14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Damarlar kolesterolden tzkanmıyor DeBakey 1950'den beri ameliyatla tıkanan damarlarım değiştirdiği hastalarını tıkanıklığın tekrarlama biçimine göre üç grupta topluyor. Birinci grup "hızlılar", ilk üç yıl içinde tıkanıklığın yeniden oluştuğu grup. Ikinci grupta tıkanıklık altı ya da yedi yıl içinde yeniden gelişiyor. Bu grup "orta" grup. Üçüncü grup ise "yavaş" grup, ameliyat sonrasında on yıl içinde yeni nkamklıklar baş gösteriyor. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK Başbakan Turgut özal'ın açık kalp ameliyatını yapan doktor DeBakey Los Angeles'ta CedarsSınai Tıp Merkezi'nde damar tıkanıklığının ana nedeninin kolesterol olmadığı yolunda yaptığı açıklamayla büyuk bir yankı uyandırdı. Dr DeBakey'in açıklamasına Amerikan basınmda ve televizyonunda geniş yer verildi. Dr. DeBakey düzenlediği basın toplantısında 30 yılı aşkın süredir 15.000'den fazla hasta üzerinde yaptığı gözlemlere dayanarak bu sonuca vardığını bildirdi. DeBakey, hastalan üzerinde yaptığı gözlemlerden elde ettiği bulguların damar tıkanıkiığında kolesterolün temel rol oynadığı teziyle çeliştiğini belirtti ve "Tüm veriler tam tersi bir istikamettedir" dedi. DeBakey 1950'den beri ameliyatla damarlarım değiştirdiği hastalannı, tıkanıklığın tekrarlama suresine göre üç grupta topladı. "Hızhlar" diye adlandınlan birinci gruba girenlerde ilk üç yıl içinde tıkanıklık yeniden oluşuyor. Ikinci grupta tıkanıklık ameliyattan sonra ilk altı ya da yedi yıl içinde görülüyor. Üçüncü grupta ise ameliyattan 10 yıl sonra yeni tıkanıklık baş gösteriyor. Kandaki kolesterol oranının bu üç gruba giren hastalarda farklı düzeyler gösterdiğini belirten Dr. DeBakey, kanlannda son derece düşük kolesterol olanların damarlannda yüksek olanlar kadar hızlı tıkanıklıklar gözlediğini sözlerine ekledi. Kolesterolün kalp krizi geçirenlerde ana etken olduğunun öne sürülmesine karşın, DeBakey, kalp krizi geçiren hastalann dörtte üçünün gayet normal kolesterol düzeyine sahip olduklannı öne sürdü. Dr. DeBakey, tıkanan damarlannı vucutlarındaki başka damarlardan alınan parçalarla değiştirdiği hastalannda, tıkanıklığın yeniden gelişip gelişemeyeceğini kolesterol düzeyine bakarak saptamanın mümkun olmadığını öne sürdü. Bu açıklamalarından sonra Dr. DeBakey damar tikanıklıklarına neden olan etkenin henüz saptanamadığını belirtti. DeBakey bütün bunlara rağmen kolesterolün de rolü olduğunu, ancak kolesterolu çok düşuk olan kimselerin "kalp hastası oldukları ortaya çıkarsa şaşırmamaları gerektigini" söyledı. Sigara ve yüksek tansiyonun diğer önemli risk faktörleri olduğunu da sözlerine ekledi. Dr. DeBakey'in acıklamaJarı farklı görüşte olan uzmanlarca eleştirildi. Uzmanlar DeBakeynin "normal" dediği kolesterol duzeyinin aslında "yüksek" olarak değerlendirilmesi gerektigini belirttiler. DeBakey düşük kolesterol düzeyini, bir mililitre kanda 200 mikrogram olarak değerlendiriyor. Buna karşılık uzmanlar düşük kolesterolün 150'nin altında olması gerektigini, normalin ise 150180 arasında olduğunu belirtiyorlar. DeBakey'in göruşlerini eleştiren bir ".National Heart, Lung And Blood Institute"un direktörlerinden Dr. Claude Lenfant damar tıkanıklıklan için ameliyat geçiren hastaların iyi örnek teşkil etmediğini one sürdü. Dr. Lenfant, DeBakey'in çalışmalarınm ameliyat geçiren hastalarda hastalığın tekrarlandığını kanıtlamaktan başka bir işe yaramadığını iddia etti ve "Ameliyatlı hastalarda niçin hastalığın tekrariandıgını bilmiyoruz" şeklinde konuştu. Sahibi: CmnhnrijM Malbaacüık ve Gazetecüik Türk Anonım Şirketı adına Nvttr Nadi • Genel Yayın MüdüıU. H t w ıCcpuO.1 C c p 4 , Müessese Müdürü: EnİM Yaa tşkri MOdürü: Ok«y G Ö M J İ B , • Haber Merkezi MUdUrU: Yalfn Bmytt, Sayfa Düzeni Yöneüneni: AS Aor, • Ttmsılciler ANKARA: Yaipn Dogu, İZMİR: Hikmet ÇetiokarB, ADANA: CcU I tsunbul Haberleri: Reha öz, DIÎ Haberler: E i | U M a , Ekonomi: Omam IMpı», Kttllür: Ccbri ÜMcr, Magazin: Meknet to|ta, Spor Danışmanj: AlıılgBnıtı Y s o i u a , DOzettme: Reflk tafa* BüimEğitiın Şahta Alpv, l^Sendüa: Şttkna Ktttad, HabaWtaqDnna: Vtwk Gâldcarir, ttırt Haberieri: Nccdd Dofan • Kooniinatör Ahnet K o n k u , • Mali i}ler Eral Erknl, • Reklam: A J X TonnLEk Yayınlar: Hölyı Akyol • îdarc: HiKyt. Gürer, ijleune: ÖMkr Çdik, BUgiIşlem: N d tuL flosoı» ve Yayan CanbuiyM Matbaaobk ve Gazetecüik TA^. TOrk O d * Ctd. 39/41 Cajaloglu, 34334 Ist, PKJ 246lstanbul. TeL 512 03 05 (20 hat), TMeı 22246 • Burotar A a k m : Zıya Gökalp Bulvan Inkılap Sokak No: 19/4, Td: 133 11 4M7, Tela 42344 • Iznün H. Zıya Bulvan, 1352. Sok. 2/3, T& 25 47 0913 12 30, Tdoc 52359 • Adaaa: Inönü Cad. 119 Sok. No: 1 Ku 1, TM: 1455019731, Teloı: 62155. TAKVİM II NISAN 1987 Imsak: 4.54 Guneş: 6.26 Oğle: 13.10 Ikindı: 16.50 Akşam: 19.45 Yatsı: 21.09 Dr. DeBakey'in şaşırtıcı açıklaması: Ameliyatta hastanın kanı kullanılıyor / zmir (Cumhuriyet Ege BürosuJ Türkiye'de ilk kez Ege Ûniversitesi'nde ameliyatlar sırasında hastanın kendi kanının kullanılması amacıyla bir sistem geliştirildi. Bu sistem ile kan bulma sorununun ortadan kalktığı, AIDS, sarılık, sifilis gibi hastalıkların bulaşmasma da engel olduğu ileri sürüldü, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Guğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda geliştirilen sistem hakkında bilgi veren Doç. Dr. AIi Telli, şunları söyledi: "Bu sistemde ameliyat sırasında ve kazalardan sonra meydana gelen kanamalarda hastanın kanı toplamyor, tekrar kendisine veriliyor. Oto transvizyonu adı verilen sistemde, ameliyat sahasındaki kanama ya da göğüs boşluğunda biriken kan, özel bir pompa ile toplanmakta ve özel süzgeçlerden geçirilerek, kan torbalanna alınmakta, hastaya geri verilmektedir." Hastaya bilgi vermenin önemi / ' zmir (Cumhuriyet Ege BürosuJ Ege Ûniversitesi'nde yapılan bir araştırma, doktor ile diyaloğu olmayan hastaların yüzde 96'sında stres göruldüğünu ortaya koydu. Doktorlar, "ne kadar ömrü kaldığı" konusunun dışında her türlü bilgiyi uygun bir yöntemle hastaya söylemenin yararlı olacağını savundular. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Ali Telli, araştırmayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, hastalara hastalıkları hakkında bilgi verilmesi gerektigini savunarak, "Ancak hastaya ne kadar ömrünün kaldığını yüzüne karşı söylemek doğru değil. Hastayı strese sokmayacak biçimde bilgi vermek gerekir" dedi. Trende romantik yolculuk Karanlık bir gecede yanı başımızdan geçen bir trenin büyüleyici görüntüsü, trenle seyahatin, insanı modern yaşamdan uzaklaştırıp özlenen geçmişe götürmesi, dünya üzerinde her yıl milyonlarca insanın trenle yolculuk etmesine neden oluyor. Magazin Servisi Modern dünyada çok daha hızlı, rahat ve ucuz taşıma araçlan ve seyahat olanaklan bulunmasına rağmen, 160 yıllık bir geçmişe sahip olan trenler kullanılmaya devam ediliyor. Karanlık bir gecede yanı başımızdan geçen bir trenin büyüleyici görünümü, trenle seyahatin, insanı modern yaşamdan uzaklaştınp özlenen geçmişe götürmesi, dünya üzerinde her yıl milyonlarca insanın bu araçla yolculuk etmesine neden oluyor. Bu arada birçok ülkede tren tek seçenek olarak beliriyor. örneğin çoğu insanın araba sahibi olmadığı Sovyetler Birliği'nde her yıl, yolcu sayısının trenlerin katettiği yolla çarpılmasıyla 218 milyar yolcumil gibi bir rakam elde edilirken, Hindistan'da demiryollannı her yıl, yaklaşık 3 milyon kişi kullanıyor. Çin'de geçen yıl 4.1 rnilyona ulaşan yolcu sayısının 1990 yılında yüzde 70'lik bir artışla 1.5 milyara çıkması bekleniyor Tren yolculuğu, paylaşılan günün doğurduğu kolay arkadaşlıklar, beraber yenilen yemekler, koridorlardaki sohbetler ile daha çekici hale dönüşüyor. Time dergisinde yer alan bir yazıda, dünyanın çeşitli ülkelerine trenlerle yolculuk yapan muhabirlerin ilginç izlenimleri anlatılıyor. ParisLyon trcni, 464 km'lik yolu 2 saatte alıyor. Fransa'da TGV (Train a Grande Vitessehızlı tren) olarak bilinen, Paris'teki Lyon garından çıkan trenin içi bir uçağı andırıyor. Fransız Ulusal Demiryollan, hızlı treni tüm Avrupa başkentlerine ulaştırmayı planlıyor. Hızlı trende pencereler açılmadığı için kompartımanların penceresinden el sallayan klasik yolcu görüntusüne de rastlanrruyor. Tanıdık tren gürültüsünün duyulmadığı vagonlarda, bu gürültü yerine sürtünen havanın sesi duyuluyor. Yeni DelhiJaysalmerYeni Delhi arası yapılan ve 2400 kilometre olan yolculuk 7 gece süruyor. "Tekertekkr Üzerindeki Saray" olarak adlandınlan bu trende kırmızı türbanlı garsonlar, kristal şişelerde içki servisi yapıyor. Son derece lüks bir otel görünumünde olan tren, mücevherlerle süslü bir taht izlenimi veriyor. 1982'den beri ekim ve mart aylan arasında her hafta yapılan yolculuklarda 'sarayı', "Çöl Kraliçesi" adlı bir buharh lokomotif çekiyor. Küçük bir kütüphanesi de bulunan trende, yolcular, saten çarşaflarla kaplı, normal boyutlardaki yataklarda uyuyorlar. Yolculuklann çoğunlukla geceleri sürdürüldüğü gezi sırasında tren, turistik yerleşimlerde mola veriliyor. Kanadyen treni, Vancouver ve Toronto arasındaki 4500 TREN YOLCUL UĞVNUN ÇEKlCtLlĞt Tren yolculuğu beraber yenilen yemekUr, koridorlardaki sohbetler yeni insanlarla kurulan arkadajlıklar ite çekici hale geUyor. km'lik yolu 72 saatte alıyor. Yolculanrun karlı arazilerden geçerken geyikleri ve cevredeki diğer hayvanları izleme olanağı bulduklan tren, 6 gümüş rengi vagondan oluşuyor. 150 yolcu kapasitesi olan trende, yüksek dağlara kayak yapmaya gidenlerden, isadamlanna kadar çeşitli kişilere rastlamak mümkün. Çevreyi izlemek isteyenler için yapılmış olan tavanı camla kaplı İ4 kişilik gözlem vagonu, özelh'kle Selkirk dağlanndan geçiş sırasında hemen doluyor. TransMogolistan Ekspresi ile yapılan yaklaşık 9000 km'lik yolculuk, 6 gün boyunca devam ediyor. Pekinden yola çıkan tren, Gobi ÇİJlü'nü katettikten sonra Sovyetler Birliği topraklanna giriyor. Konfor kavrarrunın bilinmediği tren yolculuğu, bazı anlarda gerçek bir sabır sınavına dönüşebiliyor. Birinci sınıf vagonlarda çoğunlukla Batılılar yolculuk ediyor. Shinkansen (Mermi Tren), Tokyo ve Osaka arasında işliyor ve yaklaşık 550 km'lik yolu 2,56 saatte alıyor. Saatte 230 kilometre yol alan süper hızlı trenin yolculannın geç kalma endişeleri yok. Bu treni çoğunlukla işadamları tercih ediyor. MoubasaNairobi Ekspresi, Kilimanjaro dağlannın karlı yamaçlannı, vahşi hayvanları görme fırsatı veriyor. Out of Africa'nın (Benim Afrikam) yazarı Danimarkalı Isak Dinesen'in 73 yıl önce sözünü ettiği ekspreste, yolculuk sırasında uzaktan aslan kükremelerini duymak mümkün. Uygarlık ve diş çürümesi A nkara (a.a.) zm. Dünyanın en eski köy yerlesmesi olarak kabul edilen Çayönü'nde yapılan araştırmalar, diş çürümelerinin, yerleşik düzene geçişle görülmeye başlandığını ortaya çıkardı. Yakındoğu'nun en büyük neolitik topluluklarından sayılan Çayönü halkı, 9200 yıl önce yerleşik düzene geçmesiyle de büyük önem taşıyor. Çayönü, Diyarbakır Ergani ilçesi sımrları içinde 45 bin metre karelik bir alanı kapsıyor. Tekel Genel Müdürü müjde verdi: Rakılarda kalite farkı yok ANKARA (a.a.) Tekel Genel Müdürü Süreyya Yiicel Özden, vatandaşlann göbek, baş, son, Diyarbakır ve Tekirdağ rakısı deyimlerine itibar etmemelerini istedi. özden, sekiz fabrikada üretilen rakıların universitelerde tahli! ettirildiğini ve hepsinin de aynı kalitede olduklarının belirlendiğini bildirdi. Özden, TBMM KİT Komisyonu'nda yaptığı açıklamada, Tekel'in kaliteli rakı üretmek zorunda olduğunu belirtti. Rakılardaki anason azlığına da değinen özden, Tekel'in anason üreticisine gerekli güvenceyi sağlayamadığı için, bazen belirli zamanlarda üretilen rakılarda anason eksikliği göruldüğünu soyledi. Özden, ozetle şöyle konuştu: "Türkiye'de rakı ve şarap iiretecek kaliteli üziım bulunmamaktadır. Üziimciiler baglannı sökmektedirler. Rakılann kaliteli olabilmesi için, liziim üretimi arttırılmalıdır. Biz erik ve elma rakısı yapmayı da düşünüyoruz. Bu konuda denemeler yapılmaktadır. Göbek rakısı, baş ve son rakısı, Tekirdağ ve Diyarbakır rakısı deyimlerine itibar etmeyelim. Sekiz yerde fabrikamız var. Ben hepsini üniversitelerde incelettim. Aynı kalitede çıktılar." Tekel Genel Müdürü, Diyarbakır'da yeni bir rakı fabrikasının yakında hizmete gireceğini, Nevşehir'de inşaatı devam eden fabrikanın kısa zamanda tamamlanmasına çalışılacağını kaydetti. RAKININ GÜNAHI AZ KÎT Komisyonu'nda konuşan ANAP Ankara Milletvekili Rezzan Şahinkaya, rakının kalitesinin artması halinde, tüketiminin fazlalaşacağını ve halk sağlığı için zararlı olacağını belirtti. Şahinkaya, rakının Türk içkisi olduğunu kaydederek, "Rakı, şarap gibi çok fazla haram degildir. Ayrıca şarap ve diğer içkiler gibi sabah sarhoşluğu da yoktur. Bu daha çok erkekierin içkisidir. Buna 'aslan sutu' de denir. Yeterli iızüm bulunmadıgına göre, acaba erik ralası da yapamaz mıyız?" dedi. ABD basmuıı atlatan çocuklar Haber Merkezi New York'da Carter'ın kaldığı Americana Oteli adeta gazetecilerin kuşatması altındaydı. Ama Başkan adayı Jiramy Carter direniyordu. Cebinde gezdirdiği başkan yardımcısı ve kabine uyelerinin listesini ancak iki gun sonra açıklayabileceğini söylemişti. Dışarda tahminler yürütülüyor, bilimsel yöntemlerle Carterın cebinde kimin adının bulunduğu kestirilmeye çalışıhyor, hatta zar atılıyor ve Carter'ın danışmanları sıkıştınlıyor, ama kimse tek kelime öğrenemiyordu. ABD Başkanı olması artık keCarter tarafından yapıldığının resmen doğrulanması uzerine haberlerine şöyle başlamak zorunda kalıyorlardı: "Carter, çocuklar tarafından çıkarılmakta olan Children's E.\press gazetesine verdiği özel demeçte Mondale'i başkan yardıması olarak sectiğini açıkladı." Kitndı bu çocuklar? Nevv York Times, VVashington Post, L.A. Times'ı nasıl atlatmışlardı? Walter Cronkite, Harry Reasoner, David Broder'e nasıl meydan okumuşlardı? Children's Express'in 11 yaşındaki muhabiri Chris Clay, Time duyuran Children's Express (C.E.) gazetesinin bugün dünyanın en onemli başkentlerinde bürosu var; yazdıkları yazılar New York Times, Nevv York Daily News, Chicago SunTimes gibi gazetelerde yayımlanıyor; yonetim kurulunda ise ABD Başkan Yardımcısı George Bnsh'un eşi Barbara Bush, Nevv York Times 1 ın yönetim kurulu başkanı Arthur Ochs Sulzberger ve projeye 50 milyon dolar bağış yapan 9.4 milyon tirajlı Japon gazetesi Shimbun'un yönetim kurulu başkanı var. Bu gazeteyi çıkaranlar ise yaş Çünku hoş bir konu değil. Afganistan çocuklannın durumu da hoş bir konu degil, Hiroşima'da olanlar da hoş deBu çocuklann yeni yazı konusu geçen yılki Neve Şalom Katliamı. Sinagog baskınını soruşturmak üzere lstanbul'a gelen ve "Vaktim olursa Başbakan Ue de göriişebilirim" diyen Nevv York1 lu Rabin, bu göreve, dedesi Neve Şalom'un caddesinde doğduğu için seçilmiş. Rusça, İbranice, tngilizce konuşup piyano çalan Rabin'in tstanbul'a gelir gelmez babasına sorduğu ilk soru "Peki tstanbul burası ise, Türkiye neresi?" olmuş. Röportaj yaparken not almaktan hoşlanmadığını kaydeden Rabin, tekniğini şöyle anlatıyor: "Ben teyp kullanınm, çiinkii hem konuşup hem not almak dikkatimi dagıtıyor." Peki yazılannı nasıl yazıyor? Rabin, "Ben vazmıyorum ki" diyor, "Ben anlatmm, editorler yazar." İstanbul'a vardığında ilk izlenimi "İstanbul'un Hindistan'a benzemediği" olmuş, bir de "fazla izlenimi >okmuş çiinkii havaalanından kente gelirken arabanın arka koltuğuna yığılmış ba\ullar dışanyı görmesini engelliyormuş." Fakat onu "en çok carpan", sokaklarda görduğu satıcı çocuklar olmuş, "Çiinkii Amerika'da çocuklar satmaz, alırmış." Bu yuzden de babasına şu soruyu sormuş: Ben bu çocuklann sattığı sakızların tamamını alırsam, okula döner mi? Ayrıca "yuvarlak yuvarlak susamlı ekmekler satıldığını görmuş, onlann nrkasında da biiyük dağlar varmış." Çocuklann Türkiye'de yılda bir gun, 23 Nisan Çocuk Bayramı'nda, ülkeyi yönetmesi fıkrine ise bayılmış. Kendisine o gün bir görev teklif edilse o "başbakan olmak istermiş." Başbakan olunca da "tüm okulları yaktınrmış." Dünyaca ünlü çocuk dizisi Siısam Sokağı Türkiye'de çekîlecek "Amerikalılar önce iki milyon dolar istediler, sonra bir milyon 100 bin dolara razı oldular. Bir anlaşma taslağı gönderdiler. Şartlar degişti diye yeniden pazartık yapük. En son 975 bin dolara indiler. Biz pazarlıgı hâlâ sürdürüyoruz." Dizinin dünyanın en büyıik prodüksiyonlarından biri olduğunu söyleyen Toskay, dizinin bazı ülkelere satış hakkının da Amerika ile yarı yanya paylaşılacağını belirtti. Dizinin tümünün "Susam Sokağı" adıyla Türkiye'de çekileceğini kaydeden Toskay, "Dizinin üretimini birlikte yapacagız. Amerikaiüardan satuı almayacağız. Şirket büyük bir knowhow getirecek Türkiye1 ye, dizi burada Türk toplumuna uygun, Türkiye için üretilecek. Amerikalılann tekniğiyle, ortaklaşa olarak yapılacak olan dizi, bizim çocuk bolümünün büyük bir sıçrama yapması için büyük, enteresan bir eğitim olacak. Dizi için bantlar, kesitler, figürier Amerika'dan getirilecek" biçiminde konuştu. Danıştay Başkanı nkara (anka) Danıştay Başkanı Orhan Özdeş 19 mayısta yaş haddinden emekliye aynlıyor. Danıştay Başkanı Orhan özdeş, emekli olduktan sonra, kesinlikle ne özel sektörde ne de kamu sektöründe bir görev kabul etmeyeceğini bildirdi. GÜNSELİ ÖNAL ANKARA Amerika'nın dünyaca ünlü televizyon çocuk dizisi "Sesame StreetŞusam Sokağı" Türkiye'de çekilecek. Her bolumü yarım saat olacak dizi 130 bölüm halinde çekilecek. Dizinin bir bölümü 8 milyon liraya mal olacak. TRT Genel Müdürü Tunca Toskay, Amerikan Children Television Work Shop Şirketi'nin dizinin çekimi için büyük bir teknik donanımı Türkiye'ye getireceğini belirterek, "Bu dizi, bizim çocuk böliimünün büyük bir sıçrama yapması için büyük ve ilgi çekici bir eğitim olacak" dedi. Amerikalıların "Sesame Street"i 20 kadar ulkede daha çektiğine dikkat çeken Toskay, "Dizi Batı Almanya'da da çevrildi. Orada da 'Sesame Strasse' diye yayımlanır her akşam" diye konuştu. Dizinin Türkiye'de çekilmesi için pazarlıklann sürdürüldüğünü kaydeden Toskay şunları söyledi: Dünyanın en akılh mikroskopu Tstanbul Haber Servisi A Hilton Fuar Merkezi'nde açılan Tıp'87 Fuart sürüyor. Istanbul Uluslararası Hastane Donanımı ve Tıp Cihazları Fuan'nda teşhir edilen bir mikroskop dikkatleri üstünde topluyor. Batı Almanya ürünü OPMI 6 ameliyat mikroskobu insan sesi ile çalışıyor. Kendisine verilen sesli komutu otomatik olarak yerine getiren robot cihaz, her söyleneni bir canlı gibi yapabiliyor. Cihaz bu özelliği ile dünyanın en akılh mikroskobu unvanını kazanmış. 14 Temmuz 1976'da Carter'dan başkan yardımcısının adını öğrenmiş bir çocuk, teksirle basılan gazetesinin baslığma gururla bakıyordu: "Carter açıkladı: Başkan yardımcısı Mondale." Gazeteciler, açıklamayı Carter'ın yaptığının resmen doğrulanması üzerine haberlerine şöyle başlamak zorunda kalıyorlardı: "Carter, çocuklar tarafından çıkanlan Childrens Express'e verdiği özel demeçte, Mondale'i başkan yardımcısı sectiğini açıkladı." sinleşmiş olan Carter, yardımcısını bir turlu açıklamıyordu. 1976 yılının 14 temmuzunda Americana Oteli'nin dışındaki kuşatma surerken Carter'dan başkan yardımcısının adını öğrenmiş bir çocuk ise teksirde bastığı gazetesinin baslığma gururla bakıyordu: "Carter açıkladı: Başkan yardımcısı Mondale" Gazete ilk olarak kuşatmanın sürdüğü otelin çevresinde satışa çıkanlıyor, önce tereddüt geçiren gazeteciler, sonra açıklarnanın NOTALMAKTANHOŞLANMIYOR Childrens ExpressgazetestnmmuhabirkrindenohmRobuuRusça,tbrank*vebıgihzc«konuşab&yor. Röportajyaparkenrwtatnaktanhoşianmay<mRobin, "Habcrlerimiben aniaUrtm, editöHer yazar" diyor. dergisıne dunyayı nasıl atlattıklarını şöyle açıklıyordu: "Americana Oteli'ne gittim. Oradan biri biraz sonra Carter'ın koridordan geçeceğini soyledi. Köşeye saklandırn. Onu görunce koruma polislerinin bacak aralanndan geçip Mimmy kimi seçtin?' diye sordum. O da 'Mondale'i seçtim ama kimseye soy)eme' dedi. Ben de kimseye söylemeden gidip bizim gazeteye yazdım." CHILDREN'S EXPRESS Bu olayla adını tüm dünyaya ları 913 arasında olan muhabirler ve 1418 arasındaki editorler. En unlü haberleri ise Mondale atlatması, Tayland, Kamboçya'daki mülteci kamplarında yaptıkları ıöportajlar, Hiroşima izlenimleri ve son olarak Çernobil çocukları adlı röportajlan. Hepsi de çok acımasız birer röportajcı. Örneğin Kongre üyesi Jim VWghfı şöyle sıkıştınyorlar: Kiırtaj konusunda ne düşiinüyorsunuz? Bir şey duşunmuyorum. Niye düşünmiiyorsunuz?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear