23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 ŞUBAT 1988 HABERLERtN DEVAMI CUMHURİYET/13 tnönü: Basm her iktidarı denetler (Baftarafı 1. Sayfada) lann çozurounu subvansıyonda aramamak gerektığını söyledı SHP Genel Başkanı Erdal tnonu, demokrasının dengeler rejımı olduğunu belırterek, "Bugunku iktidar ber ne pahasma olursa olsun iktidarda kalmak tutkusunda gorunuyor. Basınla ilgili aksaklık ve vanlışlıklan duzeHmenin zamanı gdmistir" dedı. YP Genel Başkan V ardıması Meb.e( Dulger de yaptığı konuşmada, "Bugunku iktidann en onemii sorunu daha az enfonne bir ioplumla hukumeti surdnrnıe arzusudur" dedı Başbakan Turgut Ozal, basının hur demokratık rejimın vazgeçılmez bır aracı olduğunu söyledı. Buyuk bir ekrandan salondakı izleyıcılere seslenen Özal, basının hür olraadığı bır demokrasinın düşunülemeyeceğını belırterek şunları söyledı: "Basın hurriyetini, basının ihtiyaç ve sorunlannı, sadece gazelecilerin mesdesi oiarak goremeyiz. Bu husus demokrasiye sağlıklı şekilde işlerlik kazandınlması için herkesin u/erinde buyuk bir titizlikle durması gereken temel bir konudur. Bulun hurriyetler gibi basuı hurrijetinin de kisi hak ve ozguriuklenvle snıriı olduğunu hatıriatmak isterim. MiUetirnizin yuzyıb aşan demokrasi mucadelesinde basııumız cktdi gayretler gosterrotstir. Buyuk fedakariıklara katlanmışür. Özellikle 1980 yüından bu yana demokrasinın geüşmesi için saraimı çabalar gostermiştir. Bizler demokrasi hedefınde bir ve beraberiz. Bu yotda bırükte yuruvecegiz. Bu hedefe ilerierken elbette basınımızın eleştirileri olacakür. Elbelte basınımızın bu eieştirilerine yoneticiler kulak verecektir. Elbette biz de elestirecegiz. Önerali olan birbirimizi dinleyebilmek \e anlayabilmektir. Öncmli olan doğrulan ve gerçekleri ortaya çıkarabilmektir." Dunyanın teknolojık bir değişım içınde olduğunu anlatan ve ılen ulkeler sevıyesine gelebılmek ıçın basının da bu teknolojüerden faydalanması gerektığını belırten özal konuşmasını şöyle surdurdu cmk okur yazar oramnın yüzde 87 o\dugu 55 milyonluk bir ulkede sadece 3 milyondan ibarel bir toplam tirajın başka sebepleri olması gerekir. Televızyon yayınlannda gelışmelerin tiraj duşuşune neden oldugu aynca goslerikbüir" dedı. Halkın duvgu ve meraklannı tahnk eden yayınlann, "kolay tiraj arüşı" olduğunu belırten Ozal konuşmasına şöyle devam ettı lırten Demirkenl, "Valan haberin variıgını bile duşunmek istemeyi/. Ancak uygulanmak istenen metolla balkın haber alma ozguriugunun kokünden kaldınlacagını gonıvoruz. t'stdik her yasanın toplumda onanlması guç yaralar açtıgına da tanık oluyonız. Bunun en belirgin örneği ortadaki muzır yasadır" dedı. Parlamenterlere ve basın kuruluşlarına seslenen Demırkent, haber alma özgurlüğünü onadan kaldırmadan kalıcı bir ıletışım dunyası kurulmasını önerdı Demirkent,dahasonraşo>le konuştu: "Liilfen bindiginiz dalı kesmeje kalluşmayınu. Bizim sizlere, sizlerin de bizlere ihliyacı oMugunu goz ardı etmeyiniz. Geliniz ortak çozumler bulalım. Demokrasi ugruna elele \ermek zonındayız. Aksi haide karanlık bir dunvada hep birtikte yok olunız." Toplantıya katılan SHP Genel Başkanı Erdal Inönu, özgur ve hur basının demokrasinin temel gereklerinden olduğunu söyledı. Radyo ve televizyonun hükumetin sansuru ve gudurnu altında olduğunu belırten Inönü sunları söyledı: "Demokrasi bir dengeler rejimidir. Bu dengelerin kunılmasında basın onemlı bir işlevi yerine gelirır. Onun için basın ber iktidann onune eleştirici olarak çıkar, denetleyki rolıınde çıkar. Buna kızmaya htç gerek yoktur. Hele bunu degistirmeye çausınak basının gorevmi yapmamasını istemek demektir. Bu da demokrasinin saghklı olarak yaşamasna karsı çıkmak demektir. Basının karşılaştığı guçluklerden bir kısmı anavasadan gelmektedir. Anatasanın ilgili maddesi basuı hurdur diyor, ama altmdaki devam kısmı olan beş sayfada sınıriamalar yer alıyor. Ara dönemdeki yasalardan gelen guçlukler de vardır. Ceza yasalannda fikirle ejlemi birbirinden ivice ayırmamış olan bukomlerin gen'rdiği sınıriamalar var. Bugunku iktidann her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalma tutkusu var." Toplantıya konuk olarak katılan Devlet Bakanı ve Hukumet Sozcu5ü Mehmet Yazar, ulkenın zaman zaman rejim açısmdan kısıntılara uğradığım, ancak demokratık rejıme dönulmesı için inançla çahsıldığını söyledi. Temel konularda bir "milli mutabakat" bulunduğunu belirten Yazar şöyle konuştu "Anayasa konusu gundeme geldi. Bu anayasanın oluşumu ve var oluşu butun toplumumuzun beraber yarattıgı bir eserdir. Bunu bir >ere, bu gunku iktidara yuklemeydim. Valan Haber \asasi. Olabflir, onceden hazırianmıs. Tasan taslagı ortada, tasan yok. tki sebepten tartışıyoruz. Ortada belirienmemiş veya anlaşılrnannş veya soylentı halinde olan konulan tarbşıyonız. Ve zaman kaybediyonız. Sayın lnonu, 'Demokrasi dengeler rejimidir' demisti. Katılıyoram. Bir denge daha çıkıyor ortaya. vatandasın hak >e hukuku ile basın hunriyetini dengede tutmak... Hukumet bu temel mutabakattan yola çıkarak ortaya bir tasan getirmektedir. Tabii bu tasanyı getirirken hukumet tsabet kaydetmis oJabilir oJmayabilir. TarOşınz. lyi yolun tartışılarak hulunması lemeldir." DPY Genel Başkan Yardıması Mehmet Dülger de konuşmasında Türk toplumunda son 8 yıldır haber açığı bulunduğunu söyledı Yüz yüze görüşelîm (Baftarafı I. Sayfada) secimleriiidea oace vurgnladıgım gibi yalnızca Kıbnslı Rum seçmenlerce seçılmiş bulunan Vorgo \ asiliu sadece Kıbns sonınuyia Ogili eşit iki laraflan binsi olan Kıbns Rum halkının lideridir. Kendisini bu sıfatla ve oze yonelik herhangi bir konuyu ele almak için degil, tamşmak ve sosyal amaçlı, gayri resmi bir sohbelte bulunmak maksadıyla benimle Ornegin Ledra Patas'ta huıuşmaya davet ediyorum. Ancak böyle bir gornşmenin siyasi açıdan esil iki halVjn lideri teya siyasi açıdan eşit iki politik birimin Comhurbaskanı arasında yapuacagını acıklıkla bcUrtmek isterim. Siyasi eşitiik prensibi, Kıbns sonıauna çözam bulmayı amaclayan butüa çabalann her zaman temelini teşkil etmiştir. Önerdiğim göruşmenin iki tarafın Kıbns sonınu konusundaki tutumlanna halel getirmeyecegiai de onemle ifade etmek isterim." Denktas, dun sabahki basın toplantısında "Cuıııhuriyel"ın Kıbns temsilcısının, "Vasiliu'nun, "kendisiyie ancak Kıbns Cumhurbaşkanı sıfatıyla gornşebileceğini soylediğini, bu gorusanu Atina temsilcimiz Stelyo Berberakis'e de tekrariadıgıru" anımsatması üzenne şu yanıtı verdı: "Ben burada Cumhurbaşkanı olarak olnruyonım ve beni gorursen Cumhurbaşkanı olduğumu kabnl edersin gibi bir tutum, 'beni gorme' demektir. Bizim davetimiz eşit şartlarda bulusmak, el sıkışmak, tamşmak ve bir sosyal hayaü başlatmak. bundan sonraki temaslanmıza yon verecek bir tanışma lemin etmektır. Eşit şartlarda diyoruz. Bize verecegi cevabı goreiim. Gazetecilerc şunu ve bunu soyleyebilir. Bize cevabını verise, resmi bir şekilde biz de onu degeriendiririz. Kıbns mesdesinde iki tarafın lideri, daima iki tarafın lideri olarak goruşmuştur. Makarios ile temaslanmız böyledir. Kipriyanu ile boyledir. Ondan sonraki butun gorusmeler, butiın temaslar boyle olmuştur. Hiçbır taraf, difer tarafa kendi unvamnı empoze etmemistir ve edemez. Kıbns'ta iki halk vardır. Fcderasyonda da iki halk olacaktır. KıbnsUt bugon iki idare mevcuttur. tki kesimli bir federal sistemde de iki idare olacaktır. Bugun Kıbns'ta iki halk birbirinden aynJmçtır. Federal bir çatıda bu iki halk biç olmazsa idarenin belirii yonlerinde birieşmiş ve bu büieşmeyı devam ettirmeye çalışacaUardır. Korkacak bir şeyiniz yoktur. Ama Kıbns'ın tumunu Yunan yapacaksuuz Rum yapacaksınız; Rum Kıbns'ta Turklere hak, bazı haklar vermeye hazırsınız gomşunde devam ederseniz Kipriyanu gibi yol tıkanmış olur. lyi niyetle gonışmeieri, teşvik edkri bir tutum icerismde olmak ve onu da bu tutuma davet etmek için istedik." Vasılıu Kıbnslı Turklerın Kıbns Cumhunyetmm vatandaşlan olduğu nu, kendısının de Kıbns'ın yenı cumhurbaşkanı seçıldığını söyledı Turk ve Rum toplumunun yenıden kaynaşmasının her ıkı tarafın ekonomık durumunu daha da duzelteceğınden soz eden Vasılıu, Kıbrıs sorununun çozumu ıçın adadaki Turk bırlıklennın çekılmesi şartını yineledı Vasılıu'nun Denktaş'ın davetınden once yaptığı bu konuşmada Turk bırlıklerinın çekılmesi şartını one surmesı KKTC Başkanı tarafından "soguk duş" olarak nıtelendı Gune> Kıbrıs'takı seçım sonuçları Ankara'dakı dıplomatık çevrelerce Rum kesımının Kıbns konusundaki yaklaşımında fazla bır şeyın değışmeyeceğı şeklinde yorumiandı, ANKA muhabınnın goruşlenne başvurduğu dıplomatık gozlemcıler Vasılıu'nun seçılmesıyle Kıbrıs Rum kesımınde solun söz sahıbı olduğunun bır kez daha anlaşıldığının ortaya gktığını belirttıler ABD Başkanı Ronald Reagan, Kıbrıs Rum kesiminde dün yapılan başkanlık seçimıni kazanan Yorgo Vasiliu'ya bir kutlama mesajı gönderdı. UĞUR MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) GOZLEM Planı Kirierin Sınıflandırılması, Cilt 3"ün 71. sayfasında Teletaş'ın "işletme ve hizmet kalitesi" için verılen değerlendirme notu "orta"dır. Aynı raporda şirketin ekonomik olarak başarılı bulunduğu da kaydedılmektedir. "Teletaş" ortakları kimlerdır? Şirketin en büyük kurucu yerii ortağı, P7Tdir. PTTnin yüzde 40 oranındaki ortaklık payı, 1987 yılı mart ayında "Toplu Konut ve Kamu İdaresi Başkanlığı"na devredilmiştir. Ötekı yerlı kurucu ortaklar, "Ray Sigorta", "PTT Yardımlaşma Sandığı" Sezaı TürkeşFeyzi Akkaya'nın "STFA, Enerji Telekomünikasyon Sanayi ve Ticaret AŞ" ve "Vakrflar Bankası"d\r. Bu küçük yerli ortakların şirketteki toplam payları yüzde 21'dır "Teletaş"m yabancı ortağı "Bell Telephone Manufacturing" adlı Belçıkalı şırkettır. ITT (Uluslararası Tefefon ve Telgraf Şırketı) Amerıka'da büyük bir ıhaleyı kaybettıkten sonra şirket payları iki buçuk milyar dolara satılmış, daha sonra, Teletaş'daki ITT payları Bell adlı telefon şırketine geçmıştır. PTT'nin "Teletaş" şırketmden başka bir de "Netaş" adlı şirketle ortaklığı bulunmaktadır. "Netaş"\n yüzde 49 payı PTT, yüzde 31 payı Kanada şirketı "Northem 7e/ecom" yüzde 15'ı de Denız Kuvveklen Vakfı'nındır. DPT tarafından "The Morgan Bank"a hazırlatılan raporda, PTTNetaş ve "Teletaş" ıle ilgili şu değerlendirmeyeralmaktadır Teletaş, PTT hizmetlerinin kısmen veya tamamen özel yatınmcılann satışı için çekicı bir adaydır. Sermaye piyasastnda tedrıci hisse satışlan içınde özellikle cazıp aday olacağı görülmektedır. Turkiye'dekı habeneşme piyasastnda monopsoni durum sebebiyle, PTTbaşlıca alıcı, Teletaş ve Netaş başlıca sat/cı olmaktadır PTT eğer bu şirketlere a/f hisselerden satış sonrası bir mıktarını elinde tutmak isterse, her iki şirketteki hisselenni eşit seviyede bulundurmasını tavsiye ederiz. Yabancı telekomünikasyon şirketierınin Batı'daki pazarlan kapanmıştır. Gerek Amerıka'da gerek Avrupa'da artık herkesin bır telefonu ve şirketlenn de neredeyse bırer teleks ve faksı da bulunmaktadır Bu telekomünikasyon şirketlen, gözlennı, şımdı Turkiye'ye dikmişlerdir. Haberleşme alanındaki baş döndürucu gelışmeler, telekomünikasyon konusunda Türkıye pazannın önemini daha da arttırmıştır. Boyle bır dünyada ve boyle bir aşamada, telekomünikasyon alanında bır devlet kuruluşu olan PTTnin devreden çıkarılması ılgınç değil midir? Teletaş'daki PTT payları, önümüzdeki pazartesi gunü satışa çıkarılacaktır. Boylece, "Teletaş" yönetiruindeki kamu payları yok olacak; yönetim, bu konudaki uzman kuruluş olan Bell adlı yabancı şirketin güdümüne gırecektir. Türkıye, çokuluslu telekomünikasyon şırketlerinın yeni bır kazanç ve paylaşım alanıdır. PTT'nin önce Teletaş'daki paylan, daha sonra da 'Netatf takı payları, bu yollarla satılacak ve bır ulusal kuruluş olan PTT'nin yerinı "Northem Elektnk" ve "Bell Telephone" adlı yabancı şırketler aiacaktır Daha sonra da sıra "Aselsan"a gelecektir. "Aselsan" İran'a elektronık aygıt satmaktadır "Teletaş" da yurtdışına telefon santralları yapmak için gereklı bağiantıları kurmuştur. Bır ulusal kuruluş olan P7Tnin katılımı ıle gerçekleştirilen "Netaş"ve 'Te/e(aş"ortaklıklarındaki kamu payı, asıl adı "özallaşma" olması gereken bu tür "özelleştirme" voluyla yok edilmektedir Cengız IsrafıHn hazırladığı bu "özelleşme planı" üç sonuç doğuracaktır. Bırinci sonuç, telekomünikasyon alanında çokuluslu şırketlerin Turkiye'dekı egemenliklerinin artmasıdır İkınci sonuç, telekomünikasyon alandaki ulusal denetimin yok olmasıdır Üçüncü sonuç da şirket çalışanlarının şirkete ortak olmalan yoluyla, sendikacılığın "tasfiye" edjlmesıdir. Çokuluslu şırketler ıçın az başarı mıdır bunlar? Kalite "İstikrariı artış. haberde.yorumda guvenüiriik kaliteden geçebilir. Samimi olarak sojlevejim ki polilikacılar için de durum bovledir. Hukumelimj7in basm hurrijetini zedeleyecek bir niyeti olamaz. Baştan belirttigim gibi, biz daima halkınıızın haber almak ve ogrenmek harriyetine ssjgılı olmuşuzdur." Ozal, basın ıle ılgilı yasa değışıkliği çalışmalarını anlatırken, zarar gören vatandasın hukukunu, şeref ve itibannı korumanm aslı görevleri olduğunu ve vatandasın bu görev in yerine getırılmesını ıstedığını söyledı. Yasa değışıklığınin özunun, basın özgurluğünu zedelemeden saygınlığını ve güvenirlilığiru korumak olduğunu belirten özal, konuşmasını şöyle tamamladı: "Diısuk oranda da olsa vatandasın şabsiyetini, namusunu ve haysiyetini zedeleyen >e valandaşın kendisini savunmakta acİ2 kılan olaylara rastlanmaktadır. Bu husus ciddi basııumızı da uzmektedir. Aynca kamu vicdanını rencide etmektedir. Biz bu meseleye yakiaşırken yasalanmızda haJen mevcut olan fakat işletikmeyen veya gunun şartlanna uymayan mevzuatı yenilemek dusuncesindeyiz. Şn anda sagiıklı işlemeyen tekzip muessesesi var. Demokratik anlayışın geregi olarak biz bunu vatandasın cevap verme hakkı olarak gonıyonız. Buna işlerlik kazandırmaja çalışıyonız." Genel Kurul'un açış konuşmasını yapan Gazeteciler Cernıyetı Başkanı Nezih Demirkenl, basının içinde bulunduğu sorunlar ve yasa tasanlan ıle ılgilı görüşlenm anlattı. 1982 Anavasasf ndakı "basın hurdur. saasur edilemez" hukmünu anımsatan Demırkent, sunları söyledi "Gördugumuz ve bilebildıgirniz kadanyla basına hcmen her gun yeni kısıtlamalar getirilmek islenmektedir. Muzır >asa, yalan haber, ceza kanunu duzenlerneİeri ve son gunlerde gundemde olan medeni kanundaki yeni hukumler bir anlamda ozgurlugun onlenmesine yonetik ugraşlardır. Sanınz ıstenilen ozgur bir basın degil, kontrollu basındır. İzulerek soylemek zonındayım ki, bir tarihleride basına sal ortulmesini isteyen duşunce yeniden bortlamıs gorunmektedir." Porno yayımn savunucusu olroadıklarını, cevap ve duzelıme hakkından yana olduklarını ve kişı hak ve özgurlukleruıe saygıh olduklarını be Milyarder (Bastarafı I. Sayfada) Partısi tarafından desteklendi. Seçimlere bağımsız aday olarak katılan Vasih'u başanlı bir işadamı olmasının yanı sıra bir dönem Kıbrıs Ticaret ve Sanayı Odalan'nın temsilcıliğini de üstlendi. Londra, Budapeşte ve CenevTe ünıversıtelennde öğrenim gören Vasılıu, "Granfield School of Management" fakültesınde profesör olarak görev yaptı. Vasiliu, öğretim üyeliği görevinin yanı sıra Kıbns Bankası'nın yönetim kurulu üyeliğinı de sürdürdü. Vasiliu, anadili Rumca'dan başka tngilizce, Fransızca, Rusca ve Macarca biliyor. Vasiliu, başkan secilmeden önce Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, seçimlen kazandığı takdirde Kıbns konusunda dınamik bir polıtika uleyeceğıni söylemiştı. Vasiliu'nun Kıbns konusundaki önerisi, Türk birliklerinin adadarı aynlmasıyla, Rum Muhafız Gücü'nün dağıtılmasını ve Birieşmiş Milletler Gücü'nün büyütülmesmi öngörüyor. Vasiliu, aynca Sovyetier Bırliği'nin önerisini de destekliyor. Boğazda heyecan: (ienılik (Baştarafı 1. Sayfada) ve ışcıler Ahmet San, Hamdi Aytepe, Dursun Ali Kemerbaş, Murat Şabin, Ongiz Gunaydın, AbdulUh Kocabaş ve Mehmet Karademir, güçlükle kendılennı dışanya atabildıler Gemlık adlı yolcu gemısındekı yangının aniden büyudüğünu gören isünye Tersanesı yetkılılen, tersanedeki bütün yangın söndürme cihazlarını harekete gecırdiler Ancak bu da yeterlı olmayınca Denız ttfaıyesı ve lstanbul Itfaıye Mudurlüğü'ne haber verüerek yardımcı olmalan istendı. Bu arada, "Gemlik"te çıkan yangının tersanedeki dığer gemilere de sıçramasım önlemek için römorkörlerle gemı bırkaç mil açığa çekıldı. Bır süre sonra oley yerine gelen SöndOren 2 gemisı ve lstanbul hfaiyesi'ne bağlı ekipler, yoğun bır çalışmaya girıştıler. Yangın uzunsürcn çalışmadan sonra gece kontrol altına alındı ve sabaha karşı tamarnen söndürüldü. Bu arada Gemlik'in durum u nedeniyle boğazdan geçecek gemiler de uyarıldı. Tersane ve itfaiye yetkıhleri, gemınin deposunda yaklaşık 40 ton kadar mazot bulunduğunu, bu yuzden yangını kontrol altına almanın guçİeştiğinı söylediler "G«niik"te nöbeîçı kaptan olarak görev yapan Halit Aydın ve dığer işçıler, olayı şöyle arüattüar "Biz, mudabale edemedik. Yalnız yangın kapılannı kapattık. Gemiden aynlmak zorunda kaldık. Çunku alevler birdenbire buyumustu. Canımızı zor kurtardık. Gemideki yangın. tersanedeki diger gemilere sıçramasm diye açığa alındı. Sonduren 2 ve itfaiye ekipleri çok çalıştılar, ama yine gemi kuHanılamaz hak geldi. Eylul 1987'den bu yana gemi tamirdeydi. Yaklaşık bir ay sonra artık sefere başlayacaktı." Türkıye Denizcüık İşletmelen yetkilileri ise Gemlik yolcu gemısinın 1952 yılmda yaptırıldığını, tstanbul Avşa Karabıga haıtında cauştığını ve son onanmla birlikte yaklaşık 10 milyar liraya mal olduğunu kaydettıler. Tirajlar neden düşiik? "Ekonomimizi dışa açtık, Avnıpa Toplulugu'na tam ujelik için başvurduk. Avnıpa normlanna u>um jakımiDdan ciddi çausmalar yapmak gerekiyor. Yakın bir gelecekte gazetelerimizin bunyelerinde Avrupa Topluluğu ile ilgili bir birim kurulmasına ihtoaç duyulacaktır. Basınımız yetışmiş insan gucune mubtaçür. Hukumetimizin basına bu konuda sagladıgı destek genişletilerek o>>am edecektir." Konuşmasının son bölumılnde basının sorunlarına değınmek ıstediğını söyleyen Başbakan özal, başta gelen konunun tiraj olduğunu belırttı Bu konuya yalnızca ekonomık olarak yaklaşmarun yeterlı clmayacağını vurgulayan özal, "Elbette gazete fiyatlanmn bir tesiri vardır. An PAMUKBANK MENKUL KIYMETLER MERKEZİ TELETAŞ hisse senetlerini iyi banka'dan alın... T.C Başbakanlık Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkantığrnca PAMUKBANKa hem undervvriter, hem"satışa yetkili banka" olarak görev verilmiştir... Teletaş hisse senetlerini bütün Pamukbank şubeleri aracılığı ile ayırtabilirsiniz. MEMÖ GAZETECİLİĞİ "Memo gazetecılığı" nedır' Memo gazetecılığı, son bağımsız Müslüman Türk devletınde ekonomılerın mılıtarızasyonu dönemınde ortaya çıkan, alaturka kapitalızmi savunan alafranga sağcılık demektir. "Memo gazetecılığı" hem işadamı hem de gazeteci olmak anlamına da gelır. Bu tür gazetecılıkte hıçbir araştırma ve incelemeye yer verilmez Memo gazetecılığınde yazarlık "hatır senedi" gibi kullanıhr. Gazeteler ise bu gazetecilerin ellerinde bırer "menkul değer"dir. Bir "memo gazetecisi" nasıl yetişir? Önce solcu gazetede devrimcılık yapacaksın. Devrımciliğın o kadar ılen gıdecek ki unlü solcular ıle birlikte "V7efnam Halkı ıle Dayanışma Derneği" de kuracaksın, sonra, televızyonculuğa merak salıp, ekranda boy göstereceksin. Devır değışecek, sofculuktan çark edip lıberal olacaksın. "Liberal" olmakla kalmayacaksın, kendin de şirket kurup kapitalıstler arasına katılacaksın Bu arada bir basımevi kuracaksın, çalıştığın gazetede ışadamları ile röportaj yapıp, röportaj yaptığın bu işadamlarının basım işlerini de üstle, neceksin. Şirketin "ödeme güçlüğü" içine düşünce şirket paylarının bır kısmını bir ünlu şirketin sahibine devredeceksın. Günlerını ve gecelerinı işadamlarının sofralarında geçıreceksın, gerekınce, patronunun ıhalelerıni takip için belediye başkanlannın kapılannı aşındıracaksın Askerı dönemde, "askerci", sivıl dönemde de "iktidarcı" olacaksın Hiçbır konuyu araştırmayacaksın, araştıranlara da "sahıplennın sesi" olarak saldınp, "aferin" alacaksın. Başbakanlar, bakanlar, valiler, generaller ve ışadamları ile bir masada yemek yemeyi "ödul" sayacaksın. "Memo gazetecilıği" budur Hem gazeteci hem işadamı. Gazeteci olarak iktidar borazancılığı ve ihale takibı, işadamı olarak da holdinglerin Babıalı'dekı sözcüsü ve yazılarıyla da işveren sofralarının mezesi PAMUKBANK iyi ba n ka d ı r ma çabalanna girişen SPD, ılk olarak eyalet parlamentolanndaki seçimlerde çoğunluğu sağlamayı hedefliyor. Böylece Eyaletler Meclisi'nde yeterli oyu sağladıktan sonra CDU/CSU ve FDP'den oluşan iktidann kontrolündeki Federal Mecüs'ten çıkan yasalar (ızerınde behrleyici bır rol oynayabilecek. 1987 yılmdakı başarısız seçım soSPD'nin koyduğu bu hedefte yanuçlanndan sonra yeniden toparlanrarlanabileceği iki silah, geçen yılki Schlesvvıg Holsteın evalet seçımleri öncesinde patlak veren bir skandal ıle Kuzey Ren Westfolya eyaletını Baştarafı 14. Sayfada) ran kömür ve çdık krizi olarak gözüküyor. SchleswigHolsteın eyaletinin Yugosiavya'nın başkentı Belgrad1 da yarın başlavacak ve cuma gunu CDU'lu başbakanının seçım öncesinde dlegal bir takım yöntemlerle ne kadar surecek olan Balkan Dışişlerı Bakanları Konferansı'na katıla SPD'li rakibme üstün gelme çabalacak Turk heyeti içınde, Dışışlen Ba nrun kanıtlanması, Uvve Barschel adkanlığı'ndan Musteşar Nuzhet Kan lı bu politikacının intihan mayıs ayı demir, Sözcu Buyııkelçi Inal Batu. Sı başında bu eyalette yenilenecek seçımlerde SPD'nin şansını büyük ölyaset Planlama Daıresı Başkanı Onur Öjmen ve YunanıstanKıbrıs Daıre çüde arttınyor. SPD yönetimindeki Kuzey Ren Westfalya'da baş göstesı Başkanı Omer Akbd de >er abyor ren ekonomık knzde federal hüküGozlemcıler, heyete bu ısımlenn metin yetersiz kalması, buna karşıdahıl edılmesını, "Turkiye'nin Belglık SPD'nin aktif bir politika izlemesi rad'da gerek Yunanistan ile gerekse de tarafsız kamuoyu araştırmalannBulgaristatı ile ilişkiler cephesinde da Alman Sosyal Demokratlarının olası gelismeler kaıysında hazırlıklı popuJerlığının artmasına yol açıyor, olması" şeklinde vorumladılar Dışışlen Bakanı Mesut Yılmaz, ~iu "Der Spiegel"de yayımlanan bu tür bır araştırmaya göre, Alman kamunanıstan Dışışlen Bakanı Karolos Paoyunun >aklaşık yansı SPD'nin yepulias ıle ılk kez Belgrad'da buluşanı bir atakta olduğuna inanıyor. Belcak kı de bu nedenle SPD içinde geçmış Bu arada, Yılmazın Bulgarıstan yıllarda çok cıddı boyutlara ulaşan Dışışlen Bakanı Pelar Mladem» ıle başkanlık kavgaları bu ara kuflengöruşup goruşmeveceğı şu ar.da bımişe benzıyor. lınraıvor (Baştarafı 14. Sayfada) Partı, iktidar ortajı FDP'nın iHur t)emokrat Partı) koalısvondan çekı!mesı ıle 1982 >ılında jonetımden duştu Alman\a genelınde 912 bın u>esı bulunan pjî'ı 1985 >ılı seçımlerınde >uzde 38 2 oranında ov topladı Tarihî miras muhalefette Türk heyeti
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear