Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet yayınları TVJ'/B ANKARA (Cnmhuriyet Biiroso) TVl'in temmuz, ağustos, eylül aylarını kapsayan "yaz dönemi" programları belirlendi. Izleyicilerin yaz gecelerinde geç yatabilecekleri göz önüne alınarak hafta sonlan geceyarısından sonra da yayın yapılacak. "Geceyansı Kuşağı" adı verilecek bu yayında cuma geceleri "korku ve gerilim filmleri", cumartesi geceleri ise hafif Batı müziğinin unlü bir sanatçısının konseri yayımlanacak. Televizyon yaz döneminde 15.00'te değil, 14.00'te açüacak. Perşembe günleri 14.00'teki yeni "Sryab Beyaz" kusağmda, siyahbeyaz sinemasının kaliteli örnekleri ekrana getirilecek. Hafta arasında 14.00'te, her gün filra yayımlanacak. Pazartesi günleri Walt Disney sinemasından, salı günleri yerli komedi filmlerinden, çarşamba günleri çocuk sinemasından, cuma günleri macera filmlerinden seçilmiş örnekler izlenebilecek. Haftanın filmi salı günleri Sahıbı Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecilık Turk Anonıın Şırkeıı adına Nadir N ı d i • GeiKİ Yayın Muduru: H M M Cemal, Muessese Muduru. Emint U$aMıgıi, Yazı (şlen Muduru. Okıy Goacnsia. 9 Haber Merkezi Muduru Vılçın Bı>tr, Sayfa Duzenı Yönetmenı Ali Ac»r. 9 Temsılcıler A N K A R A V a ^ ı a D o t » . İ Z M İ R Hikmct Çetiak«>>, A D A N A . C«UI tstanbul Haberlerı Erfcaa Akyıldız. Dış Haberlcr Ergua Balcı, Ekonomı Osnun L'lagı>. Kultur: O M (Jslır, Spor Danışmanı Abdulkadir VucHmaa, Duzcllme Refik Darbaş, BılımEğmm Şahia Alpay, tşSendıka Şvkran Ketcnct. Vur( Haberlerı V c d t l Dofaa, Dızı Vazılar Ktrtm Çalışkıa. Bursa Lcreat GfçtM. 9 Koordınator \hme( Konıban, 9 Malı Işler Erol Eritat, 9 Muhasebe' Bulenl Yracr 9 BulçePlanlama Scigl Anıa # R c k l a m Ayje Toruo. Ek Yavınlar Hulya Akyol 9 Idare Hascyia Gurer. Işleıme Oader Çriik, Bılgılşlem Naıl laal. Basan vr Yaytm. Cumhunycl M a b a u U vc Gutuabk T A.Ş TOrk Ootı Cad. 39/41 Cajalol 34334 la PK 246lwanbul Td 512 05 05 (20 h«>. Tdex 2224* F u (1) 526 M 72 9 Si.ro/ar A«*»n Zr>a COkılp 8lv lnkılapS No 19/4. Td 133 I I 4M7. Tekı 42344 F u 14) 131 II 41 428 9 l ı * H Zıyı Blv 1352 S 2/3. Td: 13 12 30. Tcta 52359 F u (51)13 12 30 9 Aıtuı: lnönu Cad I19S No IKall.Tcl 114550119731. TW«. 62155. Fmı (7|)32<O56 TAKVİM 13 HAZİRAN 1988 Imsak: 3.25 Güneş: 5.24 öğle: 13.09 lkindi: 17.08 Akşaoı: 20.43 Yatsı: 22.33 Televizyonda gece yarisı yaz dönemi yayın planı belirlendi. Geceyansı Kuşağt adı verilecek yayında cuma geceleri korku ve gerilim filmleri, cumartesi geceleri hafif Batı müziği konserleriyayımlanacak. saat 22.00'de, haftanın yerli filmi ise cumartesi günleri aynı saatte yayımlanacak. tki kanalda toplam 14 film gösterilecek."Günaydın Türkiye" ile tüm haber programlan, kendilerini yenilemeleri ve daha dinamik hale gelebilmeleri için ekim ayına değin tatile girecek. Suçu kitap sevmekti 1938'de Tophane'de berber çırağıyken Küçükpazar'da "Kitap Sevenler" Derneği kurup gençlere, işçilere kitap okutan Kerim Korcan, kısa süre sonra kendini Nazım Hikmet'in yargılandığı donanma davasınm içinde bulur. Korcan, Sinop Cezaevi'nden tahliye edilirken, Müdür yazılanna el koymak ister. O zamanki Savcı Nejat Egemen şöyle der: "Fikir eserine el konamaz. Bırakın çıksın yayımlasm, biz de hatamız varsa düzeltelim." ATİLLA ÖZKIRIMLI cukJuk yıllannı, gençliginin Jstanbulu'nu, Sinop hapishanesıni... Onu dinlerken geçmişe, on beş yıl öncesine kayıp gkmemek mümkün değil benim için. Cengiz Tunccr'i, A\dın Emec'i anımsamamak da... Haftada bir gün mutlaka uğradığı E Yayınevi'nde Cengiz Tuncer'in odasında az mı dinledik benzeri anılannı? O günlerde tamdığım Kerim Turhal sular Kerim Korcan, 1 Mayıs 1938'de nezarete alınınca Kemikkıran Aziz ona 'Kitap Derneği'ni sordu altında kaldı PORTRE / KERİM KORCAN Kendi kendini yetiştirdi 1918'de Adapazarı'mn Aktefek Köyü'nde doğan Kerim Korcan, Eskişehir Akçalan llkokulu'nda başladığı öğrenimini dördüncu sırufta bırakmak zorunda kaldı (1932). Çeşitli işlerde çıraklık yaptı. tstanbul'da berber kalfasıyken tutuklandı, on yıl hapis yattı (19381948). Özgürlüğünü kazanınca marangozlukla gecimini sağladı. Kapatılan Vatan Partisi'nin yöneticileriyle birlikte ikinci kez tutuklandığı (1957) iki yülık bir mahpusluk döneminden sonra bir ara kitapçılık yaparak yaşamını sürdürdü. Kendi kendini yetiştiren ve hapishane gözlemlerini değerlendirdiği toplumsal gercekçi yapıtlanyla tanınan Kerim Korcan'ın yayımlanan kitapları şunlar: Linç (1967), Tatar Ramazan (1969), İdamlıklar (1971), Ter Adaralan (1975), Dimitrof Gcçiyor (1978). Haftada beş drama Yaz döneminde, TRT'nin yaz televizyonu için hazırlattığı yerli dramalar, beş kuşakta yayımlanacak. Refik Erduran'ın yazdığı "Önce Canan" dönem boyunca pazartesi günleri 21.00'de yayımlanacak. "Uğurlugiller" (3 bölüm), "Mesela Muzaffer" (6 bölüm). "Apartman" (3 bölüm) TVl'de gösterilecek. Korcan, mahpuslukta geçen yıUanna edebryaöa ımza attı. Korcan tam bir halk adamıydı. İçtenliği, sevecenliğiyle... Yaşamımn en guzel yıllarını "içerde" geçirmiş, "dışarda" da çekmedıği kalmamıştı. Ama ne bir yakınma ne de bir sızlanma... Benzeri tek sözcük duymadım ağzından. Ya bugün... Aynı "Kerim Abi" işte. Yine içten, yine coşkulu, yine kendisini anlattıklarının havasına kaptırmış... "Mentaplı bir gece sonu hatırlıyonım. Eskişehir'de. A) batmak üzere. Sanki \uvarlanıp gelecek. Kerim Korcan anlatıyor. Ço Yabancı diziler Pazar günleri yayımlanan "Kartun Namına" adlı dizi yaz tatiline girerken yerini "Napolyoa ve Josephine"e, ardından da "Fortnnes of War"a (Yangın Alarmı) (Arkası 11. Sayfada) bizim oturdugumuz gecekonduyu la da kalmaz, kendisi de şiir yazyıkacak. Bu kadar miişekkel. He mayı dener. Sonuç parlaktır. Okul men koştum iceri, beyaz bir defMüdüru Manastırlı Tahsin Bey ter aldım. O güzelim geceyi, altın "imzalımühürlü bir manzara sansı ayı lespit etmek amacım. karhyta" odüllendirir öğrencisini. Çizdim, çizdim. Neyse, hava agarAma baba yoksul bir saat tamirdı, bir de baklım rezil bir şe>. Boy cisidir. Oğlunu okutabilecek kce resme hiç tstidadıro olmadığını midir? anladım." "Önceleri garip bir korku vardı içimde. Ama tez zamanda Resim değilse de şıir konusunalışlım ve sevdim mektebimi. Yada bir umut vardır yalnız. Eskişezık ki dört senecik okuyabildim. hir Akçalan İlkokulu öğrencisi kuBabamın fakirligi yuzünuen ayrtlçük Kerim Korcan ezbere şiir okumak zorunda kaldı m mektepten. mada sınıfının birincisidir. Bunun Berber çırakJığına başladım." Okuldan ayrılmak, okumamak demek değildir Kerim Korcan için. Eline ne geçerse okur bu yüzden. Hattâ bir ara varlıkyokluk sorunu takıhr kafasına. Ömer Hayyam'Ia bunu çözebileceğini sanıp Feyzullab Sacit'in Hayyam çevirisine sanlır. Eskişehir'de gerekli kitapları bulabilme olanaklan sınırlıdır çünku. Ancak ailece Istanbul'a göçtüklerinde yeni ufuklar açılacaktır önünde. "lstanbul'da hayat başka tiırliiydii. Tophane'de bir berberin yanında çalışıyordum. Yiikleme boşaltma amelelerini tanıdım orda. Tophane kahvelerinde her sınıf insanla yüz yıize geldim. Yeni kitaplar okudukça toplumdaki zıtlaşmaların farkına vanyordum. Her gençle olduğu gibi siyasi eğilimlerim işçi sınıfından yana basıyordu. Türkiye'de emek davası orgütlu olarak goturulebilir diye duşunuyordum. O yıllarda ekmegim yetmiyor, yevmiyem yetmiyor diyen adamı ahr, polis mıidüriyetine götüriırlerdi. 193435'lerde..." Nitekim Kerim Korcan'ı da gotüreceklerdir bir gun. Konuşmalan göze batmakta, binakım işler çevirmektedir. En önemlisi, kendisinin kitap okuması yetmezmiş gibi, Küçükpazar'da Kitap Sevenler adlı bir dernek kurup oğrencilere, işçilere kitap okumaya kalkışmıştır. "1938 yılının 1 Mayıs'ında nezarete alınınca polisin ilk sorduğu şey Kitap Sevenler oldu. Bana gizli harekete ait hiçbir şey sorulmadı. Hissettim ki o yanımı bilmiyorlar. O zamanki polis muduriyetinde kısım şefi Aziz Bey'di. Kemikkıran Aziz derlerdi, ona dedim ki..." Sorgulama sırasında neden gözaltına alındığına şaştığını söyler Kerim Korcan. Polisin bavullara doldurup getırdiği kitapları parayla satın alıp okumuştur. Her yerde açık açık satılan kitaplardır bunlar. Yasak mıdır kitap okumak? "Yaa, öyle m i ? " der Kemikkıran Aziz. "Bunlan felsefe fakultesindeki adamlar okumuyor da sen neden okuyorsun? Nasıl oluyor da senin gibi bir berber çıragı bunlan alıp okuyor? Demek birisi bunlan okumanı sına soyluyor. Eger bizi kandırmak islemiyorsan onun kim olduğunu soyleyeceksin." * Çok geçmeden kendisini Nazım Hikmet'in yargılandığı Donanma davasının içinde bulur Kerim Korcan. Yirmi yaşındadır henüz. "Harbiye davası, Donanma davası o zamanki Genelkurraayca planlanmış bir olaydır. tki grup vardı o zaman. Bir tarafla Atatürk'ten tsmet tnönü ve Falih Rıfkı'ya kadar sola hoşgörüyle bakanlar vardı, bir de Mareşal Fevzi Çakmak'ın eslirdiği sağ hava. Sanınm bizi Donanma davasına kıstırmalan, delil yetersizliğine rağmen mahkum etmeleri Maresalın zoruyla oldn. O davada bana 12 sene verdiler." Once Sultanahmet'te yatar Kerim Korcan. Nazım Hikmet, Kemal Tabir, Hikmet Kıvılcımlı'yla... Bir yıl sonra da kimi arkadaşlarıyla birlikte Sinop'a gönderılir. Sınop'ta nasıl geçecekti onca yıl? Sinop hapishanesinde "mapusluğa" nasıl katlandığını bugun "dahi" bilmıyor Kerim Korcan. Hiçbir gün ah of çekmeden, ağlayıp sızlamadan on yıl geçirdiğini anımsıyor yalnız. Bunu, "yanm yamalak da olsa siyasi inanclanndan aldığı desteğe" bağlıyor. Bir de edebiyata duyduğu iigiye. Yenider. şiir denemelerine gırişmiş, öykü yazmaya başlamıştır çünkü. Bir bakıma eğitimini tamamladığı bir okul olmuştur onun için Sinop hapishanesi. "Ömer Deniz diye bir arkadaşım vardı. Bir gün dedim ki ona, 'Yahu Omer, ruyamda gordum, Akçalan okulu yanmış.' Ömer, 'Sana ne' dedi, 'Akçalan okulu yanmışsa.' Durdum, 'Yahu' dedim, 'sana ne olur mu? Yann meşhur olursam nasıl bulacaklar Akçalan okulunu.' Güldük. Onlar beni teşvik ettiler, arkadaşlarım. Özellikle çok iyi bir okur olan ve iyi elestiri yapan, Kemal Tahir'in kardeşi Nuri Tahir'i minnetle anmak isterim." Yıllar sonra yayımlanabilen "İdamlıklar "ı, "fatar Ramazan"ları Sinop hapishanesinde yazar Kerim Korcan. Tahliye gunü gelince de yatak denginin arasına koyar oykulerini, notlarını. "Çıkacağız, miıdur geldi, aç dengi dedi. Açtık. Bıçak yok, esrar yok. Bunlar ne? Yazı. Ne yazısı? Böyle böyle... Aldılar kağıtları müdüriyete götürdüler. Bir sa\cımız var, kanuncu bir adam. o geldi. 'Hapishaneyi anlatıyor, bayağı eleştiriyor' dedi mudur. 'Fikir eserine el konmaz' dedi savcı. 'Eleştirsin, hattâ çıksın yayımlasın. Biz de okuyalım, yanlışlarımız varsa düzeltelim.' Nejal Egemen'di savcının adı. Boyle mübarek, kanun dostu adamlar vardı. Yaşadık bu adamlan." Tahliye olmuştur, ama Sinop'tan ayrılamaz bir türlu Kerim Korcan. Askerliğini yapmamıştır ki... Alıp şubeye gotururler. Şubede dosyasını okuyan yüzbaşı onun hakkında hıç de iyi şeyler düşunmediğini belli eder sozleriyle. Neyse, sonunda Sinop ttfaiye Müdu<Arkası 11. Sayfada) TURHAL (Cumhuriyet) Yağmur ve dolu yağışı yuzünden Yeşilırmak ve Çivril Çayı 'nın taşması sonucu Tokat'ın Turhal ilçesi sular altında kaldı. Çay üzerindeki karayolu ve demiryolu köprülerinin altında taş ve molozlann birikmesi yuzünden taşmamn meydana geldiği bildirildi. Önceki gece meydana gelen taşkından sonra su basan binalar boşaltıldı, demiryolu da yeniden ulasıma açıldı. Turhal Kaymakamı Ata Aksoy, taşkın sonucu Samurçay Köyü'nde 15 evin hasar gördüğünü, 3 evin de yıkıldığını söyledi. Hasar tespit çalışmalarımn sürdüğünü bildiren Kaymakam Aksoy, Kızılay'dan çadır istediklerini, yaklaşık 20 bin dönüm arazinin sular altında olduğunu belirtti. üaçlann yan etkileri ANKARA (AA) Sağltk ve Sosyal Yardım Bakanlığı, vatandaşlann, iiaçlann ters etkilerıne maruz kalmasını önlemek amacıyla bütün hekim, eczacı ve dis hekımlerine çağrıda bulundu. Bakanlık özellikle, yeni tanıtılan ilaçlara ait etkilerin izlenmesini istedi. Bakanlık //aç ve Ezacıbk Genel Müdürlüğü tarafından iiaçlann ters etkilerinin belirlenmesi amacıyla bütün sağlık kurum ve kuruluşlanna 80 bin adet bilgi formu gönderildi. Genel Müdür Rıfat öktem, Türk îlaç Ters Etkilerini tzleme ve Değerlendirme Merkezi'nin (TADMER) ilaçları yakın takibe aldığını belirtti. Enflasyon ve Bodrum ÜSTÜN AKMEN (Muhasebe uzmanıEkonomıst) Sabah erkenden Bodrum'a vardık. tklim gereği olsa gerek, yapılırken az tahta kullamlarak, daha çok taşla işlenmiş binalar. Belki de bu yuzden bazı görüntülere manastır havası sinmiş. Öğleye doğru çevrede gezindik. Dört bir yanımızın alabildiğine çiçeklerle dolu olacağım önceden de düşunmüştük duşünmesine, gelgelelim şaşırmaktan yine de kendimizi alamadık. Kasabanın biraz dışında, Gümbet'te yollan kaplayan en bol çiçek zakkumlardı. Ondan sonra papatyalarla gelincikler geliyordu. Renkler o kadar parlak, o denli birbirine karışmıştı ki, bakmaktan yorulup bıkmayan gözlerimiz, yine de hepsini kavrayamıyordu. Tur yolunun iç yaru ateş gibi yanan hatmi çiçekleri, buhurumeryemlerle doluydu. 'Türkbükü'nde koyu erguvan rengi lekeler, öylesine yanıp tutuşuyordu ki, bu anlatılaraayacak kadar güzel renkler, kasırapatılann üzerine sanki yağmur gibi yağmış sanılabilirdi. Ttargııt Reis"te, denize yakın yerlerde büyıik, san, kırmızı, menekse rengı bitkiler yıldız gibi parıldıyorlardı. "Torba"da, içlerinde en çok papatyalann ağır bastığı çiçeklerden rüzgârın hafif esintisi ile bayıltıcı kokular saçılıyordu. Öğleden sonra derin bir uykuya vardık. Kalkınca da kasabaya indik. Belediye Başkanı'nın "gdmesin" dediği Türkler, gördük ki otomobillerle, otobüslerle akın akın ve de "çocuklar gibi sen", Bodrum'u işgale devam edivorlardı. (Arkast 11. Sayfada) KONUK YAZAR Sinop Cezaevi ^turistik' oluyor M.ö. 2000 yıllannda yaptırılan kale, 1882'de cezaevine dönüştürülmüştü. Kerim Korcan, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Cevat Şakir, Burhan Felek gibi birçok ünlünün de yattığı Sinop Cezaevi, onanlarak turizmin hizmetine sunulacak. CENGİZ DFMİREL StNOP "Uzun zamanlar denan idam mahkumlan halkın gözleri önünde asüırlarmış. Cezaevi kayıtlanna göre burada yatan hfikümlülerden sadece 4'ü cezaevi avlusunda kurulan darağacmda can vermişler. Bunlar, 1971'de Vanlı Nurettin Kahraman, Kızıltepeli Cemil Yıldız, Taşköprülü Mustafa Turkoğlu ve 1982'de Balıkesirli Şahabettin Ovalı. Ankard'da 2 m'Uk yvşil alan Bir yüzyılda iki firar gerçekleşti Sinop Cezaevi'nin bir yüzyılhk tarihi içinde iki firar olayı gerçekleştirilmiş. Cezaevinin "kuş olsa kaçamaz" diye ünlenmesi de buradan geliyor. Tamamen surlarla çevrili cezaevinden kaçış olanağı yok denecek kadar az. Firarlardan ilki 1948'te Arap Kadir tarafından gerçekleşürilmiş. Arap Kadir'in nasıl kaçtığı bugün bile hâlâ sırnm koruyor. İkinci firan 1969 temmuzunda Emin Aladag başarabilmiş. Bin yüı aşkın kale, bir yüzyılı aşkın cezaevi. Binlerce mahkumun ortak yazgısı, ortak barınağı, ortak sonu Sinop Cezaevi. Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Nâzım Hikmet, Cevat Şakir, Kerim Korcan, Burhan Felek, Mustafa Suphi, Hüseyin Hilmi, Refii Cevat. İşte Sinop Cezaevi'nde yatan ünlülerden birkaçı. Yakın yıllarda Sinop Cezaevi'nde kalanlann en ünlüsü ise Hasan Heybetli. Ancak Heybetli de son İnfaz Yasası'ndan yararlanarak sabverilmiş. Şu anda cezaevinde bulunan 500 tutuklu ve hükümlü arasında Ankara'da Mısır Büyilkeiçisi'ni öldüren 4 Fiiistinii, Amerikan Klüp baskınına katılan iki Libyalı, TKP/ML militanı Garbis Altınoğlu gibi isimler sayılıyor. niz kenannda ve surlar içindeki bir hapishanede kaldım. Kalın duvarlara \uran soların sesi taş odalarda çiülar ve nzak yolculuklara cagınrm." Ünlü Sinop Cezaevi'nde 8.5 ay yatan Sabahattin Ali "Dovar" adlı öyküsunde cezaevini böyle anlatıyor. Sabahattin Ali şöyle devam ediyor: "Tüyterirjden sular damlayarak snrlann arkaandan yükseliveren deniz kuşlan. demir parraaklıklara hayrctle gözJerioi kırparak bakarlar ve hemen uzaklaşırlardı. Avlunun dört tarafını çevirea surlar kara tarafından kalın ve birbiri arkasına birkaç Une idiler. Bir zamanlar burası şehrin iç sarayı imi$. Ve jimdi san yüzlci, sakallı ve dünyadan uzak zavalhlann dolaştıgı bu bahçede genç cariyeler belki aynı hürriyet aşkıyla gözierini yukan çevirip denizi dinleyerek dolaşıriarmış. Bu kalın surtar onlan hem yabana gözlerden, hem de düşmanlardan korumak için yapılnuş." Sabahattin Ali gibi daha niceleri Sinop Cezaevi'nde ömür tüketmişler, çile çekmişler. Yer yer 2030 metre yükseklik ve 34 metre ka TAŞMIA HAZmUKUUH Yer yer. :re yükseklik ve 34 metre kalınlıktakj surtarla çevnlı Sinop Cezaevi, Bostancı mevkiinde yaptnlan cezaevine nakledıtecek. 'Kuş olsa kaçamaz' denilen cezaevjnde taşınma hazırltklan yapılıyor. lınlıktaki surlarla çevrili Sinop Cezaevi, Sinopluların içini sızlatan bir abide. İşte bu "knş olsa kaçamaz" dedikleri ytlzyülık cezaevi şimdi taşınma hazırhkJan içinde. Sinop'un Bostancı mevkiinde yeni yaptırılan E tipi cezaevine nakledilecek olan Sinop Cezaevi, onanlarak turizme hizmet verecek. Edebiyatımızda da ününe yaraşır bir şekilde yerini alan Sinop Cezaevi'nin Adalet Bakanlığı'ndan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devri için girişimlerde bulunuluyor. Sinop Valisi Ş. Ergun Özakman yeni yaptırılan E tipi cezaevinin yıl sonuna doğru tamamlanacağını belirterek Sinop Kalesi içindeki cezaevinde yatanlann buraya nakledileceklerini söyledi. Sinop Belediye Başkanı Aydın Atakan da turizme açüması planlanan eski cezaevindeki tesislerin belediye olarak kendilerinin işletmeye hazır olduklarını, bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı'na başvurduklarıru bildirdı. Sinop Cezaevi'nin de içinde bulunduğu kale, yerli kavim Gaskalılar tarafından M . ö . 2000 yıllannda yapılmış. Grek, Pontus, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlılar döneminde büyütükrek onanlmış. Kale bir süre de tersane olarak kullanılmış. Cezaevinin bulunduğu ve iç kale adı verilen bölüm 1214 yılında Sinop'u zapteden Izzettin Keykavus tarafından yaptınlmış. 1882'de Sinop Mutasarnfı Veysel Paşa zamanında cezaevine dönüşen iç kale 9500 metre kare. Cumhuriyet döneminde cezaevi olarak kullamlan kale ve cezaevi koğuşları son şeklini 1950'de almış ve o dönemde yapılan onarımlar 210 bin liraya mal olmuş. 5 bölüm olan Sinop Cezaevi'nde 11 'i kücük olmak üzere 37 koğuş, 21 disiplin hücresi ile 64 muşahede (gözlem) hücresi bulunuyor. Gözlem hücrelerinde siyasi hükümlüler ve idamlıklar banndırılıyor. Cezaevinin bir bolümünde de çocuk ıslahevi bulunuyor. 1940'lara kadar idam cezalan şehir içinde hükümet binası önünde infaz edilmiş. Cezaevinden alı ANKARA (AA) Ankara'yı üniversiteler yeşillendiriyor. Başkentte sadece Hacettepe ve Ortadoğu Teknik Üniversitelerine ait yeşil alan 46 milyon 208 bin metre kareyi bulurken, halkın yararlanabildiği belediyelerin park ve yeşil alanları kişi başırta 2 metre karede kalıyor. Başkentte toplam 73 milyon metre kare yeşil alan bulunuyor. Bu yeşil alanlann 67 milyon metre karesi üniversiteler ve kamu kuruluşlanna ait. Hekimlerin sorunları ANKARA (AA) Ankara Tabip Odası tarafından duzenlenen "Hekimlerin Ücret Ve Nöbet Sorunları" panelinde, hekimler çalışma şartlarının ağırlığından yakındılar ve birlikte harek^, etme kararı aldılar. Ankara Tabip Odası Başkanı Dr, Selim ölçer, panelı açarken yaptığı konuşmada, hekimlerin klasik devlet memuru gibi görulmesini istemediklerıni söyledi. Hekimlerin 1970'li yıllara kadar doyurucu ücret aldıklannı, ancak 1978 yılından sonra ücretlerde bir gerileme başladığmı belirten Olçer, hekimlere sendikal haklar da verilmesini isteyerek, "Toplu sözleşme, grev haklarmdan biz de yararlanmalıyız" dedi SSYB turistik AIDS rehberi hazırlıyor Sert öpüşmelere dikkat riskli davranışlann neler olduğu konularında uyarılar bulunacak. Rehberde turistlere "Virüsü almış olabilirsiniz, takip edin" mesajı iletilecek. SSYB'nin, tstanbul Tıp Fakültesi AIDS Merkezi tarafından, AIDS Yüksek Kurulu'nun önerisiyle hazırlanan "AIDS'in bulaşması ve konınması" adlı broşure benzer biçimde oluşturduğu rehber, çeşitli dillere çevriliyor. Broşürde, AIDS virüsünun, kanda, spermde, rahim ve vagina salgısında bulunduğu anımsatılıyor. Hastalığm, AIDS'li veya virusü taşıyan kişi ile cınsel ilişkiyle, virüslü kan veya kan ürunlerinin nakliyle veya virüslü kanla bulaşmış şırınga, iğne ve diğer aletlerle sağlam kişilere geçtiğine dikkat çekiliyor. Broşurde, riskli kan nakli yaptınlmaması, risk grubuna giren kişilerle cinsel ilişkide bulunulmaması, çok eşlilikten kaçınılması, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılması biçiminde çeşitli öneriler yer alıyor. AIDS'in cinsel ilişki sırasında, vucutta meydana gelen çizikler, ezikler, yırtıklar ve kanama yerleri gibi zedelenen dokulara virüslü maddenin değmesi ile bulaştığı belirtilerek, "Dudaklarda ve ağızdaki yara ve zedelenmeler, bunlara yol açabilecek sert öpüşmeler virüsün vücuda girmesine yol açabilir" deniliyor. Broşürün, AIDS'ten nasıl korunulacağına ilişkin bolümünde ise şu öneriler yer alıyor: "Sağlıklı isetıiz, etken virıis ile temasınız olabileceğini sanmıyorsanız, ancak bazı sorulara cevap anyorsanız bir hekime başvurunuz. Onunla konuşunuz; kişisel durumunuza gore doktorunuz size bazı durumlarla ilgili onerilerde bulunacaktır. Sağlıklı iseniz, ancak etken virus ile temas elmi$ olabileceğinizi duşunuyor iseniz ve bu konuda kuşkulannız varsa bir hekime başvurunuz; ona kaygılannızı, şuphelerinizi anlatınız; gerekli ise hekimle birlikte, anlikor testinin yapılmasına karar veriniz." ^âTURIZM 88IFRANSA Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nm hazırladığı AIDS rehberinde "dudaklarda ve ağızdaki yara ve zedelenmeler, bunlara yol açabilecek sert öpüşmeler, virüsün vücuda girmesine yol açabilir" deniyor. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, turistik AIDS rehberi hazırlıyor. Bakanlığın, Dünya Seyahat Organizasyonu ile birlikte çeşitli yabancı dillerde hazırlayacağı AIDS rehberi, bütün sınır kapılarında, turistlere dağıtılacak. Rehberde, seyahatlerde AIDS yonünden nelere dikkat edilmesi, Turizm endüstrisinin yuzde 11'ini kolaylıkla işgal eden Fransa, turistik ülkelerden biri olduğunun bilincinde değil. Fransa,turist çekmek için çaba harcamıyor SABETAY VAROL İZMİR (ANKA) Devlet Demiryolları 'nm tzmir Halkapınar'daki bakımonarım atölyelerinin mühürlenmesi, tzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın "DDY'ye gözdağı" olarak nitelendirildi. DDYlş tzmir Şube Sekreteri Sami Yılmaz, belediyenin atölyeleri üç gün süreyle mühürlemesi ve işletmeye 10 milyon lira para cezası vermesinin altında başka nedenler yattığım öne sürdü. tşletmenin hidroforları 8 haziran çarşamba gıinu elektriklerin kesilmesi yuzünden durdu ve işçiler temizlik yaparken gür duntmda kâldılar. Bunun üzerine Büyükşehir Belediyesi körfeze yanık yağ bıraktığı gerekçesiyle işletmeyi üç gün süreyle mühürledi ve 10 milyon lira para cezası verdi. DDTnin atölyeleri Paris, sanat ve kültür merkezi olarak bir yüzyılı aşkın süredir yarattığı şöhretiyle turisti kendine çekiyor. Kültürel özelliğine tüketim ve eğlence merkezi özelliği de eklenince, Parisli turizm işletmecisinin küçük parmağını bile oynatmasına gerek kalmıyor. Fransa'ya gelen 33 milyon turistin dörtte birinden fazlasım Almanlar oluşturuyor. Bunu 6 milyon kişiyle Ingilizler izliyor. Dü Bayramı sona erdi KARAMAN (AA) Konya'nm Karaman ilçesinde Türkçe'nin resmi devlet dili oluşunun 711. yıldönümü dolayısıyla duzenlenen dil bayramı ve Yunus Emre'yi Anma Törenleri sona erdi. Bayramın son gününde, yurdun çeşitli yörelerinden gelen halk oyunlan ekıpleri güsteriler sundu. PARİS Başkentin iki uluslararası havaalanı olan "Charles de Gaulle" ya da "Oriy"den birine ilk kez inen bir turistin her şeyden önce gözüne çarpan, Fransa'nın turizm sektörüne karşı na kadar ilgisiz kaldığı olmalı. (Arkası i. Sayfada)