23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S OCAK 1987 KÜLTÜRYAŞAM CL^1HURİYET/5 ISMAIL GLLGEÇ YAYIN DİJNYASENDA SANAT EDEBIYAT HAYVANLAR 'Kim Kime../dekilere açık mektup Klm Kime Dum Duma / Behiç Ak / Metin Yayınlan / KarikatürKartpostal Dizisi. meyerek dilin daha çok içine giriyorlar ve işler daha da karışıyor. Bilgeler ve fıttırıklar Tiryakisiyseniz, hem gazetede, hem de Behiç Ak'ın >eni çıkan albümünde fark etmişsinizdir, "Kim Kime..."de sınıflar da birbirinden kesin çizgilerle ayrılmış durumda. Yani, şey, iki sınıf var aslında. Çocukların temsil ettiği "bilge" sınıfla, buyuklerın temsil ettiği "fıttınk" sınıf. . Çocuklar aklı başında, "jetişkin", kendini sorgulamaya yonelik değerlerın sozculerı (sağduyulan arttıkça daha da ufalıp iyice yere yakınlaşıyorlar galiba), buyuklerse her turlu çocuklukta başı çekiyorlar, her turlu huysuzluk, mızmızlık, kendini beğenmişhk onlarda... "Kim Kime..."dekilerle oldukça haşır neşır bir beşınci sayfa okuru olarak bu çocukların durumu son gunlerde kaygılandırıyor beni doğrusu. Bunca "yetişkin"liği nasıl kaldıracaklar, nasıl dayanacaklar? Bugiın yan sutunda varlar mı yoklar mı, orada neler olup bitiyor onu onceden bilemiyorum elbette, ama artık kuçuk "Kim Kime..."cilerle buyuk "Kim Kime..."cilerin (onlar gerçekten kim kime dum duma...) barış içinde >a da en azından eşit "çocukluk" paylanna sahip olarak yaşadıklan bir "Kim Kime Dum Duma" ıstıyorum. Sınıfsız, ımtiyazsız, kaynaşmış, çocuklarla buyuklerin gonullerince çenebazlık edip saçmaladıkları bir "Kim Kime Dum Duma!" "?'!•>» •'* Tiryakisiyseniz, hem gazetede hem de Behiç Ak'ın yeni çıkan albümünde fark etmişsinizdir. "Kim Kime... "de sınıflar da birbirinden kesin çizgilerle ayrılmış durumda. Yani, şey, iki sınıf var aslında. Çocukların temsil ettiği "bilge" sınıfla büyüklerin temsil ettiği "fıttınk" sınıf. FATİH ÖZGÜVEN ~ kısmı dar ve çelimsiz, çoğunlukla ikı numara kuçuk blucinlere sıkıştırılmış alt kısımları yuvarlak \e genış, saçlan seyrekçe, bazen modası geçmiş bukleler halinde taranmış, ağızları açık, diş bakımından oldukça kalabahk, yanakları tombul ve "kırmızı..." Ağızlanndan tukuruk saçıyorlar, galiba tırnak yiyorlar ve kambur duru\orlar Babalar sınırli, elleri kolları, ozellıkle parmaklan çok hareketli, kuçuk kızlar arkadaşları olan kuçuk oğlanlardan daıma daha irı... "Kim Kime..."dekilerin "beden bilinci"nden yoksun ya da entelektuel yer minderlerinde oturmaktan azıcık deforme olmuş tiplerinin komığine eklenen bir başka unsur da çenebazlıkları elbette. Dille dertleri var. Hem konuşulan dilin kendisiyle, hem de yaşadıklan zamanın "diliyle..." Deyımlere, moda terımlere, moda fıkırlere, moda aygıtlara, moda konulara, moda felsefelere "takmışlar." (Mesela "ola>" sözcuğune neden henuz el atmadılar, anlayamıyorum; "Kim Kime Dum Duma... çok keyifli bir olay" cumlesınde olduğu gıbı.) Bazen son karede hafifçe duygusallaşıyorlar, eh ne de olsa "onlar da insan"; ama çoğu kez hınzırlar, "onlardan hiçbir şey kaçmıyor." Kullandıklan "dilin yapısı" çok eğlenceli "saçma" olasılıklarına yol açıyor. Onlar bunu bilmiyorlar belki, ama bilAnlaşılan bu gazeteyi okuyorsunuz. Guzel. Pekı, bu gazeteyi, bu gazetenın şu anda bakmakta olduğunuz sayfasını açınca gozunuz sayfanın sağ tarafındaki çızgı kahramanlardan hangısıne takılıyor? Sizi bilmem, ama ben Gülgeç'in tombul kuşlarıyla, sevımli, duygusal Pıknik'in kimlik sorunlarından başlayıp aşağı doğru ınerken Behiç Ak'da durahyorum. "Kim Kime Dum Duma..."dakiler bugun neler yapmış, bır bakalım diyorum kendı kendime. Tiryakilik böyle bır şe> galiba. Alışkanlık yaratıyor, yan tutturuyor, okuru "aileden" biri yapıyor. "Kim Kime..."dekilerin en komık bulduğum yanlan "tip"lerı şuphesiz. Vucutlannın ust X KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK P İ K N İ K PtYALE MADK4 O SACA SERAP'I 6ORU RUM Yedinci sanata tutulan ayna Mühürlenmiş Zaman / Andrey Tarkovski / Çeviren: Füsun Ant / Afa Yayınlan / 234 sayfa. KEMAL KALDI Tıpkı 1968'de görduğum "Addrey Rublev" gibi, 1986'da izlemek fırsatını bulduğum "Kurban" (ya da Özveri) adlı film de, gerçek anlamda belleğimde derin izler açmıştı ve çağdaş sinemanın "kişisel dünyasını yaratan" en onemli yönetmenlerınden, kısa bir süre önce yitirdiğımız Andrey Tarkovski'ye bir kez daha iman etmeme neden olmuştu. Ingmar Bergman'ın "en biıyiık sinemacı" olarak niteledıği yönetmenin annesine ithaf ettiği ve sinema Günleri "müdavimlerinin" hâlâ unutamadığı "Nostalghia" gibi, bu kez oğlu Alvoşa'ya "umut ve guvenle" adadığı "Kurban" da, ıçerdiğı simgelerden ve temalardan çok, oncelikle duyularla algılanması gereken filmlerin yaratıcısı Tarkovski'nin son olayfilmıydi. Karmaşık ve gizemli Turk sinemaseverlerinin, 1966'lara denk duşen ilk Sinematek yıllanndan "İvan'ın Çocukluğu"yla tanıyıp anımsadıklan Tarkovski, akıp geçen yıllarla bırlikte metafizik duşunceye yakınlığını, filmlerinde kurduğu iletışimsizliğin kol gezdiği, dinselliğin ağır bastığı, yoğun boğuntulu ve kasvetli bir dünyanın egemenliğine bıraktı. Birkaç yıldan beri, önce Italya, sonra da lsveç olmak uzere Avmpa'da yaşamayı secen gunumuzun kuşkusuz en buyuk Sovyet yönetmeni, hastalığı, sürgunluğu ve filmleriyle sinemaseverlerin sürekli gündeminde yer alıyor. Sınemada yapılmış en "karmaşık ve gizemli" filmlerin yaratıcısının, rafılerinin son kıtabı olan "Mühiırlenmiş Zaman"ı dilimize Füsun Ant kazandırmış. "Muhiırlenraiş Zaman", kalemim de kamera gıbı ustaca kullanan Tarkovski'nin sinema yaşamının bir "Ayna"sı niteliğinde ve yönetmenin deyişiyle "mukemmel ve bağımsız bir benlik arajışı"nın bir kitap, ama vardığı kimi kuramsal sonuç ve saptamalarla sanatın geneline ilişkın bolumler de içeriyor. Mistik ve estetik ozelliklerıyle, yeni bir bakışın yansıdığı özgun filmleriyle sinemada zaman zaman siyasal ve ıdeolojik tartışmaların odağına da çekilen Tarkovski, bu kita Tarkovski'nin metinleri de görüntüleri gibi etkileyici HIZU GAZETECİ VECDET ŞEN ^ USTU • OĞuEDEM OMCE CfNAYETI • OĞLEOEN ÇİZGİLİK KÂMİL M4SARAU TARKOVSKİ Kişisel dünyasuu yaratan yönetmen. şimdi de yedinci sanat üstune göruşlerini, duyuşlarını ve ünlü filmlerıne ihşkin düşuncelerini bir araya getıren kıtabı elimizde: "Muhürlenmiş Zaman". Afa Yayınları'nın sinema orıamımıza bereket getiren sinema biyogkitabı. Yönetmenin günlük olarak tuttuğu notlara, verdiği konferanslara ve film eleştirmeni Olga Surkova'yla yaptığı konuşmalara dayanan "Muhürlenmiş Zaman", ozelde sinema üstune bında kişisel duygu ve düşunce dünyasının kapılarını okuyucuya aralıyor. Bu kapılardan geçenler, kendine özgü öznelliği içinde, yönetmenin filmsel görüntunün oluşturulmasından zaman, ritm ve kurguya, muziğin kullanılmasından senaryo, kamera ve oyuncu yönetimıne değın çeşitli görüşlerini okuma fırsatını yakalıyorlar. Felsefı ve ahlakı boyutların da goz ardı edilmediği bu Tarkovski "metinleri", Tarkovskı gorüntuleri gibi etkileyici, hararetli ve araştırıcı. Tartışmalara yol açan filmlerınin gerçekleştirilmesi ve akibetleri konusunda da ipuçları veren yönetmenin "Muhürlenmiş Zaman"ı, sanatçınm yaratıcının alıcıyla seyircisiyle ilişkisi, sorumluluğu, sanat yapıtının oluşumu, vb. konularda da odunsüz yaklaşımıyla dikkati çekiyor, sayfalar boyunca yer yer okuru düşünduTüyor. Ozetle, çağdaş sinemada artık değişik bir görsel anlatım, nesnesine benzersiz bir bakış ve bir bakıma yeni bir görme biçimi anlamına gelen önemli v e ozgün bir yönetmen hakkında aydınlanmak isteyenlere bıre bır bir kitap "Muhürlenmiş Zaman". Tarkovski filmlerini "okumak" niyetindeki bilinçli sinemaseverlerin ve çağdaş sanata ilgi duyanların, beylik deyişle mutlaka edinmeleri gereken bir kitap. ?^N KİMİM ?... N'APiyORUM ?.. Nt İVlN YMireftHM ?. . SÖ7LEYİN YAYIN RAPORU DÖNÜŞÜM Yazan: Franz Kafka / Çeviren: Ahmet Cemal / Can Yayınlan / 103 Sayfa. Bazı kitaplar şanslıdır. Bizim çeviri edebiyatımızda Kafka'nın "Donüşiım"u de talihli kitaplar arasında sayılabilir. "Donüşüm" daha önce dilimize Vedat Günyol, Arif Gelen ve Kâmuran Şipal tarafından çevrilmışti. Yeni "Dönuşüm" ise Ahmet Cemal'in cevirisi. Ahmet Cemal, onceki çevirilere karşı olmadığını, ancak tutkuyla bağlandığı bu kitabı çevirmekten kendini alıkoyamadığını söyluyor onsozde. Bır de "Kafka Ue yaşamak, acınacak günceliiğimizin en büyük umudu" diyen Tezer Ozlu'nun, Ahmet Cemal'i Kafka çevirmeye ozendirdiğini öğreniyoruz onsozden. Çağımızın en buyuk yazarlanndan birinin en kalıcı yapıtlanndan biri olan "DönüşünT'un şu sıralar Taner Barlas Mim Tiyatrosu'nca da sahnelenmekte olduğunu anımsatmakta yarar var. KIRK İKİ GÜN Yazan: Gulten Akın / Alan Yayınalık / 96 sayfa. Bugune kadar Varlık, Yeditepe, Turk Dil Kurumu ve TRT şiir ödüllerinın sahibi olan Gulten Akmın değişik bir yapıtıyla karşı karşıyayız. "Zalimin gecesi mazlumun gecesiyle birdir / Ve daha uzundur zulme karar verenin gecesi" dıye başlayan kıtap, şiır ile duzyazmın iç içe geçtiği, bırbirini butunlediği bir biçim içersinde süruyor. Akın, hem bir şair hem de bir ana olarak yaşamak zorunda kaldığı "kırk iki uzun gün"un, insan onurunun kavgasının en ağır koşullarda verildiği kırk iki gunun oykusunü dile getiriyor. "Kırk iki Gün"un öyküsu, onurun, direnişin, kaba guce boyun eğmeyişin bır tür "destan"ı. ÇIKMAZ SOKAK DOSYA Tuncer Cucenoğlu'nun oyunları / Hacan Yayınlan / 95 sayfa. Tuncer Cucenoğlu'nun 1981 Abdi Ipekçi Odulu'nü ve 1986 Avni Dilligil En İyi Yazar Ödulu'nu alan "Çıkmaz Sokak" ve 1985 Ankara Sanat Kurumu En Iyi Yazar Ödulu'ne değer gorülen "Dosja" adb oyunlannın metinleri bir arada. "Kadıncıklar" adh oyunuyla da birçok odul alan Cucenoğlu'nun "Çıkmaz Sokak" adlı yapıtı, şu sıralar Dormen Tiyatrosu tarafından sahnelemyor. INGİLİZ EDEBİYATI TARİHII Yazan: Mına Urgan / Altın Kitaplar / 384 cayfa. "Edebhatta L topya Kavramı ve Thomas More" ve "Shakespeare ve Hamlet" adlı çalışmaiarın da yazan olan Prof. Dr. Mina Urgan'ın, kırk yıla yakın bir sure Ingiliz edebiyatı üstune ders verdikten sonra kaleme aldığı bir kitap "İngiliz Edebiyatı Tarihi". İngiliz edebiyatı ustune Türkçe yazılmış bir tarih kitabının bulunmayışı, bu konuda böyle bir uğraşa girmesini zorunlu kılmış Urgan'ın. Bu açıdan, "İngiliz Edebiyatı Tarihi", gerek universitelerimizde İngiliz dili ve edebiyatı okuyanlar, gerek genel olarak edebiyatla ılgilenenler bakımından vazgeçilmez bir kaynak kitap niteliğı taşıyor. ÖZEL YAŞAM DEDtKLERİ Yazan: Konstantin Sımonov / Çeviren: Mehmet Özgül / Cem Yaymevı / 837 sayfa. "Özel Yaşam Dedikleri", 1979'da ölen unlü Sovyet yazar Konstantin Simonov'un son romanı. Roman, daha önce aynı yayınevinden üç ayn kitap olarak yayımlanmıştı. Ancak kitap, Simonov'un yeniden düzenlemesiyle 1978'de "Özel Yaşam Dedikleri" adı altında son biçimini aldı, cevirisi de bu değişikliklere göre Rusça ashndan Mehmet Özgul tarafından yeniden gözden geçırildi. Simonov, bu romanında, savaş muhabiri Lopatın'den yola çıkarak, Ikinci Dunya Savaşı'nın cephe ve cephe gerisi yaşamını anlatıyor. Yazann, savaşın korkunçluğunu, roman kahramanlan arasındaki sıcak ılişkileri anlatışındaki ustalık, bir gazeteci olarak keskın gozlemleri, gerçekçi irdemelemeleri, kitabı savaş edebiyatının en özgun ürunlerı arasına sokuyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN TARIHTE BUGUN MLMTAZ ARIKA.S 8 Ocak 183O'D£ 8U6UM, A8D IMPARATDRU I. NOKTOS1 ÖU>Ü. 18S3'T£ SAMP8AMCISCD KEUTıUDE ÇIKAN gUVUK. Yflfd&UDA, TÛM MİAL vAZUĞIKlf VmREN INSILIZ GOÇMEMt BIR. AMERJKAU, UZÛfJTİİYLB fZÜHSAL BHZ SAg.ÇMrr GEÇl&MtŞTt Biü SulZE SOK1RA, USTUAJOE <£AL UUIFGGMASIYLA OR.TAYA ÇHCt\£AKrSORANLARA, AMERIKA fMPAMTVRU OLPUĞUUU SÖYLEMEYE BAŞUİtorŞTl İ8S3 'DA, <SA2£rsi£GE ABD IMPARATORU I.NOZİÖN CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER AYIN EN ÇOK SATAN ROMANLARI 3.12.19868.1.1987 Sn: Ui: 1 022.236 2 066.050 022.229 021.265 021251 021272 021.271 021.236 022.234 022 178 KKaba A*/Yazan: TIŞNÇM Dı<Mııl Tlıttye/Vefet Vt Ihrt N lU Mt Ryrtı ILSIYLB KARŞILAMMIfTt. SASI FeAA/CISCO'DA4Cı TICARl HueuLUflA/İA KÛÇÜ/C V£eGlL£e , OtiLAR PA /STEYEISEK ÖDeMEYr / GieıPÇlKMlÇ, HıÇ UCBETODEMEDEN ŞTl . Scltta, e yıllanja S.Franosca görufuy ILAKI ı/azeeet: TAÇ GIYDIĞIMI ILA/J ETMIÇ, 3150 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Büyük Şef Konyadan sonra Ulukışlaya hareket buyurdular Konya 7 (Hususi muhabirimizden) Ataturku hamil olan hususi tren saat on beşte Konya garına girdi. 8 Ocak 1987 kumandanlığı onüne kadar halkla beraber geldıler ve tekrar vagonlanna geçtıler. Ataturk, vagonlannın penceresınden halkın yapmakta oldukları tezahuratı takip buyurdular. Halk da 19371987 kendılerini doya doya gördü. Buyuk Şef, halkın arasında gezerken birçok kadınlann gözlermden surur yaşları dokulüyor, bir taraftan da "Yaşa" sesleri ve alkışlar istasyon meydamm çınlatıyordu. 1500840.V* Zata n tumm «•taMa/IMrYMa Güfaı M t f M v t a Eco 3150inm MMk/Oktoy «ktal 1000fffaft 700Pin 1350.öti 1050.Btyv 4200ÖMtT 2625TMaH Mr SAn T«k Ataturk bulundukları kompartımandan inerek kendilerını karşıiayanlara teşekkur ettikten ve ıltifatta bulunduktan sonra gar hancine çıktılar ve istasyon meydamm doldurmuş olan halkın arasına karıştılar. Fırka
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear