23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 EKİM 1988 CUMHURİYET/13 İzinsiz alo' hırsızhk 6 ANKARA (ANKA) Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi'nin "hırazük degJT şeklindeki çeşitli kararlarından sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu, başkasına ait telefona izinsiz saplama yapmarun 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası gerektiren "hırsızlık" suçu kapsamına girdiğine karar verdi. Yargıtay'ın sonuçlandırdığı davada, başkasına ait telefonu saplama yoluyla izinsiz kullanan bir yurttaş, Beykoz Sulh Ceza Mahkemesi tarafından "hırsızhk" suçundan 7 ay hapis cezasına çarptınldı. Davanın temyiz aşamasında, Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi, Türk Ceza Yasası'nda ancak taşınabilir malların hırsızlık konusu yapıldığı ve telefon konuşmasının taşınır mal olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle, yerel mahkemenin karannı bozdu. fifiltİPM f t f i "°*n Günleri 88" kapsamında düzenlenen 8. Istanbul Deri Fuarı Tepebaşı U U I I I C I I O « sergi Sarayı'nda açıldı. TÜYAP tarafından organize edilen fuara 67'si yabancı 89 firma katılıyor. Fuarda deri konfeksiyon ayakkabı. çanta aksesuar ve çeşıtlı deri ürünlen sergileniyor. Deri fuarı 19 ekim çarşamba günü akşamına kadar gezilebılecek. Bu arada 'Den Günlen 88' Istanbul kapsamında düzenlenen kongre de dun Ataturk Kültür Merkezı'nde başladı. Türk Deri Sanayii Kongresi'nde konuşan Devlet Bakanı Adnan Kahveci. hac döneminde kesilen kurban derilennın toplanmasının yarariı olacağını ve kalkınmada önceliklı bölgelerde fabnka kiralayarak ıstıhdamı arttırmak gerektiğini söyledi. Haber Merkezi 4. Uluslararası İstanbul Antika ve Sanat Fuarı'na katılacak olan Sotheby's müzayede kuruluşunun tslam eserleri departmanı direktörü John Carlswell Istanbul'a geldi. Carlswell, 1989'un "tznik yılı" olması nedeniyle Iznik seramikleri üzerine gerçekleştirilen geniş kapsamlı bir yajJıtın hazırlayıcıları arasında. 500 siyah beyaz ve 200 renkli fotoğraf ve yüzlerce sayfalık araştırmayı içeren bu çalışma İngilizce ve Türkçe olarak ayn ayn basılacak. Havaalanında görüştüğümüz Carlswell, Yıldız Sarayı Silahhane Bolümü'nde gerçekleştirilecek olan fuarın mekânını görmek ve yöneticileriyle görüşmek amacıyla Istanbul'a geldiğini <&vledi. John Carlswell, Londra'ya geri döneceğini ve ayın on sekizinde fuarda özgün bir stand düzenlenmesi içiıı gerekli malzeme ve eşyalarla yeniden geleceğini belirtti. John Carlswell Istanbul'da U D P o i Pans'te 5 yridır duzenleme çalışmaWC r C I ian süren Louvre alanı çalışrnaları tamamlandı. Resimde Frahsa Cumhurbaşkanı Françoıs Mitterrand ve Çin asıllı Amerikalı Mimar t.M. Pei uzerincle geniş tartışmalann yaprtdığı Louvre alanına inşa edilen cam piramidin önünde görülüyorlar. Cam küre tumuyle tamamlandıgında ünlü Louvre Müzesi'nin girişi biçiminde olacak. {Fotoğraf: AP) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP, Öğretmenlik Yeterlik Sınavı sonuçları ile ilgili TBMM'de genel görüşme açılmasını istedi. Genel görüşme isteminde, "1980'den bu yana uygulamaya konulan ve sonuncusu 20 Ağtıstos 1988 tarihinde yapılan ogretmen sınavının, kelimenin tam anlamıyla bir felaketle soni'clandığı" belirtildi. Önergede, 30 bin öğretmen adayının katıldığı sınavda 10 bininin başanh olduğuna değinilerek, "Bu eleraanlar başanh olmasaydı diploma alır mıydılar? Yoksa YÖK sırf başanh gözükmek için mi talebeleri mezun etmek istemektedir" denildi. Oğretmenlik Yeterlik Sınavı TBMM'de OLAYLARIN ARDENDAKI ANKARA Serbest faiz dönemi bankalara gözdağı ile başlı(Baştarafı 1. Sayfada) ve terör hortlar, sonuçlan daha yor. Başbakan Turgut Özal'ın "Batan bankanın kötu olur." kurtanlmayacagını" açıklamasıöldürülenlerin yakmlan ise elbette haklannı arayacaklardır. nın ardından Hazine ve Dış TicaBu tutumlan doğaldır. Hiç kim ret Müstesarhğı'nın Bankalar Yase çocuğunun kimvurduya git sası'nda değişiklik çahşmalan mesi karşısında sessiz kalamaz, başlattığı öğrenildi. Yasanın banSitekim "BUjm gencecik fıdan kalann denetimi ve devir işlemleri larımn terörist değildir" diyen ile ilgili 64 ve tasarruf mevduatı sigorta fonu konusundaki 65. cenaze sahipleri duygularını dimaddeleri değiştiriliyor. le getirirken belki de bir gerçeği Bankalar Yasası'nın 64. madvurguluyorlar; ama "terörist" ya da anarşist" olsalar da insan desi, denetlemeler sonucunda bir ların yasal hakları olduğunu bankamn mali bünyesinin zayıflamakta olduğunun saptanması kimse unutmamalıdır. halinde ekonomiden sorumlu Olay karşısında kamuoyunun Devlet Bakanlığı'mn banka yönetutumu nedir? tim kurulundan bir dizi önlem alHalk kesiminde elbet bir iki masını isteyebileceğini hükme lem doğacaktır. Kimileri bu ola bağlıyor. Bakanlık, bankanın kâr yın kendi çocuğunun da başına dağıtımını, iştirak ve sabit değergelebileceğini düşünerek ürpere lerini kısnnen veya tamamen elden cektir; kimileri terörist ve anar çıkarmasını, risk doğunıcu işlemşistlere aamanm gereksiz olduğunu düsünecektir. Sonuçta çok yanlı bir dram karşısındayız. Ancak bu gibi olaylarda "doğru" olanı yeniden icat edemeyiz. Doğru olan nedir? Bütün uygar dünyada "hukukun MERAL TAMER ustünlüğü" kuralı işler. Daha Bankalarda heyecan dün doiyisi şimdiye dek keşfedilememiştir. Hukuk, polisin de, sıra ruktaydı. Bankacılar bir yandan dan yurttaşın da üstündedir. Po faiz oranlannda rakiplerinden geri lis yasalara uymak zorundadır; kalmama uğraşı verirken, diğer uymadığında suç islemis olur. yandan da döviz ve Türk Lirası inBu yüzdendir ki hukuk devletin terbankında aliak bullak olan de işler çok güçtür; kanunları dengeleri izlemeye çalışıyorlardı. Türk Lirası interbankında daçiğneyenlere karşı yasalar çerçebaşında yüzde vesinde savaşımı yürütmek ha hafta 4050'lerde dolaşan faiz oranları zordur. önceki gün yüzde 140'a çıkınca Ne çare.'.. Başka bir yol ve herkes şaşmıştı. Dün % 140'lık yöntem savunulamaz. oran da solda sıfır kaldı ve her şey Bunun içindir ki "Tuzla tepetaklak oldu. Bankalann bilgiolayı"çok önemlidir. Olayın ar sayarlannda TL interbank faizledında bütün toplumu tehdit ri her saat başı yeni bir rekor kıeden bir tehlike olup olmadığı nyor ve öğle saatlerinde bir ara ortaya çıkanimahdır. yüzde 340'lara ulaşıyordu. Bunun Türkiye terörden ve anarşiden Türkçesi şuydu: TL o kadar kıttı arınmış bir ülke olmak zorunda ki, bir geceliğine yıllık yüzde 340 dır; ama bunun için görevlilerin üzerinden faiz ödemeye talip olan rasgele araba taramalan gerek vardı. miyor. Hatta polisin yasa dışıDaha hafta başında bolluğunna çıkma hakkını kendinde gör dan yakınılan Türk Lirası, Mermesi, sıradan yurttaş için daha kez Bankası'mn piyasalara müdatehlikelidir. halesi sonucu bu kadar kıt hale Dileriz ki polis böyle bir şey gelince, dövize talep de geriliyor, yapmamıştır. Emniyet mensup döviz interbankında I doların delartnın çok güç koşullar altında ğeri 1960 liradan 1715 liraya düşgörevlerini yürütmeye çalıştıkla tüğü halde ortaya alıcı çıkmıyorrı, bilinmeyen bir şey değildir. du. Yine öğle saatlerinde Merkez Kovuşturmanın sonucunu Bankası'mn "başarılı bir bekliyoruz. operasyon" yürüttüğünden ve ak* • • şama doğru döviz fiyatlanrun res GERCEK Bankalara gözdağı ENİS BERBEROĞLU lerden kaçınmasını talep edebiliyor. lkinci aşamada banka yönetim kurulu kısmen veya tamamen değiştirilebiliyor. Tüm bu önlemlerin işe yaramadığı durunılarda ise banka bir veya birkaç banka Bakanlar Kurulu karan ile birleştirilebiliyor. Geniş yetkilerle donatılan tasarruf mevduatı sigorta fonu ise tasarrufculann bankalardaki mevduatlannın 6 milyon liraya kadarki bölümününü yüzde 80 oranında garanti ediyor. 64. maddenin işletilmesi ile bankacılık işlemleri yapma yetkileri kaldınlan bir bankanın yönetimi fona devredilebiliyor. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'ndan üst duzey bir yetkili, yasa değişikliği çahşmalarında "işlemlere süral kazandmlmasının araaçlandıgını" söyledi. Var olan uygulamada 64. madde uyannca bankanın mali bünyesini güçlendirecek önlemlerin sonuçlarının beklenmesi 3 aylık biı süre alıyor. Bazı durumlarda gecikme bankanın mali sıkıntısını daha da arttırabiliyor. Hazine yetkilisi, "Bankalann denetimi ile bünye güçlendirici önlemlere yönelmesinin daha da çabuklaşbnlacağını" bildirdi. Tasarruf mevduatı sigorta fonunda sigorta oramnın yükseltilmesinin düşünülmediğini belirten aynı Hazine yetkilisi, "Fonun işe müdahale edebilmesi bazı durumlarda 6 ayı bulabiliyor. Fonun katı biirokrasiden kurtanlması, bünyesinin guçlendirilmesi lazım" diye konuştu. HABERLERtN DEVAMI CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) Denetim standartlan Öte yandan, Merkez Bankası ile Hazine arasında bankalann denetiminden doğan yetki çelişkilerinin giderileceği bildirildi. Merkez Bankası denetim elemanlarının banka denetimlerinde dikkat edecekleri oran ve standartlara ilişkin çahşmaların sürdüğu kaydedildi. Heyecan dorukta mi kurunda da düşüşler yapılacağından söz ediliyordu. Ancak bazı bankacılar bütçe açığı devam ettiği sürece bu gibi başarılı gözüken operasyonlann birkaç gün içinde etkisini kaybedeceğine ve Merkez Bankası'mn açık finansman uygulaması sürdüğü müddetçe birkaç gün içinde dengelerin yeniden eskisine yaklaşacağına inanıyorlardı. Faizlere gehnce... Çarşamba sabahından itibaren bir centilmenlik anlaşması için İş Bankası Genel Mudürü Ünal Konıkçu'nun koordinatörlüğünde yürutülen temaslar, perşembe akşamı başarısızlıkla sonuçlanıyor ve "her koyun kendi bacağından asılır" misali, her banka kendi faizini belirlemeye yöneliyordu. Centilmenlik anlaşmasında buluşamamanın nedeni, başta Ziraat Bankası olmak üzere bazı devlet bankalarının yüksek faiz oranlannda ısrar etmeleriydi. Nitekim dün faizler açıklandığında, Ziraat Bankası'mn gerek bir yıl vadeli mevduatta, gerekse vadesizde diğer 3 büyük bankayı epey geride bıraktığı ve vadesiz için yüzde 25, 1 yıl vadeli için yüzde 80'lik oranlar belirlediği görülüyordu. Kulislerde konuşulanlara gore serbest faizde ısrar eden Başbakan Özal, "yüksek fatzde" de ısrarlı olmuş ve bu nedenle devlet bankalannı yüksek faize teşvik ederek centilmenlik anlaşmasına "torpil koymuş" olabilirdi. Ziraat Bankası'mn yüksek faiz oranlanyla ortaya çıkması, "bekâra kan boşamak kolay" şeklinde yorumlanacaktı. Çünkü hükümetin emriyle yuzde 10 faizli resmi mevduat toplayan Ziraat Bankası'nda, mevduatın paçal maliyeti, diğer bankalara oranla epey düşüktü. Bu çerçevede Ziraat Bankası gerek vadelide gerekse vadesizde yüksek oranlarla ortaya çıkabiliyordu. Rakip bankacılar "Acaba paralannı yüzde 10'la Ziraat Bankası'nda tutan KÎT yönetidleri, bu son gelişmelerden sonra ayaklanmayacaklar mı?" diye sormadan edemiyorlardı. sını riske' atmamalı." Her türden sorumluluğu omuzlayan bir Başbakanın bu sözünü, TV birkaç kez yansıtıyor. Bir Başbakan halkına açıkça "güvenilir olmayan bankalann" varlığını bildiriyor. Güvenilir olmayan bankalann vereceği daha yüksek faize itibar etmemelerini, çünkü sonuçta bunlann batabileceğini dokunduruyor. Hemen her alanda ANAP'lı olanlarla olmayanlara reva görülen muamele, bu kez tasarrufun belkemiği bankalar arasında aynma dönüşüyor. Oysa, Bankalar Yasası idareye denetleme yetkisini veren çeşitli maddeler içeriyor. Tümünü bir yana bırakalım, sadece birinci maddesi hükümete verdiği yükümlülüğü şöyle tanımlıyor: "Bu kanunun amacı, tasarruflan korumak ve ekortomik kalkınmanın gereklerine göre kullanılmalarını sağlamak üzere bankalann kuruluşunu, yönetiminl, çalışma esaslarını, devir, birleşme ve tasfiyeleri İle denetlemeleri düzenlemektir." Açık seçik hükümler karşısında Başbakan ne yapıyor? Denetleme yükümlülüğünü bir yana atıyor, "güvenilir olan ve olmayan bankalar" ayrımı yaparak halkın kafasına daha şimdiden "kepenkleri indirmesi olası bankalar" fikrini aşılıyor. Mevduata devlet sigortasım vurgulayarak, güvenilir olmayan bankalara giden tasarruf sahibinin hem ana paradan önemli bölümün, hem de alacağı faizin uçup gideceğini "korku unsuru gibi" yayıyor. Bu davranışla, halkın çıkarlarını dar boğazlara girmeden korumakla görevli hükümet etme anlayışı arasında oiddi bir köprü kurabilmek olanaksızlaşıyor. ummak" degil. Ucuzluk beklentisi insanların hakkı. Hükümetin görevi, "yapmak, yapabilmek!" Adalet Komisyonu'nda iktidaı muhalefet anlaşıyor. Hayali ınracatçılara hapis cezası getiriyor. Özal, ilk gün "hapis cezasının ağırlığından" söz ediyor. Dün çeviriyor, bu kez hapis cezasını tümüyle reddediyor. Neden: "Bu türden ekonomik vurgunlar ekonomik önlemlerle 'izale' edilirmiş." Çok kazanandan vergi özverisi isteyemiyor, memura geldi mi zam degil, "fedakârlık istiyor". Bu terslikler sürüp gidiyor. Kumbaractbaşı'nın dediği gibi, "Hükümet ne yapacağını bilemeyenlerin telaşı, paniği ve şaşkınlığı içinde." İktidarın başka bir yutturmacılığı TRT'de sergileniyor. YÖK'le ilgili açıkoturumda düşününüzBakan Hasan Celal Güzel'in sözlerlnin yer yer çıkanlmasından Bakan Güzel "çevresine" yakınıyor. TRT'ye "çokseslilik getirmek" gibi iddialı bir davranış, asıl tanımı gazeteci olan, bu ilkeye asıl sahip çıkmafj beklenen Uğur Dündar'ın üstun çabaları ile biçiliyor. Son "Forum" bandına makas vuruluyor. Konuşmacıları dilenen yöne kaydırmaya çalışırken program boyunca yüzünden şerit şerit ter akan ünlü sunucu, TV araştırmacısı Dündar, halka şınnga edilmesı istenilen görüşlere "liberal" davranıyor. Ama bizim Ahmet Tan gibi, TRT'nin hükümete taraflılığını yasa hükümleri ile ortaya koyana sıra geldi mi, büyük telaşla "kulvar değiştirmeye" çalıştığını söylüyor. Halktan temsilciterin "haberlerde hükümet borazanlığı, sahibinin sesi, politizasyon gereği" gibi irdelemeleri hop çöp sepetine. İşitiyoruz ki, dün Yavuz Donat bile tutuma isyan halinde. Ekonomiyi yeni kargaşaya götürecek son girişimler, çokseslilik adına uygulanan yöntemler, her tür olanaktan kimi kişilerin yararlanmasına hizmet edebilir. Bu türden insanlar hükümete hizmet verebilir. Bu kafa yapısıyla, ne çare, biı gün "zulmetmeye, ahali kalma yacak!" Irarfla Kürt pürüzü Demokratik Partisi (PDK) lideri Mesut Barzani, Türkiye'ye sığınan Iraklı Kürtlerden 30 bin kadanmn kısa bir süre önce Türk yetkilileri tarafından gizlice Iran'a gönderildiğini iddia etti. Barzam'nin sözcüsü tarafından Lefkoşa'daki Agence France Press bürosuna gönderilen PDK bildirisinde, Yüksekova'da kuruIan iki kampa yerleştirilen Iraklı mültecilerden 30 bininin tran'ın Urumiye bölgesinde bulunan ve zaten kalabalık olan bir kampa " z o r l a " nakledildiklerini öne sürdü. Dün beklenmedik bir şekilde Türkiye'ye gelen siyasi işlerden sorumlu Iran Başbakan Yardımcısı Muayyeri, Tahran'dan ayrılraadan önce IRNA'ya verdiği demeçte Türk makamiarına, tran'ın daha fazla Iraklı Kürt mülteci kabul edemeyeceğini bildirmek üzere Ankara'ya gıttigini söyledi. tran'ın şimdiye kadar yüksek sayıda Iraklı Kürt mültecileri kabul ettiğini bildiren Muayyeri, "Bn mültecilerin hesapsız bir biçimde Türkiye'den tran'a gönderilmeleri insani trajedilere yol açar" dedi. Muayyeri dün Ankara'da sırasıyla Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Başbakan öxal ve lcişleri Bakanı MusUfa Kaleml' tarafından kabul edildi. Muayyeri, Başbakan Turgut Özal tarafından kabulü sırasında kendisine Iran Başbakânı Mir Hüseyin Musavi'den bir mesaj iletti. Mesajın içeriği konusunda bilgi edinilemedi. Muayyeri, söz konusu temaslannı tamamladıktan sonra dün akşam ülkesine geri döndü. Bu arada Birleşmis Milletler Mülteciler Yüksek Komisyonu Basın Sözcüsü Judith Cummins, Türkiye'ye sığınan Iraklı Kürtlere yardımda bulunmak konusunda bir programları bulunmadığını söyledi. Cummins, merkezi Cenevre'de bulunan yüksek komiserliğin tüzüğüne göre mültecilere ev sahipliği yapan ulkenin yardım isteğı olmadan devreye giremediklerini, Türkiye'den de Iraklı Kürtlet konusunda bugüne (Baştarafı I. Sayfada) kadar bir talep gelmediğini belirtti. Kendisini telefonla arayan Cumhuriyet muhabirinin sorulannı yanıtlayan Cummins, yüksek komisyondan bir gözlemci heyetin Türk hükümetınin izni ile Iraklı Kürtlerin banndınldıklan kamplarda halen incelemelerde bulunduğunu söyledi. Dışişleri'nden açıklama yok BBC ve Barzani'nin iddialanyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı'ndan dün herhangi bir resmi açıklama yapılmadı. Dışişleri çevreleri ise bu iddiaların PDK tarafından Londra'da yayıldığını belirterek, bu örgütün Türkiye'nin muhatabı olmadığım söylediler. Bu durumda Türkiye'nin de iddialara cevap verecek durumda olmadığım bildirdiler. Söz konusu çevreler, Iraklı Kürtlerin Türkiye'de savaş esiri" değil "misafir" konumunda bulunduklannı, Iran'a gidenlerin de kendi iradeleriyle gitmeyi seçtiklerini belirttiler. Keskin'in iddiası SHP Hakkâri Milletvekili Cumhur Keskin, Ankara'da Anka muhabirine yaptığı açıklamada, polisin Iraklı sığmmacılara işkence yaptığını öne sürdü. Keskin, sığınmacıların liderlerinden Serbest Ömer'in işkence sonucu Hakkâri Devlet Hastanesi'nde tedavi gördüğunü, tedavi sırasında ellerinden ve ayaklanndan zincirle bağlandığını savundu. Keskin, polisin Irak istihbarat elemanlarıyla birlikte çalıştığını da ileri sürdü. Olaylarla ilgili olarak Yuksekova Kaymakamı ile görüştüğünu ve kaymakamın kendisine "lpter benim elimden çıktı. Askeriye el koydu. Benim bir fonksiyonum yoktur" dediğini anlatan Keskin, Hakkâri Valisi Şahabettin Fırat'ın Uzunsırt kampında sığınmacüaıa lr^n'a ya da Irak'a gitmeleri konusunda acele etmeleri gerektiğini, kendilerine bakma imkânlarının bulunmadığını söylediğini de kaydetti. Kampların çevresinin telörgülerle çevrili ve bir "esir kampı" görünümünde olduğunu ifade eden Keskin, Iraklı Kürtlerin Türkiye'ye geldiklerine pişman edilmek istendiklerini, Irak'a dönenlerin kendi istekleriyle dönmediklerini, zorla gönderildiklerini iddia etti. Bu arada Türkiye'ye sığınan Iraklılann bir bölümünün kaldığı Diyarbakır Dicle Nehri vadisindeki kampta, tran ve Irak'a gitmek isteyenlerin belirlenmesine yeniden başlandı. Diyarbakır'dan arkadaşımız Ziya Aksoy'un haberine göre bugüne kadar Türkiye'ye sığınan 65 bin kişiden 1741'i Irak'a döndü, çoğu Hakkâri'nin Uzunsırt ve Suüstü kamplarından olan 13 bin 259 kişi de Iran'a geçti. Olağanüstü Hal Bolge Valiliği yetkilileri, Türkiye'de bulunan yaklaşık 50 bin kişinin başka ülkelere gitmek istemeleri üzerine yeni bir anket çalışmasına başladı. Şu ana kadar 25 binin başta tran olmak üzere, ABD, Kanada ve bazı Avrupa ülkelerine gitmek istedikleri belinildi. Anket çalışması sonuçlanıncaya kadar Iran'a sığınmacı gönderme işleminin durdurulduğu da öğrenildi. tlgililer, anket sonucuna göre belirlenecek kişilerin daha sonraki günlerde istedikleri ülkelere gönderileceklerini belintiler. AA'mn haberine göre Diyarbakır kampında kalan Iraklılar, Mesut Barzani'nin kendilerine tran'a gitmeleri yolunda çağn yapmadığı aksine Türkiye'de kalmalannı istediğini söylediler. Çadırkentte kalan lraklılar, sonıları yanıtlarken, "baızani, kadın ve çocuklann Türkiye'de daha güvencede olacagım bUdiraıiş" dediler. lraklılar, bu tür haberleri Talabani taraftarlannın çıkarttığını one sürerek, "Amacı PKK olaylanndaki gibi Türkiye ile aramızı açmak" diye konuştular. öte yandan, Türkiye'de kalacaklarını bildiren sığınmacıların kışın daha ıhk geçtiği kesimlere gönderilmeleri konusunda da çalışmalar yapıldığı bildirildi. Bu arada Hakkâri Esendere'de Turk ve lran yetkilileri arasında, multeciler konusunda görüşmelerin sürdüğu bildiriliyor. Görüşmeler sırasında Türk tarafının Iranlılara bölünmüş Iraklı Kürt ailelere mensup 6500 kişilik bİT liste sunduğu bildiriliyor. Dövizde şok sı durumunda döviz fiyatlanrun bu kadar yüksek olmayacağını savundu. Bankacı interbank faizlerinin bu kadar yüksek devam etmeyeceğini, pazartesi günü ° o > 8090'lara inmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Hafta başında döviz interbankında dolar satarak, müdahalede bulunan ve döviz fiyatlannı diişürmeye çalışan Merkez Bankası hafta sonuna doğru müdahalelerini TL interbankına yöneltti. Bankacılar, Merkez Bankası'mn "bu ikili oyununu" açıklarken, şunlan söylediler: "Merkez Bankası, hafta başında müdahalesini doğrudan döviz interbankına yöneltti. Bunun nedeni de bir yandan bu müdahale ile dövizlerdeki brmanışı az da olsa frenlemeye çalışmak, diğer yandan da lira bolluğu dolayısıyla TL interbankına girerek etkisiz kalmamış olmaktı. Ancak her ilkte olduğu gibi Merkez Bankası da hata yaptı ve TL interbankına yeterli müdahalede bulunamadı. Persembe ve ozellikle bugün (dün) TL interbankına da yoğun bir şekilde girdi. Böylece faizler yukan doğru çıkar, bankalar liraya sıkışırken, döviz fiyatları düşmeye başladı. Sonuçta bankalararası piyasada lira aranır para haJine gefirken döviz fiyatlan da geriledi." Bankalararası TL piyasasında, dün bir gecelik borçlanmalarda en yüksek faiz yüzde 329'a ulaşırken, en düşük faiz yüzde 80 oldu. Bir gecelik borçlanmalarda yıllık ortalama faiz de yüzde 188.5 olarak belirlendi. önceki gün bir gecelik borçlanmalarda yıllık ortalama faiz yüzde 68.35 olmuştu. Döviz interbankında, dolar 184 lira birden gerileyerek kapanış kuru bin 756 liraya kadar geriledi. En düşük kurun bin 720, en yüksek kurun bin 919 lira olarak be'irlendiği piyasada, toplam işlem (Baştarafı 1. Sayfada) adedi 36, işlem hacmi 24.8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Merkez Bankası doların bugün geçerli olacak efektif satış kurunu yüzde 9 ile 172 lira düşürerek 1747 lira olarak açıklarken, markın efektif satış kurunu yüzde 9.1 ile 96.24 lira düşürerek 961.47 olarak bildirdi. rayacaklan, bu nedenle döviz almaktan kaçındıkları belirtildi. Borsada durum Bu arada serbest faiz tstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (ÎMKB) işlem gören hisse senetlerini de etkiledi. Dün borsada el değiştiren hisse senetlerinden hiçbiri değerini arttıramadı. Hisse senetlerindeki değer kayıpları, tMKB Endeksi'ni de bu yıl ilk kez 400 puanın altına çekti. Endeks 401.74'ten 390.34'e geriledi. Borsada el değiştiren 41 hisse senedinden 33'ü değer kaybetti. 8 kâğıt da bir önceki fiyat düzeyinden işlem gördü. Maliye Bakanı 24 saatte bit inen bir çıkan yeni KDV'leri açıklarken alınan kararlarla, "ucuzluk beklediklerini, en azından fıyatların 'sabit kalacağını' urnduklarım" halkın gözü içine bakarak soyleyebiliyor. SHP Grup Başkan Vekili Prof. Kumbaracıbaşı'nın söylediği gibi bir Vadesiz mevduata yüksek faiz Maliye Bakanf nın görevi, "ucuzise genellikle kuçük bankalardan luk beklemek, sabit fiyat ve yabancı bankalardan gelmişti. Bu bankalann bir bölümü "TL interbankından yüzde 60'larla borçlanacağımıza. vadesiz ticari mevduata yüzde 35 dolaylannda (Baştarafı 1. Sayfada) faiz öderiz. Bu bizim için daha 3 aylık hesabmda sağlanıyor. kârlı olur" diye düşünmüşlerdi. Mevduat faiz oıanlarım serbest bırakan tebliğde yapılan değişikBir diğer bölüm ise, zaten ticari likle, uygulaması 17 ekim pazarvadesiz mevduatla sınırlı olan tesi yerine dün başlayan serbest famevduat portföylerinde kaçış ol iz uygulamasında en yüksek faizi masın diye yuzde 35'li rakamlara yüzde 85 ile Dışbank ve Esbank çıkmışlardı. Vadesiz mevduatı verdiler. Büyük mevduat bankalayuzde 10'larda tutan büyük ban rı İş Bankası, Akbank, Yapı Krekalara göreyse "bu faizin pek öne di, Türkbank ve Vakıflar Bankami yoktu. Çünkü vadesiz mevdu sı bir yıllık mevduatta yüzde 75 at faize duyariı değildi. Belli bir düzeyine yerleşirken, kamu ban'icari işlemin sonucunda oluşan kalarından Ziraat Bankası yüzde bir tortuydu ve bankadan kaç 80, Konutbank yüzde 81 faiz vermazdı." di. 1 yıllık mevduata en düşük fa Stiper faiz dönemî izi ise yüzde 64 ile Iktisat Bankası verdi. Altı aylık mevduata en yüksek faizi yüzde 73 ile Garanti Bankası verdi. Pamukbank, Esbank ve Dışbank'ın 6 aylık mevduata verdi kleri faiz yüzde 70'i buldu. Üç aylık dönemde ise en yüksek faizi yüzde 66 ile Garanti, Dışbank ve Esbank verdiler. 3 aylık dönem için en düşük faiz yüzde 45 ile İş Bankası ve Egebank tarafından açıklandı. Bir aylık faiz ise yüzde 35 ile 62 arasında değişti. Bu mevduat türünde de yüzde 35 ile îş Bankası ve Egebank en az faizi uygularken, Garanti Bankası yüzde 62 ile en yüksek faizi veren banka oldu. Vadesiz mevduat faizinde de önemli farklılaşmalar görüldü. Egebank vadesiz mevduata faiz vermezken, İş Bankası yuzde 5, Akbank ve Yapı Kredi yüzde 10 faiz verdi. Vadesiz mevduatta kamu bankalarının yüksek faiz verdikleri dikkati çekti. Ziraat Bankası yüzde 25, Halk Bankası yüzde 35, Sümerbank, Töbank ve Etibank yüzde 35 faiz vermeyi kararlaştırdılar. Vakıflar Bankası'mn vadesiz mevduat faizi yüzde 36 olarak belirlendi. Vadesiz mevduata en yüksek faizi yüzde 38 ile tktisat Bankası verdi. alındı" dedi. Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Burhan Karaçam da geçmiş deneyimlerin centilmenlik anlaşmasının işlemediğini gösterdiğini belirterek, "Centilmenlik anlasmasının bankalann mali yapılan farklı olduğu için, gercekçi bir yaklaşımla uygulanması mümkün olmamıştır" dedi. Karaçam, büyuk bankalann mevduat faizini "gereksiz yeretarmandırmamakonusunda mutabakat içinde olduklannı" da bildirdi. Bankacüık uzroam Prof. Dr. SeJçuk Abaç ise Türk bankacılık sisleminin "oligopol bir yapıya sahip olduğunu" belirterek şunlan söyledi: "İlk aşamada bankalar bu centilmenlik anlaşmasına yanaşmasalar da önumuzdeki birkaç ay içinde bunu gercekleştireceklerdir. Çünkü anlaşma her bankanın çıkannadır. Yoksa sonu olmayan bir yarısa girerier. Bundan da zor dunıma duşerler." Tahtakale panikte Tahtakale'de dun "Tam bir panik günü" yaşandı. Tahtakale'de önceki gün 1945 liradan satılan dolar, dün sabah saatlerinde 1930 liradan açıldı. Daha sonra tüm işlemciler dolar satmaya başladı. Tahtakale'nin döviz piyasasının kalbi olarak bilinen Ağa Sokakta öğle saatlerinde tüm işlemciler hep bir ağızdan "tam var, tam var" diye bağırıyorlar, ancak dolarlarına alıcı bulamıyorlardı. Bu saatlerde fiyatlar 1850 liraya kadar düştü. Dolarlanna alıcı bulamayan dövizciler, Merkez Bankası'mn dolar kurunu 172 lira düsürdüğünü duyunca dolar fiyatını 1820 liraya kadar çektiler. Piyasada kimse kimseden döviz almazken, işlemler durdu. Tahtakale'yi y'akından izleyen bir uzman, "Piyasada işlem yapılmadı. Dolara 1820 lira, marka ise 100 lira diyorlar fakat alıcı yok. Tam bir karambol ve panik havası var. Fiyal belirlemekte güçlük çekiyoriar" diye konuştu. Tahtakale'de önceki gün dolar 1945, mark ise 1065 liradan satılmıştır. Böylece dolar önceki güne göre yüzde 6.4, mark ise 6.5 değer yitirmiş oldu. Öte yandan dövizlerdeki hızh düşüş şubelerinde, döviz alımlannı büyük ölçüde durdurdu. Kısa vadede zarar etmek istemeyen bankalar, şubelere döviz satmaya gelenleri geri çevirdiler. Bankalann Merkez Bankası'mn en son açıkladığı döviz kuru ile alım yapmaları durumunda 172 liralık kur farkı nedeniyle büyük zarara uğ VEFAT Balıkesir eşrafından merhum Hacı Abdülhamit ve merhume Acep İnanöz'ün oğlu, merhum Münir înanöz'ün kardeşi, merhum Ali, Veli, Tevfik İnanöz'ün ağabeyleri ve Refik İnanöz, Refika, Münire Çelikboya ile Birsen Yetkiner'in ağabeyleri, Hacı Kadriye İnanöz'ün şevgili eşi, Aysel Erarslan, Atüa ve Hamit İnanöz'ün sevgili babası, Sermet Erarslan, Nesrin ve Leman İnanöz'ün kayınpederi, Celâl, Arzu, Alev, Betül, Hale ve Sabri Bertan İnanöz ile Seray, Eray Erarslan'ın biricik dedeleri, Türkiye'nin ilk nakliyecilerinden, inançlı insan, iyilik timsali işadamı tlaca (Baştarafı 1. Sayfada) artünldığı dikkati çekti. Aspirinin fiyatı yeni zamla 497 liradan 571 liraya, Teramicine göz pomadımn fiyatı 435 liradan 500 liraya çıktı. Novalgine tabletin fiyatı 900 liradan 1035 liraya yükselirken, kalp ilacı Prent tabletin fiyatı da 10 bin 928 lirayken 12 bin 567 liraya yükseldi. Ayçiçek yağında Salat'ın ardından Komili de yeni fiyatlarını açıkladı. Komili ayçiçek yağının fabrika çıkış fiyatı yüzde 8'lik zamla 1650 liradan 1780 liraya yükseldi. Böylece perakende piyasada ayçiçek yağının kilo fiyatı 2000 lirayı aşmış oldu. Çayda ise özel sektör, ÇayKur'u izleai ve fiyatlannı yüzde 614 arasında arttırdı. Akfa Lüx harman çayın kilo fiyatı 3500 liradan 3700 liraya, Yorem çayın kilo fiyatı da 2900 liradan 3300 liraya çıktı. Karçay ise ürün fiyatlannı yüzde 811 arasında arttırdı. Yeni zamla Günboyu çayın kilo fiyatı 3900 lira, Ceylan çayın kilo fiyatı da 4000 lira oldu. SABRİ İNANÖZ 14 Ekim 1988 Cuma günü hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 15 Ekim 1988 Cumartesi günü (bugün) ikindi namazını müteakiben Balıkesir Paşa Camii'nden kaldırılarak Başçeşme Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ li 6 aylık ve 1 yıllık mevduata da yüzde 50'nin üzerinde faiz uygulayacaklar. Üç ay ödemeli 6 aylık mevduatta en yüksek faizi yüzde 62 ile Garanti Bankası, 1 yıllık mevduat türünde de yüzde 67 ile Dışbank verdi. Tüm mevduat türlerinde verilen faiz dikkate alındığında ise en cazip vadenin 3 ay olduğu ortaya çıktı. Dün saat 12.00'ye kadar Merkez Bankası'na bildirilen ve uygulamaya konulan yeni faiz oranları, 30 kasım tarihine kadar geçerli olacak. Ancak bu faiz oranları, isteyen banka tarafından 15 gün için geçerli olmak üzere belirlenebilecek. Buna göre, oranları 15 gün için belirleyen bankalar, 1 kasımdan itibaren uygulanmak üzere yeniden faiz belirleyecekler. Merkez Bankası'mn bir üst duzey yetkilisi, serbest faiz uygulamasının öne alınmasını değerlendirirken, "Artık halk öğrendi. Parasını cebinde cumartesi ve pazar günü taşımasın diye bu karar ^Türkiye'de sivil Bankalar üçer aylık faiz ödeme yönetimyok' BONN (AA) Cumhurbaşkanı Kenan E\Ten'in pazar günü başlayacak Federal Almanya ziyareti oncesinde, Bonn'a gelen SHP milletvekilleri Fehmi Işıklar ve Hüsnü Okçuoğlu ile yazar Aziz Nesin, Türkiye'de yönetimin sivilleşmediğini iddia ettiler. Alman SPD milletvekilleri Ottmar Schreiner ve Monika Gansefort ile Yeşiller Partisi Milletveki11 Kantas Hensel'in de katıldığı bir basın toplantısı duzenleyen milletvekillerinden Fehmi Işıklar, 12 Eylül'den sonra tutuklandığını ve işkence gördüğunü söyledi. Işıklar, 12 Eylül harekâtının dışardan planlandığını öne sürdü ve milletvekili olduktan sonra Cumhurbaşkanı Evren'in hiçbir toplantısına katılmadığını kaydetti. SHP Milletvekili Hüsnü Okçuoğlu ise "Türkiye'de demokrasinin kurumlan yok edilmiştir. Göstermelik olarak sivil giyimli, ozünde militarist yapılı bir düşüncenin yönetimi hâlâ devam etmektedir" şeklinde konuştu. SHP'li Işıklar ve Okçuoğlu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear