23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Yıllardır Balmain'in başyardımcılığım yapan Mortensen, karanlık yüzlü bir kış havası yaratmaktan kaçınmış. tnsanın içine ferahlık veren bir koleksiyon bu. NECLÂ SEYHUN Koleksiyon Balmain Modaevinin en yeni parfümünun adını taşıyor: "IVOIRE" Fildişi. Oysa çok uzun yıllar, BaJmainli yıllar, hatta ondan sonra da hep "Jolie Madame" dı koleksiyonlar. Yıllar geçer, modalar değişir, ama adı değişmezdi hiç. Hep "Jolle Madame". Ne ziyanı var? Varsın adı "Jolie Madame" olmasın. Ama madamlanmız gene de güzel, gene de şık!.. Bu tnoda futınasında, bu bir sürü abur cubur, saçma sapan modelin arasında, bir ağırbğı var Balmain koleksiyonunun. Bir klası var. Gerçek şıklığın çizgilerini taşıyor. Insanın içine bir ferahlık, bir umut veriyor. Bravo Erik Mortensen!.. Mortensen, yabancısı değil Balmain Modaevi'nin. Pierre Balmain'in ölümünden sonra yerine rasgele getirilmiş bir kişi defil. 1951 yılından beri Balmain'in başyardımcısı. Yıllar yıh raoda heyecanını onunla paylaşmış. Ustanın zevkine denk düşmesinden, çizgide aynı şıklığı korumasından daha doğal ne var?.. Evet, insanın içine ferahlık veren bir koleksiyon bu.. Mortensen siyah ve griyi temel almasına karşın canlı renkleri araya katıp, karanlık yüzlü bir kış havası yaratmaktan kaçınmış. Kırmızılaı, yeşiller, altın sarılan, fuşyalar, morlar neşeli bir tablo çiziyor 8889 kışı için. Mat kumaşlara parlaklan kapıyor, flanellerle, kadifelerle, braşelerle, sirelerle, taftalaria, tweedlerle Sahibı: Cumhurıveı Maıbaacılık \e Gazetecılık Turk Anonım Şırkeıı adına Nadir Ntdi # Gcnel Ya\.n Muduru Hasan Cemal Muessese Muduru Eraiar Uşaklıgil. Yazı Işlen Muduru Oka> Goaensin. 9 Haber Merkezı Muduru Yalçın Ba>er, Sa>fa Dıuenı Yoneımenı AIi Acar, 9 Temsılciler ANKARA Do*»n. İZM1R Hikmrl Çrli«k»>>. ADANA Crlal BaşlangK Istanbul Haherlcrı Krhan Ak.Mİdu. Dış Haberler tn>un Bakı. Ekonomı Osman L'laga>, Kullur Cdal «Jster, Spor Danışmanı. Abdulkadir \u«lman. Du«lıme. Refik l)tırba>. Araştırma ^atıin Alpaj, tşSendıkaŞakran KeltHcı, Yun Haberlen Necdel Dofcan. Dızı Yazılar Kerem Çalışkan, Bursa Le>cnl Gençrlli, 0 Koordınaiöt Akmel KımıKsn. % Malı Işler trot trkul, • Reklam. A>$* Torun, Ek Yayınlar Hulyı Akjol 9 jdare Huse\in <>urrr. Işleıme Onder (,elik. Bılgılşlem Nail Inal. Bman ve Yayan Cumhunyel Maıbucıiık vt GazetecılıkT.A Ş TurltOcaJıCad ifc 343J4 Isl PK 246Uıanbul Tel 512 05 05 (20 haı). Tckx 22246 Fax: (1) 526 60 72 # Burotar Aakara: Zıya Gokalp BK Inkılap S No 19/4. Tel 133 II 4147. Tcln: 42344 F u (4) 1338264 • lı«lk :H Zıya Bl\ l 3 5 2 S 2 / 3 . T d l3 12J0.Tde* 52359 Fax (51)13 1230 :lnO»uCa<l 119S No I K a l l . T d H45SO119731.Tdt\ 362155.Faı CHIJ28OS* TAKVİM 10 NİSAN 1988 lmsak: 4.56 GOneş: 6.26 öğle: 13.10 İkindi: 16.50 Akşam: 19.44 Yatsı: 21.08 89 kışına Balmain şıklığı ABD lazerine yer aranıyor Washington'da düzenlenen Yıldız Savaşları Konferansı'nda ABD lazerlerinin, Sovyet füzeleri üzerinde daha etkili olabilmesi için platformlann Türkiye, Çin gibi Sovyetler'e yakın ülkelere yerleştirilmesi önerisi dile getirildi. Türkiye de 'adaylar' arasında ABD'den savunma heyeti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Savunma Bakan Yardımcısı Ronald Lehman, TurkABD Yüksek Düzeyli Ortak Bavunma Grubu Toplantısı'na katümak üzere kalabahk bir heyetle 13 nisan günü Ankara'ya geliyor. ABD'li ve Türk yetkilUer arasında yapılacak görüşmelerde iki ülke arasındaki Savunma ve Ekonomik tşbirliği Anlaşması kapsamına giren askeri konular ele alınacak. Lehman'ın beraberindeki heyette ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Güvenlik Siyaseti Direktörü Charles Duelfer ve Güney Avrupa îşieri Direktirü Townsend Friedman ile 18 görevli yer alacak. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON Moskova zirvesi öncesinde tekrar canlanan Stratejik Savunma Inisiyatifı (SDI) konusunda bir dizi toplantı düzenleniyor. Bu toplantılarda ortaya atılan önerilerden, Sovyet füzelerinin havada imhası için gereken x ışını lazerlerın, aralarında Türkiye de olan SSCB'ye komşu ülkelerde üslendirilmesi fıkrinin, ABD makamlannca dışlanmadığı dikkati çekiyor. SDI jargonunda "boost phase", bir füzenin ateşlendikten hemen sonra ve atmosferde yol almaya başladığı ilk asamayı anlatmak için kullanılıyor. Stratejik Savunma Inisiyatifi araştırmalannda ABD, karşı tarafın füzelerini imha için çeşitli teknolojiler üzerinde duruyor. Bunlardan birisi de, x ışını lazerleri. Bu lazerler, ancak karşı tarafın füzesi "boost phase" durumundayken en iyi sonucu veriyor. Bunun temini için de lazerlerin füzelerin ateşlendiği ülkeye çok yakın konuşlandınlması gerekiyor. Bu olasılık, ilk kez ABD eski Savunma Bakanı Robert McNamara'nın "Blunduring Into Disaster" adlı kitabında açıkça tartışılmıştı. McNamara, "Sovyet füzelerini, ateşlenmelerini takiben başanyla imhanın en iyi yolunu" özetle şöyle formüle ediyordu: "Seyir halinde olan bedefe isabet kaydedilmek isteniyorsa, yapılması gereken, silahlan Sovyel kıyılanna yakın denizaltılardan ya da Sovyel sınırlarına yakın Çin, rürkiye gibi ulkelerden aleşlemek." Bu seçenek, Washington'dakı Yabancı Basın Demeğı'rıde ABD Enformasyon Dairesi'nın (US1A) düzenlediği bir brifingte gündeme geldi. Burada gazetecilerin sorulannı yamttayan Stratejik Savunma tnisiyatifi Dairesi Direktör Yarduncısı Dr. Gonton Smith ve Savunma Bakanlığı Stratejik Savunma Dairesi Direktörü Dr. Kenstansberry, McNamara'dan fazla farklı düşünmediklerinin isaretini verdiler. McNamara'nın yaklasımı hatırlatıldıktan sonra "Türkiye ve Çin'e ne ölçiide gereksinme duyulacağının" sorulması üzerine, Sovyet füzelerini x ışını lazer silahlanyla imha projelerinin henüz sadece duşur e ptanında var olduğunu vurgul dıktan sonra, "Ama bonbnn Oe i üslendirilmesi nosyonunu beniı ısiyonım" dedi. X ışını lazerlerin, henüz "ciddi bir seçenek" haline gelmemiş olması dolayısıyla "cephe alanı" seçenekler içinde incelenmediğini kaydeden Smith, "Şu aşamada tek söylenebilecek, platformlann ileri uslendirilme zonınluluğudur" diye konuştu. Smith, bir gazetecinin platformlann denizde mi, karada mı olmasım öngördüklerini sorması uzerine de "Genellikle ber şeyi kastediyorum. Uz«», yer, deniz" karşılığını verdi. / ıcak, "Platformlann denizde olı asını daba akla yakın buldugonu ' kaydetti. Smith, b r başka soru üzerine de, halen x Işını lazer silah sistemleri üzerinde "düsük düzeyde olsa da" çahşmalar ve deneyler yaptıklannı açıkladı. Programın konuğu olan SDI Direktoru General James Abrahamson, "SDI için üzerinde çahşuklan bazı projelerin, kısa vadede Avrupa ve diger bolgelerin korunmasına yönelik teknolojilerin gelişmesine yol açabilecegini" kaydetti. Kanadefda Türkler üzgün NEW YORK (AA) Kanada'dan sınırdışı edilmelerine karar verilen Türk isçileri, federal hükümet ile Çhıebec eyalet hükümeti arasındaki çekişmenin kurbanı olduklannı söylediler. Hafta sonunda sınırdışı edilecek ilk grupta yer alan tsmail özkan, karara üzüldüğünü ve olaylardan Kanada hükümetinin sorumlu olduğunu söyledi. özkan, "Kanadalı yetkililerin oyuncağı olduk" dedi. Balmaın'den sıyah tatta bir gece elbisesı. Göğsu kırmızı ve altın rengı taşlarta işlı. oynuyor. Koleksiyonun ilgi çekici bir yeniliği "babylama" ve "marabout" paltolan, yurnuşacık, tuylu tuylu... Zavallı maraboutçular. Kendilerini görseler tanıyamazlar, o fuşya, o zümrUt yeşiline boyannuş tüyleri ile... Modanın yenilik uğruna harcamayacağı can yok!.. Ucu saçaklı kocaman şallann, uzun eşarplann çokluğu dikkati Gri kadife ve grimavibordo rengı desenK ıarse kanşımı bir elbıse Model Balmain Balmain'in sıyah pul ve genış eteklı bir gece kıyaletı. Etek kırmızıaltın çizgılı Belde taşlarta ışlı bir obı Esin kaynağı enli Japon kemerleri olan "obi"leri gerçekten şık. örneğin siyah bluzları, çizgili etekleri ile sade ve şık gece kıyafetlerine, abiye elbiselerine; değişik, çarpıcı bir güzdlik katıyor bu raodern "obi'ier. Koyu renk enli kemerler üzerinde binbir renkli iri tajlar ışıldıyor. Sanki Hazreti Süleyman'ın hazineleri... Hayır, "Jolie Madame" değil adı. Ama gerçekten de jolie, gerçekten de şık madamlanmız!.. çekiyor. Kıyafeti taraarnlıyor bu güzel aksesuar; modellere daha baska bir hava, tam "kadınca" bir şıklık katıyor. Çizgili, modacının tutkusu önümüzdeki taş. Ağırbaşlı tayyörlerinden mantolanna, elbiselerinden görkemli tuvaletlerine kadar her yerde çizgi var. Etek boylan kısa ile uzun arasındaki bocalamada kısayı seçrniş görünüyor. Aradaki birkaç uzun kaideyi bozamıyor elbette ki... Balmain'de bir orijinal pantolon takımlar var. Pantolonlar ayak bileğine doğru daralryor. Yan dikişler yukardan asağı düğmeli. "Getr panto)on"mus adlan. Gerçekten de bir zamanlann "getr^erinden esinlendiği apaçık... Mortensen esin kaynakları ararken yalnızca geçmiş yıllara eğilmetniş, Uzakdoğu'nun egzotik güzelliklerini de bir moda süzgecinden, çağdas bir zevkten geçirerek yansıtmak istemiş koleksiyonunda. Avrupalı parlamenterler İSTANBUL (AA) * tsviçre'nin Basel eyalet i Tanıtma, Eğitim ve Yatınm Bakanı Hans Striebel'in de aralarında bulunduğu A vrupalı parlamenterler, belediye başkanları, gazeteciler veeeşlerinden oluşan 72 kişilik grup, tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ı ziyaret etti. Dalan, tstanbul'a turist olarak gelen konuk gruba Haliç'le ilgili bir video filmi izlettirerek, çalışmalarım anlattı. Daha sonra, tsviçre'nin Basel eyaleti Tanıtma, Eğitim ve Yatınm Bakanı Hans Striebel ile Fransa'mn Mulhouse Belediye Başkanı J. Oberburgermeister de kendi çalışmalanyla ilgili kısa bilgiler verdiler. İthal Çöp Paneli Tehlikenin boyutları büyük' Mehaıet Saysel: İthal çöpe karşı ilk tepki ne yazık ki F.AImanya'dan geldi. Lizbon Semineri'nde KuzeyGüney diyaloğu ele alındı Üçüncti Dünya kimlik arıyor Portekiz'in başkenti Lizbon'da düzenlenen 'Karşılıklı Bağımlılık ve Kültürel Gelişme'. konulu seminerde, sanayileşmiş ülkelerin Üçüncü Dünya üzerindeki kültürel hegemonyası eleştirildi. HADİ ULUENGİN LİZBON "Fukara günej" üzerinde ekcnomik tahakküm kurmuş olan "zengin kuzey", altyapısım bu ekonomik hegemonyanın oluşturduğu "kültur emperyalizminden" vazgeçebilir mi? ÜçüncU Dünya'run kendi özgul kültürel farklüığını benimseyebilir ve farkb değerler bütününü onaylayabilir mi? Bunun gerçekleşmesi nasıl bir çerçevede ve hangi dünya konjonktüründe olabilir? Avrupa Konseyi'nin bu yıl başından beri başlattıgı "kazeygüııey diyaloğu" kampanyasının bir devamı olan ve 78 nhan tarihlerinde Portekiz'in başkenti Lizbon'da gerçekleşen "Karşılıklı Bağımlılık ve Kültürel Gelişme" seminerinde bu sorulara cevap arandı. "Zengin kuze>"in Avrupa ülkelerinin sözcüleri, "fakir güney"in de esas olarak Afrika ve Asya'dan gelmiş şahsiyetler tarafından temsil edildiği bu seminerde, söz konusu sorulara kesin cevaplar getirilmedi. Ancak, kuzey temsilcileri, bir ölçüde "knltür emperyalizminin" "özeleştirisini" yaptüar ve diğer bir deyişle, güneye karşı "günah çıkarttılar." Buna karşılık, Üçüncü Dünya sözcüleri, sanayileşmiş ülkelerin yer yüzü çapında geçerli olan kültürel hegemonyasının, son tahlilde ekonomik tahakkumün bir uzantısı olduğunu vurguladılar ve ashnda zengin ve özgul bir kültüre sahip olan "fukara güney"in, ancak ekonomik bağımsızlık sayesinde kültürel özerklik elde edebileceğini kaydettiler. Ancak, bu aşamada bunun fazla "hayald" bir yaklaşım olacağını da kaydeden aynı sözcüler, hiç olmazsa, kuzey ülkelerinin, Üçüncü Dünya'nın kendi kültür ve geleneklerine saygı duymasını talep ettiler. Portekiz Cumhurbaşkanı Mario Soares ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marcellino Oreja'nın himayesi altmda toplanan "Lizbon Seminerinin" en kayda değer konuşmalarından birini, eski Senegal Cumhurbaşkanı vc Nobel Edebiyat ödülü sahibı Lepold Sedar Senghor yaptı. "Negritnd" olarak adlandırılan "zencilik" teorisinin de kuruculanndan olan Senghor, tarihbilimcilerin, eski Mısır medeniyetinin Afrika kökenli olduğu konusunda hemfikir olduklannı kaydederek, Yunan uygarlığının Mısır'dan etkikndiğini, dolayısıyla da, Akdeniz havzasında oluşan ve temel Batı kulturünu oluşturan uygarlık anlayışının Afrika'dan kaynaklandığını belirtti. Lizbon Semineri'nde, "fukara güney"in temsilcileri, Batı'nın "benmerkezd" kültür yaklaşımını eleştirerek, "yeni bir kültürel düzen" talep ederken, seminerdeki kuzey sözcüleri, oldukça ılımlı bir dil kullanarak bir anlamda Üçüncü Dünya'ya karşı "günah pkartülar." Belki bunun en önemli nedenlerini de hem seminerin, sömürgeci ülkeler arasında "en insanal" olan Portekiz'in başkentinde düzenlenmiş olması hem de kolokyurna katılan Batılı temsilcilerin "Üçüncü Dünyaa" eğilimler taşıyanlardan seçilmiş olmaJarı oiuşturdu. Bu arada, bu sözculer tarafından sık sık gündeme getirilen konulardan birini de, Batı tipi demokrasinin evrensel olup olmadığı teşkil etti. Diğer taraftan, "Bah sozciUeri" arasında yer alan UNESCO Başkan Yardımcısı Michel de Bonnecorse, Amerikalı Profesör Daniel Boorstin, Fransa'mn UNESCO nezdindeki daimi temsilcisi Bayan Marie Claude Cabana, yaptıkları konuşmalarda, demokrasi kavrammın empoze edilmediğini kaydetmekle birlikte, Üçüncü Dünya'da ekonomik kalkınma ve temel hak ve özgürlüklerin atbaşı gitmesi için demokrasinin gerekli olduğunu vurguladılar. Aynı konuşmacılar, "zengin kuzey"in şimdiye kadar kendi kültürel değerler bütününiı güneye şu ya da bu sekilde yerleştirmeye çahştığım ve bunun da esas olarak 19. yuzyıl sömürgecilik anlayışının Batı'da hâlâ geçerli olmasından kaynaklandığını belirttiler. Ekrem Eklnei: Endüstriyel çöplerin yakılması uzmanhk gerektiren bir teknoloji ister. Göltaş çöpüne kurııl istendi ISPARTA (Cumhuriyet) Göltaş Çimento Fabrikası tarafından getirtilen sanayi artığı katı yakıtın imhası için Isparta Valiliği, Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğü'nden bir kurul oluşturulmasım istedi. Vali Selami Teker, konuyla ilgili olarak Cumhuriyet muhabirine yaptığı açıklamada, ODTÜ tadil raporunun sonuç bölümünde 1520 santigrat derecede ve laboratuvar koşullarında dahi muhafaza edilmesinin güç olduğu belirtilen 1580 ton sanayi artığı katı yakıtın, yaz başlamadan imha edilmesi gerektiğini söyledi. Seatra SoMersan: Çevre Yasası 'na getirilen 9. madde romantik, nostaljik bir kargaşa getiriyor. tstanbul Haber Servisi tstanbul Kimya Mühendisleri Odası tarafından duzcnlenen "İthal Çöp Paneti" dün Istanbul Tabip Odası'nda yapıldı. Panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Tolga Yarman, Doç. Dr. Olcay Tünay, Doç. Dr. Ekrem Ekinci, Mehmet Saysel, Dr. Semra Somersan, Mehmet Borat ve Kriton Curi katıldı. tstanbul Tabip Odası "Sevinç özgüner Toplanü Salonu"nda düzerüenen panelde ilk konuşmayı Kimya Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi Başkanı Mehmet Saysel yaptı. Saysel, ülkemizde çevre sorunlanna 196O'lı yıllardan itibaren ilk duyarlıhğı gösteren kuruluşların demokratik yapılanmada yer alan meslek odalarımn olduğunu vurgulayarak, "Tehlikenin boyuClan büyüktnr. Çevre Mndürlügü'nden ses gelmeani bekliyoruz. Çevre kiriiligine karşı yurulülecek her türlu diizenlemenin içinde yer alacagımıza soz veriyoruz" ciedi. Göltaş Çimento Fabrikası'nda 27.2.1987'de yaklaşık 40 ton "ithal çöpün" deneme niteliğinde yakıldığıru belirten Saysel, şöyle dedi: "1580 ton atığın yurda sokulabilmiş olması Turkiye'de konu ile ilgili knnıluşlannenazındanKOordinasjonsuzhığunu göstermektedir. Bu olaya karşı ne yazık ki ilk lepküer yine Federal Almanya'da doğmuş. Turkiye'de bu konuda yetkili mercinin kim olduğu sorulmuştnr." 10 AJman Markı'na ithal edilen atıklann Federal Almanya'da yakma maliyetinin 150 mark olduğunu belirten Saysel, aunabilecek bütün önlemlerin zararh maddelerin çıkmasını engelleyemeyeceğini öne sürdü. Panelde daha sonra konuşan Doç. Dr. Ekrem Ekinci, Batı'da endüstriyel ve zararlı atıklann yok edilmesinin, Avrupa'da sağlanması istenen çevre koşullarında oldukça pahalıya mal olduğunu bildirdi. Ekinci, Avrupa ülkelerinin bu sonınuna üstesinden gelmek için hava kirliliğinde olduğu gibi ihracat yolunu seçtiklerini belirterek, "Almanya'dan Tiirkiye'ye kadar gelen çöpler beraberinde bıiyiık riskleri de getirmekte. Endüstriyel hatta evrensel'çöpleri yakarak bertaraf etme nzmanlık gerektiren bir teknolojiyle gerçekleştirilebilir" dedi. Gazeteci Semra Someuan ise Çevre Yasası'na 3 marta yapılan eklerin "çöp ithali"ni yasaklamadığını öne sürdü. Bir süre sonra kıyılanmızı ithal çöp yakmak için f ınnlann ve depoların doldurabileceğini söyleyen Somersan, Çevre Yasası'na getirilen 9. maddenin romantik, nostaljik bir kargaşa olduğunu vurguladı. İSTANBUL SINEMA GÜNLERİ Tathses Paris'te SABETAY VAROL PARİS Türk halk müziği sanatçısı tbrabim Tatlıses, Avrupamn sanat merkezi Paris'te beklenenden büyuk ilgi görüyor. Yalnızca Fransa'nın değil, dünyanın en ciddi gazetesi sayılan Le Monde Gazetesi'nde geçen hafta Tatlıses'le ilgili yayımlanan yazıdan sonra, bu sabah Fransız TV'sinde "Mozaik" adlı programda Urfalı sanatçıya geniş yer verilecek. Paris'in en modern konser salonlanrun başında gelen "Zenith" adlı salonda bugün sahneye çıkacak olan Tathses ve beraberindeki 17 kişilik orkestra, Fransa'da yaşayan Turklerden başka Fransız ve Kuzey Afrikah Arapların da yakın ilgisini üzerine topladı. Le Monde Gazetesi'nde, dış politika yazarı Jean Pierre PeroncelHugoz'un yazdığı yazıdan sonra, Fransız ve başta Araplar olmak üzere "göçmen" kamuoyu Türkiye'den gelen sanatçının, iddia edildiği gibi "Mısırlı kadın şarlucı Ümmü Gülsüm'den sonra Ortadoğu'dan çıkan en önemli muzik fenomeni olup olmadığı"nı merak eden çok sayıda kişinin Zenith'e gelmesi bekleniyor. îlk turu 24 nisanda, ikinci turu 8 mayısta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçim yasakları geçen cuma başladı. Yasak dolmak uzereyken, başkanlık için çekişen Mitterrand, Chirac ve Barre gibi üç aday afişleme kampanyasına hız verdüer. Seçime katılan aday sayısı dokuz ve adaylardan bir kısmı halk tarafından iyi tarunmıyor.. Bu nedenle afişlerle içiçe geçen "tbrahim Tatlıses pos terleri" bir an için başkan adaylanyla karıştırılabiliyor, ancak afişin sadece Türkçe yazılı olması yanılgının hızla düzeltilmesine yetiyor. Bonn gtindemi: Dalyan F. Almanya parlamentosunun 5 ayrı komisyonunda Dalyan'a yapılacak turistik otel projesi tartışılacak. BONN (Cumhuriyet) Dalyan'da yapılacak otel projesi, önümüzdeki hafta Federal Alman Parlamentosu'nun 5 ayn komisyonunda ele alınacak. Federal meclisin Dalyan'a gönderdiği 2 parlamenterden Hür Demokrat Sigrid VolzSteinacker, "çevre korumasımn insansız duşünülemeyeceğini" belirterek, "Otelin yapımı. kaplumbağalann yaşaması için tek şanstır" dedi. Steinacker, Bonn'da düzenlediği basın toplantısında, Ankara, İstanbul ve Dalyan'daki temaslanna ilişkin bilgi aktardı. FDP'li parlamenter, Türk Dışişleri ile Kültür ve Turizm bakanlarının kendisine, "Türkiye'nin Alman kredisi olmadan da projeyi tamamlayacağını Uettiklerini" öne surdu. Otel projesine ortak Federal Ekonomik tşbirliği Bakanlığı temsilcisi Oswald Armbuster, heyette yer alan Yeşil parlamenter Bayan Hansel'in, geziyi kendi amaçlan için "istismar ettiğini" ileri sürerek şöyle devam etti: "Rastlantı eseri veya programlı olarak çevrede bulunan bazı Almanlar, bize gelerek projeden vazgeçmemizi istediler. Çevredeki pansiyonHrda geceleme ücretinin 46 mark ırasında değiştiğini, koya olel ya <ılırsa fıyatlann çok yükseleceğini soylediler. A>nca Dalyan projesinin Türk Yeşil Partisi için bir sembol haline geldiğini, partinin bu proje etrafında loplanacaklarla kurulacağını belirttiler." Bayan Steinacker, Alman basın mensuplartndan birisinin sorusu üzerine, otel projesinin bin kişilik bir istihdam olanağı yaratacağını, bunun aileleri ile birlikte 4 bin 500 kişinin beslenmesi anlamma geleceğine işaret ederek, şöyle dedi: "Eğer bu proje kaplumbagalar nedeniyle engellenirse. kadınlar tarialanna. erkekler de kahveye geri duneriV . Aynca kaplumbagalann da ge ceği pek parlak olmaz. Oysa bu oje ile Türki>e'deki çevre bilinci hızla gelişiyur." Hanım Ayşe cinayeti... BRÜKSEL (Cumhuriyet) Belçika'da hunharca öldurulen 11 yaşındaki Türk kızı Hanım Ayşe Mazubas'ın cenazesi, babası Alı Mazubas'ın refakatınde dün uçakla Türkiye 'ye gonderilirken, olaytn faiHerinin bulunmast için yapılan soruşturma Bruksel savcılığı tarafından sürdürulüyor. Şuphelerin, Ayşe Mazubas'ın kaçırılmastndan sonra fidye almaya giderken yakalanan ve şu anda gözaltmda bulunan Gana asıllı Charles Daniel O.M. üzerinde yoğunlaşmasına rağmen, polis yetkililerine göre, Afrikah multecinin kaçırma ve öldurme olayını suç ortakları olmaksızm tek başına gerçekleştirmesi çok uzak bir ihtimal. Paris'in kuzeyindeki Türk dükkânlarının her birinin vitrininde tbrahim Tatlıses'in afişlerini görmek mümkün.. Işin ilginci, seçim öncesinde afış bolluğundan göz gözu görmez bir manzara arzeden Paris duvarlannda, tipiyle tbrahim Tatlıses afışlerinin gözden kaçmaması.. Soyadı akılda kalmamakla birlikte birçok Parisli bize "İbrahim adlı bir şarkıcınız Zenith'e çıkacak" dedi ve hakkında bilgi istedi. Sağ eğilimli Figaro Gazetesinin verdiği "Rgaroscope" ekinde de Tatlıses'in konseri klasik muzik konserleri arasına alınmış bulunuyor. Bu yazıda Mozart'm "Türk Marşı"na atfen, "Tek Türk müziği besteleyen Mozart olmadı.. tşte orijinali. Lütfen Zenith'e.." seklinde bir ifade kullarulmış. DALYANDA İNCELENK Dalyan'a gelen F Alman parlamento heyetınde Hür Demokrat Milletvekill Bayan Sıgrıd VolzSteınacker yeşil tırnaklan ve kaplumbağa broşlu tışörtü ile dıkkatı çektj Bayan Stetnacker incelemelerı sırasında daha çok Osman Kavala ile ıkılı görüşmeler yapmayı tercıh etti. Turkiye'de araştırma olanağı yok Şifalı ot olarak kullanılan kantaron otunun etkilerini inceleyen lise son smıf öğrencisi Serpil Kuyucu, araştırmacı olmak için yurtdışına gitmek istiyor. TÜBİTAK yarışmasında biyoloji dalında ikincilik kazanan Serpil Kuyucu: Londra'ya kar yağdı LONDRA (Cumhuriyet) Bütün bir kışı ılık ve neredeyse karsız geçiren Londra'ya cumartesi sabahı lapa lapa kar yağmaya başladı. Cuma gecesi tngiltere'nin kuzeyinde hava sıcaklığınm 4 dereceye kadar düştüğü, Grönland üzerinden gelen soğuk hava kütlesinin bütün tngiltere'yi etkisi altma aldığı görüldü. CEM HAMULOĞLU TÜBİTAK'm 198687 Liselerarası Proje Yarışması'nda biyoloji dalında ikincilik kazanan Serpil Kuyucu, İstanbul Ataturk Fen Lisesi son sınıf öğrencisi. Kantaron otunun hekteriler, mantarlar ve tümörler üzerindeki etkisini inceleyen projesiyle ikinciliği kazanan Scrpil, bu tür yarışmaların yabanası değil. 1970 yılında Sinop'ta doğaıı Serpil Kuyucu, ilkokulu Sinop'ta oitirirken ilk yarışmasına da katılmış. llkokullararası bilgi yarışmasında, Sinop birinciliği ile Türkiye on üçunculüğunü kazanan t SERPİl KUYUCU Bıyotoji araş&rmalan dışında edebryat ve müzikle de ılgilenıyor. Serpil, ortaokulu Samsun Anadolu Lisesi'nde okumuş. Burada da TÜBİTAK'ın düzenlediği matematik yarışmasında bölge ikinciliği kazanmış. Halk arasında "şifalı ot" olarak kullanılan kantaron otunun (Hypericum perforatum) bakteriler, mantar ve kanser üzerine olan etkilerini inceleyen Serpil Kuyucu, projesini şoyle özetliyor: "Fareler üzerinde yaplığım deneylerde önce enselerine tumör enjekte ettim. Daha sonra tıimor biiyüklüklerine göre kantaron otu ekstresini enjekte ellim ve dozu giderek arllırdım. Deneyi iki üç kez tekrarlayarak bir istatistik çıkardım. Deney sonııçlannı aldıktan sonra ek olarak ekstrenin farelerin iç organlanna etkileriyle kan yapısına etkilerini de inceiedim. Ekstrenin, damariarda genişleme yaptığını gördüm. Yani aspirinin yaptığı etkinin aynısını yapıyor. Bu jüzden kalp hastahklannda da kullanılabilir." Literatür taramasında bu ot üzerinde yapılmış bir araştırmaya rastlamadıklarını söyleyen Kuyucu "Yurtdışına çıkarak araştırma yapmak isliyorum. Çünkü Turkiye'de araştırma olanağı yok. Nukleer tıp duşunuyorum. İlk adım olarak Hacetlepe Üniversilesi'nin lngilİ7ce tıp bolumüne girmek istiyorum. Bu projemi insan üzerin deki deneylerie, doku kültürü üzerinde de incelemek istivonım. Ankara'da bir universite, laboratuvannı deneyler için bana açmayı leklif etti. Ama ailem, universite sınavlanna hazırlanmamı engelleyebilecegi için izin vermedi. Bu projeyi artık universilede okurken geliştireceğim. Çıinkü fareler üzerinde yüzde 90 oranında başarılı oldu. Tıp fakültesine gireceğim, ama doktor olmak isiemi)orum. Araştıncı olarak çalıştnak istiyon ı m " ılivor. Annı. >c babası devlet memurluğu yapan Serpil Kuyucu, edebiyat ve muziğe de meraklı. Şıir yaz mayı ve roman okumayı çok sevdiğini söyleyen Serpil, lıselerarası şark\ yanşmasına da okulunun şarkıcısı olarak kaiılmış. İstanbuVda elektrik kesintisi tstanbul Haber Servisi tstanbul'un buvük bir bölümünde dün 20.0020.35 saatleri arasında elektrikler kesildi. tlgililer elektriklerin sistem yetmezliğinden kesildiğini belirttiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear