23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1987 OEYLÜL KULTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 YAYIN İNCELEMEARASTİİIMA ALPAY HAYVANLAR ISMAİL Sinan>ın yazan Aptullah Kuraw Osmanlı ıııimarisi, uygarlildarmın Prof Dr. Aptullah Kuran’ın, kültür tarihimizin en büyük isimlennden biri olan, 16. yüzyıl Osmanlı mimari Sinan ve eserlerini konu alan araştırması geçen aylarda Ekim 1986). Kitapta yayımlandı (Hürriyet Vakfı dünyaca ünlü mimarımızın yapıtlarının açıklamalı bir kataloğu ve Ara Güler 1k Mustafa Niksarlı tarafından çekilen fotoğrafları da yer alıyor. Profesör Kuran ile eseri ve kültür mirasımız konusunda daşündürdükleri tizenne konuştuk. Sayın Kuran, Mimar Sinan üzerine kitabınız yo’un bir anı çalışmanın ni. Bu çalışmaya ne zaman başladınız Sinan’ı hangi açılardan incelediniz? KURAN Mimar Sinan’la ilgili ilk kapsamlı çalışmamı 1960’larda Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde görevliyken yaptım. Tarih Kurumu, elinde Türk bulunan Sinan yapılarrna ait 300 kadar çizimin derlenmesini istedi. Rahmetli Ali Saim Ulgen’in l934Ylarınbaşından ölümüne kadar hazırladığı bu çizimlerin bir kataloğunu yapıp, her bina için kısa bir tanıtıcı yazı yazdım. Bu girişim sonuçsuz kaldı; çizimler yayımlanmadı. Ankara’da bulunduğum 1960’ lı yıllarda araştırmalarım daha çok Anadolu Selçuklu ve Erken Osmanh dönemleri üzerinde yoğunlaşmıştı.1969 yıhnda Robert Kolej Yüksek ODTO’den Okulu’na nakledince araştırma alanım kendiliğinden Istanbul’a kaydı. Sinan’ın yapılarını incelemeye başladım. Kitabımda da bdirttiğim gibi, Sinan esas itibanyla bir İstanbul mimarıdır. Eserlerinin büyük bölümü Istanbul ve çevresinde bulunur. Bu hareketle ve tJlgen’in gerçekten çizimlerindenyararlanarak, önce Sinan’ın Istanbul’daki eserleri hakkında bir çalışma hazırladım. Sonra bu çalışmayı genişlettim, kendi aldığım ölçülere dayanarak hazırladığım yeni çizimlerle zenginleştirdim; bugünkü kitap ortaya ıktı. ç Dogu ve Batı kültür sentezi benimsediler. Bunları yaptıkları camilere, medreselere, ribatlara uyguladılar. Islam mimarisi içine kapalı bir mimariydi. Yapı bir avlu çevresinde gelişiyor, yapının mimari karakteri avluya bakan cephelerle beirleniyordu. Başka deyişle, dış ceptıelerin bir özelliği yoktu. 0 kadar ki, yapılann birbirine yaslanması, örneğin bir canıinin dış duvarlarına dükkanlar yapıtman olağandı. Önemli olan, yapı kütlesinin dış geometrisi değil avlunun biçimiydi. GrekRoma mimarisinde ise bunun tersi görülür. Gerçi bu mimaride de avlu vardır, ama yapılar dışarıya sırtlarını dönmezler. Erken Islam dönemine tarihlenen bir cami ne kadar içine bir kapahysa, Grek ya da Roma tapınağı o kadar dışa açıktır. Cephelerinde sütunlar yer alır. o Sütunlara turan üstyapısı oymalarla, rölyeflerle bezelidir. ginliğiyle GrekRoma minıarisinin dış hareketliliğinin bütünleşmesi oluşmuştur. sonucu Kitapta snvunduğunuz a görüşler çısından, kihllürümüzü bir TürkIslam sentezi olarak tammlama ya da buna indirgeme yönündeki yorumian nasıl değerlendiriyotsıınuz? KURAN Yukarıda da belintiğim gibi, Osmanlı mimarisini Türkİslam sentezi çerçevesi yani içerisinde tanımlamak, Türk kültürünü Orta Asya ve gelenekleriIslam uygarlığının temaları ile sınırlamak yetersiz olur. Türkmen Beylikleri ve Selçuklular Il. yüzyılın sonlarında yerleştikleri Anadolu’da, larla Hıristiyan karşılaştıkları zaman onların kültürüne duyarsız kalmadılar. Önce Selçuklu, sonra Osmanlı gördüğümüz özelliklerden bir bölümü Türklerin Anadolu’da binalanna kattıkları benimseyip strüktüre, konstrüksiyona mimariye, bağlı öğelerdir. Toplumların kültürel olgunlaşması elkileşimle olur. Başka kültürlerle alış veriş sağlıklı bir olaydır. Yeter ki başkalarından alınanlar, toplumun kültür değerlerine ters düşmesin ve toplum, aldığını özümleyebilsin. Osmanlılar 16. yüzyılda ve Doğu Batı kaynaklı öğeleri bir potada eritmeyi başarmışlardır. Osmanlı klasik mimarisinde bulduğumuz çarpıcı ifadeyi şekillendiren güç, işte bu estetik karışımm göriıntüsüdür. Sanat tarihçileri kinıin kimden ne aldığım araştırır, onu önemli tartışırlar, olan, birinin ötekinden ne aldığı değil, aldığını nasıl kullandığı, aldığına kendisinden ne kattığıdır. Kitapta Hürriyet Vakfı’nın Türkçe baskıyı gerçekleştirdiği belirtiliyor. Eser yabancı dillerde de yayımlanacak mı? KURAN Kitabın, Türk Washington’daki Etütleri EnstitüsüAda Yayınları’aca ve müştereken basılmakta olan Ingilizcesi Sinan: The Grand Old Master of Ottoman Architecture adıyla ekim ayı başlarında sunulacaktır. Fransızca ve Alsatışa manca yayın opsiyonu Hürriyet Vakfı’na aittir. Vakıf yetkililerinin kitabın bu dillerde de yayımlanması konusunda ne düşündüklerini, bir girişimleri olup olmayacağım bilmiyorum. bugüne kadar alanında yazılmış en yetkin inceleme olan yönetici ve teşkilatçı olarak ele aldım. Kitabınızda, “Osmanlı Türk sanatının, Doğu ve Batı d uygarlıldarıııa ayalı karnıaşık bir oluşumun sade ve temiz bir görüntüsü” olduğunu belirtiyor, Osmanlı Türkiyesi’nde bir BatıDoğu kültür sentezinin oluştuğunu savunuyorsunuz. Bu sentezi ve öğelerhui açıklar mısınız? KURAN Kitapta Osmanlı klasik mimarisinin bir boyutu ile Türkİslam, bir boyutu ile de 1 MİMAR L SİNAN “Toplumların kültürel olgunlaşması etkileşimle olur. Başka kültürlerle alış veriş sağlıklı bir olaydır. Yeterki başkalarından almanlar toplumun kültür değerlerine ters düşmesin ve toplum, aldığını Özümleyebilsin.16. yüzyılda Osmanlılar Doğu ve Batı kaynaklı Öğeleribir potada eritmeyi şaışrdr.” GrekRoma tapınağı içine girilebilen devasa bir heykeldir sanki. Bu geleneğin 12. yüzyıldan sonra Avrupa’da canlandınlarak gerek Gotik katedralinde, gerekse k Rönesans ilisesinde dış görünümün vurgulandığını özellikle görüyoruz. Anadolu Selçuklularından devraldığı mimarlık mirasını, 15. Yüzyılın ikinci yarısından Osmanlı mimarlaıı yeniden itibaren değerlendirnıişlerdir. Mimar Sinan’ınoruğuna ulaştırdığı d Osmanh klasik üslubu, işte bu değerlendirmenin ürünüdür ve Türkİslam mirnarisimn iç PİKNİK PIYALEMADRA ( ki VbT4. r ( Sinan’ı hangi açılardan incelediğime gelince: Onu hem Osmanh lasik mimari üslubunu k zirveye ulaştıran ve en muhteşem döneminde unparatorluğun devletin’ ihtişamını mimarlık sanatıyla pekiştiren bir büyük hem de mükemmele sanatçı, klasik üslubu Osmanlı ulaştırdığı Devleti’nin her yanına yaymaya çabalayan yorgunluk bilmez bir Grek ve Roma sanatının kavram, gelenek ve biçimlerinden oluştuğuna ediyor, bu mimarinin işaret özünde Doğu ve Batı uygarhklarına kültür sentezinin dayalı bir bulunduğunu Nedir iki uygarlığın Osmanlı bu klasik mimarisine yansıyan öğeleri? Türkİslam Önce mimarisini ana çizgileriyle tanırniayalım. Türkler 10. yüzyılda İslamliğı kabul etmekte İslamın kurumları ve bu oluşturduğu kurumların gerektirdiği yapılaıı aldılar. Il. yüzyılda olgunluğa erişen İslam sarıatını mukarııasıyla, Kufi arabeskiyle, ve Neshi yazısıyla 1 1 GAZETECİ NECDET ŞE.% Alternatif Türkiye Tarihi Tarihi 1 Osmanlı devletine kadar Türkler, Yayınyönetmeni: Sina Akşin, Istanbul Cem Yayınevi,1987. RÜSRA ERSANLI Osmanlı Devletine Kadar Türkler, dört ciltlik bir ‘Türkiye Tanhi’nin ilk kitabı. Çok yazarlı bir yapıt olması ve çelişkili karmaşık evreler yaşamış Osmanh Türkiye tarihini yeni bir ve yaklaşımla ele almak istemesi açısından cesur bir atılım. Zira kolektif bir yapıt meydana getirmenin birçok sorunları var. Bunların en önde akla geleni, amaca uyum ve yayın yönetmeninin buna bağlı denetimi. rih biliminde çağdaşlık iddiasına sahip bulunması. Osmanlı Devletine Kadar Türkler olarak adlandırılan birinci ciitte bu dönemin iktisadi, siyasi, düşünce, bilim, mimarlık ve sanat tarihleri ele alınıyor. En önemlisi, genel olarak Türk tarihine yaklaşımda eleştirel, hatta alternatif bir bakış açısı getirmeyi amaçlıyor. Sosyoekonomik etkenleri ve ilişkileri esas alan bu tabii yaklaşım, ki yeni değil; ama tarih eğitimine çok yararlı bir katki olarak yeni. . . “Türklerin tarihinde temel yanlışlar”, Halil Berktay’ın kaleme aldığı Tarihi” başlıklı birinci “Iktisad bölümde almış. Hurada yer Türkiye Cumhuriyeti tarih yazıcılığını ele alırken, milliyetçiliğin tarih bilimine olumlu ve olumsuz etkileri irdelenmiş. Genel olarak çok gerekli olan bu tartışmaya yayın yönetmeninin bir katkısı olduğu pek söylenemez. Diğer yazarları da doğrudan bu tanışmanın içinde göremiyoruz. Berktay, bu tartışmayı kendi dünyasında sürdürüyor. “Yeni Türkiye Tarihi‘ni öncekilerden ayıran, resmi ve yüzeysel tarih çiliğe karşı olması, tarih biliminde çağdaşlık iddiasına sahip bulunması. En Önemlisi.genel olarak Türk tarihine yaklaşımda eleştirel, hatta alternatif bir bakış açısını getirmeyi amaçlıyor.,.” . . T 1 TARİHİ KADAR KIMİL MASA RACI ÇİZGİLİK Önceki çalışmalar l9lO’da resmi talep üzerine Osmanlı Tarih Encümeni üyelerinden Mehmet Arif ve Necip Asım beyler “mufassal bir Osmanlı tarihi” yazmayı amaçlayıp da yedi yıl sonunda ilk cildi yayımlayabildikleri zaman, bilimsellik yönünden yapılan birçok ciddi eleştirinin yanı sıra, esere olumlu gözle bakanlar bile yazarların,hem kendi aralarında hem de içinde çalıştıkları kurumla bir uyumsuzluk içinde açık bulunduklarını söylemeden geçememişlerdi. Cumhuriyetin ilanı sonrasında resmi ısmarlama da, yine sonucu kaleme alınan Türk Tarihinin Hatlan l930’da 100 Ana nüsha bastırılıp değerlendirilmeye sunulduğu zaman, benzer bir uyumsuzluk ve amaca hizmet edemeyen yöntemler göze ve belki de tek tek daha çarpmış anlamlı labilecek bu makaleler o bütününün eğitici kitap olarak piyasaya sürülemeyeceği kanaatine varılmıştı. Bu çalışma, tüm zaaflarına rağmen, resmi tezi tanıtması e savunması v 1931 yılında özet haline getirilerekTarihinin Ana Hatları Türk Medhal Kısım adı altında 30.000 adet basıldı. Aslında (her kendi uzmanlık alanında tarihçinin makaleler oluşturması gibi) çok demokratik bir yöntem izlenmiş, fakat neticeler antidemokratik bir biçimde özetlenmişti. Ayrıca başlangıçtaki Türk tarihini tarihi dünya içinde ele alma gayreti de bir yana bırakıhp, doğrudan “çok kapsamlı bir Türk Tarihi” verilmeye çalışılmıştı. Muhalif bir eser Sina Akşin’in yayın yönetmeniokuyucuya hitap eden olarak önsözünden şunu anlıyoruz: Amaç, şimdiye kadar çeşitli açılardan yetersiz kalan Türkiye tarihini özellikle eğitim alanındaki boşluğu doldurma amacıyla yeniden yazmak ve resmi tarih kitaplarına muhalif bir eser meydana getirmek. Bu çerçevede ısabetli bir yaklaşıma zenBerktay sahip olmasına rağmen, karışık ve eğitici gücu hayli zayıf olan bir üslup kııllanmış. Ümit Hassan’ın ise korktuğu başına gelTarih” başlıklı miş, ikinci bölümünde okuyucuyu kronolojik sıralamaları ve dağınık saptamaları ile ortaöğrenim ve yükseköğrenimdeki resmi tarih ve benzeri kitapların bunaltıcı havasından kurtaramamış. Aynı yazarın “Düşünce ve Bilim Tarihi” ile ilgili yazdığı üçüncü bölüm ise daha derli toplu ve aydınlatıcı bir niteliğe sahip. Son bölüm “Mimarlık ve Sanat Tarihi”ne ayrılmış. Ayla Odekan’ın yazdığı bu bölümün yöntemi de tamamen farklı, ama kitabın olmayan genel çerçevesine ters düşmüyor. Sosyal ile bünyemimari arasındaki bağ kısaca kurulmuş. Burada sosyoekonomik dinamiğin dolaysız bir göstergesi olan yerleşmeye içinde yaşama alışkanlıkları, mimarinin işlevsel ve estetik boyutları üzerinde duran bir 11teratür taramasına rastlamıyoruz.konularda arşiv ve Oysa bu fotoğraf niteliğindeki sıralamalardan çok böyle bir tarama ve bütünsel bir yaklaşım içinde ayrıntılı birkaç örneklemeyle belki çok daha aydınlatıcı olunabilirdi. Genel bir değerlendirme yapacak olursak, kitap Türkiye tarihini resmi tezlerin dışında bir yaklaşımla ele alması açısından kuşkusuz olumlu bir girişimdir. Ancak editoryal aksaklıklar, yani yazarlar arasında eşgüdüm ve ortak bir çerçevenin sağlanamamış oluşu, hemen göze çarpmakta. Gerçekten eğitici bir alternatif tarih kitabı ortaya konnıak isteniyorsa, bundan sonraki ciltlerde bu genel aksaklıkların giderılnıesiyerinde olacaktır. DeTa adlı kitabının ikinci bolümü yayımlandı. Ada’ya Demokrasi Nasıl Geldi? başlıklı kitabın bir özeti daha önce Cumhuriyet’te dizi olarak yayımlanmıştl. HABERLER AĞAÇYAŞKEN . . . . KEMAL GÖKIL4’% .,. 0LA beli ,* . . .. . . . . ... TARİHTE BUGÜNMtMT4ZARIKAX 19i? Eylül KOL TAKMA guGüM,ÇOK VEAIİ vER ALDI. YENİ 82/WŞ, YEM/t/k.. İLGİLİ SİR 4W4li£R, Rıl 6.4S/LA YIL GERÇEK MAkrAYD(. TİP 446R.K£ZİWD6 UzUA/.JI 0L4AJ DOA::7r)R W/1°I4GER, KOL YAPM4 YI BİR TRik: ŞOkZAR/YL.4 ! CLİPP,AİıÇEj€, BıR tZ424 .£OAJUCI.ı Kısa 1 Kısa ÇAĞI’NDAN OSMANL!’YA ANADOLU, 2. Basım, Milliyet Yayınları, Temmuz 1987, 264 s. Erhan Akyıldız’ın eski çağlardan Osmanlı imparatorluğunun sonuna değin Anadolu uygarlıklarının öyküsünü anlatan ve ilk kez Şubat l984’te yayımlanan kitabı yeniden basıldı. Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, kitaba yazdığı önsözde şöyle diyor: “Erhan Akyıldız, arkeoloji bilimine olduğu gibi yeni vakıf olan mesleği gazeteciliğin verdiği ele deneyimlerle, aldığı konuya ilginçlikkazandırmasını da bilen bir yazar olarak temayüL etmektedir. Erhan Akyıtdız 1 TAŞ O,Q7OPEDı DEMOKRASİNAS!L GELDİ? Bilgi Yayınevi, Ağustos 1987, 335 s. meCüneyt Arcayürek / A DA YA Cüneyt Arcayürek’in Büyüklere Masallar”ını kapsayan KuCUMHURİYET Diı uÇL4ieMıı OAqJAı R4 E7ME./AI/ LUAIU söz KOL DAN A VCOC.* ADLİ /Yİ SOWUÇ ALMIŞTI. TFLLERİAJ UYAR(CIYA ,, KİTAP AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI ŞİİR 9.8.1987 8.9.1987 Swa 1 2 4 5 6 7 8 9 10 Kbbm 004.082 Müebbet ürkfısfılNevzat T Çelik 152.384 MertWeketimden insanMarızaralarılN.Hikmet 038.025 Dövüşen AnlatsınlAhmet Telli Hikmet 152.375 Kuvayı MilliyelNlzım 004.049 ŞafakTürküsü/Nevzat Çelik 002.308 EskiNİSanIAIaOI 152.024 Acıyı alEyledikfHasan B Hüseyin 152.026 Kızıltrmak/Hasan Hüseyin Nesin 002.296 OnÖlüme Beş 032.077 ı<ızima ektunlar/Ataal M BehramoQlu Ryıb 945. 50 Yil. 1),. piiskürüıvr ÖNCECumhuriyet <ıIE’ş .4lmanı’aı’ı İspanyada çarpışan ıarafiardan birine fenkid eunek gülünç bir harekeııir. Her ne pahasına olursa olsun üçüncü ıo Eylül 1937 19371987 şiddetli hücumlarda bulunmuş ve ewümle deıııişir ki: 3 525.1300.640.900650.500 Resmi tarihe karşı Yeni Türkiye Tarihi’ni öncekilerden ayıran, resmi ve yüzeysel t.arihçiliğe karşı olması, ta Berlin 9 (Hususi) Propaganda \‘a;ırı Dr. Göbeis bugün Nürenberg kongresinde Avrupada bütün Avrııpayı ateşe verecekyeni bir üs tesis etmesine müsaade etıniyeceğiz. Ispanya hadiseleri dünya edecektir. ihtilalinin başlangıcını teşkil Bu Avrupa mılkileri ınüşlerek düşmana Kaç ıar? Ağustos ayı içinde memlekette 20.599abone kaydedilmişiir. 1’ K d.. irad ettiği bir nuıukla ederek bo/şevizu, yardım eniğinden dolayı t:• i .. lspan.ya>’akarşı Almanyanın iakib siyasee temas aleyhine enlernasyonehingarbi karşı mücadele etmelidirler.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear