Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
m> Cumhuriyet Sahibı. Cumhuriyeı Matbaacılık ve Gazetecılik Türk Anonım Şırketi adına Nadir Madı # Gcnel Yayın Muduru H n u Ctnıal. Müessese Müduru: Eniac Ufaklıgil, Yazı Işkrı Müdürü Ofca» Goatasia, # Haber Merkezı Muduru Yatçıa Baytr, Sayfa Düzeni Yönnmcnı Ali Acmr, # Temsılcıler ANKARA: Yaapa D o t » . İZMIR: Hiknct Çttiakayı, ADANA Cdal Ba*Unpc. TAKV1M 1 KAS1M 1988 İmsak: 5.01 Isıanbul Haberlerı D t n Akyıldu, D15 Habcrlcr. Ergua Balcı, Ekonomi Ctngiz TUrhaa, Kullür Cetal tlster. Spor Danışman] AMalkadir ViKcimaa, Duzcllmc Rtfik Darbaş, BılımEJmm Şahia Alpay, lşSendıka. Şnkraa Kcttaci, Yurı Habtrlen Nccdeı Doftıa. Dızı Yazılar: Kcnm Çalçkaa, # Koordınaıor Akmcl konılsaa, • Malı Işlcr Erol Erkm, • MuhaMbe. Balcnl VMKT • BuıçePlanlama Scv» Anı. 9 RekUm A Tonıa, Ek Yayınlar Haly« Akyol • Idarc Husnio Caref. Işleıme Oadcr Çciik. Bılgılşlcm Nail Inal. Oğle: 11.53 Ikindı: 14.41 Akşam: 17.08 Yatsı: 18.29 Basan v* Vovo/ı C jmhunvei Malbaacılik vr Gazetecılık T \ Ş Turk Ocagı Cad Î9/4I ft 34Î34 lu PK 246lsunbul Tcl Î12 05 0! 120 hal), Ttlt» Ulti Fa« (1) 526 60 72 # fiuroto Aakan: Zıya Gokalp BK InkıUp S No 194 Tcl IJ3 II 4147 Tde» 42144 F u (4) 133 II 41 428 0 l,mlr H Zıva BK n<2 S2 3 Tcl 13 12 30 Tclc» 52359 Fax (51) 13 12 30 • »d«nı: Inonu Cad İ N S So I Kal 1 Tcl lUSSOlir'll Tclcx 62155. F M (71) 32S OM Guneş: 6.27 YOK, akademik düzeyi düşürdü 2 GENCAY ŞAYLAN YÖK sistemi, çok tartışıldı, çok eleştirildi. Buna karşılık başta Sayın Cumhurbaşkanı Kenan F.vren, onun atadığı YOK Başkam Profesör thsan Doğramacı ve yine YÖK tarafından seçilip Cumhurbaşkanı tarafından atanan YÖK rektörleri sisteme sahip çıktı; eleştirileri göğüslemeye uğraşıldı. Ancak bugün artık yükseköğrenim sisteminde yeni bir düzenleme kaçınılmaz gözükuyor. Esas olarak 12 Eylül mirasına sahip çıkan iktidar partisi bile artık YÖK'te değişiklik gereğini açıkça dile getirmiş bulunuyor. YÖK ile ilgili büyük tartışma, ozerklik kavramı çerçevesinde gelişti ve YÖK'e karşı çıkanlar esas olarak sistemın özerkliği yok ettiği görüşünü ileri sürdüler. Başta üniversiteler olmak üzere yükseköğrenim kurumlarırun özerkliği çok uzun bir süreden beri kamuoyuna mal olduğundau tartışmanın bu noktaya gelip dayanmasına şaşmamak gerekmektedir. Ancak tartışmanın bir tür "özerklik feüşizmi" haline dönuşmesi belki de esas olarak tartışılması gereken noktayı gözlerden uzak tuttu. Bu, "YOK düzeni içinde akademik performansın gercekçi ve tutarlı bir biçimde irdelenmemesi" olarak kendini gösterdi. Profesör Doğramacı da tartışma ve eleştirilerin ozerklik noktasında yoğunlaşması için gayret gösterdi ve böylece ana sorunun ikinci plana dılşmesinde kendi açısından başan sağjadı. ozerklik tartışmalan çeşitli Batı ülkelerindeki uygulamalar çerçevesinde, kanşık bir sağırlar diyaJoğuna dönüştü. Türkiye 1950*1; yıllardan beri gelen birikimi içinde özerkliği, akademik ve yönetsel bir bütun olarak ele almarun ağır bastığı bir ülkeydi. "Ozerklik tartışması" altında ülkenin geleceğini tehdit eden acı bir gerçek gizleniyor Çocukların dişleri bozuk ANKARA (AA) Gecekondu semtlerinde yaşayan 67 yaş grubundaki ilkokul öğrencilerinin dörtte birinin dişlerinin tedaviye muhtaç olduğu, yüzde 98,24'unün ise diş fırçalama alışkanlığının butunmadığı belirlendi. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı Sağlık Eğitimi Merkezi'nde görevli diş hekimleri, 19861988 yılları arasında, 25 bin 206 öğrencinin dislerini taramadan geçirdiler. Ankara'daki 139 ilkokulda yapılan tarama sonunda, öğrencüerin yüzde 24,2'sinın dişlerinde tedavi gerektiren bozukluk, yüzde 67.1 'inin sut dişlerinde çürük saptandı. YÖK SİSTEMİNİN YARATTIĞI 4 TEMEL SORUN 1) Ögredmde kan kaybı: YÖK, yetişmiş öğretim üyelerini atarak ya da kaçırarakkan kaybına neden oldu. 2) Meslekten soğuma: YÖK'te kadrolaşma, ideolojik engel ve yetersiz maddi olanaklar öğretim üyeliği mesleğinde negatif güdülenme yarattı. yısı olarak da 10.939 verilmektedir. Buna göre YÖK uygulamasının ilk 3 yılı içinde 2.809 öğretim elemanı üniversiteden kopmuş gözukmektedir. öğretim üyeleri sayılarına bakınca azalmanın 4.970'e ulaştığı görülmektedir. Sözü edilen 5.000 öğretim üyesi kaybı, bu hesaplama sonucu elde edilen bir sayıyı ifade etmektedir. Ancak gerçek kaybın bundan da daha yüksek bir sayıya ulaştığı düşünülebilmektedir. Çünkü YÖK raporundaki öğretim üyeleri sayısı, versiteden aynlanlar nedeni ile ortaya çıkmıştır. Bu gruba giren kişiler ya 1402'lik olma tehdidi nedeni ile istifa etmek zorunda kalmış ya da yeni düzende çalışmayı kendi moral ilkeleri ile bağdaştıramadıklanndan ayrılma yolunu seçmişlerdir. Üniversitelerde kan kaybı YÖK'ten sonraki 23 seneye bağlı kalmamıştır; bu erozyunun hâlâ sürdüğü söylenebilmektedir. tlginç olan husus, sözü edilen erozyonun gelişmiş üniversitelerde daha etkin olduğudur. 12 Eylül, bilindiği gi 3) Performans düştü: Öğretim üyelerinin yönetimden dışlanması ve sıkı merkezi denetim performansı düşürdü. 4) Ö ğ r e n i m k a l i t e s i : Fazla öğrenci ve tek tip eğitim, öğrenim kalitesinde büyük gerileme yarattı. Üniversite, lise düzeyine indirgendi. mektedir. Mühendislik öğretiminde en seçkin kurumlardan biri olan ODTÜ Mühendislik Fakültesi, öğretim üyesi sayısı açısından büyük bir gerileme içine girmiştir. Bölümler kayıplarını ya genç ve deneyimsiz öğretim yardımcıları ile ya da dışandan yarı zamanlı hocalarla karşılamaya çalışmaktadırlar. Ancak bu girişimlerin kaçımlmaz sonucu, öğretim kalitesinin ya da daha genel bir ifade ile akademik düzeyin gerilemesidir. Kayıplar buğuna çekilme eğilimi baş göstermiştir. Yeni dozende öğretim Üyeleri içinde çauştıklan bölüm ya da fakülteler için bir şeyler yapmak, gelişmeye katkıda bulunmak gibi faalivetlere kaülmamaktadırlar. özellikle YÖK'ün Uk yıUannda Aydınlar Ocağı'nm üniversite y^netimleri uzerinde buyük bir etkinh'k sağlaması, öğretim üyelerinin içe kapanmalannı hızlandırmıştır. Bunun üzerine yeni sistemin sıkı merkezi denetimi ve 1402 uygulamalan gibi faktörler de eklenince sözü edilen içe kapanma üyesi uzaklaştınlmıştır. Bu seçkin büimöğretim yuvasımn artık eski düzeyi tutturması, akademik kalite ve saygınlığını sürdürmesi olanaksız hale gelmiştir. Ancak ilginç olan husus, seçkin üniversitelerdeki mühendislik gibi dallarda da kan kaybının sürmesidir. örneğın aşağıda ODTÜ Mühendislik Fakultesi'nin en önde gelen 4 bölumünde tam zamanlı öğretim üyeleri sayüarı verilmektedir ve bu sayüar çok önemli sayılması gereken bir kan kay için akademik yeterlik değil YÖK'ün takdirve karan belirleyici olmuş; bunun sonucu olarak öğretim üyeleri kendilerini ağır bir baskı altında hissetmeye başlamışlardır. YÖK açısından olumsuz karşılamr diye goruş belirtmekten kaçınma, içine kapanma tipik davramş göstergeleri haline gelmiştir. Nitekim YÖK de profesörlüğe atamalarda "bizden olma" ya da "bizim gibi düşünme" ölçutlerini ön plana çıkarmıştır. Ancak bu durumun öğretim üyeleri uzerinde çok olumsuz etkiler yarattığı ve üniversiteyi akademik olmaktan çıkanp partizan bir kurum haline getirdiği yadsınamaz hale gelince profesör olmada yeni bir değişiklik getirilmiş ve akademik açıdan yeterli bulunanlann kadro olmasa da profesör unvanını kullanabilmesi olanağı sağlanmıştır. Laurence Olivier hasta LONDRA (AA) Sinema dünyasımn ünlü adı, Ingilizlerin büyük aktörü, 81 yaşındaki Sir Laurence Olivier, bu hafta sonu rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Ingiltere 'nin güneyindeki Brighton Hastanesi yetkilileri, bugün yaptıkları açıklamada, Olivier'nin sağlığının "iyi" olduğunu söylemekle yetindiler. Negatif güdülenme Yukandaki tartışmalarda da belirlendiği gibi, üniversite öğretim üyeliği mesleği için negatif bir güdülenme sisteminin ortaya çıktığına kuşku yoktur. Bu negatif güdülenme bir taraftan mevcut öğretim üyesi kesiminin mesleki şevk ve heyecanını azaltmakta, diğer taraftan da yetenekli gençlerin mesleğe yönelmelerini önlemektedir. öğretim üyelerinin yükleri olağanüstü artmış bulunmaktadır. öğretim üyelerine ve üniversiteye harp okuUarı gibi bakılınca ilk olarak her öğretim üyesi için bir minimum öğretim yükü getirilmiştir. öğretim üyesi sayısında azalma ve öğrenci sayısındaki hızlı yükselme sonucu sözü edilen ders yükü hızla artmıştır. örneğin bugün üniversitelerde çalışan bir öğretim üyesi için minimum ders yükü haftada 8 saat olarak ortaya çıkmıştır. Derse hazırlığın da en az bir 8 saat alacağı düşünülecek olursa, haftahk ortalama 5055 saatlik çalışmanın minimum 16 saatini ders kaplamaktadır. Yukanda da değinildiği gibi bir öğretim üyesi bir ders için dönem başına yaklaşık 8 sınav yapmak zorundadır. Bu sınav sorulannın hazırlanması, yapılması ve kâğitların okunması, zamanın geri kalan kısmını almaktadır. Ama öğretim üyesi ayrıca lisansüstü çalışma yönetmek ve her lisansüstü öğrenci için haftada 58 saat ayırmak zorunda. İsveç okul gemisi ANKARA (ANKA) tsveç Kraliyet Donanması'na ait "Carlskrona" okul gemisi, Akdeniz hmanlarına yaptığı ziyaret programı çerçevesinde yapacağı dört günlük ziyaret için perşembe günü Istanbul'a geliyor. Deniz subay eğitim • » gemisi olan "Carlskrona" gemisinde 185 kişilik mürettebat bulunuyor. 4 ana sorun ozerklik tartışmalarına, demokratik ülkelerde de ve belki de Ingiltere hariç geri kalanlannın büyük çoğunluğunda yönetsel postların atama ile doldurulduğu yolundaki örneklerle giren YÖK yandaşları, kafalann karışmasına neden oldu. Kuşkusuz ana sorun rektörlük, dekanlık gibi görevlerin seçim ya da atama ile doldurulması değil, üniversite öğretim üyeleri üzerinde doğrudan ya da dolaylı baskılann varlığı idi. Ozerklik tartışmasını yaşamsal hale getiren sorun da buydu. Bilim adamlannın ve üniversite öğretim üyelerinin kendilerini özgür hissetmedikleri, haklı ya da haksız üzerlerindeki baskılardan çekindikleri bir sistem, yöneticileri ister atama ile ister seçim ile gelsin akademik düzey açısından geriletici bir işlevi gündeme getirecekti. Olaya bu açıdan bakınca ozerklik tartışmasını anlamb ve tutarlı bir yere oturt~ mak mümkün olabilecekti. 1 9 8 1 /88 arasındayetişen üniversiteli gençler. baskıcı katı bir mekanizma altında ' tek tıp eğitım' e maruzkaidılar. Faturayı Türkiye ödeyecek Üniversite öğreniminde akademik kalitenin düşmesi, Türkiye'nin geleceğini tehdit ediyor. Y ÖK düzeninde yetişen binlerce genç, Batı standartlarının çok altında kalan bir eğitimleyüzyüze kaldı. YÖK baskısı sonucu yalnız toplumbilim değil, mühendislik dalında da öğretim üyeleri meslekten uzaklaştı. Vakit yetmiyor Aktö'r John Houseman öldü MALtBU (AA) "Paperchase" adlı fılmdeki hukuk profesörü rolüyle Oscar kazanan ABD'li aktör John Houseman öldü. Bir aile dostu tarafından yapılan açıklamada, 86 yaşındaki Houseman'ın dün gece Kaliforniya'daki evinde öldüğü kaydedildi. Yıllar süren bir tiyatro ve film kariyerine sahip olan Romen asıllı John Houseman, "Paperchase"deki asık suratlı sert profesör rolünü, filmin, TV dizisi haline getirilmesiyle, ekranda da sürdürmüştü. Houseman, Orson Welles'in, sinema tarihinin en önemlilerinden biri diye nitelenen "Yurttaş Kane" (Citizen Kane) filmin senaryosunun yazılmasına da büyük katkılan olmuştu. 19811984 yılları arasmdaki yük bi esas olarak sol düşünceye kar bının gerçekliğıni kamtlamakta büyük ölçüde YÖK düzeninden yı doğal karşılamak gerekmekteselmeleri de kapsamaktadır. şı yapümıştır ve bu nedenle önce dır. hoşlanmayan hocaların istifa dir. örneğin bugün bile üniversiYÖK uygulamalan içinde üni likle toplumbilim alanında çaJıetmesinden kaynaklanmaktadır te öğretim üyelerinin çoğunluğu BÖLÜMDEKİ TAM versitenin uğradığı kan kaybında şanlann tasfıye edildiği düşünüle(örneğin 1402'lik olanlar dahil YÖK konusunda eleştirici bir taZAMANU ÖCRETtM 1402 uygulamalan çok büyük bir biür. büyük bir bölüm yurtdışındaki vır takınamamakta ya da böyle ağırlık taşımamaktadır. 1402 saörneğin /^tin Amerika ülkele ÜYESİ SAYISI seçkin üniversitelere gitmişlerdir). düşünse bile görüşlerini kamuoyuyılı yasanın verdiği yetkiye daya rindeki askeri darbelerden sonra na açıklamaya kalkışmamaktadır. 1979 1985 1988 Bir kısım kayıp da profesör nılarak üniversiteden uzaklaştın genellikle toplumbilim derslerinin YÖK Yasası'nda profesörlüğun olabilmek için başka üniversitelere akademik bir unvan olmaktan çılan öğretim üyesi sayısı 9(fdiT. Bu kaldırıldığı, hocalannın da üniver Elektnk Bölümu 61 42 41 63 38 32 transferden doğmuştur. Ancak kanlıp yönetsel bir mevki haline na ek olarak 400 dolayında öğre sitelerden uzaklaştırıldığı bilin İnşaat Bölümu 45 40 42 yine profesör olabilmek için başka gelmesi ve YÖK'ün bu alanda yettim elemanı doğrudan doğruya mektedir. Bu Türkiye'de de olmuş Makıne Bölümu 24 19 17 üniversitelerden de gelenler vardır. kili kılınması da üniversite öğreüniversitelerin kararları ile görev tur. örneğin toplumbilim alanın Kimya Bölümu lerinden uzaklaştırılmış bulun da ülkenin en seçkin öğretim kuYÖK düzeni altında üniversite tim üyeleri uzerinde olumsuz bir Yukarıdaki sayılar, hiçbir tarmaktadır. Görüldüğü gibi esas rumlanndan olan Ankara Siyasal tışmaya meydan vermeyecek bi öğretim üyeleri için bir yabancı etki yaratmıştır. Artık bu düzenIşte bu çerçeve içinde, 8 yülık kan kaybı, kendi istekleri ile üni Bilgiler Fakültesi'nden 13 öğretim çimde açık bir gerçeği dile getir laşma, ya da bir başka deyişle ka leme çerçevesinde profesör olmak uygularaadan sonra YÖK sistemi ile ilgili bir değerlendirme yapabilmek için önce bu soruna eğilmenin gereği ortaya çıkmaktadır. Ancak bu tartışmadan sonra ozerklik ile ilgili talepleri ve çözümleri formüle etmek rnümkün olabilecektir. lşte bu noktadan hamektedir. Ancak YÖK üniversiteleri, sıkı layacak bir yasanın hazırlandığını kamu lıklanndaki 1402 dosyalannın kamuoyureketle 8 yülık uygulama sonunyönetim kalktıktan sonra da bu kişileri eski oyuna açıklamış bulunmaktadır. Bu nok na açıklanması gerekmektedir. da da YÖK sisteminin 4 kategorik K a r a mizah Ihbarlarla sorunun ortaya çıkmasına yol açtı üniversiteden uzaklaştırılan görevlerine almamış, almak şöyle dursun taya ulaşmış olma, Türkiye'deki demokraSıkıyönetim komutanlannın bu kararlan ğı görülmektedir. Bu sorunian kı 1402'liklere Doğramacı'nın idari mahkemelerde göreve dönmeleri ge tikleşme çabalarında önemli sayılması ge nasıl aldıklan, hangi ölçütleri kullandıkrektiği yolunda karar çıkartan öğretim üye reken bir yol ahndığını göstermektedir. Çısaca şöyle tanımlamak mümkün bugün "gereksinme lerinin başvurularına karşı Danıştay'a gi kacak yasanın 1402'likler için bir af yasa lan ve en önemli olarak ihbarcılann kimdür: duyduğunu" söylemesi, derek yürütmeyi durdurma kararlan talep sı olmayacağı açıktır; çünkü bu insanlar ler olduğu kamuoyu tarafından öğrenilme1. YÖK, yetişmiş öğretim üyesi etmişlerdir. Yani YÖK üniversiteleri, bir ba için yargı organlanndan çıkmış bir mah lidir. Türkiye'de artık vergi kaçıranlan tesaçısından ciddi sayılması gereken adeta bir kara mizah kıma özerkliklerini kullanarak (YÖK'ün bu kumiyet, hatta bir suçlama yoktur. O hal hir etme ve böylece insanlan vergi kaçırölçüde kan kaybına neden oldu. öyküsüdür. konuda kendisi bir ilke kararı almamıştır) de yapılacak iş, bu hukuk dışı durumu or maktan caydırma uygulaması gündeme 2. Yükseköğrenim kunımlarıngelmiş bulunmaktadır. thbannlık vergi kaDoğnıdan doğnıya YÖK uygulamalan hukuk devleti, temel insan haklan ve de tadan kaldırma ve 1402'liklerin bunca yıl çırmaktan, en azından moral değerler açıda öğretim üyelerinin yönetimden ile ilgili olmamakla beraber 1402'likler diye mokrasi gibi ilkeleri yok eden 1402 uygu kaybolmuş haklarını geri vermedir. Artık sından daha ağır bir tutumdur. dışlanması ve sıkı merkezi denelamasına normal, olağan düzende de sa bu adımın atılması kaçımlmaz hale geltim onlarm performans düzeyini tamnan grubun serüveni, sistemin temel hip çıkmıştır. Ancak çok sert eleştirilerden miştir. Üniversite öğretim üyeliği toplumda sayözelliğini açığa çıkarmak açısından öğredüşürdü. sonra Profesör Doğramacı'ran, bugün, üniAncak demokratikleşme ve Türkiye'nin gınlığı çok yüksek bir meslek olmaüdır ve 3. Üniversitelerdeki kadrolaş ticidir. Bu gruba giren öğretim üyeleri, sı versitelerin 1402'liklere gereksinme duydu geleceği açısından salt bir yasa çıkararak bu meslek mensupları meslektaşlarını ihma, akademik yükselmede ideo kıyönetim komutanlıklarımn isteği ile gö ğunu söylemesi adeta bir "kara mizah bu insanlann eski görevlerine dönmeleri ve bar etmeye özendirilmemelidirler. Bunu lojik engeller ve yetersiz mali ola revlerinden uzaklaştınlmıştu*. Bu uygula öyküsii" haline gelmektedir. yiten haklarını geri almalan yeterli olma sağlamamn en etkin ve haklı yolu, sözü edinaklar öğretim üyeliği mesleğin manın, sıkıyönetimin doğasına karşm, huGerçekten de içinde bulunduğumuz dö yacaktır. Bir daha 1402 uygulamasına ben len ihbarlan da içerecek biçimde 1402 dosde negatif güdülenmeye neden ol kuk devleti ve temel insan hakları ile hiç nemde ne YÖK ne de siyasi iktidar sözü zer girişimlerle karşılaşmamak gereklidir yalarımn açıklanmasıdır. Türkiye'de debir biçimde bağdaşmayan bir konumda budu. edilen hukuk dışı uygulamaya sahip çıka ve bunun için de geçmiş olaydan dersler çı mokrasi ve hukuk devletinden yana olan 4. Siyasal destek sağlamak için lunduğu açıktır ve doğal olarak sıkıyöne mamaktadır. Hükümet tüm 1402'liklerin kanlmalıdır. Bu nasıl sağlanacaktır? So herkesin bu talepte birleşmesi gerekmektim koşullannın ortadan kalkması ile bu öğrenci sayılannın arttırılması ve eski görevlerine dönmelerine olanak sağ runun cevabı açıktır, sıkıyönetim komutan tedir. standartlaşma girişimleri öğrenim kişilerin eski görevlerine dönmesi gerekkalitesinde buyük gerilemelere neden oldu ve bundan en çok gelişmiş, Batı üniversiteleri düzeyinde öğretim yapan üniversiteler zarar gördü. 1402 dosyaları açıklanmalı Bu, başanb bir lisansüstü çalışma için gerekli zaman olarak düşünülmektedir. Buna ek olarak her öğretim üyesi tez jurilerinde görev alacak, tez değerlendirmeleri yapacaktır, öğrencilerine damşmanlık hizmeti verecek, onlarla ders saatleri dışında da ilişkide bulunacaktır. Bu resmi görevlerine ek olarak öğretim Uyesinden yoğun bir biçimde okuma yapıp gelişmeleri izlemesi, kendi bilimsel araştırmalarını yürütmesi, seminer vb. bilimsel toplantılara katılması, yayın yapması istenmektedir. öğretim üyeleri, mesleklerinin doğası gereği bu işleri yapmak zorundadırlar. Ayrıca maaşlar çok düşük olduğundan öğretim üyeleri dışarıdan para kazanma (proje alma, danışmanlık yapma gibi) zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Üniversite hocalarına bir asker gibi bakarak getirilen minimum ders yükü ve ilerlemek için rotasyona gitme zonınluluğu kısaca tammlanmaya çalışüan ağır yükü çekilmez hale getirmiştir. Bunun sonucu, öğretim üyesinin motivasyonunu yitirmesidir. Artık derse hazırlanmak için zaman ayrılmamakta, sınav kâğıtları hızla okunmakta ve sınavlar sıradan sorularla geçiştirilmeye başlanmaktadır. Bu negatif güdülenme ve buna bağlı olarak öğretim kalitesindeki belirgin düşme önümüzdeki 10 yıl içinde, bütün toplum yaşamında acı ve ağır sonuçlannı gösterecektir. Atılan parlak nutuklar ya da istatistiksel verileri kullanarak yapılan saptırmalar bu gerçeği değiştirmeyecektir. TÜBİTAK bilgisaynrı ANKARA (ANKA) TÜBİTAK Enformasyon Teknolojileri Merkezi (TETM) bünyesinde kurulan ' 'bilgisayar kullanım servisi" bugün hızmete açılacak. TÜBİTAK tarafından yapılan açıklamaya göre, Devlet Bakanı Adnan Kahveci tarafından hizmeıe açılacak servis, genç kuşaklann bilgisayarı tammaları ve bu konudaki eğıtimlerine yardımcı olmak amacıyla kuruldu. Atina'da dünya kadın toplantm ANKARA (ANKA) Dünya kadınları bugün Yunanistan'ın başkenti Atina'da biraraya gelerek, kadın hareketinin barış mücadelesine katkısı, barış ve demokrasinin sağlanmasında kadınların rolü konularmı tartışacak. "Banş İçin Kadınların Eylemi" adlı örgütün düzenlediği toplantıya dünyanın çeşitli ülkelerinden çok sayıda kadın örgütü ve barış kuruluşlarınm kadın temsilcileri katılıyor. A tina 'daki toplantıya Türkiye 'den Nükleer Savaşın Önlenmesi İçin Hekimler Derneği (NÜSHED) 2. Başkanı Doktor Özen Asut davet edıldi. İÜRECEK Lisansüstünde kuşkulu patlama UlltVvfSIUMi Akdenız Ûnıversitesi Anadolu Üniversitesi Ankara Üniversitesi Atatürk Üniversitesi Boğaziçi Üniversitesi Cumhuriyet Üniversitesi Çukurova Üniversitesi Dicle Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi Ege Üniversitesi Ercıyes Üniversitesi Fırat Üniversitesi Gazı Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi Istanbul Üniversitesi Istanbul Teknık Üniversitesi Karadenız Üniversitesi Marmara Üniversitesi Ondokuz Mayıs Üniversitesi ODTÜ Selçuk Üniversitesi Uluda£ Üniversitesi Yıldız Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi 198384 ders»* 198687 dcfs yık Öğretim üyesi kaybı YÖK sisteminin uygulanması sonucunda yaklaşık olarak 5.000 öğretim üyesi mesleklerinden kopmuş ya da kopmak zorunda kalmışlardır. Türkiye gibi kaynaklan sınırlı bir ülke için bu sayının çok ciddi bir kaybı ifade ettiğine kuşku yoktur. Aslında YÖK nedeni ile yükseköğrenim kunımlarının ne kadar öğretim üyesi kaybettiği kesin olarak büinmemektedir. Devlet Istatistik Enstitüsü 198182 istatistiklerine göre 1981 yılı başında yükseköğrenim kurumlarında 22.219 öğretim elemanı bulunmaktadır ve bunun 15.909'u öğretim üyesi statüsü taşımaktadır. YÖK tarafından 14 Nisan 1984 tarihinde yayımlanan, "Üniversitelerimizde Öğretim Elemanlan ile öğrenci Sayüan ve Hedefleri" adlı raporda toplam öğretim elemanı sayısı 19.410 ve öğretim üyesi sa 32 196 32 106 18 8 54 63 30 26 51 169 130 254 29 79 167 88 8 116 8 128 293 105 118 41 133 32 106 215 21 34 287 252 1206 231 51 242 18 314 94 84 154 10 Öğretim üyeleri açısından diğer bir sorun da lisansüstü çalışmalan koordine ve denetlemek üzere kurulan enstitüler olmuştur. YÖK Yasası ile düzenlenen enstitü kurumu AngloAmerikan üniversitelerindeki "lisansüstü olcullara" benzemektedir. Ancak YÖK enstitüleri için ana amaç, atanmış, güvenilir müdürler eliyle fakültelerde yapılan lisansüstü çalışmalan denetlemektir. 8 yılhk YÖK uygulaması enstitülerin esas olarak sıkı bir ideolojik denetim mekanızması oluşturduğunu ortaya koymaktadır ve bu durum, doğal olarak toplumbilim dalları için çok belirgin gözükrnektedir. Ancak enstitü kurumunun yetkileri ve bir öğretim üyesinin bir lisansüstü çalışma için enstitünün olurunu alma zorunda kalması, doğ?bilimi ya da mühendislik bölümleri öğretim üyeleri için de bir olumsuzluk kaynağı olmuştur. Bir bürokratik yapının oluşması ve denetleme duygusu öğretim üyeleri açısından sözü edilen olumsuzluğa kaynaklık etmiş gözükmektedir. Diğer bir sorun da üniversitelerde, öğretim üyeleri hızla azalır ve öğnsimin genel kalitesi düşerken tüm üniversitelerde lisansüs tü mezuniyet sayısının hızla artmasıdır. Lisansüstü dereceler (doktora, master) esas olarak öğretim üyeliği mesleğine hazırlık aşamasıru temsil etmektedir. Yeni düzenleme içinde asistanlık kurumunun, bazı istisnalar dışında kaldınlması sonucu öğretim Üyeliği lisansüstü derece kazanmış kişilerce doldurulmaktadır. Bu bakımdan lisansüstü öğretim ve derecelerin mutlak olarak yüksek bir akademik düzeyde tutulması, üniversite sisteminin geleceği açısından zorunlu gözükmektedir. Ancak YÖK üniversitelerinde lisansüstü mezuniyetler sayısında çok hızlı bir yükselmenin varlığından söz edilebilmektedir. Yandaki tabloda 25 universitenin 198384 ve 198687 ders yıllanndaki lisansüstü mezuniyet sayıları verilmektedir. Görüldüğü gibi YÖK döneminde üniversitelerin verdikleri lisansüstü derecelerde istanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi gibi birkaç istisna dışında olağanüstü bir patlama göze çarpmakta, özellikle öğretim üyesi sayısı açısından sorunlu taşra üniversitelerindeki gelişme tartışmaya değer gözükmektedir. Süsoy. Sabancı Halkla İlişkiler'de Haber Merkezi Gazeteci Yener Süsoy, Hacı ömer Sabancı Holding Basın ve Halkla tlişkiler Daire Başkanlığı 'na getirildi. 1964 yılında Akşam Gazetesi'nde basın yaşamına başlayan Yener Süsoy, Cumhuriyet, Yeni tstanbul, HayatSes, Guneş, Milliyet ve Hürriyet gazetelehnde çalışmıştı. tngilizce bilen Yener Süsoy, evli \e ıki çocuk babası.