25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET / 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ile kimi zaman devlet kapitalizmine ya da sermaye kesimine teşvik görevine kaydırılan devletçihk uygulamalan ayrı tartışmalardır. Planh ekonomi, belli süreler için ülke ekonomisüün önce genel dengeleri üzerine, sonra ona bağlı yılük dengeleri için belirlenen amaç ve hedefleri ve bunların araçlannı ortaya koyan bu politika seçeneğidir. Artık Türkiye'de bu yoktur. Bunun yerine, planlama adı altında dışsatımı (ihracatı) ve yatınmlan teşvikle ilgili bir kurum ve uygulama vardır. Konuyu böyle alınca sözde VI. plan dönemi baslığı altında önümüzdeki 5 yıl için üzerinde tartışılması gereken en birincil konu sanayileşme ile ilgili politikalarda neler hedefleniyor olduğu, dur. Gerçekte de artık iyice anlaşılmıştır ki; bir ülkede kalkınma, ekonomik gelişme demek, aslında sanayileşmek demektir. Bu paralellik uluslararası rekabetin baskısı altında, bazı çevrelerce saptınlmak istenir. Ama son yarım yüzyıhn tüm ciddi iktisatçıları ve politikacüan bu gerçeği açıkça gOrmüşlcrdir. göstermektedir. ÜUce için en ciddi sorun budur. VI. plan tartışması içinde konuşulacak konu da budur. Türkiye önündeki beş yılda sanayide daha çok yatınm yapmayı hedef alacak mıdır? Alacaksa, kamu ve özel kesim gerekli kaynaklarını, gerçek gelirlere dayalı olarak yarâtabilecek midir? Bu amaçla yaratılacak kaynaklar, yatırılabilir fonlar sekline dönüşecek midir? Ve bir adım ötesi, bu yatınmlar bugünkü enflasyon ve faiz yüzdeleri karşısında yapılabilir olacak mıdır? Bunların olumlu yamtı verümeden ve ortamı sağlanmadan, önündeki 5 ydı Türkiye, sanayileşme yolunda geçiremez. Bunlann olumlu yamtı ise yurtiçi tasarruf gücümüztln arttırılması ve doğru yatırılmasına bağlıdır. Gelişmekte olan ülkelerde hesabı en zor yapılan bilgi, yıllık toplam tasarruf oranlarıdır. Bizde kimine göre 1987'de bu oran %22 düzeyindedir. Bunun açık anlamı, Türkiye 1987'de kazandığı gehrinin %22'sini tasarruf etmiş, yani bu oranda yatınm yapmıştır. Eldeki bilgiler (enflasyon, yatınm mallan dışalımı, bütçe gelirleri, bankalardaki mevduat hesaplan) bu oranda tasarrufu (yatınrru) doğrulamıyor. Doğnı saysak bile, o zaman da bu tasarruf yanhş sektörlere, yani hemen tümüyle belediyelerin verimsiz ve yanlış işlerine ve konuta harcanmış gitmiş demektir. Bu nedenle VI. plan demek, kitap anlamında bir plandan çok, sanayileşmeye yeniden başlama anlayışı ve politikasının gündeme gelip gelmeyeceği demek oimalıdır. özellikle VI. planla ilgilenmek isteyenler, önce bir bilim adamımızın şu sözünü aşabilmelidir: "önce ortaya bir sanayileşme anlayışı, yani küçülme değil büyüme anlayışı çıkmalıdır ki planlama yapılabilsin!' YIKILSIN DARAGAÇLARI 14 MART 1988 W. Plan Başlarken 1970'lerin sonunda sabit sermaye yatırımları içinde imalat sanayii yatırımlarınm payı % 28'lerde olduğu halde, bu oran 1984'te % 23 'e, 1986'da % 18'e düşmüştür. Bu göstergeler, Türkiye ekonomisinin sanayileşmeden hızla uzaklaştığını açıkça göstermektedir. Ülke için en ciddi sorun budur. VI. plan tartışması içinde konuşulacak konu da budur. Türkiye, önündeki beş yılda sanayide daha çok yatırım yapmayı hedef alacak mıdır? Alacaksa, kamu ve özel kesim gerekli kaynaklarını, gerçek gelirlere dayalı olarak yaratabilecek midir? . CUMHURİYET'TE/V OKURLARA... OKAY GÖNENStl Yarın Ne Olacak? S EROL ÇEVİKÇE Eski parlamenter ve bakan 24 Ocak 1980'de planh kalkınma resmen terk edilmişti. Istenmişti ki serbest piyasa, görünmez eliyle ilyatlan ve üreıimi en iyi şekilde düzenlesin ve öylece ekonomi yoluna girsin. Şimdi de 8 yıl sonra 4 Şubat kararlan ile o anlayışın kurucuları ve kuramcılan açıkça "tşler iyi gitmedi, yanhş vaptık" diyerek temel tersliğj gözardı etmek eğilimindeler. Üstelik bu 8 yılda da planlama kunım olarak varhğını, hem de kalabalıklaşarak sürdürmektedir. Daha ötesi VI. planJa ilgili hazırük çalışmalannın başlatıldığı da resmi açıklamalarda yer almaktadır. Oysa ciddi politikacılar ve iktisatçılar için planlama üzerine yazı yazmak ve değerlendirme yapmak önemini ve geçerliliğini çoktan yitirmiştir. Çünkü ttlkenin son dönem ekonomik ve mali yönetiminin öyle ya da böyle, planlama ile hiçbir ügisi kalmanuştır. Üstelik yanhş bir tartışma yoluna girilmiştir: "Planlama" kavramı ile verimsiz ve devlet kapitalizmine kayan bir devletçilik anlayışı özdeşleştirilerek kötülenmiştir. Oysa o tür bir devletçüikle planh kalkınmanın özdeş olduğu anlayışı da tamamen yanhştır. Çünkü gerçek anlamda planlama olmadan da o tür devletçiliği yoğun biçimde uygulayan sağcı iktidarlar da yasanmıştır. Nitekim, Menderes ve Demirel hükümetlerinin ikinci yarı dönemlerinde Türkiye bu uygulamayı yaşamıştır. önümüzdeki dönemde de bu enflasyon sürdükçe özal hükümetlerinin de o tür devletçi uygulamalan artarak sürecektir. Kısacası, planh kalkınma Sanayileşmeden hızla uzaklaşıldı... Türkiye, benzer nedenler yüzünden IV. planla birlikte sanayileşme hedefınden geri kalmaya başlamıştır. Dışsatım öncelikli bir politika, sanki karşıtıymış gibi, sanayileşmeyi geri plana itmiştir. Açıkça belirtilmese de imalat sanayii yatırımlarında görülen düşüş eğilimi bunu belgelemektedir. 1970'lerin sonunda sabit sermaye yatırımlan içinde imalat sanayii yatırımlarının payı Wt 28'lerde olduğu halde, bu oran 1984'te <o 23'e, 1986'da « o f 7 18'e düşmüştür. Bu göstergeler, Türkiye ekonomisinin sanayileşmeden hızla uzaklaştığını açıkça OKEff AKBAL EVET/HAYIR Merak Bu Ya!.. HALUK ÖZKAN İDAM GECESİ OZGUN MÜZİKTE YILIN EN IDDİALI KASETİ ÇIKTI... Meraklı insanlarızl Hepimizde var bu merak!.. Hani Perihan Abla'da bir meraklı bayan var ya ona başka ad vermeli; o meraklı değil dedikoducu! Benim meraklı saydığım kişiler onun gibi değil. Hep soruyorlar birtakım konuları, sorunları. O neden böyle, şu neden öyle? Düşünüp kalıyor, işin içinden çıkamıyoruz. Merak bu ya! Bir okur telefonda sordu: "Saym Evren hiç dinlenmez mi, arada bir dinlenceye çıkmaz mı?" Duyuyoruz, okuyoruz; "Cumhurbaşkanı Kenan Evren Antalya'da, yok Abanfta inceleme yapt" diye... Bilmem Antalya'da Abant'ta ne gibi şeyler incelenir? Bu gibi güzel yerlere insanlar dinlenmeye, kendilerini gündelik dertlerden, sorunlardan soyutlamaya giderler. Oysa Sayın Evren sürekli biçimde "inceleme" yapar görünmektedir. Bu "inceleme" sozü nedense ajans bültenlerinde, gazetelerde sık sık yer alıyor. Sayın Evren'in her gittiği yerde, her gezisinde "inceleme" yaptığı soylenebilir mi? Kendisi bile bunu benimsemez sanırım. Üstelik devlet adamlarının da arada bir dinlenceye çıkmaları gerekir, bu en doğal bir gereksinmedir. Ama nedense Cumhurbaskanlığına yakın çevreler Sayın Evren'e "dinlenmeyi" çok görüyorlar, boyuna onu "incelemeden incelemeye" görideriyortar! Okurlarımın telefonla, mektupla sorduğu sorulann başında bu geliyor Bundan böyle Sayın Evren'in "/nce/eme'ierinin yani sıra "dinlence"ye gittiğini de radyolardan, TV'lerden duymak isteğiyle... • Merak bu ya! Yine birtakım okurlar soruyorlar: "Güneydoğu'da hemen her gün Türkiye uyruklu insanlar öldüruluyor. Bunlara bölücü adı veriliyor. TYIerde kanlı cesetler gösteriliyor. Hemen ardından açıklamalar yapılıyor; öldurulen bölücülerin daha önceki günlerde işledikleri cinayetler, yaptıkları baskınlar birer birer sayılryor Bunlan hemen o gün nasıl anlıyoıiar, nasıl 6ğrenip kamuoyuna bir bir açıklıyorlar?" Doğrusu ya benim de merak ettiğim bir konudur bu. öldürülen bölücü çete militanlannın üstlerinde işledikleri suçları belirten defterler, belgeler mi bulunuyor? Olayın işlendiğı günün akşamı bölge valıliği, öldürülen çete mensuplarının daha önce falan filan yerlerdeki baskınlara, cinayetlere katıldıklarını hangi kanıtlarla hangi yollarla öğreniyor? Hemen her kanlı olayın ardından cesetleri TV'lerde halka gösterilen bölücü çete mensuplarının işledikleri suçlar bir bir nasıl öğrenilip açıklanıyor? • Merak bu ya! Papatya kadınlann lideri Bayan özal, 8 Mart günü İzmir'de bir kadın yürüyüşünün öncülüğünü yaptı O günden bir iki gün önce İstanbul'da vilayet önüne gelen bir başka kadın grubunun toplantısı ise kolluk güçlerince engellendi 8 Mart günü SHP'lı kadınlar Taksim alanına doğru bir yürüyüş yapsalar, kolluk güçleri hemen önler ve elebaşıları kollarından tuttukları gibi karakollara götürmezler miydi? Birkaç ay önce Meclis önünde oturma eylemine gırışen kadınlann nasıl dövüldükleri, içlerinden birinin de bu arada öldürüldüğü hatırlardadır. Yine bazı meraklı okurlar soruyorlar: "Papatyalann sayın lideri, İzmir yürüyüşü için valilikten gereken izni almış mıdır? Böyle bir yürüyüş için bir kadın derneği ya da SHP Kadın Sorunları Komisyonu bir ıstekte bulunsa acaba nasıl sonuç alırdı?" Ben de meraktayım, bilmem Bayan özal o görkemlı yürüyüşü için İzmir Valiliği'nden "gösteri yapma" izni aldı mı? * • Ne meraklı okurlar var! Bir okur da taa Anadolu'nun uzak ' bir yerinden telefonla şunu sordu "Bay Vuralhan'ın Milli Savunma Bakanlığı ile ilgili komisyon toplantısına SHP'lı ve DYP'li üyeler niçin katılmadılar? SHP ve DYP'liler Meclis önünde hesap vermekten kaçınan bir Bakanla karşı karşıya oturup nasıl sorunları görüsebiliyoriar?" Bay Vuralhan'ın bakan olarak bulunduğu bir toplantıya SHP'Iİ ve DYP'li milletvekillerinin Katılmamalarına ben de şaştım. Kişiler de partiler de tutarlı olmalı. Meclis toplantısında Bay Vuralhan'ı "Bakan" olarak kabul etmediklerini, etmeyeceklerini soyleyenler, nasıl oluyor da komisyonlarda bu kişiyle birlikte görev yapabiliyorlar? Merak bu ya! Okurlar işte böyte şeylerı sorup öğrenmek istiyorlar. Tıpkı sizin gibi, benim gibi... PAYDOS Her mesafeden NET ve RAHATgörüntü VARILUX CAM: Her türiü görüş bozukluklarının düzeltimini tek bir camda toplamayı başaran camdır. ORGANİK CAM: Normal cam yüzde taşımak zorunda kaldığımız bir yuktür. Oysa organik cam %50 hafiftir. TİTALRODALENT: Normal camdan %4O daha ince ve hafiftir. Yüksek miyoplar için fevkalade bir estetik görüntü sağlar. BİRDEN FAZLA 6ÖZLÜĞE GALA MUSIC CENTER: üi»aoanı I V Ç 6 Slok 6444 IST Tel 527 69 59 ARNA KASETÇİÜK MUSIK MARKETING *el 02216245 35 «eup Stı Tel Î69 56 46 ŞUBE Di2ı Sok No 36/5 Beşıkta^IST Ozanım Ozan !... Yılın en eüzel türkülerıyle K\SETÇINIZDE GALA MUSIC CEMTH Unkapanı ı M Ç 6 Blok 6444 IST Tel 527 69 59 ŞUBE DtzıSok No 36/5 Beşıkta$İST ARNA K A S E T Ç İ Ü K M U S I K MARKETING: Keıp Sir 38 5000 KOLN Tel 0221 6245 05 asının genel görünümündeki kara lekeler, artık çok daha net biçimde tartışılmaya başlandı. ANAP hükümetinin "basını teslim almak" için ekonomik ve hukuksal tüm silahlarını kullandığı kimsenin gizlisi değil; bu çift yanlı baskının ANAP adına bazı sonuçlar sağladığı da artık yazılmaya başlandı. Yeni bir kâğıt zammı için hükümetin en üst katlarında zamanlama hesaplan yapıldığı kulislerde yaygın biçimde konuşuluyor. Bu tozduman ortamında, Cumhuriyefin tutumu her zamanki gibi çok açıktır: Bağımsızlığımızı zedeleyecek hiçbir girişim içinde bulunmamak; yalnızca gazetecilik yaparak ayakta durmayı güvence altına almak; her koşulda gazetecilik görevimizi yapmak; doğru haber vermek; yorum çeşitliliğinden gerilememek. • Tirajlardaki olumsuz gidiş, şubat ayında da Cumhuriyet dışında sürdü ve toplam kayıp günlük 100 bini asarken, toplam gazete satışı da yeniden 2.5 milyon sınınna geritedi. Şubat 1988'in günlük net satışları şöyle oldu: 250 liralık gazete Cumhuriyet 119.573 +8.637 200 liralık gazeteler Hürriyet 677.944 781 Sabah 510.446 2.713 Günaydın 273.218 13.835 Türkiye 218.595 42.556 Milliyet 218.584 +2.006 Güneş 162.703 20.616 Tercüman 128.211 9.795 YsniAsır 62.845 +1.657 175 liralık gazete Butvar 54.204 +348 150 liralık gazete Tan 148.975 1.764 • Genel Yayın Müdürümüz Hasan Cemal şu sıralarda, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ile Birleşmiş Milletler'in ortaklaşa düzenledikleri bir sempozyum için New York'ta bulunuyor. "KuzeyGüney Diyaloğunda Kitle Haberleşme Araçlarının Rolü" anabaşlığı altında yapılan toplantıya 14 ülkeden birer gazeteci ile BM'de görevli temsilciler katılıyor. Hasan Cemal, bugün okuyacağı tebliğinde dünyanın her yerinde gazeteciliğin gelişmesinin, özgürlüklerin gelişmesiyle atbaşı gittiğini, özgürlüklerin gelişmesinin Kuzey Güney köprüsü için en temel koşul olduğunu; Üçüncü Dünya Ülkeleri'nde de gazetecilik için teknolojik koşullartn gelişmiş olmasına karşın ekonomik ve siyasal koşullarda hızlı gelişme sağlanamamasının gazeteciliğin hakkıyla yapılmasını engellediğini vurgulayacak. "Birden fazla gözlüğe paydos" sloganı ile gözlükçülük dalında en son yenilikleri size sunan FAHRİ KUZ; VENI YERINDE Hizmetinize, devam etmektedir. AKSARAY MEYDANI VAKIFLAR BANKASI YANİ Konu: Kitle Kırımları Zincirinin 16 Mart Halkası ve Demokrasi Yöneten: Prof. Dr. AYDIN AYBAY Katılanlar: ŞÜKRAN KETENCt, PANEL Av. TURGUT KAZAN, MUSTAFA AKTOLGALI, Av. NURTEN ÇELİK Yer: Dünya Sineması Tarih: 16 Mart 1988 Saat: 18.30 NOT: GİRİŞ SERBESTTlR (Soldan sağa) Sirmen. EKheverria, Bn Eteheverria, Cerrahoğlu, Lugo. 586 52 89 Tutsaklık Koşullannda Devrimci Mücadele Gerçeği Gün Gfln Diyarbakır Direnişi / Grevci Ailelerle Söyleşi Egemen Sınıflar ve YÖK Düzeninde Üniversiteler Yeni Reformistlerin Demagojileri ve Bazı Gerçekler Filistin Halkının Gerçek Dostlan Kimlerdir / "Zafere Kadar Devrim" 1871 Paris Komünü ÖZEL SAYI: 12 EYLÜL YARGILAMALARI TÜM SONUÇLARIYLA KALDIRILMALIDIR BÜTÜN BAYİLERDE Bl LSAK İSTANBUL İÇİ KÜLTÜR GEZİLERİ BIUM/SANAT/KULTUR HIZMETIERI KURUMU SERVERTANİLLİ ANAYASA HUKUKUNA GİRİŞ tsteme Adresi SAY DAĞITIM LTD. ŞTf. Ankanı cad No: 51 Sirkeci/lstanbul Tel: 512 21 58 512 50 80 devlet ve demokrasi YENİ ÇIKTI BEŞİNCİ BASK3 Büyükboy 674 Sayfa 6OOO. TL 1 1 1 İlk defa BILSAK tarafından başlatılan ve ülkemizin önde gelen tarihpi, sosyolog, arkeolog, mimar ve sanat tarihçisi gibi konusunun uzmanı kişiler tarafından yönlendirilen BILSAK KÜLTÜR GEZİLERİ başarı ile sürüyor. 19 Mart Cumartesi: HALİÇMurat BELGE 26 Mart Cumartesi: İSTANBUL'UN SUR VE KAPILARIMurat BELGE 2 Nisan Cumartesi: İSTANBUL'DA MİMAR SİNANCengiz BEKTAŞ Otobüs, öğle yemeği, ikram ve KDV dahil 19.000 TL Daha geniş bilgi ve katılım için: BİLSAK, Sıraselviler Caddesi. Soğancı Sokak 7 Cihangir Telefonlar: 14328791432899 Tur operasyonu: GALA Turizm Geçen hafta İstanbul'da bizler için övunç verici bir toplantı yapıldı. Toplantının yeri ispanyol Konsolosluğu'ydu. Nedeni de yıllardır Madrid muhabirliğimizi yaptıktan sonra görevine şu anda Roma'da devam eden Nilgün Cerrahoğlu arkadaşımızın İspanya yazılarından oluşan "Bir Kanlı Gül" kitabının yayımlanmış olmasıydı. Ispanya'nın, İstanbul Başkonsolosu Juan Lugo'nun ev sahipliği yaptığı toplantıya Büyükeiçi Ramon VillaNueva Eteheverria da katıldı ve anlamlı bir konuşma yaptı. Yazarımız Ali Sirmen konuşmasında Türk insanı ve aydınının "İspanya belleği"n/ anlattı. Arkadaşımız Nilgün Cerrahoğlu da konuşmasında 1980'de geldiği ispanya'yı çok canlı ve yoğun yaşadığını söyledi. Biz ve okurlanmız da Nilgün'ün yazı ve röportajlarıyla bu ülkeyi ve demokrasiye geçiş sürecini çok canlı ve yoğun izleyebildik. BU GENÇ YARDIM BEKLİYOR! DUYURU Bestekâr Semahat Özdenses önderliğinde Türk Musikisi derslerine başlanmıştır. Ders almak isteyenlerin cumartesi günleri saat 15.00'te demek merkezine başvurmaları rica olunur. ÜSKÜDAR İMAR KÜLTÜR DERNEĞİ 24 yaşındayım, 2 böbrejim de çalışmıyor. Bir yıldır SAMSUN SSK Hastanesi'nde diyalize bağh yaşıyorum. Normal yaşama dönebilmem, sizler gibi mutlu ve gülen biri olabilmem, yine sizlenn yapacağı yardıma bağlı. İŞ BANKASI FATSA ŞUBESt 026872 Nolu hesapta başlattıgını yardım kampanyasına yardımlarınızı bekliyorum. tlgilenenlere minnettar kalacagım. SEBAHAT SARIHAN/BEYCELİ KÖYÜ FATSA MHJJ KURULUŞUMUZ PETROLOTM'NDEN MITIJTTMTZF Kan bağışı asil bir görevdir. Bağışlanan bin ünite kan, ihtiyaç anında, belki de yüzlerce insanın hayatını kurtarır. Petrol Ofisi olarak yurt çapında başlattığımız ve yurdumuzu bir ağ gibi saran 5153 bavimizin yardımlarıyla başarıya ulaşacağına inandığımız bu Icampanya ile sizleri de kan bağışına çağırıyoruz. PETROL OFİSİ BEN KAN VERIYORUM PEKI YA SIZ...?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear