22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Antalya'da otel ve pansiyona ikinci zam Yuzde 25'lik ikinci zamdan sonra Antalya'da üç kişilik bir ailenin haftalık pansiyon bedeli 250350 hin liraya yükseldi. ANTALYA (AA) Antalya'da belediye belgeli otel, raotel ve pansiyonlar turizm sezonu başından itibaren ikinci kez zamlandı. Belediye belgeli otel ve pansiyonlar, mart ayındaki yüzde 25 zammın ardından, belediyeden aynı oranda yeni bir zam daha aldılar. Antalya Otelcile'r Derneği Baş1 kan Yardımcısı Muharrem Tuncel den alınan bilgiye göre yeni zarnlarla birlikte pansiyonlarda tek kişilik yatak ücretleri, 4 bin 700 lira ile 12 bin 500 lira, iki kişilik oda ücretleri 7 bin 90020 bin, üç kişilik odalann ücretleri de 11 bin 100 lirayla 22 bin 500 lira arasında belirlendi. Otelciler Derneği Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Cantürk de yeni zamlann ardından Antalya'da tatil yapmak isteyen dar gelirli ailelerin tatil harcamalanru yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini kaydederek "Biz de haklıyız, oniar da haklı, ayakta kalabilmek için bu zammı yapmak zorundaydık" diye konuştu. Antalya'da belediye belgeli otel ve pansiyonlann yatak ücretlerini artırmalannın ardından, üç kişilik bir ailenin bir haftalık pansiyon tatili de 250350 bin liraya yükseldi. Sahibı: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırken adma Nadir NMÜ • Genel Yayın Mıiduru: H u ı ı Cemal. Muessese Mudurtt Emiae Usaktagil, Yazı tşlcrı Mudürü. Okay Göatosin. # Haber Merkezı Muduru Yalçıa Bayer, Sayfa Düzenı Yönetmenr AH Acır, 9 Temsılaler ANKARAYalçıa Dot*n, İZMİR Hikmet Çttiakaya. ADANA Ctlal BaşianfK Isıanbu! Haberlerı: Erhaa Akyddız, Dış Haberler Ergaa Bakı. Ekonotnı: Osıaaa Ulaga}, Kulıur: Cdal ÜSICT, Spor Danışmanı: AMalkadir Yacrlmaa, Duzeltme Refik Durbaş, BılımEğııım Şakia Alpay, IşSendıka: Şakraa Kelenci. Yurt Haberlerı Necdet Doiaa, Dızı Yızılar Kerem Çahşkan, Bursa Uvenl Geacelli. • Koordınalör Akmet Konıbaa, • Malı lşler Erol Erkut, • Muhasebe Buknl Yeaer • BuıçePlanlarna. S**(P An» • Reklam. Ajş» Tonın, Ek Yayınlar Hulya Akyol # Idare. Husryia Gurer. Işleıme Öader Çeiik, Bılgılşlerr, Nail Inal. Basan vr Yayan Cumhunyn Malbaaalık K Gazruatt T A Ş TUrk O a * Cad. 39/41 < M334 1» PK 246İHanbul Td 512 05 05 (20 hal). T d a 22246 F u (I) 52* 60 72 # Burolor A a j n : Zıya GOkaip Biv Inkılap S No. 19/4. Td 133 11 4147. Teta: 42344 F u : (4) 133 11 41'428 • ünkt H Zıya Blv 1352S2/3,Td. 13 12 3O.Ttfcx 52359FU (51) 13 12 W 0 Adua: inönü Cad 1I9S No lKall.Tclll4SS0ll9731.Tdex 62155,Fax (7l)32>0S« TAKVİM 17 HAZİRAN 1988 lmsak: 3.24 Güneş: 5.24 Oğle: 13.10 tkindi: 17.09 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.36 Çok bil iımıeyeııü bir ölüııı ŞENAY KALKAN "21 yaşındaki genç Bogaz Köprösiinden atlayarak intihar etti."... "Tayfun Baban'ın 21 yıllık yasamı gazete başlıklanndaki bu bir cümleyle sona ermişti. Geride gözü yaşlı bir anne ve baba, şaşırmış, üzülmüş, şok olmuş arkadaşlar ve bir dolu soru bırakmıştı. "Neden?" "Nasıl?", "Ne için?", "Gerçekten intibar mı etti, yoksa...?" Görgü tanıklan vardı: Tesadüfen köprüden geçen ve Tayfun'un Alman Lisesi'nden arkadaşlan olan Uç genç "Gördük. Tayfun köprüden aşagı attı kcndini" diyorlardı. Ailesi, yakın arkadaşlan, okulundaki hocalan, arkadaşlan ise "Olamaz! Tayfun intihar edecek bir insan degildi..." görüşünde>di. Aradan günler geçmişti. Ne Tayfun'un cesedi ortadaydı, ne de babasının, arkadaşlanmn ve basının sorulann yanıtları... Ne olmuştu 4 haziran cumartesi gününü pazara bağlayan o gece? Neden Tayfun ölmek istemişti? O mu atmıştı kendini metrelerce yüksekten boğazın sulanna, yoksa...? Gerçekten kendini atmış mıydı, yoksa...? Her soru bir "yoksa" ile noktalanıyordu. Babası, "Pazartesi günü final sınavlanna kimle hazırlanacagını, nerede çalışacaklanm ayariayan. latile bir daha ne zaman çıkabileceğimizi ince ince soran bir insan bir gun sonra intihar eder mi?" diye soruyordu. Arkadaşlan "Hiçbir sorunu yoktu. Çok neseli, canlı, hayata bagh bir insandı. İntihar etmesi için bir neden bulamıyonız" derken polis, "intihar" kararına varmış, dosyayı, ceset bulunana kadar kapatmıştı. 21yaşındaki Tayfun Baban'ın cesedi hâlâ bulunamadı. Geride intihar ve cinayet iddiaları kaldı 'İlaç fiyatları 9 serbest buukdmak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bülent Akarcah, "Bana kalsa ilaç fiyatları serbest bırakümalı" dedi. Akarcah, ilaç fıyatlannı belirli bir süre dondurmanın mümkün olduğunu belirtirken, "Ama ne olur? Bu işten para kazanamayacağını anlayan fırmalar kapatır, giderler, ilaç üreteceklerine kozmetik üretirler" diye konuştu. ilaç fıyatlanna ilişkin gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Akarcalt, bununla birlikte ilaç fıyatlannın denetlenmesi ve bu konuda "aşırı fıyatlandırmanın" önlenmesi için de çalışmalann sürdüğunü açıkladı. Maliye ve Gümrük Bakanhğı 'ndan ahnacak uzmanlarla birlikte ilaç fıyatlannın analizine giriştiklerini anlatan Akarcah, ilaç fıyatlanna tek etkenin fabrika olmadığını dile getirdl Olay: Tayfun Baban 'ın arabası bir cumartesi gecesi sabaha karşı Boğaz Köprüsü'nde bulundu. Tayfun'un köprüden ailayıp intihar ettiği öne sürüldü. Cesedi bulunamadı. Tanıklar: Olayı gören, başka bir arabayla aynı yerde olan Tayfun 'un üç eski arkadaşıydı. Palise "Tayfun'un ailadığını gördük" dediler. Neden: Tayfun 'un Arzu Ermiş adlı kıza âşık olduğu için intihar ettiği öne sürüldü. Cinayet iddiast: Tayfun'un babası, oğlunun intihar etmediğini, bir süre katıldığı Nakşibendi tarikatının öldürdüğünü öne sürdü. Dosya »avetlthta: Tayfun'un cesedi bulunmadan soruşturma derinleşemeyecek. daki ilk ev 18 bahceye" yazılı bir kâğıt bulmuş, bu adresin de daha sonra yapılan bir araştırmayla bir Kuran kursu olduğu hatta Adnan Hoca'nın gidip geldiği evlerden biri olduğu ortaya çıkmıştı. tstanbul Üniversitesi tşletme Fakültesi Mühendislik Bölümü öğretim görevlilerinden Yüksek Mühendisi Ertan Baban, oğlu Tayfun'un intihar ettiğine inanmıyor, söylenen her savı değerlendirmeye, bir ipucu bir delil bulmaya çalışıyordu. Tarikat olayı bunlardan biriydi. Ertan Baban, Tayfun'u Boğaz köprüsünden atlarken gördüklerini söyleyen Yavuz Böliikbaşı, Bnrtaçin Balkan ve Albert Saydam'ın ifadelerinde çelişki olduğuna dikkati çekiyordu: "Bir ifadelerinde köpriinün İstanbul yakla»ım yönünde olduklannı. bir başkasında da Kadıköy yaklaşım yönünde olduklannı söylüyorlar. Hangisi dogru? Eger Kadıkoy yaklaşım yönundeydilerse eve bırakacalüan kız arkadaşlannın da arabada olması gerekir." Tayfun'u eve bırakan arkadaşlan ArzuAslı Ermiş ve Fuat Yümazın saat konusunda söylediklerini de pek inandıncı bulmamıştı Ertan Baban. "Siz bir eglenceye gitmişsiniz. tçmiş, dans etmişsiniz. Eve dönerken ya da bir arkadaşınızı evine bırakırken saate bakarmıstnız? Bunlar saate bakmışlar ve 04'ü 510 geçiyordu diyorlar. Sonra evlerine gidiyorlar ve yine saate bakıyorlar. Bu kez de saat 04'ü 20 geçiyor. Bu nasıl olur?" diye soruyordu. Tayfun'un sabah yıkadığı, pırıl pınl yaptığı arabasının da çiziİmiş ve arka sol çamurluğundan çarpılmış olduğuna dikkat çekiyordu. Camında da yapışkan bir sıvı vardı. "Belki de arabası kovalantnış, çarpılmış ve sıkıştınlmıstı... Hatta önünü göremeyip dursnn ya da bir yere çarpsın diye camına bir sıvı atılmıştı." Erkekler ruhsal açıdan daha zayıf ANKARA (AA) Ruhsal rahatsızlık ve sinir bozukluğu nedeniyle sağlık kuruluşlanna başvuranlann yüzde 75'inin erkek olduğu ve bunlann çok önemli bölümünü alkol bağımhlarının oluşturduğu öğrenildi. Manisa Ruh Sağhğı ve Hastalıklan Hastanesi'nin, son üç yıla ait çalışmalanm içeren rapora göre, 1985 yılında hastaneye 8 bin 500 kişi başvurmusken, 1987 yılında bu sayı 11 bin 811'e çıktı. Hastalarm da yüzde 76'sını erkekler, yüzde 24'ünü kadmlar oluşturdu. Ruh ve sinir hastalıklan hastanelerine başvuran erkek hastalarm sayısının, uzun yıllardan beri kadın hastalardan fazla olduğu bildirildi, KUŞ CENNETİ Tayfun Baban gençti, sporcuydu, neşeliydi. Ûlümü soru dolu. Ertan Baban. Oğlunun cinayete kurban grttjği kanısını koruyor. Etibank'ın asitli atığı ekili alanı kiıruttu BANDIKMA (Cumlranyet) Bandırma'nın Doğruca köyünden 95 çiftci bir dilekçe ile kaymakamlığa başvuruda bulunarak Kuş Cenneti'ne giden Eğridereye döktüğü asitli sanayi atıklan ile bu derenin taşması sonucu yüzlerce dönüm tarla ve bahçelerinin çoraklaşmasına neden olan Etibank'a ait boraks asit fabrikalarından şikayetçi oldular. Doğruca köylüleri Bandırma Kaymakamı Alev Akçura'ya verdikleri dilekçelerinde şöyle dediler: "Bandırma'mn 600EvlerMahaUesitıin azilerisinde karaio bnlnnan Etibank'a ait boraks asit fabrikalannın sıvı atıklannı denize akıtbgı bornlann fabrika yakınlanndaki depolanmn bakımsızhk nedeniyle dolup taşması sonucunda, asit içeren ba sıvı atıklan Doğruca köyii yakınlanndan geçerek Kuşgölü'ne dökülen Egridere'ye kanşmaktadır. Bnndan babersiz olan biz çiftçiler tarlalanmızı sulamak için bu dereden aldıgımız su tarUdanmtzı knnıtmıış, tıiçbir ekin ve sebze yetişmez olmuşlur. Bizleri ber zaman zarara sokan Etibank fabrikasının bu haksu ve umorsamaz durumuna bir son verilmesiai istiyoruz.' Bu arada kaymakamlığa verdiklcri dilekçe ile şikâyette bulunan 95 çiftçiden Necati Tınmaz adlı köylü kiraladığı 35 dönüm, Sarai Tura adlı çiftçi de 12 dönüm tarlasına ektikleri soğanlann fidan halindeyken kuruduğunu ileri sürerek Bandırma Sulh Hâkimliği'ne başvurarak zarar ziyan belirlenmesi yaptırdıiar. Sporcu bir genç Tayfun Baban, çevresindeki insanlardan öğrendiklerimize göre sağlıklı, neşeli, mutlu bir gençti. Alman Lisesi'nin ardından geçen yıl tstanbul Üniversitesi tşletme Fakültesi'ne girmişti. tngilizce öğrenim görüyordu. Başanlı bir öğrenim hayatı vardı. Geçen yıldan hiç dersi kalmamışü. Bu yıl da sınavlara hazırlanıyordu. lyi bir sporcuydu. Tenis oynar, yazlan yüzer, kışlan kayak yapardı. Ailesiyle hiçbir sorunu yoktu. Sonımluluklanm bilen, her şeyi ölçüsünde yapan, aşınlıklardan hoşlanmayan bir gençti. Erkek, kız bir çok arkadası vardı. Ailesi çoğunu tanır, zaman zaman birlikte olurlardı. Tayfun akşamlan genellikle evde olurdu. Hafta sonları dışan çıkar, arkadaşlanyla ya Şamdan'a ya Plaza'ya ya Discorium'a ya da bir arkadaşının evindeki eglenceye katılırdj. Onun dışında evde ders çalışır, arabasını yıkar, TV seyrederdi. O cumartesi de evdeydi. ö n c e arabasını yıkadı, temizledi, parlattı. Sonra tenis oynamaya gitti. Orada tatilerini geçirdikeri Antalyadaki bir tatil köyünde tanıştığı Arnı'yla (Ermiş) karşüaştı. Arzular akşam Şamdan'a gideceklerdi. Tayfun da arkadaşlanyla Şamdan'da buluşmak üzere sözleşmişlerdi. Birlikte gitmeye karar verdiler. Caddebostan'da bir pastanenin önünde buluştular. önce Yeşilkoyde bir pizzacıya gidip kannlannı doyurdular ardından Şamdan'a dans etmeye gittiler. Tayfun'un arkadaşlan da oradaydı. tki grup birbirleriyle çabuk kaynaştı. tçtiler, dans ettiler, güldüler, şakalaştılar. Buraya kadar her şey normal, sıradan, her zamanki gibiydi. Ya bundan sonra?.. Işte bundan sonra anlatılanlar baba Ertan Baban'ı hiç tatmin etmiyordu: "Çelişkili ifadder var"dı. Anlatılanlara göre ArzuAsh Ermiş, Aslı Balkancı ve Tayfun Fuat Yılmaz'ın kullandıgı arabayla dönmüşlerdi Şamdan'dan. Tayfun ilk kez kendi arabasıyla gitmemişti. Arabası evlerinin yanındaki sokaktaydı. Bu nedenle Fuat Yılmaz'ın kullandıgı arabadaydı. ö n c e onu Görgü tanıklan Olayı uç kişi görmüştü. Zaten köprüdeki polise de onlar haber vermişlerdi. Washington'daki Amerikan Üniversitesi'nde ekonomi okuyan, Tayfun'u çeşitli eğlence yerlerinden tanryan Burtaçin Balkan, Tayfun'un Alman Lisesi'nden arkadaşlan halen Boğaziçi JÜniversitesi'nde okuyan Albert Saydam ve Yavuz Böliikbaşı. Anadolu yakasında oturan kız arkadaşlanm evine bırakmış kendi evlerine dönuyorlardı. Köprüden geçerken olayı görmüş polise anlatmış sonra da karakolda aynı ifadeyi vermişlerdi. Nasıl olmuştu? Atlayan gerçekten Tayfun muydu? Burtaçin Balkan, önce konuşmak ıstemedı. "Söylediklerimizi tam olarak yazmadılar, carpırnlar" diyordu: "Gördnklerimizi anlatük. Polise ifade verdik. Tay'fun'u köprüden atlarken gördük. Üçümüz de gördük. Kesinlikle oydu ve atladı. ıfadderimizin çelişkili olduğu, ilk verdigimiz if adeyi degiştirdigimiz yanldı. Hayır. Kesinlikle ifadelerimizi degiştirmedik. Çünkü gördigümüzü söyledik. Çünkü olay oydu." Albert Saydam'ın annesi de "Çocuklanmız aiye yalan soylesin. Onlar da çok uzgunler. Ama görmüşler. Yazın da babasının acısı dinsin" diyordu telefonda. "First Lady" öğütleri fVASHINGTON (AA) ABD Başkanı Ronald Reagan 'ın eşi Nancy Reagan, kendisinden sonra gelecek First Lady'ye "büyük heyecanlara ve kalp kırıkhklarına hazırhkh olması" öğudünü verdi. Nancy Reagan, eşinin ilk ant içme töreninde çok gururlandığım, 1981'de Ronald Reagan 'ı hedef alan suikast girişimi sırasında ise bir o kadar korktuğunu söyledi. Tayfun Baban (sol başta) arkadaşlan ile bir eğlencede. Yakın arkadaşlan Nakşibendi tarikatı iie ilgısi olmadığını iddia ediyortar. Görgu tanıklanna göre olay intihar. TAYFUN BABAN'EN EN YAKCV ARKADAŞ1 MUSA OLCAY NE DİYOR? Tarikata falan girmedik Tayfun'un bir yıldır en samimi arkadaşı olduğu ve Adnan Hoca'run en inançlı müridlerinden olduğu iddia edilen Musa Oicay, saşkın ve üzgündü. Cumhuriyet muhabirine, "Tamam. Ben Tayfun'un en yalon arkadaşıydım ı m a " diyordu: "Adnaa Hoca'nın vartağından Uk kez ba olayla gazeteterde çduuı yazılaria haberdar oMam. Ben zatcn TorUye'ye b« «ene tddim. B« seneye kadar yurtdifiııda &|reaiın yapıyordnm. Ailesini anlıyonm. Bttyük ttzüntfi içİMtelcr. Bu arada baskataruu da lorabOeceklerini düşünemiyoriar tabii Id « hakkımda şey yalan. Ne ben ne de Tayfun tarikata filan girmedik. Ben Ramazan'da T a y f u ' u oroç rottatann bflmiyonım. Bnrada yoktum zaten. Ama dini görüsJerimiz güçln defildir." Musa Olcay'ın olay gecesine ilişkin herhangi bir şey dikkatini cekmemişti. Her zamanki gibi dans etmişler eğlenmişlerdi. Tayfun da son derece neşeli ve canlıydı. lçkisine bir şey atüdı iddiası da Musa Olcay'a pek makul görünmüyordu. Çünkü, "Herkesin viski bardatı ortadaydı. Kim b u g i bardagın Tayfun'unkl o M n t U B biVebUir"di. Arzu Ermiş'in ve ailesinin Nakşibendi tarikatından olduğu da yalandı Musa Olcay'a göre.Musa Oicay, "tnanm btz de aalayamadık. Şok oidık. Ama Tayfun birden çabucak sinirlenebikn bir insandı. Ani sİBirieDen biri oldngn için bir anuk bir bnnalım bir dnnet olabilir. Psikolojik bir durum olabilir" diyordu. ötekilerinin de böyle söylemelerini istemesi ve bunun da daha sonra Aslı Balkancı tarafından açıklanması olaya bir başka boyut katıyordu. Çünkü yine iddialara göre Ermiş ailesi Nakşibendi tarikatındandı. Tayfun belki de tarikat meselelerinden veya aşk meselesinden çıkan bir tartışma sonucu bir cinayete kurban gitmişti. Ertan Baban, tarikat meselesi ortaya atıhnca, oğlunun ilk kez bu Ramazan'da düzenli oruç tuttuğunu anımsamış, odasında yaptığı bir araştırmada "Gökkuşagı Camü'mn sokagı, sol AIDS kongresi bitti STOCKHOLM (AA) 4'üncü Uluslararası AIDS Kongresi, Stockholm'de dün sona erdi. AIDS konusunda uzmanlaşmış 7 bin bilim adamı, kongre sırasında bu hastalığı enine boyuna tartıştılar. Toplantının kapanif oturumunda konuşan Fransız profesör Marc Girrard, AIDS'le mücadelenin yeni bir çağa girdiğini, bu çağın, "küçük adımlar" ve uluslararası dayanışmayla simgeleştiğini söyledi. Bilımadamları, Stockholm kongresinin kamuoyunun beklediği "aşı" konusunda umut veremediğini, ancak kaydedilen gelişmelerin yine de ümitkâr olduğunu belirtiyorlar. ENKAbilim ve sanat ödülleri Kültür Servisi 19871988 ENKA Bilim ve Sanat ödülleri Yanşması sonuçlandı. Müzik dalında "Çocuklar tçin Şarkı" adıyla açılan kompozisyon yanşmasmda seçici kurul birinciİiğe değer yapıt bulamadı. Seçici kurul BabüT Tongnr'u ikinci, Muammer Sun'u ise üçüncü seçti. Muammer Sun aynca iki mansiyonla ödüllendirildi. Hasan Toraganlı ile tlteriş Sun ise mansiyon kazandı. Grafik Sanatlar dalında gerçekleştirilen afiş yanşmasının birincisi Fatma Tan oldu. "Türkiyemizi Ynrtdışında Tanılıcı Afiş" adıyla açılan yarışmada Aydan Giiven'in çalışması ikincilik, Ayda Kant v ' ı n çalışması ise üçuncülukle ödüllendirdi. Metek Böliikbaşı çalışmasıyla mansiyona değer bulundu. Mimarhk Tarihi dalında açılan "Mimar Sinan'ın Yurtiçi ve Yurdışındaki Eserieri" konulu dia yanşmasında Sema Erkan birinciliği kazandı. Kazım Zaim ikinci olurken l.Ahmet Arslanoğlu Uçüncülüğü aldı. Sabit Kalfagile ise mansiyon verildi. "Sanayileşmenin Tiirk Ekonomisinio Gelişmesine KatkısıBogıin ve Yann" konulu ekonomı yanşmasmda da birinciliğe değer yapıt bulunamadı. Bu dalda Doç. Dr. Fikret Şenses'in çalışması ikinclik, Doç. Dr. Cihan Dura'•nın çalışması ise üçuncülukle ödülcndirildi. Yrd. Doç. Dr. Halil AkSB, Dr. Yük. Müh. Hidayel Saraç mansiyon kazandı. bıraktılar Göztepe'deki evine sonra Aslı Balkancı'yı. Arzn Ermiş, daha sonra ablalannın Fenerbahçe'deki evine giderken Tayfun Baban'ı kendi arabasıyla bir yere doğru giderken gördüklerini söylüyordu. Arzular evlerine gittiklerinde saat 04.20 sulanydı. Baban ailesi oğulları Tayfun'un gece eve gelmemesinden endişelenmişlerdi. Her zaman bir yere eglenceye gidince geç vakit de olsa eve gelir, uyurdu. Sabah oluyordu neredeyse, Tayfun yoktu. Sonra acı haber geldi: Oğullannın arabası köprunün ortasmda bırakılnuştı ve tesadüfen köprüden geçmekte olan eski arkadaşlanmn ifadelerine göre Tayfun köprüden kendini atmıştı. Aile perişandı, olayı telefonla birbirlerinden öğrenen arkadaşlan şaşkındı. tlk düşundükleri ise "Olamaz! Tayfun intihar edemez" olmuştu. Bundan sonra rivayetler başladı. Bazı arkadaşlan, "Tayfun, Arzu'ya aşıktı. Arzu ise bu ilişkiyi istemiyordu. Tayfun bu nedenle bir bunahma gjrmiş olabilir" diyordu. Bazılan, "Tayfun'un bir yıldır en samimi arkadaşı Musa CMcay'dı. Musa da Adnan Hoca'nın mflrid lerindendi. Tayfun bir süre Adnan Hoca'nın toplantılanna katıldı ama 25 gün önce onlardan aynldı" savıru ileri sürüyordu. Bu iddia Tayfun'un ortada kayboluşunda Adnan Hoca ve müridlerinin parmağı olabileceğini çağnştınyordu. Bir başkası "Gece Şamdan'da Tayfun'un içkisine LSD attılar. LSD Uk kez kullanıldığında uçma istegi, yüksekten atlama h a t u ölme arznso uyandınr" gonişünü ortaya atıyordu. Arzu ve Aslı Errrtişin üvey ağabeyleri Nadir*in "Tayfnn'u eve bırakanlar arasında ben de vardım" diye ifade vermesi ve Arkadaşlan ne diyor? Mahalleden arkadaşı Aslı Balkancı, "Her şey yanlış yazılıyor. Arbk konnşmak istemiyonım. Bizi yaralayan bir dnruma dönustü olay. Zaten çok ozgünüm" diyerek konuşma isteğimizi reddederken, Arzu Ermiş'lerin telefonu cevap vermiyordu. Görüştüğümüz öteki arkadaşlan da "Bir şey bilmediklerini, şaşkın ve üzgün olduklannı" yineliyordu. Okulundakiler de aynı durumdaydı. Öğrenci lşleri Bürosu'nda yaptığımız soruşturmada "Tayfun'un derslerinde çok başanlı bir öğrenci olduğu, sakin, terbiyeli, neşeli biri olduğu" çıkıyordu ortaya. y sınırdışı İSTANBUL (AA) Esrar kaçakçısı olduğu iddiasıyla tutuklandtktan sonra, AIDS'li olduğu anlaşılan ve dün mahkemece sınırdışı edilmek üzere tahliyesine karar verilen tsviçreli Rebula Cetarine Bernhart, dün uçakla ülkesine gönderildi. Rebula Cetarine, polis eşliğinde getirildiği Atatürk Havalimam'nda, lsviçre Hava Yolları 'na ait uçağa bindirilerek sınırdışı edildi. Amerika'da iç turizmin rolü büyük 7 ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK Her şeye rağmen "süreUi büyüyen ve dünyanın en büyük iş dalı" olarak nitelendirüen turizmden ABD'nin yıllık kazancı 456 milyar dolar. "Travel Indnstry Worid Year Book 1987" rakamlanna göre bu gelirin 444 milyar dolan iç turizm, 12 milyar dolan ise dış turizmden geliyor. Amerikalılann dış turizmdeki harcamalan ise aynı tabloya göre 24 milyar dolar. ABD'nin turizm geürlerinin ortalama yıllık artışı ise yüzde 5 civannda. Yüzde 5 olarak bildirilen bu artış doğrudan ve dolaylı olarak 14.7 milyonluk yeni iş sahası olarak nitelendirilmekte. 1986'da doların değer kaybetmesinin de bu artışta önemli bir rol oynadığı bildiriliyor. ABD'ye en çok başta Avrupa ülkelerinden Japonya ve Güney Amerika'dan turist geliyor. Geçen yıl ABD'ye gelen yabancı turist sayısı ABD'de turizm ve tanıtma yönetiminin verdiği bilgilere göre 25.4 milyonu buldu. Bunlara rağmen 1986, turizm açısından "şanssız" bir yıl olarak değerlendiriliyor. Temel nedeni, özellikle Amerikalılan hedef alan saldınlann sayısında büyük bir artış olması. lsrail Jaffe Stratejik Araştırmalar Merkezi'ne göre 1984 yüında toplam 412 saldın yapümış. 1985'tesaldırılardaazalma olmaya başlamış ve 408 saldın olmuş. Bunlann büyük bir kısmı da Avrupa'da gerçekleştirilmiş. Bu saldınlann başta ABD'den Ortadoğu'ya yönelik turizmi felce uğrattığı görülüyor. 1986'da Avrupa ve Ortadoğu'ya yapılması beklenen turlarda yüzde 5080 arasında bir düşüş gözleniyor. tsrail'e giden ziyaretçi sayısında yine aynı yıl yüzde 42, Mısır'a yüzde 60, Ürdün'e ise yüzde 43'lük bir düşme olduğu izleniyor. 1986'da Dışişleri Bakanhğı istatistiklerine göre pasaport alan Amerikalı sayısında 16.3'lük yani 4.1 milyonluk bir düşüş oldu. Bunlann sonucunda toplam 1440 kadar Amerikan turizm şirketi kapılannı kapatmak zorunda kaldı. Amerikan turistlerin gezilerini iptal etmeleri, özellikle Avrupa ve ltalya'da turizme büyük zarar verdi. Akdeniz'e yapılan gemi seferleri Karayipler'e ve Alaska'ya kaydınldı. Aynca Pasifik'e giden turist sayısında buyük bir artış oldu. Avrupa'dan ve Ortadoğu'dan vazgeçen Amerikalı turistler iç turizmi ve Güney Amerika'yı tercih eder oldular. Ancak 86 sonunda saldınlann azalması, dolann değer kaybetmesi Amerika'ya olan akımı arttırdı. Avrupa'dan ABD'ye gelen turist sayısında yüzde 28'lik bir artış oldu. ABD'ye gelen turist sayısındaki genel artış ise yüzde 10'u buldu. ABD havayollan, 1986'da 415 milyon yolcu taşıdılar. Bu yaklaşık 1985'e göre yüzde 10'luk bir artış anlamına geldi. Ingiliz Havayolları'nın Concorde uçuşları bile bu artıştan nasibini aldı. Şu anda New York'tan Londra'ya tek istikâmet uçuş Concorde'da 6000 dolar. New York'ta sosyete arasında en heyecan verici haberler arasında halen Concorde ile Londra'ya gitmek yer alıyor. TURİZM SSIAMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ Polisin görtiştt Tayfun Baban olayıyla ilgili Cinayet Masası'nda herhangi bir soruşturma yoktu. Cinayet Masasından Sorumlu Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Osman Araç. "Mınüka karakolu olayı inceledi. Kayıtlara intibar olarak geçti. Bunun dışında söylenecek bir şejimiz yok" diyordu. Asayiş Şube Müdürü Ömer Tnzel ise olayın kesinlikle intihar olduğu görüşündeydi. "Kendisini köprüden aşagı attıgım kendi arkadaşlan görüyor zaten. Onlar polise bildiriyor durumu. Arabası da köpnide yolun ortasmda. Olay saat 03.30'da meydana gelmiş. Gece olduğu için köpriide görevli polis arkadaşlanmızın görme imkânı yok. Görmemişler." Tüzd, ceset bulunmadan bir şey söylenemeyeceğini vurguluyor: "Babasının birtakım iddialan var, cinayet diye. Baba iddia ediyorsa niye bu iddialan bize sonıyor, degil mi? Bir de Adnan Hoca'nın müridiymiş. Bovle bir şey yok. Ne biçim raürid. Her gece Şamdanda bilmem nerede?" Çevre Yolları ve Boğaz Köpriisü Koruma Şube Müdürü Resul Kalkan da olayı şöyle anlatıyor: "Bizira, köpriinün o bölümünde görevli arkadaşımız yüzü Ortaköj'e donuk devriye gezerken 200 metre kadar arkasında bir fren sesi (Arkası 15. Sayfada) Bilgisayar destekli eğitim StlRECEK ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, gelecek öğretim yılında bilgisayar destekli eğitime pilot okullarda başlanacağım söyledi. Güzel bilgisayar destekli eğitim projesinin değerlendirme ve ön çalışmalardan sonra da bütün Türkiye'ye yaygınlaştınlacağını belirtti. Güzel, Türk Fizik Vakfı, ODTÜ ve TÜBtTAK işbirliğiyle düzenlenen "Orta öğretimde bilgisayar destekli fen eğitimi ve sorunlan" konulu sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, bilgisayann eğitim ve öğrenimde kullanımmda, dünyanın halen arayış içinde olduğunu söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear