23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 HAZÎRAN 1987 PAZAR JVO1XARI ttSMAJV VLAGAY Günümüzde ise farklı bir tablo vardı karştmızda. Artık bazı toplumlarda "materyalizm sonrası" aşamadan söz ediliyor, 2. Dünya Savaşı sonrasında saptadıkları hedeflere varan, maddi yoklukları ve yoksulluğu büyük ölçüde ortadan kaldıran toplumlarda yeni kuşaklar, anne ve babalarından çok farklı bir yaşamın arayışına girmiş görünüyorlardı. Bu toplumlardaki genç kuşaklar için "gelecek artık bugiindü". Yarın için, toplumun geleceği için çaba göstermek, birtakım özverilere katlanmak, görev duygusuyla ağır yüklerin altına girmek onlar için fazla bir anlam taşımıyordu. Bu genç insanlar, annelerininbabalarının degerler sistemini yargılıyor, çoğu kez de reddediyordu. Onlar için önemli olan, kendilerini bugün gerçekleştirmek, bugünü bütün olanaklarıyla yaşayabilmekti. "özveri", hele başkalan için ya da toplum için özveri onlara anlamsız geliyor; çalışan bir makinenin sadık bir parçası haline gelmeyi değil, yeni bir şeyler yaratmayı düşlüyorlardı. Onlar için geçerli olan şey "yaşamak" ve "yaratmak"tı. Belli hedeflere varma, daha fazla üretme, daha zenve teknolojilere de karşı çıkıyorlardı. Onlar için zenginliğin alışıtagetmiş simgeleri artık o kadar önemli değildi; onlar yaşamı güzelleştirecek ve zenginleştirecek yeni yeni hizmetler talep ediyorlardı. Bu gençler McDonald's'ta hamburger yemeği de seviyorlardı, lüks gece kulüplerinde ya da restoranlarda eğlenmeyi de; blucinle dolaşmayı da, lüks tüketimi de. Ama her şeyde standart dışı olanı, yaşamı zenginleştireni arıyorlardı. "Materyalizm sonrası" toplumun yeni kuşakları, farklı bir degerler sistemini savunan anneleri babalarıyla fazla yakınlık kuramıyor, gereksinmeleri olan özel ilgi ve sıcaklığı işlerinde, işyerlerinde arıyorlardı. Bu nedenle en modern üretim sistemleriyle, bilgisayar sistemleriyle donanmış işyerlerinde yöneticiler için bir başka sorun ortaya çıkıyor, "insan ilişkileri" sorunu yeni bir boyut kazanıyordu. EKONOMİ CUMHURİYET/11 DİSÜTAŞ'ın kurtarılması bir türlü karara bağlanamıyor 'Stres'siz mutluluk olur mu? İJÜİUIÎI ENİS BERBEROĞLU ANKARA Disütaş'ın kurtarılması Ekonomik Kurul'u zorluyor. Kamuya 26 milyar lira borcu bulunan şirkete Ziraat Bankası'nın ortak «dilmesi yönündeki öneri Ekonomik Kurul'da birkaç kez tartışılmasına karşın karara bağlanmadı. Son Ekonomik Kurul toplantısında konuyu incelemek üzere Tanm Orman ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Doğan başkanlığında bir komisyon kuruldu. Edinilen bilgiye göre, Damızhk lnek Süt Ürünleri A.Ş. Disutaş adlı şirket, 1980 öncesinde Avrupa iskan Fonu kaynakh Hazine kredisi kullandı. Krediye Anadolu Bankası aracılık etti, garantörlüğü üstlendi. Istan4>ul'da modern bir tesis kuran Yönetim Kurulu Başkanlığını Yiikses Dartar adlı bir işadamının yürüttüğü şirket Gülüm Sut ve diğer süt ürünlerini üretmeye başladı. Ancak ilerleyen yıllarda başgösteren nakit sıkıntısı ve modern teknolojiye ayak uyduracak vasıflı eleman bulma zorluğu şirketi darboğaza soktu. Şirket kamuya borç odemelerini aksattı. Avrupa İskan Fonu'ndan sağlanan kredinin geri odenme süresi yaklaşukça Anadolu Banka "Stres, mutluluk için önkoşul mu?" 8u ilginç soruyu ortaya atan ve tartışan kişi, Nixdorf bilgisayar firmasının geçen hafta Kopenhag'da düzenlediği seminere konuşmacı olarak katılan Dr. Gertrud Höhler'di. Üniversite öğretim üyeliğinin yanı sıra kültür ve felsefe alanında çeşitii kitapları bulunan, Alman radyo ve televizyonlarının çeşitii programlarında » r . Gertrud Höhler'e göre 2. Dünya Savaşı sonrasında, bir yıkıntının içinde geleceği kurma çabası insanlar için itici güç oldu. Her türlü özveriye katlanarak çalışmak, saptanan hedeflere erişmek için üretimi artırmak, toplumun geleceği için üzerine diişeni yapmak, pek çok insanı sürükleyen amaçlardı. "Stres" kavramı işte bu yoğun çaba ortatnında ortaya çıktı ve birbirinin karşıtı gibi görünen "stres" ve "mutluluk" kavramları sanki birbirinin tamamlayıcısı haline geldi. yer alan Bayan Höhler, "materyalizm sonrasi" aşamasına varmış toplumların yaşamaya başladıkları sorunfarı irdelerken bu soruya da yanıt arıyordu. Dr. Höhler'e göre "stres" kavramı 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkmıştı ve özellikle savaşı yaşamış toplumların "geleceği yeniden kurma" çabalarının bir ürünüydü. O dönemde geçmiş yıkılmıştı ve geleceği yeniden kurmak için bir şeyler yapmak gerektiği herkesin ortak inancı haline gelmişti. Bunun için her türlü özveriye katlanarak yoğun biçimde çalışmak, saptanan hedeflere erişmek için olağanüstü çaba göstermek, toplumun ve ülkenın geleceği için bir şeyler yapmak, kendinden bir şeyler vermeK, mal üretimini ve gelirleri arttırmak, yokluğu ve yoksulluğu ortadan kaldırmak gibi amaçlar insanları sürükluyordu. Bu yoğun çalışma ve "başanya ulaşma" çabasının kaçınılmaz bir sonucu ise "stres"ti. İnsanlar saptanan 2 milyar 178 milyon lira sermayeli Damızlık lnek Süt Ürünleri AŞ'nin (DİSÜTAŞ) yüzde 49 hissesinin Ziraat Bankası'nca 1 milyon lira ödenerek satın alınması tasarlandı. Bu yöntem üzerinde de anlaşma sağlanamayınca bazı ekonomik kurul üyelerinin "1 milyonu aramızda toplayalım da şu işi bitirelim" diye şaka yaptıkları bildirildi. Ekonomik Kurul'da Ziraat Bankası sermayesinin de 500 milyar liraya çıkarılması kararlaştırıldı. sı'nda endişe büyiıdu. Bankaya yakın çevreler bu endişenin gerekçeSini şöyle aktardılar: "Şirketin kullandığı 26 milyar lira dolayındaki krediye verilen garanti bankanın toplam plasman hacmine yakındır. Şirket krediyi geri ödeyemezse, yiik bankaya binecek ve belki de banka bu yiikiin altında ezilecektir." Soruna çözüm aranırken, Anadolu Bankası'nın yaklaşık 30 milyar liraya ulaşan mal varlığına sahip şirkete ortak edilmesi önerildi. Ancak bankanın alacağına karşılık şirket hisselerine el konması yönündeki bu formül taraftar bulmadı. Şirketin tanm sanayiifi'^nında faaliyet gostermesi ve üankanın bu konuda yetişmiş uzman kadrolarının bulunmamasının, işletmecilik yönünden sorun yaratacağı hesaplandı. Böylece hem zirai konulara daha yakın olan, hem de geniş mali olanaklara sahip Ziraat Bankası'nın devreye sokulması düşünüldü. Konu yaklaşık bir ay kadar önce Ekonomik Kurul gündemine alındı. Kuruldaki tartışmalarda Ziraat Bankası'nın " T Ö BANK operasyonu"na benzer bir yontemle şirket hisselerinin vüzde 49'unu devralması eunde hııt dumımu C7 Buna karşılık bazı kurul üyelerinin de Ziraat Bankası ortaklığı ve yeni işletme serrraye desteği ile modem teknolojiye sahip şirketin verimli çalışır hale gelebileceği görüşünü taşıdıkları belirtiliyor. Hatta bazı kurul üyelerinin karar sürecinin uzamasından sıkılarak, " 1 milyonu aramızda toplayalım da bu işi bitirelim" diye şaka yaptıkları bildirildi. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Danar'ın Süleyman Demirel'e yakınlığı ile tanınmasının kararın gecikmesinde rol oynadığı ileri sürülüyor. Ayrıca, bazı kurul üyelerinin Ziraat Bankası ortaklığının, yüzde 51 çoğunluk hissesini elinde tutacak olan diğer ortak lara yarayacağı, operasyonun "müesseseyi değil, kişiyi kurtarmaya dönüşebilecegi" endişesini taşıdıkları belirtiliyor. Ekonomik Kurul'un onceki gunku topiantısında gündeme gelen operasyona ilişkin bir karara vanlamayınca, konunun Tanm Bakanı Husnü Doğan başkanlığında kurulacak bir komisyona iletilerek inceletilmesi üzerinde gorüş birliğine varıldı. Diğer yandan Ekonomik Kurul'un önceki gunku toplantısında Ziraat Bankası sermayesinin yanm trilyona çıkanlması kararlaştırıldı. Stres mi, mutluluk mu? Dr. Höhler'ı dınlerken, "materyalizm sonrası toplumun gençleri galiba stresleri ya me geldi. "TOBANK operasyonu" yönıemi ile hisselerin nominal değerinin aitında devrahnması hedeflendi. Bu çerçevede, 2 milyar 178 milyon lira sermayeli şirketin yüzde 49 hissesinin Ziraaı Bankası'nca I milyon lira ödenerek satın alınması tasarlandı. Ancak önerilen bu yontem üzerinde kurulda gorüş birliği sağlanamadı. QPT Müsteşarı Yusuf Bozkurt Özal'ın operas, yona karşı çıktığı ileri suruluyor. Diğer bazı kurul üyelerinin de, "Bu son derece hassas bir konudur. Acil karar vermeye gelmez" diye görüş bildirdikleri öğVenildi. $ Dr. Certrud Höhter Saptadıkları üretim ve refah hedeflerine varan toplumlar bugün artık "materyalizm sonrası" aşamasma gelmiş buiunuy jr/ar. Bu toplumların maddi corunlarını çö'zmüş genç kuşallan için önemli olan, artık geleceği kurmal' değil bugünü tam olarak yaşamck. Bir makinenin parçası olarak görevlerini yerine getirmek değil yeni bir şeyler "yaratmak" Bu genç kuşaklar artık "başar"vı değil "mutluluğu" anyortv ama onu nasıl yakalayacakiarmı bilemivorlar. şamadan mutluluğa erişmeye çahştıkları için zorlanryorlar" sonucuna varmak mümkün görünüyordu. Konuşmayı izleyen ve Dr. Höhler'in sözünü ettiği yeni kuşağın bir temsilcisi sayılabilecek olan Avusturyalı bir genç bayan gazeteci ise "bu lafları çok duyduk ' diyerek sıkıldığını belli ediyordu. Ben, henüz "materyalizm sonrası" aşamasma gelmemiş, daha doğrusu materyalizmi en vahşi ve arabeskbiçimiyle yaşamaya çalışan bir toplumdan gelen birisi olarak Dr. Höhler'in söylediklerini ilgiyle izlerken bir yandan bu aşamanın ne kadar uzağında olduğumuzu düşünüyor, bir yandan da bu yeni kuşakların beliıieyici olacağı Batı toplumlarıyla nasıl bütünleşebileceğimizi kendi kendime soruyordum. Sorunu böyle koyunca belki karamsar olmak mümkündü. Ama iyimser oimak için de önemli bir neden vardı. Biz daha belli bir refah ve gelir düzeyine gelene dek, kırsal kesimdeki milyonları kentsel yaşamla bütünleştirene dek, "materyalizm sonrası" aşamaya gelene dek kuşkusuz pek çok stres yaşayacak, saptadığımız hedeflere varana dek çok çeşitii özverilere katlanmamız gerekecekti. İşte bunlar belki de "mutluluğumuzun" güvencesiydi. "Materyalizm sonrası" toplumun sorunian Türkiye'de olsa olsa çok küçük bir azınlığın sorunu olabilirdi. PETROL FİYATI VE BORÇ FAİZLERt Türldye, 1.7 trflyonluk avaııtajı knllanaıııaclı Ekonomi Servisi 1986 yılında petrol fiyatlarındaki rekor düşüşten, aralannda Türkiye'nin de bulunduğu bazı az gelişmiş ülkelerin petrol üreticisi ülkelere ihracatlarının azalması nedeniyle yeteri kadar kâr sağlayamadığı belirtildi. American Express Bank tarafmdan yayımlanan "The Amex Bank Review"de yer alan dünya petrol piyasasaıa iiişkin bir araştırmada geçen yıl petrol fiyatlarındaki düşüşten petrol ithal eden kalkınmakta olan ülkelerin önemli ölçüde kâr sağladıkları vurgulandı. Özellikle 6 büyük kalkınmakta olan ülkenin düşük petrol fiyatlanndan ve faiz oranlarından önemli tasarruf sağladıkları ve bu rakamın toplam ihracat rakamlarının yüzde Pvtrol ffyatlannın i BM«Vkril mtnfeaUm, Mkazan*? The Amex Pstrelfliatlann JaUlerln du«n Tasarrut (milyon dctir) Petrol genlemeıffîaıatifKlar sınaen 1623 261 304 1513 2692 1539 haı Toplam 1884 1817 4231 Tasarrutun ıtıracata oranı (%j 17 17 15 12 6 1 8 0 gin olma değildi önemli olan. Önemli olan yaşamaya daha fazla vakit ayırabilmek, "basan"ya değil "mutluluğa" erişmekti. Bilgisayar çağında "başan" sıradan bir şey haline geliyor, ancak yeni bir şey "keşfetmek" bir erdem sayılıyordu. Hindlttuı Turkly Srazllya FWptnl»r yunan/ctan Paklttan $111 Umguay S.Kon Ttytond Porfkiz 561 910 463 T9T 72 546 116 2398 397 370 102 300 62 817 245 320 958 1280 565 491 134 116 94 90 80 66 46 10 1 3215 793 436 "Başan" yerine "mutluluk" "materyalizm sonrası" toplumun genç kuşakları " t BankReviev/'da Türkiye'nin, geçen yıl petrol fıyatları ve dış borç faizlerindeki düşüşten 1.8 milyar dolar (yaklaşık 1.7 trilyon lira) tasarruf ettiği kaydedildi. Gertrud Höhler'e göre * s • S J /\t: f a hedeflere varma, toplumun kalkınması için görevlerini yerine getirme çabalarında başkalanndan geri kalmamak için kendilerini zoriarken "strese" giriyorlar, ancak bu hedefe varma dürtüsü ve görev bilinci onların mutluluğunun da anahtarı oluyordu. Birbirinin tam karşıtı gibi görünen "stres" ve "mutluluk" kavramları bu süreç içinde birbirinin tamamlayıcısı haline geliyordu. n"yı değil "mutluluğu" arıyorlardı, ama buna nasıl erişeceklerini tam bilerniyorlardı. Anneleri babaları ise onlara kendi gençliklerinde geçerli olan hedeflerden başkasını gösteremiyordu. Bu genç kuşaklar bilgisayarla yetişiyör, otoriter öğretmen baskısının yerini alan bilgisayarlara ve modern teknolojilere hayranlık duyuyorlardı, ama çevreyi kirleten, doğayı bozan, yaşam alanlarını sınırlayan kurallara \ N/ «M «0 B67 « 0 10'unu aştığı vurgulandı. 1 i kalkınmakta olan ulkenin toplam tasamıflanmn 15.8 milyar dolara ulaştığı, ancak Türkiye, Brezilya ve Güney Kore gibi ülkelerin petrol üreticisi ülkelere ihracatlarının azalması nedeniyle bundan beklenenden daha az kârlı çıktıklan kaydedildi. Araştırmadaki rakamlara göre Türkiye petrol ithalatından 1.513 milyar dolar, faiz oranlarının düşmesinden 261 milyon dolar tasarruf etti. Türkiye toplam 1.884 milyar dolar ile ihracatının yüzde 17.6'sı kadar tasarruf sağlarken, Hindistan'da yüzde 17.6, Brezilya'da yüzde 15.8, Filipinler'de yüzde 12 ve Yunanistan'da yüzde 11.6'yı buldu. The Amex Bank Review'da son aylarda petrol fiyatlarının varil başına 18 dolar civannda istikrar kazanmasının Suudi Arabistan'm bir zaferi olduğu ve fıyatların aynı düzeyde seyretmesinin 1986'dasanayileşmiş ülkelerin petrol fiyatlarının düşmesinden sağladığı avantajların The Turkish office of a leading international company in the consumer product field located in Istanbul is looking for an NELER OLDU? Emisyon daraltıhyor Merkez Bankası, emisyonu daraltmak için piyasadan para çekmeye devam ediyor. Banka, haziramn ikinci haftasmda piyasadan 38 milyar lira daha çekti. Emisyon, 2 trilyon 385.2 milyar lira düzeyine indi. Bayram ödemelerinin erken yapılması nedeniyle 300 milyar lira birden genişleyen emisyon hacmini asağı çekmek amacıyla haziramn ilk ilçi haftasmda piyasadan çekilen para miktarı 214.1 milyar liraya ulaştı. Inhouse Lawyer whose duties will include counselling on tegal problems of various kinds with which the enterprise is confronted, especially in the areas of company law, commercial and trade regulations, marketing, advertising and conıpetition law and contracts. The suitable male/female candidate needs to have a law degree from a Turkish university with better than average grades and currentfy be an active member of a Turkish bar with a minimum of three years professional experience in commercial legal fields. The candidate must have a vvillingness and readiness to deal vvith complex legal issues, an ability to work vvith meticulous thoroughness and professional understanding in order to arrive at sound practical solutions. The candidate must be fully proficient in English and be able to conduct efficient verbal and written communication in English. Remuneration vvill be based on qualifications. Please write in English enclosing full curriculum vitae to: F. Almanya'dan kredi Federal Almanya'nın çeşitii fınansman kuruluşlanndan yatırım malları ithalatında kullamlmak üzere, toplam 560 milyon mark tutannda kredi sağlandı. Kredinin 100 milyon marklık bölümü, F.Almanya'nın resmi kredi kuruluşu KFW'den (Kreditanstalt Für Wiederaufbau) alındı. Kredi, Türkiye'nin F. Almanya dan yapacağı ithalatta kullanılacak. Krediye ilişkin anlaşma Ankara'da KWF ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı yetkilileri tarafmdan imzalandı. Bu arada, yine ihracat ve ithalatta kullandırılmak üzere F. Alman ticari bankalardan oluşan konsorsiyum da Türkiye'ye 460 milyon mark tutannda kredi vermeyi kararlaştırdı. sonu olacağı vurgulandı. Raporda varil başına 18 dolarlık fiyat düzenlnin tutması durumunda birçok OPEC üyesinin bu yıl petrolden yüksek gelirler elde edeceği ve artan gelirleri sabit tutmak için OPEC üyelerinin kotalar konusundaki anlaşmaya uyacağı tahmin edildi. The Amex Bank Review, Suudi Arabistarı'ın OPEC'teki öncurolünün devam edeceğini ve kotalar konusundaki anlaşmaya uyulması halinde Suudi Arabistan'ın 1987'deki ortalama üretim kapasitesinin gunde 4.5 milyon varil olacağını ifade etti. Raporda fiyatların varil başına 18 dolar olması durumunda bunun Suudi Arabistan'a 29 milyar dolar gelir getireceğini vurguladı. 1986'da petrol fiyatlarındaki çöküş nedeniyle endüstrileşmi§ ülkelerde enflasyon, ekonomik büyüme, kârlar gibi birçok ekonomik göstergede olumlu hedefler saptandığını kaydeden dergi bir yıl sonra ekonomik büyümedeki hızlanma dışında bu hedeflerin çoğunun gerçekleştiğini belirtti. 1986'da birçok ülkede gayrisafi milli hasıladaki artışın beklentilerin altında olduğunu kaydeden The Amex Bank Review endüstrileşmiş ülkelerde gayrisafi milli hasıla artışının yüzde 22.5 civannda gerçekleştiğini kaydetti. Ancak ekonomik büyurnedeki olumsuz görüntüye rağmen bazı ekonomik göstergelerde olumlu gelişmeler görüldü. Geçici olarak "hamal tekerlekler" üzerine oturtuUm vagonlar, TCDD ve TMO'ya teslim edilecekleri günü bekliyorlar. 10 kUometrelik vagon kuyruğu Sıvas'ta kurulu TÜDEMSAŞ vagon fabrikasında üretilen 261 vagon, "tekerleksizlikten" teslim edilemiyor. HAYDAR ALDIKAÇTI SIVAS Eski adı Sidemas, yeni kısa adı ise Tüdemsaş olan Türkiye Demiryol Makineleri Sanayi Fabrikası'nın finansman darboğazı nedeni; le vagon üretimini azaltma sorunuyla karşı karşıya kaldığı bildirildi. Finansman sıkıntısına kanıt olarak F.Almanya'dan vagon tekerleklerinin ithal edilememesi ve buna bağlı olarak da üretilen 261 vagonun teslim edilememesi gosteriliyor. Tüdemsaş İşletme Müdürü Sual Hastorun 1986'da fabrikada 462 adet kapalı ve açık tipC yük vagonu üretildiğini de hatırj latarak, "Bunlardan 261 adedini Almanya'dan vagon tekerlekv lerinin gelmemesi nedeniyle* TCDD'ye ve TMOŞa tesHnr edemedik" şeklinde konuştu.Tekerleklerin gelmemesi sonu> cunda 261 vagon " h a m a Ç tekeriek" takılarak demiryolun»' da bekletiliyor. Bekletilen va>gonlar demiryolu üzerinde yak^ laşık 10 kilometrelik bir kuyrutej oluşturmuş bulunuyor. Edinileny bilgileregöre finansman sıkıntıv • sı fabrikada üretimin aralıklar^ la durmasına yol açıyor. * •i GEÇEN HAFTA Dolam 'dövizü seneV desteği Geçen cuma açıklanan ABD nisan ayı dış ticaret açığı rakamırun olumlu çıkması dolara yaradı. Dış borsalarda hafta boyunca dolar 1.82 mark paritesinde istikrar kazanırken Merkez Bankası dolann döviz alış kurunu bir hafta içinde 11 liradan fazla arttırdı. Hafta başında dolann döviz alış kurunu 829.95 lira olarak açıklayan Merkez Bankası hafta sonunda yarın da ge84135 Interbank'ta faiz % 27.7 Interbank'ta cuma günü gecelik borçlanmalarda yıllık ağırlıklı ortalama faîz oranı yüzde 27.70'e düştü. Merkez Bankası'nın denetimindeki bankalararası para piyasasmda perşembe günü bir gecelik borçlanmaların yıllık ortalama faizi yüzde 29.48 idi. Cuma günü ise en düşük faiz yüzde 25, en yüksekfaiz de yüzde 30 oldu. n Toyota, hatah arabaları topluyor Toyota şirketi, 1981 yılı haziran ayı ile 1985 yılı eylul sonu arasmda üretilen 1 milyon 350 bin arabayı ateşleme sistemindeki hata nedeniyle piyasadan topluyor. Toyota şirketi sözcüsü, arabalardan 870 bininin daha ö'nce aralannda Birleşik Amerika ve Kanada'nın da bulunduğu 17 ülkeye gönderilmiş bulunduğunu söyledi. Sözcü, şirketin, Ulaştırma Bakanlığı 'na, aralannda Corona 1800 de bulunan 12 tip Toyota marka arabamn ateşleme sistemi kontrol cihazlarının 3 ay içinde sağlam olan yenileriyle değiştirileceğini bildirdiğini de açıkladı. Dolar (dMzabş) 83» 15, Kozmetikçilerin atağı Yazla birlikte kozmetik ürünleri pazarı da canlandı. Birfırma, ABD'den Hawaian Tropic marka güneş yağı ithal etti. ABD'nin Havıai eyaletinde üretilen güneş yağlarında hindistancevizi, kakao ve avokado yağları kullamhyor. Bir başka fırma da, F. Alman Jerfı şampuanlarını üretmeye başladı. 5 ayrı türde üretilen şampuanlann, saçlardaki yağ oranına göre kullamldığı belirtildi. Dr. A. Ünler Meclisi Mebusan Cad. 25/3 80040 Fındıklı Istanbul Confidentiality of application vvill be strictly observed. 83436, 15 1 S 17 8 X çerli olacak kuru 841.35 lira olarak belirledi. Merkez Bankası'nın dolann doviz alış kurunu 11 lira arttırmasında dış borsalarda dolann yukan doğru istikrar kazanması kadar dövize endeksli senet satışlan da etkili oldu. Tahtakale'de ise dolar hafta boyunca 870875 lira arasında dalgalandı. Tahtakale'de haftaya 872 liradan başlayan dolar, çarşamba günü 875 liraya yükseldi, ancak dövize endeksli senet satışlan Tahtakale'yi de etkiledi ve perşembe günü dolar 870.3 lira, değer yitiren mark ise 477 liradan satıldı. Tahtakale'de dün dolar 874, mark 479 liradan haftayı kapadı. Dış borsalarda dolan hafta boyunca 1.83 marka kadar pkartacak tek neden ABD dış ticaret açığmın nisan ayında 13.3 milyar dolar olarak açıklanmasıydı. Mart ayında da 13.6 milyar dolar ile düşüş seyrine giren ABD dış ticaret açığı dış borsaları da etkiledi ve hafta boyunca uzmanlann deyişi ile "hiçbir önemli neden o l m a m a s ı n a rağmen" dolar 1.83 mark paritesmi zorladı. New York'ta dolar cuma akşamı 1.8305 mark paritesinden kaparurken bazı uzmanlar " d o l a n n artık dibini görduğünü" iddia ediyorlar. 452.75 «150 451.00 44925 Altın (Londra) (Dolar/Ons) J 448C Ahuı içerde istikrarh Dolar, hafta içinde dış borsalarda değer kazanmaya başlayınca, altın fiyatlan inişe geçti. Salı günü Londra'da ons başına (31.1 gram) 453 dolara kadar yaklasan altın, haftayı ons başına 448 dolardan kapattı. Dış borsalardaki gelişmeler iç borsalara pek yansımadı ve altın istikrarh bir seyir izledi. Cumhuriyet altını hafta boyunca 89 bin lira düzeyinde istikrar kazanırken cumartesi günü değer kaybetti ve 88 bin 500 Liradan haftayı kapattı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear