23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 EKİM 1988 Mickey Mouse Moskova'da Ünlü Mickey Mouse (solda), Sovyetler Birliği'nirı başkentı Moskova'da Kızıl Meydan'da. yanında Sovyetler'in sevimli ayısı Misha ile biriikte dun tur atmca. çocuklar sevinçten bayram ettiler. Mickey Mouse, Walt Disney'in fiimlerinın gösterilmesı nedeniyle CUMHf 'RÎYET/13 Boğazda bulunan "varil" bugün tahlil edilecek İstanbul Haber »ervisi Sarıyer Kireçburnu'nda önceki gece balıkçılar tarafından bulunan varilin, İstanbul Anekent Belediyesi Çe\re Koruma Mudurluğu'ne tesiım edıldiği ve bugün tahlil edileceği öğrenildi. Karadeniz'de kıyıya vuran zehirli variller henüz esrannı korurken, onceki gece bir varil de Sarıyer Kireçburnu açıklarında Zeki Coşkun adlı balıkçı teknesi tarafından bulunmuştu. Sanyer Emniyet Amirliği yetkilileri, varilin içinde hidrolik yağ bulunduğunu ve buyük bir olasılıkla Sanyer'deki balıkçılarca atılmış olabileceğini belirttiler. istanbul Anakent Belediyesi Zabıta Mudürü İsmet Silahçılar ise varilin bugun tahlil edileceğini soyledi. Moskova'da bulunuyor. 22 ekimde başlayacak olan Antika ve Sanat Fuan" öncesi dün İstanbul Hilton Oteli'nde düzenlenen mevsımın ılk antika eşya rtıüzayedesmde 1 mılyar liraya yakın satış yapıldı. Antik AŞ. tarafından düzenlenen '115. Müzayede'de satışa sunulan 300 kadar antikanın tamamına yakını alıcı buldu. 1 milyarlık antika satışı Tekel satışından ANKARA (ANKA) Maluller ile şehit dul ve yetimlerine Tekel ürünlerinin satış bedellerinden pay verilmesine ilişkin yasa yürürİüğe girdı. Resmi Gazete'de yayımlanan yasa uyarınca tütun, tütun mamulleri, Tekel Genel Müdürlüğü'nce imal ve ithal edilen tütun maınulleriyle ağır alkollu içkilerin satış bedellerinden yüzde 2 oranında alınacak pay, maluller ile şehit dul ve vetimlerine ödenecek. Söz konusu ürünlerin satış bedellerinin aylık tutarlan, Maliye ve Gumruk Bakanlığı adına Ziraat Bankası Merkez Mudürluğü'nde açılacak "maluller, şehit, dul ve \<îtimler hesabı"na yatınlacak. İki yangında 4 kişi can verdi Istanbul'da dun meydana gelen ikı yangında 4 kısı yanarak öldü. Osmanbey Samanyolu Sokak Arıpasa Apartmanı 4. kat 8 numaralı evde gece 02 00 sıralarında meydana gelen yangında, Celile Ozan (50) ve Ayşe Ozan (70) isımli kızkardeşler yanarak yasamlarım yıtirdıler. Görqu tanıkları, yangın başladıktan sonra Celile Ozan'ın balkona çıkarak yardım ıstediğını, anca1» aşağtda gerilen battanıyeye atiayamadan balkonda tutuşarak yandığını. Ayşe Ozan'm ıse yatalak olduğunu, yatağında yanarak öldCKjünü söylediler. Öte yandan. yme aynı saatlerde E5 karayolu $irinevlerAtaköy yol ayrımında16 KL 035 plakalı otomobıl ınfılak ederek yandı. Otomobilde bulunan ve henüz kımlıklen belırienemeyen ıki kişı yanarak ökJü.'Behzat Şafıın) HABERLERİN DEVAMI Evren'in Bonn Ziyareti. (Baftarafı 1. Sayfada) ya dış ticaret alanında Türkiye'nin bir numaralı ortağıdır. Üstelik bu ilişkiler, yıllardan beri dengeli bir biçimde sürmektedir. Ülkemizin geçen yilki dışsatımı 2 milyar 183 milyon dolar, dışalımı 2 milyar 108 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye'dekı yabancı sermaye yatınmları açısından da Almanya yüzde 12.6'lık oranla İsviçre'den sonra ikinci sırada geliyor. Federal Almanya'da bugün 1,5 milyon vatandaşımızın yaşamakta olduğu gerçeği, BonnAnkara ilişkilerinin bir başka çok ağırlıklı boyutudur. Türklerin 520 bini işçi statüsündedir. Almanya'da işsizlik yüzde 9 civannda olmasına karşılık, bu oran Türk işçiieri arasında ne yaztk ki yüzde 20'ye çıkmıştır. Bu ülkede yaşamakta olan yabancılar arasında birinci sırayı alan Türk vatandaşlarıyla ilgili olarak başta vize ve bazı sosyal haklar olmak üzere Bonn'un yerine getinmesi gereken çok iş olduğu bilinmektedir. Bir yandan Federal Almanya'da son yıllarda ortaya çıkan işsizlik, öte yandan Türkiye'de kronikleşmeye yüz tutmuş işsizlik nedeniyle Bonn'un, ülkemizin AT'ye tam üyeliğine sıcak bakmadığı da Ankara'da bilinen bir başka noktadır. Uzun yıllardan beri Türkiye'nin Batı'yla ilişkilerinde "kilıt rol" oynadığı söylenebitecek Federal Almanya ile AT konusunda, taraflarca üstü örtülü kalmasına özen gösterilen soğukluktan söz edilebilir. Hatta Ankara'nın AT'ye tam üyelik stratejisinde Fransa'ya daha çok ağırlık tanıyabileceğinin işaretleri dikkati çekmektedir. Avrupa Topluluğu'na giden yolda Türkiye'nin demokraside ve ekonomide yapması gereken çok İş vardır. Bunlar biliniyor. Ancak Bonn da AT'ye tam üyelik konusunda Türkiye'de var olan yaygın siyasal konsensüsü göz ardı etmemelidir. Aynı ittiiak içinde yer alan Türkiye ile Federal Almanya arasında askeri ilişkiler de son derece yakındır. Amerika dışında Türkiye'ye her yıl askeri yardımı sürdüren tek ülke Federal Almanya'dır. Fakat Bonn'la Ankara arasında önümüzdeki dönemde savunma alanında uç verebilecek bir potansiyel sorundan söz editebilir. Federal Almanya büyük ölçüde kendi topraklarında konuşlandırılmış olan kısa menzilli nükleer silahların (SNF) ittifak sathına yayılmasını istiyor. Buna karşılık bilindiği gibi Türkiye de ek nükleer yükümlülük almaktan yana gözükmüyor. Dost ve müttefik ülkeler arasında sorunlarm olması da yadırganacak bir nokta değildir. Önemli olan, karşılıklı olarak sağduyunun egemen olması ve her alanda işbirliğinin daha da geliştirilmeye çalışılmasıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren'in, Federal Alman Cumhurbaşkanı Richard von VVeizsaecker'in resmi konuğu olaraK bugün başlayacak Bonn ziyaretinin başarılı geçmesini diliyoruz. Türkiye Batı için önemli NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA Ponekiz Cumhurbaşkanı Mario Soares ile en son bundan uç yıl once cumhurbaşkanhğı kampanyasının son aşamasında Lizbon'da gönişmüştük. Muhafazakâr güçler karşısında umutsuz görülen adaylığı için verdiği mücadele, aynı zamanda Portekiz sosyalizminin tarihi lideri olan Soares'i hayli yıpratmıştı. Beklenmedik zaferinden üç yıl sonra yazdan kalma bir Roma öğleden sonrasında karşılaştığım Mario Soares ise daha genç, daha rahat ve daha guler yüzlü. BM'ye bağlı FAO örgütünün düzenlediğj Uluslararası Gıda Günü'nun açılışını, Italyan Başbakanı De Mita ile birlikte yapmak üzere Roma'ya gelen Portekiz Cumhurbaşkanı, üç yıl önce Lizbon'daki karşılaşmamızı hatırlıyor ve dostane bir hava içinde "Cumhuriyet" adına kendisine yönelttiğimiz sorulan cevaphyor. Merkez sağ başbakan Cavaco Silva ile bir arada gerçekleştirdikleri hükümet ve devlet yönetiminin herhangi bir sorunla karşılaşmadığını açıklayan eski sosyalist Mario Soares, "tlişkilerimiz nazikane ve olması gerektiği gibi. tkimizin de ortak hedefi ulkeyi modernleştirmek ve bizden çok daba yüksek bir refab ve örgütlenme düzeyi gerçekleştirmiş olan AT içindeki yerimizi sağlamlaştırmak" diyerek tutucu başbakan Silva ile olan ilişkilerini değerlendiriyor. Türkiye'nin AT üyeliği konusundaki çabalarını desteklediğinı söyleyen Cumhurbaşkanı Soares, Portekiz'in AT üyeliğinin bir ilk değerlendirmesini yaparken, Avrupa entegrasyonu ve bu entegrasyonun Thatcber tngilteresi ile karşılaştığı zorluklar üzerindeki fikirlerini de açıklıyor. Soares'in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: Portekiz AT içinde kişi başına düşen ulusal geliri en düşük olan ülke. AT'ye katılmanızdan bu yana geçen yaklaşık 3 yıllık dönemin bilançosu sizcc olumlu mu? SOARES AvTupa'nın inşası biliyorsunuz, buyük guçlüklerle ilerliyor. Fakat herkes tarafından bilinen bir gerçek var ki o da Avrupa'y a en son katılan iki ülke olan Ispanya ve Portekiz'in güçlü birer Avrupa taraftarı olmalarıdır. Gerek Ispanyollar, gerekse biz, dunyada sesimizi duyurabilmek için yalnız ekonomik ve ticari Avrupa'nın yetmeyeceğini, dış politikalar ve savunma politikaları arasında bir koordinasyon getirecek olan bir siyasi Avrupa'nın da şart oldugunu düşünüyoruz. Bu genel değerlendirmenin fttesinde bence AT içindeki 3 yıllık deneyimi gerçekten Portekiz için olumlu olmuştur. Eskiden sahip olmadığımız bir ekonomik dinamizme kavuştuk. Ve halen tatbik etmekte olduğumuz bazı büyük projeleri gerçekleştirmeye başladık. Birkaç yıl içinde diğer Avrupa ülkeleriyle aramızdaki açığı büyük ölçüde telafı edeceğimizi düşünüyomm. Ispanya ile olan ilişkilerimiz bile AT'ye tam üyelikten sonra tamamen değişti. Fakat şimdi karşımızdaki asıl problem, tabii (tek pazann gerçekleşecegi) 1992. Topluluğa katılmamız konusunda genel açıdan çok olumluyum, fakat öte yandan 1992 konusunda endişeli olduğumu da söylemeliyim. Çünkü AT'ye katıhşınuzın asıl faturasını bu tarihten sonra ödeyeceğiz. 1992'nin getireceği boy ölçüşme fırsatına kendimizj hazırlamamız gerek. Çünkü sermayenin, fikirlerin, insanlann, iktisadi ve ticari şirketlerin serbest dolaşımı ilkesi Portekiz'in önune bir dizi problem çıkaracak. Bu kaçınılmaz. Ekonomisi en çok zorlanacak ülke biziz çünkü. Fakat şündiye dek olan tecriibemiz, Ispanya ile olan ilişkilerimiz de dahil olmak üzere olumludur. örneğin Ispanya'ya yaptığımız ihracat bile artmıştır. Portekiz, demokrasi gdeneği nispeten genç olan bir ülke. AT üyeliği ülkenin demokratik yaşamını da güçlendirdi mi? SOARES Tabii ki, AT'ye girmiş olmamız Portekiz demokrasisinin fetihlerinden biridir. Arük diktatörlüğe doğru bir geri dönüş, bu diktatörlüğün çeşidi ne olursa olsun, söz konusu değildir. Demokrasi ülkemizde artık yerleşmiş olan bir gerçektir. Avrupa'daki varlığımız da bunu göstermektedir. Portekiz'in tam AT'ye katıldıgı sırada sizi ilk sivil cumhurbaşkanı seçmesi de bir rastlanb olmamalı. Ülkenizdeki uzun otoriter geleneğin ardından bu secimi hangi perspektif içinde yorumluyorsunuz? SOARES Bu demokrasiye doğru geçirdiğimiz evrimin kaçınılmaz bir aşamasıdır. Hangi AT ülkesinde sivil kadrolara ayrılan bir yerde askerleri görüyorsunuz? Evet ben Portekiz'in 70 yıldan sonra seçtiği ilk sivil cumhurbaşkanıyım. Fakat bu demokrasinin nedenlerinden biri değil, belirtilerinden biri. Artık biz tam anlamıyla demokratik bir ülkeyiz ve bu kez cumhurbaşkanhğı adaylannın hepsinin de sivil adaylar olması çok doğaldı ve bu arada askerleT tarafından karşıma hiçbir zorluk çıkarılmadığını da söylemeliyim. Ben cumhurbaşkanı olarak aynı zamanda silahlı kuvvetler komutaru da sayıhyorum ve bu kapasitede de ordu tarafından kabul görüyor, hürmetle sayıhyorum. Türkiye'de istikrann sağlanabümesi ve demokrasinin yerleşebilmesi için Avrupa'nın desteği gerektiğine inanılıyor. Avrupa demokrasileri vaktiyle sizin şahsınıza ve ülkenize bu uğurda çok destek verdi. Şimdi siz Türkiye'nin AT üyeliğini desteklemeye haa r nusınız? SOARES Evet. Türkiye'nin demokratizasyon süreci içinde büyük bir çaba gösterdiğine inamyorum ve bildiğiniz gibi Türkiye'de Bülent Eccvit ve diğerleıi gibi pek çok dostum da var. Son yıllarda büyük bir mücadele veren Türk demokratlanna karşı hayranlık duyuyorum. öxal'\n tecrübesi de kanımca oldukça olumlu. Başbakan özal ülke ekon9inisiııi modernleştirmek ve liberalleştirmek için çaba gösteriyor. öte yandan Türkiye, Avrupa'nın göz ardı edemeyeceği çok önemli bir ülkedir. örneğin Federal Alman Cumhurbaşkanı ile uzun uzun ülkenizi konuştuk. Sanıyorum, şu sırada cumhurbaşkarunızın ziyareti söz konusu. Aynca Türkiye Avrupa'nın savunması; ideallerinin, demokrasilerinin, özgürlüklerinin savunması açısından da çok önemli bir ülkedir. Biz ilke olarüc Türkiye'nin AT'ye katılmasından yanayız. Ancak Türkiye de ekonomik alanda olduğu gibi, demokratizasyon sürecini de derinleştirici çabalarını arttırmahdır. Biz kendi hesabımıza bu çabalan destekliyoruz ve size herhangi bir zorluk çıkarmak peşinde de değiliz. Önemli olan da budur. Siz Avrupa idealine bağlı bir lider olarak, lngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'ın geçenlerde BBC'ye verdiği demeci nasıl değerlendiriyorsunuz? Thatcber siyasi açıdan güçlü bir ortak Avrupa fikrine tamamen karşı görünüyor. lngiliz Başbakanı kısaca "Ticari açıdan Avrupa'ya evet, ama ulusal egemenlikten taviz verilemez" diyor... SOARES Federal Almanya Cumhurbaşkanı da bana aynı soruyu sordu: "Siz altı yüzyüdan beri tngiltere'nin en sağlam müttefiklerinden birisiniz ve bu ülkeyle özel bir ilişkiniz var. Thatcher'ın bn açıklamasını nasıl degeriendiriyorsunuz?" Soz konusu soru buydu. Size de Alman Cumhur Bir gün komünist partisi de kurulacak (Baftarafı 1. Sayfada) şında yapmalannı "yadırgadığım " söyleyen Evren, "Bunlar demokrasinin cilveleri. Avrupalılar alışmışlar. Biz de alışacağız" diye konuştu. Evren'in Almanya gezisi dolayısıyla yoğun giıvenlik önlemleri a l ı n d * Beraberinde q ( Mesul Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İrnren Aykut'la dün özel bir uçakla Bonn Havaalanı'na gelen Evren'i, Cumhurbaşkanhğı Genel Sekreteri Klaus Blech törenle karşıladı. Havaalanında yuzlerce Turk, Evren'e sevgi gösterilerinde bulundu. Cumhurbaşkanı, havaalanından helikopterle doğruca Köln'e geldi ve Turk Konsolosluğu'nun bitişiğindeki Türkevi'nde bir konuşma yaptı. Evren'in konuşmasım büyük bir Türk topluluğu uledi. Yurttaşların ellerinde bayraklar ve Türkiye'ye bağhhklannı bildiren flamalarla, Evren'e saygılarını ifade eden pankartlar yer aldı. Bu pankartlar arasında çok sayıda Türk lslam Cemiyeti ', ve cami yaptırma derneklerinin pankartlan da dikkati çekti. Evren, buradaki konuşmasında. "Beni sevmeyenler de olabilir. ben bunlan hoş görü>orum" dedi. Evren'in Federal Almanyaiiyareti dolayısıyla havaalanında protesto gösterisi yapmak ısteyen 17 kişinin gözaltma ahndığı bildırildi. Gozaltına alınanlar daha sonra serbest bırakıld:. Cumhurbaşkanı Evren ve Türkiye aleyhinde çeşitli pankartlar taşıdıkiarı beUrtilen kişilerin kimlikleri açıklanmadı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Almanya'ya giderken uçakta semalarından geçtiği ulkelerin devlet başkanlarına birer mesaj gönderdi. Evren'in dört yıl içinde Bulgaristan Devlet Başkanı Jivkov'a ilk defa mesaj göndermesi dikkati çekti. Evren, Jivkov'a selamlarını ve Bulgaristan halkının refahı için dileklerini iletti. Evren, uçakta bu konudaki bir soruya, "Naim'in ailesini gonderraeleri iyi bir gelişme, son aldığımız bazı izlenimler, geriye kalanların da gönderilecegi merkezinde" dedi. Evren, "Yani gelişme>i olumlu rau buluyorsunuz?" sorusuna, "Evet öyle göriinüyor. tnşallah böyle devara eder" karşılığını verdi. Cumhurbaşkanı, F.Almanya'ya ziyaretinin, Türkiye'de demokrasi bakımından katedilen mesafelerin F. Almanya tarafından da kabıüü anlamına geldiğini belirterek "Böyle bir sırada buradaki kendi vatandaşlarımızdan oluşan bazı gnıplann size karşı hazırladıklan bildirilen tepkiler için ne düsünüyorsunuz. Sizde nasıl duygular uyanıyof?" diye soran bir gazeteciye şu karşılığı verdi: "Sadece güKip geçerim. Bunlar bunu yeni yapmıyorlar. İlk günden beri aynı sloganlan atıp dunıyoriar. Yaptıklannı biraz da makul göniyorum. Bunlar raemleketten kaçmışlar, Türkiye'nin karşısına geçmişler. Bulunduklan ortam müsait, tabii Almanya'ya da bir şey diyemiyoruz. Onlar da (kanunlanmız mani olrnamıza müsait değil) diye konuşuyorlar. O halde yapacağımız bir şey yok. Garibime giden, bunlann (Evren defol) demeleri. Bulundukları yer kendi memleketleri değil, bunu nasıl söylerler?" Evren, "Avrupalılar, bu tip şeylere alışmışlar. Galiba biz de alışacağız. Bunlar demokrasinin cilvesi, onun için en az mahzuriu rejim demokrasidir diyoruz" dedi. Evren, Berlin'deki utanç duvarını görup görmeyeceğini ve bununla ilgili düşünoesini soran gazeteciye şöyle karşılık verdi: "Bir zaman gelecek kalkacaktır. (Gülerek) Nasıl Ankara'daki tercihli yol kalkıyorsa, orada da o duvar kalkacakür. Artık bu asırda insanlan bir duvann arkasında zaptetmek imkânı yoktur. Bir zaman gelecek bizde de koraünist partisi kurulacaktır, kurulması da gereklidir. Benim kanaatimce, bilinsin kim komünisltir. kim degüdiT. Şimdi bilinmiyor. Ne yapılıyor? Bir partinin içine sızıyorlar." Evren, "Şu anda var mı partilerimizde komünist?" sorusunu da "Bilmiyorum var mı, yok mu? Komünist partisi olmadığıııa göre, o eğilimde olanlar bir \erde yer alıyor. Türkiye'de komünist partisi nin kurulması ne zaman olur? Ona bir şey diyemem. Ona halk karar verecek" diye yanıtladı. Evren, gazetecilerle sohbetinden sonra, Almanya'yı ziyaretiyle ilgili aleyhte gösteriler üzerine basında kınayıcı hiçbir ifade yer almamasına değindi ve gülerek şöyle konuştu: "12 Eylül'den sonra biz birçok şeyi yazdırmadık. 'Yazmayın" diyorduk, yazmıyordunuz. Şimdi basın beni dinlemiyor. Ben onlan dinliyorom." F.Almanya'da bazı kişilerin "Katil Evren" diye bağırdıklarını hatırlatan Evren, "Katil Evren mi? Katliamı önleyen Evren mi? Günde 20 kişryi öldürenler katil olmuyor da önleyenler mi katil oluyor. Biz idam etmedik ki. Mahkemelerin verdigi kararlar infaz edildi." Cumhurbaşkanı Richard Von Weizsaecker'in resmi konuğu olarak Bonn'a gelen Evren, havaalanında verdiği demeçte de "Vize mecburiyeti, üzerinde önemle durulraası gereken bir konudur" dedi. Evren, "Son yıllarda nispeten kısa bir zaman içinde önemli ekonomik reformlar ve milletlerarası rekabete açık bir piyasa ekonomisini gerçekleştirmiş olan Türkiye'nin AT'ye tam üyelik başvunısunun geleneksel Batı'ya yönelme poliükasının tabii bir sonucu oldugunu" belirtti ve "Avrupa tarihinin ve Batı savunmasının aynlmaz unsunı olan Türkiye'nin, Batı Avrupa'nın ekonomik entegrasyon hareketi içinde de haklı olan yerini almasının tabii oldugunu düşündüklerini" söyledi. Bonn'da ikametine aynlan Gymnich Sarayı'nda kalan Evren, bugün Federal Almanya Cumhurbaşkanı Richard Von VVeizsaecker tarafından Villa Hammerschmidî'te askeri törenle karşılanacak. Iki cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı konutunda yapacakları görüşmeden sonıa birlikte öğle yemeği yiyecekler. Evren daha sonra, "Savaş ve Dikta kurbanlan" anıtına çelenk koyacak. öğleden sonra Bonn Belediyesi'ni ziyaret edecek olan Evren, altın defteri imzalayacak. Aynı akşam Bruhl'daki Agustursburg Sarayı'nda Evren onuruna yemek verilecek. Evren'in yarın sabah kahvaltı yapacağı Dışişleri Bakanı Genscher'in annesi oldüğünden bu program iptal edildi. Evren güne ilk olarak Meclis Başkanı Phîlîp Jenninger'le görüşerek başlayacak. Daha sonra Başbakan Helmut Kohl ile bir gorüşme yapacak olan Evren, Federal Almanya Başbakanı ile oğle yemeği yiyecek. (Baftarafı I. Sayfada) trilyon 219 milyar lira iç ve dış borç ödemesi yapılacak. Buna başkaıu'na verdiğim cevabı aynen karşılık 1989'da 12 trilyon 225 miltekrarlayayım. Bence tngütere AT yar lira yeni borçlanmaya gidilmekonusunda muazzam bir çaba si bekleniyor. göstertniştir. lngiliz toplumunu ve lngiliz siyasi partilerinin tepkilerini oldukça iyi tanıyonım. Ük yılMaliye ve Gümrük Bakanı larda AT ortaklığına gerçekten zıt Kurtcebe Alplemoçin, daha öncedüşen, hasmane bir tutumlan var ki bir basın toplantısında açıkladı. Fakat şimdi bu tutumlannda d l ğ l g i bi, Geür Vergisi diUmlerinbüyük bir değişiklik gözlenmek d e değişiklik yapılmasının düşütedir. Avrupa'ya doğru ve Avru nülmediğini bildirdi. Kurtcebe, pa hareketlerine doğru büyük bir ANKA muhabirine, vergi dilimleyakınlaşmadan söz edilebüir. An rinde geçen yıl değişiklik yapılaİamanız lazım ki, tngilizler ada rak dilim rakamlannın arttınldılarında çok izole olmuş bir top ğını hatırlatarak, "Bu yıl böyle bir lumdur. Ve Bayan Thatcher, AT çalışma yok. Daha geçen sene zirvelerinde daima Avrupa ku yaptık" yanıtını verdi" rumlanna ilişkin geUşmeleri frenGeçen sene uygulamaya konulemeye çalışır, fakat son dakika ian kararla, yıllık 5 milyon liraya da da hep Avrupa trenine atlar. kadar gelirlerden yüzde 25 vergi g Bu şımdiye dek hep böyle olmuş alınıyor. 10 milyon li il kd liraya kadar tur. Ben gene bunun bu şekilde oian yjhk lirlerin Uk beş milyon ge devam edeceğinden eminim. In i i i ç i n yüzde 25, diğer 5 milgiltere'nin gözüyle bakıldığında r a s l Uras, i j yüzde 30 vergi keo n bu anlaşıhr bir yaklaşım. Ortak yiiin ken, 20ç milyon liralık gelirin para, ortak bir topluluk bankası s r ıo milyon lirası için 2 milyon l falan bunlar Ingilizleri şoke edi 750 bin lira, geri kalanı için yüzyor. Fakat başmda AT de aynı şo de 35 vergi alınıyor. 40 milyon liku yaratıyordu, görüyorsunuz ki raya kadar gelirlerden ilk 20 milhâlâ içerdeler. yon lira için 6 milyon 250 bin lira vergi alımrken, geriye kalan bölümüne yüzde 40 kesiliyor. 80 milyon liralık yıllık gelirin ilk 40 mil(Baftarafı 1. Sayfada) yon lirasına 14 milyon 250 bin liNoferesti, Türk arur yetkilileri ra vergi alınıyor, sonraki 40 milnin İranlı sınır yetkililerine sade yon liraya yüzde 45, 80 milyonluk ce yeni multeci grupları göııdere gelırden fazlasına ise yüzde 50 verceklerini bildirip, Iran'ır cevabı gi kesiliyor. nı beklemeden mültecileri gönderAncak hedeflenen vergi geliri diklerini, tran'ın bu kişileri insani nedenlerle kabul etmek zorun artışına ulaşabilmek için hükümetin yılbaşı itibanyla bazı vergi yada kaldığını kaydetti. salarında değişikliğe gitmesi bekNoferesti, lran'ın dışişleri ve leniyor. Bu çerçevede Kurumlar BM Mülteciler Yuksek Komiser Vergısi'nde bazı istisnaların kaldıliği kanallarıyla Türk hükumeti nlması ve menkul kıymetlerin ver T ni daha fazla lraklı mülteciyi gilendirilmesine yönelik taslak çatran'a göndermemesi konusunda hşmaları yürütülüyor. ikna etme>'e çahştığını söyledi. Dar bütçe Ankara hâlâ ABD'li doktorun iddiası Diyarbakır ve Mardin'de Iraklı mültecilerin yerleştirüdiği iki kampı gezen Amerikalı doktorlardan biri, Irak'ın bıı kişilere karşı kimyasal silah kullandığım gösteren kanıtlar bulunduğunu iddia etti. Geçen hafta kamplan gezen uç Amerikalı doktordan Robert CookDeegan, Reuters'e Ankarada verdiği demeçte, "Irak'ın gaz kullandıgı yönünde sınırlı fiziksei kanıtlar bulunuyor" dedi. Merkezi ABD'de bulunan "tnsan Haklarını Savunan Doktorlar" örgutu adına Diyarbakır ve Mardin'deki kamplarda yaşayan Iraklı mültecileri ziyaret eden Dr. CookDeegan, Irak hukümetinden uUceye girip inceleme yapmak için izin istediklerini, ancak hiçbir yanıt alamadıkiarını da söyledi. CookDeegan, yaşlı bir Iraklı mültecide, hardal gazına özgü bir yaraya rastladıklarını kaydederek, başka kişilerde, kimyasal silahların yol açtığı türden yaralar ve akciğer rahatsızlıkları belirlediklerini iddia etti. Alptemoçin basın toplantısı yapıyor Soldan protesto, sağdan (Baftarafı 1. Sayfada) testolara yanıt olaraktoplanmış gibiydi. Evren, uçaktaki sohbetinde "lster sağ, ister sol olsun Almanlar oradaki orgütlere fazla müsamaha ediyorlar. Araa kendi istedikleri zaman da kanunlan bahanc etmiyorlar. Nitekim Cemalettin Hoca'yi ortaya çıkardılar" dedi. Evren böyle dedi, ama Klön'deki başkonsolosluğun önüne gelen topluluğun elindeki kimi pankartların altındaki imzalar yadırgatıcıydı; bol bol lslam derneği, Turk lslam Kültur Derneği, hatta cami yaptırma dernekleri... Görüntü oyleydi ki Evren'in ziyaretini protesto eden sola karşı bütün sağ eğilimliler de E\ren'ı desteklemek için toplanmış gibiydi. Alman televizyonunun birinci programı ARD'nin saat 20.00'deki haber bülteninde E\ren'i desteklemek için toplanaııların 20 bini aşkın olduğu söylendi. Ama haber bu kadarla kaldı. Cumhurbaşkanı Evren'in gezisine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut da katılıyor. Ama burada yaşayan 1,5 milyon yurttaşımız için ileriye donuk iyimser bir görüntü yok. Almaıılann Turkleri geri gönderme politikasında da bir yunıu^ama >ok. Bu konudaki en buyuk tehlike olarak gundemde bulunan yabancılar yasa tasarısı gerçi şimdilik Bonn'daki hukumet koalisyonunun konuyla ilgili anlaşmazhğı >uzunden tam ortaya çıkamamış durumda. Türkiye, bu konudaki rahatsızlığını, endişelerini surekli olarak vurguluyor. Ama Almanlardan da bu konuda iyimser olunabilecek bir ışık ortada yok. Burada çalışan Turkleri kesin dönuşe teşvik için Almanların son olarak bulunan konut kredisi de yurumemış durumda. İmren Aykut'a gore bunun yürümeyeceği baştan belliydi. Nitekim bu kredı için bin kişi başvurmuş. ancak 300'u alabılmiş. Bakan Avkut, bu tur yasal problemlerin ötesinde en buyuk sorunun imani ^orun olduğu goruşunde. Ortada kalmı> 90 bin Turk çocuk. ikinci kuşağı oluşturan bu çocuklar için hiç kimse bir şey yapmış değil. Evren'in Almanya gezisi gerçekte bugun başlıyor. Program yuklü. Proıestoların azalacağına da knTise ınanmıyor. 12 Eylu! do~ neminin >aralarının tam sarılmadığının bir kanıtı da bu olmayacak mı? ilko'da ycriniz var. 1977'den beri İngilizce'yi DİLKO öğretiyor. Amacınız İngilizce'yi KONUŞMAKSA, İYİ konuşmaksa... Dİl.KO'da yeriniz var 1989 mali yılı bütçe yasa tasarısı bugün TBMM'ye sunulacak. Maliye ve Gümrük Bakanı Alptemoçin, bugün düzenleyeceği basın toplantısında 1989 yılında memur maaşlannda uygvüanacak katsayı ile diğer özlük haklarda yapılan değişikliklerle sağlanacak artışlar ve bütçe hedetleri konusunda açıklamalarda bulunacak. Bakanın komisyonda butçeyi sunuş konuşmasını 24 ekimde yapması bekleniyor. DYP Grup Başkanvekih Köksal Toptan, bütçenin tümü üzerindeki görüşme süresinin uzatılması için danışma kuruluna öneri götüreceklerini söyledi. Köksal, bu onerinin gerekçesini şöyle açıkladı. "Bütçe görüşmelerini genel kunılda 1015 railletvekili izliyor. Konuşmacılar perişan oluyor, yoruluyor, ama soylenenler kamuoy u M bile yansunıyor. Sadece zapta geçiyor. Genel kurulda bakan•ıklar üzerinde yapılan görüşmelerde konuşmacılann sürelerinin kısaltılmasını, ama bütçenin tümü uzerindeki gonışmelerde konuşm» sürelerinin uzahlmasını istiyoruz. CUMHURİYETTEJV OKURLARA... (Baştarafı 2. Sajyada) kampanyalar sonuç verdi ve günlük toplam gazete satışı 400 bine yakın artarak 2 milyon 800 bini aştı. Eylül 1988'in günlük ortalama net satışlan şöyle: 350 liralık gazete: Cumhuriyet 118.825 + 5.485 300 liralık gazeteler: Hürriyet 684.169 + 84.499 Sabah 680.616 + 174.795 Milliyet 433.969 + 91.529 Günaydın 258571 + 25.801 Türkiye 3.118 176.213 Güneş + 29.432 153.474 Tercüman 8.127 101.456 Yeni Asır 55.637 948 200 liralık gazeteler diko E N G L I S H CENTRES II l \ / PIĞI Kİ I \/;/A7\ MIM/I KADIKOY BAKIRKÖY 338 83 10 338 58 47 130 81 91 132 72 52 570 12 70 572 21 44 Mısbafc Muhayyeş Sk 3 Koca Mansur Sk 58 Halboyu Cd 16 (Şışlı Pasaıı Arka Çtkışı) (Islasyon Girışı) (Eskı Iskele Karşısı) Tan Bulvar Geçen hafta Türk basınına yeni bir gazete daha katıldı. Gazete'ye yayın yasamında başanlar dileriz. 151.721 36.809 2.925 4590 SU.DEPOSU.DEPOSU.DEPO MERHABA DEME YÖNETİCİLER! SU DEPOUUUNIZ İLE İLGİLİ PROBLEMİNİZ VARSA BtZİ ARAYIN! MAS Mühendıslık İnşaat ve Ticaret Inş Yuk Muh Serdar GULBAY 5136590 5261230 1727 >aşlannda bayanlar Ingittere'de çocu|a bak. lngılizce öğren. 1 158 53 42 4 213 68 67
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear