22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 ARALIK 1988 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 SHPgrubunda konuşan Inönü: 1402'liklere dönüş yolu (Baştarafı l. Savfada) yonlarınaa ele alınacak oları tasarıya göre, sıkıyönetim komutanlıklarının talimatlarıyla görevierine son verilenler sakıncaJı durumları kalkınca ya da sıkıyönetim sona erince eski görevlerine dönebilecekler. Ancak boşta geçen süreler için 1402'zedelere ücret odenmeyecek. Milli Savunfna Bakanlığı'nca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu'nca 30 kasım tarihinde benimsenen tasarının gerekçesinde, sıkıyönetim komutanlarının göreve son verme yetkisinin. 12 Eylül döneminde olağanüstü koşullar nedeniyle getirildiği vurgulanarak, "ülkede huzur ve güven ortamı sağlanınca evveke yapılan kanuni düzenlemelerin ibtiyacının hissedilmeye başlandıgı" bildirildi. Sıkıyönetim komutanlarının tasarruflannın anayasaya göre yargı denetimi dışında bırakıldtğına da dikkat çekilen gerekçede, "dava açma imkânının bulunmaması ve yapılan işlemin bir daha kamu hizmetlerinde çalışamama sonucu doğurması kamuoyunda tedbirin amacı aştığı yolunda yaygın bir kanaat ve hoşnutsuzluga sebebiArafat kürsude FKÛ lideri Yaser Arafat dün BM genel kurulunda yaptığı yet vermiştir" denildi. yapıcı ve ılımlı konuşmaya karşın ABO ve israil'i yumuşatamadı. 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası1 nda değişiklik ongören tasarının getirdikleri şöyle: 1 Sıkıyönetim komutanlarının talebi üzerine işlerine son verilenlerin bir daha kamu hizmetlerinde çalıştınlamayacaklan hıikmü metinden çıkanldı. Yasadaki, "hizmetleri yararlı görülraeyen" deyimi de "sıkıyönetime ilişkin hizmetlere yararlı göriilmeyen" biçiminde degişlirildi. 2 Sıkıyonetim komutanlarının talepleri üzerine işlerine son verilenlerin durumu, başvuruları üzerine incelenerek, 30 gün içinde karara bağlanacak. 1402'zedeler sakıncanın kaldırılmaması durumunda 6 ayı geçmeden yeni başvuruda bulunamayacaklar. Sıkıyönetim Komutanlığı'nın sakıncalığım kaldırdıklannın durumu, ılgili kurum ve organlara bildirilecek. Bunlar görevden uzaklaştırıldıkları tarihteki statulerine uvgun bir göreve başlatılacak. 3 Görevine son verilenlerden sakıncası kaldınlmamış olanlar sıkıyönetimin kaldınlmasından itibaren bir yıl içinde istekte bulunarak, ilgili kurumlarına dönebilecekler. 4 Geriye dönenlere görevlerinden aldıklan tarihteki kazanılmış hak, aylık, ücret ve öteki özluk hakları verilecek, ancak boşta geçen süreler değerlendirilmeyecek ve bu süre için ödeme yapılmayacak. 5 Sıkıyönetim komutanlannın bölge dışına çıkardıklan ögrencilerin okullanyla ilişkileri ancak geçici olarak kestirilebilecek. Ögrencinin sakıncasının kaldınlması ya da sıkıyönetimin sona ermesi durumunda bu işlem de ortadan kalkacak. Ögrenci kaldıgı yerden oğrenimine devam edecek. 6 12 Eylül döneminde görevine son verilenlerin durumu geçici maddelerle düzenleniyor. 19 Eylül 1980 tarihinden sonra sıkıyönetim komutanlarının talebi üzerine görevine ya da işlerine son verilenler yasanın yürurlüğe girmesinden itibaren bir yıl içinde geriye dönüş için başvuruda bulunabilecekler. Bunların başvuruları ilgili kurumlarınca 30 gun içinde incelenecek ve yürürlukteki mevzuata gore kanuni bir engel bulunmay.yılar statulerine uygun bir göreve hemen başlatılacaklar. 7 19 Eylül 1980den sonra sıkıyönetim komutanlarının talepleri üzerine sürekli olarak öğretim kurumlanyla ilişkisi kesilen ögrenciler de bir yıl içinde geriye dönmek için başvuruda bulunabilecekler. Bunlann başvuruları da daha önce kayıtlı oldukları ögretim kunımunca incelenerek bir ay içinde karara bağlanacak. Özal, ABD'de borç arıyor Inönü: Biz TBMM'de bütçede devletin parası en iyi şekilde nasıl tasarruf edilir diye düşünürken Başbakan borca devam etmek için ABD'de yeni temaslar yapıyor. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) S H P Genel Başkanı Erdal tnönü TBMM'de bütçe göriişmeleri sürerken Başbakan Turgut Özal'ın ABD'ye jritmesini sert bir dille eleştirdi. Inönü, " B i z TBMM'de, bütçede devletin parası en iyi şekilde nasıl sarf edilir diye düşünürken, Başbakan orada borca devam etmek için yeni temaslar yapıyor" dedi. UĞUR MUMCU (Baftarafı 1. Sayfada) GÖZLEM Sanıkların, yurda giriş yaptıklan anda bu kararlar gereğince gözaltına alınıp hemen savcılığa, oradan da mahkemeye gönderilmeleri gerekir. Bu yapılmıyor. Ya ne yapılıyor? Sanıklar, geldikleri uçaklarla geri gönderiliyorlar. Yurttaşlıktan atılmışlar da onun için... Türkiye'ye giriş belgeleri yokrnuş, bu nedenle... Bu sanıklar, eğer yurttaşlıktan atılmadan önce suç işlemişlerse, yurttaşlıktan atılmaları, soruşturma konusu eylemi suç olmaktan çıkarmaz. Hem bugün için "yabancı uyruklu" da olsalar ne değişir? İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 13. Maddesi'nı, gelin, yeniden okuyalım: Herkes kendi ülkesi de dahil, herhangi bir ülkeyi terk etmek ve ülkesine dönmek hakkına sahiptir... Peki öyleyse siyasal göçmenlerin yurda girmeleri hangi hukuksal gerekçeyle ve niçin yasaklanıyor? İşin ilginç yani da İstanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardal? nın Emniyet Genel Müdür Yardımcısıyken bu sanıklar hakkındaki tutuklama karartarının uygulanması için sınır kapılarına yazı yazmış olmastdır. Dünkü Cumhuriyet'te, Turan Yılmaz ve Halil Web«7er1n haberine göre Hamdi Ardalı, Emniyet Genel Müdür Yardımcısıyken sınır kapılarına yazı yazıp "yakalaym bunlan" diyor İstanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Hamdi Ardalı'nm emrini uygulamıyor! Olacak iş midir bu? Yasalar, verilen tutuklama kararlarının uygulanmamasını suç sayar ve bu gibi suçları işleyenler hakkında da doğrudan doğruya savcıların dava açacağını öngörür. Bu durumda, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın CMUK'nın 154'üncu maddesi uyarınca İstanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı hakkında soruşturma yapması gerekir. Ne diyor 154'üncü madde? Kanun tarafından kendilerine verilen... (..) adlıyeye müteallik vazife ve işlerde suiıstirnal yahut terahileri görülen devlet memurlan... Durum bu kadar açıktır. Baksanıza, ne garip ülke olduk; haklarında tutuklama kararları bulunan sanıklar, yurda dönüp "bizi tutuklayın" diyorlar... Devtet, "hayır, tutuklamam" diyor. /^nı sanıklar yurtdıştna kaçtıklannda devlet, "neden kaçtmız?" diye soruyor. Sanıklar yurda dönünce de aynı devlet "neden döndünüz?" diye soruyor. Bütün bunlar "düşunceyi suç saymaktan" kaynaklanıyor. Bir ülkede, düşünceyi açıklama ve örgütlenme diye suçlar varsa, bu çelişkilerden kurrulmanın olanağı yoktur. En iyisi, uyuşturucu madde, silah, döviz ve altın kaçakçılığı yapmak... Nasıl olsabu gibi suçlann sanıklarınayurda girişlerinde de çıkışlarında da bir engel yok. Bu gibi suç sanıkları için var olan pasaport engelleri, liberal hükümetimiz tarafından Pasaport Yasası'nda yapılan son değişiklikle kaldırılıverdi. Siz siz olun, bundan sonra "düşünceyi açıklama" ya da "örgütlenme suçlan" işlemeyin... Kaçakçılık davalannın sanığı olun ve liberallikten böylece doya doya, ömür boyu yararlanın... Niçın? SHP TBMM grubu, dün genel kurulda bütçe göruşmeleri sürerken kısa bir toplantı yaptı. Toplantının açılışında konuşan Genel Başkan Inönü, bütçe gorüşmelerine gereken ilginin gosterilmediğini belirterek, ozellikle TRT'nin bu konudaki tavnnı eleştirdi. Inönü, Başbakan Ozal'ın da butçeye Ugi göstermediğini, TRT'nin tavnnın da bundan kaynaklandığını ANKARA (Cumhuriyet Büro büdirerek "TBMM'nin görevini su) DYP Genel Başkanı Süley yapmasına olanak vermemek hasman Demirel, ANAP iktidarının talığı ANAP iktidarının ilk giinsiyasi olarak iflas ettiğini belirte lerinden beri devam eden bir rek, iktidan siyasi kadavraya hastalıktır" diye konuştu. DYP Grubu Demirel: Iktidar siyasi kadavra Arafat'tan IsraiTe barış çağrısı (Bastarafı 1. Sayfada) olan Filistin Devleti, tsrail ve diger komşulan kapsayan," BM Guvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 numaralı kararları çerçevesinde bir anlaşmanın gerçekleşmesine çalışacağını da açıkladı. kendi onayladığı bu karann yansını kabul edip diger yansını reddetme çelişkisini nasıl açıklıyor?" Arafat'ın konuşmasının bitiminden kısa bir süre sonra BM İsrail delegasyonu, bir basın toplantısı yaparak söz konusu konuşmada hiçbir yeni unsur bulunmads ğını belirtti. Arafat'ın konuşması boyunca üç kez Filistin Ulusal Konseyi'nin aldığı terorizmi kınama kararını ve Israil'in varlığını tanıdığı şeklindeki sözlerini tekrarladı. bazı ilginç ve bazı olumlu geiışmeler içerdiğini belirtirken "Ancak ABD'nin FKÖ ile geniş çaplı bir diyalog başlatması için gereken kilit konularda muglak ifadeler yer aldı" dedi. ABD, "kilit konulan" Israil'in var olma hakkının tanınması, terorizmin kınanması ve BM Güvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 sayılı kararlannı tanıması olarak sıralıyor. Redman, FKÖ'nün bu üç koşulu "açıkça dosdognı ve muğlak olma>an bir şekilde" yerine getirmesi gerektiğini savundu. Israil Başbakanı lzak Şamir de Arafat'ın konuşmasını "aldatmaca" olarak niteledi. Şamir, "FKÖ ılımlı oldugu izlenimini vermeye çalışıyor, ancak gerçekte tsrail'in var olma hakkını temelde reddediyor ve terör eylemlerine devam ederken şiddeti de köniklüyor" dedi. AT, Arafat'ın konuşmasında terorizmi açıkça kınanmasından memnun. Ingittere de konuşmanın olumlu unsurlar içerdiğini bildirdi. Başbakan Turgut Özal ise New York'ta CNN'nin gunluk dunya olaylarını ele alan uluslararası saatinde soruları yanıtlarken FKÖ liderinin konuşmasını olumlu bulduğunu söyledi. "Arafat'ın konuşması 40 yıldır devam eden sorunun çözümüne olumlu etki yapacak, ancak 40 yıldır süren bir çatışmayı çok kısa bir sürede çözmek kolay degil. Çözüm her iki larahn da çok z a m ı m n ve çabasını alacak" dedi. benzetti. Demirel, DYP'nin dün toplanan Meclis erubunda yaptıgı konuşmasında, ANAP iktidarının her yılııun bir öncekinden kötü olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Diyalog, seviyesi uygun insanlaria kurulur. Muhalefete sen kim oluyorsun diyenleıie diyalog yapılmaz. Bizim kaderimiz bitmiş tükenmiş, vücudunda kan kalmamış siyasi bir kadavraya dönüşmüş olanlan ayağı kaldırmak mı? Bizim işimiz bu mu yani? Hem ondan vazgeçmeyecek, bem de ona kan ver diyeceksiniz. Ona niye ben kan vereyira? Kan versem de canlanmaz. Tedbir söyleyin diyorlar. İktidarlannın 6. yüında enflasyonu yüzde 100'e çıkaranlara ne akıl vereceksiniz?" Başbakan Özal'ın ABD gezisinin ne anlama geldiğini belirlemenin güç olduğunu da kaydeden Erdal Inönü, Özal'ın bankacılarla görüştüğune dikkati çekerek, yeni borçlar aradığını söyledi. tnönu, özal'ın her fırsatta 12 Eylül öncesinde devlet görevlisi olarak ülke ülke dolaşıp borç aradığını anlattığını vurgulayarak "Şimdi Başbakan olarak bu işi yapıyor. Yaptığında degişen bir şey yok. Ama dunım şimdi daha ciddi. Devletin politikası olarak Başbakan bizzat uyguluyor bu işi" dedi. TRT'nin, muhalefetin görüşünü yayımlayacağım diye "ödiinün koptugunu" belirten lnönu, "TRT, TBMM gorüşmelerini, iktidann propagandası olarak yorumlanacak herhangi bir söz varsa onu göstermeye çalışarak yansıtıyor. Ödü kopuyor. bir larafsız göriiş çıkaracak, muhalefetin sözu TRT'de yayımlanacak ve ondan kendilerine bir azar gelecek diye" diye konuştu. TRT'yi tarafsız yayın yapması için uyaran Inönü, süper emeklilik konusuna da değindi ve ANAP iktidannm büyük bir gösterişle ortaya çıkardığı süper emekliliğin bir karmaşaya dönüştüğü söyledi. Inönü, iktidarın şimdi süper emeklilik uygulamasının içinden çıkamadığını belirterek yeni düzenlemede ayncalığın ortadan kaldınlması ve herkese daha iyi haklar getirilmesi gerektiğini bildirdi. Wilson prensibi Konuşmasında birkaç kez ABD'ye hitap eden FKÖ Yürütme Komitesi Başkanı, Washington'un iki tarafa adalet ölçuleri içinde davranmadığını vurgulayarak Başkan VVilson'un ünlü prensiplerini uygulamak üzere ABD yoneticilerini harekete geçmeye çağırdı. 1. Dunya Savaşı'nın bitiminden hemen sonra dönemin ABD Başkanı VVilson'un ortaya attığı bu prensipler, halkların "selfdetermination" (kendi kaderini tayin) hakkını kabul ediyor ve bir ülke topraklannın kuvvet kullanılarak işgal edilemeveceği görüşünü savunuyordu. Filistinli lider, 1315 kasım tarihlerinde Cezayir'de toplanan "sürgünde Filistin parlamentosu" Filistin Ulusal Konseyi'nin bağımsızlık ilanına temel teşkil eden BM'nin ünlu 1947 Filistin'i taksim planını bir kez daha ön plana çıkardı ve bu konuda şoyle dedi: "BM, 1947 tarihli ve 181 numaralı karanyla iki devlet kurma kararı almıştı. Bunlardan biri Arap Filistin Devleti diğeri de Yahudi Devleti idi. ABD yönetimleri BM'nin 181 numaralı karanrun tsrail'in tek yasal davanağı oldnğunu bilijor. Amerikan hükümeti. Sıkı güvenlik FKÖ Yürütme Komitesi Başkanı, öngörüldüğü gibi yerel saatle tam 15.00'te BM'nin Cenevre'deki protokol müdürü L'fuk Ülkümen'in eşliğinde kürsüye kadar geldi. Yerel saatle 11.20'de uçakla Cenevre'ye gelerek Intercontinental Oteli'ne yerleşen Arafat'ın, Isviçre güvenlik kuvvetlerinın aldığı çok sıkı onlemler yüzunden, Cenevre'ye gelişi basın mensuplarının tamamiyle dışında cereyan etti. Sabah saatlerinde tek bilinen şey, FKÖ Yurutme Komitesi Başkam'nın BM Sarayı'na helikopterle ineceği şeklindeydi. Bedava maç (Baştarafı 1. Sayfada) birliklerden sağladığı kan bağışını sivil sektöre de yaymak için üç hafıa once başlattığı "Kan ver maç bileti al" kampanyası, günlük bağışlann iki kat artmasına yol açtı. Kızılay Kan Merkezi Istanbul Şubesi Müdürü Dr. Fikret Pamir, yeni kampanyayla günlük kan bağışı ortalamasının 4O'tan 8090 kişiye yükseldiğini belirtti ve kampanyanın gelişimini şöyle anlattı: "Genel merkezimiz kan bagışmda sivil sektörun devreye sokulması için bir dizi onlemler paketi hazırlamıştı. Uygulama koousunda bir gecikme söz konusu olunca yetki isteditn ve bu kampanyayı başlalüm. Şu anda ilgi, beklediğimiz hızda degil, ama beklediğimiz istikâmette, Kan vermeye istekli sayısı haftalık ortalaraa 300350 dolayına çıktı. Bu haftaki Galatasaray Beşiktaş karşılaşmasıyla birlikte bunun 700800 dolayında olacagını sanıyoruz. Bunun da önemli bir rakam oldugunu kabul ediyoruz." Kızılay Kan Merkezi'nin Çapadaki binasında çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu, maç bileti karşıhğı kan veren yurttaşlarla konuşuyoruz. Birol Kelleci Aksarayda bir laborant. Düzenli olmasa da önceden kan bağışında bulunuyormuş. Kampanyayı gazetelerdeki haberlerden oğrenmiş. Bilet bulamadığınız için mi buraya geldiniz? Evet, GalatasarayBeşiktaş maçının kapalı tribün ve numaralı biletlerini bulamayınca buraya geldim. Ancak burada açık tribün bileti veriyorlarmış. Aslında tek amacım maç bileti almak değil, kan bağışının önemini biliyorum. Öğrenci Ali Özkan da kampanyayı, dolmuştan geçerken Kan Merkezi binasındaki pankartı okuyunca öğrenmiş, "llk kez kan verecegim, biraz çekiniyorum, ama herkes kan veriyor. Dolmuşta yanımda bir arkadaş vardı, bilet karşılığı kan vermek ona biraz ters geldi, ama bence oldukça iyi bir yöntem. Hem kan bağışlayarak önemli bir iş yapıyorsunuz hem de maç bileti alıyorsunuz. Dognısu bu maça bilet bulmak meseleydi" diyor. Bu arada kan veren Cengiz Berkan yanımıza geliyor. Seyyar satıcıymış, 25 vaşında. Askerlikten bu yana geçen altı yılda hiç kan vermemiş. Yani maç bileti bir fırsat oldn. Yok abi, ben sadece maç bileti almak için gelmedim. Bu biraz ayıp oluyor, kanını parayla vermek gibi. Her şeyden önemlisi kan vererek insanlık görevimizi yapmak. Yani altı yıldan sonra... Evreırden buruk Genel Başkan Vekili Oltan Sungurlu, "Bu konuda hiçbir şey söylemeyecegim" diyerek ANAP'ın sessiz kalmayı yeğlediğini ima etti. Tepkiler FKÖ lideri Arafat'ın Cenevre konuşması dünyada geniş yankı uyandırdı. ABD, Arafat'ın konuşmasını yeterli bulmazken tsrail ise aldatmaca olarak niteledi ve kesinlikle reddettiğini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanhğı Sözcüsu Charles Redman, konuşmanın (Baftarafı 1. Sayfada) Baransel aracıuğıyla yaptığı açıklamada "Tüzemen'in içine sindiremediği anayasanın önemli bir kuruluşu olan Danıştaj. Başkanlıgı'nı kabul etmesini anlamakta güçlük çekiyonım" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, demeci takdirle' karşıladığvru, DYP 8 Sıkıyönetim komutanlarının Genel Başkanı Süleyman Demirel görevlerine son verdiklerinin ka açıklamanın 'tutarlı' olduğunu mu hizmetlennden sürekli yasak söyledi. Biiieat Ecevit ise 'oaor belgesi' olarak niteledi. ANAP lı olacağı hukmü kaldınldı. EvrenMn açıklaması Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ali Baransel, gazetecilerin "Cumhurbaşkinı Kenan Evren, Danıştay Başkanı Orhan Tüzemen'in bugün (dün) basındı yer alan görüş ve düşüncelerini nasıl karşıladı?" şeklindeki sorusunu şöyle yarutladı: BİIBİR TEK YILBAŞ/ARMAĞANI UNUYORUZ. H E P İ N İ Z £ YENİ İLGİNÇ YILA DEĞİŞİMLERLE G İ R M E N İ Z İ Ç İ N , İGS SUNUYOR KADAR... SİZE: BİR YILBAŞI ARMAĞANI 31 ARALIK 1988 AKŞAMINA "Sayın Cumburbaşkanjnuz demokratik parlamenter sistemlerde ortaya konan ber görüş ve öneriyi saygı ile karşüamak gerektiğini, çeşitli vesilelerle yaptıklan konuşmalarda daima ifade etmektedirler. Danıştay Başkanı'nın basına yansıyan düşüncelerini de aynı yaklaşım içinde değerlendirmektedirler. Ancak, Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Tüzemen'in içine sindiremedigi 1982 Anayasası'nın önemli bir kunıluşunun başkanlıgını kabul etmesini ve bugüne kadar görevini uyumlu bir şekilde sürdürmesini anlamakta zorluk çektiklerini ifade etmektediıier. Sayın Tüzemen'in 12 Eylül'den sonra denevimli bir hukukçu, son yıDarda da Danıştay Başkanı olarak düşüncelerini kendisine her zaman anlatmak imkânlan bulundugunu hatuiatan Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Tüzemen'in tam emekU olmak üzereyken ortaya koydugu görüşlerinden yararlanmakta gecikmelerini bir kayıp saymaktadıriar. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Tüzemen'e hayaünın bundan sonraki bölümünde başanlar dilemektedirler." İnönü'nün tepkisi GELİN.1 9 8 9'U " D E Ğ I Ş İ K " K A R Ş I L A Y I SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, Danıştay Başkanı Orhan Tüzemen'in sözlerini takdirle karşıladığını bildirdi. tnönü, kendisinin anavasada de&işiklik gerektiğini dile getirdiğini anımsatarak, "Danıştay Başkanı nın benzer bir konuşma yaptıgını görmekten mutlu oldum" dedi. D K D E Ğ İ Ş Y E N ŞE İ M Tabii Beşiktaşlıyım ben, takımımın maçını da seyretmiş olacağım, bunun da etkisi var. Kan merkezinin giriş kapısında giderek uzayan kan bağışı ve bilet kuyruğundaki yurttaşlar, kan vermenin önemini vurgularken başvuru masasındaki hemşire ilk iki günde 150'ye yakın bilet dağıtıldığını, bu sayının hafta sonuna kadar 15OO2OOO arasında olacagını sandığını söylüyordu. Bayanlar, çocuk bakarak Ingilizce öğrenmeyi AuPairlik yaparak gerçeklestirebilirsiniz. 1158 53 42 4213 68 67 ATİKA SAH4F Her türlü Turkçe ve İngilizce kitaplarınız değerine alınır. 336 75 57 DYP lideri Sükyman Demirel, Danıştay Başkanı Orhan Tüzemen'in " 1 2 Eylül hukuku ihtilal hukukudur" şeklindeki sözlerini "kendi içinde tutarlı" olarak niteleyerek, "82 şartlan malumdur. Anayasaya 'evet' demek mecburiyet, 'hayır' demek yasakü" dedi. Tüzemen'in demecini "Türkiye için onur belgesi" olarak niteleyen eski Başbakanlardan Bttlent Ecevit, " 1 2 Eylül'den sonra çok yanlış oluşturulan rejimin demokrasi kurallanna uygun biçimde yeniden yapılandınlması zamanı gelmiş ve geçmektedir" dedi. Sosyalist Parti Başkanı Ferit tlsever, dun yaptığı yazılı açıklamada, 12 Eylül sorgulanmah, artık bu ihtilal hukukuna son verilmeli YILBAfl ARHA6AN İNDİRİHİNİN GEÇERLİ OLOUfiU İGS MAGAZALARI: • ATA<OV> GA^EF A • CSMANBE'f • EHE^KOv • IZMIR KONAK • AVCILAR (FABRIKA MAGAZA5I) BAYİLER: • ISTANBUL BFYOâLU LÂLELI JSKUDAR KADIKOV UMRANIVE FATIH PENDİK • İZUİR AISANCAK KAFtŞIYAKA • ANKARA ULJS KIZILAY YENİ M A H A L L E • ADANA ATA'URK ÇAKMAK • BURSA • ESKlŞEmR • Ç A N A K K A L E • KONYA • NAZILU • LULEBJRGAZ • DENİZd • UENEMEN • PİZE SİZ, BİR ÇOK ARMAĞAN SUNACAKSINIZ. YAKINLARINIZIN H E P S I N E. dir" dedi. Daruştay eski başkanı Orhan Özdeş ise Tüzemen'in görüşlerine tümüyle katıldığını belirterek, "Aslında bundan da önemli olanı, şu sıralarda hazırlanan Danıştay Yasası'dır. Bu duzenleme, yargıyı 12 Eylül'ün de geri«ine götürüyor" ded! 1982 Anayasası'nı Hazırlama Komisyonu Başkanı Orhan Aldıkaçtı ise, Tüzemen'e tepki göste rerek, "Sayın başkanın bu demecini hayat hikâyesiyle birlikte antolojilere geçirmek lazım" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear