23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 15 ŞUBAT 1988 TELEVİZYON 07.00 Açıköğretim (Yann) Birinci smıf dersten tktisada Gıriş: (Doç.Dr. Engin AtaçJ "Para lalebi". Temel Hukuk (Prof. Dr. Erot CanselJ "Hatmlık ve ikamelgâh", Genel Matemank: (Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ürtyen) "Türev alma kuralUm." SANAT KUUSİ Kokteyl ve sürpriz oyun Kültür Bakanı'nın geçen gün Atatürk KOltür Merkezi salonunda sinema ve müzik ödülierini kazananlar için yapılan kokteyli, sonunda oldukça garip bir biçimde bitti. Kültür ve Turizm Bakanı ' Mustafa Tınaa Titiz'in ödüileri vermesi olayı, davetiyelerde yazıldığı gibi tam 19.30'da başladı. Birkaç dakika bile geç değil. Bu yüzden ödül kazanan bazılan, örnegin Ömer Kavur, ödülierini alma fırsatı bulamadılar. Tören biter bitrnez davetlilere bir oyun seyredecekleri, oyundan sonra bir kokteyl olacağı söylendi. Sovyet sanatçı Kalyagin, "Glasnost" sonrasını anlattı: 07.30 Calgary Kış Otimpiyatlanndan Görüntüler (Nalden) Günaydın Türkiye Habtrter, hava sohbeti, çimnaslik, Devtet Tiyatrolan, çızgı film ve saaı O9J0'da film (Mr. Belvedere). [ Iç dünyamız artık daha rahat Şehir Tiyatrolan'nda Aleksandr Gelman'ın "Biz Aşağıda îmzası Olanlar" adlı oyununu sahneleyen Kalyagin, "Glasnost" hareketinin giderek Sovyet sanatımn h.er alanına yansıyacağı kanısında. ANNA TURAY ~ Ortalık epeyce hareketlı. tnsanlar ellerinde kâğıtlar birbirleriyle tartışıyorlar: "tmzaladı mı?", "İMMhıını o " türden konuşmalara bakılırsa bir imza kampanyası var. Ama bu insanlar ne tutuklu ya da hükumlü aileleri ne de însan Haklan Derneği üyeleri. Bunlar tiyatrocu. Şehir Tiyatrolan aiJesinin uyeleri. Sahnedeprova yapıyorlar. EUerindeki kâğıtlar da "Biz Aşagıda Imzası Obutlar" oyunun teksti. Sahnenin bir köşesınde Sovyetler Birligi'nden gelen konuk yönetmen duruyor: Aleksandr Gelman'uı oyununu CMeg Nikoloyevic Yefremov'la birlikte sahneleyecek olan ünlü bir aktör, Aieksaodr Al«ks»ndro*iç Kalyagin. Şehir Tiyatrolan oyunculan Rusça bilmiyor. Kalyagin de turkçe. Ama çok iyi anlaşıyorlar. Çünkü ortak bir dilleri var: Tiyatro "Biz A^afMİa tmzas Otanlar" şubat ayınuı son haftasında sergilenmeye başlayacak. Provalar hızla sürüyor. Oyunu dilimize Bdgi Paksoy kazandırmış. llk kez Yefremov'un Moskova Sanat Tiyatrosu'nda sahneye koyduğu, Kalyagin'in ise uzun yıllar başrolünu oynadığı "Biz Afagıda tmzası Otanlar'Ma Sezai Altekin, Candan Sabuncu, Argun Kıoal, Aytaç Yonıkaslan, Oya Aydonat, Salih Sankaya. Bilge Zobu baslıca rollerı paylaşıyorlar. Dekoru Ersin Satgaa, kostümleri Niigön Görkan hazırlamıj. Cöocyt Türd ise yönetmenlik koordinatörü olarak görev yapıyor. Aktorluk Akademisi'ni bitiren, Taganka ve Yerznolova Tiyalrolarında çalıjan Kalyagin, halen Moskova Sanat Tryatrosu Akademisrnde öğretirn görevlisi ve Aktörlük Bölümü baskanı. Yurtdısmda yönetınenlığ) ılk kez deneyen sanatçı, "MekaBik Bir Piyano için Bilmcmiş Parca", "A$k Kölcsi", "Sorgulama" gibi filmlerde de rol almış. Kalyagin, yazaıiann Sovyetler Birh'ği'ndeki değişimin hızını henüz yakalayamadığı inancında. "Yazar ve saaatcılannıız ulkemizdeki Açıklık (dasnogt) pofitikasua benimsejıp içlerine sindirme agamaımdalar daha" dıyor. "Biz Aşagıda tmzası Olanlar" nasıl bir yasam kesftini sergiüyor? Oyunla ilgBi biraz bilgi verir misiniz? KALYAGİN Bu oyunu anlatmadan önce, bizim yasantımızın geçmişini biraz kurcalamak gerekir kanısındayım. Ülkemizde bir durağanlık hükürn sürerken, Sovyet yasantısırun ifadesi kıtken, "Ozgürlük Çghğı» Kültür Servisi "Gandi" fıtmin'm ünlü İngiliz yönetmeni Sir Richard Attenborough'nun son fllmi "Ozgürlük Çığlığı", İngiliz Sinema ve Televizyon Akademisi'nin mart ayında verilecek ödüllerinden yedisine aday gösterildi. Güney Afrikah ozgürlük savaşımcısı Steve Biko 'nun yaşammı konu alan "Ozgürlük Çığlığı "nın aday gösterildiği ödüller arasında En 1yi Film ve En İyi Yönetmen ödüileri de bulunuyor. Filmin çekimlerinin büyük bir bölümü Zimbabve'de gerçekleştirilmişti. 10.00 Kapanış 15.00 AyıiışHaberler 15.15 Fenerbahye Galatasaray Basketbol Lig Maçı 17.00 Haberier 17.15 Calgary Kış Olimpiyatlanndan Görüntüler 1925 Yat TatiUennı geçirmek üzere Türkıye'ye geien ve Bodnım yakmlannda yatlan fırtmaya tuıularak anzalanan bır Fransız ailesı tkı çocuklan ıle birlikte Gtimuşlük kOyündeki koylüler tarafından kurtanlırlar. Köydekı çocukhr Ue Fmnaz çocuklar arasında güzel btr dostluk başlar. Hep bırtıkıe eğlenen ve denıze açılan biri Türk, üçii Fransız dört çocuk, eskı eser kaçakçılarmm çok sayıda amfora ıle yakalanmalannı sağlarlar. "Dört Gün Devrimi" I RMHUnrUM "Biz Aşağıda Imzası Olanlar'ı ıki Sovyet sanatçı O.N YBtremov (solda) ve A.A Kalyagin (soWan ikinci) birlikte satineye koyuyorlar Dılırnıze Belge Paksoy'un (soldan üçüncü) çevtrdiğî oyunun yönetmenlik koorrjinatörluöunu Cüneyt Türel (soldan dörrjıincü) yapıyor. ekonomik koşullanmız ağır, yaşantımız can sıkıayken sanatta birtakım ilginç ve güzel şeyler oluyordu. Özellikle de tiyatroda. Bu oyun, hayatımızı oldukça eleştirel bir yönden yakalayan ve çeşitü yanlarıyla gözler önüne seren oyunlardan biri. Bütünüyle bir tren vagonunda geçiyor ve oldukça dinamik. "Bürokrasi nedir?" "Yalan, *ldatmaca, rkdan nedir?" "İnsanlar nasıl salın aluur?" "Hangi idealkri, degerleri kurban ederler?" Bunlar anlatüıyor oyunda. Ülkemizde bu piyesin yansıması çok büyük oldu. Türkiye'de bu piyesin sahnelenmesi isteği de Türklerden geldi. "Glasnost" politikasnın Sovyet tiyatrosnndaki etkilerinden söz eder misiniz? Sinemada bürun dunya bunun somut soauçUnn dataa açjk gördü, ama tiyatrodaki etkileri o kadar bilinmiyor. KALYAGİN Bence Açıklık politikası tiyatro ve sinema alanına bir devrim gibi, bir patlama gibi gelmemiştir. Aihnda o filmler çok daha önce çekilmişlerdi, ancak rafta duruyorlardı. Tozlaninıştı hepsi. Şimdi gösterim izni çıktı. Yani bizim sinema sanatımızda Yeniden Yapılanmanın henüz bir yansıması yok. Belki bir iki tane olabiUr. Ülkemizde Yeniden Yapılanma olayı bir süreç içerisinde gerçekleşiyor. Bu değişim sinemada da tiyatroda da sürüyor. Ama sonuçlar yeterince fazla değil. Böyle olması da çok doğal. Hayatırnızda var olan değişikiiği, canlılıgı senaristlerimiz, yazarlarımız yakalayıp da sinema ya da tiyatro sanatına yansıtarnadılar daha. Şaşkınlık içindeler ve yakalayamıyorlar bu hızı. Açıklık politikasının benimsenerek daha derinlemesine bir sekilde sanat eserlennde verilmesi gerekiyor. Bnndan birkaç yıl önce Moskova'dalu Tagaaka Tiyatrosu'oun yönetmeni Lyubimov'an sahnekdigi ovunlar engeUenmis, Lyubünov da iilkesini terk ederek tiyatro uğrasını yurtdjşında surdânnek zorunda kaimıstı. 'Glasnost"tan sonra bu koouda bir gelişme var mı? Sjz bir tiyatro adanu olarak bu oiayı nastl dejeriendiriyorsunuz? KALYAGİN Lyubımov'un başına gelenler bir sanatçuun trajedisidir. Bir Rus sanatçının başka ülkelerde uyum sağlaması çok zor. Bizim ülkemizde insanlarla doğa arasında belirgin, özel bir Uiski vardı. Ülkemizde öyle sanatçılar vardı ki, onlann da yasamlanm, sanatlanm ülkemizde sürdürmeleri çok zordu. Çok zor koşullarda yasadılar, ama ülkeyi terk etmediler, direndiler. Lyubimov'un oyunlarına da yeniden eski değerleri veriliyor. Kurdugu tiyatro halen vaılığını surdürmekte, sahndedigi oyunlar sergilenmekte. Yasaklanan oyunlanndan bazılan oynanıyor, bir tanesi de oynanmak üzere programa alındı. Pek çok kez geri çagnldı Lyubimov. Isterse dönebilir. Güçialdere karşı direnmenin, sabnn ödiillerini ahyorsanu/ yavaş >avaş... KALYAGİN Biz sanaıçı olarak ülkede başka türlü bir yasaratn gerekliliğine inandık. Bu birinci aşamaydı. Şimdi ikinci asamadayız. Bir süreç başladı. Hedeflerimiz sinemada, tiyatroda sanatın her alanında yansıyacak. Bu sürecin uzunluğunu kestiremeyiz. Ama şunu açıkça, kendünize güvenerek söyleyebiüriz: Ülkemizde insanımızın yasamı artık çok daha kolaylasmıştır. İç dünyarnız daha rahat. Bu rahatlığı yansıtan sanat ürünlerinin etkisiyle insanlarımız her şeye, en çok da kendilerine daha derın bakabiliyorlar. 20.00 Haberler ve Hava Durumu 21.00 Kuruntu Ailesi: Davetin Hikmeti Naciye Hanun'm agabeyi Zühtü Bey, nişanlısı Atiye Ue Muır'dan dönmektedir. BUtikte geürdikleri ve Atiye'nin dedesınden kalma bir mOcevher umulmadık mnıniar yaratacaktır. Avrupalı bir koieksıycncu bu mtice\henn peşındedir. Onu ekle elmek için hazırladığı lertipler Kuruntu Ailesıne epeyce heyecanlı anlar yatattr 21.55 Laf Lafı Açar Oysa davetiyelerde oyundan filan söz edilmiyordu. Çogu Bakanı tarumak, ancak binde Garibakti, kralı Avusturya'ya savaş açmak için sıkıştırmakladır. Kral da onu mefgul elmek için Amerıka'ya gıdıp iç savaşıa çarpifmasım ıster. Ancak Garibaldi biri Ankara'dan teşrif eden, sanatla ilgili yüksek Tbnnoya gıderek parlamenıoda sert bır konuşma yapar. bürokrasiyle sanat, kültür, 23 J 5 Haber DosyasıKapanış basın sorunlannj tarDşmak ümidiyle gelmiş olan sanatçı ve gaTeteciler, kendilerine aniden erapoze edilen 3 perdelik oyun önerisine 18.58 AçılışHaberler doğrusu hiç sempati duyamadılar. Tiyalro sevseler 19.10 Merhaba Çocuklan Bizim Sınıf büe... Smtftaki âğrenaler tatıllerini nasıl geçirdiklenni anlatmaya başlartor. Ebnı tatiide Ve çoğu Atatürk Kültür kOye gumiflır ve orada geçen gunlenm anlarır. Merkezi'ni terk etmeyi seçti. Bakanın kokteyline kaç kişi ve 19.35 Bizim Sazımız Bizim Sözümiiz kimler kaldı büinraiyor. Ama Adana II (âşıklama ve anonim) Erkan Sürmen: tncecikten bir kar yafar, Nurten Sayın Bakanın da bu kokteylle Innap: Ela guzlu nazlı yan gurem dedim göremedım, tclal Akkaplarv Şu dünyada sinemanın ve müziğin üç nesneden korkanm, Ümıt Tokcan: Avşar bozlağt sanatçılannı ve basın 20.00 Küyük Konser mensuplannı tanırnayı amaçladığı varsayılırsa, bu 20.15 Tekvizyon Filmi: Zürih Ireni olayın tam bir fiyasko olarak (Aynnulı bilgi yondaki sütunlarda) nitelenmesi herhalde yanlış olmaz. Yener Sasoy'un sunduğu programda Ajda Pekkan yer alıyor. 23.00 Garibaldi ÎKÎNCİKANAL Kültür Servisi Filipinler Savunma Bakanı General Fidel Ramos, "Dört Gün Devrimi" adlı fılme her türlü askeri yardımı yasakladı. 1986 yılında Marcos'un devrılmesiyle sonuçlanan "halk iktidarı devrimi "ni konu alan film yaklastk 8 milyon sterline mal olacak. General Ramos, senaryodaki bazı yetersizlikler ve polis Ue askerlerin "gaddar" gösterilmesi dolayısıyla fılme yapılacak her türlü askeri yardımı yasakladığmı açıkladı. Çekimi altı haflada tamamlanacak olan "Dört Gun Devrimi" adlı filmin askeri isyana ilişkin sahnelerinin gerçekleştirilebilmesi için askeri birlik ve tanklartn zorunlu olduğu be/irtildi. "Kiskanç" Fatih'de Kültür Servisi Şehir Tiyatrolan mevsim başmdan bu yana Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi 'nde sergilenen "Kıskanç" adlı oyunu 17 şubat çarşamba gününden itibaren Fatih Reşat Nuri Tiyaırosu'na taşıyor. Recep Bilginer'in yazdığı, Perihan Tedü'nün sahneye koyduğu oyunda başlıca rolleri Gülçin Akçay, Rauf Altmtak, Sait Ergenç, Demiray Erül, Engin Gürmen, Filiz Toprak, Özen Tutucu ve Ahmet Uz paylaşıyorlar. 21J0 Haberier 22.05 TV Dizisi: Verdi Verdi'nin yeni operası Venedik askeri hüklimelince kabul edilmez. Verdi, Rigoletto operasım yazar ve büyük başan kazantr. Annesı 0ten Verdi. ıçinde anne moıiflnuı geçtıği lek operasım yazar. II Travotore. Bu arada Napolyon, Verdi ye Legton de Honneur nifanı verır. Erdal Atabek'le yeni kitabı "Sözüm Sanadır" üzerine 23.00 Tele Mozaik Aktüel magazın ve guncel olaylar 'Tbplıım, gençlîgînden korkutuldu' ATtLLA ÖZKIRIMLI '•Sözüm Sanadır." Yeni kiıabına neden bu adı koyduğunu sorduğumda, "Söylenecek sözüm vardı" diyor Erdal Atabek. "Üstelik lıavaya so.vieoecek bir söz dtgildi bu. Dogrudan seslenmeyi amaclı>ordum berkesc, bu toplnmda yaşayao herkese." Piposundan bir nefes çekip o hos kokulu dumanı savunıyor sonra. lmrenerek iziiyorum onu. Ben ki sigarayla köşe kapmaca oynamaktayım aylardır. O gün de, Erdal Aubek'le konuşurken, Şanin Alpay'ın koltuğuna kurularak sıgaraya kafa tutmayı deniyorum sözde. Şahin'in görünür bir yere asüğı "Sigara icmezseniz sevinirim" uyansına sırtımı vermisim nasılsa. Ama burada sigara içilmiyormuş diyerek odaya girmek istemeyen Erdal Atabek'i, "Nasılsa Şahin yok" sözleriyle tahrik eden de ben değil miyim? Beynimin kıvnmları arasına çoreklenerek pusudaki bir düşman gibi zayıf anımı kollayan bütün sigara görüntülerini kovalayıp (Buyrukçuvâri bir cumle oldu bu) Erdal Atabek'i dinliyorum. "Sözüm Sanadır"ı neden yazdığını anlatjyor Atabek. Sağmalcılar'da Bl koğusuna nakledilişlerini, orada siyasal davalardan yatan gençlerle 13 ay birlikte yattıklannı, onlarla birlikte yaşadıklan sürecin, gençlere ilişkin gözlemlerınin bilinmesinı istediğini... "Oradakilerin tümu. biz Banşcılar'ın dışındakiler, bizden gençti. Biliyorsun, 12 Eylül'den sonra gençlik sürekli kötülendi, suçlandı. Anarşinin sorumlusu sayılarak toplum gençıifindea korkutuMu ve sogutnlda." Oysa Erdal Atabek'e göre gerçek bunun tersini doğrulamakta. Genç insanlar, korkulacak, suçlanacak insanlar değil, tam tersine sevilecek, özengösterilecek, korunacak vegüvenilecek insanlar. Hem sonra 12 EyPeki, diyonım, şu sozünü ettiğiniz hesaplasma kavramından yola çıkarak edebiyata bağlanabilir miyiz, yazma eylemine? Içerde ne oluyor da dışardayken yazmayı hiç düşünmemiş, hattâ şürle, öyküyle pek ilgilenmemiş insanlar şiir, öykü yazmaya başlıyorlar? Kimi kisilerin hapisanede yazar olduğu görüsüne katılmıyor Erdal Atabek. Ona göre birtakım koşullara bağlı bu. "Birincisi. insanın kendisine yapılanlara, topluma yapdanlara karsı tepki duynmsı ve bu tepkisini göslermekte karariı ofanası gerekli. tkincisi, hapisane duygulan ve diişunceleri keskinleştiriyor, aynnOh düsunme ve duyma eylemine olanak, daha dogrusu zaman saghjor. Üçüncü olarak da ktşinin yazma yetenegine sahip olması ve bu yetenegini gcüstirmek için çaba harcaması gerekiyor. tşte bu üç etkeo bir araya gelirse kisiler hapisanede şair oluyoriar, yazar oloyorlar." Sözü üretime, yaratma eylemine getiriyorum ben. tçerdeki insan için yazmanın bir var olma sayılıp sayıİamayacağını soruyorum. "Elbette" diyor Atabek. "Çunkü siz, hapisaneden ürelerek ve yaratarak çıkabilirsiniz. Eger ürelemez ve yaratamazsanız hapisanedeki durgunluk. dışandaki durgunluktan daha kötu bir çökuntüye yol açar. Asiıada dışarda da yaratamaz ve nretemezseniz kendinizi bir başka hapisanenin icinde bulursunuz." Olayı içerisi ve dışansı diye değil, insanın hayatla ahşverisi olarak gör. düğünü ekliyor sonra Erdal Atabek. Genel anlamda, hayatla paylaşımı üretici ve yaratıcı ise gelişiyor ve büyüyor kişi. Bunun tersi, daralma, küçülme ve çürüme ona göre. "İnsanın insan olması da budur, degil mi" diye soruyorum. "Kanımca budur" diyor. "Yaptığınız is, çalısdgıaız alan ne olarsa olsun, yaratıcı ve uretici olacaksı 2. KANAL/ TV FİLMİ 23.45 HaberlerKapanış İZLEYÎCÎ GOZUYLE Soyguncuların öldürülüşünü izledik Geçen hafta TV'nin Ikinci Kanah'nda izledigimiz haber bülten/eri bizi dehşete düsürdü. ABD'de olan bir soygunun ardmdan hırsızlann yakalanışı ve vahşice öldürulmesi, haberlerin son bölumunde, yani magazın haberteri bötumunde spıkerin umunamaz bir tavnyla sunuldu. ABD'de bu olay tepki almış olsa bile Türk izleyiciler, sadece olaym. soyguncuların yakalamp kurşunianması böiumünu izledı. TRT'nin haberleri eksik bir şekilde ve sunuluş hatalanyla vermesini kımyonizMAHMUT ORHUN/İSTANBUL Profesörün Zürih macerası Zurich) / Yönetmen: Don Sharph Hen;y Herbert / Senaryo: Robert SchlittJohn Hawkesworth / Oyuncular: Sam rVaterston, A. C. Weary, George Innes, Caroline Langrishe, Sarah Berger, Julian Glover / 1981 yapımı / Siiresi: 75 dakika. Kültur Servia 1981 'de Quentin Everard Deveril adlı bir profesörün adının baş harflerini taşıyan "Q.E.D." adlı 6 bölümlük bir TV dizisi yapıldı. Her biri ayn öykülerden oluşan bu diziden bazı bölümleri TRT aklına geldikçe çıkanp yayımlıyor. Avustralyalı yönetmen Don Sharph ve Henry Herbert'in gerçeklestirdiği bu dizinin ikincisi olan "The Great Molor Rage " adlı bölümu, 26 Eylül 1987'de tkinci Kanal'da "Büyük Yans" adı altında izledik. Bu gece de özgün adı "4.10 To Zurica" olan dördüncü bölümu "Zürih Treni" adıyla ekrana gelecek. "Zürih Treni"nde insanların sinir sistemini yok eden zehırli gazı bulanlar arasında trende geçen soluk kesici bir serüvenin öyküsü anlatıbyor: Profesör Quentin Everard Deverill (Sam Waterston) ile HollandaL meslektası, ortak çalışmalan sonucu rnantardan elde edilen ve insanlann sinir sistemi üzerinde öldürücü etkisi olan tehlikeli bir gaz elde ederler. Bu gazı bulmak isteyen baska kişiler de vardır. Tüm bu adamlann Zürih'e kalkan 4.10 treninde buluşacaklarıru öğrenen Profesör Deverill, dostlannı da yanına alarak trene bi Zürih Treni (4.10 To RADYO T R T I 05.00 Açılı& program ve Jcıss haberier. 05.05 Ezgi kervanı. 05J0 Şarlular vc oyun havalan. 06.00 Köye haberler. 06.10 GUnaydın. 07J0 Haberler. 07.40 Gunün içındcn 09.40 Arkası yann 10.00 Kjsa haberler. 10.05 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 1 U 5 Reklamlar. 11.10 ögle üzeri. 1İ55 Reklamlar ve radyo programlan. 1J.0» Haberler. 13.15 Müzik 13J0 Bölgcsel yayın ve reklamlar 14.25 Geçen hafta 14.40 Türküler. 15.00 Kısa haberler. 15.05 Oğleden sonra. 17.00 Kısa haberler. 17.05 1$ ve ışçı dünyası. 17.3i Bölgescl yayın ve reklamlar. 11.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk jarkısı. 112» Accmaşiran Faslı. l»J0 HaTıf müzik ve reklamlar. 19.00 Haberler. 1930 Türk sanatroOziğitophı programı. 20M Beraber ve solo [ürkoler. 20JO Çeşiüı sololar. 21.00 KJM Haberler. 21.05 Türk sanaı müzigi dinleyici istekieri. 21J0 Acıkögreüm. 2L5» Hafıf müzik. 22.00 Müzik rUzgân. 22J0 Solistler geçidi. İ3M Haberler. 23.15 Cecenin içinden. 00.55 Gunün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 1K1 1107.00 AcıUş ve program. 07.02 SolisllerdeT seçmeler 07J0 Haberler. 07.40 TUrküler ve oyun havalan. 08.00 Ikı solisıten şarkılar 08.30 Clıff Rıchard söyluyor. 09JK» Turküler 09.15 Çocuk BaJıçes. 09.30 Sabah konserı. 10.00 Şarkılar. 10.20 Tarihin donüm nokıalan. 10.40 Turkçe sdzlu hafıf mUzık. 11.05 Okul radyosu. 12.00 Amatör topluluklar. 1ZJ0 Beraber ve Solo Tttrküler. 13.00 Haberler. U.15 Hafıf müzik. 13J0 Caz ve Hafıf Müzik Dünyasından. 14.00 Yabancı dil dersi. 15.00 Folklor Da£arcıguruzdan. 15 JO Arkası yann. 15.50 Şarkılar. 16.05 Okul radyosu. 17.00 Kuçük koro. 17J0 Turkçe sözlü hafif muzik. 18.00 Kuçük konser. 1130 Yurttan Sesler Erkekler Topluluğu. 19.00 Haberler. » J 0 Turküler gecıdı. 20.00 Klasık koro. 20.30 Yabancı dü dersi. 21J0 Hafif müzik. 22.00 Solistler geçidi. 22J0 Bir roman / Bir vazardan hıkâyeler. 2T4S Halk çalgüanndan ezgüer. 23.90 Haberler. 23.15 Beraber ve solo sarkılar. 23.40 Hafif müzik. 2335 Pazartesi konscri. 00^5 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Sabah için raüzik. 08.00 Sabah konseri. •9.M Haberler 09.15 Müziklı dakilcalar. 10.00 Gunün konseri. I I J 0 Meıronom. 12.00 Haberler. 12.15 Ogle konseri. 13^*5 Türk sanat müzigi toplu programı. 14.15 Konser saati. 15.45 Turküler. 16.15 Çocuk korolan. 16.25 Haftanın çocuk şarkısı. 16J« Caz muzi|i. 17.00 Haberler. 17.15 SizJerıçm 18.00 SludyoFM 19.00 Haberler 19.15 Çoksesli müzik dun>asından. 20.00 Pop stüdyosu. 21.00 Birlikte dınleyelım. 22.00 Haberler. 2Z15 Çağdaş miizık. 23.00 Bır konser. 24.00 Gece ve müzik. 0UW Program ve kapanış. Pieasso'nun parti kartı Kültür Servisi Pablo Picasso 'nun Komünist Partisi üyelik kartı, Paris'teki kendi adını taşıyan müzede kayboldu. Fransız Komünist Partisi 'nin yayın organı "L 'Humaniti" gazetesi, parti yetkililerinin olayı bir "sabotaj" olarak nitelediklerini belirtti. Gazetedeki yazıda, Fransız başkanlık seçimi kampanyasıyla bağıntılı bir "dalavere"nin söz konusu olduğu ileri sürüldü. öfkeli bir üslupla kaleme alınan başyazıda, "Şu sıralar Komünist Partisi'nin saygınlığını azaltmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bazılan, bugünlerde bir sanat dehası ile devrimci parti arasındaki ilişkinin ammsanmasım uygunsuz bulmuş olacaklar" denildi. riNStMMN IİR NEFES ÇEKİP Erdal Atabek, Atıila Ûzkırımlı'yla. Şahin Alpay'ın, duvannda "Sigara içmezseniz sevinirim" yazan odasında konuşurken, piposundan bır nefes çekip o hos kokulu dumanı savuruyor. Sonra, "Sözüm Sanadır"! nıçin yazdığını anlatmaya koyuluyor. (Fbtoğraf: Lale Filöğlu) lül'de örgütlü insan kavramı da suçlanmadı mı? "Oysa yine benim gördüğunı, örgüllu insanın çok daba uretici, çok dsha verimli oldugu. geleceğe çok daba saglıklı bakabildigidir. Bunu anlalptak, vennek istedim." Ya korku ve yılgınlık? "tçerde, bizim birlikte kaldığımız gençler arasında korka ve yılgınlık yoklu." Neden mi? Çünkü Erdal Atabek'e göre içerJeki insanın korku ve yılgınlık duyması için bir neden yok. tçerdeki ınsanı korkutmak sanıldığından daha zor. Içerde ödeşiyor çünku o. Sürîkli bir hesaplaşmayı yasıyor ve bu hesaplasmada taraflardan biri üstelik. Korkmaması, yilmaması bundan. "Ancak eger inancını yitirmişse, olaya bir macera gozüyle baknıışsa korkması ve ydgınlaşması kadar dogal bir şey olamaz. Ama böyleleri başta da, dışarda da korkak ve vılgındıriar asiında. Yoksa insanlsr bapisaneyle korkutulamaz ve yılgınlaştınlamaz." BULMACA SOLDAN SAĞA: ou." 1/ Rio de Janeiro'da bulunan dünyanın en büyük stadyumu. 2/ Sayı farkı anlamında kullanılan spor terimi... Bizmutun simgesi. 3/ Yapısına girdiği sözcüğe oiumsuz anlam katan bir önek... Tasvip etmek. 4/ Trajedi Ue komedi arasında yer alaıı sahne yapıtı... Üstü toprakla örtülü saman yığını. 5/ Geleneksel Türk evlerinde odalar arasında bulunan ve bir yönü sofaya ya da avluya açılan mekân... Bir soru sözü. 6/ Renkli televizyon sistemlerinden biri... Cet. 7/ Bir değiş tokuşta üste verilen şey... Bir hayvan. 8/ Güney Amerika'da buyük bir uygarbk kurmuş olan eski halk... Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta. 9/ Venedik gondolculanrun doğaçtan söyJedikJeri şarkı. 'Eski Türk evlerV Belçika'da • 1 • •u• • • E• I k• u T T < A A £. A i 1 A BRÜKSEL (AA) Türkiye'de kaderlerine terk edilen eski Türk evleri sonunda Avrupahların ilgisini çekti ve Belçika'nın Anvers kenti Etnografya Müzesi yetkilileri, bu evlerin maketlerini. müzede açılan "Gii•aydın Anadolu" sergisi bünyesinde oluşturduklan özel bir bölümde sergilemeye başladılar. Sergide yer alan sanatçı Şule Ülgen'e ait eserler arasında Alatürk'ün doğduğu ev ile Kurtuluş Savası hazırlıklannı yürüttüğü ve şimdi müze haline donüştürıilmuş olan Şışli'deki tarihi bina da bulunuyor. Anadoluhisarı'ndaki Amcazade Hüseyin Paşa yalısı, büyük Türk bestecisı Hammamizade Dede Efendi'nin tstanbul Cankunaran'daki evi ve bir süre önce bakımsızlıktan yıkılan Milas'taki tarihi "Aslanlı Ev"de Anvers Muzesi'nde açılan sergide teşhir ediliyor. Eski Türk mimarisinin bütün özelliklerinin maketlerle canlandırıldığı sergide, Boğazici kıyısındaki yalılardan eski ahşap konaklara ve Ankara'daki bağevlerine kadar çok çeşitli örnekler yer alıyor. Şule Ülgen'in maketlerinin "GSnaydın Anadolu" sergisinin bir eksiğmi tamamladığına işaret eden Anvers Etnografya Müzesi Müdürü A.CIaerhoul ise "Bu mafcetlerle scrgimiz yeni bir boyul kazaadı" seklinde konuştu. • GALERİ • ATÖLYE ADTlcSAN RAMUŞ (PEK Nancy Atakan Ri'.sinı Sergisı fiesım Sergısı 620 Şubat 10 Şub;ıl • 29 Şubat Orrakm, hkele SoAak \t> .) PERA 1469738 ERKUT Saut Gattrisı 12 Şubal 9 Mırt Meral Eser Ruzin Gerçin Bayrım Güoıuf Mehmet Eürtıy Nuri lyem Turgut Minez Tayfur Sanlıman Yılmaz Sülukçü Remzı Töremen Nevin Goker Uluta» Cem Yılın Pazar hanç 1M8 arası Matbaacı Osmanbey Sok 35/2 Erkut Ap (Şair Nıgar soldan 2 Sok ı Tel 130 70 30146 05 47 TEM SANAT 6ALER/SI METİN TALAYMAN "Söreçler" 16 Şubot12 Mort 1988 AudıoVıjuol tonıhm 17.30 PazordısındohergunII.0019 00 Kuyutuboston Sok 44'2 Nı^ontosı Tel. 147 08 99 147 97 56 GENÇLİK KİTABEVİ SANAT GALERİSI Hollywood'a sııçİama Kültür Servisi Bir yılı aşkın bir süre Columb'ıa Pictures film şirketini yönettikten sonra bu görevinden ayrılan İngiliz yapımcısı David Puttnam, Beverly Hills'de düzenlenen bir törende genç yeteneklere verilen Eastman Kodak ödülünü aldı. Puttnam, odül töreninde yaptığı konuşmada, bir yıidan fazla bir zaman "evi bildiği" Los Angeles kentinin "korkudan çılgına dönmüş" ve "gişe hükümdarlığı" altında yaşayan bir sinema kenti olduğunu söyledi. CADDEBOSTAN OÛZEL SMKTUR /OALTE & 6VUMİ İKAYAALP A H T A A T  0 P EJC 1 i X El T 8 A E K A 0 A 5 A" A YUKARIDAN AŞAĞIYA: A K A D 1/ Argoda tuzak, oyun. 2/ Bir deniz yol R A S 1 0 culuğunda geminin ya da yükünün gördü i 6 5 ğü zarar...Niyobyum elementinin simgesi. 3/ Bir nota... Yurdumuzun batıdaki en uç noktası. 4/ Koku... Hava basıncı birinıi. 5/ tnsanın kendi varhğı... Bir meyve. 6/ Gizli görevli... Bir renk. 7/ Çok kokulu bir tür kahve... Tümör. 8/ Yarı mat bir kâğıt türü... Telefon sözü. 9/ Bir yerde oturma. • Resım • Çocuklarla Resim İNCİ EVİNER • Batik ÖMER FARUK KAŞIKÇI BERN'A KANAT • Seramik «T7^™'™'^"™7" FUSLN SAÇLIOGLL .npckHjBagdat Cafi 256 Tel 358 87 96 CELAL TLfTANT I Sanat Galerisı 4 Şubal 29 Şuba! 1988 Rumelı Cad Huzur Apt 26/5 Kal 2 Osmanbey Tel 148 05 75 Aliye Acarsoy Ayşe Serdar Sehice Hasoğlu Ceylan Mutlu Demet Gursel Meral Mofu Merih Nayın Nezıhe Imamoğlu Olker Tolunay Muhürdar Cad No 68 Kadıköy Tel 337 96 05 • 336 69 93 G. Grubu Resim Sergisi 15 Şubat5 Mart Mahir Gürsel ve öğrencileri dKADEMİÜLER Sanat Araç ve Gereçleri satış yeri. Tüm yeni malzemelerle sanatçı dostlarımızın bizmetindeyh. Adres Mebusan Yokuşu SSK I; merkezi Ha IÛ2 FındıklıIST Tel 149 12 67 MINESMkl 8ALER|S| »m^ T BEORI RAHMI EREN EYUBOfiLU ESREF UREN SABRI BERKEL HAKKl ANLI ARIF KAPTAN MİMAR ALINACAKTIR Yapı malzemesı temsılcılığı danışmanlığı yapan fırmamızda çalışmak ısteyen ve yapı malzemesı konusunda deneyımlı / bu alanda çalışmaya heveslı mimardar; aranmaktadır Isteklılerde <yı derecede Almanca ve ı veya Ingılızce bılmelen şartı aranacaktır Başvurulann şafısen fırmamıza yapılması rtca olunur Fragonard ve Pebeo boyalarmın MUSTAKİUER ZEKI KOCAMEMI MUHıTTIN SEBATI ALI AVNI ÇELE8İ REF1K EPİKMAN CEVAT DERELI HİÇBİR GBUBA BAfiLI TURGITZAİM OLMAYANLAR ŞERF^AKDIK VAIIK AKSEL MAh ^ÜT CUDA HAMIT SORELE ,, 11 OCAK24 ŞUBAT'a kadar uzatıldı MÜSTAKİLLER VE DGRUBUNASAYGI 0 GRUBU 2EKI FAİK IZER NURULLAH BEflK ELIF NACI 2UHTU MURİTOGIU CEMAL TOLLU ABİDIN DİNO ARTUG Emin Naci Akkuyu Bülent Çetinor Ayhan jltcr Nccati Inceoğlu Arif Saltuk Karma Suluboya resım sergısı 15 Şubat 88 5 Marl 88 Valıkonagı Cad 86/A NIŞANTAŞI Tel 130 50 00 Feministe ödül Kültür Servisi 1988 Birleşmiş Milletler Nüfus Ödülü, 91 yaşındaki Japon feminist Şizue Kato ile Kolombiya'daki "Profamilia" adlı aile planlaması grubu arasında paylaştırıldı. Birleşmiş Milletler Nüfus Ödulu, 1983'ten bu yana nüfus alanında olağanüstü katkılan olan kişi ve kuruluşlara veriliyor. Japon feminist Kato, yaklaşık 70 ytldır Japonya 'da kadmlann durumunun ve aile planlamasının düzeltilmesi uğrunda uğraş veriyor. SANAT GALERİSİ ANKARA 137 32 49 MNG MİPAŞ Hüseyin E r t unç 3 ŞUBAT 1 MART KfllSHO* IHLAMUR rESILÇIHEK SOKAK 91 SESIKTAŞ TEL IGD 25 4 H 5 8 1 9 80
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear