Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/10 1 TEMMUZ 1987 Renk körlüğü mavfye engel mi? 4 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik Konseyi 24 Eylül 1982 Cuma gunü "«nayasanın halkoyuna sunulması" hakkındaki yasayı tartıştı. Oy pusulalannın rengi görüşülürken Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Orgeneral Necdet Üruğ, "Renk körlüğü olanlar maviyi nasıl göriırler?" diye sordu. Cutnhurbaşkanı Kenan Evren, renk körlerinin kırmızıyı yeşil gördüğune dikkat çekerek, "Renk körliiğünde mavinin etkisi yoktur" biçiminde konuştu. 1 Kasım 1983 Salı günkü 179. birleşimde Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'ru değiştiren yasa görüşüldü. Korsan kasetçilik tartışılırken, Devlet Bakanı tlhan Öztrak, bir kimsenin evinde TV'den Türkan Şoray'ın filmini seyrederken onu videoya almasının yasayla önlendiğini anlattı. MGK tutanaklarına yansıyan tartışmalar şöyle: ve dış ülkelerde, diğer ülkelerde hicbir zaman, kocanın, kadının refakat hanesinde olacağını da zannetmiyorum. Başkan Kenan Evren: Peki siz hep elçi, büyükelçi falan diye duşündünuz; Başbakan olursa ne olacak hanım, ki, birçok ülkelerin var? Erdem Erner: Evet Sayın Başkanım, Başbakana, kocasının diplomatik pasaportla seyahat etmesi.. Başkan Kenan Evren: Gayet normaldir. Yani bir bayan, başbakan olursa, kocasını yanında götüremez mi? tngiltere Kraliçesi pekâlâ yanında kocasıyla beraber gidiyor. Erdem Erner: Protokole dahil ama, tngiltere Kraliçesi'nin kocası. Başkan Kenan Evren: Başbakan olursa? Erdem Emen Evet başbakan olursa.. Fakat, başbakamn protokole ne derece dahil olduğu hakkında bir bilgim yok Sayın Başkanım. Hâkim Tnğgeneral Muzaffer Başkaynak: İzin verirseniz Sayın Başkanım, 'Büyük Millet Meclisi liyelerine, Yargıtav, Sayıştay, Danıştay başkanlanna, Genelkurmay l'inci ve 2'nci başkanlanna, cumhuriyet savcısına, orgenerallere, oramirallere, eski Devlet Başkanlanna, Türkiye Büyük Millet Meclisi eski başkanlanna, eski başbakanlara ve Dışişleri Bakanlanna, Cumhurbaşkanlığı Genel Kâtibine, Dışişleri Bakanhğı meslek mensuplanna..' diye devam ediyor. Bu meslek sahipleri kadın da olabilir her an. O itibarla.. Başkan Kenan Evren: Bu meslek sahipleri kadın olamaz, askerler kısmı var. Hâkim Tuğgeneral Muzaffer Başkaynak: Hayır, o askerler kısmı değil tabii efendim. Dışişleri Bakanı, meslek memurları, parlamenterler, bakan olabilir; bunlann yurtdışına diplomatik pasaportla seyahat etmelerinde kocalan da beraber, refakatlerinde.. Başkan Kenan Evren: Evet 'mümkündür' demış zaten, 'Pasaportlann refakat hanesine kaydedilmesi de mümkündür.' Orgeneral Haydar Saltık (Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri): Ama zaten Türkiye'den dışarı çıkarken, 'Kannun kocasıyım' diye çıkıyor, yoksa şapkasını giyerek dışarı çıkmıyor. Erdem Erner: Sayın Başkanım, 'refakat hanesine kaydedilmesi caizdir* deniyor. Refakat hanesine kaydedildiği takdirde, beraber gitmeleri gerek iyor. Zaten bir erkeğin, kadmın pasaportunun refakat hanesine kaydedilmesi düşünülemez. Tktanaklara göre, MGK'de referandum tartışması POLİTtKA VE ÖrESÎ MEHMED KEMAL Yeni Harflere Saldırı... Son günlerde ortaya türban, eski yazı, ilahilerie toplantı, Anrtkabir ziyareti, heykelleri kırmak gibi konular çıktı. Gerçi bu konular eskiden de vardı, ama şimdı yeni örnekleri ile tazelendi. Şurasını açıkça belirtmek gerekir: Kişi Atatürkçü ise, Atatürkün koyduğu ve Âtatürkçülerin benimsediği bütün Kurallara uyacaktır. Zaten Atatürkçülük budur! Ama hem Atatürkçü görünecek hem de bu kurallara uymayacak, bu olmaz! Şimdi gerçek Atatürkçü olan Mahmut Yağmur'un yeni çıkan Sancılı Çağ' adlı kitabından şu parçayı olduğu gibi alalım: "Atatürk'ün devrim ve ilkeleri birer bir&r sergene (rafa) kaldırridt. Bu yüzden uygariığa giden yollanmız kapandı. Ülkemizin üstüne bağnazlığın koyu karanlığı çullandı. Halkımızı, kısır çekişmeterin ve kanlı kavgalann kucağına iten çağdışı akımlar hortladı. Ekonommiz pis kokulu bir bataklığa saplandı. Emek ve inanç sömürusü doruk noktasına ulaştı. Ulusal biriiğimiz ve dirliğimiz bozuldu. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temetindeki çatlaklar çoğaldı." Bir Atatürkçü için bütün bu kaygılar doğaldır. Atatürkçülük, eğer Atatürk dönemindeki gibi uygulansa, bunlann hiçbiri olmazdı. Madem bunlar oluyor, bunlardan kurtuluşun yolu da gene Atatürkçülüğe sanlmaktır Mahmut Yağmur ve onun gibi Atatürkçü olanların candan önerısı budur. Atatürk ne istiyordu? Bu dünyadan gideceğini anladığı an Atatürk, 5.9.1938'de kendi elyazısı ile kaleme alınan vasıyetnamesinde şöyle diyordu: "Her sene nemadan mütebaki miktar yan yarrya, Türk tarih ve dil kurumlanna tahsis edilecektir" Peki ne oldu bu vasiyetname? Ortada Atatürk'ün kurduğu gibi ne tarih ve ne de dil kurumları var Bir ararejimin baskısı altında bu kurumlar devletleştirilmiştir. Yani bağımsız ve özgür kurumlar güdümlü olmuştur. Yönetim, demokratik ve seçimle gerçekleştirilirken, şimdi atama yoluna gidilmiştir. Bu yapılan Atatürkçülük müdür? Değildir, ama Atatürkçülük adı altında yapanlar çıkmıştır. Tarih ve dil kurumlarını başa alarak açıklamaya çalışıyorum. Çünkü Atatürk de ideolojisini bu iki temele dayandırmıştır. İşte 1935 yılında, CHP büyük kurultayını açarken soyledikleri: ".. Ysniharfleri, ulusal tarihi, öz dili, ar bilimselmüzik ve teknik kurumlanyta; kadını, erkeği her hakta eşit, modem Türk toplumu bu son yılların eseridir." Bir örnek daha verelim: "Bu yıl okullanmızda öğrenimtn Türkçe terimlerie yazılmış kttaplarfa başlamış olmasını kültür hayatımız için en önemli bir hadise olarak kaydetmek isten'm." Daha 1928 yıllarında ileriyi görüyor, gösteriyor, şöyle bağlıyordu: "Bu milletin yüzyıliardan beri çözümlenemeyen bir ihtiyacını birkaç yıl içinde tamamen sağlamak, yakın ufukta gözlerimizi kamaştıran bir başarı güneşidir. Hiçbir muzafferiyetin hazlarıyla kıyas kabul etmeyen bu basarının heyecanı içindeyiz." Atatürk döneminde de, ondan sonra da Atatürkçülük kendini tarih ve dil bilincinde buluyordu. Tarih, dil, yazı Atatürk devrimi içindeydi. Devrim sözünü yasaklayanlar bunlan da yasakladıklannın ayrımında mı idiler? Kendilerine sunulan hazır reçetelerin zararı yavaş yavaş belli oluyor: Tarihte, dilde, yazıda! Her iki kurumu da, tarih ve dil kurumlarını olağanüstü yetkiler döneminde devletleştirdiler. Oysa bunlar birer dernek olarak Atatürk tarafından kuruldular. Ortalığın tozdan, dumandan görülmediği bir dönemde devletleştirilen bu derneklerin yeniden eski yapısına kavuşması için Sıvas Milletvekili Mustafa Kemal Paloğlu tarafından yasa değışiklıği önerisinde bulunulmuş, Meclise sunulmuştur. Bir karanlık dönemin ürünü olan durum, demokrasıye yöneldiğimiz aydınlık döneminde eski biçimine kavuşacak mıdır? Gerçek Atatürkçüler böyle zamanlarda belli olur. Bir başka ölçü de yasayı değiştırmek için parmak kaldıracaklann üstünde üniformalı baskılar yoktur. Atatürkçülük, Atatürkçüyüm demekle olunmaz, onun eserlerine sahıp çıkmakla olunur. Bundan sonrasını, öneri Mecliste görüşülürken ve parmaklar kalkarken göreceğız!.. Atatürk kurumlanna yeniden kavuşmak için gösterilecek çabada kimlerin ne olduğu bir kez daha saptanacaktır. Halkoylaması MADDE 4: Yüksek Seçim Kurulu: c) Halkoylaması için beyaz ve mavi olmak üzere, iki ayn renkte, beyazın üzerinde kabul, mavinin üzerinde ret yazılı iki çeşit oy pusulasını yeteri kadar, eşit sayıda bastırır; zarf ve oy pusulalannı zarf dışindan renk ayrılığını belli etmeyecek şekilde ve aynı ölçüde hazırlatır. "Başkan Kenan Evren: 'Aynı ölçüden kasıt, yaoi eşit olarak nu?.. Orhan Aydın (Yüksek Seçim Kurulu Başkanı): Sayın Başkanım, zannediyorum, aynı büyüklükte; ebat olarak alınmış. Başkan Kenan Evren: Aynı büyüklükte olursa, içine girmez; biraz büyük olması gerekir, içine girmesi için. Kemalettin AUkâşifogiu (Adalet Bakanhğı Temsilcisi): Sayın Başkanım, buradaki zarfı ayn mütalaa etmek, mavi ve beyaz kâğıtlan ayn mütalaa elmek lazım; yoksa zarfın büyük olacağı mutlak. Buradaki eşitlik, beyaz ve mavi kâğıtların ebatlannın eşitliği. Başkan Kenan Evren: Beyaz ve mavi aynı ölçüde; zarflar da bir ölçude olacak. Hâkim Tiimgeneral Muzaffer Başkaynak (Anayasa Komisyonu Başkanı): Zarfın da değişik olması dikkati çeker, pusulalann da değişik olması dikkati çeker. Zarflar bir ölçüde, pusulalar bir ölçüde olacak. Orgeneral Nurettin Ersin: Mavi ve beyaz renk üzerinde endişem var, bunu belirtmek istiyorum. Seçmenlerin birçokları okuryazar değil; bunu kolaylaştırmak için ayn renklerle belirıilmiş. Beyaz pusula kabulü, mavi pusula da reddi gösteriyor. Kötu niyetli birçok kimse zaten tariflerde bulunacaklardır, 'Maviye at, beyaza at' diye. Doğm söyleyeni kabul edeceğim de, renk kolayhğı kötü niyetli insanlara kolayhk getirecek. Acaba ikisini de beyaz yapsaydık?.. Birisine ret, birisine kabul yazılacaktı; bu sefer, okuması yazması olmayanlara yine de telkinde bulunabilecek 'tşte şunu at' denecekti. Bunu kolaylaştırmak belki de güç olacak diyor; fakat burada da bazı mahzurlann olacağını düşündüm. Çünku bazı seçmenler bilmeyecek; kötü niyetliler de, 'Maviye at, en iyisi mavi' diyecek. Başkan Kenan Evren: Bu konuda radyo ve televizyonda bilgiler verilecek; artık, halk biraz da bunlan dinlesin. O turlü olursa bir hayii zor olur; çünkü, okuma yazma bilmeyen bir hayli insan var bizde; hangisi rettir, hangisi kabuldur bilemez. O zaman, onun Uzerine şekil yapmak lazım; mesela, oy pusulalarından 'evet'in üzerine bir sandık, Ötekinin üzerine bir çarpı koysak, okuma yazması olmayan kimseler onu gene anlamaz. Fikret Ekinci (Özel Müşavir): Oylann içine konmuş olduğu zarflann, oyun rengini belli etmeyecek tarzda bastırılması lazım. Bu mahzur ve renk meselesi, zatıdevletlilerinizin de belirttiği şekilde şu tarzda önleniyor: Bugün, 13 milyon vatandaşımız okuyup yazma bilmiyor; bunlar için de en İcolay şekil, ancak renk aynmı olabiliyor. Bu bakımdan, bunun dışında başka türlü bir yol bulamadık, aynen muhafaza ettik. Başkan Kenan Evren: Renk körlüğü olanlar maviyi nasıl görür? Orgeneral Necdet Ürug: Maviyi görüyor efendim. Başkan Kenan Evren: Maviyi görüyor... Onun için sordum; kırmızıyı göremez. Orgeneral Necdet Üruğ: Kırmızı ve yeşili fark etmez. Başkan Kenan Evren: Evet, kırmızı ile yeşili fark edemez. Zannediyorum, renk körlüklerinde mavinin etkisi yoktur. Orgeneral Necdet Ünığ: Yalnız kırmındadır mahzur. Başkan Kenan Evren: Kırmızıyı başka türlü görür, yeşil görur. Orgeneral Necdet Üruğ: Bu yönden de bir mesafe alındı, basıldı. Başkan Kenan Evren: Tabii basıldı. . Orgeneral Necdet Üruğ: Sayın Kara Kuvvetleri Komutanımın arzu ettiği husus kabul buyurulsa dahi, zaman geçti efendim; bundan böyle yapamayız. 4 Başkan Kenan Evren: Onun mahzuru daha çok. • Orgeneral Necdet Üruğ: Tabii, aynca onun. mahzuru 13 milyon insanda daha büyük. Başkan Kenan Evren: Şaşırır veya okuyup yazması yok ise, eski haldeki gibi, alıp koyacak; ama, renk olunca bilir, mavi... Orgeneral Necdet Ürug: tşte onun için maviyi seçtik efendim. Hatularsanız, kırmızı, bayrak rengi; bayrağa sadakat duygusu istismar edilmesin dedik. Mavinin istismar edilecek bir yanı yok. ORG. ERSİN Referandumda kötü niyetlilerin okumayazma bilmeyenleri yanütmastndan endişe ediyordu. BAŞKAN EVREN Referandumda nin, renk körleri üzerinde etkisi olmayacağrnı beürtti. DEVLET BAKANI ÖZTRAK TRT yasasutda yayan ile yayuı arasmdaki farklan açtkladu MACtT AKMAN Evren'in yanüna reklam uyansına karştn, bunlann önlenemeyeceğini ileri sürdıi. REFERANDUM TART1ŞMASI Başkun Evren: Renk körlüğü olanlar maviyi nasıl görür. Org. İ)ruğ: Maviyi görüyor efendim. Başkan Evren: Maviyi görüyor... Onun için sordum. Kırmızıyı görmez. Org. Cruğ: Kırmızı ve yeşili fark etmez. Başhan Evren: Evet, kırmızı ile yeşili fark edemez. Zannediyorum renk körlüklerinde mavinin etkisi yoktur. Org. tfruğ: Yalnız kırmızıdadır mahzur. Başkan Evren: Kırmızıyı başka türlü görür, yeşili görür. Org. Ertin: Mavi ve beyaz renk üzerinde endişem var, bunu belirtmek istiyorum... Kötü niyetli birçok kimseler zaten tariflerde bulunacaklardır. 'Maviye at, beyaza at' diye. Renk kolayhğı kötü niyetli insanlara kolayhk getirecek. Org. Cruğ: Bu yönden de bir mesafe alındı, basıldı. Başkan Evren: Tabii basıldı. TRT TARTTŞMASI Devlet Bahant Öztrak: Sayın Cumhurbaşkanım, 'yayım' yani neşriyat anlamında. Eski kanunda da öyle olduğu için biz buraya almışız. Ama burada neşretmek fıili oluyor. Başkan Evren: Evet, onu (m) şeklinde düzeltelim. Devlet Bakant Öztrak: Fiil olduğu için efendim. Fiil, 'm' ile isim hali olursa, 'n' ile... Org. Ertin: Fiil, yaymak fıili, yayın olursa ismi oluyor. Sedat Tüzüner (TBMM Genel Sekreteri) Yazt ile olursa 'yayım' ama sözle olursa yayın olur. Başkan Evren: Ben de onu öyle biliyorum, yani demin onu söylemiştim. Kitap gibi, gazete gibi olursa ona "yayım" deniyor. Org. Şahinkaya: Yani TRT'nin bütün faaliyetleri yayıma girmez, yayindır. Org. Ersin: Tamam fiil doğru, yaymak. Başkan E v r e n : Dış ülkeye bir neşriyat yaptı, aramızı açtı. Devlet Bakant öztrak: Herhalde onu 1972 tarihinde yaptılar. Tümg. Eren: 12 Mart meselelerinde herhalde olmuştur. Org. E r s i n : O zaman, 'milli güvenliği' iç mesele diye anlamışlar, öyle anlaşılıyor. Başkan Evren: Milli güvenliğin içinde hepsi vardır gerek yok! Başkan Evren: Şu anda televizyonda bir reklam var, şampuanı överken, sabunu kötülüyor. Gözlüğü batınrken, 'sen sabunla yaptın onun için mat' diyor. Sabun imal edenler bunu şikayet etmiyor mu? Macit Akman: Efendim buzdolabı reklamlannda da benim buzdolabım iyidir diyor. Burada direkt olarak bir kötüleme yok, endirekt olarak diğer ürünü kötülüyor. Bu önlenemez. Devlet Bakanı tlhan Öztrak: Tabii efendim, ilerde plaklar konusu geliyor. Orgeneral Nurettin Ersin: Ama 'ses' deyince, onu da kapsar. Kurmay Yarbay Ahmet Özteker (thtisas Komisyonu Üyesi): 'Ses ve görüntü' ikisi birden konuldu efendim. Orgeneral Nurettin Ersin: 'Ve benzerleri' ibaresi de var. Oramiral Nejat Tümer: Yani, televizyonda güzel bir film oynayacağını duydunuz, 'Ben şunu videoya alayım da videomda kalsın' dediniz... Başkan Kenan Evren: Tamam, orada kâr maksadı yok. Oramiral Nejat Tümer: Ama, ikinci cümleye göre alamazsınız; halbuki serbest bırakmalı. Devlet Bakanı İlhan Öztrak: Şöyle efendim, tabii evde kullanmak üzere televizyondaki bir şarkıyı alacak. Ama bir sinema filmi veya video kaseti şeklindeyse onu yapamayacak. Çünkü, hakikaten kontrol imkânı yok. Evdeki çoğaltma işlemini kontrol için arama izni alacak da girecek; bu imkânsız. Başkan Kenan Evren: Televizyonda ekranın altında dikkat ederseniz (TRT) yazısı var. Onu niçin yazıyor? Yarın yakaladığı zaman 'Sen bunu nereden aldın' dıyebilmesi için. Video şirketleri de UV (Uhısal Video) gibi bir damga vuruyorlar. İşte ondan almak, nusha çıkarıp çoğaltmak yasak oluyor. Devlet Bakanı tlhan Öztrak: Dünyada bundan başka bir çozüm bulamamışlar. Oramiral Nejat Tümer: Videoya alınır efendim, buna da kimse mani olamaz. Ben bu akşam oynayacak (X) filmini banta alacağım, kaç lira vereceğim diye, bilet keser gibi, ahp da ondan sonra mı vıdeosuna alacak? Devlet Bakanı tlhan Öztrak: Hayır efendim. Oramiral Nejat Tümer: Peki, nasıl alacak efendim? Devlet Bakanı İlhan Öztrak: Evinde alacak, koyacak efendim. Başkan Evren: Yani kendi kendine seyTedecek? Devlet Bakanı İlhan Öztrak: Zaten kendi kendine kâr amacı gutmeden almışsa önemli değil; mühim olan boyle çoğaltıp piyasaya sürüyorlar. Oramiral Tümer: O da yasak şimdi, oyle mi? Başkan Kenan .Evren.'; Evet, o dahi yasak. Devlet Bakanı tlhan Öztrak: Televizyonda bir temsil programı veya müzik programı var diyelim. Kişi, evinde kendisi için onu videoya çekip tekrar dinleyebilir. Başkan Kenan Evren: Demek ki sizin dediğiniz oluyor. Yani şarkı, türkü, bir eğlence programı var onu banta alabiliyor. Ama bir sinema filmi ise, bir video kaset ise onu alamayacak. Devlet Bakanı tlhan Öztrak: Evet, mesela Türkân Şoray'ın bir filmi varsa onu alamayacak. TRT yasası Başkan Kenan Evren: 5'inci madde üzerinde söz isteyen var mı? Devlet Bakanı tlhan Öztrak: Sayın Cumhurbaşkanım, burada (k) fıkrasında yayınlanması' kelimesi, 'yayım' yani neşriyat anlamında. Eski kanunda da öyle olduğu için biz buraya öyle almışız, ama burada neşretmek fiil oluyor: O yüzden kelime "yayımlanmasında' olacak efendim. Başkan Kenan Evren: Evet, onu (m) şeklinde düzeltelim. Devlet Bakanı tlhan öztrak: Haberi neşretmek anlamına olduğu için 'yayımlama' oluyor. Başkan Kenan Evren: Yani neşriyat yapıyor da, okuyor. Yayım yapıyor. Devlet Bakanı İlhan Öztrak: Fiil olduğu için efendim. Fiil 'm' ile, isim hali olursa 'n' ile. Orgeneral Nurettin Ersin: Fiil, yaymak fiili, yayın, ismi oluyor. Sedat Tüzüner (Millet Meclisi Genel Sekreteri): Yazı ile olursa 'yayım' ama sözle olursa 'yayın' olur. Başkan Kenan Evren: Ben de onu öyle biliyorum; yani demin onu söylemiştim. Kitap gibi, gazete gibi olursa ona 'yayım' deniyor, yayımlanma. Fakat böyle radyo vasıtası ile yaymak şeklinde olursa 'yayın' diyoruz. Orgeneral Tahsin Şahinkaya: Yani TRT'nin bütun faaliyetleri yayıma girmez; yayindır. Devlet Bakanı tlhan Öztrak: Kulağa daha güzel geliyor; yayımdır. Başkan Kenan Evren: Basryoruz, o takdirde onu yayımlıyoruz demektir. Orgeneral Nurettin Ersin: Tamam, fiil doğru, yaymak. . Başkan Kenan Evren: Yaymak, yayımlamak. Ötekine yayın yapıyoruz; neşriyat yapıyoruz. Orgeneral Nurettin Ersin: İkinci fıkrada 'Genel müdıir, milli güvenliğin, kamu düzeninin veya devletin dış güvenliğinin gerekli kıldığı' deniliyor; bu ne demek? Tumgeneral M. Suat Eren (Koordinatör): Buradaki 'devletin dış güvenliği' deyimi, diğerlerini cumlenin gelişi itibanyla aynen muhafaza edeceksek, 'devletin dış güvenliği' denilince yayın fonksiyonu itibanyla onemli olan bir kuruluşta bu tehlike de dikkate alınmak suretiyle özellikle konulmuş oluyor. Milli güvenlik tabiri içine, iç ve dış güvenlik de girer. Başkan Kenan Evren: Dış güvenliği tehdit edecek bir yayında bulunmuş; milli güvenliği sarstı demektir. Devlet Bakanı tlhan Öztrak: tçinde var kabul etnıek mümkün, muhakkak var milli güvenliğin içinde. Eski kanunda; 'milli güvenliğin, kamu düzeninin veya devletin dış güvenliğinin gerekli kıldığı' şeklinde belirtiliyor. Tumgeneral M. Suat Eren: 'Veya devletin dış güvenliğinin', aynı deyim. Başkan Kenan Evren: Dış ülkeye karşı bir neşriyat yaptı, aramızı açtı. Devlet Bakanı İlhan Öztrak: Herhalde onu 1972 tarihinde yaptılar. Tumgeneral M. Suat Eren: 12 Mart meselelerinde herhalde olmuştur. Devlet Bakanı İlhan Öztrak: 12 Eylül'den sonra yapılan tadilatta var. Orgeneral Nurettin Ersin: O zaman 'milli güvenliği' iç mesele diye anlamışlar, öyle anlaşılıyor. Devlet Bakanı tlhan Öztrak: Herhalde. Başkan Kenan Evren: 'Milli güvenliğin' içinde hepsi vardır, gerek yok. Başkan Kenan Evren: Maddede, 'diğer üriin veya nitelikleri kotuleyici herhangi bir üriinün israfını telkin veya ima edici ve genel olarak memleketin ekononük durumuna zarar verici hususiara yer verilemez, siyasi propaganda yapılamaz' diyor. Şu anda televizyonda bir reklam var, şampuanı överken sabunu kötülüyor; gozlüğü batınrken 'Sen sabunla yaptın onun için mat' diyor. Sabun imal edenler bunu şikâyet etmiyor mu? Macit Akman (thtisas Komisyonu ÜyesiTRT Genel Müdüru): Şikâyet eden yok; ama bu reklamda 'sabunla yapma' demiyor. Başkan Kenan Evren: Ama bir nevi sabunu kötülüyor. Halbuki cilt doktorlarına gidin, saç için, cilt için yeşil sabunu tavsiye ederler. Macit Akman: Efendim, buzdolabı reklamlannda da, 'Benim buzdolabım en iyisidir' diyor; burada direkt olarak bir kötüleme yok, endirekt olarak diğer ürünü kötülüyor. Bu önlenemez, açıkça değil de kıyaslayarak yapıyor. Başkan Kenan Evren: Evet." MERSİN BELEDİYESİ GÜNEYKENT AMBLEM YARIŞMASI 1. AMAÇ: Mersin Bdediyesince kurulan ve Mersin tmar taşaat ve Ticaret Liraıted Şirketince gerçekleştirilmekte olan GÜNEYKENT Projesini simgeleyen bir Amblem niteliğını taşıyacaktu. Nof. "GÜNEYKENT" yazısı Amblemle birlikte düşunülecektir. 2. YAR1ŞMA KOSULLARI: a) Yarışma tüm sanatçılara açıktır. b) Sanatçı yanşmaya en fazla 4 yapıtla kanlabilir. c) Yanşmaya gönderilen yapıtların arkasına S rakamdan oluşan bir rümuz konacaktır. d) Kapalı bir zarf içine yarışmacının kısa özgeçmişi üe birlikte fotoğrafı ve Amblemin arkasmdakı rümuz yazılacaktır. e) Yapıtlar beyaz kağıt uzerine, siyahbeyaz (çıni murekkebi ya da guvaj boya) dıştan dışa 25x25 cm. boyutlannda karton uzerine yapıştınlarak gönderilecek, aynca Amblemin sağ alt köşesinde 2x2 cm. SiyahBeyaz, sol alt köşesinde de 2x2 cm. büyukluğünde renkli olarak küçültulmüş şekli bulundunılacaktır. 0 Yanşmada 1. olan yapıtın her turlü kullanılma hakkı Mersin Belediyesi GÜNEYKENT Projesine aittir. g) Ödul ahnması halinde AMBLEM üzerinde yapılacak tüm değişiklikler sanatçı tarafından ek ücret istenmeden yapılır veya GÜNEYKENT sanatçının izniyle bu değişikliği kendisi yapar. 3. ÖDÜLLER: 1. ye 750.000. TL. 2. ye 500.000. TL. 3. ye 250.000. TL. 4. SÜRE: 31 Ağustos 1987 tarihine kadar bütun eserler: SANATYAPIM Çiftlik Cad. 35/1 Emek/ANKARA Adresine elden ya da posta ile teslim edilmiş olacaktır. Postada olabilecek gecikmeler dikkate alınmaz. 5. Gönderilen eserler iade edilmez. 6. JÜRİ ÜYELERİ: 1) Ibrahim Demirel Grafık Sanatçısı 2) Prof. Dr. Murşide tçmeli Bilkent Üniv. Guzel Satıatlar Fakultesi öğ. Üyesi. 3) Ahmet Say Yazar 4) Hayatı Mısman Gazi Üniv. Güzel Sanatlar Fak. ö | . Üyesi. 5) Haluk Bezikoğlu Mersin Belediyesi Temsilcisi. 6) İlhan Çevik Mersin Güzel Sanatlar Galeri Müdurü. 7) Nevzat Akoral Ressam. 8) Bülent Tanık TMMOB Temsilcisi. 7) SONUÇLAR: Sonuçlar Basında açıklanacak ve ödul sahiplerine meklupla bildirilecektir. Fikir ve sanat eserleri Kurraay Yarbay Ahmet Özteker (thtisas Komisyonu Üyesi): Sinema filmleri ve video kasetleri çoğaltılabilir. Başkan Kenan Evren: Çoğaltan müessese bunun parasını verecek. Mesela herhangi bir kaset doldurmak için, onun sahibi ile bir kere karşılıklı oturacak, ne kadar basacağına dair anlaşacak, bin tane basılmasına karar verdilerse, bin tanenin parasını verecek, ondan fazjasını basmayacak. Dtvlet Bakanı tlhan Öztrak: Bugüne kadar plakta da öyleydi. Besteciler, güfteciler bir defa para alıyorlar; ondan sonra artık plak şirketi çoğalttıkça çoğaltıyor, piyasaya bantlar çıkıyor, her yere sürülüyordu; ilk aldıkları paralardan başka bir şey ellerine değmiyor; okuyanlar zengin olujordu. Başkan Kenan Evren: Ama bunun takibi kolay mı? Bana sorarsanız çok zor. Kasetten kasete almaida mümkün. Ben kaseti alırım, birisi gelir benden bunu alır ve evde kasete alır. Bunu nasıl takip edeceksiniz? Tabii bu mümkün değil. Devlet Bakanı tlhan Öztrak: Herhangi bir olayı yüaladığmız zaman dava konusu yapılabilmesi için Mesleki birliğin avukatı olacak, parası olacak bütün iş, mesleki birlik işlerse olacak, tabii zaıtan içinde. Btşkan Kenan Evren: Ama tabii, bu bir tedbirdir Başka ne tedbir getirsin? v Dtvlet Bakanı tlhan Öztrak: Bulamadık bir şey. Yaadünyada bununla ilgili başka bir tedbir şekli >3£ efendim. Oıgeneral Nurettin Ersin: Plaklar da buna dahilıi? ÇAY IŞLETMELERI GENEL MÜDÜRLÜGÜ RİZE 4 KALEM LABORATUVAR MALZEMESİ SATIN ALINACAKTIR. 1 Kunıluşumuz ıhııyacı olarak a$ağıda dukumu yapılan 4 kalem laboraıuvar malzcmesı leklıf alma usülü ile satın alınacakıır. Malzemenia cinsi Miktın Iklım dolabı I adcı Hava valfı 1 adeı Perklonk asıı ıçın ocak 1 adcı Atomık absorbsiyon cihazı 1 ad« Bu işe ait sarmameler^ a) Çay IşlMmeleri Genel Müdurluğu, Saıınalma MudürluğüRizc, b) ÇayKur Çay Paketleme Fabnkası Müdurluğu, Buytikderelstanbul, c) Ça>Kur Ankara Bolge Müdurluğu, Malıye ve Gumruk Bakanhğı E binası 7. kat OperaAnkara adreslennden ücretsız teraın edılebılir 3 Ihaleye katılmak isteyen fırmalann şanname esaslan dahilınde hazırlayacaklan leklıf mekıuplannıengeç 13.7.1987 Pazartesı günıi saaı 17 30'akadaı Ça> Işlttmeleu Genel MüdurlüJuRize adresınde bulunacak şekilde iadelıtaahhuılu olarak göndermetert veya bdınılen larihe kadar elden veımeterı gerek mektedır 4 Postada meydana gelcn gecikmeler ve telgrafla yapılacak muracaatlar kabul edilmez 5 Genel Mudurluğumuz 2886 sayıh Devlet Ihalc kanunu'na tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya dılediğine yapmakta serbesnir. Basm 23804 a) b) c) d) 2 Pasaport Yasası MADDE 1: 'Diplomatik pasaport alabilecek durumda buiunan veya alan kimselerin sıfai veya vazifeleri devam ettiğiraüddetçe,eşlerine dahi diplomatik pasaport verilmesi veya bunlann eşleriıin pasaporüarmın refakat hanesine kayıt edilmesi nümköndür.' Erdem Erner (Sayın Başkamm, biz Dışişleri Bakanhğı olarak 'eş' kelimesinin değiştirilmesini teklif edeceğiz. Eski kanunda olduğu gibi, 'kanlanna' demeyi tasviplerinize sunarım. Kanunda eğer 'eşlerine' denirse, bunlann 'Eşlerinin, pasaportuna refakat hanesine kaydedilmesi mumkundur' diye bir ibare de var, o zaman, farz edelim bir kadın diplomatımıan yanında, refakatında kocası vardır; dış ülkelerde bu çok yararlanılacak bir şeydir SÜRECEK