Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 HAZÎRAN 1987 CUMHURİYET/7 Toparlanıp tekrar 4 Işçiler 16 haziran sabahı da işbaşı yaptılar, ama yine çalışmadılar. Sendika temsilcileri, işyeri işçi mümessilleri işçilerle görüştüler. Onlann sendikalarının ve toplusözleşmeyi özgürce yapma haklarının ellerinden alınmamasını sağlamaya kararlı olduklarını gördüier. öyle ise, o gun de silahsız ve saldırjsız yüruyüşlerine başlamalıydılar. Topkapı ve çevresindeki işyerlerinde çalışan işçiler surlar dışında buyuk bir topluluk meydana getirdikten sonra Topkapı'dan Şehremini'ne doğru yünımek istemiş ve bunu gören ya da haber alan ilgililer, sur içindeki cadde kesiminde barikat kuran toplum polisinin bu akını durduramayacağını hesap ederek polisleri çekmiş, yerine askeri zırhlı araçlan ve birlikleri yerleştirmişti. Işçiler saat 11.15'te bu barikatı da geçmişlerdi. Askeri birliklerin komutankrı bir çatışmaya meydan vermemek istemiş ve işçilerin geçişine engel olunamayacağını anlayınca, karşı koymama karan almışlardı. Böylece işçiler araçlar ustünden atlayarak, erlere ve komutanlanna sempati göstererek yüruyüşlerine devam etmişlerdi. Büyük işçi kitlesi, Fmdıkzade'ye geldiği vakit yeni bir askeri barikatla karşilaştı. Amaçlan, önemli caddelerden geçerek 274 sayılı yasayı değiştiren tasannın hedeflerini protesto etmek ve bu konu etrafında işçiler yararına bir kamuoyu hazırlamak olduğu için, bu barikatı yarmaya çalışmadüar; bu kez Oğuzhan Caddesi'nden geçerek Madenlş Sendikası'tun Bölge Temsilciliği binası önunde sevgi gösterilerınde bulunarak Vatan Caddesine indiler. Büyuk cadde, büyük işçi konvoyu ile tıkhm tıkhmdı. İşçiler, "tşçi ordu el de" "Demirel tstifa" "Türktş bizi czemeyecek" Sendika özgürlüğü için can feda" diye diye Saraçhanebaşı'na geldiler. Belediye önunde Atabek'in icraatını protesto eden, işçi mahallelerine bakım isteyen muntazam işçi birlikleri yollarına devam ettiler. Önce Beyazıt'a ardından Cağaloğlu'na indiler. Köprüler açılıyor, geçiş yok Askeri birlikler Yerebatan Caddesi'nin Ankara Caddesi'yle birleşen noktasında barikat kurmuştu. İşçilerin bastırması uzerine barikat geçildi. Hiçbir çatışmaya ve tartışmaya meydan vermeyen işçiler Vilayetin önune geldiler. Vilayete girmek istemediler. Sirkeci, Eminönü geçildikten sonra Taksim'e doğru yürümek için köprüden geçeceklerdi. Galata Köprüsiı çok önceden açılmıştı. Köprüden geçilemezdi. Eminönu'nden Unkapanı'na doğru yurüdüler. Unkapanı Köprüsü de açılmıştı. Saatler ilerlemiş ve işçiler, protesto eylemlerini yine Topkapı'ya doğru yüruyerek sürdurebilirlerdi, öyle yaptılar. Geç saatlerde fabrikalanna donduler. Şişli Levent bölgesindeki işyerlerinde çalışan işçiler de öteki işçi arkadaşları gibi, bugün de direnişe devama karar vermişti. Sabahın erken saatlerinde işbaşı yapmamak ve yürüyüşe geçmek kararı veren işçiler fabrikalanndan çıktıkları vakit, başka fabrikalardaki arkadaşlannın da kendileri gibi düşunduklerini görmuş ve birbirlerine katıla katıla Şişli'den Levent'e doğru giden ana yolda büyük bir konvoy haline gelmişlerdi. Istinye'den Kavel Kablo Fabrikası'ndan çıkan işçiler, çevrelerini de etkileyerek direni Kadıköy yakasında büyük bir çatışma vardı. Taşlar atılıyor, silahlar patlıyor ve polis, telsizden amirine tekmil veriyordu: t hücum edeceğizi ir gün önce hazırlıksız yakalanan hükümet, 16 haziran sabahına bir dizi önlem alarak göstehleri önlemekte kararlı girdi. Topkapı girişine, Ankara asfaltı üzerine, Levent ve Silahtarağa'daki kavşaklara barikatlar kuruldu. Ve çatışmalar birbirini izledi. Bilanço: Biri polis üç ölü, yüzlerce yaralı, tahrip edilen araçlar, işyerleri. Yakınlarını bulabilmek için o hastaneden ötekine, o karakoldan bir diğerine koşuşturup duran insanlar. Ve sonuç: İSTANBUL VE KOCAELİ'DE BİR A Y SÜREYLE SIKIYÖNETÎM... ÖNCESİ ve SONRASI 1516 Haziran Dosyası KEMAL SÜLKER POLİS BARİKATI 16 haziranda hükUmetin, buna bağlı olarak polisin tutumu, bir önceki gunden daha sert oldu. İşçiler barikatlarla karşı karşıya geldiler. yordu. Bir başka grup, Bağdat Caddesi'nden ilerleyerek Kuşdili'ne kadar ilerlemişti. Kurbağalıdere onundeki barikat işçi kitlelerinin Kadıköy'e inişlerini önlemeye çalışıyordu. Kurbağalıdere bölgesinde işçilerin önüne geçen ve önde gelen işçileri yakalayıp polis arabasına alanlar, işçilerin şiddetli tepkisiyle karşılaştılar. Tutuklanan arkadaşlannı kurtarmak isteyenler, polis arabalarından arkadaşlarını almak için hamle ettiler ve bu arada bir iki aracın devrildiği, polislerin gerilediği görüldü. Tutuklanan ve Kadıköy Kaymakamlığı binasındaki polis merkezine götürülen işçileyenin var gücüyle kaymakamlık binasına doğru canavar düdüğü otturerek, kampana çalarak gelişi durumun ciddiyetini daha da arttırdı. Kaymakamlık binası yangını kısa süre içinde söndurüldü. Birbirini tutmayan haberler yayılıyordu: Toplum polisinin iki araeı Kurbağalıdere1 de tahrip edildi. Ankara asfaltı girişindeki trafık polislerinin burosu hasara uğratıldı. Ankara asfaltı üzerindeki bir benzin istasyonu tahrip edildi. Otosan Fabrikası'nın telefon bağlantılan kesildi. Izmit ve dolaylanndaki işyerlerinde 16 haziran günü işçiler, direnişe devam karannı aldı. Protesto yürüyüşüne geçenlerden AEGEti işçileri, kısa sürede Gebze'deki Çivı ve Tırpan fabrikalanndaki işçilerce desteklendi. İşçiler ellerinde şu pankartlan taşıyorlardı: "Demirel istifa." "Hükümet istifa." "tşçiyiz, anayasadan yanayız." "DİSK, özgürlüktür." Ankara asfaltına çıkan 3000 işçi, yoldaki işyerlerinde çalışan işçileri de direnişe davet ettiler. Birçok fabrikalann yönetıcileri de işçileri direnişlerinde serbest bıraktıklanru söylüyor ve fabrikayı kapatrrmyı doğru buluyordu. Bu ortamda işçiler kolayhkla caddelere indiler. layış içinde eyleme geçtiler, yürüdüler, dağıldılar. Bir yetkili "Bırakın bir süre yürüsünler, deşarj olunca duracaklar" derken, bir başkası "Çok kalabalıklar, toparlanıp tekrar hücuma geçeceğiz" diyordu. daşlannı etkileyecek güçteydiler. Sabah saat 9*da Otosan işçileri kendilerini Ankara asfaltı üstünde hep bir arada buldukları vakit toplum polisinin barikatıyla karşılaştılar. Ancak askeri birlikler de mevzilenmişti. İşçilerin yürüşunü önlemek istiyorlardı. Tuğgeneral Mehmet Harput ve Vahit Üner, işçilere dağılmalarını söylediler. İşçiler, yurüyüşlerinin hakhlığına inanmışlardı. Generale rağmen yüruyüşlerine devam ederek polis kordonunu yardılar. Emniyet Müdür Muavini Nihat Kaner, askeri birliklerin duruma el koymasıru istemek için generale doğru koşuyordu. Arada geniş mesafe olduğu için sesini, kendinden önce ulaştırmak amacıyla bağınyordu: "Polisleri öldürecekler!" "Polisleri kurtann!" Verüen seri bir emirle, askerler kaçışan polislerle, yurüyen işçilerin arasında mevzilendi. İşçiler, polislerin peşinden gitmediler. Hiçbir polis aracına doğru yürümedıler. BUyük işçi kitlderi Üsküdar'a doğru ilerliyorlardı. Zaman zaman haykınyorlardı. "Demirel tstifa!" "Işçiyiz, güçliıyüz, haklıyız!" Otosan işçüerinin öncülüğundeki öteki fabrikalann işçileri Üsküdar alanına geldikleri vakit Arçelik Fabrikası'nın işçileri de Gebze"den ilerleye ilerleye ve Maltepe Sigara Fabrikası işçilerini de yanlanna kata kata Üsküdar'a doğru yol alıyordu. Kabataş'a geçmek isteyen işçiler, deniz taşıtlannın yokluğu, daha doğrusu trafıkten alıkonması üzerine Ankara asfaltına doğm dönüş yaptılar. Arçelik ve Maltepe sigara işçilerini karşılamaya koyuldular. İki büyuk işçi topluluğu ellerinde bayraklar olduğu halde büyük bir topluluk halinşe geçtikten sonra yola çıkmış ve Levent'e de birleştıkleri vakit saat 12'yi gösteriyordu. doğru akın etmeye başlamışlardı. 1. Levent'te İşçilerin bayraklan, flamalan yüruyen kitlePhilips Radyo Fabrikası önunde iki işçi ko lerin akışını çok daha etkin hale dönüştürülu birleşmiş ve daha güçlu bir şekilde yüruyüşe devam etmişlerdi. Polisle ilk çatışma Ne var ki bu kesimde polisler barikat kurmuş ve işçi yürüyüşunü önlemekle görevlendirilmişlerdi. Tekfen Fabrikası civannı toplum polisi bekliyor, arkada da askeri inzibatlann kurduğu ikinci bir barikat kurulmuş bulunuyordu. Toplum polisinin başında Mudür Muavini Yusuf Aksu ile Emniyet Mudür Muavini Kenan Koç vardı. Emniyet yetkilileri, işçilerin dağılmasını istedi. Dağılmadıklan taktirde polisin yurüyüşu durduracağını bildirdı. İşçiler, "Haklıyız, yürüyeceğiz" diye direnince polise, cop kullanma emri verildi. Polisler coplarına sanldılar. İşçi konvoyunun önunde kadmlar, kızlar da vardı. Coplar, kadın kız dinlemeden çalışmaya başladı. Yerlere duşen işçi kızlarm çığlıklan yürek paralayıaydı. Bir gazeteci, bu olayı gözlemine dayanarak şöyle anlatıyordu: "Polislerin önde yüriiyen kadın ve kız işçileri coplaması uzerine ilk çatışma patladı. Kadın işçiler çığlık çığlığa kaçarken arkalanndaki erkek işçiler, taş, sopa ve derair çubuklarla polise hücum ettiler. Bundan sonra işçilerle toplum polisi arasında kanlı çatışma başladı. Polisler önlerine gelen işçüere coplaria vuruyor ve işçiler de polislere sopa ve demir çubuklarla mukabele ediyorlardı. Fakat işçiler çok sayıda oldukları için toplum polisini önlerine katarak kovalamaya başladılar. Polis kaçıyordu. Bu sırada birden silahlar patlamaya başladı. Polis ve işçiler karşılıklı ateşedivorlardı. Taş, sopa, cop, silah ve yumruk yumruğa süren çatışma 20 dakika kadar surdu. Kadın işçiler >erlerde süriikkniyor, copunu, kaikanını, miğferini kaybeden polisler sıgınacak yer anyordu. İşçilerin sayıca üstunlüğiı karşısında toplum polisi kaçmaktan başka çare bulamıyordu. Kadıköy kesiminde: Bir şeyler oluyor Sabahın saat 9'undan başlayarak heyecanlı anlar yaşayan Kadıköy, Üsküdar, Bostancı, Kartal bölgeleri olaylan en sonunda Kadıköy'de düğumleniyordu. Otosan, Arçelik, Singer fabrikalan işçileri, çevredeki öteki fabrikalarda çalışan arka 16 haziran nasıl degerlendirildi? K urbağalıdere bölgesinde işçilerin önüne geçen ve önde gelen işçileri yakalayıp polis arabasına alanlar, işçilerin şiddetli tepkisiyle karşılaştılar. İşçiler, arkadaşlannı kurtarmak için hamle ettiler; bu arada bir iki polis aracının devrildiği görüldü. rin dövüldüğu haberi ilerleyen işçılerin Iskele alanında bazı istenmeyen olaylar çıkmasına sebep oldu. Kadıköy Kaymakamlığı saat 14.00'ten başlayarak askeri kordon altına alındı. Keşif uçakları alçaktan uçuyor, olaylann gelişmesini izliyor ve bağlı oldukları merkeze haber veriyordu. İşçiler, kaymakamlık binasında dövülduğu duyulan işçi arkadaşlannı kurtarmak için kaymakamlık binasını taşlamaya başladılar. Polis ise hemen ateş açtı. Bu ateş açma, işçileri daha da alevlendirdi. Bir ara kaymakamlık binasının yandığı görüldü. Kim yaktı, niçin yaktı, anlaşılamadan alevler yükselmeye başladı. Heyecan son haddini buldu. İtfaiBu arada, Kadıköy ve bütun Istanbul'da güvenlik işinin ordu birliklerine devredilmesi, polislerin çekilmesi yeni yeni tepkilere yol açıcı direnme ve tutuklamalann yapılmasını onledi. Saat 17.00'ye doğru Kadıköy'de normale dönüş başladı. İşçiler dağılıyor, askeri birlikler düzeni koruyor ve işçilerin üzerine ateş açan toplum polisinden bazı gruplann çekilmesi olaylann kanlı ve ağır zayıath olmasını önlemiş bulunuyordu. 16 haziran olaylannda Anadolu yakasında çeşitli bölgelerde yaralananlar Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldınldılar. 16 haziranda İstanbul, Gebze ve dolaylannda işçiler, bir kısım toplum polisinin, kitle psikolojisine aldınş etrneden yaptıklan sert davranışlara sert tepkiler göstererek direnişlerini surdurmüşler, ancak olaylarda 2 işçi ve bir polis ölmuştü. Bu kanlı son, hukumet çevrelerihde ve İstanbul vüayetinde toplanıp gelişmeleri izleyen İçışleri Bakanı ile güvenlikten sorumlu yöneticilerin yanhş değerlendirmeleriyle amacından başka türlü aktanlıyordu. Cumhurbaşkanlığına bu yanlış değerlendirme ile sunuldu. Bunda, olaylan izleyip telsizle bilgi vermede görevli kişilerin heZaman zaman trafiğe açılamayan Anka yecanı ve olaylann nedenlerine inemeyişlera asfaltında işçilerin, arabaların gidiş geli rinin de etkisi oluyordu. Bu dururn, telsizle üst makamlara verüen bügüerde kendini apaşıne engel olmak amacı gütmedikleri anlaçık gösteriyordu: şıldı. İşçiler Köseköy'den İzmit'e.kadar 3.5 "fnisiyatifı kaybettik. Kuvvetlerimiz dağılsaatlik bir yüruyuş yaptılar. Saat 14.00"te İzdı. Tekrar toparlanıp hücuma geçeceğiz. Karmit'e giren işçiler önce Ataturk anıtı önünde toplandılar, anayasal haklarının çiğnen şımızdaki kuvvetler çok kalabalık. Buna verilen emir şuydu: mesi önleninceye kadar direnişe devam ede"Gavet dikkatli olunuz. Gerekmediginde ceklerini bildirerek andiçtiler. İşçiler 15. Kosilah kullanmaym. Kuvvetler şehre ginneyelordu Karargâhına temsilciler gönderdiler. cekler, askeri birliklerie temas halinde olun!" Sonra da hep beraber gitmede yarar göreVe bir durum, telsizle üst makama iletirek temsilcilerinin etrafında ordu karargâhı h'yordu: önunde Türk ordusuna sevgi gösterilerinde "Temasımızı kaybettik. Toparlanmaya çabulundular: lışıyoruz." "Ordu ordu çok yaşa" Cumhuriyet gazetesinin tecrubeü muhabiri "tşçi ordu el ele.." Selabattin Guler, o gunkü durumu apaçık ayİşçiler hep birlikte Harbiye Marşını söy' dmlatıyordu: leye soyleye çocuk parkına doğru ilerlediler ve orada İusa bir duraklamadan sonra dağılma karan verdiler. Kocaeli bölgesinde yolu tutan askeri birliklerin barikatlannı kolayca aşan işçilere askeri birliklerden fazla bir engel gelmedi. İşçiler hiçbir kanlı olaya yol açmayan bir an Kocaeli bölgesinde yolu tutan askerler, işçilere fazla bir engel çıkarmadı. İşçiler, herhangi bir olaya yol açmadan yürüyüp dağıldılar. YAŞLISI, GENCİ "Bu bir direniş değil eylemdi. Düpeduz bozuk diızene karşı bir işçi eyiemiydi bu. Kızgın güneşin altında, yaşusı genci, kızı erkeği tum işçiler, fabrikalardan, işyerlerinden dışarı fırlamış, sokağa dökulmuştü. tstanbui, htanbul olalı böyle bir gun yaşamamışn." Bir gazeteci, 16 haziran direnişini böyle tammhyordu. Ve sürdüruyordu: İşçiyi tstanbul'a yürümekten alıkoyacak tek kuvvet kalmtştı, ordu. Ordudan yardım istendu Fabrikalardan çıkan işçiyi durdurmak için askerler kışlalarından çıktılar. Ama çeşitli yerlerde 'orduişçi elele' gibi sevgi gösterileri arasında, asker barikatlan da etkisini kaybetti. "Telsizler durmuyordu. "Vali Poyraz, Emniyet Müdürii Çaglar olaylan makamlanndan izliyorlardı. Çoğu yerde polis yoktu, "kamufle" edilmişti biitün kuvvetler, devamlı kaydınlıyordu merkezlerden olay yerlerine. Garnizon komutanlığı harekete geçirilmişti. Vali, devamlı olarak telsizle generallerie konuşuyor, harekâtı yöneten komutanlardan her on dakikada bir telsizle bilgi alıyordu. 'Deşarj olunca duracaklar. Bırakın bir sure yürüsünler. Ancak kuvvetleri bölgeye çalışın' diyordu bir başka yetkili kişi." Selahattm Guler'in teşhisi şuydu: "Silah sesleri durmuyordu şehirde. Halk korkuyordu. Tuccar, esnaf tedirgindi. Mağazalar kepenklerini indirmişlerdi. Bu daha tehlikeli idi. Belki de daha korkunçtu. tşçi halkla birieşebilirdi." Gazeteci Alaettin Bilgi'nin izlenimleri ise şoyleydi: "Bu bir 'direniş' değil, 'eyiem" idi!.. Diipedüz, 'bozuk duzene' karşı bir işçi eyiemiydi bu.. Kızgın gunesin altında, yaşiısı genci, kızı erkeği, tüm işçiler, fabrikalarından, işyerlerinden dışan fırlamış, Türk bayragını açarak, sokağa dökulmuştü.. tstanbui, İstanbul olalı böyle bir gun yaşamamıştı.. Tüm caddeler, meydanlar işçilerin, 'Demirel istifa', 'Bağımsız Turkiye', 'İşçi nıillet el ele' sloganlan ile çınlıyordu. Binler değil, on binler akıyordu caddelerde.." Gazeteci Alaeddin Bilgi, işçilerin sömürü düzenine karşı içlerindeki duyguları dile getiren izlenimlerini şöyle sürdurüyordu: "tşçiyi İstanbul'a yürümekten durduracak tek kuvvet kalmıştı: Ordu!.. Ordudan yardım istendi. Fabrikalardan çıkan işçiyi durdurmak için, askerler kışlalardan çıktı.. Uzaktan ufak tanklan andıran ağır makineli tüfekli zırhlı araçlar, hızia işçilerin onüne geçti... İşçileri durdurmak için, tam teçhizaüı askerler yollan kesti.. Ama bu da, kızgın işçiyi durdurmaya yetmedi. Çeşitli yerlerde, asker barikatı da, 'Ordu işçi el ele', 'Yaşasın •ordu' sevgi tezahuratı arasında etkisini kaybetti. Ve işçiler yüriımeye devam etti. İÜRECEK