23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 KASIM 1988 CUMHURİYET/13 Fantezi festivali ABD'nin Key West kentinde önceki gün yapılan "Fantezi Fesfivali'ne biıtirinden ilginç kriıkfara bürunmüş 40 bin kişi katıldı. Bunlardan birı de istakoz kıskaçlan ile kendinı acayipleştjrmeyı üoğrusu iyi başarmıstı. TOKYO (AA) Bir Japon ilaç firması, deney tüpünde AIDS virusünü büyük ölçüde zayıflatan bir ilaç geliştirdiğini açıkladı. Şirket sözcüsü, ilacın, Japonya Ulusal Sağlık Enstitüsü ile Meiji Seika Kaisha Firması tarafından ortaklaşa geliştirildiğini bildirdi. Sözcü, antibiyotik bir madde içeren ilaçla ilgili araştırma sonuçlarının, 4 kasımda başlayacak bir sağlık konferansında açıklanacağını söyledi, ancak ilacın piyasaya çıkmasmın ne kadar süreceği konusunda tahminde bulunmadı. Sağlık enstitüsündeki araştırmacılar, insanda henüz denenmediği için ilacın yan etkilerinin ve etkinliğinin henuz bilinmediğiııi söylediler. Araştırmacılar, ilacın, AIDS hastalığına yol açan HIV virüsünün lenf hücrelerini enfekte etme gücünü, normal düzeyinin on binde birine indirdiğini kaydettiler. vınısımu zayıfiatan ilaç • •• •• •• Avrupa Konseyi'nden konuk heyet İSTANBUL (AA) Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Parlamento ve Halkla llışkiler Komisyonu, bugun İstanbui'da toplanacak. Etap Marmara Oteli'nde yapılan toplantı, Avrupa Konseyi'nde alınan karar doğrultusunda, zaman aralıklan içinde üye ulkelerde yapılan parlanenterler meclisi komisyon toplantılan çerçevesinde gerçekleştirilecek. Devlet Bakanı Mehmel Yazar, 21 ülkeden gelen konuk yabancı parlamenterlere dün Galata Kulesi'nde bir yernek verdi. Yazar, yemekte yaptığı konuşmada, "Insan haklan ve işkence konulannda uluslararası iki anlaşmayı imzsladık, Avrnpa tnsan Haklan Komisyonu'na ferdi raiıracaal hakkı tanıdık. Dileyen başvurabilir. Sanatçının protestosu ğıt zamlarmı protesto amacıyia, şiir ve fjykülerini 2x3 cm. boyutlarındaki mını kıtaplarda yayımladı. Işıkhan, "Adın Can CHsun" adlı şiir kitabının gelirini Insan HakJan Demeği'ne, "Sığınaklarda Hüzun Şarkılan" adtı öykü kitabının gelirini de Filistin'in bağımsızlığı ıçın sürdürülen mücadeleye katkı olarak Filistin Kurtuluş Örgütü'ne bağışlayacağını söyledi. (Fotoğraf AA) R İ r 2 I İ İ P B3 5Ç y* bilinen isviçreliler kimyasal ve nükle• • I I » I I I w e r savaşa karşı korunma gıysileri içinde şaşırtıcı bir görünum sergilıyoriar. İsviçre'de sivil savunma konusuna özel önem verıliyor ve aileler süreldi eğıtiliyor (Fotoğraf: Reuter) rı |lllklar| a HABERLERİN DEVAMI Atina üe farkb yaklaşım ANKARA (Cumhuriyet Bıirosn) Davos süreci konusunda Ankara ile Atina arasındaki göriiş farklılığı dün su yüzune çıktı. Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu. TürkYunan Siyasi Komitesi'nin "görevini hemen hemea bitirdigini" söylerken Ankara, komitenin bundan sonraki toplantılannda sorunların özüne inileceğinin ümit edildiğini bildirdi. Türkiye, böylece bir yandan, kotnitenin görevini henüz tamamlamadığını bildirirken diğer yandan bugüne kadar yapılan komite toplantılarında esas sorunlara henuz değinilmediğini de duyurmuş oldu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü lnal Batu, sorulara cevaben dün yaptığı açıklamasında, sorunların özüne inilmekle Türk ve Yunan dışişleri bakanlannın gereken çalışmalan yapabileceklerini belirtti. Batu, "Biz, Türkiye olarak bu çalışmaya girmeye bazır bulunmaktayız. Yunanistan Başbakanı Sayın Papandreu'nun ulkemize yapması söz konusu ziyarete bu anlayışla ı j n bir önem atfetmekteyiz" dedi. Batu, bu sözleriyle Papandreu1 nun, Başbakan Turgut Özal ile tekrar bir araya gelmesinden önce "yeni adımların atılması gerektiğine" ilişkin açıklamasııu yanıtlamış oldu. Papandreu, cumartesi günü düzenlediği bir basın toplantısında, TürkYunan iliskilerini değerlendirirken şunları söylemişti: "TürkYunan ilişkilerindeki en önemli gelişme, sürtüşmelerin büyük ölçüde sona ermesidir. Ancak birbirimize daha yakın olmamızı sağlayacak adımlan da atmalıyız. Siyasi Komite, iki ülke başbakanından aldığı talimatlar çerçevesinde görevini hemen hemen tamamlamtştır. Başbakanlann yeni bir göriışrae yapmalan ve bu görüşmenin olumlu sonuç verebilmesi için yeni adımlar atılması gerekir. Aksi halde gönışme başansız olarak degerlendirilebilir." lnal Batu, Yunanistan Başbakanı Papandreu'nun Londra'da geçirdiği ameliyattan sonra Atina'ya dönerek görevine başlamış olmasını memnunlyetle karşıladıklanıu söyleyerek dünkü açıklamasında şunları belirtti: "Bilindiği üzere, Turki>e ve Yunanistan başbakanlannın Davos ve Briıksel göriişmeleri sonncu vanlan mutabakal. iki ülke arasındaki sorun alanlarının tanımlanmasını. göriiş fark!ılıklan arasındaki mesafenin kapatılması imkânlannın araşnnlmasını ve kalıa çözümlere dognı hareket edilmesini öngörmekte ve bunun için gerekli mekanizma da kurulmuş bulunmaktadır. Bu süreç geregi iki kere loplanan, ancak çalışnıalanm bu toplantılar için tertiplenen özel gündemler çerçevesinde yürüten komitelerin bundan sonraki toplannlannda meselelerin özüne inilmesinin mümkün olacağını ümit etmekteyiz. Bu suretle iki ülke başbakanlannın verdikleri görev uyannca, Türkiye ve Yunanistan dışişleri bakanlan üikeierimiz arasındaki çeşitli sonın alanlannı ele alarak gereken çalışmalan yapabileceklerdir. Biz, Türkiye olarak bu çahşmaya girmeye hazır bulunmaktayız. Yunanistan Başbakanı Sayın Papandreu'nun ulkemize yapması söz konusu ziyarete bu anlayışla ayn bir önem atfetmekteyiz." Dışişleri çevreleri, "iç politikaya yönelik" olarak değeriendirdikleri açıklamasıyla Papandreu'nun, Basbakan özal'ın haziran ayında Atina'ya yaptığı ziyareti iade etmek /. Sayfada) dışı bırakılan piyade hafif silahüzere Türkiye"ye yapacagı ziyareti ları, tabanca, otomotik tüfek, el "Kıbns ve Ege'de tavizferc" bağlabombası, tahrip bombası, roketadığmı belirtiyorlar. tar verilecek. Bazı görevlilere belNitekim Batu dünkü açıklamali kıyafet verilirken Cenevre Sözsında, Kıbns sonınuna da değineleşmesi'ne uygun olarak belirli işarek bu sorunun ayn bir müzakere retler de kullanılabilecek. sürecine tabi olduğunu anımsattı Geçen haftadan bu yana Türkive "Biz BM Genel Sekreteri gözetimindeki banşcı cabalan, ber za ye'nin gündemine giren teritoryal man olduğu gibi samimiyetle savunma ve mahalli savunma birlikleri ile ilgili yasa tasansı açıkdestekliyonız" dedi. Papandreu'nun bu son çıkışını lık kazanmaya başladı. Milli Sadeğerlendiren dışişleri çevreleri, şu vunma Bakanı Ercan Vuralhan, kurulacak birliklerin iç güvenliğe görüşlere yer verdiler: yönelik çalışma yapmayacakları"Papandreu bu soo açıktatmasıy nı söyledi. Vuralhan, birliklerin isla. kendi seçmenlerine hitap edi tihbarat bilgilerini, Jandarma Geyor. Davos'un savaş tehdidini ön nel Komutanlığı ile devletin yasal lemeye yönelik bir girişim olduğu örgutlerinden sağiayacağını da benu, kıta sahanlığı hariç, Ege ile il lirterek birliklerin ozel bir istihbagili tüm sorunlann kendi milli ege rat birimlerinin olmayacağını menlik alanlanna girdiğini, bu kaydetti. yüzden göriişülemeyecegini söylüVuralhan'a yöneltilen sorular ve yor. 'Batı Trakya'daki Turk azınyanıtları şöyle: bğıru da görüşmem' diyor. Kıta sa Kunılması düşünülen birlikhanlıgı konusunda ise 'Bir tahkimname yapar, Lahey Adalet Divanı lerin sürekli bir karargahı olacak na götürürüz' diyor. Bn çercevede mı? Bu karargaha baglı örgütleri Siyasi Komite'nin artık yapacagı bulunacak mı? bir şey bulunmadığını belirtiyor. 'O zaman yeni gelişmeler gerekir' diyor. 'Türkiye; Kıbns, Ege gibi sorunlarda yardımcı olsun, ben de Türkiye'ye gideyim' diyor. Tfim bunlar iç politikaya yönelik. Ama bu çelişkili açıklaraalarla Yunan tarafı tutarsız bir tablo çiziyor." ECEVİT Iferel savunma demokratîk denetime açık olmah ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, yeni kurulması öngörülen yaygın ve yerel savunmanın etkin demokratik denetime açık olması gereküğini söyledi. Iraıı Elçisine suçlama Haber Merkezi Turkiye'deki Humeyni ajanlarının be>ninin Ankara Büyükelçisi Mollaki olduğu yolundaki iddialar sürerken, Bağdat'taki Halkın Mücahitleri örgütü'nün Bağdat'taki sözcüsü, "tranlı mühendis Müctehidzade'nin Türkiye'den tran'a kaçınlacağı konusunda bir ay önce aldıklan bilgileri Turk Dışişkri Bakanlığı'na aktararak, gerekli önlemlerin alınmasını istediklerini" one sürdü. Sözcü Ali Rıza Caferzade, AA'nın Bağdat temsilcisi ile yaptığı görüşmede, mücahit sempatizanı İranlı'nın, İranlı diplomatlar tarafından kaçırılmak istendiğini belirterek, "Diplomat kılıklı iranlı teröristlerin yargılanmasını, yargılamanın aşama ve sonuçlannın kamuoyuna açıklanmasını beklediklerini" bildirdi. Sözcu, Turk makamlanna bilgi verilmesine karşın kaçırmanın gerçekleşmesi uzerine Halkın Mucahitleri lideri Mesut Recevi'nin Cumhurbaşkanı Evren ile Basbakan Özai'a mesaj gonderdiğini ve dünya kamuoyuna da duyuruda bulunduğunu bildirdi. Bu arada, goruşlerine başvurulan Turk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Halkın Mucabitleri ile bir temasları bulunmadığını, sadece örgütün söz konusu duyuruyu yayımladığını belirttiler. Bağdat'taki Halkın Mücahitleri Örgütu'nun sözcüsü, îran'ın Ankara'daki Büyukelçisi Mottaki'nin Ankara'daki eylemleri bizzat yönettiğini, İstanbul'daki eylemler için de koordinasyon yaptığını, ancak buradaki eylemleri Istanbul Başkonsolosluğu'nun duzenlediğini iddia etti. Mücahit sözcüsune göre, Mottaki sadece Tahran'daki Dışişleri Bakanlığı'na bağlı bir diplomat değil. Mottaki'nin aynca lran lstihbarat Orgutu Savama, Devrinıci Muhafızları Komutanlığı'nın Lubnar.'daki tümeni, yine Devrim Muhafızları Komutanlığı'nın Tahran Karargahı'ndaki Lojistik Destek Dairesi ve Dışişleri Bakanlığı 12. Dairesi ile doğrudan ilişkisi var. Söz konusu 12. Daire, Türkiye'ye girecek teroristlere diplomatik pasaport, vize ve diğer belgeler saglamaklagorevli. Sözcünun Bülenl Ecevit, dün yaptığı yazılı açıklamada, yaygın ve yerel savunma düzenlemesiyle ilgili olarak bugüne kadar yapılan açıklamaların, "konunun beniiz yeterince duşünülmediği izleniml verdiği"ni kaydederek, "Bu bir bakıma iyi bir şey. Çünkü böylelikle buiakım yannşhkiar baştan önlenebiiir. Yeter ki konu, kamuoyunda derinliğine ve enine iddiasına göre sılah, malzeme ve boyuna tartışıkın" dedi. teröristler, Türkiye'ye îran'ın BaOluşturulacak yeni birliklerin zargani hudut kapısından diplomatik pasaportlarla giriş yapıyor savaş zamanı dışında, silahlı kuvlar. Sözcü, bütün bu şebekeye vetlere değil, valiliklere ve ilgili siemirleri bizzat Meclis Başkanı vil kunımlara bağh olması gerekHaşimi Rafsancani'nin verdiğini tiğine işaret eden Ecevit, özel de öne sürdü. Sözcü, geçen gün Harp Dairesi'nin de kapatılması lerde Ankara'da silahlı bir saldı gerektiğine işaret etti. Ecevit, yeni düzenlemede dikrıda hayatını kaybeden Suudi Arabistanlı diplomatın da Raf kat edilmesi gereken hususlan sancani'nin emriyle öldürüldüğu şöyle anlattı: "Sızmalara neden olabilecek ve nu iddia etti. öngörülen düzenlemeyi, amacından saptırarak bazı siyasal amaçİtalyan basınında lara alet edebilecek 'gönuliu'lük iddialar yöntemine asla gidilmemdidir. halya'nın prestijli yayın organı, "Corriere Delta Sera"da "Hu Sonına, yurt savonmasıyla ilgili meyni'nin Kızıl Orkestra"sı (dev genel yıikümlülük çerçevesinde rimci orkestra) Türkiye ve Lüb çözüm getirilmelidir. nan'ı Heftef Alıyor" başlığı altınÖzel Harp Dairesi, tüm sivil da dün yer alan haberde, Humey uzantılanyla birlikte kaldınlmanicilerin Türkiye'ye nasıl sızdık bdır. Aksi halde yeni düzenleme, ları ve faaliyetlerini hangi kanal öyle bir niyet olmasa bile fiilen lardan yüruttükleri anlatıldı. Özel Harp Dairesi'nin etkisi, halArkadaşımız Nilgün Cerrahoğ u yetki alanı içine girebilir; veya lu, gazetenin rejim muhaliflerin yeni düzenleme ik Ozel Harp Daden edindiği bilgilere dayanarak iresi arasında yetki eelişkileri ve verdiği haberde, "Türkiye'deki sürtuşmeler ortaya çıkabilir. Özel Humeynici ağı"nın anlalı! dığını Harp Dairesi, demokratik denetim dışındaki yapısı ve işleyişiyle bildirdi. Aynı çevreler, Yunan tarafından yapılan bu tutarsız açıklamalann iki ülke arasında kurulmaya çalışüan güven ortamına hizmet etmediğini bdirttiler. Siyasi Komite'nin de bu güven ortamımn kurulmasında önemli bir araç olduğunu kaydederek komitenin görevinin sona erdiğini söylemenin "uzlaşma yoüannı tıkamaya yönelik bir adım" olacağını ifade ettiler. Amonyuk tankerine 'yüzebilir' raporu GÜNDÜZ İMŞİR Tekirdağ'ın 10 mil açığında demirli olarak uçüncu günunu dolduran amonyak yuklü "Blue Star" adlı geminin tankındaki 5 metrelik yarığın açılma nedeninin, Gaziantep tankerinin su altında kalan, eski adıyla "mahmuz" olarak adlandmlan balpı olduğu belirlendi. Sörveyerler Kurulu'nın toplantı sonrasında hazırladıkları rapora göre Blue Star tankeri boğazdan geçen SSCB tankeriyle çarpışmamak için rotasından çıkıp Gaziantep tankerinin zincirinin uzerine yaslandıktan sonra, balpına değerek tankı deldi. Gemilerin tip ve çalışma koşullanna göre silindirik ve küresel buyuklükte olan "balp", tankerin su içinde ilerlemesi sırasında baş tarafta oluşan baş dalgasını onleyerek dalga direncini azaltmak ve boylece enerji kavbına engel olması için bir ek yapı olmasıyla tanınıyor. Iskenderun'a hareketi için direktif bekleyen Blue Star tankerinde yank tankın içinde bulunan bin ton tutanndaki amonyağın tamamının tükenmesi nedeniyle slzıntının sona erdiği, ancak kokunun sürdüğü öğrenildi. Bu arada önceki gün yank tankerde incelemelerde bulunan uluslararası tarafsız kuruluş yetkilisi Tahir Usel, "Blue Star Ceyhan'a kadar gidebilir" raporu verdi. Tankerin sahibi durumunda bulunan "Supremn Shipping Limited"in armatör yetkilisi A. Sukovenzia ile 2 kişiden oluşan ekip de gerekli sigorta muamelelerini tamamlamak için lstanbul'a gelerek çalışmalarına başladı. Blue Star'ın Türkiye acentesi Alaksandridis Uluslararası Denizcilik ve Nakliyat A.Ş. yetkilisi Dimilri Voynas, tankerin lskenderun'a hareketi ile ilgili olarak şunları söyledi. "Şu anda tankerin İtalyan kaptanı Giasimto Cesavia'nın kaza ile ilgili 7 sayfabk raporunu Türkçeleştiriyoruz. Boige Müdürlüğü ve Tekirdag Liman Başkanlığı ve uluslararası sigorta kuruluşu bu raporu bekliyor. Aynca tanker çevre kirliliğine yol açtığı için kesilen 10 milyon lirahk ceza ödenecek. Bir de gemi kurtarmanın masreflan sağlanacak." Tekirdag Valisi Oguz Kağan Köksal da yaptığı açıklamada, amonyak sızıntısmın tamamen ortadan kalktığını bildirdi. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baftara/ı 1. Say/ada) simlerinde olası Sovyet saldırısıCumhurbaşkanı Evren, konu ile na karşı direnişe geçmeleri planbağlantılı davranışlarda bulun lanan siviller, tahtadan tüfeklermaya nedense girişmiyor. Ma le belirli günlerde eğitim görudem ki bu türden birlikler ulusal yorlar. savunmamızla ilgili, öyleyse resKuşkusuz Ecevit'in, değişik mi açıklama kadar ince düşünceler içinde olan Cumhurbaşka içerikteki ulusal savunma konnı, liderleri çağırarak niçin bilgi septini savunurken karşı savavermiyor, daha önemlisi ulusal şım verdiği Özel Harp Dairesi ve savunma gibi önemli bir konuda kontrgerilla uygulamalarını bu partilerarası anlayışa neden öna kavramla özdeşleştirmek veya kontrgerilla uygulamalarını boyak olmuyor? yutlandırmak gibi bir niyeti yok"Milıs güçlerinin" ne olmadı tu. O sırada Genelkurmay Başğı açıklanıyor sürekli, ama İnö kanı Evren, bize verdiği özel denü'nün dediği gibi, "ne olacağı" meçte konsepti destekliyor. Özel hep askıda kalıyor. Eleştiriler bu Harp Dairesi ni savunduğu o denoktaya kayınca bir mazeret gi ıneç, yayma yıcıııeocıı üiıce sobi, "hazırlıkların daha ruya verdiği yanıtın çıkarılmasıtamamlanmadığı" yanıtı verili nı ıstiyor. Sonuç: En azından on yor. Beri yandan tamamlanama yıldır bugün ne olduğu bilınmeyan hazırlıkların yıllardır yapıla yen, ama yarın kimilerinin elingeldiği ortaya çıkıyor. Genelkur de, nasıl kullanılacağı kestirilemay eski Başkanı Necdet Üruğ, meyen milis güçlerine veya ben"yasa taslağı üzerındeki çalış zeri konulara Evren'in yatkın olmaların kendi döneminde de duğu ortaya çıkıyor. sürdüğünü" söylüyor. Dahası var. 1979'larda BasbaGenelkurmay Başkanı Torumkan Ecevit, "ulusal savunma tay'ın açıklamalarına bakılırsa, konsepti" uygulamasının ülkeye "Bu, savaş zamanında cephe getirileceğini bildiriyor. Özel gö gerisinin savunulmasıyla ilgili." rüşmelerde "konsepti" açıyor, Sorun, ulusal savunmayia bu kaörneğin Yugoslavya'da eğitilen dar ilgiliyse ve dünyada pek çok sivillerin gerekli hallerde bilinen örneği de varsa, yıllardır neden depoları açarak silahlanmaları gerçekleşmedıği ve bugün birnın öngörüldüğunü anlatıyor. den ortaya niçin getirildiğı ayn Mao Çini'nde, özellikle sınır ke bir soru. Ecevit'in konsept kav vi askeri birliklerin yardımcısı durumundadırlar. Çünkü askeri birlikler bir bölgenin tamamını karış karış korumaya görevlidirler ama savaş durumunda cephelerde angaje olduklarında ülke içindeki yerel savunma konusunda bunlara yardıma olacaklardır. Yani köprüler, stratejik noktalar, fabrikalar, barajlar, havaalanlan, gibi. Yani askeri birliklerin dışındaki üzerlerine düşecek koruma görevlerini yerine getireceklerdir. Herşeyden halkı koruyacaklardır. Mühimmat taşıyacaklardır. Yaralı taşıyacaklar, mezar kazacaklar. Yani cephe gerisindeki her türlü işte kullanılacaklar. önemli olan organize olması. Bu olmadığı zaman halk bir savaşın da etkisiyle çesitli şeylerden etkilenir, başı boştur, morali bozuktur. önemli olan VURALHAN Bu birlikler halkı organize etmektir. askeri birliklere yardımcı birliklerdir. Yanlış anlaşılmasın, bütün mevcudunu cepheye gönderip, ül Devletin yasal örgütleri kenin içini tamamen boşaltacağız Duşmanın yurtiçinde bazı işdeğildir. Zaten askeri birlikler ul birlikçileri olacaktır ve bunlann ke içinde de belli konumda görev bazı faaliyetleri olacaktır. Sabotaj lerini sürdürürler. Bunlann göre gibi mesela ya da ülke içinde kargaşa çıkarmaya yönelik faaliyetleri olacaktır. Kurulacak birliklerin bu tür faaliyetler için nasıl bir eğitimden geçirilecek bir Ltihbarat birimleri olacak mı? VURALHAN Istıhbari bilgileri yurtici savunmadan sorumlu birliklerden, Jandarma Genel Komutanhğı'ndan, bu işle görevli bele toplumdaki sivil uzantılanyla devletin çeşitli yasal örgutlerinden rejim açısından da, güvenlik açı sağlayacaktır. Bunlann ayrı bir issından da çok sakıncahdır. Kaldı tihbarat birimi olmayacaktır. Bunki yeni düzenleme, Özel Harp Da lar yalnızca kendilerine düşen yariresi gibi bir kuruluşa zaten gerek dımcı görevleri yapacaklardır. sinme bırakmayacakür. Birliklerin lojistik destegi neYaygın ve yerel savunma dü reden sağlanacak? VURALHAN Lojistik deszenlemesine geçilirken, sivil savunma örgutlenmesinin durutnu tek savaş şartlannda jandarma yeniden belirienmeUdir. Bn örgüt birliklerinin çerçevesinde, onların lenme ya kaldınlmalı ya da yeni iaşesinden sağlanacak. Bu tür tekdüzenlemeyle bütünleştirilip kay nik teferruatlar taslakta bulununaştınlmalıdır. Yoksa, hem bu yor. konuda da yetki sürfiişmeierine ve Düşman güçleri yurtiçinde çekişmelere hem de gereksiz mas bazı eylemlere girişirse işbirlikçiraflara yol açılmış olacakür. leri vasıtasıyla bu birlikler ne giÖngörülen yeni savunma dü bi bir önlem alacaklar? VURALHAN Görevleri bezenlemesi, toplum ve devlet yaşamının hemen her kesiminde belirli lirli yerleri beklemek, nöbet tutbir işieriik taşıyacakür. Onun için mak, oraları beklemek, oralarda bu düzenleme, eger şu ana kadar özel tedbirler almak, orası uçuruyapılan resmi açıklamalarda be lunca gerekli calışmayı yapmak, lirtildigi gibi, silahlı kuvvetlere yangın çıkarsa eşyalan tahliye edebağlanacak olursa, sivil yönetim cek. Sabotaja karşı da önceden ve toplumun bemen tüm sivil ke önlem alacak. Savaşta zaten strasimleri, silahlı kuvvetlerin surek tejik yerler sürekli korunur. li denetimi, hatta yönetimi ve göl Buna bağlı olarak şu soru gesi altına girecektir. Bunun de geliyor akla, 12 Eylül 1980 öncemokrasi açısından sakıncalan bet sinde yurtiçinde çıkan olaylarda lidir. Onun için, yeni düzenleme dış mihraklann parmagı olduğu çerçevesinde yapılacak planlama söylendi. Bu birlikleri yeniden ya ve egitime silahlı kuvvetler ge böyle bir dönem yaşanırsa görevreken katkıyı yapsa bile, bu dü leri olacak mı? zenleme, ilgili tüm kamu kuruluşVURALHAN Bunlann gölanyla özel kuruluşlann etkin ve rev zamanı savaşa bağlı seferberdemokratik katılımı ve gözetimi lik ve savaştır. Bunun dışında hiçile valiliklere bağlanmalıdır. Bu bir şekilde iç güvenliğe yönelik fadözenlemeye göre oluşacak birimaliyetleri olmayacaktır ler ancak savaş zamanında silahlı kuvvetler emrine alınabil ANAP'ın ilgisi yok melidir. Genelkurmay Başkanı OrgeTasanya kesin biçimi verilme neral Necip Torumtay'ın bugün den önce konu kamuoyunda et (dun) bazı gazetelerde yer alan deraflıca tartışılmalıdır; ilgili tüm meçlerinde bu birliklerin "Anavaresmi ve özel kuruluşlann ve sa tan ordusu" olarak adlandınldıvunma stratejisi konusnnda uz ğını gördük. Bu birliklerin adı manlaşmış sivil kişilerin gorüşle "Anavatan ordusu"mu olacak, ri alınmalıdır." yoksa bir dil sürçmesi mi? VURALHAN Bir dil sürçmesi değil de vatanın sathını koruyan ordu anlamında bir söz, ramına karşı çıkarak yeri göğü yoksa Anavatan Partisi ile hiçbir kaldıran sağ kanattaki politikacı ilgisi yok. Yalnızca bir terim benlar, şimdi nerede?. Üç aşağı beş zerliğidir. Kunılması düşünülen birlikyukarı sonuçta ne olacağı tahmin edilen bitmez tükenmez ça lerin jandarmaya bağlı olacağı lışmalara bugün niçin ses çıkar açıklandı. Jandarma teşkilatı içi hizmet yönünden Içişleri Bakanmıyortar? lığı'na bağlı ve görevi iç olaylaria Yapılan açıklamalardan yola sınırlı. Bu birlikler dış düşmana çıkarak bu birliklere kimlerin, na karşı kurulduğuna göre silahlı sıl alınacağını soralım. Satır ara kuvvetlerin genel yapısı içinde yer larındaki bilgiler, birliklere gire alması gerekmez mi? ceklerin dikkatle saptanacağını VURALHAN Jandarmaya gösteriyor. Ola ki özeti şu: Yine bağlanıyor, çunku jandarma hem güvenlik soruşturmaları yapıla askeri hem de güvenlik bakımıncak. MİT'ten "temiz olanlar dan, disiplin bakımından bir koolmayanlar" belgeteri istenecek, mutanlık. İç güvenliği de jandarulusal savunma 12 Eylül modeli ma temin ettiğinden jandarmaya solcu, sağcı ayrımına bağlana bağlanması en normal sistem olacak. rak duşünülmüştur. Ve de sonra bu birliklere, "ulu Düşman cephe gerisine yasal savunmaya katkıda buluna pacagı indirmede birliklerine gecak ulusal birlikler" adı mı veri rilla savaşı uyguialacak. Bu birlikler ise bu geriilalara karşı savaşalecek? Bireylerin ulusal savunma de cak. Bunu geriilalara karşı bir kontrgerilla taktiği olarak adlannilince ayrım gözetmeksizin bir dırabilir mijiz? bütün olduğu gerçeğinden, devleti yönetenlerın uzak kaldığı bi VURALHAN Hayır, kesinilgisi yok. lindikçe, insanlann düşüncele likleguç değildir.Bunlar savaşkan bir Bunları savunrinden ötürü ayrıma bağlanma mak uzere hazırlanan bir güçtür. sı olanca hızıyla sürdükçe, per Yani caydırmak, defetmek anlaşembenin gelişi çarşambadan mında. belli. Bu birliklerin cekirdek bir Hele kontrgerilla uygulamala kadrosu olacak mı? nnın gün gelir kitleselliğe bu yol VURALHAN Çekirdck dan dönüşeceği kuşkusu yaşa kadro değil de, birlik o bölgedeki ehil kişilerden oluşacaktır. dıkça!... VURALHAN Jandarmamn mahalli olarak bölgelerdeki komutanlıkları var. Olay komutanlıklan, tabur komutanlıklan, bölgesel seviyedeki komutanlıkların emrinde olacaktır. Yalnızca savaş zamanında, barış zamanında değil. Savaş devam ederken düşman cephe gerisine indirme yapacak, bu indirme harekâtı sırasında bölgeye en profesyonel birliklerini gönderecek. Kurulacak olan bu birliklerdeki kişiler ise verilen bilgilere göre yılda yalnızca bir hafta ya da 10 gün gibi bir eğitim alacaklar. Bu profesyonel guçlere karşı bu kadar kısa süreli bir egitim yeterli olacak mı? Profesyonel askeriere karşı bu birliklerin takligi ne olacak? UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM lanan yan askeri sivil kuvvet demektir. Kırkh yıllarda çıkarılan 4854 sayılı "Memleket İçi Duşmana şöyledır: Karşı Silahlı Müdafaa MükeMiyeti" adlı yasanın birinci maddesı Fevkalade hallerde ve seferde havadan kıta indirmelerinde paraşüt birfiklerine ve denizden çıkarmalara ve hudutlardan sızmalara karşı o mahallin 75 kilometre çevresi içinde bulunan 18 yaşını bitirmiş ve 80 yaşını ikmal etmemiş vatandaşlar, ihtiyaca göre silahlı mukavemet etmekle mükellef tutuluhar. Yaş haddi kadın'.ar için yirmi iki ile kırk beş arasındadır... 7 Agustos 1944 tarihli bu yasa yürürlüktedir. Bu yasaya göre bu yükümlülüğü yerine getirmek üzere yılda en çok 72 saat ve 3 günü geçmemek üzere eğitilirler. 7 Haziran 1939 gün ve 3684 sayılı "Milli Müdafaa Mükellefiyeti" larla sağlanmayan "askeri iMyaç hizmeOerinin" nasıl yerine getirileceğini öngörür. Yasanın amacı, seferberiik ve savaş koşullarında ordu gereksinmeleri için sağlanması zorunlu bina, depo, giyecek, yiyecek maddeleri ile kara, deniz ve hava ulaşım araçları, yapım ve onarım hizmetleri; kömür, mazot, benzin ve yağ gibi maddeler ile sağlık hizmetlerinin bir çeşit "geçici kamulaştınlması" dır Bu iki yasa dışında, konuyla ilgili bir başka yasa daha yürürlüktedir. 9 Haziran 1958 gün ve 7126 sayılı "Sivil Müdafaa" adlı yasanın birçok maddesi 1960 yılında değiştirilmiştir. Bu yasaya göre sivil savunma hizmetleri, İçişleri Bakanlığınca yürütülür. Askerlikle ilgisi olmayan ve kendisine Milli Savunma Bakanlığı'nca herhangı bir görev verilemeyen 1565 yaşları arasındaki yurttaşlar, sivil savunma hizmetlerinde çalıştırılmak üzere içişleri Bakanlığınca belirlenirler. Milli Savunma Yüksek Kurulu, düşman saldırısı karşısında "hassas bölgeler" saptar ve bu bölgeleri halka duyurur. Bu bölgelerde sivil savunma hizmetleri ve görevterinde "halka renLrC.iik etmek" üzere bu yerlerde sürekli oturan yükümlüler araBu üç yasa da yürürlüktedir Yeni yasa tasarıları ile getirilmek istenen nedir? Bu üç yasanın birleştirilmesi midir? Yoksa Silahlı Kuvvetler ile "koordine" çalışacak "paramiliter" birlikler kurmak mıdır? Kamuoyunu işte bu konuda aydınlatmak gerekir. "Özel harp", ayaklanma, ayaklanmaya karşı koymak ve psikolojik harp ile ilgili askeri ve yan askeri bütün önlem ve etkinsından "korunma kılavuzlan" seçilir. Yasa, bu gibi durumlarda 'Verilen her şey ve yapılan her hizmet için sahibine değerince tazminat" verilmesini de öngörür. adlı yasa "umumi veya kısmı seferberiik halinde" olağan araç likleri kapsadığına göre bu "teritoryal birtikter"\n "özel harp" ile Panama Kanah'nda ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı "anOgerilla okulu"nda özel harbin teori ve pratiği okutulur. Her ülkede gerilla saldırısına karşı kullanılmak üzere antigerilla birlikleri yetiştirilir. Türkiye'de ne yazık ve ne acıdır ki "kontrgerilla örgütü" 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde gerilla eylemleri ile uzaktan ve yakından ilgisi olmayan siyasal davalarda "sorgu timleri" olarak kullanılmıştır. 12 Mart ve 12 Eylül öncesinin silahlı sağ eylemcileri olan ülolduklanm" ileri sürmuşler, bu yüzden, siyasal sorguları üstlenen "kontrgerilla örgütü"nün bazı kesimleri ile ülkücü komandolar arasında, bu anlamda bir ilişki olup olmadığı sorusu akılları kurcalamıştır. Bir generalin Silahlı Kuvvetler Dergisi'nde 1971 yılında yakücü komandolar, "devletin emniyet kuvvetlerıne yardıma metin "sivil ajanlan" ve "askeri olmayan kuvvetteri" veya "silahlı kuvvetleri" tarafından "sevk ve idare" edilen "faaliyet ve hareket'Xır ilgileri olacak mıdır? Sorun budur. "Kontrgerilla savaşı"nm askeri anlamı, geriilalara karşı hükü istemez kuşku doğurmuştur. Olası bir düşman saldırısı karşısında ülke topraklarını korumak, asker ve sivH bütün hepimizin ortak görevidir. Kamuoyunda beliren endişe, bu "paramiliter" nitelikteki birliklerin, bugün olmasa bile yarın ya da öbür gün, siyasal iktidar emrinde silahlı bir güç olarak kullanılıp kullanılmayacağıdır. Siyasal kutuplaşmaların yaşandığı bir toplumda "paramiliter" güçlerin "politizasyonu" çok kolaydır. Kurulacak "teritoryal biriikler" ile Genelkurmay Başkanlığı Özel Harp Dairesı'ne bağlı sıvillerden oluşan "kontrgerillacılar" arasında eylem ve görev benzerliği söz konusu olmayacak mıdır? Kuşkular, bu noktadan kaynaklanmaktadır. Bugün savaş, artık "sofistike elektronik siiahlar" ile yapılıyor. İkinci Dünya Savaşı'nda o günün koşuliarı içinde gerekli ve zorunlu olan yol ve yöntemler ile önlemlerin çağın gereklerine göre değıştirilmesi ve geliştirilmesı gerekir. Bu cağda, bu görevi yapabilecek tek güç, sofistike silahlan beceri ve hüner ile kullanacak silahlı kuvvetlerdir. Yılda ikiüç gün eğitilen bu "paramiliter" güç, sofistike silahlar ile havadan indirilen düşman güçleri ile nasıl başa çıkabilir? Korkarız ki bu milis gücü, siyasal gerginliklerin tırmandığı günlerde, kolaylıkla, 12 Mart ve 12 Eylül öncesinde yaşandığı gibi "ülkücü komandolar"m işlevlerini üstlenir. Bir yandan silahlı kuvvetler, askerlik yaşına gelen yükümlütere "ihtfaç fazlası" olduğu gerekçesi ile 'parak askeriik düzenr yımlanan yazısında "Halkı mukavemetçilerden ayırmak için sanki ayaklanma kuvvetleri yapıyormuş gibi müdahale kuvvetlerince zulme kadar varan haksız muamele örnekleri ile sahte operasyonlara başvurulması tavsiye edilir" yolundaki önerisi de ister getırirnen öte yandan da sivillerin askerleştirilmesi yoluyla "paramüıter" birlikler oluşturulması gerçekten çok düşündürucudür! Anlaşılıyor ki ANAP sözlüğündeki "sivilleşme" ya "milH savunmanın özelleşmesi" ya da "milisleşme" anlamlarına geliyor. İLAN AKŞEHİR ASLİYE HUKUK YARGIÇLIĞINDAN Dosya No: 1988/110296 Davacı Gülüzar Demirci vekili Av. Fatma Malkoç tarafından davalı Şerafettin Demirci aieyhine açılan boşanma ve nafaka davasının yapılan yargılaması sonunda: Davalı Şerafetlin Demirci'nin adresi tespit edilemediğinden mahkememizin 1.7.1988 larih 1988/110296 sayılı karan ile AkşehirGözpınan köyu cilı 039/03, sayfa 19, hane IO6'da nüfusa kayıılı Sebati oğlu 1958 dl. Şerafettin Demirci ile Hüseyin kızı 1957 dl. Güluzar Demirci'nin boşanmalanna ve bu boşanma karan ile birlikte davacı kadın için ayda 30.000 lira tedbir nafakası ve taraflann müşterek çocukları Arzu ve Murat için her biri için ayda 15.000 lira nafaka hükum altına alındığmdan iş bu karanmızın davalı Şerafettin Demirci'ye karar tebliği yerine gecmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 31809
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear