23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 MA YIS 1987 KÜLTÜRYAŞAM KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK YÖNETEN ŞAHİN ALPAY CUMHURİYET, YAYIN DÜN1AS1NDA ÜVCELEME ARAŞTERMA İki ayrı felsefe geleneğî Çagdaş Felsefe, Bedia Akarsu, înkılap Kitabevi, 2. baskı, 1987, 279 sayfa. F e l s e f e Tarihi, Frederick Coplestan, Çevj Aziz Yardımlı, tdea Yayınları, 1986. ARDA DENKEL Çağdaş felsefenin gelişim öyküsünü, son dönemlerde varlık gösteren, etkili olan felsefe okuilarını, bugünün canlı felsefe tartışmalarını anlatmanın kendine özgü, engelleyici bir yönü var. 19. yüzyıl kıta Avrupası'nda giderek yaygınlaşan romantik yaklaşım, bu felsefe ile "soğukkanlı" Ingiliz düşünce geleneğinin yollannın aynlmasına neden olmuştur. 17. ve 18. yüzyıllarda, örne|in HobbesDescartes, BerkeleyMaJebrancbe, LockeLeiboiz ve Hume ile Encyclopediste'Ier arasında kurulmuş olan eleştirel diyalog giderek yitirilmiş, 20. yüzyılda ilerlendikçe, ayrılan yollar büsbütün bir kopukluğa dönüşmüştür. Bu olgu kendisini, birbirinin yaptığı felsefeyi anlarnamak, küçümsemek, felsefeden saymamak ya da birbirini bütünüyle yok saymak gibi tutumlarla ortaya koyagelmiştir. AngloSakson ve kıta Avrupası düşünceleri çağımızın başlıca felsefî gelenek ve odaklarını oluşturduklan için, bunlar arasındaki bölünmüşluk kendini onlann dışında kalan, "izleyici" ulkelerde de gösteriyor. Bu ülkelerin felsefecileri, bu geleneklerden hangisi bağlamında yetismişlerse, onun içten savunuculan oluyor, bu geleneğin önemini vurgulayıp "öbürküleri" yok sayıyor; öbürkülerin kendi içlerinde büyük önem verdikleri kimi düşünürlerin değerini görmezden gelebiliyor. Belki de uzmaniaşmanın, belli bir derinliğe ulaşmanın, seçilen alanlar üzerinde daha çok yoğunlaşmayı gerektirdiği çağımız düşüncesinin kaçınılmaz bir yazgısı bu. öte yandan bunun sağlıksız bir durum olduğu öne sürülebilir mi? Iki ucu birleştirmeye, kendince köprüler kurmaya çalışan kimilerinin içine düştükleri çelişki ve akıl karışıklığına bakılırsa yan tutmak, "karşı tarafa" saygıyı yitirmemek koşuluyla, hiç olmazsa kendi içinde tutarlı bir tutum. Felsefede yan tutmak Sayın Prof. Dr. Bedia Akarsu, genişletilmiş ikinci baskısı yayımlanan kitabının giriş bölümünde, değindiğimiz bu kopukIuğu tam bir açıklıkla dile getiriyor. Ancak kendisi aynı açıklıkla dile getiriyor olmasa da bu çaltşmasının en belirgin özellikIerinden biri, yukanda apklamaya çaJıştığımız anlamda yan tutuyor olması... Akarsu, "Çağdaş Felsefe" başhğı altında yalnızca kıta Avrupası felsefesinin J ^ yüzyıl baslanndan 20. yüzyıl ortalanna uzanan döneminin zevkle okunan bir gelişim öykusünü sunuyor. Kant'ian bu yana gerçekleşen felsefi gelişim dogrultulannı AngloAmerikan düşünceçerli: Akarsu, ne Bentfaam'ı ne Mfll'i ne de Spencer'i kitabına almıyor. Öte yandan, AngloSakson gelenegiyie bütünleşmişliklerinden olacak, bir Meinong ve bir Frege de "kulübe" giremiyorlar. Amerikan pragmacıları Peirce, James, Dewe>' ve Lewis ise ortaya hiç çıkarılmıvor. için yararlı bir ders kitabı, başkaları için de kimi eksiklikleri kapatan değerli bir başvuru kaynağı olacaktır. Genel okur içinse edinilmesi gerekli bir felsefi bilgi dağarcığı niteliğindedir. Yan tutmadan Peki, yan tutmayan bir felsefe tarihi yazılamaz mı? Elbet yazılır ve bu, çağdaş dönemlerin gerisine gidildikçe daha da rahatça yapılabilen bir şey olur. Ancak bunun fıyatı, kapsam) genişletmek ve dolayısıyla boyutlârı buyutmektir. Orneğin Frederick Copleston'un felsefe tarihi bu alanda bilinen en kapsamlı birkaç çalışma arasmdadır. Ortala • ma 500'er sayfalık 9 ciltten oluşan bu dev yapıt, eski Yünan'dan bu yana belli başlı hemen her duşünuru ayrıntıyla tartışır. İdea HIZIJ GAZETECİ NECDET ŞEN Yayınlan ulkemiz için alışılmışm miv'nu tanıtan roportajm v<z frirkoç gün sonro h'K ' Dustunde bir kâğıt ve baskı niteliPEkiâ &ihat>er'in Pazo'Eki'nâa kü f ı" kafilestrrı taşıyo/r Ojr yot ği taşıyan kitapçıklarla bu yapı11 tın çeşitli bölumlerinden çeviri"1K Ktm'na açılao $•ler yayımlıyor. Ele ahp, sayfalaMmoy başordı. rını çevirip, içini koklaması bile başlı başına bir zevk olan bu kitaplar, Copleston tarihinin Sokrates öncesi felsefe, Platon, Aristoteles, Descartes, Spinoza ve Hegel'e ilişkin bölumlerini oluşturuyor. Böylesine büyük çaplı bir yapıtın tümünü dilimize kazandırabilirse, İdea Yajınlan gerçekten önemli bir hizmet başarmış olacak. Yalnız bu kitapları alanlar Prof. Akarsu'nunki gibi bir Türkçe ile karşılaşmayı hiç ummasınlar. Sayın Aziz Yardımlı, çevirisinde kimi kulaklan tırmalayacak iki şey yapıyor: Kullandığı "öz Türkçe" felsefe terimlerinin birçoğu, bu meslekten ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI olanlar arasında bile yerleşmemiş, anlamı çarpıtabilen ve hatta yerleşmiş almaşıkları olan gelişiguzel sözcükler. Bunlar tutarlılık kaygısı gudülmeden "Frenkce" terimlerle yan yana ve iç içe kullanılıp duruyor. Ancak asıl sıkıntı veren, Yardımlı'nın kullandığı tümce yapısı. Tümceler Ingilizce'deki yapılarını hemen bütünuyle koruyarak "Turkçeleşmişler". Sanki Türkçe sözcüklerle yazılmış bir Ingilizce metin okurmuş gibi oluyor insan. Evet, daha iyi çevrilebilirdi bu kitaplar; ama böyle çevrilmiş olmalannm hiç çevrilmemelerinden daha iyi olduğu inancında AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKK4N yız. ak ih b*rnm îçîfl nt "Öbür felsefe" adına Yanlış anlaşılmasın, bu vurgu farklılığmı ve getirdiği eksikliği ortaya bir eleştiri olarak koymuyoruz. Yapmak istediğimiz, bir olguyu saptamak. Ortaya koymaya çaiıştığımız, felsefenin ve felsefecilerin bakış açılarına göre ne ölçüde bölünmüş bir durumda olduklarının "öbür felsefe" adına bir saptaması. tçtenlikle söylemek gerek, eğer aynı dönemlerin felsefe tarihini bu HîLt'l AK. ÇAGDÂS FELSEFE "Ang/oSakson ve Kıta A vrupası düşünceleri, çağımızm başlıca felsefi gelenek ve odaklarını oluşturdukları ıçin bunlar arasmdakî bölünmüşlük kendini onlann dışında kalan, 'izleyici' ulkelerde de gösteriyor. Bu ülkelerin felsefecileri, bu geleneklerden hangisi bağlamında yeüşmişlerse, onun içten savunuculan oluyor; bu geleneğin önemini vurgulayıp 'öbürküleri' yok sayıyor." satırlann yazarı kaleme alsaydı, kendi bağlı olduğu geienek gereği, benzer bir yaklaşımı tam ters yönden uygulardı: Yukarıda eksikliklerini saydığı tüm düşünürleri ayrı ayrı ele alır, öte yandan örneğin ne Dilthey'ı ne de Hartmann'ı kitaba sokmayı aklının köşesinden bile geçirmezdi. Tersine, bu kicabın yan tutarak yazılmış olması kanımızca onun önemli bir değerini oluşturuyor. Tutarlıltk ötesinde, sevilerek ve benimsenerek tanıtılan bu duşünurler, Prof. Akarsu'nun her zamanki akıcı ve etkili Turkçesiyle en rahat anlaşılır bir biçimde sunuluyor. Çağımız üzerinde büyük izleri olan Alman idealizmi, Hegel sonrası özdekçi ve pozitivist akımlar, gorüngübilim ve varoluşçuluk gibi felsefeler, ilginç kılınarak tanıtılıyor. Bu çalısma kimi felsefe bölümleri öğrencileri Şoörvm u, Kaş'ı /<? palyan'ı da hnrtâsten onca frvlup ddnyoyu tamtan •'. 1 va "kaçocak ' 'juni va t?akir ktyıiac% arayon, t?ufigwi, yorgun vs <zgzdr?trik müstofi davrî/TKifer bez çantalon/ı: da Mikjn Kundam {an, On\t>crto Eco' lon ve P'po totbnkzriyle ve d<z CAM3ILPAK KOYU için \?'ır çığır açtıktannm biffnoy/e kumsala oyak tMSt/lur • • sini yok sayarak çiziyor. Ancak iki gelenek birbirinden öyle kopuk ki, bu yok sayış, çizilen gelişim doğrultularında pek de önemli aksamalara yol açmıyor. Akarsu'nun yan tutuşu, örneğin yalnızca 20. yuzyıün ortalanndaki AngloSakson düşüncesinin en önde gelen adlanndan Quine, Strawson, Kripke ve Putnam'ı dışlamakla kalmıyor. Analitik Felsefe başhğını taşıyan bölüme de (belki bir rastlantı olarak) butünüyle Cermen kökenli filozoflar dolduruyor. Bu bölümde Russell, Moore ve hatta Wittgenstein bile kendi başlarına ele alınmıyorlar. Modern deneyciük ve analitik felsefe yalnızca Viyana pozitivizmi bağlamında, o da örneğin Ayer atlanarak Schlick, Carnap ve bir aşamasındaki Popper ile temsil ediliyor. Bu tutum 19. yüzyıl için de aynen ge Kısa Kısa Tanju Cılızoğlu / KIR1K POLİ rafi" olarak tasarladığını söyluyor. TİKA: ANILARLA KÂMİL KIRIKOĞLU, Guneş Yavmları, Namık Kemal Behramoğlu / tstanbul 1987, 407 s. BtRSAVCININANILARI, Yalçtn Yayınları, Mayıs 1987, 176 s. Avukat N.K. Behramoglu 1978 mayısında serbest avukatlıgı bırakıp, 12 Eylul sonrasına kadar savcılık gorevinde bulunduğu Adana'nın Bahçe ve Yumurtalık, Balıkesir'in Bigadiç ilçelerinde ve Sağmalcılar cezaevinde lanık olduğu olaylarla ilgili gözJemlerını ve anılanm bu kitapta anlatıyor. boyutlanyla ele alacak bir monog Boratav Kevder Pamuk / KRİZ, GELİR DAĞIL1M1 ve TÜRKtYE'NtN ALTERNATİF SORUNU, Genişletilmiş 2. Basım, Kaynak Yayınları, Şubat 1987, 199 s. Hikmet Çetinkaya, 1970'ler Turkiyesi'nin gazeteci otarak izledıği çeşitli siyasal olavlanna ilişkin gözlemlerini içeren ve o yıllarda ülke ekonomisinden çeşitli kesitler veren yazılarını Kuşatılmış Sokaklar adını verdiği yeni bır kitabında bir araya getirdı. Kriz, Gelir Dağılımı ve Türkiye'nin Alternatif Sorunu C.E. Biack / ÇAĞDAŞLAŞMANIN İTtCİ GÜÇLERt, Çev. Fatih Gümuş, Turkiye tş Bankası Yayınları, Ankara 1986, 178 s. ABD'li siyaset bilimcı C.E. Blacki in, "Topiumlann geleneksel, kırsal bir yaşam biçıminden, akılcı, endustriyel, kentsel bir yaşam bıçimıne degışimi" olarak tanımladığı 'Vağdaşlaşma"nın teorisinı konu alan ve ilk kez 1966'da yayımlanan kitabı Turkçeye çevrildi. ım.nırt«sertd nt Kehd z/k etrrvyim sadece, / mm politize Louis Althusser / POLİTİKA VE TARÎH, Çev. A. Şenel Ömıir Sezgin, V Yayınları, Mart 1987, 158 s. Unlu yapısalcı, marksist duşıyıur L. Althusser'in tarıh ve polilika ilişkısı açjsından Montesquıeu ve Rousseau'yu inceleyen ıki makalesi, ilkı Fransızca aslından, ıkincisı Ingihzcesinden çevrilerek bir kitapta toplandı. Muzaffer İlhan Erdost / ŞEMDİNLt RÖPORTAJt, Onur Yayınları, İstanbul 1987, 246 s. CHP'de Ismet Inönu'nun son, Bulent Ecevit'in ilk genel sekreterı Kâmil Kırıkoğlu'nun (19141985), bir bölümu Guneş gazetesınde yayımlanan aruları kıtap olarak basıldı Kırıkoğlu'nun, gazeteci ve yazar Tanju Cılızoğlu tarafından derlenerek kaleme alınan aruları 19501980 arası sıyasal tarihimke ışık tutan bir kaynak. Erbil Tuşatp / BİN BELGE, Dost Kitabevi, 1. Basım, Şubat 1987, 323 s. Erbil Tuşalp'in Turkiye'de insan haklan ihlallerini kapsamlı olarak inceledıği üçlüsu tamamlandı. 12 Eylul Oncesinin ele ahndığı uçuncü kilap Cumhurivet'in Ö>kıisu: Bin Belge başlığını taşıyor. Tujalp'in buyuk ilgi gören uçlusunun dığer ikı kitabı, Bin (nsanİnsan Haklan DosyaSJ (Tekin Yayınevı, 6. Baiim, 1986) ile Bin Tanık: 12 Evlul Tutanakl*rı (Dost Kitabevi, 4. Basım, 1986) çeşitli baskılar yaprnış bulunuyor. Hıfzt Topuz / KARA AFRİKADA İLETÎŞİM, Yon Yayınları, îsıanbul 1987, 172 s. Hıfzı Topuz'un Jstanbul Ü. Basın Yayın Yüksek Okulu'nda verdiği " Ü ç ü n c u Dünya UJkeierinde lletişim" konulu derslerin bir ürünü olarak kaleme aldığı ve Afrika'daki zengin deneyımlerine dayanan yeni kitabı, Kara Afrika'da iletişim sorunları, gazetecilik, basın, haber ajanslan, radyo, televizyon, jjetişım ozgıirlüğu gibi konuları ışiıyor. Röportajı Korkut Boratav, Çağlar Keyder ve Şevket Pamuk'un kalkılanndan oluMıuafler lltun h şan ve ilk basımı ekim 1983'te yapılan kitabın genişletilmiş yeni baskısmda Boratav'ın "lthal Ikamesı ve Gelır Dağılımı", Pamuk'un "24 Ocak Sonrasında Iktisat Politikalan, Sınıflar ve Gelir Dağılımı" ve Keyder'in "Yeni Birikim Modeli" başlıklı makalelerine de yer venliyor. Genel olarak gunumuz Turkiyesi'nde bolusum sorunlarmı ele alan bu önernli çalışma uzerine bir değerlendirme yazısını dnumuzdeki haftalarda yayımlayacağız. Hikmet Çetinkaya / KUŞAT1LMIŞ SOKAKLAR, Boyut Yayınevı, Mart 1987, 203 s. Şemdinli TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARMAN p '/•"•^(''•''l~=~ m 28 Mayıs AFSOJIK 1332'DE BUGÜAI, f/OLCAA/Crt'&A YAP/IA/V SOKrüDMEmEUK SENPİ r?<IM<IMtj4AJ& ' AY/RAN SENT, BIRDEN DEGISEN ZUtDERZEE/. DAHA SOUSA '/SSELMEE/Sî " ADl VE&LECEK OLAU ZU/PEe2E£ SÜYUfC ÇAPnt TOPgAK PuCuueuLARAK^*^ TARrM AGAZıSİNE ÇEi/RlLECE/crfe. ASLINDA, 13. YUZY/LD* <Ü~ 2EY DEA//2/ 'A//A/ KA&A/2A&4K AgAPAKı rOı°/34K ^ Ha LA£( SU ALT/HPA g(RAKMA£rN&A,A/ ÖMCS, SÖLMÜf(R f» (*•) Dolduru/ctrak kazar>//mrf loprak./ara "POLOe/Z*d •fealir. Ç nok.fa/ı görulert Dany CohnBendit / BtZ DEVRİMİ ÇOK SEVMİŞTİK, Çev. Ragıp Duran, AFA Yayınları, Mayıs 1987, 203 s. Hikmet Çetinkaya Mahmut Tezcan / KÜLTÜR VE KlŞÎLtK, Bilim Yayınları, Ankara 1987, 216 s. Ankara U Eğitim Bılımlerı Fakultesi ve DTCF oğretim uyelerinden Doç. Dr. Mahmut Tezcan'ın yenı kilabı sosyal antropolojinin bir dalı olan psikolojik antropoiojiyi konu alıyor. Kişiligjn biçimlenmesinde kulturun rolunun ıncelendiği kitapta, "milli karakıer" kavramı üzerinde duruluyor KUŞÂTiLîVİÎŞ S,OkAKLAR Muzaffer 1. Erdost, ilk kez 15 temmuz II Kasını 1966 tarıhleri arasında Yon dergısınde yayımlanan Şemdinli Röportajı'nı gozden geçirerek bir kitapta topladı. Türkiye'nin İran ve Irak'la sınırlarınm keşıştiği bölge olan Şemdinli'nin 1960'lardaki sosyal \e ekonomik yapısını çeşitli yonlenyle anlatan ve buyuk ilgi uyandıran röportajı yeniden yayımiarken Erdost şoyle diyor: "Röportajı 19631964 yıUarında, sosyalizmle bilim olarak >eni yeni karşılaştığım, ama henuz birçok yönunu soğuramadığım, Kemalizmin ağır bastığı bir donemde yzdım. Kitap olarak ya>ına hazırlarken. yeniden gozden geçirdim, roportaja daha nesrıel bır özellik verdiğimı sanıyorum" 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Balkan otomobil yarışı Yunan otomobil kulübu tarafından terıib edilen Balkanlararası Ralli otomobil yarışına maruf sporcularımızın Azize Krep, Valinin kardeşi Ismet Üstündağ, İsviçre sefareü katiplerinden Bloch ve henüz isımlerim bildirmeyen iki Rum vatandaşımız iştırak edecektır. 28 Mayıs 1937 edeçeklerdir. Müsabaka Turing Kulup tarafından ıdare olunmaktadır. 19371987 suretıle tstanbul ve Ankara radyolanndan da alınan bu nutuk Turkiye yakınlannda bulunan yabancı bir istasyonun mudahalesi yüzunden anlaşılamamıştır. Hariciye Vekilimizin nutku bitince garıp bir tesadufle meçhul istasyonun parazitleri de kesilmiştir. Yarışın şeraitı çok çeıindır. Yarışçılar şehrimizden geceyansı hareketle İstanbulAtina arasmdakî 1565 kilometroluk mesafeyi çok bozuk ve işaret levhası olmıyan yollar üzerinde iki gece sıra ile hiç uyumadan ve dinlenmeden katedeceklerdir. Yarışçılar şehrimizden 11 haziran gecesi hareket Dr. Aras'ın nutku Cenevrede bulunan Hariciye Vekilimiz Doktor Tevfık Rüştu Aras dün gece saat 12'de hviçrenin Radio National admdaki radyosunda bir nutuk irat etmiştir. Nakil Andrzej Walickı J RUS DÜŞÜNCE TARİHl: 17601900, Çev. Alaeddin Şenel, V Yayınları, Şubat 1987, 431 s. Rus duşunce larihi uzenne çeşıtli alışmalarıyla tanman, Polonya Akalemisi'nin Felsefe ve Sosyoloji Ensıtüsu profesorlerinden Walicki'nin Ik kez 1973 yılında Varşova'da basjan, Ingilizce baskısı da 1978'de yaıılan önemli esen dilimize çevrıldı. kUsya'mn 19. yüzyıl duşunce tarihii inceleyen ve Aydınlanma'dan larksizm'e ahbaşlığını taşıyan esenı VV'alıcki, "Ondokuzuncu Yuzyıl usyası'nda Slavseverler jle Batılılaşrmacılar arasındakı calışmalan tum CUMHl KİVET KİT4P KLLLBİJ'NDEIN HABERLER AYTV EN ÇOK SATAN KtTAPLARl DENEMEtNCELEMEBELGEA.M 28.4.198725.5.1987 Sıra: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 KMI: 021270 038.033 011.031 027 034 117 053 027 052 038 029 152 396 002 306 117 188 Kltaktıt adı, yazan: Fiyatı: GttMııü» SoMu^u Akıam/Enlal (tı 2OC O Mn Bei«e/ErWI Tuşala 1890 Kadmm Adı Y»k/0«y|u Asma 1750 DüuniyaruM öytoyse Vıının/İlkafl Sdçuk 1000 Bin lıujıı/ErWI Tuşa^ı 1050 OniM'den Onlki'ya Törklye/AII Slrmwı 1100 Bin Taaık/ErMI Tuşalp 2750 Tarihi Yaşarken Vakalanıak/Hasan Cemal 2500 Salkra Safltiffl Asılacak «damlar/Azlz Nesln 850 Kelepçrif YuiaılM Simtn 1050 tZNİK ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Davacı Iznik Hisardere K.'den Turhan Şen tarafından davalı Kocaçoban koyunde Mehmet kızı Dilber'den olma, 1966doğum!u Diyadin'de ikâmet eden Sebiha Şen aleyhineaçılan şiddetü geçimsiztik nedeniyle boşanraa davasmda: Davalıya dava dılekçesinin tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğine kara verilmiş olup. davalının 2.7.1987 günü saat 09.00'daki duruşmaya bizzat katılması, duruşmaya gelmediği veya kendisini bir vekille temsi! eHirmediği takdirde duruşmaya yokluğunda devam edileceği, karar verileceği, H.U.M.K.'nin 509'uncu maddesi geregince davalıya dava dilekçesi ve davetiye yerine kaim oJmak üzere tebliğ olunur. Basın: 20872 İZMİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 987'181 Davacı Emin Balcı Vekili Av. Ruçhan Göksel tarafından davalı Yaşar Balcı aieyhine açmış olduğu boşanma davasının yapılan duruşması sırasında: Karar gereğınce Davalının adresi tespit edilemediğinden ve zabıta marifetiyle de uzun zaman aranmasına rağmen adres tespiti yapılamadığırıdan davalıya duruşma gununün ve dava mahiyetinin ilanen tebüğine karar verilmiş bulunduğundan duruşmanın bırakıldığı İ7.6.1987 perşembegunıi saat 9.30'a bırakılmıştır. Belirtilen gıin ve saatte mahkememızde hazır buluranadığınız takdirde veya bir vekil ile temsil edilmediğiniz takdirde yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı ve hukum verileceği hususu davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 14.5.1987 Basın: 20679 Fransa'da '68 öğrencı hareketinın dnde gelen lıderlerinden Daniel Cohn Bendit'nin ikinci bır kıtabı daha Turkçe'ye çevrildi. Metis Yayınlanndan çıkan Hepinizi Opuvorum'u izleyen yeni kitabın İVous l'avans tanl aimee, la revolufion başlığını taşıyan Fransızca aslı geçen yıl Paris'te yayımlanmıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear