25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 HABERLER 17 EKİM 1988 'Seçmen istîkrarsızlık istemedi' BETÜL UNCULAR ANKARA Siyasi yasaklann kalkmasından sonra bir sure siyasetten uzaklaşma kararı alan ve bu kararında ısrarlı olan Aydın Menderes, 29 Kasım 1987 genel seçimlerinden bugüne değin herhangi bir siyasi partıden adı konmuş 'Gel beraber olalım1 şeklinde bir teklif almadığını açıkladı. Boyle bir oneri alsa dahi siyaset dışında kalma kararının değışmeyeceğini anlatan Menderes, "Sayın Demirel siyasetin içinde dije, ben siyaselin dışında değilim" dedi. Siyasetin ciddi iş olduğunu, tutarlılık gerektirdiğini bildiren Menderes, ANAP \e DYP tabanlarının şimdilik birleşme şansları bulunmadığını, her iki partinin de gelecekte erimeyeceğinı soyledi. Bir süre siyasetten uzaklaşma kararı alan Menderes'in referandum değerlendirmesi: ANKARA'dan YALÇIN DOGAN Aydın Menderes'e göre ANAP ve DYP tabanlarının şimdilik birleşme şansları yok. Her iki parti de bu tabanlan kendi çatıları altında toplama yarışı içindeler. Menderes iki partinin de yakın bir gelecekte erimeyeceği görüşünde. Aydın Menderes bir soruyu yanıtlarken de "Sayın Demirel siyasetin içinde diye ben siyasetin dışında değilim" dedi. Aydın Menaeres, Cumhuriyet1 in çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Referandum sonuçlanyla ilgili olarak Menderes, "Bence sevmen bir belirsizliğin. istikrarsızlığm doğmasını istemedi. Ancak belirsizlik ve istikramzlık olmasın derken iktidann da giiçlendigi gibi bir lablo ortaya çıkmasını arzu etmedi" dedi. Menderes, yuzde 35 eveı, \uzde 65 hayır sonucuyla Turkiye'nın tablosunda siyasal bir değişım mevdana gelmediğine ışaret etti. Menderes, siyasetten uzaklaşması konusunda kendisine bir zaman koymadığını, önumüzdeki sure içinde kararının devam edeceğini rahatlıkla ifade edebileceğini belirtirken, olayların. koşulların ^akışına bırakıyor eelişmeleri... "Kişilerle hiçbir meselem olmadı" dı\e sozlerini surdüren Menderes'e gore, Turkiye'nın bugünku siyasal tablosuyla, karannı verdiği gunku siyasal tablo arasında hemen hemen hiçbir t'ark bulunmuyor. Menderes, DYP Lideri Suleyman Demirel'le araların Milli Eğitim Bakanı Güzel: Partilerle birlikte çalışmaya başîadık Üniversite sınavı değişiyor ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, 2428 ekim tarihleri arasında yapılacak olan ilk "Gençlik ŞSrası'" nın gundemini açıkladı. Güzel, Şura'ya katılacak olan üniversite öğrencilerinin seçiminde, istedikleri kadar demokratik bir seçim sisteminin uygulanamadığını söyledi. Bakan Güzel, üniversite öğrencilerine af konusunda ANAP, SHP ve DYP'li milletvekillerinin ortak bir komisyon kurarak hafta başından itibaren çalışmaya başladıklarını bildirdi. Bakan Guzel, üniversite affıyla getirecekleri düzenlemenin sınav sistemini değiştireceğiru ve öğrencileri sınavlarda mağdur etmeyecek bir anlayışla konunun ele alınacağını belirtti. Guzel, "Partilerin temsilcileriyle hafta başından bu yana muşterek bir komisyonda çalışmaya başîadık. Çalışmalar bu hafta sonunda bitecek. Önumüzdeki hafta bu taslağı hiikiımete sunup basına da açıklayacağız. Bu konudaki sistemi bozmadan, dejenere etmeden, ogrenciyi mağdur etraeden, af degil ama, sınav sistemini gözden geçirecegiz. Turkiye'deki öğrenci seçme sisteminin dunyadaki en katı sınav sistemi olduğunu biliyoruz" diye konuştu. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, 2428 ekim tarihleri arasında Ankara1 da ilk kez toplanacak olan Gençlik Şurasf na 100 genç çağırdıklarını bildirerek, "Gençliğin daha fazla söz bakkı istediğini biliyoruz. Şura'ya katılacak gençler, diger üyeler gibi, tartışma, konuşma ve oy kullanma hakkına sahip olacak" dedi. Güzel, dün düzenlediği basın toplantısında Gençlik Şurası hakkında bilgi verdi. Şura'ya her kesimden genç çağırmaya özen gösterdiklerini beürten Guzel, "Amacımız, Tiirk gençliginin gelecegini daha iyi haznîamak ve gençligin sorunlannı mümkiin olan en geniş kamuoyu ile tartışmak, gençlik sorunlannı ve bu konnda alınacak tedbirleri tespit etmek" diye konuştu. Gündem Bakan Hasan Celal Güzel, Şura gundemini ve oluşturulacak 10 komisyonun görüşecekleri konulan açıklarken, 2000 yüı Türkiyesi için yetiştirilmesi hedeflenen gençlik konusunun bu ç'alıştnalarda önemli yer tutacağını söyledi. Bakan, yüksek ve orta öğrenim gençliği, yurtdışındaki ikinci kuşakla birlikte, çalışan genç kesimin so runlaıının da Şura gündeminde bulunacağını bildirdi. Şura'da, çalışmayan gençliğin geleceği, işsiz gençliğin sorunları, gençliğin sağlığa zararlı alışkanlıklardan korunması, özürlü gençliğe götürulecek hizmetler ve suça itilen gençlerin topluma kazandırılması konuları da işlenecek. Güzel, Şura'ya 19 politikacı, parlamentoda grubu bulunan 3 siyasi partiden birer temsilci, 113 bilim adamı, Milli Eğitim Bakanhğı'ndan 80, taşra teşkilatlarından 53 kişi ve basın yayın kuruluşları, sanatçı ve gençlik kesiminden temsilcilerin katılacağını belirtti. Güzel, Şuraya katılacak üniversite öğrencilerinin seçiminin istedikleri kadar demokrat bir seçimle saptanmadığını da ifade ederek, "Ancak biz YÖK'ün beüriedigi ögrencileri kabul etmek dunımundayız" dedi. da bir sorun bulunup bulunmadı. ğı sorumuzu da şöyle yanıtladı: "Sa>ın Demirel siyaselin içinde diye, ben siyasetin dışında değilim. Kendisine sevgim >e saygım dun neyse, daha onçe neyse, bugiin de aynı düzeydedir. 'Sayın Demirel siyasette olduğu surece ben siyasete donmem' gibi bir sözü hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir şekilde soylemedim. Çunkü beniın böyle bir meselem yok. Aynca Sayın Demirel'le beraber olmayıp bir başka siyasal harekelin içinde de bulunmuyorum. Bu itibarla, ben siyaset dışı kalma karanmı belirli kişilerin siyasetin içinde veya dışında olmasına göre de vermedim." Aydın Menderes, bir başka sorumuza yanıt verirken, Adalet Partisi tabanının bir tek partinin bünyesinde toplanmadığını, dağılmış durumda bulunduğunu söyledi. DYP tabanının kendisini aralarında görmek istemesindeki ısrar \e arzudan basındaki haberlerin dışında bilgi sahibi olmadığını \urgula\arak şöyle dedi: "Böyle bir arzunun lemelindeki nedenler nedir. bilgi sahibi değilim. Ancak 1987 eylul ayında siyaset dışında kalma karanmı ifade eltim. Arkasından seçim oldu. 29 kasım 1987'den bugune kadar herhangi bir siyasi partimizden adı konmuş 'Gel beraber olalım' şeklinde bir teklif bana ulaşmadı. Ulaşsa da karanm değişmezdi. ama bu tur bir leklifle karşılaşmadım." Menderes'e gore ANAP \e DYP tabanlarının şimdilik birleşme şansları yok. Her iki parti de bu tabanlan kendi çatıları altında toplama yarışı içindeler. Menderes, iki partinin de yakın bir gelecekte erimeyeceği goruşunde. Bu konuda şunlan soyledi: "Aralanndaki yanş devam edecektir. Kendi arzulanyla bir araya gelmeyi diışuneceklerini de sanmıyorum. Tabanlan böyle bir karara uyarlar mı? O ayrı bir konudur. Olüm senaryoları "Bu sefer olmadı, ama gelecek sefere olmasını dilerim" diyen işçı kadın işinden atılıyor. Bundan b'rkaç yıl önce ABD Başkanı Reagan'a düzenlenen suikast girişimi başansızlıkla sonuçlanınca, bir fabrikada çalışan bir işçi kadın söyledıği bu sözler nedeniyle işinden atılıyor. Kadın mahkemeye başvuruyor. Mahkeme, "Hayır" diyor, "bu sözler işten atılma gerekçesi olamaz, üstelik bu sözlerde hiçbir suç unsuru yok." Kadın açtığı davayı kazanıyor ve yeniden işine dönüyor. "Arama emri olmadığı halde, yaptığınız aramada bazı kamtlar bulmuş olabilirsiniz. Ancak arama emri oimadığı için bulduğunuz kanrtlar geçersizdir" diyen mahkeme, polisi hak ettiği yere rtiyor. ABD'de sosyalist İşçi Partisi'nin merkezi, polis tarafından aranıyor Kurulu düzene aykırı, suç oluşturan bazı kamtlar da ele geçiriliyor. Hatta partinin kapatılmasına gerekçe olabilecek kanrtlar... Ne var ki New York Mahkemesi arama emri olmadan ele geçen kaolaylarda duyulması gereken tepkınin, demokrasiyi kavramakla eş anlam taşıdığı çoğunlukla unutuluyor. Örnek mi? İşte, Tuzla yakınında bir arabada dört kişinin polis tarafından öldürülmesi... Ne imiş? Arabada sonradan bir tabanca bulunmuş... Polisin dört kişiyi öldürmesi, dünyanın neresinde olursa olsun o Cılkeyi îyağa kaldırır. O dört kişi teröre de karışmış, hatta adam da öldürmüş olabilir. Ama dört kişiyi suçlu bulmak ve öldürmek yetkısini polis nereden alıyor? Nerede Türkiye'nin demokratları? Nerede demokrasiyi ağzından düşürmeyen SHP, DYP ve diğer muhalefet? Hatta iktidann kendisi olayı aydınlatacak bilgıleri kamuoyuna neden aktarmıyor? Örnek mi? İşte, TKP duruşrnasını ızlemek için mahkemeye gelip içeri giremeyenlerin polis tarafından coplanması... Polis hangi hakla mahkeme önüne gelenleri copiuyor? Batı'da boyle bir olay, insanları coplayan polislerin cezalandınlmastyla sonuçlanır. Ya Türkiye'de? işte sıradan bir haber olarak geçer gider. Muhalefet yine tepkisiz. Çünkü insanların coplanması, hatta öldürülmesi, kurulu düzen tarafından her zaman geçerli nedenlere dayandırılabiliyor. Oysa bulunan her geçerli neden, demokrasinin özümsenmediğini bir kez daha serqiliyor. Batı'da herhangi bir protesto olayında polis hiç kimseyi coplamıyor. Coplamayı düşünmüyor. Polisin bakışı bu degil. Çünkü orada insanlar kendi haklarım kullanıyor, polis de buna saygı gösteriyor. Örnek mi? Siyasal alanda geçen hafta ekonomik olayların ön plana geçmesi nedeniyle dikkatlerden kaçan bir başvuru... SHP, Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak DSP ve Refah Partisi'ne yapılan Hazine yardımının kesilmesıni istiyor Nerede katılımcı demokrasiyi savunan SHP, nerede bu davranış? Kendi siyasal çıkarına aykırı gördüğü yardımın kesilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmak ne demek? Ne biçim demokrasi anlayışı bu? Hesap açık. Eğer DSP'ye Hazine'den yardım gitmezse, DSP kendi istediği gibi gelişemeyecek ve ortadaki sol oylar SHP'ye kayacak. Son/taftatante nstladtğma oUytar, demokrasi kavnmmn kadarhtmöa katd&nı çostBfiyof. Domoknaklen biiedtnokmi ortamda yaşıyoruz. nıtları geçersız sayıyor. "Çöp arabasını kimden izin aldınız da aradınız?" diyen mahkeme, katil peşinde koşarken yasaya aykırı yöntemlerle kanıt ele geçiren polisi bir kez daha sırtüstü getiriyor. ABD'de polis bir adamı öldürdüğü sanılan kişinin peşine düşuyor. Katil zanlısı bir evin bahçesine giriyor. Elindeki tabancayı bahçedeki çöp tenekesine atıyor. Polis eye ve bahçeye giremiyor. Ancaic o sırada çöpleri toplamaya gelen çöp kamyonuna boşaltılan çöpleri görünce, kamyona el koyuyor. SHP'li Sağ ve Moğultay: Tuzla baskım, devlet teroru Tekstîl îşçîsine 6 greve hazır oF çağrısı tşSendika Servisi Türklş ve Teksif Başkanı Şevket Yılmaz, tekstil ışkolunda çalışan 110 bin işçiye "grrve hazır ol" çağrısı yaptı. Teksif ile TtSK Başkanı Halit Narin'in aynı anda başkanhğım yaptığı Türkiye Tekstil Sanayi tşverenleri Sendikası (TTSlS) arasında yaklaşık 200 işyeri için sürdürülen grup toplu iş sözleşmesi göruşmelerinde "grev karan" asamasına gelinince Teksif hazırlıklarıru hızlandırdı. Teksif Genel Yönetim Kurulu uyeleri önceki gün şube başkanları ile yaptıkları toplantının ardından dün de Marmara Bölgesi'ndeki 13 şubenin yönetici ve işyeri baş temsilcilerinin katıldığı bir toplantı düzenlediler. Toplantıda konuşan Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Özal hükümetini sert bir dille eleştirdi. Son ekonomik kararlann faturasının da tüm dar ve sabit gelirlilere çıkacağını beürten Yılmaz, "Hayatın böylesine çekilmez hale geldığı, enflasyonun yuzde 80'leri aştığı ülkeler Cezayirdeki olaylardan ibret ve ders almalılardır" diye konuştu. lstanbul Haber Servisi SHP lstanbul milletvekilleri Mehmet Moğultay ve Arif Sag, geçen hafta Tuzla Köprusü'nde polisin 4 kişiyi öldürmesi olayını, "Polisdevlet terörii" olarak nitelendirdiler. Polisce düzenlenen operasyonun, "yakalamak için degil, öldürmek amacıyla" duzenlendiğini ileri suren minetvekilleri, incelemeleri sonucunda hazırlayacakları raporu parti genel merkezi ve Meclis grubuna ileteceklerini belirterek "Olayın peşini bırakmayacaklannı" söylediler. SHP milletvekilleri Moğultay ve Sağ, dün, oldürülen Mehmet Soğukpınar ve Ahmet Adalı'nın aileleri ve avukatlarıyla operasyonun düzenlendiği Tuzla Köprusü'nde incelemelerde bulundular. Olayın nasıl gerçekleştiği konusunda ailelerden ve avukatlardan bilgi alan milletvekilleri konuyla ilgili olarak soruşturmanın yürutüldüğü Kartal Cumhuriyet Savcılığjyla da goriışeceklerini ve hazjrlayacaklan raporlan parti genel merkezi ile meclis grubundaki arkadaşlarına ileteceklerini duyurdular. Bunu sağlamak üzere Hazine yardımının kesilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran SHP'nin de demokrasiyi kendi işine ABD mahkemesi, "Hayır" diyor. "çöp kam geldiği doğrultuda anladıöj ortada. yonunu arama hakkını nereden buldunuz, Tuzla'da polisin dört kişiyi öldürmesiyle, olayın özündeki özellikler ortadan kalkmaANAP iktidarının buna seyirci kalmasıyla, mıştır." Ve polisin yasa dışı davranışına enSHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak gel oluyor. DSP vi Refah Partisi'nin yardımlarını ayaküsBu örnekleri arka arkaya neden sıralıyo tü kesmek istemesi arasında demokrasinin ruz? Son haftalarda rastladığımız olayiar, de özü açısından ne fark var? mokrasi kavramının Türkiye'de ne kadar haDemokrasi, anayasada şu şu şu maddevada kaldığını gösteriyor. Demokrasiden dem vuranların bile demokrasi kavramına sade lerin ayıklanması, çeşitli yasalardaşu şu şuce teğet gectikleri, başkalarının düşüncele maddelerin kâğıt üstünden kaldırılmasıyla rine saygı göstermeyi bile lüks olarak kabul gerçekleşmiyor. Demokrasi insanın kendi beyninde işlemesi, yüreğinde hissetmesi, aklendikleri bir ortamda yaşıyoruz. lıyla yaşama geçirmesiyle mümkün. Ölüm Ustünkörü bilgilerie olayları demokrasi tar senaryoları hazırlayarak degil. tersine hertısına vurmak, Türkiye'de en geçerlı yöntem alanda bu senaryolara karşı çıkmakla lerden biri. Buna karşı, karşılaşılan somut mümkün. AKBANKT.A.Ş. UMUM MÜDÜRLÜGÜ'NDEN İ C İ l i hîltlKI 1 6 e t a r n ' D unyaGnla6unuolarakkutlamyor. Kutlamanın öncu' y a y l y i l l I K I U i a lüğünü de BM ile Gd ve T lüğüü d BM l Gıda Tarım Û ü FAO üstleniyor Her Ûrgütü (FAO) yıl yapılan çalışma ve araştrmalann sonuçları açıklanırken, "beslenememe" insanoğlunun en büyük sorunu olarak gündeme geliyor. Aşevleri, karnını doyuramayacak durumdaki yurttaşlara bedava yemek servislenni surdürüyorlar Sırtında önlüğü ve çantasıyla, yaşlı nineleriyle birlikte bedava yemek kuyruğunda yerterinı alan kuçükler. ellerinde boş tencereleriyle "Dünya Gıda Günü'nde sanki hatıra fotoğrafı çektınrcesıne poz veriyortar. filffcl Uiua SINAVU MÜFETTİŞ MUAVİNİ ALINACAKTIR Bankamıza gereği kadar Müfettiş Mua\ini alınacak olup. Müfettiş Mua\inliği \azılı sınavı 19 ve 2 0 Kasim 1988 tarihlerinde lstanbul. .\nkara ve İzmir'de yapılacaktır Yazıiı sına\da başarılı olanlar daha sonra sözlü sınava alınacaklardır Küçük: 'Emniyette işkence gördtiırf konuşacağımı tahmin ettiklerini söyledi. Bir hazırlıkları olmalı; Yayımlanmış 17, yayına hazır bu, Ankara, lstanbul ve İzmir'in 2 ve toplatılmış bir kitabı bulu dışında bir kentte sosyalistlerin nan, kitaplan ve yazılanyla Türk yaptıkları ilk toplantı oluyordu. siyasal yaşamı ve sol hareketler O geceyi, Gaziantep Emniyeti'niçinde sık sık çeşitli tartışmalara de ve Antep DaFında geçirdik. yol açan 50 yaşındaki araştırma Yeni bir bina ve siyasi nezarethacı, 1402'lik Doçent Yalçın Kü ne tam bir ortaçağ mimarisiyle çük, arkadaşı ve avukatı Gülçin yapılmış; bir insanın uzanamayaÇaylıgil'e yazdığı mektupta Gazi cağı kadar dar bir hücre. antep Emniyet Müdurlüğü'nde 18 ve 19 Eylül 1988 gunlerinde işkence yapıldığını anlattı. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube'de kendisine yapılanları sorduğumuz Yalçın Küçuk, çok duygulandığını ve bu nedenle olanlan anlatamayacağım söyledi. Küçuk, daha once arkadaşı ve avukatı Gülçin Çaylıgil'in de Gaziantep'te olanlan anlatmasını istediğini, ancak kendisinin aynı nedenle anlatamadığını, olup biteni daha sonra yazdığı bir mektupla dile getirdiğini belirtti. Yalçın Küçuk'ün Gaziantep'te yaşadıklarını anlattığı mektup metni aynen şöyle: "Karaİcusunlar köyu, 25 Eylul Hücrede beton üzerine uzana1988 rak yatmaktan başka çarem yokSevgili Gülçin, tu. Bugun tam bir hafta gecti. BuEmek Dunyası Dergisi'nin re tün vücudum ağnyor ve bağırsak ferandum ile ilgili olarak Gazian larım bozulmuş durumdadır. tep'te düzenlediği toplantıda buBilgesu Erenus ve Nuran Yeşilunmak uzere Bilgesu ile birlikte, lova ile, bu ikisinin ırzını koruuçakla, Antep'e gittik. Havaala mak için olmalı, aramızdan Tekel nından hızla toplantının yapılaca işçisi Yılmaz Ekşi, siyasi şube ile ğı Burç Sineması'na yetiştik; sa güvenlik şubesinin ortak koridoat, oğleden sonra beş buçuk idi. runda, sandalye üzerinde sabahMehmet Emin Sert, toplantıyı dü ladılar. Mehmet Emin, sendikacı zenleyen Emek Dünyası'nın yöne Sait Üner ve ben, hücrede ve ayn ticisidir ve sonunda Antep'te tu ayrı kaldık. '.uklandı, daha sonra, bize, görevGece ifadelerimiz alındı ve sali emniyet mensuplarının toplan baha kadar video \\t bant kayıttıya benim gelip gelmeyeceğinü lan çözuldu. Sabahleyin işini bisorduklarını, gelirsem herhalde tirip giden polis şefleri, yukarda HALİL NEBtLER sına aldı. Üç kişiydiler; siyasi şube müdürü ve bir de başkomiser vardı. Derhal gozlüğümu çıkarıp, hücuma geçti. Yumruk ve tokat hırsını almasına yetmiyordu. En ağır küfürleri birbin arkasına sa< Toplantı akşanı sekizde bitti ve yıyordu. çok sayıda sivil polisten, daha Ben, 'burada guçlusünüz, kasonra güvenlik şubesi muduru ol labalıksınız, adamlannız var, duğunu anladığım birisi, iki da bunlan yapabilirsiniz' demekle kikalığına emniyete gitmemiz ge yetindim. 'Avradını s....min oğlu, Rusgit!... Doç. Yalçın Küçük, ya'ya git lan, Rusya'ya once sa'İ..., buraya gelmeden Gaziantep Emniyet na saygım vardı. anasını s...ğim, otuz beş dakikada gençleri ne hale Müdürlüğü 'nde kendisine yapılanları getirdiğini gördüm, hepsini sen zehirliyorsun.' anlatırken "Siyasi 'Eşoğlu.... Kurtçe diye tutturuşube müdürü hıncını yorsun, yaz lanp k, varsayaz alamayınca sakalımı bakayım, o çocuğu, varsa sen düğüm yapıp aşağıya, niye bilmiyorsun?' Bunlar, kullandıkları elfazdan bir eliyle de saçlarımı sadece bir demettir. düğüm yapıp yukarıya Vurmakla, yumrukla, aşağılık kufürlerle hıncını alamıyordu. doğru çekiyordu" Benden korkar bir halleri vardı. diye konuştu. Sonra Bilgesu söyledi, benim ifadem için başkomiserler birbirine rektığını söyledi. Mehmet Sert, yükleniyorlarmış. 'Gitmem ben, kalabalığın önünde polis arabası sen git de dersini al' bunları birna binmemek gerektiğini ve tak birine söyluyorlarmış. Nitekim siyle gitmemizi onerdi. Ki:>a bir daha sonra bana cahil bir polis tartışmadan sonra kabul ettiler. memurunu, arkasından guleç bir îlk once kibardılar. Sonra oda komiseri çıkardılar. Fakat komilarına çekildiler. Telefonla konuş serin dinde de sorulmak üzere tular. Bizler koridorda bekliyor başkasının verdiği notlar vardı. duk. Öyle anlaşılıyor; telefonda Butun bunların ötesinde, yıllardır ki seslerden tedip etme iznini al devletin bana kendilerinin uygun dılar. Bu güvenlik şubesi müdu gorduğu bir cezayı kesememiş olrü, koridora çıktı, yanımıza gel masından dolayı da kinleniyorlardi ve bana, ağır sözlerle neden dı. Antep Dal'da bu ikisini birliktaksiye binmek istediğimi sordu. te gördum ve yaşadım. Ben, taksiyi Mehmet'in istediğiSiyasi Şube Müdürü, esir almışni, benim de katıldığımı soyledim. tı ve kinini döküyordu. Hıncını Hakarete başladı. Boyle konuşa alamayınca sakalımı, iki eliyle ikimayacağını söyleyince, çekip oda ye ayırıp iki yana doğru çekmeye sandalyede sabahlayan arkadaşlarımıza 'bundan bir şey çıkmaz, fakat, bir daha Antep'e gelmeyin' demişler. Bütün sorunun burada yattığına inamyorum. Avukatı Çaylıgil'e yazdığı mektubunda, yumruk, tokat atıldığını, küfür edildiğini anlattı ve yolmaya başladı. Yine içindeki kini söndüremiyordu; bu kez sakalımı aşağıya doğru çekiyordu.Bundan sonuç alamayınca saçımı yukarı doğru çekiyor ve yoluyordu. Ben soğukkanlıydım ve taştım. Hiç ses çıkarmıyordum. Daha da kinlendi. Bu kez, bir eliyle sakalımı düğüm yapıp aşağıya ve bir eliyle saçlarımı duğum yapıp yukarıya doğru çekmeye başladı. Iri yarıydı, gençti ve gucü yerindeydi. Savcıya çıkardılar. Savcı beşimizin ifadesini bile almadan serbest bıraktı. Bilgesu ile havaalanına zor yetiştik. Deniz Baykal'ı karşılayan konvoy vardı. Antep Milletvekili Abdulkadir Ateş de oradaydı. Aynı okuldanız. 'Abi duyar duymaz, sabah valiye gittim" dedi. Vali, sınıf arkadaşım Husnu imiş; 'İşgüzârlık' demiş, 'bir suç yokmuş'. Eîski Antep Milletvekili Celal Doğan da oradaydı. Telefonun yetişmiş. O da temaslar yapmış. Celal Doğan'a da hiçbir suçumuz olmadığı soylenmiş. Ben de biliyorum; ben artık suç işlemiyorum. Hepsi bu. Ne yaparsan yap; yalnız 'Yalçın Kucük'e bu yapılırsa diğerlerine ...' deme. Diğerlerine yapılan, bana da yapılıyor. Hepsi bu. Sevgiler." Yalçın Küçuk'ün avukatı Gülçin Çaylıgil, olayla ilgili olarak suç duyurusunda bulunulup bulunulmayacağı sorusu üzerine şunları söyledi: "Gaziantep'te savcılar vardır. Bu mektupta anlatılanların yayımlanması halinde zaten yazılanlan suç duyurusu olarak kabul etmeleri gerekecektir. Olayın bilinmesini istiyoruz sadece." SINAVA KATILACAKLARIN: 1 T.C. \atandası ve erkek olması. 219 Kasım 1988 sına\ tanhinde 30 yaşını doldurmamış bulunması. (19 Kasım 1958 tarihinden oncekı doğumlular .sınava katılamazlar.), 3 Iskerlik gorevıni \apnnş olması (Herhangi bir nedenle askeriik hizmetı dışı bırakılmıs olanlar sınava katılamazlar.), 4 Eğitim suresi en az dort yıl olan İktisat. Hukuk. Siyasal Bılgiler, İşletme, İktbadı ve İdan Bilımler Fakuite ve Yuksek Okulları ve\'a aynı sure eğitim \eren ve bunlara eşıtliğı Yüksek Oğretim Kurulu'nca kabul olunan benzeri fakulte ve yüksek okullardan birini bitirmesi. 5 Daha once gerek .\kbank T.A.S Müfettiş Muavınliği yazıiı sınavına, gerekse Bankamızın sınavla eleman alınan diğer bolümlerinin açtığı sınavlara bir defadan fazla katılmamış olması veya yazıiı sınavı kazandıkan sonra katıldığı sözlü sınavda başarısız olmaması. 6 Herhangi bir muessese veya kuruma karşı hizmet \"ukumlülüğu bulunmaması gereklidır. BAŞVTRU: 1 Sınav konuları ve gerekli diğer bilgiler: • İstanbul'da Umum Müdurlüğümüz binasındaki Teftiş Heyeti Reisliğimizden. • .Ankara, İzmir, Denizli, Adana. Bursa. Edirne. Eskişehır, Samsun, Trabzon, Konya, Dıyarbakır ve Erzincan'da mevcut Bölge Mudurlülderimizden. • lstanbul ve Bölge Mudürlüklerimizin bulunduğu ıller dışındaki butün şubelerimizden. temin edüebilir. Öte yandan. Yabancı Dil Sınavı baraj olmayıp yabancı dil bilgisi, diğer sınavlarda başarıh olmak koşulu ile öncelik sebebi olarak değerlendirilir. 2 Sınava katılacaklann (Akbank TA.S. Teftiş Heveti Reislıği Fındıklı İSTANBUL) adresıne en geç 7 Kasım 1988 Pazartesi günü saat 18.00'e bdar şahsen veya yazıiı başvuru ile istenen belgeleri vermeleri gerekmektedir. "Güveninizin Eseri" A
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear