23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 KASIM 1987 HABERLER CUMHURÎYET/9 SEÇtM 87'YE DOĞRU DIYDIK/GORDIK YALÇil\ PEKSEH Dînî simgeler ağır basıyor Siyasal Yaşamımızda Simge, Slogan ve Kahp Yargüan Prof. Dr. NERMİN ABADAN Doç. Dr. AYSEL AZİZ ve UNAT A.U. BYYO ÖĞRENCİLERI Kültürmültür, operamopera. Gümrük müdürunun kültur müdüru olmasmdan doğal ne olabilir? 4 yıldan beri ülkeyi yöneten ANAP hükümeti kültur sorunlanna, gümrükte takılıp kalmış mal gözüyle bakmıyor mu? O yüzden "hayatında bir tek kez opera izlediğini" söyleyen kültür müsteşan şimdi operanın sorunlanna çözüm anyor... ültür Bakanlığı Müsteşan Ertan Cireunlan ne yapalım" diye düli 19 Eylül 1987 tarihınde istanbul şünen yöneticiler "en iyisi Devlet Opera ve Balesinin ust düzey konservatuvara hoca yapayonetıcılenyle bir toplarrtı yaptı. Bu lım" kararına varıyorlatdı. toplantıda opera ve balemızın sorunları Böylece hiç operaya çıkman)ıştartışıldı, çözüm bulmak için planlar yapıldı... hocaiarın yetiştırdiği operacılar ve hıç dans etmemış Toplantıya katılan sanatçılar 4 saat boyunca dinbalecılenn yetiştirdiğı bale sanatçılan aynı maaşferledıklen müsteşarın kültürüne değılse bıie, medenı te,opera SÖYLEMEMEK ve baie YAPMAMAK ü » cesaretine hayran kalmaktan kendılennı alamadılar re iatanbul Devlet Opera ve Balea'nin kadroianna akÇünkü Kültür Bakanlığı Müsteşan açık açık "hayatenryoriardı. : tında bir tek defa opera ızledığım" soytüyordu. Bu tek "Ama efendim Batıda ücretler çok yuksekti.. Ayda gösten dışında, opera ile ıkıncı bir ılışkısı daha olmuştu; Gelirier Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak yurtdı 450 bın lıra ne idi ki? Bu para oralarda bir sanalçiya şında görev yaptığı sırada, çalıştığı büro, bir rastlan bir temsilde udenryordu..." Bu düşünce (azla yanlış degıldi, ama yanılttcrydı. tı sonucu, o kenttekı opera bınası ile karşı karşıya idi Batıya bakıMtğında ücretler astronomik gorünuyprIşte opera ve balemızın sorunlarını çözmek ıçın ış badu, ama yapılan iae kryaata, bizbnMlarin akfcOı yannv şına getırılmış müsteda "çok fazla' saytlmazdı. Çünku BaMa her sariatşarın opera ve bale ile çının her gün sahneye çıkması mumkün olmasa biılişkısı bu kadar olle, hattada en az 3 temsilde gorunmesl neredeyse muştu Cireli daha zorunluydu. ÛsteSk BaMa en uzun yılık tattl 46 hafta sonra Gümrükler Gearasında degisiyordu. Kontratlar en fazla 1 yıllık hanel Müdürlüöü yapzırtanıyor, iyi bir pertormans göatermeyen sanatçt(un mış, oradan da Kultur ertesi yıl sfizleşmesi feahediltyordu. Bizde "Allaha Bakanlığı Musteşarlışukur" bflyte b)r tehllke yofctu... | ğına getırılmıştı Bundan daha doğal bir SEYİRdLErtN "OIYABİNDA" OPERA j durum da olamazdı. Çünkü 4 yıldan ben ülaşka bir temel sorun bakımsı^lıK keyı yöneten ANAP ve ilgisizlikti. Sahnede bir temsil hükümeti, kültür sorunlanna, gümrükte takılıp kalmış verilirken, teknik kesimler araaınbir mal gözüyle bakıyordu daki haberleşmeyi safilayan "ConAllahtan Cırelı ışe sıkı sarılmış ve kendi deyişiyle dutt" adlı cihaz uzun zamandan beri ân"sorunların hemen hemen yansını" çozmüştü. Bu çö zalıydı ve ne hikmetae onanlamıyordu. O yüzderj 7 zümlerden bırı, sanatçılann prova yaptıklar; bölüme kaamda sahnetenen Don GHovannl operaatnda oyun bir kahve makınesı konulmasıydı Başka bir sorun da daha bitmeden perde inmişti. Sonra bir ara açılmış, prova yapılan bölüme konulan bir hava temızteme ay ardırtdan yeniden kapanmıstı Bir daha da acılmagıtı ile çözulmüştü. mıstı. Oysa oyun sürüyordu. Perde arkasında kalan sanatçılar ne yapsınlar.. Aryalarını sürdurefBk oyuAYDA 0.71 TEMSİL nu seyircilerin "gıyabında" tamamlamışlardı. 14 kasım günü "Şımank Kız" adlı baie temsilinde ise önce detortar devrilmis, ardından etektrikler keysa opera ve balemizin başka sorunları da vardı. Bir gün "inşal silmisti. Jeneratorün devreye girmesl 25 dakika surmuş, oyun yeniden bastedığmda seyircilerin buyük lah" onlar da çözülecekti. örneğın bölümünun evterinin yolunu tuttuğu görOlmusta... 1987 yilının ekim ayında AKM'de Döner sahneoin teherlekiert bozuktu. O yualen mit11 temsil verilebılmıştı. Bunların üçü operet, dördü çocuk oyunu, ıkışı konser ve ıkısı bale yonlarca liraya mal olmus sahne kullanılamıyordu. gostertsiydı Buradaki garipJik, İstanbul Devlet Opera Oysa bu bozuMugu gidermek ıçın tanesi 1OJXW lirave Balesınde ekım ayında bırtek opera gösterısı bı dan iki adet tekerlekten başka bir şeye gereksinme yoktu... le yapılmamasıydı. . Ara seçim kampanyasında siyasi partilerin radyo ve televizyon konuşmalarında geçen simgeler Türk toplumunun siyasal külturünde başat sayılan öğeleri de yansıttı. Türk siyasal yaşamında en etkili olan sloganların başında 1950'de Demokrat Parti'nin ortaya attığı "Yeter, söz milletindir" sloganı ile 1961 anayasa referandumunda muhalefetin "Hayırda hayır vardır" sloganı geliyor. IISOYUT SÎMGELER Devlet baba, devlet kapısı, devletin şefkatli eli, rahmet sağanağı, serhat emanetleri, irtica yaygaracılar, inanç simsarlan, ithalat cenneti rehaveti, yüzde yüz milli, yuzde yüz yerli bir doktrin, işbilen, işbıtırici, güçlü iktidar, halkın gücu, Turklslam mefkuresi, halkı ezen Osmanlı Ozenticileri, komünizme davetiye çıkaranlar. Bu dökümün açıkça gösterdiği üzere simgeler yoğun ölçüde somut/siyasi partilerin amble;rleri ve son dönemin ekonomık, toplumsal olayları ile ilgili olarak oluşturulınuş bdunmaktadır. Aynı simgı 'er bu kez ideolojik bir çerçeveye oturtulduğunda daha anlamlı bir görünüm sergilemektedir. Tablo 2'de görüleceği üzere ideolojik ölçütler kullanıldığında dini ve mıliıyetci simgeler yoğun bir biçimde ağır basmaktadır: milli benlik, son bağımsız Türk devleti, milletimizin mukaddes değerleri, Batının çöplüğü, çağ açan Fatih. milli suur, büyük Türkiye, Sakarya hamlesi. Sosyal demokrat Halkın gucu, hakça bir düzen, iktidara akan halk ırmağı, ak günler, çarpık zihmyet, bozuk düzen, emek düşmanı, pahalılık cehennemi, işsizlik kâbtısu, B.Ecevit = işçı güvenliği, köylü isçi köleleştirildi. Görulduğu üzere 1986 ara seçimlerinde sağ görüşleri temsil eden partiler çoğunlukla dinci değerlere ağırlık tanımışlar; bir bakıma uzak geçmışte yatan şanlı bir geçmışe ilışkin nostaljik (geçmişi özleyen) duygulan okşamaya önem vermişlerdir. SLOGANLAR Sloganlar belirli bir grubun üyelerine kısa, tekerrür eden çarpıcı cümleler yardımı ile olumlu ya da olumsuz bir tutum ve eylem biçimini benimsetmeyi amaçlar. Türk siyasal yaşamında en etkili olan sloganlann başında 1950'de Demokrat Parti'nin ortaya attığı "Yeter, söz milletindir" sloganı ile 1961 Anayasası'nın kabulü için yapılan referandumda muhalefet grubunun *h 40 oranında oy oluşturmasına yol açan, "Hayırda hayır vardır" sloganı yer almaktadır. 1986 seçimlerinde siyasal partiler kamuoyunu biçimlendiren bu yöntemden özellikle kendi profillerini belirlemek için yararlanmışlardır. Genelde ANAP'ın kullandığı slogan larla seçmenin psikoiojisinde güven ve istikrar duygulannın kökleşmesinin geleceğe iyimserlikle bakılmasının, geleneksel değerlere bağblığın pekiştirilmesi yoluyla moral bir rahatlama sağlanmasının amaçlandığı gözlemlenmektedir. Parti, 1986 ara seçim kampanyasında siyasi partilerin radyo ve televizyon konuşmaİannda geçen simgeler sadece belirli bir partinin ideolojisıni yansıtmakla kalmamış, aynı zamanda Türk toplumunun siyasal külturünde başat sayılan öğeleri de yansıtmıştır. Bunlan gözden geçirdiğimizde soyut simgelerden çok, köku dini inanç, folklor, halk deyimlerinde yatan somut simgelerin kullanıldığı fark edilmektedir. Simgeleri somut/soyut niteliklerine göre tasnif ettiğimizde Tabk) l'deki dökümle karşılaşmaktayız. 2 banşsever imajının güçlü biçimde algılanması için yoğun çaba sarfetmektedir. Bu nedenle kullandığı slogan ve kalıp yargılarda birlik ve beraberlik temalan ağır basmakta; belirli bir toplumsal farklılaşma güden fıkirlerden'kaçınıldığı görulmektedir. Bu fıkirler ANAP'ta birer kanat olarak temsil edilen akımlann bağımsız partilerine bırakılmıştır. Bu açıdan bakılınca neden Milliyetçi Çajışma Partisi'nin ağırlıklı olarak aşın milliyetçi temalar işlediği, Refah Partisi'nin neden dinci değerlerle Batı düşmanlığını ön plana çıkardığı daha iyi anlaşılmaktadır. Bundan başka altı çizilmesı gereken dığer bir özellik, Sosyaldemokrat Haikçı Parti ile Demokratik Sol Parti'nin işledıkleri ekonomik ve toplumsal sorunların bir kısmının sağ yelpazede yer alan partiler tarafından da ele.alınmasıdır. K ii B TABLO3 PartUerin, kallaadıklan slagaalaru yöneldikleri hedefe göre graplaadınlması Kendi partisini övücü: Anavatan, guzel, güçlü Türkiye'nin güçlü iktidandır, Anavatan, güzel, güçlü Türkiye'nin temmatıdır, Anavatan kavgayı değil, sevgıyi, hizmeti esas alan güçlu iktidar partisıdir, Anavatan 'ın yaptıklarma muhaliflerin hayali bile erisemez, Anavatan daima çıftçinin yanındadır, Anavatan iktıdarı, çıftçinin, köylunür daima yanındadır, Türkiye'de huzurun, istikrarın teminatı Anavatar, Partisi'dır, Anavatan Partisi, dısarda itibarın, içerde istikrann, gelismenin, büyümenin, teminatıdır, Anavatan birliğin, beraberhğin, istikrann teminatıdır, biz kavgadan yana değil, banştan yana partiyiz. tktidan elestirici: DSP devleti yağmacılıktan halkı da soyulmaktan kurtaracaktır, DSP iktidann karşısına halkın gücüyle çıkacaktır, ara seçim ANAP'a kara seçim olacaktır, ANAP'a vereceğiniz her oy şehitlerimizin kemiklerini stzlatacaktır. TABLO I Partllerta kallaadıkları SMMt/soyat simgeler /. SOMUT SİMGELER a) Doftadan alınuı: Uluçınar, coşkun ırmak, zeytin dalı, seher yeli, beyaz at, şahlanmış kırat ve an, kıratın bağn, milletin kanını emen mekkâre an, zehirli an, an beyi, bal yapmaz anlar, güvercin, akgtiverdn, devlet ambanna gıren fare, yılan (Batılılar için). b) Tarihteıı alınan: Celal Bayar (demokrasi simgesi), Yunus gıbi, Sakarya hamlesi, Fatih, Yavuz, Alpaslan, Horasan erlerinin soluğu, has bahçenin son sultam, Yıldız Sarayı'nın has bahçesinde Lale Devri, saltanat kayığı, Haçlı zalimleri. * c) Toplnmsal yaşamdan alınan: Futbol takımının tek seçicisi, ehliyetsiz kaptan, holding gökdelenleri, kadınlann sadakatı ve tesettürü, ninelerin kıtığından, ninelerin yolundan uzaklastınlmıs kadınlar, boş tencere, bosfile. TABLO 2 PartUerin knllandıkları sİBBgeleria Ideolojik alealere göre graalaadırıİBiası Dind Cennet bahçesi, ölüm çukuru, sancak, helal hakkı, rahmet sağanağı, Bızans gâvuru, maddi manevi kalktnma, inanç, sevgi, kardeşlık medeniyeti, Türk bayrağı ve sancak, MÇP'nin imanlı kadroları, milletimizin mukaddes değerleri, milli inançlar, tarihi şanlarla şereflerle dolu Müslüman Türk milleti, Türktslam mefkuresi, faizci Batı zihniyeti, Osmanlı gazilerin temiz ahlakı. Milliyetçi Asil Turk milleti', ulkucu kadrolar, B O SCRECEK OYUM SHP üyesi değilim, ama her türlü düşüncenin korkusuzca açıklandığı ve özgürce örgütlendiği yasaksız bir Türkiye'de, gerçek demokrasiyi kurmak, geliştirmek, güçlendirmek için Oyum SHP'ye. Liderler nerede? BLGUN: OZAL Ankara. İNÖNÜ Ordu, Ciresun, tstanbui. DEMtREL tstanbui. ECEVtT Izmır. ERBAK4.N Bafra, Samsun, Sunçurtu. TÜRKEŞ tstanbui. EDtBALİ İstanbul. YARLN: ÖZAL Ankara. İNÖNL Izmtr. DEMtREL Ankara. ECEVİT Sinop, Ordu, Giresun ERBAKAN AJyon. Konva. TİİRKEŞ Ankara. EDtBALİ istanbul. Kasım ayına gelınce bılanço şöyleydı 1 konser, 1 operet, 4 çocuk oyunu, 4 bale ve 4 opera temsıli. Böylece ıkı ayda surfulan opera sayısı 5'e, bale sayısı altıya yukselebılmiştı Başka bir deyışle ayda 2.5 opera ve 3 bale temsıli verılmıştı. Aslında Devlet Opera ve Balesı 7 mayısta kapanmış, 8 ekımde açılmıştı Yukarıdakı manzaraya 5 aylık tatıli de ekledınız mı, sayıiar korkunçlaşıyordu Ayda 0.71 opera ve 0.83 bale temsıli.. Gosterı sayılan ancak ondalıklarla belirtılebilırken, sanatçılann sayısı haylı yuksektı Opera ve balemizde çalışanlann sayısı 600'e yaklaşmıştı. Bunların devletlen aldıklan maaşlar ortalama 450 bın lırayı buluyordu Üstelık bir tür "ömür boyu aylık gelir"dı bu Konservatuvarı brtırenlenn kendılığınden göreve alınması ve yeteneöı ne c4ursa olsun 65 yaşına kadar maaş almayı surdurmesı sonucu opera sahnesınde ağzını açmamış opera sanatçılanmız ve bale sahnesıne adımını atmamış bale sanatçılanmız vardı... perayı ilgilendiren başka bir tonu da 197980 sezonundan beri İstanbul Devlet Operası'nda iki Türk oyununun temcid pilavı gibi ısrtılarak sahneye geürilmesiydi. Bunlaroan binnctsi Karyağdı Hatun'du. (Besteleyen; Okan Demiris. Orkestra şefi; Okan Demiris, Karyagdı Hatun rolOnde: Leyla Demiris).. ikincisi ise 4. Murattı. (Besteleyen Okan Demiris, Orkestra şefi; Okan Demiris, Kosem Sultan rolünde: Leyla Demiris) 8 yıtdan beri üçüncü bir yerii opera sahnelenememisti. Bunun da nedeni, galiba Okan Demiriş'in Oçüncü bir opera besteleyerneyisiydl.. Işin tuhafi, insan bu gariplikter için kimi suçiayacağını da bılemiyordu. Çünku Devlet Opera ve Balesi'nde her sezon (hatta bazen aezonda iki kez) mudür değisivordu. Son otarak işbasına geten Mesut.lktu bakalım ne yapacaktı? Şeytanın bacağını mı turacaktı, yoksa kendi bacağını mı? O IPANA'LAR YINE KAZANDIRDI LADA NIVA Erdoğan Afacan'm (iZMiR) IPANALAR YINE KAZANDIRıYOR KAMPANYASI lahhlılen 111l1987ıÇar$amba gunu Kaamoy 8 Noterı Osman Umı Erter onunde yap<lan çeW/şte behrienöt Armağanlar tahbMerın adresıerıne gondenlmekteöır Ipana lar Yıre Kazandınyor Kampanyasına gostertiığınız vahn ılgıye teşekkur eöem 10 Adet Orca Profesyonel Bot Talihlileri Ayten Anlıak Gulçın Pişmcı Dilara Okan Gulkan Gulkaynak Şerafeltin Sander Şiıkran Eroğlu Bulent Yurek Hacer Ozten Vedal Yemgün Hamıyel Erbilgin 100 Adet Sony Walkman Talihlileri SMMıat YHçınltpe NmnPMif Mıqwral G m t Setıj Aljk» NRmua Ertıijı» MnJtaU SohnEiMtli Ekron Z»r MürtyYtn Boıtuft ZtUEMI S<rUıClqıır EnUbill mı^ln Çımul Yıttu Erım MaTanı tmuıtm OıtarManaı * Hn Munın Cı: NIMIftl* ZlMGtMl SolMtvM (««tMalı TirkK GMr MMUIa Glriv FHma TıMınn MMUIııİ »if «• 5*"> Im4al Çıçat HAan »•«m Çtlınto f«nl 6 M I SatriEnay OzınU tI NurcaııUrau HanctAnta» «Ktcvrt B.M»n«l* Haciıa Kıacal Galıp Uzuner A,U Oomlu MucKla Şaltn Yuitus Dııuo Unıntl Ptıitnn Utntuı NmnKaknmM VuuiCa r « « B<tu« 7000 Adet Benetton Çek Talihlileri Ca^ktn» DİŞLERİNİZİN GÜVEMCESİ Ufi Emnn DMatorOM ratart Gaıt* AnKıttn ItaUGllMI OlltnEk ot.frAttu Tıtmat mtsaa • UsU %••;•** • btrn İ MtelCinmn famttm tMİIItMl mim G>1«Çan UMErcan Ayh.brla. UMaÖnntt HaıSaü ZMHHÇMIı UnıtlLık< F«UNS«nr SMMİIIH ütataııu Gdıarn Tmıun Ztka •»«»»•" Hatarm FWM Ü I S | I M SaMTUt Iheıutta mmsm t*MPı«tt MattM V ı ^ a ItarakM AFi DİMGartl ErwO«», Ealn LMtte» IHHlilaM ElptlM CMto* GİUılbcaı H*atıTwM C«Untn|l FMnlTaüii tail « TnMUOt »n«ı TıHnıa hıur SıUıÇaH EnAko, Zudal ArtHin mmntak tkUmlaıa •Mlauıı A 0« n AruiErUı ibm» W ttl lljll Manlılnı b MnouEı» Taıtjahuc MtMultannl >S«as SaMJMfam > HauaZı Utkt Taiftm FM.ntTıWıl EmcıC"**" SnınOlıuıuı • •MtMtUtat C b Eı ttmtt Sa|lıcı* Fu.ınAJ*,r> Hava L>« EıaafeMi*' | rf drfincr Fuafe Haıaflbra RtccytJtoı Av*a 0en<rU| G«ia« ZeflMcı •tertaM fMitncf Hvstfia Onvjrct MMJ H«ısKıhk ftfu Tafc ^ a H a K t •Utın Ttttt •vıanar Gcne* Fnvn V U B U I Fvrlui Tunuca G«aul Eu«ı**rı Fatau Seryn Hamlt Erto*» OlOn Tailu *hh)wt Menc FMf CCM OmnOıMfk lıiaı ta SfM«l T E SMaEn, bmail \ttui lımah Ontntt NhNM İM«I tımarf 0nc> H*W iri» f ak»a T«tbrı M C**Jİ MnUfdi Atanun lıttMiMi fk» Afcluth C*fhiM Ttftaj Afi* imm l(*kln«l«ı Gtilnuı Saabtcı C*t*ün 0 MMfcoc. MVIMMÇ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear