25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 3 4 8 ikiz üzerinde yapılan bir araştırma, genlerin sadece göz rengi, boy gibi Jîziksel özellikleri değil, aynı zamanda insan davranışını ve kişiliğini derinlemesine etkilediğini ortaya koydu. Magazin Servisi Değişik insan karakterlerinin, ırsiyete bağh olarak geliştiği konusunda geçerli karutlar elde edildi. Yıllardan beri, insarüann kendi genlerinin birer ürunü olduğunu savunan, fakat yeterli bir kanıta sahip olmayan bilim adamlan, ikizler üzerinde yaptıklan geniş kapsamlı bir araştırma sonucu yeterli delilleri elde ettiler. Minnesota Ikizler ve Evlat Edinme Araştırmalan Merkezi'nin büyük bir gizlilik içinde 1979 yıkndan beri surdürdüğü araştırma sonuçlan, geçen yıhn sonlannda kamuoyuna açıklandı. Raporlara göre, bu süre içinde merkezde 44'ü tek yumurta ikizi olan 348 ikiz incelendi. Incelenen ikizlerin en önemli özellikleri, çocukken birbirlerinden aynlarak ayn aileler tarafından evlat edinilip, birbirlerini tanımadan büyümüş olmalanydı. U.S. News and World Repon dergisinin verdiği habere göre, araştırma sonuçlan, genlerin sadece göz rengi, boy gibi fiziksel özellikleri değil, aynı zamanda insan davranışını ve kişiliğini de derinlemesine etkilediğini ortaya koydu. Araşiırmanın yunituldüğü Minnesota'daki merkezde bilimadamlan, insarüann düşünce ve hareketlerinin çevrenin etkisinden çok DNA'lar tarafından belirlendiği sonucuna vardılar. Merkezin yayımladığı raporlara göre, otoriteye boyun eğme, canlı bir hayal gücü, yabancılarla ahbaplık etmeye meyilli olma gibi özellikler, daha döllenme anında ortaya çıkıyor. Minnesota araştırmasının dışmda yapılan bir takım incelemeler, bu sonuçlan destekleyen nitelikteydi. Bu araştırmalara göre genler, alkolizm, depresyon, aşın şişmanlık, seks rollerinin seçimi, fobiler gi Sahıbı: CanhurrjFtt Maıbaacüık ve Gazetecüik TUrk Anonım Şirkeıı adına Nadir N*U • Gend Yayın Müdürü: Haan C n t L Muessese Müdürü: Eatae L'fakbftl, Yaa tşlen MUdOrü: Okay GöMBrin, • Haber Merkea Müdürü: Y«lpn B«)«r. Sayfa DUzeni Yönetmeni: A i Aor, • Timsılcıler ANKARA: Yalpn DojjM, IZMlR: Hiknrt Çcttakaya, ADANA: Cttal 1 Isanbul Haberlen: Refca öz, Dış Habnler Erguıı Bdo, Ekonomı Osmaa Ulatay, KükOr CeM Üs»w, Magazin: Mctart Y^U, Spof Duıı$manı: AbdMudfc YaccfanaB. Düzehrae M f c D a t ı * , BilnnEgaim M * AfcN* USendika: Şikna Kcfcad, HaberArasınn»: Ufak GüHto*, Yurt Haberlot Nccdtt DoftM • Kootdioaıör Ahact K ı ı r i ı i , • Mali tsler. Ent Ertnt, • ReUam: Ay* ToniKEk Yiyınlar. ', Hwty» Akjrel • ldarr HoMyta Gttıtr, tsteme: Öadrr Çdik, BügıUkm: Nail laaL Bason ve Yayarv CamlıariyM Maıbaacdık ve Gaznccüık TA.Ş. Türk Odjı Cad. 39/41 Cagaloglu, Î43M la , PK: 246tsunbul, Tet 512 05 05 (20 hat), Tkta 22246 • Bamiar Aakan: Zıya Gökalp Bulvan tniuUp Sokak No: 19/4, Td. 133 11 4147, Tefc* 42344 • lanlr H. Ziya Bulvan, 1352. Sok 2/3, Tel: 25 47 0913 12 30, l U e c 52359 • Adaac Inönü Cad. 119 Sok No: 1 Kaı 1. Tel 145501973], Tdcc 62155. TAKVÎM 8 MAYIS 1987 İmsak: 4.05 Gunes: 5.47 ÖğJe: 13.05 Ikindı: 16.58 Akşam: 20.14 Yatsr. 21.49 Gen, kişiliği belîrliyor Genetikçiler, çevreciler tarafından ırkçılıkla suçlanıyor. Psikologlar ise genlerin belli bir eğilim ortaya koyduğunu, ancak davranışı kontrol edemeyeceğini belirtiyorlar. bi kişüik özeüiklerinin belirlenmesinde etkili oluyor. Genlerin, insarüann özelliklerini belirlemesi konusu, özellikle genç bir bilim dalı olan sosyobiyoloji tarafından destekleniyor. Biyoloji, antropoloji, hukuk, psikoloji ve ekonomi bilimleri üzerine kurulu olan sosyobiyoloji, genlerin ve çevrenin aynı sistemin iki parçası olarak etkileşimde bulunduklannı öne surüyor. Bu görüşe göre doğa ve çevre, bazen uyum içinde oluyor, bazen de birbirlerinden ayn etki yapıyorlar. Jnsan bilinci, doğumda temelleri atılrruş bir kişilikle dolu oluyor. Kişilerin bu karakter özellikleri, yetiştiriliş ve diğer çevre faktörleriyle bastınUyor ve> a yüceltüiyor, fakat hiçbir zaman kaybolrnuyor. Sosyobiyologlar, saldırganlık, suça eğilim ve entellektüel becerilerin biyolojik olarak kacırulmaz olduklarını savunuyorlar. Suca eğilim konusunu inceleyen Kaliforniya Univershesi'nden psikolog Sarnoff Mednkk, yaşamlannı incelediği 14.000 evlat edinilmiş kişi içinde suç davranışları gosterenlerin ailelerinde önceki nesillerde de benzeri davranışları gözlediğini açıklıyor. Mednick, ailelerinde suç eğilimi olan kişilerin izlenmesini ve bu eğilimlerini önleyecek ortamlarda yetişmeleri gerektiğini vurguluyor. Ote yandan, bazı insanlann diğerlerinden daha üstün olduğunu iddia etmediğini birçok defa belirtmesine rağmen, zoolog ve "Sosyobiyoloji" adb bir kitabrn yazan olan Edward O.Wilson "genler bir kiilturü tasına ik kontrol altında tutarlar" dediği için Nazilikle suçlanıyor. Hayvanlan inceleyen ve bunlardaki toprak kavgası, flört, tecavüz, homoseksüelük, hayat kurtarma gibi insan özelliklerini saptayan Wilson, 4 milyar yülık bir evrim sonunda tüm cinslerin doğal seçimle, çevreye uyum sağlayan genlerini koruduklannı belirtiyor. Bilim çeNTelerinde sonu gelmeyen tartışmalara neden olan bu görüşler birçok soruyu da berabcrinde getiriyor. Bunlardan biri, her insanda kendi cinsini korumaya yönelik bir "bencil g e o " olmasına karşın, bir anne nasıl oluyor da çocuğunu lcurtarmak için kendini ateşe atabiliyor? Sosyobiyologlar bu soruyu, annenin çocuğunu kurtararak, taşıdığı geneük kopyanın birini (kendisini) feda etmesine rağmen, diğer kopyanın (çocuğun) yaşamasını sağladığını belirterek yanıtlıyorlar. Genetikçiler, çevreciler tarafından ırkçıhk yapmakla suçlanırken, psikologlar genlerin belli bir eğilim ortaya koyduğunu, ancak davranışı kontrol edemeyeceğini belirtiyorlar. Hiçbir genetik yapı, insanı arzusu dışında davTanışlarda bulunmaya yöneltemiyor. Özel okul kayıt tahhleri A nkara (Cumhuriyet JA Bürosu) 19871988 öğretim yılında özel anaokulu ve ilkokullara kayıtkabul tarihleri belli oldu. Buna göre, özel Türk ilkokulları ile bünyesindeki anasımfı ve anaokullarına aday öğrenci kayıt işlemleri 11 Mayıs 1987'de başlayacak, 22 Mayıs 1987 tarihinde sona erecek. Özel Turk ilkokullarının bünyesindeki anasımflarına aday kayıtlçn 2527 Mayıs 1987 tarihleri arasında, özel ılkokullarda aday kaydı ise 112 Haziran 1987 tarihleri arasında yapılacak. Bu arada, özel ilkokullarda ve anasımflarında seçimi yapılan öğrencilerin kesin kayıtları 15 Haziran3 Temmuz 1987 tarihleri arasında yapılacak. Gradk azerınden eğrler fıziKseı duygusa ^e entelektuel rıtmlerde ay boyunca meydana gelen ınış çıkışlan göstenyor Duz çızgı 23 gunluk fizıksel ntmı. kınklı çızgı 28 gunluk duygusal rıtmı. noktalı çızgı 33 gunlük entelektuel ntmı ılade edıyor PTT Danışma Servisi nkara (a.a.) PTT Genel Mudürlüğü, özellikle telefon hizmetleriyle ilgili her türlü soruya cevap verecek 026 Danışma Servisi'ni hizmete sokuyor. a.a. muhabirinin edindiği bilgiye göre, 026 Danışma Servisi, deneme mahiyetinde 12 mayıs pazartesi günu A nkara'da hizmete girecek. Uygulama, daha sonra tstanbul ve tzmir başta olmak üzere yaygınlaştırılacak. Kolej sınavları yarın ANKARA (a.a.) İlkokul son sınıf öğrencilerinin umut bağladığı Anadolu liseleri, özel Türk ve yabancı okullar smavı, yann yapılacak. Sınava başvuran öğrencilerin yuzde 16'sı okullara girebilecek. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre, sınav 67 il merkezi ile Lefkoşa ve Libya'nın Trablus kentinde yapılacak. Sınav için başvuran 149 bin öğrenciden ancak 25 bin 313'ü okullara yerleştirilecck, 123 bin 687'si ise elenecek. Sınav sonunda 78 Anadolu lisesine 8 bin 28 öğrencı alınacak. 92 özel Türk ve yabancı okula 16 bin 781 öğrenci yerleştirilirken, yedi Anadolu meslek lisesine de 504 kişi girecek. Sınav sonuçlan 15 haziranda, kazanan öğrencilere taahhutlu, kazanamayan öğrencilere adi mektup olarak postalanacak. Biyoritm, geleceği önceden söylüyor Biyoritm teorisine göre insanlann yaşamını fiziksel, duygusal ve entelektuel ritmler belirliyor. Bu ritmler, periyot süreleri içinde yükselen ve alçalan eğriler çiziyor, belirli günlerde en alt ve en üst düzeye geliyor. Magazin Servisi Yann yataktan kalktığında kendini formda hissedip hissetmeyeceğini, beyninin önemli kararlar vermeye yetecek kadar çalışıp çalışmayacağını, ya da gün boyunca her önüne gelenle kavga edecek kadar aksi mi, yoksa her saldırıya gülür> geçecek kadar sevecen mi olacağını kim bilmek istemez? Bütün bu ve buna benzer sorulann yanıtını, biyoritmle almak mümkün. Doğum tarihlerinden yola çıkan biyoritm, herkesin günlük durumunu önceden söyleyebiliyor. Biyoritm teorisine göre insanlann yaşamını fiziksel, duygusal ve entelektuel ritmler belirliyor. 23 günlük periyodlara sahip olan fiziksel ritm insanın fiziksel gücünu etkilîyor, yani o günkü cesaret, enerji, saldırganlık, irusiyatif, sabır ve direnç düzeyini beUrliyor. Periyod süresi 28 gün olan duygusal ritm ruhsal güçleri yönlendiriyor, yani duygulan, günlük ruh halini, sezgi gücUnıi ve yaratıcıhğı etkiliyor. 33 gün periyodlu entelektuel ritm zihin açıkhğı, kavrama, hanr cevaplık ve tepki gösterme gibi yetenekler üzerinde etkili oluyor. Kimi biyoritm uzmanlan bu üç ritmin etkilerini ayn ayn yorumlarken, kimi de hepsinin birbirine bağh olduğunu savunuyor. Her periyot süresi içinde bütün ritmler yiikselen ve alçalan eğriler çiziyor, belirli günlerde en alt ve en ust duzeye geliyor. Fiziksel ritmde en alt düzey guç toplama zamanım ifade ediyor. Bu süre içinde alınan vitaminler, vücut tarafından daha iyi değerlendiriliyor. En üst aşamada bedenin direnme gücü yükseldiği için virüslerden daha kolay korunuluyor. Bu aşama aynı zamanda ameliyat olmak için en uygun zaman olarak kabul ediliyor. Duygusal ritm için en alt aşama süknnet ve denge, en üst aşama ruhsal coşkunluk anlamuıa geliyor. Yani sezgi ve düşünce gerektiren yaratıcı faaliyetler için en uygun zaman duygusal ritm eğrisinin en üst noktası oluyor. tnsanlar bu günlerde daha kolay motive oluyor ve dünyaya daha olumlu bir gözle bakıyorlar. Entelektuel ritm eğrisinin en alt aşamasında insan daha rahat öğrenme yeteneğine sahip olurken, en üst aşamasında düşuncelerini daha açık bir biçimde aktarabiliyor ve düşünceleri hareketlilik 4cazanıyor. Danıştay'da kutlama A nkara (a.a.) JT\ Danıştay'ın kurulusunun 119. yıldönümü ve "tdari Yargı Günu" 10 mayıs pazar günu kutlanacak. Danıştay'ın kuruluş yıldönümü dolayısıyla Başkan Orhan özdeş başkanlığında üyelerden oluşacak bir heyet, pazar sabahı Anıtkabir'i ziyaret ederek, kabre çelenk koyacak ve Ata'nın manevi huzurunda saygı duruşunda bulunacak. Paraşüt şampıyonası Süpürgeciler teknolojiye direniyor Kerpiç imalathanelerin önünde kükürt fırmları var. Bu fınnda altın sansı süpürge otları süt gibi beyaz bir renk alıyor. Ayrıca kükürt, otların dayamklılığım da arttırıyor. LEVENT ÇAĞLAR Elektrikli süpürge firmaları sürekli teknolojiîerini yenileyerek birbirleri ile yanşıyorlar. Kimi firma "ıslak kunı" kimi firma "sensor robot" ürünlerini "Hanımlar. artık yuvalannmn temizligini robotlara bırakın" gibi reklam kampanyalan ile tanıtırken Edirne'nin han içlerinde hâlâ en eski yöntemlerle süpürge üretiliyor. Edirne'nin eski hanlanndan Meriç Han her gun sabah yeni bir heyecan ile açılıyor. Bu heyecan süpürge otu fiyatlarının belirlendiği "Süpürge Borsası"ndan kaynaklanıyor. Çiftçi, tarlasından topladığı süpürge otlannı bu hanlann önüne getiriyor. Edirne Ticaret Odası'na bağlı Süpürge Borsası, tellallannın sesiyle açılıyor. Ve borsacı günun fıyatmı uzun bir açık arttırmadan sonra belirliyor. Gunün borsa fiyaundan alınan süpürge otlan imalathanelerin önüne yığılıyor. Meriç Han'a ancak bir at arabasının geçebileceği bir kapıdan giriliyor. Avluyu çevreleyen kerpiç, iki katlı imalathanelerin hemen önünde kükürt fınnlan var. Bu fınnda altın sansı süpürge otlan süt gibi beyaz bir renk alıyor. Aynca kükürt, otların dayanıkUhğını bir kat daha arttınyor. Han odalannın içi süpürge otlan ile kaph. Yüksek tahta sedirin hemen üzerindeki san ışıkta calısan insanlar teknoloji ile yanşırcasına hızh hıdı çalışıyorlar. Çünkü bu imalathanelerde çalışanlar süpürge başına ücret alıyorlar. Sabahın yedisinde gelen süpürge işçileri desteledikleri süpürge başına 200 lira kazanıyorİar. Loş ışıklarm altında henüz kükürt fırınından çıkmış otlar önce ayıklanıyor. Bu işlemi yapanlara urdacı adı veriliyor. Ayıklanmış saplar daha sonra destecilerin yani saracılann eline geçerek sanlıyor. Daha sonra deste haline gelmiş süpürge otlan kırmızı ve mavi iplikler ile dikiliyor ve paketlenip piyasaya sürülüyor. Remzi Toros adlı işçi yıllardır süpürge yaparak geçiniyor. Sabahın saat yedisinde imalathaneye gelmişti. Akşam saat yeaide hâlâ çalışıyordu. "Biz dünyanın en sağlam ve en ucuz süpurgesini üretiyoruz" diyen Toros'u az kazanç bıktırmış. "Hamallık jTipmak bundan daha fazla kazanç getirir, ama baba meslegi, sürdüreceğiz" diyor. Ve bir süpürgeyi 20 dakikada yaptığını söyleyerek teknolojiye karşı böbürieniyor. Rıza Esgi ise sözlerine İstanbuliu tüccarlardan yakınarak başlıyor. "Onlar ilhalata yöneldi, bizi anuttular" diyor, kükürtten söz açıyor: "Kükürtü Zirai Donatım Knrumu'ndan alıyoruz ancak sürekli bulmamız mümkün değil. Karaborsadan alıyoruz 5 bin liralık kükurlü 15 bin liradan. Gu>n pariayıcı \anici madde imiş. Yani bizlere güvenmedikleri için bizi karaborsacıoın kucagına atıyorlar" diye konuşuyor. nkara (a.a.) Silahlı Kuvvetler 1987 yılı paraşüt şampıyonası 813 mayıs tarihleri arasında Ankara'da yapılacak. Etimesgut Hava Ulaştırma Grup Komutanlığı'nda düzenlenecek şampiyonaya, Kara, Hava ve Denız Kuvveıleri Komutanlıkları ile Harp Okulları takımları katılacak. İlaca zam A nkara (a.a.) Sağlık JM. ve Sosyal Yardım Bakanlığı, yayımladığt ilaç fiyat listesi ile 379 ilaan fiyatmın zam gördüğunü duyurdu. Bakanlıktan valiliklere gönderilen 5 Mayıs 1987 tarihli son listede yer alan 379 ilaan fiyatı yuzde 6 ile 35 oranında artırıldı. Novaigin, Baralgin, Vermidon gibi ağrı kesicilerin de fiyatlarının yeniden belirlendiği listeye göre, idrar söktıirücü Triazidin 'in fiyatı 536 liradan yüzde 26 zamla 675 liraya yükseldi. Sedef ve alerjik hastalıklarda kullamlan ultralannın 4666 lira olan fiyatı, yüzde 25 zamla 5832 lira oldu. TEKNOLOJİ İLE YARJŞ Han odalannın içi süpürge otlan ile kaplu Yüksek tahta sedirin hemen üztrindekt son ışıkta çahşan insanlar, teknoloji ile yanşırcasma hıttı hızlı çalifiyorlar. Türk çekinceleri tartışma konusu Yöneticilere psikolojik kurs Psikoiojik seminerlerde üst kademe yöneticiler killi çamurla oynuyor, hayal güçlerini kullanarak çeşitli rollere bürünüyor ve pandomim yapıyorlar. Magazin Servisi Federal Alman iş çevTelerinde yeni bir akım doğdu. Birçok firma işyerlerinde insanlardan kaynaklanan sonınlara çözum getirmek amacıyla çalışanlannı, psikoiojik seminerlere ya da doğayla başbaşa kalacaklan yerlere göndermeye başladı. Üstelik bütün bu girişimlerin masraflan tamamıyla firmalar tarafından karşılanıyor. Çoğunlukla üst kademedeki görevlilerin de gönderildiği seminerlere zaman zaman çeşitli bölümlerin topluca katıldığı da oluyor. HevvletvPackard bilgisayar uzmanlanna Fransa'dan gelen eski bir rahibe ile yardımcı ohnaya çalışırken, rakibi Nbedorf firması çalışanlanna iki haftalık bedensel, ruhsal ve entelektuel yenilennıe fırsatı tanıyor. Alman firmalanndaki yeni akımın yaratıcılan "Yüksek randıman arayışı" isimli bestsellerin y azarlan Thomas J . Peters ve Robert H. VVaJerman oldu. Bu iki Amerikalı başanlı Amerikan fırmalannın kaydettiği ilerlemeyi insana verdikleri büyük öneme bağkyordu. Ucretleri firma tarafından ödenen kurslardan üç günlük olanlan kişi başına 1200 mark (yaklaşık 540 bin lira). Kursa 12 kişiden oluşan bir servisin tümü katıldığında ise 20 bin mark (yaklaşık 9 milyon lira) ödemek yeterli oluyor. Personelierin sağlığı için para harcayan fırmaların kân ise çalışanlann ve onlann bağh olduğu sistemlerin daha iyi işlemesi oluyor. Hewlett Packard fırmasmdan Peter Oswald ruhsal açıdan güçlenen insanlann etraflannı sorguladıklannı ve özellikle bilgisayar fırmalannın böyle "yaratıcı kafalara" ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Yönetici kademelerinde yer alanlar da çalışanlannı da yakından tanımak amacıyla toplu kurslara katılıyor. Conecta fırmasına kurs veren Loos böyle durumlardan ilk önce şefleri ele aldığını belinerek, "Balık baştan kokar. Zaman zaman bir şefe 'sonın sizsîniz' demek zorunda kaldığım oldu" diyor. Psikoiojik seminerler sırasında çahşanlar kendi iç dünyasına yönelerek, duygulannı serbest bırakmasını öğreniyor. Birkaç gün sonra firmanın çeşitli bölumlerinde çalışan kursiyerler arasında kendiliğinden bir yakmlık doğuyor. Karşıhklı konuşmalar sonucunda işyerinde aksayan noktalar açığa çıkanlmış ve herkes rahatlamış oluyor. Bir başka psikoiojik şeminerde ise üst kademe yöneticileri killi çamurla oynuyor, hayal güçlerini kullanarak çeşitli rollere bürünüyor ve pandomim yapıyorlar. Yenilenme kurslannda çalışanlar, Yeşiller ve sendikacılarla heyecanh görüşmeler yapıyor, zaman zaman büro ve eve geTi dönüyorlar, üç gün boyunca da ormanda güç koşullar altında ayakta kalmasını öğreniyorlar. DOĞA İLE TEDAVİ Alman yönetitiler işyerinin yarattığı bunahmlardan kurtulmak için bir hafta doğayla iç içe yaşıyorlar. Bütün masraflar firma tarafından karşılanıyor. Bireysel başvuruda pürüz HADt ULUENGİN SHASBOURG Dısişleri Bakanı Vrft Halefothı'nun döncm başkam sfauyla yönettiği Avnıpa Konseyi,iün calışmalanru Strasbourg'da sorâ erdirirken Türkiye'nin "fcincdcrle" kabul ettigi Konsey'e birysel başvuru hakkımn, bu "ç«İBce»er" kaale alınmadan da lcutuıılabilmesi ihtimali dogdu. Ankaa'yı oldukça zorlayacak bu durumvt gerçekleşebilmesi için lüzumlu sar. Avmpa Konseyi İnsan Haklan tomisyonu'nun Turkiye'den geleot ilk başvuruyu gündemine getinesi ve bu davadan yola çıkarak daTürk hükümetinin bireysel başvuruyu sınırlayacak her hangi bir beyanatta bulunarnayacagına karar vermesi. Böylelikle, Ankara'nın Strasbourg'a ilettigi ve esas olarak demokratik ve sendikal özgürlükleri sınırlamaya yönelik "çekinceler", hukuki bir engel oluşturmayacak. Diger bir deyişle, Türk yurttaslanmn, Avnıpa İnsan Haklan Sozlesmesi'ne aykın olduğunu düşünduğü bütün yasa ve uygulamalann Strasbourg'ta da ele alınabilmesi pratik olarak gerçekleşecek. Bu yeni durumun ortaya çıkmasına zemin haarlayan beürtiler şunlar: Türkiye'nin geçen 29 martta, Avrupa Konseyi İnsan Haklan Komisyonu'na bireysel başvuru hakkıru kabul ederken özellikle demokrasi ve sendikal haklar konusunda birtakırn iıstü kapalı çekinceler getinnesi ve Türk yasalannın insan haklan sözleşmesine aykın biçimde yorumlanamayacağuu duyurması, gerek konsey üyesi Ulkelerde, gerek uluslararası hukukçular arasında tartışmakra yol açtı. Bazı üye başkentler, şimdiye kadar hiçbir devletin bireysel başvuru hakkını kabul ederken "yommlamalar" getirmediğini bildirerek, Ankara'nın tutumununbenimsenmesi halinde, kendilerinin de değişjk dogrultuda çekinceler koyacağım ifade ettiler. Aynı sekilde sorun, Strasbourg'daki hukukçular arasında da tartışma konusu oldu. Avnıpa Konseyi "Hukuk işleri" Türkiye Raportörü ve Aiman sosyahst miUetvekili Stoffelen'in dün Strasbourg'daki Tüık gazetecüeri için düzenledigi basm toplantısmda, "görüştdğum bütun hukuk uzmanlan Türk başvurusundaki 'yonunbu&ftiann' kale abnamayacağını bildırdiler" şeklinde konuşması da sorunun daha çok su yüzüne çıkmasına yol açtı. öğleden sonra, Strasbourg'daki İnsan Haklan Komisyonu'nun bazı üyeleriyle görü&en Türk gazetecilerine verilen bilgüer ise. bu hukukçulann herhangi bir yorum geürmeme(Arkası 13. Sayfada) Kızüay Kan Haftası A nkara (a.a.) Diyanet XM. tşleri Başkanlığı mensupları, Kıztlay Kan Haftası dolayısıyla kan bağışında bulundular. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hamdi Meri, kan bağışı töreninde yaptığı konuşmada, kan bağışlamak için, özellikle Ramazan ayını seçtiklerini belirtti. Mert, "Bu suretle, vatandaşlarımızın (oruçluyken kan verilmez) diye tereddütleri varsa bunu yıkmak istiyoruz" dedi. Müzik yasağımn mantıgı yok bltur Servisi TV Dairesi Başkanı Mehmet T M Akköpnılü'nun bir suve önce "Ramazan ayi sodnct programda >erti ve dış kaynaklı pop muzütarçalanna vtr verilmejıecektir" şeklinde bir goige yayımlaması, muzık çevrelerinde çeşitli tepki» yol açtı. " Dairesi Başkanı Akköpnılü'nun bu kararıV a Cumhuriyet tarihinde böyle bir kararla ilk kez lııtlaşıyoruı" şeklinde yoruralayan besteci Melikübar, konuşmasına şöyle devam etti; "Hiçbir nxUğı olmayan bir karar. Eğer izleyicilerin bir lc«ı Birinci Kanal'da verilen mtıziği dinlemek isteryorsa Ikinci Kanal'ı açar. S«çme hakkı olan bıılkede, bana kimse müzik turiınü seçliremez. Şunda sadece İran ve Libya gibi ulkelerde hafif mik turu yasak. Boyle bir karar Turkije'de nasnnabiliyor bilmiyorum. Bu muzik oruç mu boznr acaba? Bence bu karar 19 Mavıs'ta oğreni»« •mn etekle eosteri yapmalan ile aynı koşutiukta." Çeşitli ulusal ve uluslararası yanşmalara besteleriyle katılan Selmi Andak ise nasıl din ile devlet işleri kanştırılmıyorsa, din ile sanatın da karıştınlrnarnası gerektığini söyleyerek, "Bn konuda da özgürhik «ırdır, demokrasi vardır. Muslüman olan Türkiye'de, ne peygamberin koyduğu esaslarda ne de Kuran'da bir sanatın ramazan ayında kısıllanmasına rastlayamazsınız. Tam tersine iftardan sonra ramazan eğlencelerinde kantolardan gobek havasına kadar her tur eğlenceye \er verilir. Bu karar Alalurk Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar ilk kez rastlanan bir karar. C stelik Curovision Şarkı Yanşması yayımlanı>or da neden pop muzik yayımlanmasın. AtT'ye girmeye çaba gösteren Türkiye'de müzige kısttlama getirmek dognı değil" dedı. Bu arada tstanbul Televizyonu yetkilileri, yasaklamanın müzik türünden değil, görunmdetı kaynaklandığı, yerli muzık >apımlarının ramazan ayı içinde yasaklanmayacağını bildirerek, sanatçılann ramazan ayına uygun kıyafette olmadıklan laktirde örtunmelerini söyleyebileceklerini, küpeli erkeklerin ve mıni etekli bayan sanatçılann bu yasağa girdiğini belırttiler. Yetkililer, Ikinci Kanal'da dönuşumlu olarak yaymlanan Sezen Cumhur Önalın hazırladığı "Muzik Ydpazesi" ve İzztt Oz'ün yapımını gerçekleslırdiği "'SüperviEyorf'un çekimİerinin sürdüjünü ve ramazan ayında bu programlann ekrana geleceğini bildırdiler. Ramazan ayı boyunca "Gençlerie Birlikte" adlı dış kaynaklı muzik programı yayından kaldırılan Namık Kasapbaşoğlu, bu karann bir kurumun kendi tasarrufu olduğunu, TRT yetküisi olarak birşey söyleyemeyece|inı bıldirerek, bu kararı bir TV izleyicısi olarak gereksu bulduğunu söyledi. Kasapbaşoglu konusmasuıı şöyle surdürdu: "Bu, dı$ (Arkası 13. Sayfada) TVDaire Başkanı'nın pop müzik yasağına îepku Sakatlar Haftası A nkara (anka) J[\ Sakatlar Haftası pazar günü Ankara'da yapılacak torenle başlayacak. Bu yıl, 6. kez duzenlenen hafta, sakatların çeşitli sorunlarınm dile getirilmesi, çözum yollarının aranması, toplumun ve ilgili kuruluşların ilgi ve desteğinin sağlanması amacını taşıyor. Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı Taşçıoğlu'nun açılış konuşması ile başlayacak Sakatlar Haftası çerçevesinde, "Görmeyenler Günü", "İşitme ve Konuşma Ozürlüler Günü", "Ortopedık Ozürlüler Günu" ve "Zihinsel ozürlüler Günü" yapılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear