilaç endüstrisinin de kâr amacı olduğuna dikkat çekerek ilaç fıyatlanrun bakanlık denetiminde belli bir prosedür çerçevesinde ayarlandığını belirtti. Nejat Eczacıbaşı, Türkiye"de alım gücünün düşük olmasını uzüntuyle izlediklerim anlatarak şoyle konuştu: "İlaç pahalılığına çözüm, ilaç endüstrisini baarmak degildir. İlaç pahalılığına çozüm aranıyorsa, diğer medeni ülkelerde olduğu gi i bizde de uygar insanlann bir raasaya oturup ilacın daha makul fiyatlaria vatandaşa ulaşabilmesi için yöntemler geliştirmeleri gerekir. Bunun örneklerini Batı ülkelerinde görebiliriz. Örneğin tngiltere'de bir dönera ilaçlar hükümet tarafından halka bedava dağıtılmıştır. Ya da soruna çözüm, degişik ülkelerde sağlık sigortasıyla buİunmuştur. Dolayısıyla bu konunun halli, bizim dışımızdadır. Diğer ülkelerde uygulanan çözümler doğrultusunda bizim bir hazıriığımız da mevcuttur." "Demokratik bir düzende elbet her şey konusulacak, her şey tarüşılacaktır, ama kuşkusuz doğnı olmak, gerçeklere dayandınlmak koşuluyla" diyen Nejat Eczacıbaşı, Eczacılar Birliği ile eczaeı odalannı suçladı. Eczaabası şöyle devam etti: "Eczacılar Birliği Merkez Heyeti Yönetim Kurulu Başkanı Mekin Tanker ve yönetim kurulu üyeleri elbet demokratik yoldan bu biriiğin yönetinıine seçimle gelmişlerdir. Ne var ki, son yıllarda enflasyon düzeyinin ne olduğu ve ilaç endüstrisini n yıllık kâr oranı ortadayken, en doğal fiyat artı^lanna bile karşı cıktşlannı anla>amıyonız. Türkiye'de ilacın pahalı olduğunu yaymanın, hatta meslektaşlanmızın kıvanç duyması gereken bir endüstriyi *vnrgua düzeni' olarak niteleraenin nedeni nedir bilmiyoruz." Toplantı süresince sık sık ilaç konusunda polemiğe girmek istemediğini vurgulayan Nejat Eczacıbaşı toplantının sonunda basın mensuplannın sorulannı yanıtladı. Nejat Eczaabaşı'na sorulan sorulardan bazıları ve yanıtlan şöyle: Ülkemizde ilacın ucuz olduğunu savunuyorsunuz. Buna karşılık yılda 37 m\\yaı liralık ithalat karşılıgında 24 milyar liralık ihracat yapryorsunuz. Sanayide anl kapasite göz önüne alınırsa, neden daha fazla üretim yaparak ihraç yolurta gitmiyonunuz? N. ECZACIBAŞI Bu konuda Avrupa ülkelerinde değişik bir anlayış vardır. Yani yöntemler farklıdır. Bugün en çok ihracatı Sovyetler Birliği'ne yapıyoruz. Bunun nedeni de hayli açıktır. Doğal gaz bağlantısı paralelinde Sovyetler Birliği'ne olan ekonomik borçlanmız hayli arttı. Bunun ödenmesi konusunda yapılan anlaşmalar çerçevesinde bizden bir mal almaları lazım. Ülke bu yöndeki karanru ilaç konusunda kullanıyor. Bu ülkenin ne kadar titiz olduğunu düşünUrseniz, bizim raalımızın kalitesini de anlarsınız. Hammadde ithalatı konusunda bunca tarüşma varken 34 yıl boyunca hammadde üretiminde alınan yol nedir? N. ECZACIBAŞI Evet, belirli bir miktar yol alınmıştır. Bugün yüzde 30 harnmaddenin üretimi ülkemizde yapılabilmektedir. Yüzde 30'Iuk yerli hammadde üretimi geçmiş dönemde sektör iyi çalışma koşullanna sahip olsaydı, bugün bu rakam aşılabilirdi. Ne yazık ki yeterli olamadı. İlaçlan yeterli kânn alınamadığını sık sık dile getiriyorsunuz. Öğrendiğimize göre SSYB ilaç fiyatlannın serbest bırakılması konusundaki çahşmasını tamamlamak üzere. Siz bu konuda ne düşönüyorsunuz? N. ECZACIBAŞI Hayır, biz ilaçların fıyatlarırun serbest bırakılmasını isterniyoruz. Biz daha şimdi bu fiyatlarla eleştirilere rnuhatap oluyoruz. Hiç değilse şimdi tutunacak bir yerimiz var. Böyle bir şey gerçekleşirse ilaç Fıyatları yüzde 100200 oranında artar. Bu nedenle istemiyoruz. Ama bu gerçekleştigi takdirde istenen kân elde edebilirsiniz. Neden böyle bir aiınacak karara hayır diyorsunuz? N. ECZACIBAŞI Biz ilaç fiyatlannın serbest bırakılmasını değil son serbest fiyat kararnamesinin iyi bir şekilde uygulanmasını istiyoruz. Hayati değer taşıyan kalp ve benzeri bazı ilaçlar nedense zammın durakladığı zamanlar piyasada bulunmuyor. Sonra bir bakıyonız ki bu ilaçlar zamlı olarak tek tük piyasada görünmeye başlıyor. Sizce bunun sebepleri nedir? N. ECZACIBAŞI Konuyu isterseniz konuyla sorumlu kişi yanıtlasın. ALİ MtİDERRİSOGLU Bu tip Uaçlann piyasada zaman zaman görünmemesi kâr araacına yönetik değildir. İstenen zam talepleriyle de ilgili olduğunu sanmıyoruz. Bu ilaçlan üreten firmalarla ara sıra idari bazı anlaşraazlıklar çıkıyor. Bu süre içinde ilaçlar saüşa a n edilemiyor. tlaç fiyatı konusunda tartışma sürüyor ISPARTA Alman çöptinde kader haftası ANTALYA (AA) Isparta'daki Göltaş Çimento Fabrikası'nca katı yakıt olarak kullarulmak üzere ithal edilen, ancak daha sonra yakılmasının sakıncalı olduğu bildirilen Alman çöpünün kaderi önümüzdeki hafta Ankara'da yapılacak bir toplantıda belirlenecek. lsparta Vali Yardımcısı Ramazan Urgancıoğlu, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nda önümüzdeki hafta başmda yapılacak bir toplantıda, Alman çöpünün durumu hakkında kesin karar verileceğini söyledi. Urgancıoğlu, toplantıya bakanlık yetkilileri, Çevre Genel Müdürü, lsparta Valisi, Göltaş fırması yetkilileri ve uzmanların katılacağım bildirdi. Urgancıoğlu, toplantıda Alman çöpü için ODTÜ tarafından verilen "zararlı" seklindeki raporU, ÎTÜ'nün verdiği "yakılabüir" şeklindeki iki farkü raporun da ele abnacağını belirtereK şöyle konuştu: "Çöpün geri gönderilmesi için nzaUlan süre bu hafta sona eriyor. Biz Isparta'da geri gonderilmeyle ilgili butiın hazırlıkları lamamladık. Bunun için özel çuvallar getirildi. Ankara'daki toplantıda aiınacak karar doğrultusunda geri göndenne işlemi gerçekleştirilecek." Urgancıoğlu, Alman çöpünü Türkiye'ye gönderen VVeber firması yetkililerinin de tTÜ'den aldıkları raporla, Ankara'da temaslarda bulundukları ve "zaman kazanmaya çalışbklanm" kaydederek, "Buna rağmen çöpün geri gönderilmesine kesin gözüyle bakılıyor" dedi. Dr. Sadık Ahmet mahkum oldu SELANİK (AA) Yunanistan aleyhinde yalan haber yaydığı ve sahte evrak düzenlediği iddiasıyla hakkında dava açılan Batı Trakyah Doktor Sadık Ahmet, dün Selanik Ceza Mahkemesi'nce iki buçuk yıl hapis ve 100 bin drahmi (yaklaşık 1 milyon TL) paru cezasma çarptınldı. Dr. Sadık Ahmet ile birlikte yargılanan ve Ahmet'e yardım amacıyla sahte imza toplamakla itham edilen Kanarya Vacit ise 15 ay hapis ve 50 bin drahmi para cezasma çarptınldı. Çekirgeler Türkiye'ye gelebilir ROMA (AA) Yoğun ilaçlamalara rağmen Afrika'nın çekirgeler tarafından istilasınm ön/enemediği, çekirgelerin Sahel bölgesine de yayıldığını bildirildi. FAO yetkilileri, çekirge istilasınm yakın bir gelecekte de önlenemeyeceğini belirtüler. önemli ölçüde iirünün zarar görmesine yol açan çekirgelerin güneybatıya doğru ilerlediğini kaydeden yetkililer, normal koşullarda çekirgelerin Hindistan ve Pakistan'a doğru hareket edeceklerini, ancak hava koşullannın değişmesi halinde tsrail üzerinden Türkiye 'ye yönelebileceklerini söyledi. Başardıpansiyona TURSAB amblemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Pansiyonlar, turistik tesis oluyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB), bugüne değin turistik belgeli tesis statüsünde çalışmayan pansiyonlara, amb DALYAN Tiırîzııı eğîtiminde "Kanada modeli" tsUnbul Haber Servisi Türk turizminin önündeki en öneınli engellerden birisi olan "eğitim" sorununun aşılmasında, "Kanada modeli" benimsendi. TIJGEV ile Humber CoUege'in işbirliğiyle düzenlenen ve 20 haziran pazartesi gününden beri Boğaziçi Üniversitesi'nde süren " 1 . Turizm Egitimi Damşma Toplantısı" dün bitti. Toplantı sonunda eğiticilerin ve personel eğitiminin Kanada modeline uygun olarak düzenlenmesi kararlaştınldı. Kanadalı uzmarilar yaptıkları konuşmalarda, "Kanada'nıı turizm konusunda en büyük sorunu, Türkiye'nin aksine tüm eğitim olanaklanna sahip olmalanna karşın, eğitilecek eleman bulamamasıdır" görüşünü belirtüler. Her deneyimsiz eğiticinin, eğitim kurumu tarafından sağlanan olanaklarla öğretim konusunda ilerlemesi gerektiğini vurguladı. lem verecek. TURSAB amblemleri pansiyonların asgari ölçülerde turistik tesis koşullannı taşıdığını ve turistlere önerilebilir nitelikte olduğunu gösterecek. TURSAB amblemi alabilen pansiyonlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın haarlayacağı kataloglarda yer aJacak, yerli ve yabana seyahat acenteleine ve tur operatörlerine önerilecek. Bu pansiyonlar aynca, Turizm Bankası'nın iyileştirme kredisinden de yararlanacak. TURSAB amblemi alabilmek için bugüne kadar 140 tesisin başvurduğu bildirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm Genel Mudürü Tankut Ünal, bakanlığın turistik belgesini alamayan pansiyon, otel, motel ve tatil köylerinde asgari turistik tesis koşullarını tasıyanlara, TURSAB amblemi verileceğini söyledi. Ünal'ın verdiği bilgjye göre çevre, işletici ve çalışanların nitelikleri, hijyen ve altyapı koşulları mekân ve teftis durumları uvRun olanlar TURSAB amblemi alabilecekler. Aradığı niteliklere çeşitli puanlar verecek olan TURSAB, puanlarının toplamı asgari puandan düşük olanlara amblem vermeyecek. TURSAB, amblem almak için başvuruda bulunan pansiyon, otel, motel ve tatil köylerinin durumlannı incelemek için iki heyet kuracak. Birisi Alanya, diğeri Kuşadası'nda olusturulacak olan heyetler, başvuruları tek tek inceleyecek. TURSAB'ın, turistik tesis belgesi niteliğindeki amblemleri yalnızca bir yıl için geçerli olacak. Kaplumbağa yumurtasını tilkiler yiyor ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Denizkaplumbağaları caretta carettalar, şimdi de tilkilerin tehdidi altında. Geceleri kumsala gelerek kaplumbağa yumurtalanm yedikleri belirlenen tilkileri öldürmek için Dalyan Belediyesi'nce yapılan başvuru "dogal dengenin korunması" gerekçesiyle Çevre Genel Müdürlüğü'nce geri çevrildi. 2S0 milyon yıldır yaşama mücadelesi veren caretta carettalann son ürerne yerleri Dalyan'da iki yıldır verilen mücadele sonunda tztuzu kumsalı kaplumbağalar için kurtarıldı. Ancak meydan bu kez tilkilere kaldı. Çevrecilerin yoğun baskılan sonucu otel yapımının durdurulması konusunda olumlu adımlar atılırken tztuzu'na geceleri de insan girişi yasaklandı. Sahili ve kumsaldaki yumurtalan geceleri dört bekçi bekliyor. Ancak insan girişine engel olan bekçiler tilkilere engel olarruyorlar. Yörede her sabah tilkilerce talan edilmiş yumurta çukurlanyla karşılaşılıyor. Sonınun cözümünün tilkilerin öldürülmesinden geçtiğini düşünen Dalyan Belediyesi, Çevre Genel Müdürlüğü'nden tilkileri öldürmek için izin istedi. Ancak bu isteme Çevre Genel Müdürlüğü'yle birlikte Doğal Hayati Koruma Derneği'nce karşı çıkıldı. Almamu'da 2 Türk öldürüldü DUISBURG (AA) Federal Almanya'mn Duisburg kentinde Nihal Yandım adında bir Türk kadın ile 2,5 aylık kızı, kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından evinde öldürüldü. Duisburg 'un Hamborn semtinde meydana gelen korkunç cinayet, işten dönen Ibrahim Yandım adlı Türk işçisinin, eşi Nihal (21) ile kızı Gönül'ü (2,5 aylık) su dolu küvetin içinde ölü olarak bulmasıyla ortaya çıktı. Cinayet masası dedektifleri, yapılan incelemede, anakızın boyunlarmda çürüklere rastlandığını bildirdiler. UYUM AM Jan Garbarek, çalmadığı bir anda saksofonuyia birlikte. (Fotoğraf: Tarık Ersoy) Garbarek mi, plakları mı? Guevera'yı, Dis'ten bazı parçalan ve Garbarek'in ünlü Hintli "double violin"ci Shankar ile yaptığı "Song for Everyone"ı canlı olarak dinlemek Garbarek plaklarınm değerini arttırdı. tSMET BERKAN Bir plağında "Gri Sesi Dinlemekte Sakınca Yok" demişti, ama kendisi siyahlar içindeydi. Saksofonlarından ve ağaç flüdünden çıkan sesin rengi gri miydi, epey tartışmalıydı. Ama Jan Garbarek, yıllar boyu plaklarım dinlediğimiz, neredeyse ilahlaştırdığımız adam tam karşımızdaydı. Üstelik kimlerle birlikte. Ünlü Brezilyalı Nana Vasconcelos. Hani o, "icat edilmiş ve edilmemiş her çeşit vurmalı çalgıyı çalan adam." Bir başka ünlü, Alman bascı Eberhard VV'eber. Klavyede ise Rainer Bnininghaus. Açıkhava Tiyatrosu'na girmek bir felaket. Kalabalık ve ilerlemeyen bir kuyrukta dakikalarca bekledikten sonra kapıdan içeri anca girilebiliyor, ardından da insanlann tümüyle işgal ettiği merdivenlerden aşağıya süzülünüyordu. Yerinizde oturanları kaldırmak ayrı bir dertti, fotoğraf çekme sevdasındaki amatörleri oturtmak ayn dert. Hele hoparlörlerin tam da yanına düştüyseniz yandınız demekti. Ama yine de Garbarek Garbarek'ti ve onu dinlemeye gelmiştik. Topluluğun soğuk unsurlan, iki Alman ve bir Norveçliydi. Ama sıcak unsur Brezilyalı tüm soğukluğu dengeledi. Gerçi Garbarek ağzıru açıp tek kelime söylemedı iki küsur saatlik konser boyunca, ama Vascocelos hem bütün aletlerine vurdu hem de mikrofondan tuhaf sesler çıkartarak konsere katkıda bulundu. Garbarek ve arkadaşları, genellikle eski parçalan çaldılar. Gerçi o parçalar bu topluluk için yazılmamıştı ve bu yüzden çalınırken bir sürü sorun çıkıyordu, ama yine de Guevera'yı, Dis'ten bazı parçalan ve Garbarek'in ünlü Hintli "doubk violin"ci Shankar ile yaptığı "Song for Everyone"ı canlı olarak dinlemek, Garbarek plaklarınm değerini arttırdı. Art arda iki bisten sonra biten konser sonrası, birçok insan orada olmaktan memnundu. Ama ben kendi payıma aynı parçalan plaktan dinlemeyi tercih ederdim. Italya^dan tiyakat nişanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye ile İtalya arasındaki kültüret ilişkilerin gelişmesine yaptıkları katkılardan ötürü, Dışişleri Bakanlığı Kültür tşleri Genel Müdür Yardımcısı Elçi Erdoğan Aytun ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşavirlerinden Nurettin Yardımcı'ya, ttalyan hükümeti tarafından liyakat nişanı verildi. İtalya Büyükelçisi Giorgio Franchetti, ttalyan Büyükelçiliği'nde düzenlener törende liyakat nişanlannı verirken, iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin gelişmesinden duyduğu memnunluğu belirtti. Ehııalı clefiııesi dünya basınında NEW YORK (AA) Antalya'nın Elmalı yöresinden 1984 yılıııda kaçınlan ve "yüzyılın definesi" olarak adlandınlan 2.500 yıllık antik sikkeler, ABD'nin Jnlü sanat dergisi "Connoisseur"de kapak konusu oldu. Yaklaşık bir milyon okuyucusu olan dergi, 1.900 adet antik gümüş sikkeden oluşan ve Türkiye'de bulunup yurtdışına kaçınlan definenin iadesi için Türk hükümetinin, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in ABD ziyaretinden sonra girişimlerde bulunmasının beklendiğini bildirdi. Dergi, aralarında tanesi 600 bin dolara (yaklaşık 800 milyon TL.) satılan sikkelerin de yer aldığı, 15 milyar TL. değerindeki bu defineyi, "Anadolu'nun ve insanlığın küllür hazinesi" olarak niteliyor. Connoisseur yetkilileri, bu yazının Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in ABD'yi resmen ziyareti nedeniyle özellikle temmuz sayısına kapak konusu seçildiğini söylediler. Henüz satışa çıkmayan, ancak önce abonelere yollanan temmuz sayısının Cumhurbaşkanı Evren'e sunulmak üzere Ankara'ya özel olarak yollandığı öğrenildi. Ayrıca derginin bazı kopyalannın. Başbakanlık'la Kültür ve Turizm ile Dışişleri bakanlıklanna da gönderildiği belirlendi. "Kaçakçı cenneti" Connoisseur Dergisi'nin Genel Yayın Müdürü ve New York Metropolitan Sanat Müzesi'nin eski yöneticisi olan Thomas Hoving, dergiye yazdığı başyazıda, "Nasıl Kolombiya kokain kaçakçtlan için bir cennetse, Türkiye de antika kaçakçılan için öyle bir cennet" diye yazdı. 196668 yılları arasında Uşak yöresinden kaçınlan ve "Karun Hazinesi" olarak tanımlanan 300'e yakın gümüş ve altın eserden bazılarının, New York Metropolitan Sanat Müzesi'nce satın alınmasında, Thomas Hoving'in rol oynadığı biliniyor. Bu hazinenin geri verilmesi için Türkiye'nin, Metropolitan MUzesi aleyhine New York Federal Mahkemesi'nde açtığı dava devam ediyor. Başyazısında, "Bugün yeryüzünde uluslararası düzeyde en fazla para getiren u>, yeralbndan ya da mezarlardan ygsadışı olarak çıkartılan aaiikalardır" diyen Hoving, Türkiye'nin zcııgın tarihinin, Anadolu Üzerinde yüz binlerce tarihi eser bıraktığını belirtti. Pekin ö'rdeği Iznik Gölü'nde BURSA (AA) Antalya Kepez Su Ürünleri Istasyonu'ndan getirilen Pekin ördekleri, Iznik Gölü'nde de üretilmeye başlandı. tznik Su Ürünleri Üretme tstasyonu yetkilileri, Pekin ördeklerinin damızlık yumurtalarımn tanesini 400, bir haftahk ördek palazmın ise bin 500 liradan satıldıjtını söylediler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear