Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 MART 1987 HABERLER ABD'li hahamlar gitti Jstanbul (a.a.) Turistik M. bir gezi amacıyla tstanbul da bulunan ABD'li Musevi din adamlan ve eşleri, dün akşam Mısır'a gitmek üzere uçakla Türkiye'den aynldılar. 68 kişiden oluşan ABD'li hahamlar ve eşleri, lstanbul'da bulunduklan süre içinde, "Neve Şalom" ve bav sinagoglar ile tstanbul'un tarihi ve turistik yerlerini gezdiler. ABD'li Musevi din adamlan, Atatürk Havalimam'nda, gazetecilere Istanbul gezilerini değerlendirirken, kendüeri için alınan koruma önlemlerinden çok memnun kaldıklarım, bu arada göruştükleri Musevi Tttrk yurttaşlanndan Türkiye'de huzur ve gilven içinde yaşadıklannı öğrenmekten bttyuk mutluluk duyduklanm belirttiler. Meclis, yann ilaç ve pamuk sorununu görüşecek ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN CUMHURİYET/9 Dd önergeli gündem DSP'nin ilaç üretim ve tükeümindeki sorunlarla pamuk fiyatları konusunda verdiği Meclis araştırması önergeleri, yann TBMM gündeminde ele alınacak. Bedelli Askerlik Yasa Tasarısı, çarşamba günü Milli Savunma Komisyonu'nda ele alınırken, perşembe günü şirket kurtarma tasarısının görüşülmesine devam edilecek. ANKARA (Cumhuriyet Biırosn) TBMM, abnan karar uyannca yann denetim, çarşamba günü içtüzük, perşembe günü de yasama ile ilgili çalışmalannı sürdürecek. TBMM'deki dört siyasi parti grubu, yann toplanarak son gelişmeleri değerlendirecekler. Bedelli askerlik yasa tasansı da çarşamba günü Milli Savunma Komisyonu'nda ele alınacak. TBMM'nin yannki birleşiminde, DSP'li milletvekilleri tarafından hazırlanan iki ayn konuda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeler görüşülecek. DSP'li Arsan Savas Arpacıoglu ve arkadaşlannm "hiikümetçe uygulanan ilaç politikasıııdan kaynaklandıgı iddia edilen ilaç üretim ve tüketimindeki sonrabui saptamak" amaciyla verdikleri Meclis araştırması önergesi ile DSP'li İsmet Turhangü ve arkadaşlannm "pamuk ürüBB içİB aygntanaa ve ranlış oldağu iddia edilen fiyat politikasının neden oldugu sorunlan saptamak" amacıyla verdikleri Meclis araştırması önergesi, yann genel kurulda görüşülecek. Her iki önergenin de ANAP'lılann oylanyla reddeditmesi bekleniyor. Mecliste yann ANAP, SHP, DYP ve DSP gruplan toplanarak son siyasi gelişmeleri gözden geçirecekler. Meclis genel kurulunda çarşamba günü, içtüzük görüşmelerine devam edilecek. Milli Savunma Komisyonu'nda kamuoyunun merakla beklediği "bedelli askerlik" yasa tasarısı ele alınacak. Bütçe Komisyonu'nda, hükümetin "memurlann durumlannı iyileştirmek" gerekçesiyle Meclise verdiği yetki yasa tasarısı görüşülecek. Hükümet, TBMM'den 9 ayhk süre istiyor. Sigorta şirketlerinin denetlenmesine ilişkin düzenlemeleri içeren yasa önerisinin de Sanayi Teknoloji ve Ticaret Komisyonu'nda ele alınması bekleniyor. TBMM Genel Kurulu'nda perşembe günü, "şirket kurtarma" olarak isimlendirilen yasa tasarısının görüşülmesine devam edilecek. Tasannın 4 maddesi, geçen parşembe günü Mecliste görüşülerek kabui edilmişti. Bu da Bunalım Değilse... ANKARA Maliye Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin'in iki bakanla sorunu var. Tanm, Orman ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Doğan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sudl Türel ile Alptemoçin'in sorunu var. Sorun kişisei değil, tümüyle "mali". Kaynaklandığı nokta da "bütçe harcamalan". Gerek Doğan, gerekse Türel, şu günlerde Alptemoçin'i fazJastyla üzüyor. Çünkü, aradan daha henüz iki ay geçmiş olmasına rağmen, Doğan ve Turel "kendi bakanlıklanyia İlgili bütçe harcamalannı g«nişletmek" istiyor. Her iki bakan "kendHerlne bütçeden ek kaynak verihnesinl" istiyor. Oysa, bütçe bağlanalı daha iki ay olmuş. Maliye Bakanlığı şimdi yakınıyor: "İM ayda ek kaynak isterlerse, biz bu yıl b u t ç ^ i nasıl öngördügumuz hedeflerde tutturabilirtz?" Sanki, geçen yıl tutturmuşlar gibi. Geçen Bankalann yılın bütçe uygulama ra 1986 yılında kamlarını bizzat Maliye Inanılmaz kirda Bakanı dile getiriyor. Geçen yılın bütçe acığı olduğunu bir trilyon 100 milyara görüyorsunuz. uzanıyor. Yani, bütçe Hemen her nin yüzde onbeşi açık bankanın kân veriyor. Herhalde diğer İM üç katı iki bakan da geçen yılın artmış uygulamasım dikkate durumda. Bir alarak, "Bu Iş nasılsa yandan böyle yurüyor, ne var "bankalar sanki ek kaynak batma tstemekte" diye direniyof. 93 tane fon var ya!.. tehllkeslyle" "İşte bu fonlardan ak karşı karşıya, tarma yapın bize" di ama öte yandan yor iki bakan. "banka kârian Bu örneği neden ak katlanıyor." tarıyoruz?.. Sadece, Nasıl oluyor "gazetedllk açısından bu? Çünkü haber degeri" taşıdığı satın almak için değil. Ama, bunun da ötesinde, bu örnek zorunda ten hareket ederek, olduklan devlet "ekonomlde devletin tahvlllerl, nasıl dlklş bankalara tutturamadığına" bir durup dururken ölçü olması açısından "falz gellri" değerlendirmek ge dolayısıyla rekiyor. unemll kârlar Aslında, iş sadece sağlıyor. "bakanlıklann butçeye uyum gösteremeyl şi ile smırtı değil". Bütçenin, yani devietin ekonomik faaliyetlerinin dikiş tutmayışında başka göstergeler, 1987 yılmda ekonomik sistemde başka çalkantılann bulunduğunu sergiliyor. Bunlann başında da bankalar geliyor. Örneğin şu diyaloga göz atın şimdi: Bizlm bankanın durumu pek iyi değil. Duzeltilmesine çalışırız. Bizim bankamızda mevduat artışı hızla azalıyor. Devletin bize destek olmasını Istfyoruz. Borçlanmızı ödemekte güçlük çekh/oruz. Blraz daha dayanın. Ancak, banka gklerek batma tehlikesryle karsılasıyor. Yok, merak etmeyln, biz hiçbir devlet bankastnı batınr mıyız? Bir devlet bankasının batmasına izln verir miyiz?.. Olmaz böyle şey... Bir devlet bankasmm genel müdürü ile ekonomiden sorumlu bir bakanın arasında geçen bir diyalog bu. Bakanlıklar neden iki ay sonra ek ödenek istiyor?.. Bankalar neden batma tehlikesinden söz ediyor?.. Çünkü yapı sağlam değil. Ömeğin, hükümetin bankalara verdiği talimat var "Her çarşamba günü bankalar Hazine bonosu ya da devlet tahviH satın aknak zorundalar". Bu talimat çerçevesinde bankalar her çarşamba SH raya girip yaklaşık 80 milyar liralık Hazine bonosu ya da devlet tahvili satın alıyorlar. Neden?.. "Bütçe açığını kapatmak için"... Bir yerde "açığı kapatmak" için devreye giren bankalar, bir başka yerde "açık yaratıyortar" ister istemez. Bankacılık faaliyetleri sınırlanıyor. Daha önemlisi, bu çarpık yapı bankalann bilançolarına inanılmaz bir çarpıklıkla yansıyor. Bankalann 1985 ve 86 yıllarını karşılastırın. Bankalann 1986 yılında inanılmaz kâra geçtiğini görüyorsunuz. Hemen her bankanın kân ikiüç kat artmış 1986'da. Nasıl oluyor bu?.. Bir yandan "bankalar batma tehlikesiyle" karşı karşıya, ama öte yandan "banka kârian katlanıyor". Nasıl oluyor bu?.. Çünkü, yüzde elli faizli devlet tahvili satın almak bankalara durup dururken, herhangi bir başka faaliyet göstermeden, "falz gellrl" dolayısıyla önemli karlar sağlıyor. Ama, bu arada mevduat artmıyor. En azından fiyat artışlan oranının pek üzerinde bir artış yok. Ya da fiyat artışlanna çok az yaklaşan mevduat artışı var. Kredi faizleri ise hâld yüksek. Yani banka, satın akdığı parayı yeniden satamıyor. Kredilerdeki kâğıt üstünde görünen artışlar ise, "kredlnln pryasadakl dotaşım hmndan" kaynaklanıyor, bankalar sisteminden kaynakJanan bir kredi artışından değil. Oysa, bankalann toplam görünüşüne baktığınızda, örneğin personel harcamalarında son üç yıl içinde yüzde 30'dan yüzde 10'lara indiğini görüyorsunuz. Toplusözleşmelerie bağlanan banka personeli artık bankalara yük olmaktan çıkıyor. 12 Eylül sonrasının "toplusözleşme ve grev yasalan" bankalarda ücret artışlarını alabikjiğine sınırlıyor. Bankalann öz sermayelerinde önemli artışlar gözlenmiyor. Yani, yapılan pek değişikltğe uğramıyor. Bankalar ne yapıyor?.. "önce devtotl, sonra şirketleri" kurtanyor. Daha sonra, bazı bankalar için iş öyle noktaya geliyor ki, bu kez birkaç banka bir araya geiip, diğer bir bankayı kurtanyor. Hazine bonosu ve tahvil satın alarak devieti kurtaran bankalar, sonra birbirlerini kurtarmaya başlıyor. İşte, bugünkü mali sistemin özü bu noktada billurlaşıyor. Bankalar "yapay solunumla" yaşıyor. Tıpkı, devletin ekonomisini, bütçesini "yapay solunumla" yaşatmaya çalıştıkları gibi. Bugünkü ekonomik sistemde "bunalım" yoksa, ne zaman ve nasıl bir "bunalım" var?.. Eğer bugün ekonomik sistemde, özellikle "mali sistemden yola çıkarak bir bunalımın" varlığı gözden ırak tutulursa, daha ne zaman "bunalımın içinden geçmekte olduğumuz" vurgulanacak?.. Siyasal propaganda uğruna feda olsun bütçemiz, feda olsun bankalarımız! Mathieu Türkiye'den aynldı Jstanbul (a.a.) A Konserler vermek üzere bir süredir Türkiye'de bulunan Fransızlann ünlü şarkıcıst Mireille Mathieu, dün akşam uçakla Türkiye'den aynldı. Mireille Mathieu, Türkiye'de butunduğu süre içerisinde, tstanbul Etap Marmara Oteli'nde konserler vermiş, bu arada Ankara Etap Altınel Oteli'nin açılış geeesmde de müzikseverlerin karşmna çıkmıştı. Tutanaklarda şirket kurtarma Muhalefet iktidarı zorladı Gültepe'de şüpheli ölüm "İstanbul Haber Servisi A Gültepe, Talatpaşa Mahallesi Taşkaya Sokak 47 numaralı evde dün sabah saat 10.30 sıralannda Yılmaz Aha adlı bir genç oturduğu evin tavamna iple asılmış olarak bulundu. Yetkililer olayın intihar olabileceğini belirttiler. Bu arada gencin cesedinin yanında babasına yazdığı bir mektup bulundu. Yılmaz'ın, mektuba "kardeşimi sana emanet ediyorum " diye yazdığı Oğrenildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Başbakan özal'tn, "ikinciadam"aramasmagerek olmadığını belirterek, "Zaten A.SAP içinde birinci adam yok. Bunlar havagazı ekibi, nereye ikinci adam arıyorlar? Türkiye'de bir tane birinci adam vardır, o da Süleyman Demirel'dir" dedi. DYP Mamak tlçe Teşkilatı'na 8S0yeniüyenin kaydı nedeniyle düzenlenen törende konusan Cindoruk, özal'tn 1987'de erken seçimi kabul etmesini de istedi ve "Bu seçimde sandıktan özal çıkarsa elini öperim" şeklinde konuştu. Cindoruk, SHP Genel Başkanı Erdal tnönü 'nün,"Cindoruk benimsözlerimi tekrarlıyor"şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine de "Ben înönü'nün ne dediğini anlamıyorum ki tekrariayaytm. Millet de aniamıyor" dedi. (Fotoğraf: a.a.) Turgut DYP SHP'de eğitim paneli / stanbul Haber Servisi SHP tstanbul tl örgütü yann saat 11.00'de il binasında öğretim Birliği Yasasi'nın kabulünün 63. yüdönümü nedeniyle bir toplantı düzenledi. Bugün ülkenin içinde bulunduğu eğitim çıkmavnın tartışılacağı toplantıyı il başkanı Hasan Fehmi Güneş yönetecek. Panele Mehmet Başaran, Ali Sirmen ile Doç. Dr. Bülent Tanör konuşmacı olarak katılacaklar. ANAP'uı mayıs hamlesi Kaya Erdem, hmir'de partililere yaptığı konuşmada, 1988 seçimleri için şimdiden çalışılmaya başlanmasım isteyerek, "Mayısta büyük bir hamle başlatıyoruz. örgütlerinizi güçlendirin, en ücra köylere kadar gidin. Bakan isteyin gönderelim, en üst düzey yetkilileri isteyin gönderelim. 1988 seçimlerini kazanmak zorundayız" dedi. tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Başbakan Vekili Kaya Erdem, ANAP örgüt toplantısında yaptığı konuşmada, 1988 seçimleri için şimdiden çalışılmaya başlanmasım isteyerek, "Mayısta buyuk bir hamle başlatıyoruz. Örgütlerinizi güçtendirin, en ücra köylere kadar gidin. Bakan isteyin, gönderelim, en üst düzey yetkilileri isteyin gönderelim. 1988 seçimlerini kazanmak zorundayız" dedi. Erdem, aynca kendilerini yıpratmak için çok şey yapılacağını vurgulayarak, kardeşi ile ilgili yolsuzluk iddialarında bulunan DYP'Iileri, mahkemeye verdiğini söyledi. Başbakan Vekili Kaya Erdem, iki günlük İzmir gezisinde, büyük ilgi gördü. Havaalanında kalabalık bir partili grubu tarafından karşılanan Erdem, temeller attı, anahtar, tapu dağıttı, partililerle görüştü, "Ayakkabıcılar Derneği"ne dek herkesin sorunlannı dinledi. önceki gün akşam yapılan örgüt toplantısında da partililere 1988 seçimleri için talimatlarını iletti, partililerin isteklerini dinledi. Güzelyalı As Sineması'nda yapılan toplantıya belediye başkanlan ile Izmir Milletvekilleri Işılay Saygın, Süha Tanık, Burhan Cabit Gündüz, Özdemir Peblivanoğlu katıldı. Kaya Erdem toplantıya katılıncaya dek milletvekilleri "tembellik. pasiflik, uyuşuklukla" suçlandı. Kente uğramadıklan, sorunlann çözümünde partililere yardımcı olmadıkları belirtildi. Bergama llçe Başkanı Altan Kayacan seçilinceye kadar kendilerini el ttstünde tutan milletvekillerinin, "koltuğa oturduktan sonra kendilerini vebalı gibi görduklerini ve kaçüklannı, partililerin hiçbir isinin yapılmadığını" söyledi. Torbalı llçe Başkanı Nejat Zoroglu da 3 yıldır hiçbir sorunlannın çözümlenmediğini vurgulayarak, "Pancar köyüne imam bile getiremedik. Köye imam getiremeyen bakana, bakan mı denir? Millervekillerimiz de rehavet içinde" dedi. Erdem, toplantıya katıldıktan sonra ise eleştiriler kesildi. tek tek konuşan milletvekilleri vı. oelediye başkanlan neler yaptıklarını anlattılar. örellikle de birlik ve beraberliğin önemini vurguladılar. Başbakan Vekili, ANAP örgütlerini harekete geçmeye çağırdı Çaylık alanlar genişliyor JTJ ize (OM.) Çay ekim I V alanlarmdaki sınırlamamn kaldırılmasıyla birlikte geçen bir yıl içinde Rize ve yöresinde yeniden çay yapmak için 130 bin üreticinin başvurduğu bildirüdi. Çay işletmeleri yetkilileri, çay ekim alanlarının genişletildiği Ciresun ve Ordu'da da çay ekiminin başlatıldığını isteyen üreticilerin çaylık alabileceğini belirterek, başvuruda bulunanlann durumlarımn incelenmekte olduğunu söylediler. Doğu Karadeniz bölgesinde 202 bin 500 üretici 669 bin dekarlık alanda çay tarımı yapıyor. Söz konusu çaylık alanm 494 bin dekarlık bölümü Rize ve yöresinde bulunuyor. 175 yeniden ısıtılıyor DSP, 175. maddede değişiklik için SHP ile görüşme zemini ararken, ANAP'lılar, "Cumhurbaşkam'nm karşı olduğu bir konuyu Başbakan dönmeden görüşemeyiz" diyor.. SHP'liler ise, 175. madde konusunda DSP'nin ANAP'ın tuzağına düştüğünü ö'ne sürüyorlar. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Başbakan Turgut ÖzaJ'ın ameliyatı nedeniyle askıya alınan anayasanın 175. maddesinde değişiklik, bu kez DSP tarafından yeniden gündeme getirildi. DSP'liler 175. maddede değişiklik için SHP'yi masaya oturmaya zorlarken, bu konuda partilerarası bir zirve toplantısı çağnsını yinelediler. DSP'nin 175. maddeyi yeniden gündeme getirme çabasına ANAP'hlar, "Cumhurbaşkanı'nın karşı olduğu bilinen bir konuyu Başbakan dönmeden görüşemeyiz" tavrı ile karşı çıkarlarken, SHP'liler DSP'yi bu konuda ANAP'ın tuzağına düşmekle suçluyorlar. Başbakan Özal'ın gündeme getirdiği anayasanın 175. maddesinin değiştirilmesi, geçen cutna gunü DYP Qenel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile DSP'nin Meclis Grup Başkanı Cahit Karakas'ın görüsmeleriyle birlikte yeniden gündeme geldi. DSP Grup Başkan Vekili Sururi Baykal, anayasanın 175. maddesinin değiştirilmesi için siyasi partilerin biraraya geimelerini istedi. Baykal, DYP'nin konuya olumlu yaklaştığını belirterek, "Başbakan yurda döndükten sonra tüm partilerin katılacağı bir zirve için yeniden çağn yapabiliriz" dedi. Baykal, ANAP'ın katılmadığı bir anayasa tartışmasının hiçbir sonuç getirmeyeceğini belirterek, şunları söyledi: "ANAP'ın karşı cıktığı bir anayasa tartışması boştur. ANAP'ın katılmadığı anayasa tartışmasından hiçbir şekilde sonuç alamazsınız. Bu nedenle anayasa değisikliği için ANAP'la uzlaşma şarttır. Muhalefetin sayısal gücu bir anayasa değisikliği için yeterli değildir. Biz, bu nedenle geçki 4. maddenin kaldınlması teklifinden imzamızı çekme karan aldık. Çiinkü hiçbir sonuç getirmeyecekti. Başbakan Özal yurda dönünce konuyu tekrar gündeme getireceğiz." DSP Genel Sekreteri Nuri Korkmaz da" Başbakanın yurda döniişünden sonra, 175. madde değişikliğinin yeniden ele alınacağını belirterek, DYP Genel Başkam'nın bir zirve toplantısına olumlu yaklaştığını söyledi. Korkmaz, "SHP'nin de tutumunda yumuşama olmasını bekliyoruz. Anayasa değişikliğinin çerçevesi, bütün partilerin katılacağı bir toplantıda yeniden değerlendirilir" dedi. ANAP ..Grup Başkan Vekili Haydar Ozalp ise, Başbakan özal yurda dönmeden partilerarası bir zirve yapılmasının imkânsız olduğunu söyledi. Özalp, 175. maddede değişiklik önerisine Cumhurbaşkanı'nın karşı olduğunun bilindiğini de hatırlatarak, "Bu durumda Başbakan yurda dönmeden herhangi bir girişimde bulunmamız doğru olmaz" dedi. Özalp, 175. maddenin şimdilik askıda olduğunu, özal'ın dönüşünden sonra yeniden gündeme gelebileceğini sözlerine ekledi. SHP Genel Sekreter Yardımalanndan tbrahim Taşdemir ise, 175. madde değisikliği için masaya oturmanın ANAP'ın oyununa gelmek olacağını söyledi. Taşdemir, Başbakan özal'ın anayasanın geçici 4. maddesini kaldırma ıstekleri arkasına sığınarak, daha antidemokratik anayasa değişiklikleri düşündüğünü belirterek, şunlan söyledi: "Meclistekitablo Özalın lehinedir. Biz, Özal'ın eline anayasayı daha kolay değiştinne fırsatı verirsek, daha antidemokratik anayasa degişikliklerini gerçekleştirmek için Özal, tereddüt etmeyecektir. Kendisi geçici 4 dışında 1988'e kadar başka değişiklik olmayacağını söylüyor, ama güven yerici değildir. DSP bu konuda Özal'ın tuzağına düşmüştür. DSP'den bir zirve önerisi gelirse altında ANAP parmağı aramak gerekir." DYP'liler ise öncelikle anayasanın geçici 4. maddesinin kaldınlması konusunda ısrar ederken, diğer anayasa değişiklikleri için partilerle tartışabileceklerini belirtiyorlar. Ergani'de çatışma: 1 bekçi yaralı rgani (Cumhuriyet) Güvenlik kuvvetlerinin dün sabaha karşı yaptıkları genel arama sırasında meydana gelen çatışmada, bir bekçi yaralandı. Olay, bir kahvehanede, kimliği belirlenemeyen bir kişiden kimlik sorulması sırasında meydana geldi. Çatışma sonucu Zeki Çiftçi adlı bekçi kasığmdan yaralanarak Ergani Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralmm durumunun iyi olduğu oğrenildi. Olaydan sonra başlatılan ve sabaha kadar süren geniş operasyona karşın, ateş açan kişi ya da kişiler ele geçirilemedi. Ancak elde edilen ipuçlartnı değerlendiren yetkililer, olayın sonuçlanma aşamasında olduğunu ve başkaca açıklama yapmayacaklarını belirttiler. Olayın siyasi yönü olup olmadığı belirlenemedi. ORG, GİTAR, NOTA DERSLERİ. 336 22 20 1AŞAYIP GÖRMEK Oktay Akbal 550 üra (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cod 3941 Cağaloğluhtanbul AGLAMAK VEGÜLMEK İlhan Selçuk 5. bası 840 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 3941 Cagaloğlutstanbut ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) "Şirket kurtarma" olarak isimlendirilen yasa tanışmasımn TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında muhalefet partilerine mensup üyeler iktidarı zorladılar. Geçen hafta perşembe günkü birleşimde tasarıyla ilgili görüşmelerden tutanaklara şu sözler yansıdı: "Tiirkan Ankan: Tasan bankacılık sistemini alabora edebilir. Bu dunım ekonomiyi felce uğratır. Hatta bankacılık sisteminde piyangolar yaratır. Bankalara borçlanmayı Demokles'in kılıa gibi, şirketlerin, hatta bizzat bankalann tepesine oturtmaktadır. Halka açılmaları sadece aldatmacadır. Maliye Bakanı Alptemoçin: Bu kanunun herhangi bir yerinde, herhangi bir şirketin veya holdingin hükümet tarafından kurtanlmasıyla ilgili uzaktan veya yakından bir ilgi yoktur. Işlemlerden dolayı devletin herhangi bir şekilde zarara girmesi de söz konusu değildir. Hasan Altay (DSP): Bu yasadan sonra sürekli olarak şirketleri kurtarmayı bırakıp bir kere de halkı kurtarmayı deneyiniz. Aksi halde sizleri hiç kimse ve hiçbir güç kurtaramayacaktır. Vural Ankan (Bağımsız): Ben Maliye Bakanıyken Divan Oteli'nde bir basın toplantısı yapıldı. Bugün zor durumda olan müesseselerin sahipleri de oradaydılar. Sayın Başbakana durumu arzettiler ve Sayın Başbakan bana dedi ki; 'Vural bu konuya eğil, bunun bir çaresini düşünelira'. Ankara'da Maliye'de dedik ki 'Bu nasıl olur?', 'Konsorsiyum teşkili ile olabilir' dedik. Bunu yapabilmek için Hazine yetkililerinin Maliye Bakanlığı'na devredilmesi lazım geliyordu. Tıpkı bankerzede vatandaşlann istedikleri gibi. Fakat o zamanki 'uçan müstesv' bunu benimsemedi ve olay geride kaldı. Şimdi siz ne yapıyorsunuz? Siyasi otoriteye bağlı kalıyorsunuz. Ayhan Fırat (SHP): Üç sene içinde siz devletin batık parasını 200 milyardan, bakanın söylediği gibi 1.2 trilyona çıkarmışsınız. Bunun müdafaa edflecek tarafı var mı? Okumuş Holding kızına düğün yaptı Hilton'da 200 milyon liraya, gazetede çıkmıştı. Nasıl batık şirket bu? Ve soruyorum.. Siz nasıl hükümetsiniz ki, 250 liradan alıp 300 liradan yurtdışına ihraç etiğiniz pamuğu uç ay sonra 600 liradan ithal ediyorsunuz. Yalan mı? Uç ay sonrasını göremeyen bir hükümet... Hayri Osmanlıoğlu (SHP): Bu tasan ANAP oylanyla kanunlaşacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi yoktur. Ancak gerçekleri görmeye başladığımız zaman atı alan Üsküdarı geçmiş olacaktır. Günseli Özkaya (Bağımsız): Bu tasan hovardalara ödttn veriyor. Aydın Gürkan (SHP): Devlet Yatınm Bankası, canının istediği bankaya ve şirkete, canının istediği koşullarda fonlardan, bütçeden ve bankalardan ayrılmış olan kaynakları bu şirketlerin emrine verecektir. Çok güçlü hükümetlerde çok dokunulmaz bakanlar var sanılıyordu, bir tek şirket kurtarmak istediler ve üç yıl sonra burada, bu Meclise hesap vermek mecburiyetinde kaldılar. Sizi uyarıyorum Sayın Bakan. Tülay Öney (SHP): Villalannı satsınlar, sermaye bulsunlar' bu yaklaşımdır ki, işte bütün meseleyi bu noktaya getirmiştir ve bu Ulkenin Maliye Bakanını TBMM kürsüsünden 'Ben zaten bu şirketlerden bir kuruş vergi mi alabiliyonım. SSK bir kuruş prim alacağını tahsil mi edebiliyor' dedirten noktaya.. thsan Tombuş (ANAP): Biz Devlet Yatırım Bankası'nın bugün niçin bu statüsünü değiştiriyor bu hale getiriyoruz diye tenkit etmek yerine 'Niçin bu kadar geç kaldı?' diye tenkit etseydik, çok daha haklı olurduk." ANKARATASI Hocaya sorular Cumhuriyet'in Ankara Bürosu teleksine geçen cuma günü korsan bir mesaj düştü. Ingilizce başlayıp, Almanca devam eden mesajdan anlaşıldığına göre Alman ARD televizyonundan eski MSP yöneticilerinden Şener Battal'a gönderilen bu mesajda Necmettin Erbakan Hoca'ya yöneltilecek bir dizi soru yer alıyordu. Bir basın kuruluşu olarak kardeş Alman kuruluşuna aracılık etmek amacının yani sıra hocaya yöneltilecek soruların yanıtlarını biz de merak ettiğimizden, ARD'nin sorularını aynen yayımlamaya karar verdik: 1. Bay Erbakan, geniş halk kesimlerinin ve özellikle aydınların geçmişe kıyasla İslama HATALİCİHANDEĞER Karakaş. Ecevitişiıryazmaklabaşbaşabıraktiklarını söylüyor ve eklıyor, "Kendısı şiırden iyi anlıyor." Ne demeli, geçmiş zaman olur kı, hayali cihan değer. Geçmiş zaman olur ki... Bundan yaklaşık üç yıl kadar önce Alman Büyükelçiliği salonlarında bir kokteyl veriliyordu. Kokteyle kapatılan CHP'nin önde gelen isimleriyle birlikte dönemin Halkçı Parti Milletvekili Cahit Karakaş da katılıyor. O kadar çok siyasetçinin içinde ne konuşulur? Elbette polrtika... Bir ara sohbet dönüp dolaşıp Bülent Ecevit'e geliyor. Herkes "o dönemdeki" düşüncelerini açıklıyor. Cahit Karakaş'a söz geldiğinde, Karakaş aynen şunları söylüyor: "Bülent Bey'i biz şimdi sadece şiir yazmaya bıraktık Kendisi şiirden çok iyi anlıyor" Aradan iki yıl geçiyor. Halkçı Parti SODEP'le birleşirken HP'nin milletvekillerinden bir bölümü, aralarında Cahit Karakaş da olmak üzere, önce bağımsız kalıyortar. Sonra da bilindiği gibi, Ecevit'in yönetimindeki DSP'ye giriyorlar. Aralarında Ecevit için "Sadece şiirden anlar o" diye konuşan ve bunun da ötesinde günümüzde DSP'nin grup sözcülüğünü üstlenen Cahit Karakaş da dahil olmak üzere... Ne demişler, geçmiş zaman olur ki... İ Erbakan Sorulara yanıtlar, kadayıfın dibi tutmadan mı, yoksa parmak hesabıyla mı? daha açık olduğu kanısına naf sıl varıyor? 2. Türkler Batının değer yarj gılarına ne kadar uyum sağla yabiliyorlar? Bu değer yargıian] ile islamın ahlak ve gelenek1 leri arasındaki çefişkiyi yaşı* yorlar mı? 3. Türk insanları inançları doğrultusunda yaşamlarında kendilerini sınırlandınlmış hissediyorlar mı? 4. Halktaki genel huzursuzluktan ne anlamak gerekiyor? İslam, Türkiye'nin sosyal ve politik yaşamında ne gibi bir rol oynayabilir ve oynamalıdır? Ne dersiniz, acaba hoca bu sorulara "kadayıfın dibi tutmadan" yanıt verebilir mi? ÖDEMİŞ SULH CEZA MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ Odemiş Ataıurl. Mah. Gulten Sok. No: 4/4"ıe oturur Mehmeı %e Emine'den olma, 1941 D.lu Muhııtin Özesmi Ödemiş Sulh Ceza Mahkemesi'nin 6.11.1986 larih \e 985/343 esas. 986 J940 karar sautı ilamı ile TCK.nun 398, 647/4 \e TCK.nun 72. maddesi gereğince 32.000 lira a|ır para cezası ile cezalandınlmaiina. TCK.nm 432. maddesi gereğince sanığın curme \asııa kıldığı molek Ne sanatının hapis cezasına eşit sure ile [aıiline Takdiren 7 gun sure ile işyerinin kapatılmasına. karar ozetinın kapatılan işyennin eoze çarpan bir \enne \apıstırılmaiina. Masrafı daha sonra sanıktan alınmak uzere karar ozeıinin Ankara. Istanbul. Izmır'dı; >ayınlanan \e tırajı 100.000'ın usiuııde bulunan bir gazeıede ılanına. a>rıca >uç yerinde \a\ııılaııan malıalli bir gazetede ılanına daır 15.1.1987 tarihinde kesink>en kararın o/cıidir 4 2 1987 Basın 13517