Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 NİSAN 1988 •••• mzı FM HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Akbulut'tan zor savunma (Baştarafı 1. Sayfada) mudahale ister mi? Meclisin kapatılmasını ister mi?" diye konuştu. Akbulut, basm toplanüsının öncesinde kendisini savunma gibi bir niyeti olmadığını belirterek konuşmasında bazı bölümlerin "gözden kaçügım" söyledi. Konuşmasından, "askeri müdahalelere ışık yakılması" anlamının çıkantmasımn mümkün olmadığını belirten Akbulut, "Bu yoruma kaülmıyorum. Böyle bir kastımu yok, böyle bir düşiincemiz de hiçbir zaman olmadı" şeklinde konuştu. Akbulut, yabancı gazetecilerle yaptığı görüşmenin TV'de yayımlanması üzerine bazı TKT yetkilileri üe görüşüp görüşmediği sorulannı gülerek yanıtsız bıraktı. Akbulut, "Tabii bunlan söyledik, söylemedik değil, ama kasomız katiyen bir darbeye yol açma şeklinde olamaz" diye konuştu. Akbulut, görüşme sırasında Hollandalı bir gazetecinin kendisine daha önce Türkiye'de üç askeri müdahale olduğunu hatırlatarak, bu müdahalelerin nedenlerini sorduğunu söyledi. Akbulut, kendisinin bunun üzerine 12 Eylül öncesi olayları anlattığını belirterek, bu olaylar nedeniyle demokrasinin inkıtaya uğradığını söyledi. Akbulut, "Vurguladığımtz şey bu. Eğer bundan o sonuçlar çıkanlıyorsa ben o sonuçlara katılmıyorum. Ne söyledigirniz bu sonuçlan çüunr, ne de bizim gönişierimiz o yöndedir" diye konuştu. Akbulut, yabancı gazetecilerle yaptığı görüşme sırasında konusmasından örnek vererek, "Türk milleti demokrasi dışında bir idare tarzı ile yönetilemez" dediğini hatırlattı. Akbulut, konuşmasının bir bölümünde, "Demokrasilerde elbette bu gibi müdahalderi savunmak mümkün değildir" dediğini, 12 Eylül'den önceki durumu anlattığını söyledi. Akbulut, 12 Eylül'den önce Türkiye'nin* kardeş kavgası eşiğine geldiğini, ülkenin birlik ve bölünmezliğinin tehlikeye düştüğünü anlattığını hatırlatarak, "Günde 2025 insanın öldüğünü. başbakanlann vuruldugunu, kurtanlmıs mahallelerin olduğunu, polisin, ögretmcnin bölünmesini anlatbktan sonra dedim ki, 'Çahşamaz haldeki müesseselerin çaîıştınlabilmesi için bu yol seçilmiştir; Bunlan tekrar ediyorum, ama bu konuşmamızın askeri müdahaleye ışık yakıyor şeklinde nitelendirilmesine katiyen katılmıyonım" diye konuştu. soranlann çmresi balunamaz mıydı? AKBUUTT Müdahaleler nasıl olmuştur diye bir suaJle karşılaştığımızda Türkiye'deki ortamın ne olduğunu ifade etmenin sizin söylediğiniz tarzda yorumlanması bilmiyorum ne derece doğru.. Niçin müdahale olmuş, diye soruyor adam. Diyor ki 'Müdahale oldu, ama müdahaleyi hazırlayan bir takım sebepler vardır* ve b h de tabii Türkiye'de demokrasiden başka bir idare tarzının diişünülemeyeceğini vurguluyonız ve diyoruz ki o gıinkii şartlarda yapılan müdahale de kalıcı degildi, demokrasiyi ortadan kaldırmak gibi bir maksatla yapdmamıştır. 12 Eylül müdahalesinin bazı gerekçeleri olabilir. ancak Meclls Başkanı olarak, 12 Eylül müdahalesl ile biriikte parlamentonun feshedilmesi gerekli miydi? AKBULUT O konu, bizim konumuzun dışında, zaten hassas bir konu. Ben kastimı size anlattım. Ortada bir vakıa vardır, ben vakıalan anlattım . Türk milletine de bu vakıalan anlatıyoruz, herkese anlattık. O vakjaları görmezlikten gelemeyiz. Biz, Turkiye'de 12 Eylül'den önce neler olduğunu anlattık ve 12 Eylül müdahalesinin olduğunu anlattık. Askeri müdahalelere gerek kalmadan sorunlar çözülemez miydi? Türkiye, gelecekte de 12 Eylül öncesi gibi bazı güçlüklerle karşdaşırsa askeri müdahaleler olabilir mi? Bn anlamı çıkarabilir miyiz? AKBULUT Hayır, öyle anlamayın. 12 Eylül öncesine de Türkiye inşallah gelmesin. Çünkü o anlamı çıkarmak doğru da değil. neden? Çünkü eğer o türlü bir ortam bir ülkede cereyan ederse ne olacağını, nasıl olacağınj hiç kimsenin şimdiden kestirmesi mümkün değil. Yıllardır politikanın Içindesiniz. Herhangi bir sekilde politikacılann tasfıyesine katılmadığınızı düşünmek Istiyoruz. AKBULUT Ben hiç kimsenin şihsı ile ilgili bir beyanda bulunmadım, bulunmuyorum. Şahıslarla ilgili değil müesseselerle ilgili konuşuyorum. Ve içtenlikle en şiddetli bir şekilde demokrasiyi en iyi şekilde işlemesi ve çahşması için savunuyorum. Ben soruma yanıt alamadım. Parlamentonun kapatılması gerekiyor muydu? Bunu destekliyor musnnuz? AKBULUT Siz bana hüküm verdirmek istiyorsunuz. Ben de hüküm vermiyorum. Ben olayları anlatıyorum. Açık değil mi? Demokrasiden başka hiçbiij idare tarzı ile Türk milleti yönetilemez diyorum. tlk cürnle olarak böyle başüyorum. Eğer isteniyorsa, kastetmememize Tağmen 'bn mana çıkıyor' denirse buna katılmadığımı ifade ediyorum. Böyle bir mana çıkarılmasına da karşıyım. Ondan sonrası artık hüı basının ve düşünürlerin inisiyatifine kalmıştır. Elbette herkes istediği şekilde düşünecektir. Biz pariaroentoda çauşan rauhabirier, hiçbir şekilde parlamentonun kapatılmasına razi değiliz. Bu sevindirici bir olay değil mi? AKBULUT Efendim, demokrasinin yaşamasını şiddetle isteyen kişi, Meclisin kapatılmasım ister mi? Demokrasiyi savunan kişi ihtilal veya askeri müdahale olsun ister mi? Hatta onların olmaması için tüm gayretin kendisi ve diğer demokratik kuruluşlar tarafmdan gösterilmesini istemez ve o yolda caba ha f canmasmı istemez m i ' SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, TBMM Başkanı Yıldmm Akbulut'un demokrasi ve askeri müdahalelerle ilgili sözlerini "s*çma" olarak niteledi. Erdal Inönü, Akbulut'un tartışmalara neden olan açıklamalanıtı anımsatan gazetecilere şunlan söyledi: "Saym Meclis Başkanı'mn talihsiz birçok demeci oldu. Bunlann hepsine anında cevap verildi. Bunun ötesinde bir şey yasal çerçevtde nerede mümknnse, orada yaptlır. Meclis Başkanı'mn özdliklc Türk demokrasisinden bahsederken son derece yanlış izlenim verecek, yanlç degerlendinneler yapması çok büyük talSısiziiktir. Böyle yanlışhklar vapan bir insan kendisi bundan sorumludur. Onun ötesinde birşey söylemek istemiyorum. Çünku söylediği şey o kadar saçma ki, bö> le saçmalarla ugraşmak yanlış izlenimler vermeye davet etmek demektir. Türkiye'de müdahaleyi adeta özendirecek ya da yararlı gösterecek şekilde verilen demeçler son derece terstir, taUhsizdir." Inönü, gazetecilerin, "Bu gdişmeler SHP grubunda Meclis Başkam'na karşı bir güven bunalımı yaratır mı?" sorusuna ise "Ben meseleye öyle bakmıyonım. Çünkü sanki o zaman dddi bir mesele söylenmiş havası doğabilir. Öyle blr şey yok, bu saçma bir sözdür. Saçma bir söz söyleyen insana da, 'Söylediği şey saçmadır' denir, geçilir. Kendisi düşünsün, insan saçma birşey yaparsa, onun saçmalığını kendisi düşünmelidir" yanıtını verdi. UGUR MUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) nemlere özgüdür. Bu yüzden, yargıda "asker mi srvıY mi? tartışması yersizdir. Yapılması gereken tartışma, olağanüstü dönemlerdeki uygulamalann antidemokratik özellikleridir. Bir olağanüstü rejim gelince, bu rejimin asker kanadı da olur, sivil kanadı da.. Bir ktsım sivil hiç de yüz akı ile çıkmaz bu dönemlerden, hiç.. Söz getişi 12 Mart doneminde Istanbul'da kurulan Ziverbey Işkenceevi, sıkıyönetim komutanına bağlıydı Ama bu işkence evinde işkencecilerin bir kısmı sivil kökenliydi. 12 Eylül döneminde işkence yapanlar, yine bir kısım polislerdi; bu işkencecileri tnahkum edenler de askeri yargıçlar! Tersine ömekler de var. Olmaz olur mu? 12 Mart hükümetinin başbakanı bir hukuk profesörüydü. Üstelik, bu hükümete. "muhtıra" ile devrilen hükumeti oluşturan parti de bakan ve güvenoyu vermisti. Haydi buyrun askersivil aynmını.. 12 Eylül hükümetinin Başbakanı asker kökenliydi. Ya öteki bakanlar? işçi sınıfının sendikal temsilcisi Türkİş'in genel sekreteri ve sonradan bazı çevrelerce sivil demokrasinin öncusu (!) sayılan özal da bu kabinede basbakan yardımcısı olarak görev yapmıştı. Bu konuda örnek çok, hem de pek çok.. Bu yüzden, "olağanüstü dönemin kendisi önemlidir" diyoruz. Bir kez olağanüstü dönem geldl mi artık asker mi sivil mi tartışmasının anlamı kalmaz. Gelen, askeri ve sivili ile bir baskı rejimidir. Öyleyse yapılması gereken, sivil demokrasiyi savunmak, çoğulcu demokrasiyi köktestirmek, antidemokratik yasalara ve baskılara her dönemde karşı çıkabilmektir. Her olağanüstü dönem, ister istemez, bir baskı rejimi getiriyor Bu olağanüstü dönem bir yeni hukuk anlayışı ile geliyor ve bu baskıcı hukuk düzeni, askeri ve sivili ile beraberce uygulanıyor. Bir kısım siviller ve yine bir kısım asker kökenli hukükçular da bu baskılara karşı çıkıyorlar. Ülkemizde, son yirmi yedi yıl içinde üç kez askeri ihtilal yaşanmış; bu üç dönemde de olağanüstü kurallar egemen olmuştur. Avukat Halit Çelenk "12 Eylül ve Hukuk" adlı kitabında bu son dönemdeki uygulamalara "12 Eylül Hukuku" adını veriyor. Çelenk, hukuku "insan haklanna dayalı hukuk" ve "baskı hukuku" olarak ikiye ayırıyor ve 12 Eylül ile gelen hukuk anlayışını "baskı hukuku" olarak adlandırıyor. Bu baskı rejimi 12 Mart döneminde "prova" yapmış; 12 Eylül döneminde de bu rejim "askeri v© mülki erkân" eliyle "resmi geçıfte bulunmuştur. 12 Eylül hukukunun en çok zedelediği kavramların başında "savunma hakkı" gelmektedir. Sivilleşme görüntüsü ile bugün savunma hakkı nasıl zedeleniyor; gelin bir de bunu görelim: Mamak Askeri Tutukevi'nde 124'ü sağ görüşlü, 91'i de sol görüşlu olmak üzere toplam 215 tutuklu bulunuyor. Bu tutuklulardan 63'ü DevYol davası nedeniyle yargılanıyor. Dava, savcılığın "esas hakkındaki görüş"unü okuma aşamasında.. Askeri savcılar, günlerdir esas hakkındaki görüşü okuyorlar. Bundan sonra savunmalar başlayacak.. Başlayacak ama sanıkları ve avukatları bir "tatsız sürpriz" bekliyor. Askeri cezaevlerindeki tutuklular, sivil cezaevlerine gönderilecekler. Bu yolda yasa değişikliği yapıldı. Bu değişiklik sonucunda Milli Savunma Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında bir "mutabakat' sağlanıyor ve bu "mutabakat" sonunda askeri cezaevlerindeki tutuklular sivil cezaevlerine gönderiliyorlar. iyi, güzel.. Güzel de bir küçük sorun var: Mamak Cezaevi'ndeki DevGenç sanıklan Çankırı cezaevine gönderileceklermiş.. Karar da çıkmış.. Tutuklular, Çankın\a götürülecekler, ancak yargılamaları Ankara'da yapılacak. Olacak iş midir bu? Karar uygulanacaksa, Ankara Kapalı Cezaevi var; savunma aşamasında samklar bu cezaevinde kalabilırler. Yok hayır.. Tam savunma aşamasında ille de Çankın Cezaevi! Savunma hakkı bir kutsal haktır. DevYol davası sanıkları, Çankırı Cezaevi'ne götürulürlerse, bu aşamada, avukatlar, sanıklarla her gün nasıl görüşecekler? Samklar savunmalarını nasıl hazırlayacaklar?. Sonı ve yanıtlar Akbulut daha sonra gazetecilerin konuyla ilgili sorulannı yanıtladı. Akbulut'a yöneltilen soru ve yanıtlan şöyle: TBMM Başkanı olarak zaruret halinde bile olsa askeri müdahaleteri gerekçe göstermeniz nedeniyle tepki aldınız. Askeri müdahale olmadan demokrasi içinde bu Amortisörleri Otomobilinize Monroe amortisörleri taktırın, tatile güvenle çıkın. Tatil... Güneş... Deniz... Bavulları yükleyecek, çolukçocuk arabaya doluşacak, vuracaksınız yollara... Arabanıza uzun yol bakımı yaptıracaksınız. Ya amortisörleriniz?.. Unutmayın ki, kalitesiz, yağ kaçıran, patlak amortisörler, arabanızın "gezinme" ve wTV "salınma"sına yol açar. Bu da, yüksek hızlarda, virajlarda, devrilme ve takla atma tehlikesini doğurur. Arabanıza kaliteli amortisörü taktırın! Monroe taktırın!.. Dünyada Monroe'dan üstün "oo amortisör yoktur. Yıldız'dan eleştiri Eski tabii senatör Ahmet Yıldız, TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut'un "Askeri darbeler dcmokrasiye tşlerlik kazandırmamn bir gereğidir" şeklindeki sözlerini yanıtlarken, "Sivil rejimlertn en kötüsü dahi askersel rejimlerden daha iyidir" dedi. Demokrasinin sivil bir rejim olduğunu bildiren Yıldız, şunlan söyledi: "Ben önce makamına duynlması gereken saygı nedeniyle, sözlerl için yalnızca bilinç kontrolünden kaçmış talihsiz bir beyandır diyeceğim. Bu husnstaki göruşüm, başarı şansı kuşkulu, riski büyük, ile* riye, halka dönük ve çağdaş demokrasinin bütun Vurum ve gtrekleriyle kurulup işlerlik kazanmasını amaçladığı için Türk kamuoyunda ve dünyada beğeniyle karşılanan 27 Mayıs türiinden bir askeri kanşımın dahi olmamasından yanayım. Aslında 27 Mayıs türü askersel bir devrimi, ondan sonra hiç kimse göze almadı vc alanlar da besabını darağacında ve zindanlarda verdiler. <w> Bülent (Baftarafi 1. Sayfada) Uğur Mumcu (Cumhuriyet). Vuralhan olayıyla ilgili haberleri nedeniyle, Jttri ö z e l ödttln: Çetin Yetkin (Hürriyet). Geçen yılki bütün çalışmaları nedeniyle, Özendirme ödülleri: Semra Somersan (Cumhuriyet). Federal Almanya'dan ithal edilen çöplerle ilgili haberleri nedeniyle. Halil Nebiler (Cumhuriyet). Suçsuz 'teröristler* haberi nedeniyle.Nad Sapan (Hürriyet). lşte TIKKO timi:"Kandıra baskını bizim işimiz" haberi nedeniyle. ödül kazanan gazetecilere ödülleri cuma günü Gazeteciler Cemiyeti'nde saat 16.00'da düzenlenecek törenle verilecek. Bülent Dikmener aynı gün saat 13.00'te Zincirlikuyu'daki mezan başında anılacak. o Nasihat (Baftarafi Spor'da) dır. Ama artık maça gidecek Beşiktaşhnın Samet, Ali, Metin, Sinan gibi bazı sakat futbolcular nedeniyle takımının güçsüz kaldığını kabul etnıeleri şarttır. Sahadaki futbolculanmn mücadeleleri sonucu aldıklan yarayı bu şekilde saldın ile dışlamaya hiçbir Beşiktaşhnın hakkı yoktur. 7. Bunlar okulunda, evinde, işinde başanlı olan kimselerin, toplumda dengeli olan insanlann yapacagı işler değildir. Futbolda sahada iki takım vardır. Ve birisi yenilecektir. Niçin? " T o p jruvariakbr" demişler. Eğer seni tahrik edenler varsa dahi bu gerçeği unutma. Unutuyorsan, takımına saldınyorsan ve tribünde anarşi yaratacaksan "sen taraftar degilsin" o zaman maça gelme! 8. Şimdi liglerin bitimine çok az bir zaman kalmıştır. Ve herkese büyük görevler düşmektedir. En yetkiliden en küçüğüne kadar herkesin ağzını kapatıp sahada görev alan futbolcuya, hakeme, teknik adama yardımcı olmalan ve dilrüst mücadeleye alkış tutmaları şarttır. Kalemlerin de toplumu " h a s l a " edecek "tahrikler" yerine, doğru, ideal ve eğiticilik gerçeğini işlemeleri gereklidir. Birkaç Beşiktaşh veya Galatasarayh fanatik ve yönetimler mutlu olacak diye toplamı 30 milyonu bulacak Galatasaray ve Beşiktaş taraftarlarının hayata küstürmeye veya mutluluk sadece kendisine aitmiş gibi bir yaşam tarzını sonuca göre seçmelerini pompalarnaya kimsenin hakkı yoktur. Ve bunlar zevk alanlar varsa onlar asıl hastalardır. AAonroe amortisörlerini Türkiye'nin heryerinde, yedek parçacılarda ve tamircilerde bulabilirsiniz. Alman çöpü dışarı A. İHSAN ÇALTI ISPARTA Sağkk BakanlığTnın onayı ile 11 uzmandan oluşan komisyon, F. Almanya'dan ithal edilen 1581 ton " ç ö p " ü n en kısa zamanda geri gönderilmesine karar verdi. F. Alman çöpünün yurtdışına iadesi için Isparta'da kurulu Göltaş Çimento Fabrikası'na valilik tarafmdan l ay sttre tanınacak. Bu süre içinde çöp iade edilmezse Cumhuriyet Savcüığı'na suç duyurusunda bulunulacak ve ayrıca yüksek oranda para cezası uygulanacak. Komisyonun hazırladığı rapor, Isparta'daki ilgili kuruluşlara ve Başbakanhk Çevre Genel Müdürlüğü'ne gönderildi. tnceleme sonunda hazırlanan raporda, ODTÜ raporunda da belirtildiği gibi ithal katı atıkların Göltaş Çimento Fabrikası'ndaki mevcut sistemle kontrollü şartlar altında yaküamayacağının anlaşıldığı görüşüne yer veriliyor. Ayrıca, raporda, fabrika yetkilileri tarafından söz konusu atıklann önerilen koşullarda yakılabilmesi için ek bir yatınmın yapılması gerektiği ve bu işin de en az üç ay zaman alacağı görüşüne yer veriliyor. Raporda sonuç olarak, "Komisyonun tiim üyeleri, Göltaş Çimento Fabrikası tarafmdan hava kalitesinin konınması yonetmeliğinin 7 nolu ekinde bulunan PCB içeren (poliklorbifenil) atıklann yakılması ile ilgili csaslann yerine getirilemediği, aynca atıgın depolandığı açık arazide bırakılmast halinde yerüstii ve yeraltı sulanra kirietebileceği de göz önüne alınarak ithal sanayi atığının en kısa zamanda her turlu gıivenlik onlemleri alınmak suretiyle geldigi iilkeye iadesi gerektiği görüşüne varmıştır" denildi. akümülatör alçı anahtar ayakkabı ve çanta satış mağazaları baharat banyo basımevleri basın ve haber ajanslan battaniye bavul bi juteri imal. ve sat. bilgi işlem ve yazılım hizı *ri borsa ve kambiyolar buzdolabı cam ve eşya san. ve tic. cilt evleri çeviri büroları deniz m o ^ M de^M d e r ^ ^ ^ ^ e kur san. ve tic. güne|E^rateifflB h ^ ^ ^ R ^ ^ şirk ıağaza 1 ları kultjTOg^^TOn^^J^ffi^ı^^ ıhra patent ve ms^CT^^^^M^Rm^a^^pcan. p ri seya hat acenteleri sigorta şirketleri stadlar taksi işletmeleri terminatler turistik ve hediyelik eşya imal.ve sat. veteriner doktorlar yüzme ha vuzları sinemalar vitray işleri video kulüpleri inşaat proje ve mühendislik işleri kabzımallar danışmanlık hizmetleri kargo kiralık otolar Elektrik (Baştanfi 1. Sayfada) Edinilen bilgiye göre, Türkiye Elektrik Kurumu, geçen hafta yeni abonelerden ahnan tesis ücretlerini yüzde 275 oranında arttırdı. Buna göre, yeni elektrik bağlanacak bir evden abone için alınan en düşük ücret 16 bin liradan 60 bin liraya çıkarıldL lşyeri ve ticarethanelerden alınan tesis ücreti de aynı oranda arttınldı. tşyeri ve ticarethanelerde 40 bin linı olan en düşük tesis ücreti 150 bin liraya çıkanldı. Bu ücretin güç birimine göre değiştiği bildirildi. Yücebaş, bundan böyle elektrik faturalannın da 2 aylık değil, aylık dönemler halinde çıkanlacağını bildirdi. Yücebaş, elektriğe ne oranda zam yapılmasının düşünülduğü yolundaki soruya da, "Zam yapılıp yapılmayacağı veya ne oranda zam yapılacagı konusnnda şu anda bir şey diyemem. Biz zam yapmayı mumkıin olduğunca düşünmiiyoruz. Önce alacaklanmızın düzenli olarak tahsil edilebilmesine çalışıyoruz. Zaten alacağııu lahsil edemediktcn sonra zam ne işe yarayacak ki?" karşılığım verdi. Altın Rehber'de yerinizi aldınız mı? "Altın Rehber" kolay ve yararlı kullanımı sağlamak amacıyla düzenlenen yeni ve farklı "Meslekler Rehberi"... sizi herkese ulaştıracak sürekli, etkili, ekonomik tanıtma aracınızdır. Bu rehberle istediğiniz bölgede, istediğiniz kişilere seslenecek... yeni müşteriler kazanacaksınız! "Altın Rehberİstanbul'da JstanburAltın Rehberle! "Altın Rehber" hazırlama çalışmalarına hızla devam ediliyor. İstanbul 'daki iş sahipleri ve firmalar "Altın Rehber" de yerlerıni alıyor, "Altın Rehber"e ilan veriyorlar. İstanbul'un rehberine, çevre illerden de ilan kabul ediliyor. "Altın Rehber" aynca, reklamverenler için, ücretsiz metin yazma ve grafik hizmetlerini sunuyor. ITT görevlileri şu günlerde "Altın Rehber" deki yerinizi almanız için işyerinizi veya firmanızı ziyaret edebilirler. Siz de hiç vakit geçirmeden "Altın Rehber"deki yerinizi alın; etkin ve ekonomik tanıtma aracınızdan yararlanarak, yeni müşteriler kazanın... Istanbul'da artık önce "Altın Rehbefe bakılacak.sonra "Alolenilecek! ITT Bilka Bilgi ve Kaynak Tıcaret A.S Ortaklar Cad. 17 Mecıdiyeköy/ İstanbul Telefon : t7416 6667