Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
GVMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tadır. Böylece, devletin "konut sorununu çözme" savıyla oluşturduğu milyarhk fon, profesyonel "koperatifçilerin" ve ilişki içinde (ya da doğrudan içinde) oldukları inşaat firmalarının "iş yapmalanna" yaramaktadır. "Sosyal sonuç" olarak ise, ayiık kazançlarından en az 200 bin lira konut taksitine ayırabilecek kesimlerin, "kredi desteğiyle" ikinci üçüncü konutlarına kavuşmalarını saglamaktadır. Denebilirki, "olsun!... varsın Üretilen konutlar dar gelirlilerin olamasın. Sonuçta, sahipleri bunlan kiraya vereceklerine, boş kalmayacaklanna göre, yine topluma mal olacak, hiç değilse kiralık konut sıkıntısı azalacaktır. Bu nedenle, konutun kimin olduğuna bakmadan, olabildiğince çoğalmasını sağlamakta yarar vardn..." tlk anda "olumlu" görünen bu gerekçe, yukarda da değindiğim gibi, konut üretimine salt sayılarla yaklaşan kurumların da "övünme" nedenlerini oluşturmaktadır. Oysa, sonuçta ortaya çıkan "kiralık konutlar" olduğuna göre ve bunlar da "devlet kredisi" ile yapüdıklanna göre, kiralık konutu neden devletin kendisi uretmemektedir? cKamuya ait konutlann düşük kira bedelleri, bir ölçüde "piyasayı" da etkileyecek ve "kiralık konut sıkıntısının" körüklediği aşırı artışlar denetim altına alınabilecektir. çToplumdaki "gelecek garantisi için mulk edinme" anlayışı, yerini, "sosyal devlet koruması altında huzurlu ve sağhklı yaşama" anlayişına bırakacaktır. dBirikimler konutlara değil, üretken ve gelişmeyi hızlandına yatınmlara yönelecektir. eBelediyeler, elde ettikleri kira gelirleri ile, bir yandan bu konutların fıziksel çevrelerini düzenlerken, öte yandan da, yeni konutlar üretmeye yönelik fonlar oluşturabileceklerdir. 3Konuta aynlan kaynaklardan, salt "yeni yapı üretimi" için değil, eski yapı stoklannın sağlıklaştırüması için de pay aynlmalıdır. özellikle, tarihsel çevrelerimizi oluşturan ve her bakımdan korumamız gereken kentsel SİT alanlarındaki eski yapılar, yeni konut yapımına harcanandan çok daha az paralarla onanlarak, yeniden "yaşanıhr" niteliğe kavuşturulabilecek durumdadır. Bunları yıkıma terk etmek, ya da yıkıp, yerine gökdelenler dikmek ya da üzerlerinden otoyollar geçirmek yerine, çağdaş gereksinmelere uygun yeni iç düzenlemelerle korunmalarım sağlamak, "ekonomik" olmanın ötesinde, kültürel geçmişimize ve öz kimliğimize sahip çıkmamn bir gereğidir. 4Konut kooperatifleri ile ilgili yasal duzenlemeler, daha geç kalınmadan hızla gözden geçirilmeli, "konut sorununu çözmeye" değil, "konut üretip pazarlamakla ilgili sorunlannı çözmeye" yönelik kooperatifleşmenin fonlan tüketmesine engel olunmalıdır. 5Tüm bu önlemler alınırken, dünyada hiçbir ülkede gerçekleşmemiş olan "herkesin bir konut sahibi olması" duşunu kurmaktan bir an önce vazgecilmeli, "ayhk gelirin, öteki yaşamsal gereksinmelere aynlacak diliminden geri kalan kısmıyla, herkese bannabileceği sağlıkh bir konut" sunabilme amacına yönelinmelidir. 26 KASIM 198 "Konut Yılı" Btterken "Çag Atlamak" Genelde pek çok toplumsal sorunda olduğu gibi, konut sorununun da temelinde sosyal yapıdaki dengesizliğin ve giderek artan yoksullaşrnamn lyattığını vurgulamak gerekir. Devlet îstatistik Enstitüsü 'nün verilerine ' âayanarak, ücretlerdeki artışla, yapı malzemeleri maliyetlerinin artışlanm , karşılaştırmak, bu gerçeği belgelemeye yetmektedir. PENCERE Limon!.. Konuşurken sık sık "benzetmeTye başvururuz; Osmanlıca'dı "teşbih" denen sanatı kullanırız: Sardalya kutusu gibi otobüs... Odun gibi herif.. Lokum gibi kız.. SHR seçim propagandasında etkili bir "teşbitf'e başvurdu gazetelere verdiği ilanlarda yurttaşa soruyor: " Beş yıl daha (ANAP yönetiminde) bir limon gibi sıkılmay) gücünüz var mı?" Erdal İnönu de televizyonda gözlüklerinin ardından gülu. seyen gözleriyle izleyiciye bakıyor; sağ elinin başparmağıyit işaret parmağını limon sıkar gibi oynatarak seçmeni uyanyor Sizi limon gibi sıkar.. Başbakan özal bu işe çok öfkelenmiş, ANAP'lılar küp»en binmişler, gazetelere çarşaf çarşaf ilanlar vererek SHP'ye ver yansın ediyortar: ' Bir siyasi gaf, bir milli ayıp/.. Snf bir oy uğruna, insan kan oV milletine limon demez" • Anlaşılan ANAP Türkçeyi unuttu. Seçim gezilerinde hep ingilizce ya da Amerikanca dovizler le karşılandı başbakan; ANAP dil ve kürtür sorunlarına önen vermez; IMF'ce konuşur, parasalca paralar; ama koskoca par tide "teşbih"in ne demek olduğunu bilen yok mu? Diyelim ki lokum gibi bir kızyolda keklik gibi sekiyor; delikan lının biri şeytana uydu, laf attı: Turunç gibi memeler... Karakoia düştüler. Kız şikâyet ediyor: Komiser Bey, bu adam bana turunç dedi. Komiser bundan ne anlar? Çakı gibi asker, aslan gibi delikanlı, filinta gibi genç, ceyiaı gibi kadın, gonca gibi dudak, paçavra gibi gazete, şirket gib parti, mafya gibi ikiidar... Türkçe'de "gibi" diye bir sözcük vaı SHP, yurttaşı uyarmayı çalışıyor: ANAP s&ni limon gibi sAcari.. İktidar partisi bundan ne anlamış: SHP mıllete limon dedi. Haydi canım sen de!.. Anlaşılıyor ki ANAP'ın baştndakiler akıllannı peynir ekmek le yemişler; saçma sapan konuşuyortar. • ANAP yıllardan beri televizyonu babasının çiftliği gibi kulla nryor; devletin kurumu sanki Ozal'ın tapulu malı. Muhalefet par tilerine yasaklanan bu etkin propaganda aracını çamaşır ma kinesi gibi kullanarak yurttaşın kafasını çitilemekten bıkmayaı ve usanmayan iktidar partisi, şimdi sinirieniyor: ' Sırf bir oy uğruna, insan kendi milletine limon demez.' Ya ne der? Portakal mı? Yalnız Türkiye'de değil, her ülkede seçim kampanyalarındi saçmalıklar olur, zırvalar üretilir; ANAP'ın devirdiği çam da si yaset edebiyatımızın mizah bölümüne yazıldı. Limon çeşit çeşittir; kimi suludur, yumuşaktır, çabuk sıkılır kimi kurudur, serttir, sıkmak için bilek ister. Ankara'da bir IC kantada iki arkadaş çorba iceceklermiş; ama garsonun getir diği limon öylesine sert ve kuru ki birisi deniyor olmuyor, ötek deniyor olmuyor. O sırada yan masada oturan şişman, bıyıklı gözlüklü birisi kalkmış; televizyonda moda deyimi kullanaral sormuş: Size yardımcı olabilir miyim? Sonra limonu eline alıp bir sıkmış, şıpır şıpır son damlasını kadar suyunu çıkarmış. Masadakiler şaşırmışlar: Nasıl yaptınız bu işi? Adam: İşim bu... demiş. Adınız? , ,u» M « t u ' ..••ı OKTAY EKİNCt Y. Mimar ' ' ' "Konut Yüı"mn da sonuna gelindi. Birleşmiş ' Milletler Genel Kurulu, 1982 yüı aralık ayında aldıgı kararla, 1987 yıhru "bannaksızlar için bannak" konusuna ayırmıstı. Amaç, hızla artan " dilnya nüfusunun, öbür yaşamsal sorunlanrun ya'"'nlnda "bannma" sorununun da tüm ülkelerde tar1 tısılması ve yeni uygulamalara doğru yönelmele' •Tm sağlanmasıydı. tnsanlığın yarısından çoğu sağ Ibkb konutlarda yaşamıyordu. Bunlann da yine ya "rtsından çoğunun doğru dürust "bannaklan" dahı .••yoktu. Bu gerçek, 21. yüzyılı yaşamaya, güncel de •• yimiyle "çağ atlamaya" hazırlanan insanhk için en büyuk ayıplardan biriydi. 1987'de bu ayıbı gide.'.rebilecek önlemler, hiç değilse bir yü boyunca, eni., pe boyuna ele ahnmalı, uluslararası konferanslarla, ,karşüıklı deneyimler aktarümalı, ortaklaşa çözum önerüeri geüstirilmeliydi.... Hayır, her sey lafta kal„; dı. Sonuçta 1987 Dünya Konut Yıh, dar gelirlile, p n sağhklı bir konuta kavuşma umutlannın gide^rek tümüyle yok olduğu bir yıl olarak geride kalinaya başladı. „ ]. Sorunun niceliği ve niteliğine de kısaca değine..Tjim: Sorun "nicel" boyutuyla ortaya konulduğun'da, üretilen konut "sayısı" da "çözumdeki" başahnın (ya da başansızlığın) ölçutü kabul edilmek, tedir. Dünya Konut Yılında Türkiye, "amatörce" 'çalıştıklanru ileri süren, teleksli telefaxh "S.S... '' ıcent konut yapı kooperatifleri"nin tam sayfa ilan^Tarıyla, gecekondu yıkımlanna ait dramatik görün""tülerin gazetelerde yan yana yer aldığı bir döne•' me girmiştır. Yılda gereken dört yuz bin konut üre••'tilse bile, bu konutlar dar gelirlilerin kullanırruna sunulamadığı sürece, sorun "nitelik olarak" yine ' çözümlenmemiş olacaktır. Genelde pek çok toplumsal sorunda olduğu gi• t>i, konut sorununun da temelinde sosyal yapıdaki dengesizliğin ve giderek artan yoksullasmanın yattığmı vurgulamak gerekir. Devlet Îstatistik Enstitüsü'nün verilerine dayanarak, ucretlerdeki artışla, yapı malzemeleri maliyetlerinin artışlannı kar. şılastırmak, bu gerçeği belgelemeye yetmektedir: 1976 yılında, ortalama (SSK'U) günlük ücret endeksi 100 kabul edildiğinde, 1984'te 1137 olmuş, yani 11.37 kat artmıştır. Buna karsın, aym dönem içinde, yapı malzemeleri maliyeti endeksi 383'ten 16585'e çıkmış, yani 28.15 kat yükselmiştir. Başka deyişle, ucretler bir kat artarken, yapı maliyeti ikibuçuk kat artmaktadır. Buna, enflasyon ve spekülasyon ilişkisi içinde arsa fıyatlanndaki her yıl °?t 50*yi aşan artışlan da eklediğimizde, ucretlilerin kendi birikimleriyle konut edinebilmelerinin, "çok zor" değil, "olanaksız" duruma geldiği ortaya çıkmaktadır. Nitekim, özellikle son birkaç yıl içinde, konut kooperatifçiliğinin "2. Konut" denen yazlık ev amacında yoğunlasması, kentlerdeki "toplukonut kooperatiflerinin de "ikinci" "üçüncü" konutlarına kavuşmak üzere taksit ya'ranlardan oluşmalan bu gelişmenin sonucudur. Öneriler Bu saptamalann ışığı ahında, sorunun çözümüne yönelik önerilerimizi şöyle özetleyebiliriz: 1Konut fonu ve öbür kaynaklar, "birikimlerini konuta yatırarak değerlendirmek isteyenler" için değil, gerçekten konut gereksinmesi olan bannaksızlann insan onuruna yakışır bir yaşam çevresine ulaşmaları için harcanmalıdır. Bir yandan yoksul kitleleri "yasalaşmış" gecekondularda barınmaya "tapulamak", öte yandan da "gecekondulaşmayı önleme" adına, kredi desteğiyle yeni toplukonut siteleri oluşturup, buralardan ikinciUçuncü konutlar elde edilmesine ortam yaratmak, "konut sonınunun çözümü" demek değildir. 2Belediyeler, kendi üretecekleri yeni kent arsalan uzerinde, gerektiğinde Toplu Konut Fonu ve başka kredi olanaklannı da kullanarak, kendi taşınmazları durumunda konutlar yapmalı ve bunlan olabildiğince düşük bedellerle ve "gerçek ihtiyaç sahiplerine" kiraya vermelidir. Bir an önce geçilmesi gereken bu uygulama, sosyal ve ekonomik açıdan şu olumlu sonuçlan da beraberinde getirecektir: aDar ve orta gelirliler konut sahibi olmak için ayhk geürlerinin çoğunu bu "zorunlu kaleme" ayırmayacaklar, kendilerini daha da yoksulluğa itmeyeceklerdir. Konutu olan, ama yiyemeyeniçemeyen, gezemeyen, hastalıklı ve "stresli" aile tipi yaratılmayacaktır. bBugün, milyonlarca "kentli" yurttaşımız, gecekondu semtlerindeki "kiralık evlerde" bannmaktadır. Kamunun kullanıma sunacağı kiralık konutlar, bu semtlerin de "ucuzluktan" ötürü var olan çekiciliğini azaltacak, önemli ölçüde gecekondulaşmanın da önüne geçilmiş olacaktır. "Pazarlama" kooperatifçiliği Konut kooperatifçiliği, taksitle pahalı mal satan "pazarlamacılığa" dönüşmüştür. Bu yeni "iş sahası", yeni "iş adamlan" ortaya çıkartmıştır. Bir grup "girişimci", önce uygun bir arsa bulmakta, ancak "başlangıçta" paralan yeterli olmadığmdan, bu arsayı taksitle ve "satış vaadi senetleriyle" almaktadırlar. Sonra, daha ortada "imar durumu" olmamasına karşın, hangi imar iznine bağlı olarak düzenledikleri belli olmayan "ABC..!* tipi konut projeleriyle gazetelere ilanlar verilmekte ve "ev tipine göre ödeme seçenekleri" içinde ortak kayıtlarına başlanmaktadır. (Son aylarda, bu işin "cılkı çıktığı" için, kurucu uyelerin ad ve meslekleri de ilanlafda yer alıyor). Toplanan paralarla, bir yandan arsa borcu ödenirken, öte yandan "yöneticilerin" ucretleri, yollukları, kooperatif merkezinin kira, telefon, ısıtma, personel v.b. giderleri, "imarla ilgili harcamalar" karşılanmakta, bu arada kurulan (ya da hazırda bekleyen) inşaat firmasına da "iş" ihale edilerek, kazanç kapılarının son ve en görkemli kanadı da açılmaktadır. Ortaklann yatırdıkları "peşinat" ve "taksitlere" ek olarak, toplu konut kredilerinin alınması ise "pazarlamanın" son gelir kaynağını oluşturmak Son olarak... Son olarak da, toplukonutun "ucuz", dolayısıyla da "kalitesiz" konut olacağı anlayışı artık bir yana bırakılmalıdır. özellikle "tip projelerle sosyal mesken" uygulaması, kentlerimizin gelişme bölgelerinde birbırine benzeyen ve kentin kendi karakteriyle de uyuşmayan "yeni" yerleşmeler yaratmaktadır. Muğla ile Kars'a aynı "tip" projelerk konut bloklan dikmenin savunulacak hiçbir gerekçesi yoktur. Her yeni yerleşme alanı, içinde ya da kenarında yer aldığı kentin kimliğine uygun mimari çözumlerle kuruhnah, kente yabancı mahallelerle, yığınlann "yabanalaşmaları" daha da körüklenmemelidir. Umanz, 21. yüzyıla kadar, bu temel konulann ışığı altında konut sorunumuzu çözmüş oluruz ve "çağ atlamaya" hak kazanınz... EVET /HAYIR OKTM AKBAL Bizim Akıl Almaz Işlerimiz.. Birtakım adamlar gelmlş önemli kottuklara yerteşmiş, ülkemizi gülünç duruma düşOrmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı'nda, Kuitur Bakanitğı'nda, daha başka yerierde sinsi sinsi çalışmaktalar. Bakanlar, işin ya farkında değiller ya da geç fark ediyortar olup bitenleri... Kültür Bakanlığı'nın müsteşar yardımcısı bir bay, geçenlerde bakanlığının geçmtş iktidarlar döneminde yayımladığı kttaplan, "utanç verici" diye nrtelemişti. Bakanlık deposunda cürütülen bu kitaplar, dünyanın ünld yazariannın yapıtlandır. Kültürsüz kişilerin elinde kalan Kültür Bakanlığı'ndan başka ne beMenebilir kil Şimdi de MHIi Eğitim Bakanltğı Talim ve Terbiye Dairesi, Turkiye'de Fransızca öğretim yapan okullara bir genelge göndererek Voltaire, Moliere, Camus gibi yazarların bazı yapıtlarının okunmaanı yasaklamışl Sonradan 'yasaklamadık, ama tavsiye de etmedik' diye bir açıklama yaptılar, sanki ikisi eşanlama gelmezmiş gibil 10 Mart 1987 tarih ve 611 sayılı kararla Bakanlık Yayınlar Dairesi Şube Müdürü F. Atatuğ imzalı bir yazıyia 8 yapıtın "eğitim ve öğretim açısından uygun bulunmadığı" bildiriliyor. Bu yapıtlar, Motiere'in "Kibarlık Budalası", Vbltaire'ın "Candtde" ve Albert Camus'nün "Veba"sı ile birkaç Fransızca sözlük... Motiere'in, Vottaire'in, Camus'nün okunmasının eğitim ve öğretime uygun bulunmadığını duyan uygar dünya ne düşünür hakkımızda? "Bunlar daha en ilkel duygulardan, en çirkin suçlamalardan, daha doğrusu kültürsüzlüğün elinden kendilerini kurtaramamışlar" düşüncesi doğmaz mı? Kültür, Milli Eğitim bakanlıklan, yurdumuza dört bir yandan yayılmış imam okullan, Bay Erbakan'ın 'peçeyi çıkartanı hapse atacağız' gözdağlan, bunlann yani sıra en çagdışı tutumlar, hepsi hepsi Türkiyemizi uygar dünyanın gözünde yerin dibine batırır işler, tutumlar... Batı uygariığının bir parçası sayılmak, AT'ye girmek, kısacası çağdaş dunyaya yakısan bir toplum olduğumuzu kanrtlamak istiyoruz. Ama bunu nasıl yapıyoruz? İşte böyle: Vottaire'i, Moliere'i 'sakıncalı' saymakla, çağımızın büyuk yazaria• nhdan biri olan Camus'yü yasaklamaya kalkışmakla.. Bir de "Milli Eğitim'in yetkilileri mazeret olarak bu kitaplarda "Türktstam düşmanlığı, bölüculük, dini duygulann rencide edilmesi ve Ermeni propagandası"nın bulunduğunu soytemişler... Şu Talim Terbiye'deki kişilerin kimliklerini bir öğrensekl Nereden •gelmişler, hangi eğitim ve öğretimden geçmişler? Anımsıyorum, Talim ve Terbiye Kurulu'nun eski dönemlerdeki etkinliğiDi, üyelerinin geniş kültürunü, Atatürk devrimine bağlılıklan6İ... Şimdi soruyorum, Voltaire'in, Camus'nün, Moliere'in Ermeni propagandası yaptığını nereden çıkarıyorlar? Voltaire'in, . TDrklslam düşmanlığını, hele Moliere'in güldürülerindeki 'di~JÜ duygulann rencide" edilmesi olayını? Y»ni bir universite açtlryormuş, adı nedir bilir misiniz; "Bezmi Âlem!.." Padişah Abdülmec'ıt'in annesinin adıl.. Sıra padişah analannın adlannı okullara, üniversitelere vermeye mi geldi? Bir bilim yurdu açryorsunuz, ona ad olarak buia bula bir Valde Surtan'ın adını buluyorsunuz! Bezmi Âlem, Valde Sultan miras mı bırakmış, vasiyet mi yazmış? 'Şu mallanmın geliriyle . 1987'de benim adımı tasryan bir bilim yurdu kurulsun' mu de miş? Bay Oksay'ın kendi düşüncesi midir bu? Yoksa onun ka' fasına böyle anlamsız bir şeyi sokan gerici, padişahcı güçler ;mi var? • Ne anlamsız işler oluyor, ne gereksiz konuşmalar yapılıyor, hangi birini saymalı ki? Bunlardan biri de Sayın Kenan Evren'ın bir gazetede okuduğum sözleri... Pakistan Devlet Başkanı, ki . çağdışı bir dikta yönetiminin başındaki kişidir Evren'den Atatürk'ün bir portresini istemiş. Sanki Atatürk'le bir Ugisi, Atatürk'e bir sevgisi varmış gibi! Evren de bir ressama kime acaba?Ata'nın bir fotoğrafını vererek yağlıboya bir portresini yaptjrıp, Ziya Ül Hak'ka yollamış. Ama bir değişiklik yaptırarak!.. Kendisi şöyle diyor: "Eli sigaralı Atatürk pozunu bir ressama yaptırttım, ama elindeki sigarayı kaybettirdim. Bu, bir fotoğraf, öyle resmini çekmişler, ama gönderilmez ki, ayıp dur, sigarayı yok ettirdim, öyle gönderdim." Ata'nın elinde iyi ki rakı kadehi yokmuş, sigara varmış! Kimin ne nakkı var tarihsel fotoğrafı değiştirmeye? Evren'deki Atatürk sevgisi öylesine yüce, öylesine geniş ki, ona en küçük bir gölge düssün istemiyor... Bu yüzden mi Atatürk'ün partisi, Atatürk'ün kurduğu kurumlar, Atatürk'ün devrimci atılımları teker tpker yok edildi? Tıpkı Pakistan Devlet Başkanı'na gönderilen jıeeimdeki sigaranın yok edilmesi kadar kolaycacık, çabucacık!.. ' S.S YEŞİM SAHİL KONUT YAPI KOOPERATİFİ B 0 DR U M'D A! Kendi Koyunuzda Kendi Villanız... i 12 Eylül rejiminin haksızlıklannın tüm sonuçlanyla orladan kaldırılması için tüm gazeteleri, AYRIMSIZ GENEL AF ve ÖLÜM CEZASININ KALDIRILMASI kampanyasına katılmaya çağınyoruz. AHMET ABAKAY Gazeteciler Dernegi Genel Başkanı SS YEŞİM SAHİL KONUT YAPI KOOPERATİFİ'run 144.300 mMık arsası Ege'nın en guzel koyu olan Bodrum Guvercınlıktedn. # Ulaşım ve altyapı sorunu yoktur • Arsamız denızle ıç ıçedır r Arsanuan tapusu S.S.YEŞİM SAHİL KONUT YÂPI KOOPERATİFİ merine kayıth Her noktası denız manzarah.. r Resmı imar plank : Türkiye'nın ıloncı büyük otelı MAYA ve MAVİ TUR Zıraat Bankaa tesislen komsunuz olacağı İnşaata 1988 Nısan'ında k e s n olarak başlanacağı SİZİ ZORLA KONUT SAHİBİ YAPACAGIZ NASIL MI? İŞTE GÜVEN BELGENİZ TÜRK TRAKTÖR FABRİKASI ELEMANLAR ARAMAKTADIR MAKINA MUHENDİSLERİ İngilizce bılır ENDUSTRİ MUHENDİSLERİ İngilizce bılır ve bılgısayar tecrubelı SISTEM ANALISTİ VE PROGRAMCILAR Cobol ve RPG dıllennı bılen Bılgısayar ve Endustri Muhendıslen ile Işletmecıler. Adaylann O.D.T.U., I.T.U. veya Boğaziçi Universitesi mezunu olmaları, kısa ozgeçmişlerini içeren yazılı, resimli başvuruları rica olunur. AORES : Güvercin Yolu No. 111 112 Gazi ANKARA TELEFON : 223 70 80 (10 Hat) İÇİN DE DEĞİL! ÖYLEYSE ZORLA KONUT SAHİBİ YAPMAK DA NE DEMEK OLUYOR? Size en yakın büromuza uğrayarak arsamızın yerini görevli arkadaşlanrruzın izleteceğfi video fümlerinden, maketlerden öğrenin • Mektup veya teloforüa broşür isteyin Arsanızı, imkanlannızı tanıdıktan sonra ARSA BEOELİ: 4 700.000 TL 2.500.000 TL PEŞIN KALAN MİKTAR 11 AY TAKSİTLE MERKEZ Bertcman IşHanı Kat 3 No 44 DEM2LI Tel 20197 SİZ BİZİ ZORLAYACAKSINIZ BANKA HESAP NUMARALARI • YAPI KREDİ DENIZLI MERKEZ • AKBANK DENIZÜ MERKEZ: 24 0028 415 28 MURACAAT ADRESLERI FRANSA Route De Lagresle Bg De Thızy 69240 FRANCE Tei 9333 74644416 HOllANDA RECEP TİIRKKoekoek Straat 123815 SJ AmerstoortHolanda Tel (9931) 33723921 ALMANYA ENVER SANM Munchener Stt 138017 EbeısbergAltnanya Tel (9949) 8092 23461 ISIANBUL Hoca Rustem Mekteöı Sotek 13>2 Coğalo«lu Tel 5209006 BOOfiüM Hasan KayaGuvefanlık 9 (6141) 2850 veya 2851den 30 numara IZMIR Lımpa İnşaat Cumtıunyet Bul 141/301 Sk. Alsancak/IZMIR TLF 213020 Tel 130987 AMKARA Rüzgariı Sokak Oaer Han 7/32 ULUS Tei 32419393123683 Not" Isteven Bodrum Guvçrcınlık şubemıze ujrayarak yen gâebıta: Beledıye vç tapudan bılgı alat*r (İLAN METNİ) İÇİŞLERİ BAKANLIĞI EMNtYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRAFİK KONULU SENARYO YARIŞMASI 1 Her yıl meydana gelen binlerce trafık kazası ile bu kazalar sonucundaki kayıplanmızı asgariye indirmek, vatandaşlanmızın ve bilhassa sürücülerin hatalı davranışlarını eğitim yolu ile azaltmak üzere trafik kurallarını öğretmek ve riayet etme alışkanlığını kazandırmak amacıyla hazırlanacak konulu (Dramatik) filimlerde kullanılacak nitelikte ve (10) ayrı konu için senaryo yarışması düzenlenmiştir. 2 Yarışma sonucunda, her konu için ayrı ayrı olmak üzere; BİRİNCİ SENARYOYA : 1.000.000.TL. İKİNCİ SENARYOYA : 750.000.TL. ÜÇÜNCÜ SENARYOYA : 500.000TL. ÜÇ ADET MANSİYON : 300.000.TL ödül verilecektir. 3 Yarışmaya istirak şartlannı belirleyen şartname Ankara'da Trafik Daire Başkanlığı ve Ankara Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdüriüğü'rtden, diğer illerde ise İl Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüklerinden temin edilebilir. A Yarışmaya katılmak isteyenler, eserlerini 22 Ocak 1988 Cuma günü saat 17.00'ye kadar TRAFİK DAİRE BAŞKANLIĞI Gazi Mustafa Kemal Paşa Bulvarı No 59/16 Maltepe ANKARA adresine göndereceklerdir. İDAM CEZALARI KALDIRILSIN ÇACRI Toplumsal banşa ve huzura giden yolu açmak, ilerici demokrat devrimcilerin, yargı kararlannın farklı uygulanması sonucu uğradıklan haksızlıklann giderilmesi doğrultusunda, tüm Halkevcileri, İnsan Haklan Derneği'nin açtığı, GENEL AF w ÖLÜM CEZASINA HAYIR kampanyasına katılmaya çağınyorum. Halkevleri Genel Başkanı AHMET YILDIZ SAHtBİNDEN YABANCIYA SATILAK ARABA 1978 model HONDAACCORD marka araba yabancıya satılacaktır. Tel: Gunduz 567 10 19 Gunduz 576 65 80 Gece: 130 76 75 KOŞULSUZ GENEL AF İSTİYORUZ. İnsan Haklan Derneği'nin başlatmış olduğu; idam cezalannın kaldınlması ve koşulsuz genel af kampanyasını destekliyoruz. Tüm taruncı arkadaşlan kampanyaya katkıda bulunmaya çağınyoruz. tBRAHtM YETKİN HİKMET KOÇAK ALİPOLAT NfEHMET ALİ AKALIN HÜSEYİN KILIÇ ALİGÜNEY SADETTİN KIRCALI RAMAZANTALAŞ StNAN OKTAR MEHMETŞAHİN HASAN TEYHANİ BüLE^^^ YAMANER