25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriytı Matbaacıbk ve Gazeıecilık Türk Anonim Şirketi adına Nadir N«ti • Gcnei Yayın Muduru: Hasan Cenuü. Müessese MUdüril: EnÜM l'şakkgil, "tazı tşleri Müdürıl: Oluy Gönensia. 9 Habcr Merkeîi Muduru: Yılçtn Ba>»r, Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Acar, • Temsilciler ANKARA: Yılçın Dogan. İZMİR: Hikroet Çrtinkaya, ADANA: Cttal TAKVIM 5 T E M M U Z 1987 l m s a k : 3.Î2 G ü n e s : 5.31 lsıanbul Haberlen: Eriun Akyıldız, Dış HabcTİer: Ergao M a , Ekonomi: Osman Ulagay, KülıUr: Cdal Üster, Spor Danısmanı: AMülkadir Yüceiman, Düzeltme: Rtfilt Darbss, BUimEğiıim: ŞaMo Aipay. IsSendjka: Ştikran Ketend, Yun Haberkri: Necdrt Dofan, Dızi Yaalar: Kntm Çalışkan, Erzurum: McfcnMI Giiitrkin, Bursa: Levcnl Gmçelli, 0 Koordınaıor Ahmct Korulsan, 0 Mali tşler: Erol LrVul, • Rtklam. Ayy ToraaEk Yayinlar: Hiilyı Akyol • tdare: Hüseyin Gürer, tşletme: Öader Çdik, Bilgitşlem: N«il ln«L Basan ve Yayan: OMnhuri?ct Maıbaaalık vt Gazctralik T.A^. Tttrk Ocagı Cad. 39/41 Cagaloglu, 34334 lst.. PK: 246lstanbul, Tet 512 05 05 (20 hal), THex 22246 • Bümiar Ankan: Ziya Gokalp Bulvan Inkılap Sokak No: 19/4. Tet: 133 11 4147. Tete* 42344 • tzmir H. Ziya Bulvan. 1352. Sok. 2/3. Td: 13 12 30, Tdcc 52359 • Adana: lnOnu Cad. 119 Sok. No: 1 Kal 1, Tet 1455019731, Tckx: 62155. Öğle: 13.13 l k i n d i : 17.12 A k ş a m : 20.46 Yatsı: 22.35 Modada Afrika btiyüsü STEFFİGRAF ~ G«np j u p n d a "Otel odasıtenis kordulokanta " üçgenbu giren bayan raketlerbt flaş ismL Malezya'da 69luk nine idam edildi KUALA LUMPUR (VBA) Malezya'da uyuşturucu kaçakçılığına karışan 69 yaşındaki bir büyukanne idam edildi. Pudu Hapishanesi yetkilileri konuyla ilgili olarak yaptıklan açıklamada, geçen yıl üzerinde 54.48 gram morfin yakalanan büyükannenin şimdiye kadar asılanlarm en yaşlısı olduğunu bildirdiler. Kuala Lumpur'daki diplomatik gözlemciler Malezya 'da son bir kaç yıl içinde 50'den fazla kişinin uyuşturucu suçlanndan idam edildiğini ve son olarak yaşlı büyükannenin idam edilmesinin de hükümetin konuya gösterdiği ciddiyeti vurguladığtnı söylüyorlar. Kortlann yalnızları Dts Haberter Servtei tngilizlerin ünlü gazetesi "The Sun" sansasyon düşkünü okuyucularına yine "fla$" bir habcr veriyordu: "Lezbiycn tenisciler odiimii kopanyor". Bu sözlerin sahibi 17 yaşmdaki Arjaminli güzel bayan tenisçi Gabriela Sabrtini. Genç tenisçi "oolar" soyunma odasıydayken soyunmaktan çekindigim, annesi yanında olmadan kendisini güvencede hissedemediğini söylüyor. Ertesi gün "Star", ünlü bayan tenisçi NavratUova'nın genç kızJara karşı sevgisinden söz ediyor, "Daüy Mirror" Steffi Grafa atfen, şu başlığı atıyor. "18 yaşında, nülvarder, fakat benüz öpülmemiş." Her yıl olduğu gibi Ingiliz bulvar basını Wimbledon tumuvasına kosut olarak, bu popüler sporun değişik bir boyutunu da gündeme getirdi: Birçok bayan tenisçi çıktıklan turnelerin, kazandıkları paraların karşıhğını duygusallıktan yoksun bir özel yaşarnla ödüyordu. Bu "şeyttn çaria" kurbanlanru erken yaşta seçiyor. Tenis sponında iyi bir yere gelmek isteyen bayan sporcular, henüz ergenlik çağında yaşıtlannkinden çok farklı bir yaşam biçimıni kabullenmek zorundalar. "İlk sigara" paketinde kahyor, discoya henüz yeni gelmişken "yat bonısu" çalmaya başlıyor. Erkek tenisçilerin durumu ise daha iyi. örneğin bir Boris Betktr'in raket salladığı her yer, kendisiyle bir gece geçirmek için canını vermeye rau bayan hayranlan ile dolup laşıycr. Ancak çoğu Lendl, Becker ve Mecir gibi ya "daimi" kız arkadaşlarını ya da WUander, Cash. Noah ve Leconte gibi eşlerini turnuvalara birlikte gOtürerck bu "dolce vfta" tuzağından kaçıyorlar. Bayan tenisçilerin bilinmeyen yüzü Etekli, bermudalı, şorîlu, pantolonlu safari takımın haddi hesabı yok bu yaz. Sonra tişörtler, ceketîer, bluzlar, elbiseler. Afrika desenli... Zebralar, kobralar, palmiyeler, aslanlar, kaplanlar, egzotik kuşlar... NECLA SEYHUN Kendini yerden yere atıyordu. Sırtında Scherrer'in bilmem kaç milyonluk elbisesi... Her yanından bir şeyler sarkıyordu, şangır şungur... Metal parçalan, zincirler, deniz kabuklan, boncuklar.. Kollannda, ayaklannda bilezikler... Kolyeler, küpeler, başında; tiiylerle, boncuklarla bezeli bir garip çember... önce hafiften başlayıp, gitgide kuvvetlenen bir tempoyla dans ediyordu, Afrika müziğinin, tamtamlan eşliğinde. Git gide, git gide daha hızlı.. Dönüyor, zıphyor, çığhklar atıyor, yerlerde sürünüyordu. Gerçek bir Afrika dansıydı bu!.. Yaz modasının en çarpıcı defilesiydi. Scherrer, Afrika stili giysilerini, Afrikalı bir mankenin sırtında, Afrika müziğinin eşliğinde, bir Afrika dansıyla sunuyordu. Sonuç müthişti. O, çoğu kez alkışlamaya üşenen se>irciler, coşku içinde, çılgın bir alkışla tempo tutuyorlardı. Çekiciydi, şıktı, güzeidi her şey'... Scherrer. batik Afrika desenli pamuk vual gece elbiselerinin dışında, yılan desenli kısa gece elbiseleri yapmış, ama... Deseni şıkır şıkır payetlerle işlemişti... Başta da bir kolonyal şapka.. Dilediğiniz yerde giyin. Daha doğrusu böyle bir karmayı nerede uygun görürseniz, günün hangi saatinde, hangi dekorda, orda giyin. Birçok modacı gibi Dior da Afrika'nın büyüsüne tutulanlardan bu yaz. lçine bol fantezi katılmış "safarimsi" kıyafetleri var. Sonra panterli, tnetalli, deniz kabuklu güzelim aksesuarlar... Küpeler, kolyeler, bilezikler, kemerler... Bir de panter aplikasyonlar. Omuzunuzdan sırtınıza ya da belinizden kalçanıza uzanan bir panter pençesi... Tırnakları sarı metalden... Scherrer'in Afrika dansı yapan mankeni, Afrika giysileri içinde (üstte). Aksesuarlarda da Afrika havası var. Işte metallerle bezeli bir çanta (sağda, üstte). Kolonyal şapkalar, Afrika türü takılar bu yaz çok moda (sağda, altta). Umgaro, Afrika sevdasını geçmişe uyguluyor. Daha doğrusu "Oul of Africa" filminin havasında safari kıyafetler sunuyor. Uzun kloş etekler, o filmde giyilen türden geniş kenarlı, vualli şapkalar... Ama, "üle de pek ünlü bir isim olsuo" demezseniz, normal safari kıyafetler pek çok... Etekli, bermudalı, şortlu, pantolorılu safari takımın haddi hesabı yok bu yaz... Sonra o tişörtler, ceketîer, bluzlar, elbiseler... Afrika desenli.. Zebralar, kobralar, palmiyeler, aslanlar, kaplanlar, egzotik kuşlar... Evet, Nuh tufaru ile yamyam sıcağı arasında bocalayarak geçirdiğimiz bu garip yazın en gözde modasr. Afrika... Yazlar genelde zaten Afrika ağırlıkh. Modada bir yaz Afrika yoksa, öteki yaz mutlaka var. Gelsin primitif takılar, kaplan dişleri, timsahlar, palmiyeler!.. Moda, Afrika'ya çok yatkın. Modacıların en gözde esin kaynağı bu gizemli, vahşi kıta. "Yaz" denince akla gelen o! Isterse yazlar artık kış gibi geçsin. Afrika, moda dünyasından ayağını hiç çekmez ki zaten. Afrikalılar Paris'te metro koridorlannda adım başı yaydıklan yaygıların üstünde ülkelerine özgü hediyelik öteberi satarlar. Tahtadan oyulmuş heykelcikler, masklar, timsah başlı kitap açacakları, telden, deniz kabuklarından, sazdan yapılmış takılar, yılan derisinden kemerler, çantalar... Caddelerde alımla yürüyen Afrikalı güzeller görürsünüz. Boylu boslu, sırım gibi, kavrulmuş kahverengi güzeller... Sırtlarında çarpıcı desenlerle süslü uzun, geleneksel giysileri... Başlarında görkemli türbanlan. Nasıl da dönüp dönüp baktırırlar hayranhkla kendilerine. Tavırlannda, başlarını tutuşlarında, ülkelerinden getirilip kafeslere kapatılmış aslanların o soylu tavrı, gururu vardır. Ama yüreklerinde tutsaklık acısı yoktur. Zevkle çıkarırlar tadını turistliğin, alışverişin, müzelerin, restoranların. Su katılmamış Afrika şıklığıdır onlannki. Su katılmışlan, derüelerde, vitrinlerde bulunur... Katılan suyun cinsine, suyu katanm ününe göre değişir fiyatlar. Eh sulandırmadan sulandırmaya da fark var elbette!.. Union Carbide'de yeni facia ANVERS (a.a.) Belçika'mn Anvers kenti yakınlarmda Union Carbide fırmasına ait bir depoda önceki akşam meydana gelen patlamada 1 kişi öldü, en az 10 kişi yaralandı. Anvers polisinden öğrenildiğine göre, A merikan fırmasına ait kimyasal madde deposunda, TSI 20.00 sularmda patlama meydana geldi. Patlamamn meydana geldiği depo yakmlarındaki üç deponun da hasar görduğü, ancak etrafa yayılan gazların zehirleyici etkisinin bulunmadığı bildiriliyor. Patlamamn nedeni henüz bilinmiyor. Sivil savunma ve itfaiye ekiplerinin olay bölgesinde olduğu belirtiliyor. Bayan tenisçiler ise bu konuda "bahtsız". Dünya klasmanlannda bulunan ilk 100 bayan tenisçiden yalnızcabir düzinesi evli. Üstelik bunların arasında Christ Evcrt ve Mandliko« gibi sonradan boşanmı? olanlar da var. Bayan tenisçilerin bu zor koşullar altında üstlenmek zorunda kaldıklan en zor rollerden biri de "annelik". 31 yaşındaki Amerikalı bayan tenisçi Terrj Holladay, gittiği bütün turnuvalara birlikte sürüklemek zorunda kaldığı küçük kızı ile hep acıyan bakışlara hedef olmaktan kunulamıyor. Bayan tenisçilerin ya$amlanndaki zorlukları yenebilecek, karşı cinsin yokluğunu doldurabilecek fazla seçenekleri de yok. "Tek bayan"lar arasındaki rekabet, birbirleriyle köklü dostluk ilişkileri kurmalarını engelliyor, özellikle genç tenisçilere, tek sığınak olarak aileleri kalıyor. Çoğunun yaşamı "olel odası, tenis kortu ve lokanta" üçgeni içinde sıkışmış durumda. Bu çarktan kurtulmayı ze\k ve keyiflerine göre bir erkek arkadasla birlikte olabilme>i ancak çok azı başarabiliyor. Bu kez de sportif açıdan başansızlık tehlikesinin çanları çalıyor. Bayan tenis ihalesi Navratilova hemcinslerine karşı ilgisini gizleme gereği duymadan bir tabunun yıkılmasına yardım etmişti, ancak bayan tenisçilerin gündeminde bu tip ilişkiler de pek "gönüllü" yaşanmıyordu. Çek asıllı Navratilova şimdiden tenisi bırakaca|ı günler için sevinerek plan yaptığını belirtiyor. "En iyisi, turnuvalar için gittiğiın yeriere bir kez daha gideceğim ve oralann gerçek vıiîleri neymiş, bu kez onu görecegim" diyerek, birçok bayan sporcunun düşünü dile getiriyor. Tatbikata Yunan takibi EGE DENlZt (a.a.) Deniz Kurdu2 87 tatbikatı devam ediyor. Donanma Komutam Oramiral Ornan Karabulut'un sevk ve idaresindeki harp gem'deri, Kuzey Ege'den dün tzmir Körfezi'ne indiler. Çeşitli harp oyunlanmn başanyla gerçekleştirildiği tatbikatı, Yunan muhripleri de uluslararası sulardan iziemeye devam ettiler. Bu arada Hava Kuvvetleri'ne bağlı jetler de tatbikatın çeşitli bölümlerine katılarak deniz üstündeki hedeflere taarruzda bulundular. Sanat festivalinde yolsuzluk j Z M Î R (ANKA) İzmir Bilrinci Uluslararası Sanat Festivali'ne katılan Moskova Devlet Senfoni Orkestrası'nın KuşadasıEfes Antik Tiyatrosu'nda 25 haziran pazar günü verdiği konsere izleyicilerin bir bölümünun sahte biletle girdiği ileri sürüldü. Yolsuzluk iddiaları üzerine İzmir Kültür ve Sanat Vakfı Genel Müdürü Mükerrem Berk'in emriyle bir soruşturma komisyonu oluşturularak, iddialar araştırılmaya başlandı. Yolsuzluk iddiaları, 15 bin kişinin izlediği konser için yaklaşık 3 bin bilet satıldığının açıklanması üzerine ortaya atıldı. Kaphcalar 'Gözaltısız' festival özlemi denetimsiz Turizm '87 Dikili 2. Kültür Festivali, 8 temmuzda başlayacak DtKİLİ (Cumhuriyel Ege Bürosu) Türkiye'de ilk kez gençlik festivali düzenleyen Dikili Belediyesi, bugünlerde kültür ve sanat etkinlikleri festivallerinin ikincisi için son çahşmalarını yapıyor. Dikili'de festival nedeniyle nüfus hızla artarken, güvenlik güçlerince toplu yer ayırımı olup olmadığı, bunların hangi şehirlerden gelecekleri soruşturuluyor. Dikili Belediye Başkanı Osman Özgiiven, geçen yıl festivallerine yapılan baskının bu yıl da yineleneceği izlenimi verdiğini belirterek, "Üst düzey yetkililerimiz. bu türlü e'.kinliklerin yanında yer almalıdır. Ben bu yıl festivalde gözaltı istemiyorum" dedi. 8 temmuzda başlayacak olan Dikili 2. Kültür ve Sanat Festivali nedeniyle Dikili'de gözle görülür bir hareketlilik var. Festival afişleri ve pankartları Dikili'yi bayram yerine çevirmiş. Tüm gazinolar. sahildeki ça> bahçeleri her şeyi göze hoş görünecek biçimde ayarlamışlar. Rektörlerin kader günü ANKARA (a,a.) 5 yıllık görev süresi 20 temmuzda dolacak 21 üniversite rektörlüğü için başvuran adayların durumlan yann ele almacak. Rektörlük için yaklaşık 200 kişi aday gösterildi. Bazı adayların isimleri birden fazla kişi tarafından önerildiği için kesin rakam henüz belli olmadı. Rektör adaylarını belirlemek için 21 haziranda YÖK baskanvekili Prof. Tahsin özgüç başkanlığında altı kişiden oluşan komisyona yapılan başvurular 3 temmuz cuma günü sona erdi. Komisyon, rektör adaylarının durumlarını yönetmelik uyarınca değerlendiriyor, sicilini, akademik kariyerini ve bulunduğu idari görevleri araştınyor. Bu çalışmalann sonuçları 6 temmuz pazartesı günü YÖK Başkanı Prof. Dr. Ihsan Doğramacı'mn da katıldığı bir toplantıda ele almacak ve üzerinde çalışma yapılacak. Prof. Nurten Özer, bilinçsizce kullanüan kaplıca sularının sağlık açısından yaratîığı tehlikelere dikkai çekerken, maden sularına da "uyarıcı" etiketler konmasını istedi. YLRAL AHI Anadolu'nun çeşitli yörelerinde bulunan ve halktan yakın ilgi gören kaplıca sularının denetimsiz kullanımının. gelecek nesiller üzerinde ciddi genetik bozukluklara yol açabileceği öne sürülüyor. Istanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve HidroKlimatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Nurten Özer, bu konuda şunlan söyledi: "Gerek banyo gerekse içme suyu olarak bu doğal zenginliğimizi bilinçli olarak kullanamadığımız bir gerçek. Çünkü yurttaşlarımız bu radyoaktif suları radyasyon tehlikesinden habersiz olarak kullanıyorlar." Nasreddin Hoca Şenliği versiteler ile bakanlığın yetiştirecegi kaplıca uzmanları tarafından giderilmesi şarttır." Kaplıca ve maden sularımızın denetimsizliğini örneklerle anlatan Prof. Özer, Afyon ve Balıkesir yörelerinde çıkan sıcak suların florür ve radyoaktivite yönünden yüksek mineraller taşıdığını belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü; "Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlemelerine göre litrede 3 miligram florür bulunan sular içilebilir su kabul ediliyor. Bu yörelerdeki suların florür miktarı ise 6 mgBu suyu icenlerin diş ve kemikieri üzerinde meydana gelen tahribatı siz düşünün. Söz gelimi. Afyon çevresi maden sularının şişelerinin üzerine acele olarak dikkati çekecek biçimde "Yüksek florür taşır" diye yaz\\malıdır. Balıkesir'deki Enendere ve Hisaralan yörelerinin sulan da radyoaktif sular olduğu için kanser riski taşırlar. İşte bu örneklerde belirttiğimiz gibi, kaplıca ve maden sularımızın kesinlikle denetim altına alınması zorunludur." K ONYA (a.a.) Ünlü güldürü üstadı Nasreddin Hocanın anısına düzenlenen "Nasreddin Hoca Şenlikleri", Konya'nın Akşehir ilçesinde başladı. Nasreddin Hocayı canlandıran güldürü sanatçısı Abdullah Şahin (Nokta), ters bindiği merkebivle Aksehir sokaklarında dolaşıp halkı şenliklere davet etti. "Merkebe ters biniyoruz, ama işlerin doğru gitmesini istiyoruz" diyen temsili Nasreddin Hoca, çağn sırasında fıkralardan bol bol örnekler sundu. Şenlikler nedeniyle bugün kaidesiyle birlikte 8.5 metreyi bulan ve 50 milyon liraya malolan Nasreddin Hoca heykeli ile çeşitli sergiler açılacaiı. PIRIL PIRIL Dikili, şimdi otelleri, restoranları ve açık hava gazinoları ile kultur şenliğine hazırlanıyor. Her yer yeniden pırılpırıl boyandı. Dikili'ye gelenlerin sayısında ise belirgin bir artış görülüyor. Tüm gazinoların metal sandalyeleri beyaza boyanmış. Türkiye1de ilk kez yaptıklan festivalle örnek olduklarını, birçok il ve ilçenin kendilerini örnek aldıklarını açıklayan Osman Özgüven. şunlan söyledi: "Festivaller yalnızca yöreyi tanıtmak için yapılmaz. Kendi öz kültürümüzü yaşatma\ı amaçlayan festivaller yapılmalıdır. Artık arabeskten kıırtulma zamanı gelmiştir. Demokrat geçinen üst düzey yetkililerimiz. bu tür etkinliklerin yanında yer almalıdır. Oysa her türiü baskı unsuru ile kitleler yıldırılmak isteniyor. Geçen yıl bunu yaşadık. Engellemeler olmasa çok daha iyi şeyler üretilebilir. Demokrasiden bahsedenler, demokrasiyi yaşatmak için uğraş verenlere yardımcı olmak zorundadır, yoksa bu kişilerin demokrasiden bahsetmeye hakları yoktur." Gelecek yıl festivallerini uluslararası olarak gerçekleştireceklerini ve adını da " l luslararası Barış Şenliği" koyacaklarını belirten Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, festival ile ilgili son bilgileri şöyle aktardı: •'Olof Palme'nin eşi büyük bir ihtimalle gelecek, Olof Palme Parkı'nı daha da güzelleştirdik. Feslivali Mahmut Dtkerdem açacak. Festivalimize Avnıpa ulkelerinden büyük ilgi var. Şu an festivali izlemek için gelen turistler var. Aynca Köln radyo ve TV ekiplerinin festivali basından sonuna değin izleyecekler. Bu yılki festival geçen yıla göre daha da iyi olacak. Tüm hazırlıklanmız lamam sayılır. Konuklanmızi bekliyoruz. Şunu tüm içtenliğimle söylüyorum, iyi şeyler, güzel etkinlikler üretmeye çalışıyoruz. Bu yıl Dikili Festivali'nde gözaltı istemiyorum." Yunus Emre'ye ait belgeler KONYA (a.a.) Trakya Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Hulusi Cüngör, ünlü halk ozanı Yunus Emre'nin yaşadığı ve öldüğü yer konusundaki tartışmalara yeni bir iddia ekledi. Güngör, Yunus'un Karaman'da yaşadığını ve mezarının da burada olduğunu öne sürüyor. Beş yıl süreyle Karaman ve çevresinde konuyla ilgili araştırmalar yaptığını, bulduğu belgelerin iddiasını doğruladığını söyledi. MAVİ MEKTUP Adana'da günübirlik turlar DANA (Cumhuriyet Güney llleri Bürosu) Kültür ve Turizm Müdürlüğü öncülüğünde, ilçelerin arihi ve turistik değerlerinin kent halkına tanıtılmasını amaçlayan günü birlik turlar düzenlenmeye başlandı. Kültür ve Turizm Müdürü İsmet tpek, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Ilimizin ve ilçemizin tarihi ve turistik değerlerinin yeterince tanınmamış olduğu düşüncesiyle tamtma faaliyetlerine. turizme katkıda bulunmayı amaçladık" dedi. Turların ilki Karataş ilçesine düzenlendi. llçe sınırları içinde bulunan ve M.Ö. 7. ytizyılda bir koloni olan Magarsus'un Grek, Roma ve Bizans dönemlerini yaşadığını ve tarihi değerlerinin korunmadığıru belirten Küitür ve Turizm Müdürü, "Zamanında antik kent iyi korunmuş olsaydı Karataş bugün Ege bölgesinde turizm açısından değerli yerlerden daha önemli bir yer olacaktı" diye konuştu. Zabıta kovahyor, AUean kaçıyor MLZAFFER İZGÜ AMcan'm bir bisikleti olsa... Bir bisikleli olsa... O>le cici bici boyah değil, paslı olsun, kara olsun. \eter ki iki tekerleği olsun. Ama pedalına bir bastı mı. Âlican'ı kuş gibi Kuşadasf ndan Söke'ye. Söke'den Kuşadası'na uçursun. Yol yokuşmuş. ne ki, Alıcan bisikleıini eline alır, elinde çıkar yokuşları. yürıir de yürur. bisıkletiyle arkadaş olur. ona Siin'i, Kozluk'un Yazpınar köyünu anlatır. L'zakla Yazpınar köyu. çok uzakta.kerpiç ev, yıkık çeşme uzakıa. Alican'ı uçurmuş otobüs. getirmiş koymuş Söke'ye. Madem ki amcası Söke'deymis. Yazpmar'da da iş mi varmış. güç mu varmış, kopmuş gelmiş Alican Siirften Söke'ye. Anlatıyor Alican: "Dört yüz lira get Kuşadasf na, dört yüz lira gel Söke'ye, etti mi sekiz yüz..." Alican sekizin ortasındaki harfe basıyor. "sekkiz" diyor. "Dinle hele amıca." Dinliyorum. Etmiş sekiz yuz. köy ustüne yarım ekmek. köy bir salatalık... 1976 Siirt Yazpınar doğumlu Alican Bulan, yarım ekmek almış, içine de kuzu gibi bir hıyar yaiırm'ış. Sonra bir ısırmış. bir ısırmış kamı doymuş. "Dokkuz yüzü geıti pâranın" Söke'tie belediye zabıta memurları koşturuyorlarmış ardmdan. Bakmış rahat yok. ver elini Kuşadası. demiş. Sankı Kuşadası'nda ardından koşmuyormuymus zabıta memurları, koşuyorlarmış. lCaçıyormuş Alican. ama ne zormıı^ bu kaçmak... Boyacı sandığı. sandalyesi. mujlerıye verilen yedek pabuç. hepsı elinde, sırtında. Alıcan'ın. Amma bak yakalanmayacan Ka amıca..." " % r a yakalamrsan Alican? Boyacı sandığır.ı alırlar nıı elinden?" "Töbe de..." 'Töbe de' derken sanki belediye zabıia memurlanna yakalanmış sandığı elinden gitmiş gibi gözleri iri iri avilıyor Alican'ın, dudakları tiıriyor... 'Sandık dokkuz bin amıca. Sandık gelti. Alican oldu. Sandığı >crmek yok. Amma ne var, da>ak var." Dayak yiyor gibi boynunu kıssy or Alican, ille de başını arkaya aıarak. "Bir vunıyorUr ki amıca çavıslar. aha (uristi rahatsız ettin çat. aha turistin yanından geçtin paat. Çok acıyor amıca, aha ense köküm. Hep de oraya vuruvorlar. niye ki?" .Alican Bulan daha ayagını. ama ayağının parmak ucunu bile sokmamış denize. "V ol parası çıkacak. sonra eve para çıkacak" O yakar güneşin altında. Alican'ın üzerinde yün bir kazak, ayağında her yanı kapalı lastik pabuçlar, Alican lerliyor, çok terliyor, ama denize giremiyor. "Hadi diyelim baltın çıktın bi kere, amma boya sandıgı>la denize girilmez ki amıca, ya ben suya batlıgımda belediye çavışı sandığı kapar ğiderse?" Gözleri kocaman. kapkara... İkı dizindeki iki kocaman yamalık da kapkara... O kapkara gözlerle ışıl ışıl bakıyor Alican Kuşadasf na. Ve Ata'nın yontusunun önunde fırıl fırıl bisikletiyle dönen uzun saçlı kız cocuğuna... Bakıyor Alican... Ve öyie uzun bir soluk alıyor ki. tum kıyının havası o ufacık ciğerine a/ geliyor... A Prof. Özer söz konusu durumun yasal boşluklardan kaynaklandığını şöyle anlattı: "Bugün kaplıca yörelerimiz, hiçbir doktor gözetimi olmadan ve Saglık Bakanlığı'ndan ruhsat alınmaksızın işletiliyor. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın elindeki 1926 tarihini laşıyan kaplıca tüzüğünden kaynaklanan bu sakıncalı durumun üni TURKİYE KAPLICALARI B u r s a : Karışık, acı ve radyoaktif bir suyu vardır. Romatizmal hastalıklar ile mide, böbrek ve kadtn hastahklan. A r m u t l u : Sülfat, klorür, kaisiyum ve sodyumlu bir su. Romatizma, böbrek, mide ve sınır hastahklan. B a l ı k e s i r : Karışık, acı maden suyudur. Sülfat, klorür, sodyum ve flüorür içerir. Kadtn hastahkian ve romatizmal hastalıklar. Y a l o v a : Sülfat, sodyum, kaisiyum ve klorür içenr. Romatizmal hustalıkların yanında karaciğer ve sırür hastahklan. sodyum, magnezyum kaisiyum içerir. Mide ve böbrek hastahklan. A f y o n : Alkalik, radyoaktif ve karbondioksitli acı bir sudur. Romatizmal hastalıklann yanında kadtn, mide, deri ve solunum hastahklan. E s k i ş c h i r : Bikarbonath, kaisiyum ve sodyum içeren radyoaktif bir su. Mide, böbrek ve romatizmal hastalıklar. > i g d e : Flüorürlü, toprak alkali, tuzlu ve acı bir su. Romatizma yanında mide, bağırsak hastahklan. İ z n i r : Bıkarbonat, flüorür, sodyum ve kaisiyum içerir. Mide, böbrek ve karaciğer hasıalıkları Selçuklularh su şebekesi ait Tuzla i?meleri: Klorür, ve KOZLUK (a.a.) Siirt'in Kozluk ilçesinde bina yapımı için sürdühilen bir hafriyat çalışması sırasmda Selçuklular'dan kaldığı sanılan bir içme suyu şebekesinin ortaya çıkanldığı bildirildi. Temel kazısı sırasmda, 2 metre derinlikte kırmızı topraktan yapılmış bazı cisimler bulundu. Bunun üzerine kazı alanı derinleştirilerek, oldukça düzgün ve sert temeller üzerine oturtulmuş değişik çaplarda su boruları ortaya çıkarıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear