Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/10 HAVA DURUML p Gerel Mudurtuju nden alı nan bılgıye oire, butm tölgelenme parçalı çok buMtu lhakya Marmara Ege Akdenız iç Aradob Bafc « Orla Karade^c le Do0u vc Guneytioju Anadolu nun jaos. yajıs k geçacek. yağıslar yağmur, yet jer sa$a n k , lakyada karla kanş k yâğmuf w kar seklnde otacak HAA SlCAKUĞI Yajıs ı b n yaıterde btraı azabcafc Dtjet yerte<ieön«nltwde&şıklıkolmayacaK RUZGAR Guney ve bat yurdun kuâybalı kesımle nnde tajay ve doğu yAnlerden ora kuv vette, yef yer kuvvet! yurciun bat «esımle nnde losa sureiı frtma şddınde esecek Denutefde Ooju AMenızde kıble w «şışle meden Batı Karadenz Marnıaraüa yıldız ve poyraz dıjer dmıztenrrame kıble ve IttJostan 35 yer yef 67 kuvvennde saane 1021 yer yer Adana Adapazar Adyaman Afyon AOn Arrtara Antakya Anölya Artvın Aydın BalıkESır Bueck Bıngöl Brtfis 27 33 dene mılı hzla esece» DENI2 Mutedıl yef yw kaba dalgalı <U Botu Ba yuksekfıO! 1 2 yer yef 3 metre dolayında otaca*. « m GOu nde Parça Bursa I bututlu ve aslı geçeak aagâr guney ve doflu yMerden hafif ara sı Çaraldale ra orta kuvvefle esw«* Gol kupuk dalgjlı otacak göruş uzakig 35 Çorum Denızlı km doiaytnda h â j n a c * Y Y B Y B Y Y Y B 17° 10° Oyarbakır B 10° 8">Edıme K 15° 3°Erancan Y 10° 6° Eraınım B 9° 3°E*şer«r Y 12° 6°Gaaamep B 19° 11° Gıresun B 17° 11° Gumuşhane B 9° 3° Hakkân B 15° 13° Isparta 9° 7°lstant>ul 9° 4°lzmır 5° 0°Kars 9° 0°Kasömonu Y 9° 5°K*sen 12° 8° Kjrtdardı 6° 4°Konya 8° 0°KuOhya 16° 12° Maıaiya 14° 3° Manısa 3° (FKMaraş 5° 1° Mersın 0° 14°Mugla 12° 8°Muş 15° 3°Nıjde 14° 8° Ofdu 3° 5° Rra 10° 3» Samsun 10° 7°S«rt 8° 6°Smoo 18°16 o Sıvas 3° Kflekmlağ 6° 3°Trateon 4° 7» luncelı 3° 0Usak 6° 2°Van 8° 5°Yozgat 6» 1° ZonguBak HABERLERİN DEVAMI TURKIYE'DE BUGÛN Y Y Y Y B Y Y B Y B Y Y Y B Y Y B Y Y 16° 12° 10° 3° 19° 10° 13° 11° 9° 3° 9° 3° 10° 8° 16° 9° 11° 8° 15° 2° 9° 8° 3° 6° 8° 4° 16° 9° 9° 0° 10° 7° 10°«° 10° 4° 7° 7° 26 KASIM 1988 DÛNYA'DA BUGÜN Amstodam B 10° Amman 8 25° A6na Y 16° Bagdad B 24° Bareetona B 15° Basei B 8° Betgra! K 1° B 6° Bertn B 6° Bonn B W° Bruksel Budapeşte B 8° B 7° Cenevre B 20° y A 28" OöHe A 28° Duba B 5° Franttfurt B 20° K 3° B 28° Kahıre Kopenhag Y 6° Kötn B 6° B 20° leftoşa Lenıngrad K 2° B 9° Londra B 12° Madrtd B 8° Mttano Montrea! B 0° Mostara K 0° B 5° Munch A 11° K 3° Osio B 12° Pans B 7° Prag A 30° Y 1S° Roma K 2° Sotya B 25° Sam A 24° lelAınv A 22° İJtlus K 4° Varşora B 12° Vetıedık B 2° Vıyana WâshmgtonB 13° Zuntı B 7° POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Sıkıyönetımın kendı kalkalı epey oluyor, mahkemelerı ıse duruyor Sıkıyönetım mahkemelennın kalkması ıçın getırılen onerılere de ıktıdar partısının çoğunluğu engel oluyor Sıkıyonetımı kaldırmakla övunenler mahkemelerı ıle baskıyı sürdurüyorlar 1940 kuşağı denılen bızım acılı kuşak sıkıyönetımsız gün görmedı denebılır Yıllar boyu sıkıyonetımler bır kalktı, bır kondu, başımızdan hıç eksık olmadı Şöyle bır gerıye donüp bakıldığında 60 yılın ellısı sıkıyonetımlıdır Bunlardan 4 Aralık 1945 yılında olanı da en görkemlısıdır Kışkırtılmış gudümlu öğrencı kalabalıkları once Babıâlı'yı basmış, ardından dalga dalga bütün kente yayılmıştır Muhalefet dergı ve gazetelerını yayımlayan basımevlerı yıkılmış, yakılmış dumduz edılmıştır Böyle olaylarda suretı Haktan görünen sıkıyönetım bıldırılerı yayımlanır Sankı hıç kımsenın onceden haberı yokmuş da olay btrdenbıre patlamış gıbı görunur Bu da yayımlanan sıkıyönetım bıldırısınde öyle gösterılmek ıstenır Ertesı gun gazetelerde çıkan bıldırıyı alalım " Dun umversıte oğrencılerının bır kısmı ıkı basımevıyle bırkaç kıtabevıne tecavuz etmışler ve hareketlerıne manı olmak ıstıyen hükumet ve ınzıbat kuvvetlerını dınlemeyerek tasartadikları suçu ışlemışlerdır Bunlar hakkında derhal tahkıkata başlanmıştır Bu çok muessıf hadıseye kesınlıkle musamaha edılmeyecektır" Bıldırının altındakı ımza Korgeneral Asım Tınaztepe Sıkıyönetım Kornutanı Ikıncı büyük savaş sonrası Istanbul'unda kuş uçmaz kervan geçmezken öğrencıler Beyazıtta toplanacâklar, Babıâlı'ye ınecekler, oradan Sırkea'ye yönelecekler ve vılayet konağına ellı metre arada bulunan bır basımevını yakıp yıkacaklar, bundan sıkıyönetım yetkılılerının haberı olmayacak Böylesı bır olaya kargalar güler, tavşanlar ağlar Bu ılk olay değıldı, son da olmadı Zamanın hükumetı Kıbrıs sorununa bır çare olsun dıye 6/7 Eylul olaylarını kışkırttı, sonra onunu alamadı mO Olay hükümete bela olmadı mı? Sıyasal olaylara asken kanştırdınız mı sırası gelır engel olunamaz 1945'te basımevlerı yıktırılır, 1955'te 6/7 Eylul olayları tasarlanırsa bunun ardı gelır Işte 1960'tan başlayarak asken darbeler çığırı açılmadı mı? Basarıyla sonuçlananlar 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylul Başarıya ulaşamayan da kaç tanesı var Madem demokrasıye geçılıyor gelın şu sıkıyönetım mahkemelerını de, sıkıyönetım kalkmış görunurken kaldıralım denılıyor Demokrasıye gönul verenler bunu candan ısterler Ama oyle olmuyor Iktıdar partısının çoğunluktaolan parmakları ıle kaldırılmıyor, yerınde sayıyor Sıkıyönetım sözde kalkacak, sıvıller kalkmış gıbı görunen fakat ışlerlığı suren sıkıyönetım mahkemelerınde askersıvıl karma mahkemelerde yargılanacaklar, buna da demokrası denecek Kımseyı ınandıramazsınız1 Bu mahkemelerın verdığı ıdam cezaları var, yurürlüğe konmuyor Ama ıktıdar partısının bır sözcusu, gerektığınde, ıdamlann caydırıcı olsun dıye uygulanacağını söylüyor Görüyor musunuz, hukuk bır tehdıt aracı olarak nasıl kullanılıyor? AT'ye gırmek ıstıyoruz Hukümetın gerçekten gırmek yanlısı olduğu açıktır AT'lıler de almak ıstıyorlar ama kımı ıstemlen var Başta demokrasının gelmesını ıstıyorlar Ardından bütün demokratık kuralların ışlemesım Fakat bır türlu anlaşılamryor, ulke ATye gırmek ısterken mahpusanelerınde sokaklannda açlık grevlerı başlıyor Açlık grevlen dalga dalga dört bır yana dağılıyor Boyle olunca bızı AT'ye alırlar mı? Bunu herhalde AT'ye gırmemızı ıstemeyenler tezgâhlıyor Osmanlıda bır kural vardır Devlet varlığı bellı olsun dıye arada bır zulum yaparak kendını gösterır Şımdı devletı yonetenler sıkıyönetım mahkemelerı ve açlık grevlen ıle mı kendılerını gostermek ıstıyorlar? Şurası lyıce bılıne kı çağımızda hıç bır şey gızlı kalmaz Onunde sonunda bır gun gelır anlaşılır Bu aclık grev^erını kışkırtanlar, polıtıkaya soyunmuş bırkaç taşra avukatının becerısı değıldır Bunun ardında başka güçler de vardır Eğer gerçekten Batılı olmak ıstıyorsak yurttaşı surgıt baskı ve ceza tehdıdı altında tutmamalıyız Bır an once demokrasıye kavuşmalıyız Ardında Kim Var?.. S 5 fcart A ac k B tKJuüu K kartı S sst Y Kshlrv Stres, cînselliğin düşmaııı önceki gün sona eren ve Türkiye'de ilk kez düzenlenen Cînsel Fonksiyon ve Bozukluklan Kongresi'nde sunulan bir araştırmada, stresin erkeklik hormonlarının azalmasına yol açtığı belirtildi. ULKER GOKTURK Ülkenuzde ılk kez düzenlenen ve uluslararası katkı ıle gerçekleş tırilen 1 Cınsel Fonksiyon ve Bozukluklan Kongresı sona erdı Kadın cınsellığınden erkek an sellığıne, cınsel eğıtımden cınsellığın tedavısıne dek ınsan yaşamında oldukça önemlı yer tutan pek çok konu, uç gun boyunca ge nış bır perspektıf ıçınde ışlendı ve tartışüdı Kongre>ı duzenleyen Is tanbul Ünıversıtesı Cerrahpaşa Tıp Fakultesı öğretım üyelen, "Görevımız tehlike>dı, sakıncafa piyadeliğı goze alarak yola çıktık" dı>erek kongre bmmınde duygularını şöyle dıle getırdıler "Bizler unıversiteli ogretıra ve eğıtım eleraanian olarak, bılımsel \ontemlerie bu konuyu lcamuoyuna arz etmek amacıyla, bu ışe amalor ve ınançlı olarak başladık. Kongreye katılan bazı bılım tnanıjoruz kı ınsanlık var olduk adamlarının, "Kadın >e cinselliça cınsellık de guncelligıni koru ğı". "Dogumdan sonraki donemjacaktır Bıam >aptıg,ımız bu konuda atılan ılk adımdır. Cınsel eğitim beşıklen mezara planlanmalı ve bu cıddı gorev de devletin işi olmalıdır." Çeşıtb umversıtelerden kongre ye katılan değışık alanlarda gorev yapan hekımler, uç gün boyunca cınsellık konularını tartışırken toplumumuzda da cınsel sorunların çeşıtlılığı ve sıklığı uzennde araştırmalar yapılmasını, tıp fakultelennde konuyla ılgılı eğıtıme daha önem venlmesını, bu konularda yayınlann hazırlanmasın] ıs tedıler de seksualite", "Stres ve cinsellik", "Cınsel sorunlarla başvuran kadınların evlılık ılıskılerinin degerlendınlmesı" gıbı konularda göruşlerını aldık Ortak ıstek, ınsan yaşamının doğal ve normal bır parçası olan cınsellık konusunda artık tabuların yıkılması Hormon dengesi üzerinde olumsuz etki yaratıyor Avrupa'nın yolları (Baştanfı 16. Sayfada) türel unsur bır kenara bırakılacak olsa dahı, Türkıye'nın sıyası ve ekonomık açıdan AT üyehğıne hazır olmadığı göruşunde. Burada, sıyasettekı tek kıstası, yekpare bır butun halınde "demokrasi", ekonomıde ıse Türkıye ıktısadı vapısımn dığer topluluk ülkelerıne oranla "geriliği" oluşturuyor Dığer bır deyışle, Türkiye'de, sıyası olarak AT ölçülennde demokrası vok ve ıktısadı olarak da Turkıye, Ortak Pazar bünyesınde "oznmsenmesı çok zor" bır ekonomıye sahıp Bu nedenle, Ankara'nın tam üyelık başvurusuna venlecek cevap öncesınde, Avrupa Topluluğu ülkelen Turkıye'den bır dıa istekte bulunuyorlar Daha doğnısu, AT1 mn Türkıye'ye vereceğı cevabın olumlu olabılmesıne zemın hazırlamak ıçın Ankara'nın önceden, kendısıne sıyası olarak yöneltılen ve yöneltılecek eleştınlerı ortadan kaldırması, ekonomık planda da kendı ıktısadını bellı ölçüde Ortak Pazar standartlannda bır yapıya kavuşturması gerekıyor Sıyası planda, AT üyelığı ıçın gereklı sıne quo non (olmazsa olmaz) bınncı şartı, Batılı anlamda ve bu daha gerı dönülmeyecek bıçımde, Türkıye'ye "çognlcu demokrasinın yerleştirilmesl" oluşturuyor tlk bakışta, Türkıye'mn otuz yılda Uç asken darbe geçırmış olması, ılenkı donemde Ankara'nın AT üyehgını engelleyecek temel bır faktör oluşturmuyor Cunta Yunanıstanı'nın, Franko Ispanyası'mn ve Salazar Portekızı'run, bu ülkelere gerçek demokrasının yerleşmesınden sonra Avrupa Topluluğu'na üye olduklan göz önüne alırursa, AT üyelığımn bır "demokrasi tnukâfatlandınlması" olduğunu duşunmek dahı mümkun " Ancak, bu "mukâfab" elde edebılmemn tek ve yegâne şartı, söz konusu demokrasının "Batı standartlanndan" bır nebze gerıde olmaması Yanı, ışkence ıddıalannın her ay Avrupa Parlamentosu'na geldığı, 141, 142 ve 163 maddelerden dolayı hapse atılan msanlann "Amnesty International" raporlannda yer aldığı, sendıka ve ış yasasınm Avrupa Sendıkalar Konfederasyonu ETUCun her toplantısında şımşeklen çektığı, Kurt mıllı varlığım ınkâr etmenın Brüksel Komısyonu'nda "komiklik" olarak değerlendırıldığı bır Türkıye'mn AT'ye tam uye olması, hayalden de uzak gözukuyor Ekonomık planda ıse AT'nın Turkıye'den olan beklentılennm ıkı yönu var Bunlardan bırıncısı Türk ekonomısımn bugun dığer topluluk ekonomılennden çok gen olması ve bır üyelık durumunda Turkıye ıktısadının AT ortalamasına çekılebılmesı ıçın üye devletlerın "kesenin agzını açmak zoranda" kalacak olmaları Yanı bınncı sorun, Avrupa Topluluğu1 nun, Türkıye ekonomısını yükseltecek bır malı yardımın faturasını karşılamakta fazla ıstekh olmamasmdan kaynaklanıyor Çok kaba bır hesapİa, Türkıye'nın üyelığı durumunda, ATmn on yılda 4050 mılyar dolarhk bır yardımı Ankara'ya ayırması gerekeceğı düşOnülüyor Aynı şekılde, tam üyelık durumunda ıster utemez gündeme gelecek olan Türk ışgücünün Avrupa'da serbest dolaşımı, topluluk başkentlennde "kâbos" yaratryor, üstelık, son tahlılde dınamık bır seyır ızleyen Türkıye ekonomısımn, ortauzun vadede dığer üye ülkeler ıpn potansıyel bır tehlıke oluşturması da akıllardan çıkmıyor Ekonomık planda ıkıncı sorun ıse Türkıye ekonomısımn yapısal bır devnm geçırmek zorunda oluşu Halen mevcut enflasyon oram, bütçe açığı ve ılkel vergılendırme sıstemı ıle Türkıye'mn AT'ye üye olabıleceğme ıhtımal venlmıyor Buna karşıhk AT, Türkıye ekonomısımn dışa açılmasının ve topluluğa uyelığın tam bır serbest rekabet ve gttmrük bırlığı gerektıreceğını vurgulayarak hem Ankara'yı hâlâ hımayecı davranmakla suçluyor hem de Turkıye ekonomısımn böyle bır durumda AT ürünlen ıle nasıl rekabet edeceğı sorusunu soruyor Türk sanayunın son tahlılde, Avrupa'nın üretmekte olduğu mallar ıle sınırlı kalması, söz konusu uretım standardının düşük olması, üstelık bu üretımın de geleceğırun "teknolojı devriınine" yönelık bır eğılım taşımaması, ekonomık planda başka bır olumsuzluk faktörünü teşkıl edıyor Dığer taraftan, Türk tanm üretımı kapasıtesı, zaten tarımsal ürün fazlası olan AT ıçın başka bır kâbus oluşturuyor Topluluk bu bağlamda "GAP"ın gerçekleşmesıyle Türkiye'de artacak tanm üretımıne hıç hoş bakmıyor Nıhayet, ülkedekı hızlı nufus artışı ve bunun getıreceğı ışsızhk ve ıstıhdam fazlası Brüksel'de alınacak karar öncesınde ekonomık sorunun dığer bır cephesını oluşturuyor Cinsel suçlar Cınsel suç ışleyen kışıler konusunda göruşlennden yararlandığımız Dr Fulya Maner, Dr Emel Kayatekin, Doç Dr Ercan Abay, Dr Sefa Saygılı ıle Dr thsan Şener'ın konuya ılışkm göruşlerı şöyle "Cinsel suç ışleyen hastalar arasında zihınsel gerileme ve şizofreni lanılannın ağıriık taşıdığı gozlenmıştır Cınsel suç ışleven hastalann buvnk bır çoğunluğu 30 vas altındadır. Çok >nksek oraııda hasta bekârdır. tşsızlık yuksek oranda bulunrauştur. Cınsel suç, oldnrme ıle bırlıkte olabümekledir. Cınsel suç ışleyen hastalann çoğu daha once başka bır suç ışlemıslerdır. Oncekı suç ya da suçlann cınsel suç olma olasılığı yuksek degildır. Cınsd suçun onceiıkle vabancılara daha sonra uzak akraba. komşu ve arkadaşlara yoneldigı gozlenmiştır. Yakın akraba, en az hedeflenen gnıp olmaktadır. Cinsel suçun yuzde 50 dolayında 13 yaşın allındakı kışılere \öneldıgı gozlenmektedir." Cinsellik Kongresi'nin ardından Ne getirdi? Ne getiremedi? etkılı Içımıze sınmış, beyrumıze yerleşmış Bu konulardakı on>ar"Cinsel Fonksiyon ve Bozukgılılığın sadece burada kalmadığı luklan" konusundakı I Ulusal nı bılmek gerekıyor Kongre'nın ardından, "Ne getirCınsel konulardakı tutukluk, di, ne getirmedi?" sorusunu dügızlılık, önyargıUr sadece cınsel şünuyorum sorunlara yol açmakla kalmıyor, "Ne getırdı''" sorusunun baınsan özgurluğunun başka bovutşında, halk dılındekı "ayıp şeylarım da kısıtlıyor, özgür duşunler"ın konuşulması, tartışılması ceyı engellıyor, hoşgönıyu zedekonusundakı bılımsel tavır gellıyor Onemı burada mektedır Samldığından daha Kışısel gıbı görıinen bu konuönemlı da aslında buyuk bır toplumsal Cınsel konuların "belden aşaonem var Kongre, altı çızılen ğı muhabbet" olmadığını, ınsanın "tıbbı ve bılımsel" çızgısınde de yaşamını altust eden, aıle huzuru kımılen bılınen, kımılen az bılı nu bozan, ınsanı mutlu >a da nen önemlı bdgıler de getırdı mutsuz eden önemlı sorunlar de Bır önemlı yanı da bu konuyla mek olduğunu "bılımsel aydınlıılgılı değışık daldakı uzmanları bır ğa çıkarma " araya getırdı Ruh hastalıkları uzGetırdığı en önemlı öğe bu manları, kadın hastalıkları ve doToplumumuzda "cınsellık olğum uzmanları, urolojı uzmanlagusu"nun ıçıne ıtıldığı "gızlılık", rı, adlı tıp uzmanları, halk sağlıbüım kurumları elıyle kaldınlı>or ğı uzmanları ılk kez bırlıkte çalışBu alanda yapılan bılımsel >aymtılar, sorunları ırdeledıler lara da bır anlamda destek sağlaKongrenın getırdığı çok onemmak gereklı "Gızlılık" bılım elı>lı bır yenılık de kamuoyuna ıletıle kaldınhrsa anlamı çok buyuk lecek çok önemlı bılgıler, gerçekBu bır. ler, gehşmelerdır Basının ve bır "Gızlılık" ıstesenız de ıstemeölçude TRT'mn kışılerle görüşesenız de "kışkırtıcı"dır rek, gıdıp arayarak bulabıleceğı Toplumumuzun "cınsel konubılgıler çok yonlu bır perspektıflar"ın gızlılığıne karşı sureklı bır le açıklandı Prof lsmet Karacan'ın da belırttığı gıbı kongrenın başarısı bır olçude topluma doğru ıletılebılmesıne bağlı Bu anlamda başarılı bır yayın yapılabıldı mı') Bunun yarutını önumuzdekı gunler verecektır Ozellıkle TRT bakalım (Baştarafı 1. Sayfada) ne yapabılecek'' Bu sorulara, net ve açık yanıtlar bulunduktan sonra sosyal TRT'de cınsel öğeler, reklamdemokrasının ne olup olmadığı konusu, kendılığınden açıklılardan yerlı dızılere kadar "gızlı, ğa kavuşur kışkırtıcı, pazarlamaya dönuk" Yurttaş bu konuları nereden öğrensın? "Ünıversıte" desenız, bu bılım kurullarında bıle yasak düze olarak yer alıp dururken, bakalım nı egemendır "KıtaçT desenız, hıçbır uygar ülkede olmayan "ya konunun bılımsel yanı yer alabı9 saklanmış sol ysyın" uygulaması Turkıyemızde bugun de hu lecek mı TRT'mn uygarlığıkonusunda bır test de bu küm surmektedır I Cınsel Fonksiyon \ e BozukKomünıst partısının kurulması yasaktır bıraktık komunıst partısını, yasalara uygun olarak kurulan sosyalıst partıler, olağa luklan Ulusal Kongresı, bazı nustü dönemlerde sekız yıldan onbeş yıla kadar uzanan yaptı önemlı mesajları veremedı Bunların başında, "cınsel olgu"nun rımlarla kovalanmakta sosyalıst partıler yanında derneklere ve sosyal boyutu geiıyor sendıkalara karşı davalar açılmaktadır "Cınsel sorunlan" kışı ölçeğınHaydı olağanustü dönemlerı de bır yana bıraktık, "lıberal" olduğu söylenen sözde şu "sıvıl dönem"öe de Sosyalıst Partı hak de ele almak yeterlı değıl, aslında aıle ölçeğı bıle yetersız Top kında kapatma ısteğı ıle dava açılmadı mı? Bu yasaklar yuzünden neyın ne olduğunu sıradan seçme lum ölçeğınde ele alınması gereklı sorunlar bunlar Ama kongre nın bılmesıne olanak yoktur programı bunu amaçlamamış, SHP'dekı cadı kazanlan ışte böyle bır ortamda kaynatılmaya belh başlandı Eksıklıklerın başında bu gelıSHP'yı bırbınne katan ana konu da cezaevlerındekı koşulyor lardır Bır başka onemu eksıkhk, top Bır partının cezaevlerındekı koşulların değıştınlmesı ıçın sa luma verılecek mesajlar olarak vaş açması, o partının solculuğunun kanıtı olamaz, Batıda lıfazla bır şe> duşunulmemesı Oyberal partıler, ınsan hakları derneklerı, hatta kılıseler, ışkencesa boyle bır kongreden topluma lere karşı savaş açarlar anlaşılır, yonlendrrıcı, ışık tutucu Türkiye'de ınsan hakları savaşı verecek Batılı anlamda bır tek mesajlar ıletılmelıydı Umversıte "lıberal parto" yoktur nın bır gorevı de loplumu aydın9 Dın adamları ıse oldum olası bu ışlere hıç kanşmazlar latmak değıl mı Yoksa bu gorev Işte bu yüzden, ışkencelere karşı kım öfkelı ses çıkarıyorsa de YOK'ten once mıvdı'' o, "aşın solcu" sayılıyor' Toplum ıçın buyuk önem taşı SHP'de evrensel ve bılımsel ölçülerle "Marksıst" ya da van bazı sorunların programa "benınısf' sayılacak kışıler ve gruplar var mıdır? alınmaması da kanımca buyuk bır Işkencelere karşı dırençle savaş verenlerı, MarksıstLenınıst eksıkhk oldu sayıyorsanız tabıı, SHP ıçınde boylelerı çok var Çok da olaOrneğın, "Çocuklara cınsellık cak Ama Marksızmın, Lenınızmın evrensel ölçülerını uygularnasıl anlatılmalı''" konusu kong r sanız, SHP ıçınde bır tek "MarksıstLenınısf ı bulamazsınız rede onemı kadar yer almadı Bır Bulamazsınız, çünkü, "Lenmızm" önce "eşıttır proletarya olçude Prof Dr Aysel Ekşı taradıktatörluğu" demektır Lenın, bununla da yetınmez, proletar fından anlatılmak ıstendı, ama bu konu özel olarak ver almalıydı ya dıktatorlüğünu sınıfların yok olacağı bır aşamaya kadar sürÖrneğın "Gençlenmız cınsellıdürme amacı taşıyanı "komunısf sayar 7 ğe nasıl bakıyor " konusu ulkeKaldı kı, dünya, Lenın'den bu yana çok degışmış, o tarıhten mız ıçın çok önemlıvdı, ama >ebu yana, köprülerın altından çok sular akmıştır Köprulerın altından akan sular, Batı demokrasılerınde "Avrupa komunız terınce ele alınmadı mı", Sovyetler Bırlığı'nde de "yenıden yapılanma" ve "açıklık" Orneğın yıllardır tartışılan "sporcular ve cınsellık" konusugıbı yenı modellerı getırıp önumuze koymuştur Sosyal demokrası de bır "uzlaşma ne/ı/n/"dır Işçı ıle ışvere na hıç değınılmedı Bu ve benzer pek çok konu genın, burjuvazı ıle emekçı sınıf ve tabakaların demokratık çerne el değmemış olarak yenı kongçevelerde uzlaştıklan bır modeldır sosyal demokrası relerı bekleyecektır Bırbırlenne karşıt ıdeolojılerın barış ıçınde bır arada yaşadıkBu eksıklıklerın temel nedenıları ve yaşatıldıkları bır model nı daha önce yazdığım, "cınsel soSosyal demokrat modelın belırgın ozellıklerı, demokrasıdır, runlann sosyal, kulturel, eğıtsel özgürluktür, hoşgörüdur boyutları"nın kavranamamış olBelırgın özelhklerınden bırı hoşgörü olan sosyal demokrasımasında göruyorum de dar hızıplere ve kışısel çatışmalara ıdeolojık kalıplar geçırBelkı de sorun bu boyutların mek belkı bır sure bellı kesımlerı etkıler, karşı partılere ılk sekavranamamış olmasından değıl çımlerde doya doya kullanacakları "propaganda malzemesı" de de konular genışlerse nasıl yorumsağlar lanır çekıncesınden kaynaklanmış Ama bır süre Pekı sonra? Sonra ne olur? olabılır Gunumuzde "Sosyal demokrası eşıttır özgurluk" anlamına Ama çekıngenlığı, tutukluğu gelıyor Böyle bır dunyada ve boyle bır Türkiye'de soğuk savaş bılım adamıan aşamazsa, sokakyıllarında kalan antıkomunızm sılahını kullanmak, enınde sotakı ınsana ne söyleyeceğız9 nunda bu sılahı kullananları yaralar Ulkemızın ılk "Cınsel Sorunlar Güven Partısı orneğı belleklerden henüz sılınmemıştır Kongresı" bıttı 21 yuzyıla gırerken artık "aşırı sol ve sağ" gıbı kavramları bır Herkes gene gunlük cınsel so"McCarthy ağzıyla" suçlama konusu yapmanın "modası" da runlarıyla yaşamayı surdurecek geçmıştır Bız bu kongrenın duzenleyıcı Gunümüzde "demokrat" olmak, sosyal demokrasının ılk ve lennı, katüanlan yurekten kutluvazgeçılmez koşuludur yoruz Darısı yenı kongrelere Dr. ERDAL ATABEK kışkırtma ıçıne ıtılmesı de bun dan Erkeklerın kendı aralannda anlattıkları bır fıkradan sonra yukselen gevrek kahkahalar, kadınların kendı aralannda bu konudakı aşın rahathk, çocuklann bırbınne merakla sovdukları sorular, "gızlılığın ardından gelen kışkırtıcılığın" da belırtılerı Bılımsel aydınlanma önce "gızlılığı", sonra da "kışkırtıcıhğı" kaldıracaktır Amerıkah eğıtımcı John Dev>ey, uygar bır toplumun özellık lerını ırdelerken, sonucta ıki ozellık kaldığını vurgular, bınsınm "toplumdakı msanlann cınsel konuları utanmadan, heyecanlanmadan konuşabılmelerı" olduğunu belırler Bu anlamda uygar olmamıza daha çok zaman olduğunu düşunuyorum Cınsel Fonksiyon ve Bozuklukları Kongresi'nin toplumsal önemı buralarda yatıyor Bunun ıçın ayrıca bır çaba harcanmasa da konunun bılım ınsanlan ehvle ırdelenmesı bu konudakı onyargılann değışmesıne katkıda bulunacaktır Bu ön>argılar sandığımızdan daha yaygın, sandığımızdan daha Doğumdan sonra Prof Dr Inal Ulgenalp ıle dört arkadaşırun hazırladığı "Dogum sonrası donemde seksualite" konulu bıldırı kongrede dıkkat çekerken, bu bılım adamlan görü»lerını şöyle behrttıler "Dogum sonrası donemde anne ve babanın l.a\atlanndakı çarpıcı degışıklıkler, aıle ıçınde yenı roller. sonucta kuvvellı fizikı ve psikolojık stresler doğurabilir. Aıleve bır bebeğın kalılması, çıftın vaşamında evlihk ve seksnel îlışkilerin zorlandığı, etkilendigi bir donemdir. Doğumdan hemen sonra annede >orgunluk, halsizlık, cinsel bırleşmede agn korkusu, kanama >e akıntı, yaralanma korkusu gıbi nedenlerie seksud istek ya hıç olmamakta ya da çok az hıssedılmektedır Sut verme doneminde kadınlar arasında degışken gozlemler edinılmiştır. Bazı kadınlarda emzırrne seksuel rahatlık dolayısıyla istegı arttırmakta, bazılannda da seksuel istekte azalma gozlenmektedir. Emzırme sonucu orgazm, bazı çalışmalarda bıldınlmıştır. Bu olay genel olarak tatnun edıci bır olay olarak kabul edılmekte ve annebebek bağlılıgını kuvvetlendirmektedir. Annenin seksuel uyanlması sonucunda sut arüsı da olabilir. Aynca emzirme bebek için pasif ağız meme yakınlaşmasıdır. Bu yakınlaşma bebekte klıtoral ve fallik ereksıyon gıbi fizyolojik seksuel cevaplara neden olmakladır Emzirmeden sonra bebegın rahatlaması, cinsel ilışki sonrasındakı rahatlama donemıne benzetılmıştır." Prof Dr tnal Ulgenalp, hastaneden taburcu olurken lohusalara vapılacak önenler arasında seksualite ıle ılgılı olanlara da yer verılmesı gerektığını belırterek şoyle devam ettı "Doğumun hemen sonrasında, arzu eddirse evHlik bagını ku»etlendirmek ıçın cınsel bırleşme olmadan seksuel üıskı onenlmelıdir. Annenın uyku, ıstırahat >e psıkolojik destege ıhtıvacı vardır. Doğumdan uç hafta sonra lohusa bırleşmede bulunabilır. Suda eriyen vagınal ilaçlar veya kremler kuruluga karşı seçenek oluşturur." Kongrede ele alınan konulardan bın de stresin erkeklerde cınsıyet hormonlan uzerıne etkılenydı Prof Metm Arslan, Dr Göksun Ayvaz ve Prof Dr Halil Dortlemez'ın bu konudakı araştırması, stresin erkeklik hormonunda azalmaya yol açtığını gosterdı Cınsel bılgısızlığın cınsel sorunlara vol açtığı tum bılım adamları tarafından kabul edıhrken, cınsel sorunlann tedavısınde terapıstın (tedavı eden kışının) nasıl davranacağı da onemb bır konu olarak ele alındı Bu konuda goruşlennı aldığımız Dr Arşalus Kayır, terapıstın neler yapması gerektığını şoyle sıraladı "Otoriter olmamak, alaycı olmamak. olayı kuçumsememek, tıbbi terimlerin arkasına saklanmamak, olayda yorum yapmamak." Terapıstın erkekle kadın arasında kurulamayan ıletışımın kurulmasında gereklı rolu ovnamasının yararlı olduğunu bıldıren Kayır, terapıstın yapması gerekenlen de şöyle özetledı "Terapist dnselüğe rahat bakabılmelıdır. Terapislin egıtıcı gorevi çok onemlıdir. Sorunları olan çiftı birbırlerıne tanıtmak ve ogretmek de terapıstın gorevlen arasında yer almalıdır." Avrupa'ya karşı duygiısal (Baştarafı 16. Sayfada) dan muharebesı açar gıbı davranmak sakıncalıdır, sessız dıploması daha yararlı olabılır ttırazı bır Alman hukukçunun Turkıye adına yapacak olması, Futbol Federasyonu ve>a dığer yetkıh kunımlann Türkıye'nın görüşlennı savunamayacaklarımn ıtırafı olarak kabul edılebılır Bu kurumlarda bızım elemanımız olsaydı belkı böyle bır karar çıkmazdı, vanı "koruyucu hekımHk" tum ılışkılenmızde uygulanmahdır Karar alınmadan çalışmamız gerekır Sızce Türkiye'de "hilal zihniyeti'nın etkısı nedir? Turkıye AT ilişkılennde nasıl davranmalıdır? KABAALtOGLL Haçh zdınıyetı, hılal zıhnı>etı bızı yanıltır Doğrudur, Turkıye*>e karşı Müslumanlığımızdan ötüru bır çekıngenlık vardır Bu, 1970'lerın sonunda ortaya çıkmıştır ve Iran'da Humeyru'nın uygulamaları genel olarak Avrupa'da lslamıyete karşı bır şuphe yaratmıştır 1980 sonrasında Batıda Turkıye aleyhıne uygulanan kampanya da etkılı olmuştur Kesın olarak duygusal olmayalım Karşımızdakı baskı gruplanru ıyı taruyalım Tedbınmızı ona göre alalım Batılı taşı, kurum ve örgütlerle yakın îlışkı kuralım Kışısel bağlanmızı guçlendırehm, çalışma yöntemlerını ıyı bılelım Başımız derde gınnce Alman hukukçuya ıhtıyaç duymayalım Bızım kurumlanmızı bızım elemanlanmız, hukukçulanmız savunsun Bunları yaparken aynca kulıs faalıyetlenm de ıhmal etmeyelım GOZLEM UGUR MUMCU Özal AT'nin Paris kapısını (Baştarafı 16. Sayfada) erre Guidoni, halen Sosyalıst Partı'nın uluslararası ıüşkılenmn bınna derecede sorumlusu durumunda bulunuvor Gezı sırasında çeşıtlı uluslararası konulara da değınılecek Fransa'nm NATO'nun asken kanadı dışında olması, bu ulkenın, NATO üyesı ulkeleT arasında mevcut sorunlardan buyuk bır bölumünun dışında kalması sonucunu doğuruyor Buna karşıhk Kıbrıs uyuşmazlığı, Fransızlar açısından özel onem taşıyor Parıs'Ie Ankara arasında geçmışte görulen soğukluğun Kıbrıs çıkarmasıyla bırlıkte başlaması bır yana, Fransa'nın Kıbns Rum yönetımıvle kurduğu ıyı ılışkıler, Vasılıu'nun seçılmesırun ardından daha da önem kazanmış gözukuyor Vasılıu, Mıtterrand ıle çok ıyı kışısel ılışkıler kurmayı da başardı Fransızlar, Kıbns'ın, Turkıye ile Fransa arasında göruş avnlığı olan noktalarından bın olduğunu kabul edıyorlar Pans, BM Genel Sekreten nezaretınde suren toplumlararası görüşmelerı desteklıyor ve çozumun bu göruşmelerden geçeceğıne ınamvor Fransa'nın arabuluculuk nıyetınde olup olmadığı şekhnde soruları, Fransız Dışışlen yetkıhlerı, "Gonışmelerle ılgilı Fransa'nın hizmelıne ihtiyaç olur ve laraflar bu ısteklen ıletırlerse, Fransa bu istegı geri çevırmez" şekhnde yanıtlıyor, ancak, Vasılıu ıle kurulan bağların, Fransa'nın soruna mudahale nıyetınde olduğu anlamına gelmedığını belırtıyorlar Turkıye ıse, Fransa'nın bu pozısvonunu "anlayışla" karşılıyor Fransa'yla Turkıye arasındakı ekonomık ılışkılenn, son yıllarda duzelme gösterdığıne tamk oluyoruz Fransız Dış Tıcaret Bakanlığı'nın verılerıne gore, 1988 yılının ılk dokuz ayında Fransa'nın Turkıye'den ıthalatı, bır önceki yılın ılk dokuz ayına oranla Fransız Frangı cınsınden yüzde 20,5 artış göstermış Aynı sure ıçınde, 2,5 mılyar Fransız Frangı olarak sabıt kalmış 87 yılına aıt, Fransa' nın Türkıye'ye yaptığı ıhracatın brr yü öncesıne oranla yuzde 44,2 artış gösterdığı, 86 ve 87 yıllan arasında, Turkıye'den Fransa'ya ıhracatın yüzde 21,8 olduğu göz önune alındığında, toplam dış tı caretın 198687 arasında yuzde 33,4 ve 87'nın ılk dokuz ayıyla 88'ın ılk dokuz ayı arasında yüzde 8,9 artış gösterdığı görulüyor Fransız Dışışlen Bakanlığı Basın Burosu da dunku günluk basın brıfıngının önemlı bölümunü özal'ın zıyaretıne ayırdı Brıfıngde Özal'ın temasları sırasında ele alınacak konular arasında Türkıye'nın AT üyelığı, ıkılı ekonomık ve kültürel ılışkıler gıbı konulann yanında Kıbns konusunun da gündeme gelmesının beklendığı vurgulandı AFP muhabınnın Türkıye'dekı msan haklan sorunlanyla ılşılı sorusu uzenne basın bürosu sözcusu, "Sayın Özal'ın insan haklan konnsunda gosterdigi çabalar inkâr edilemez" dedı Türkiye'de yuksek enflasyonun Fransız ışadamlannı urkutüp ürkutmedığı sorusuna da sözcu, "Elbette, ama Turkiye'nın ekonomık potansiyeli enflasyonun yarattıgı guçluklerden daha onemlıdir" yanıtını verdı tnsan Haklan Bırlığı Genel Sekreten Patrick Bodouin, Parıs'te dün sabah duzenledığı basın toplantısında Özal'ın Fransa'ya davet edıhşını kınadı Çeşıtlı sendıka, sol partı ve derneğın ortak ımzasını taşıyan bıldınde, Başbakan'ın gehş gunu olan pazartesı, saat 12'den 20'ye kadar büyukelçıhğe 800 metre mesafedekı Tocadero Meydanı'nda protesto nöbetı tutulacağı behrtılıyor Çağrıda KutluSargın davası, devam eden DevYol davası ve dığer davalar vurgulanarak Türkiye'de 4000 sıyasal tutuklu bulunduğu, ışkencelerın de sürdüğu ıfade edılıyor Avrupa (Baştarafı 16. Sayfada) tırılmalı ve AT rekabetı de göz önune alınarak büyük bınmler oluşturma yöntemı seçılmehdır. • Dış borçlanmada kntık seviyenın aşılmamasına dıkkat edılmelıdır • Ekonomı gerçek anlamda lıberal olmalı, devlet bürokrasısırun ağırhğı azaltılmah ve devlet müdahalesı asgarıye ındırılmelıdır • Gümruk duvarlan tedncı olarak kaldınlmalı, bu konuda ATye olan yukumlukler yenne getırılmelıdır, fon ve dığer başka uygulamalarla gızlı gümruk duvarlan oluşturulmamalıdır • Sermaye transferı tamamen serbest olmah ve Turk Lırası konvertıbıhteye geçmelıdır. • Türk sanayıı yapısal bır değışıklığe hazırlanmalı ve AT rekabetını göz önune alacak bır uretım ve standartı tutturmalıdır • Kadro, teknısyen ve ışgücünün vasıf sevıyesı arttınlmalı, teknolojık bır değışım gerçekleştırılmehdır • Işçı ücretlen arttınlmalı, böylelıkle Türkıye'mn tekstıl, konfeksıyon ve demırçelık ürünlennde yaptığı haksız rekabet son bulmalıdır. • "Kontrfason" mal üretımı, hsans anlaşması olmadan ımalat gıbı uygulamalar durdurulmalıdır • Türk tanm sektörü yem bır yapılanmayı göz önüne almalı, AT'nın çok yuklü mıktarda bu tarım urünu fazlası olduğu unutulmamalıdır KAMUOYUNA ÇAĞRI Yaşanıa Hakkına Saygı Mitingi 27 Kasım 1988 (Pazar) Saat: 10.0015.45 Toplanma Yeri: Şişli Hürriyeti Ebediye Meydanı INSAN HAKLARI DERNEĞİ