22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ların denetimini sağlayacak türile ilgili olarak öbür kanunlarda yapılması ongörülen değişiklik de düzenlenmesi gerekmektedir. Bu düzen, zor duruma girmenin leri kapsamaktadır. ikinci faktörü olan finansman Bu hükümlerle, anonim şirketbakımından da önemlidir. Bu lerin vergi oranı topluma açılma oranmda ^o 46'dan °/t> 30'a ka konular için de ilgili yasalarda gerekli hükümlere gereksinim dar indirilmektedir. Ayrıca tam vardır. Işletmelerde daha geniş mükellefiyete tabi durumlann işdeyişle mali işler bölıimü olarak tirak hisseleriyle taşmmaz maltanımlanan muhasebenin fonkların 1987, 1988 ve 1989 yıllarınsiyonlarını tam olarak yerine gedaki satışlarından doğan kazançtirecek türde organize edilmesi ve ları için sermayeye eklenmesi yönetilmesine özen gösterilmelikaydıyla vergi istisnası getirildir. mektedir. Nitekim, ekonomileri gelişmiş Öte yandan, anonim şirketlerülkelerde, muhasebe uzmanlığı den alacaklı olan banka ve kişive denetçiliği, hekimlik, mühenlerin şirket sermayesine katılmadislik ve avukatlık gibi özel bir ları halinde elde edecekleri kâr Gerekçeye göre meslek olarak yasa ile düzenlenpayları da bazı koşullarla Kumiştir. değerlendirmemiz rumlar Vergisi'ne tabi :utulmaBu meslek mensupları, büyük Bu duzenlemenin gereken tür maktadır. işletmelerin muhasebelerinin orKanuna konulan ayrı bir hüde yapılması ve bankaya üstlenganizasyon ve yönetimiyle uğraşdiği gorevleri başarıyla yürütme kümle de yıl sonunda yapılacak tıkları gibi, işletme dışında basini sağlayacak bir form verilme değerlemelerde Devlet Istatistik ğımsız olarak da çalışmaktadırsi halinde öngörülen başarıya Enstitüsü'nün toptan eşya fiyat lar. ulaşılması mümkündür. Kanu endekslerindeki artış tsas alınaBağımsız muhasebe uzman ve nun ikinci ve önemli bölümün bilecektir. denetçileri, muhasebeleri belli Yasa tasarısının gerekçesinde de yer alan hükümlerden amaç, kurallara göre düzenlenen ve yögerekçede belirtildiği gibi işletme belirtildiği gibi şirketlerin zor dunetilen işletmelerin hazırladıklan organizasvonu zaafa uğramış ve ruma girmelerinin önemli nedenmali tabloları, kurallara uygunya finansman yetersizliği bulu lerinden biri de organizasyon ve luğu ve gerçek durumu yansıtnan anonim şirketlerin yeniden hatta yönetim zaafıdır. Çağımızması bakımından incelemekte ve ekonomimize kazandınlmasıdır. da ekonomik faaliyetler eskisindenetlemektedirler. Bu konu. Burada şirketlerin zor duruma den çok farklı, kanşık ve iç içevergi denetimini de kapsayan dir. Bu nedenle, işletmelerin yögirmesi, biri organizasyon zaafı, özel kural ve ilkelere dayanan bir öteki finansman yetersizliği ol netiminde özel bilgi ve davranışişlevdir. Muhasebe uzmanı ve demak üzere iki ana nedene bağ lara gereksinim vardır. Bu arada, netçilerinin yaptıkları iş, bir tür lanmaktadır. Kanunda bunlar işletmeler zamanla büyük şirketkamu görevidir. Bu işlerin yalnız lere dönüşmektedirler. Çoğundan yalnız birine yer verilmiştir. vergi denetimi ile uğraşanlar taYasanın ikinci bölümünde ban lukla aile kuruluşu halinde olan rafından başarılması mümkün kaların finansman güçlüğu için ve bazıları da bir ölçüde topludeğildir. ma açılan şirketlerin organizasde bulunan anonim şirketlerden olan alacaklarının tahsilini sağ yon ve yönetiminin, küçük işletSonuç lamak amacıyla bazı hükümler melerden farkı olması gerekir. getirilmesi ve bu arada belli ko Bu şirketlerin faaliyetlerini eskiİşte Türkiye'deki anonim şirşullarla bankaların, şirketlerin den olduğu gibi amprik yöntem ketlerin halka açılması ve güçlenve davranışlarla yürütmeleri sermayelerine iştirakleri öngörüldirilmesi yönünde yeni yasa ile mümkün değildir. müştür. atılan adım, muhasebe uzmanlıEkonomi alanının çeşitli böBu bölümde aynca şirketlerin ğı ve denetçiliği mesleğinin yasavergi \e prim borçlannın ertelen lümlerinde faaliyetlerini surdülaşması ile desteklenmelidir. Aksi mesi ve hisse senetlerinin halka ren şirketler, ancak çağdaş işlethalde yeni yasa ve bankalann desunulması konusundaki hüküm mecilik kural ve ilkelerine göre netimi için çıkanlan tebliğle ekoorganize edilmeleri ve yönetilmeler de yer almaktadır. nomik ve mali alanda öngörülen düzenlemeler, beklenen amaçlaBunun dışında, kanunun uy leriyle başarı>a ulaşabilmektedirgulanması sırasında yapılan iş ler. ra ulaşılmada yeterli olamayaBunun için. işletmelerin çeşitli lemler için vergi istisnaları geticaktır. bölumlerinin belli bir duzen içinrilmiştir. Öte yandan, ekonomisi ulusYasada şirket, işçi ve memur de çalışmalarını sürdürmeleri zolararası alaniara açılan ve Avrularına alacakları için bazı koşul runludur. Özellikle mali işlerin, pa Ortak Pazarı'na girmek üzelarla menkul kıymet edinmeye de öz ve yabancı kavnakların yonere olan ülkemiz, tüm dünyanın timi, alacak ve borçlannın zamaolanak sağlanmaktadır. önem verdiği bu meslek kurulYeni yasanın üçüncü bolümü nında alınma ve ödenmesini, gemadan çağdaş duzeye ulaşmış sermaye piyasasının geliştirilmesi lir gider ve maliyetlerle, yatırımsavılamavacaktır. yal Sigortalar Kurumu'nun alacakları da ertelenebilecektir. Bu tasanyla öngörülen tedbirler alınmadığı takdirde, bankaların ve devlet alacaklarının tahsili de mümkun görülmemektedir. 3 Getirilen vergi teşvikleriyle aile şirketlerinin, halka açılmaları cazip bale getirilmekte ve böylece sermayenin tabana yayılması teşvik edilmektedir. Kanunun birinci bolumunde ihracatın ve yabancı ülkelerde çalışan muteahhitlerin mali olanaklannın geliştirilmesine yardımcı olmak üzere Devlet Yatırım Bankası'na yeni bir düzen getirilmektedir." Sermaye Piyasasuıın Güçlendirilmesi Türkiye'deki anonim şirketlerin halka açılması ve güçlendirilmesi yönünden yeni yasa ile atılan adım, muhasebe uzmanlığı ve denetçiliği mesleğinin yasalaşması ile desteklenmelidir. Aksi halde yeni yasa ve bankaların denetimi için çıkanlan tebliğle ekonomik ve mali alanda öngörülen düzenlemeler, beklenen amaçlara ulaşılmada yeterli olamayacaktır. PENCERE 17 HAZİRAN 1987 Türkiye Komünist Prof. OSMAN FIKRET ARKLN Son yıllarda ülkemizde zor duruma giren sermaye şirketlerinin faaliyetlerini sürdürme olanaklannın araştırılması önemli bir konu halini almıştır. Mali durumları çeşitli nedenlerden bozulan bu şirketler, özellikle bankalara ve kamu kuruluşlarına olan borçlanru ödeyemeyecek duruma gelmişlerdir. iilkemiz ekonomisinde önemli yeri olan ve çoğunlukla endüstri alanında çalışan bu şirketlerin durumu geniş işçi topluluklannı da etkilemektedir. Hükümet, iflas ve çöküntü halindeki bu işletmeleri yun ekonomisine yeniden kazandırmak, çalışanlann haklannı güvence altına almak, kamuya olan borçlannı tahsil edebilmek ve alacaklı bankaları da bir ölçüde korumak amacıyla bazı önlemler alma zorunluluğunu duymuştur. Bu gibi olaylara, tam aynı nitelikte olmasa bile başka ülkelerde de rastlanmakta ve gerekli önlemlere başvurulmaktadır. Önceki yıllarda kamu ve ozel sektörde çalışan bankalann yardunıyla yürütülen kurtaıma operasyonları, olaylann gelişmesi karşısında yetersiz kalmış ve yasal düzenlemelere gidilmesi gerekmiştir. Bunun üzerine hükümetçe özel bir yasa hazırlanmış ve Mecliste kabul edilmiştir. Mart 1987 sonunda yayımlanarak yürürluğe giren yasada, sermaye şirketlerinin güçlendirilmesi yanında iki ayrı konu da ele alınmıştır. Böylece, yasa üç bölüm halinde düzenlenmi? bulunmaktadır. le açıklanmıştır: "Bu kanun ile sermaye piyasasının teşviki, sermayenin tabana yayılması, ihracatuı geliştirilmesi ve güç durumda bulunan anonim şirketlerin sermaye yapılannın güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu hedefler doğrultusunda: 1 Ülkemiz ödemeler dengesinde en önemli kalem olan ihracatın dengeli ve sağlıklı bir şekilde geliştirilmesi: Türk ihracatçılannın uluslararası ticarette paylannın arttınlması girişimlerinde gerekli desteğin sağlanması: Türk mallarının rekabet gucüniın arttırılması ve bunların yanında bugüne kadar genellikle kendi imkânlanyla uluslararası ihaleleri başanyla tamamlayan Türk muteahhitlerine yeni imkân ve güvenceler saglayarak yeni bir alılım gücü verebilmek amacıyla uzunca bir süreden beri ihtiyacı hissedilen finansör ve garantör kuruluş, bu kanunla faaliyete başlamış olacaktır. Belirtilen amacın suratle gerçeklestirilebilmesi için Devlet Yatırım Bankası'nda var olan bankacılık tecrübe ve birikimlerinden de yararlanılarak, adı geçen banka yeniden organize edilecektir. Bankanın etkin ve aktif çalıştınlması amacıyla gerekli düzenlemeler Bakanlar Kurulu'nca yapılacaktır. la yeni bir sermaye ve yönetim kompozisyonu oluşturmalanna özen gosterilmiştir. Böylece, bankalar ile anonim şirketlerin aralanndaki borç ve alacak problemlerinin ekonomide muhtemel tıkamklıkları önleyecek şekilde süratle çözülmesi öngörülmüştür. Geçmişte finansmanını geniş ölçüde yabancı kaynaklara dayandırmış olan çogu şirketler, yiıkselen faiz hadleri ve artan özkaynak açıkları sonucu kâra geçememişler, otofinansman yaratamamışlar ve borç ödeme gücü kazanamamışlardır. Bu şirketler temettü dağıtamadıklarından, mevcut ortaklann alakasını kaybetmişler, sermaye piyasasının gelişmesini olumsuz yönde etkilemişlerdir. Sonuçta büyük kuruluşlar devlete ve bankalara olan borçlannı ödeyemez duruma düşmüşlerdir. Buyuyen bu borçlar ödenemez haldeyken, bankacılık sektörü yanında devlet hazinesinin de zarar göreceği muhakkaktır. Bu şirketlerin milli ekonomimiz üzerindeki yükünü kaldırıp ekonomiye faydalı hale getirmek uzere hazırlanan bu tasarıyla, ekonomik tıkanıkların giderilmesi ve bu kuruluşların yeni bir yönetimle ekonomiye kazandırılmaları amaçlanmıştır. Sosyalist akımın Türkiye'de bir partiye dönüşmesi 1910 yılına rastlıyor. "iştirak" gazetesi sahibi Hüseyin Hilmi, "Sosyalisf gazetesi sahibi Pertev Tevfik, "Muahede" gazetesi sahibi İsmail Faik, "İnsaniyef gazetesi sahibi Baha Tevfik partiyi kuruyorlar. Fransa'nın "ciddi" gazetesi Le Temps 'Kanuni Esasi1 nin (anayasanın) ilanından bir ay geçmeden Osmanlı imparatorluğu'nda sosyalist hareketin başladığını yazıyor. Hocam Tarık Zafer Tunaya'nın "Türkiye'de Siyasal Partiler" adındaki çok değerli kitabında bu olaya ilişkin satırlann altını çizdim: "Bir kısım Osmanlı aydınları bu gibi hareketlerin "kanaatkâr Osmanlı işçileri" arasında değil de, ancak "Avrupa amelesi" arasında yayılabileceğini belirtirken, diğer bir kısım aydın oldukça azınlıkta olmakla beraber köylülen, gündelikçileri, müstahdemleri de içine alan bir "Osmanlı proletaryası"nın varlığından söz edebllmişlerdir. 1910 yılı sonunda Osmanlı Sosyalist Fırkası böyle birortam içinde kuruldu. Fırkanın özelliği, tarihimizin bu adı taşıyan ilk partisi olması ve parlamento dışında kurulmasıdır." • Türk Komünist Partisi 1920'de kuruldu, ilk kongresini BakıA da yaptı. Parti yurtdışında kuruldu diye irkilmeyin; o sırada kimler yurt dışında değildi ki!.. Aynı yıl Enver Paşa, Baku'da düzenlenen "Doğu Halklan Kurultayı"r\öa hazırladığı söylevi Zinovyef'e sunuyordu. Ne diyordu Enver Paşa? ingiliz emperyalizminden nefret ettiği kadar, Alman kapitalizmine de karşı olduğunu söyleyen Paşa, sözünü söyle sürdürüyordu: Şimdiki Rusya (Bolsevik Rusya) o zaman (1915'te) mevcut oisa ve bugünkü amaçlar uğruna savaşsaydı, biz şimdi yaptığımız gibi, o zaman da bütün kuvvetimizle onun (Bolşeviklerin) safında olurduk. (...) Voldaşlari.. Bugün istılacıiara karşı kahramanca dövüşen Türk Ordusu ki kuvvetterini köylerden alıyor (...) kati imanla yürüyor. Çünkü Şark âleminin, Uçüncü Enternasyonal ile müttefik olduğunu (...) biliyor" Şevket Süreyya, "Enver Paşa" adlı kitabının üçüncü cildinde 1920'ninBaku'sunu uzun uzun anlatır. Ogünkü koşullarda Enver, Cemal, Talât paşalar gibi yurtseverler Türkiye'de barınamaz duruma düşmüş, yabancı ülkelere kaçmak zorunda kalmışlardı. Bu olgu, ülkemiz tarihinde çeşitli biçimlerde izlenebilir. Abdülhamit'in istibdadından kaçarak Avrupa'ya sığınan Yeni Osmanlılar ve Jön Türkler tarihimizin ilginç saytalarını oluşturmazlar mı? 1908'de "Hürriyetin İlanı"nöan sonra, Abdülhamit'in baskı rejimine son verilince, 1876 Kanuni Esasisi (anayasası) yürürlüğe girmiş, Avrupa'ya kaçanlar geri dönmüş, gizli "ittihat ve Terakki Cemiyeti" Paris Şubesi Başkanı Ahmet Rıza Bey, Meclisi Mebusan reisliğine seçilmiştir. Bugün de Batı Avrupa'ya sığınan aydınlarımız, particilerimiz, politikacılarımız büyük bir kitle oluşturmaktadır. Ülkemizde ilk sosyalist partisinin kuruluşundan 77, komünist partisinin kuruluşundan bu yana 67 yıl geçmesine karşın demokrası kurulamamış; İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra benimsenen çok partili rejimde çağdaş özgürlüklere kavuşulamamıştır. Türkiye Komünist Partisi uzun süreden beri yurtdışında çalışmaktadır. Ispanya ve Portekiz Komünist Partileri de Franko ve Salazar faşizmlerinin kırk yıllık süresini sürgünde ve yeraltında geçirmişlerdir. Bu ülkeler demokrasiyi benimseyince komünist partileri de yasallaşmışlardır. Avrupa Konseyi ve NATO'ya üye, AT'ye ortak üye Türkiye'de komünist partisinin yasallaşması demokratik bir zorunluluktur. Demokrasi, Batı ölçülerine göre benimsenince, Avrupa'ya sı'ğınmış aydınlarımız, sanatçılarımız, particilerimiz, politikacılarımız Türkiye'ye dönecekler; sosyalist ve komünist partileri de yasallaşacaktır. • Biliyorum, kimileri diyecekler ki: Türkiye Komünist Partisi Moskova'ya bağlıdır, böyle bir kuruluşa özgürlük tanınamaz. Böyle düşünmek "çifte standart"\ı mantık olur. Vaşington'a bağlı partiler, Türkiye'de istedikleri gibi çalışabiliyorlar, Amerika ile işbirlikçilik yapabiliyorlar; ıktıdara geçebiliyorlar. Türkiye Komünist Partisi Moskova'ya bağlıysa daha iyi olur; çok partili demokrasimızde bir denge sağlanır; halk her iki tarafı da dınleyerek gerçekleri öğrenebilir; kararını daha sağlıklı verebilir. Gerekçe Yasa hükümleri gerekçede şöy Alternatif yatınm tutarları trilyonlan aşan şirketlerin. alacaklı bankalara olan borçlannın sermayeye dönüştürülmesi veya 2 İşletme organizasyonu sermayeje dönüştürme ve borç zaafı veya finansman yetersizli ertelemenin birlikte yapılması gi bulunan anonim şirketlerin, yoluyla milli ekonomiye kazanyeniden ekonomimize kazandı dırılmalan ilave istihdam ve genlmaları amaçlanmaktadır. Bu lir yaratacaktır. amaçla yapılan duzcnlemede taAyrıca, kanunda öngörülen rafiarın karşüıklı anlaşmalany şartlarla amme borçları ve Sos EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL OKURLARDAN Paralı yvl köstebek yuvası I0.6.I987 günü paramıza kıyıp rahat, kesintisiz bir yolculuk yapalım diye Gebze İzmit paralı yoluna girdik. Birkaç yıl önce, anlı şanlı törenle açılan yol, köstebek yuvası durumunda. Bazı yerlerde geliş yolu kapatıbnış, gidiş üzerinden yol veriliyor, kimi yerlerde tersi. Sonuç olarak para gişeler'min dışında devlet ciddiyetini ve otobanlık özelliğini göremedik. Ya yolun durumunu belirtir bir levha konsun veya otoban özelliği taşımayan bu yoldan otoban parası ahnmasın. BİR OKUR oluşturulduğunu gazetelerden okuyoruz. Bizde ise tam tersi yapılmakta, 200300 adım ötede kıraç hafif meyilli tepeler dururken her türlü yapılaşmalar, özellikle organize sanayi tesisleri verimli ovalarda sere serpe kurulmaktadır. Örneğin İzmir Currtaovası, Aydın, Denizli, Dinar, Bucak ve diğer yerler. Ağaç dikimi ve son yıllarda çevre kirliliğine karşı halkımız uyarılırken, bunlardan çok daha önemli. tarlalanmızın korunması konusunda ne yazık ki hiçbir uyarıda bulunulmamaktadır. Her şey geri almabilir, düzeltilebilir, ama beton altında kalan tarla bir daha eski haline getirilebilir mi? Ekmeğimizi elde ettiğimiz tarlalanmızı korumamız gerekmez mi? Hele otoban yollarla pek çok çiftçilerimiz değerli arazilerini yitirecek, pek çoğu tarlaların bütünlüğü de bozulacağmdan çiftçilik yapamayacak duruma düseceklerdir. Acaba bu otoban yollar, Batılılann Iran 'da çok önem verdikleri tarihi harabelere kısa yoldan rahat ve çabuk gidebilmek ve geniş topraklanmız üzerinde araba sürme zevki uğruna bizi borçlandırarak kendi istekleri doğrultusunda mı yapılıyor kanısı zihinlerde haklı olarak yer ediyor. Oysa ülkemiz ekonomisinin ancak Atatürk'ün hızla başlattığı demiryollarlyla gerçek rayına oturacağı kanısmdayız. MUHARREM BERSANER İZMtR ir Suavi Koçer Vardı "Fransa'da yaşasaydım, Fransız Akademisi'ne girmiştim" derdi. Koltuğunda dergiler, kitaplar. Dosya dolusu şiirler, destanlar... 1935'ten bugünlere kadar sanat dünyamızın içinde yaşadı. Dergilerde şiirleri çıkardı; tiyatro, sinema konularında kısalı uzunlu yazılar yazardı. Telaşlı gidip gelişler, sürekli savunma, kimi zaman saldırı içinde yaşar giderdi. Tek bir kitap yayımladı: 1965'te Uzay Yolcuları..." Suavi Koçer'den söz ediyorum. Genç kuşakların sanırım adını bile duymadıkları bir kişi... Son yıllarda pek görünmüyordu. Yaşı 80'e yaklaşmıştı. Hastaydı, yalnızdı, yoksuldu. Ayrıca 'şair'di. Yaşamı boyunca şairdi. Hep şair olmak istemişti. Hep koltuğunda taşımıştı şiirlerini... Ben Suavi Koçer kadar şiire, kendi şiirine bağlı bir başka insan görmedim. Ne var ki güzel şiirleri de olmasına karşın kuşağının büyük adlarıyla yarışamayacak durumdaydı. Bunu anlasa, kendini başka alana. örneğin eleştiriye, denemeye verse belki daha iyi yapacaktı, ama o 'şair'di, kendini böyle kabul etmişti. Koltuğunda binlerce şiirle dolaşmak yazgısıydı. Sonuna dek bu yolda yürüdü. Küllük kahvesinde; Servetifünun dergisinin yönetım yerinde; Beyoğlu caddelerinde; sinema, tiyatro salonlarında görüyorum onu... 1940'larda güzel giyinirdi. Hiçbir zaman bir iş yapıp para kazandığını sanmıyorum. Bir doktorun oğluydu. İstanbullu bir ailedendi. Galatasaray'da okumuştu, ama öğrenımini yarım bırakmıştı. Gazetelerde kısa sürelerle çalışmıştı. Hepsi bu! Nasıl yaşadı, nasıl geçindi bunca yıl? Burası bir giz gibi... Bir roman olabilir yaşamı. Şiirle iç içe bir roman... Bilmem anılarını yazmış mıdır? Kendi yaşamından nice ilginç öykü çıkarabilirdi. Onunla 194344 yıllarında birlikte çalıştık. Benden çok büyüktü yaşça... Basında, sanatta kıdemliydi. 'Servetifünun' dergisinin yonetimini üstlenmiştim. Ayda bana verilen 50 liranın 10 lirasını Koçer'e veriyordum. Sözde, derginin satışına yardım edecekti. Kırk elli tane de dergi alıyordu. Bunları satıyor muydu, dağıtıyor muydu, bilemem. Ama 10 lirayı aldığına çok memnundu. Her hafta uzun mu uzun şiirler getiriyor, dergiye koymamı istiyordu. Sayfalar tutan şeylerdi bunlar. Pek çoğu anlamsız, değersiz söz yığınlanydı. Ne yapacağımı bilemıyordum. Yine de kimi bölümleri dergiye koyuyordum. Mutlu oluyordu. Kimi zaman da koltuğundaki uzun destanlarını okuyordu dakikalarca... 'Ecdadımın kemikleri' diye başlayan bir şiiri çok ünlüydü. Kahvelerde, meyhanelerde sanatçı arkadaşlar arada bir başlarlardı 'Ecdadımın kemikleri' diye... Bir de Bach şiiri vardı: "Johann Sebastian Bach Dev ruhunu doldurunca Allah." Böyle sürüp gidiyordu. Hep birlikte okuyorduk arkadaşlarla "Dev ruhunu doldurunca Allah..." Sait Faik'i pek severdi. Bir gün demiş ki: "Bugün edebiyatta iki kişi var, nesirde sen, şiirde ben..." Sait, ne demiş bilmem. Yine bir gün Koçer övünüyormuş: "Ben şiirlerimde her şeyden söz ettim. Ama her şeyden..." Sait "Olmaz, imkânsız" demiş. Bir örnek olarak "Kızkulesi var mı? Haydi göster" deyince; Koçer dökmüş koltuğundaki dosyanın yaprakiarını yere, ara ara, ille de Kızkulesini bulacak. Yarım saat sonra 'İşte' diye gelmiş. Bir şiirin bir dizesinde Kızkulesi geçiyormuş... Kavgacıydı da... Nisuaz kahvesinde bir akşamüstü Sait Faik'le kavgaya tutuşmuşlar. Yumruk yumruğa. Arada bir Suavi Koçer'in ayağı orada oturan bir bayana çarparmış. O anda Suavi, Sait'e eliyie 'dur' der, eğilir bayandan özür dilermiş, sonra yine kavgaya devam!.. Hani kovboy filmlerindegörülüryaöyle işte!.. Kavgacılığını ben de bilirim. Yok, benimle dövüşmedi!.. Ben ona hep saygı gösterdim. Sanata, şiire karşı olan tutkusuna... Biröğle vakti unuttuğum bir eşyayı almak için Babıali caddesinden koşarak iniyordum. Suavi Koçer'le karşılaştım. Acele ettiğimi görünce "Kavga mı var? Ben de geleyim" demişti. 78 yılmış onun da bu dünyadaki serüveni!.. Bir hastane köşesinde çekti gitti sonunda. Bilmem koltuğunda yarım yüzyıldan çok taşıdığı şiirleri ne oldu? Kaldırıp bir yere mi attılar Nedir bu kâğıt parçaları' diye!.. Yoksa bir seveni sakladı mı onları? Kim çıkar, bu şiirleri bir araya getirir, bastırır? Oysa Suavi Koçer, 1940'ların ilginç birsanatçısıydı. 1940 kuşağından hemen her şairin, sanatçının onunla ilgili güzel anıları vardır. Bu anıları yazacaklar da çıkacaktır elbet... Kitaplığımda arayıp durdum Koçer'in şiirlerini. Ne derlemelerde var ne de başka yerlerde... "Uzay Yolcuları" incecik bir kitaptı, o da yitip gitmiş ya da bir başka kitabın içine saklanmış... Suavi Koçer'i, şiire, sanata bütün yaşammı adamış bir tutkulu kişi olarak saygıyla anıyorum. Yapılaşma tepelere kaydırılmalı Ova arazilerini korumak amacıyla özellikle Japonya 'da dağlann tepesi makinelerle düz bir hale getirilerek yerleşim alanlanna açıldığını ve buradan elde dilen taş ve molozlarla da deniz doldurularak yerleşim alanları Kıamız ÖDEME KOLAYLIĞI İLE BAŞLAYAN ELEGAN BERABERLİĞİ ve 6 AY'A KADAR TAKSİTLE KIBRIS GEZİLERİ DOME CELEBR1TY sssoo . 1», SALAMfe SJOOO 53ÛOC PALM BEACH MAREMONTE 43 500 » 3<v 50 300 SO30O DENİZKIZ1 49 «00 »KTKJUE 33 100• 3ly z PEŞİNAT TAKSİT PEŞİNAT 57 50057 500 h I « 3>y 55 500 > 3ty 53SO0 > 3ty4 « K 0 < 3JT 13 1O0 46 000 46 000 • tı T 44 400 44 400 • 4», 42 200 42200 < 4ly 42 KO 42(00 40 300 39(00 26 500 . 4ay BODRUM GÖLKÖY GÜNIŞÎĞI MOTEL PEŞİN: 125.500.. (T.P.) TAKSİTLE: 34.700. Peşin x 3 ay Özel plajt. diskoleğı. Restauranl'ı devamlı sıcak suyu olan banyolu odaları ve ozei olobııs servisimız ile elegan tunzm ozonı ,? | OTELLE uj TAKSİT PEŞİNAT TAKSİT > 4*y 40300 > 4 « , 39(00 33 « 4 ı , 26 500 200 (A O 31300 37 000 35 200 36 700 33(00 22 100 « 447 SEDA'nın 4 yasına bastığını tum sevenlerine duyururuz. SEVtMAHMET ÇİNKAYA İZMİR 2. İCRA TETKİK MERCİİ HÂKİMLİĞİ Alacakhları ile konkordato akdetmek üzere mühlet talebinde bulunan İzmir Inönü Cad. No: 295/D Hatay adresinde dayanıklı tuketim malları ticareti ile iştigal eder A. Serdar Ürgenç'e 19.3.1987 tarihinde verilmiş olan iki aylık mühletin konkordato komiserliğinin lalebi uzerine ve yapılan inceleme sonucu tlK.'nun 287. maddesi gereğince 18.5.1987 tarihinden itibaren İKİ AY DAHA UZAT1LMASINA 18.5.1987 tarih 1987/323222 sayı ile karar verilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. 18.5.1987 Basın: 22719 31300 « tey 37 000 32 900 . i* 3 5 2 0 0 < Say 35 700 > ia, 33(00 M if 2» (00 33200 > 5«y 22100 .4 3 M PEŞİNAT TAKSİT 31 70C XM> 30(00 2(500 1(900 32 900 > (•? 31 700 . 6 ı , »200 > l*r 30(00 » fey 21(00 « My aSOO . (ay 1(«00 « 6 ^ 26 HAZİRAN'A KADAR DEVAM EDECEK KAMPANYAMIZDAN YARARLANIN (Yukandaki fiyatlara uçakla gidişdönüş, yanm pansiyon 1 hatta konaklama, transferlerdahildır.) Turizm v^ eleean elegan Turizm Velıkooayı Cad. Başaranlar Apt 111/6 A NısnnLişı Tel: 147 93 67 • 148 93 00 146 93 84 VaHkonağı Cad. Başaranlar Apt. 111/6A Nişantaşı 147 93 67 148 93 00 146 93 84 elegan turizm sunar AVRUPÂNIN SAYILI OTEL İŞLETMECİLİĞİ Her odası sıcak, soğuk duşlu özel WC ve balkonlu. Çocuklarınız için kreş özel çocuk havuzu ve oyun sahaları. Ayrıca özel hocalar eşliğinde 7 tenis kortu, voleybol, ping pong. hertürlü su sporu, diskotek, 1000 kişilik özel restaurant ile 150 kişilik alakart restaurantı, Türk kahvesi, yüzme havuzu, 1 km'lik özel plajı, barları, anfi tiyatro, kuaför ve dükkanları ile arzuladığınız tatili yapabileceğiniz tatil beldesidir. ÂEATURK 1AŞADI MI Oktay Akbal 660 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul PalmiyeVill^e KEMER 235.000.TL. 7 GECE TAM PANSİYON YÖNETİMİNDE GÖRÜLMÜŞTÜR İlhan Selçuk 3. bası 880 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı İSTER BİZİMLE, İSTER ACENTANIZLA TEMAS KURUN GENEL SATIŞ ACENTASI Cad. 3941 Cağaloğluİstanbul 1727 >aşlarında bayanlar, İngiltere'de çocuğa bak, karşılığında İngilizce oâren. 158 53 42 elegan turizm . Valikonağı Cad. Başaranlar Apt. 111/6 A Nişantaşı Telex : 27163 uak tr. Tel. : 147 9 3 6 7 1 4 8 9 3 0 0 1 4 6 9 3 8 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear