22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 OCAK 1987 DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3 NATO araçlarına sabotaj anem, (OM.) Lüksemburg'taki Sanem NATO üssünde 100 kadar tankm "Son günlerde sabote edildiği" bildirildi. Güvenilir kaynaklara göre, iisteki tanklarm atış sistemlerine ve özellikle motor kısımlarına "keyfi şekilde" zarar verildi. Üs yöneticüeri ile burada çalışan çoğunluğu Lüksemburglu 200 görevli, olayla ilgili soruları yamtsız bırakıyor ve yorumda bulunmuyorlar. Sanem üssü, 40 hektarlık alan üzerinde her biri 5 bin metre kare biiyukluğünde 15 hangardan oluşuyor. Üs, NATO çerçevesinde, Avrupa'daki Amehkan Çevik Gücu'ne tahsis edilmiş bulunuyor. Üssun çevresi iki adam boyu yüksekliğinde, dikenli telli duvarlarla çevrili bulunuyor ve sürekli olarak kameralarla denetim altında bulunduruluyor. FKÖ'nün bîrliğine doğnı KUVEYT, (AP) 1987 yılı, Filistin ulusal kurtuluş hareketi için iyi başladı. Yeni yılın ilk günu Filistin Kurtuluş Örgütü'nun belkemiğini oluşıuran El Fetih1 in 22. kuruluş yıldönümünde bu örgütün bazı önde gelen yöneticüeri ile yıllardır FKÖ'nun izleyegeldiği ılırnlı politikaya şiddetle karşı koyan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin temsilcileri bir araya geldiler. Toplantıda yapılan konuşmalarda iki örgütün temsilcileri bu yıl içinde FKÖ'nun birliğınin yeniden sağlanacağına ilişkin umutlarını dile getirirlerken körfez savaşında gerekirse Iran'a karşı savaşmaya hazır olduklarını da vurguladılar. Kuveyt'te düzenlenen ve yaklaşık 5 bin kişinin, bu arada pek çok diplomatın dinleyici olarak katıldığı toplantıda, liderliğini Yaser Arafat'm yaptığı ElFetih'i, Örgütün kuruculanndan Salah Halef temsil etti. FKÖ içinde El Fetih'ten sonraki ikinci büyük örgüt olan ve liderliğini George Habbaş'ın yürüttuğu Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ni (FHKC) de Hasan Abu Şerif temsil etti. Her iki yetkili de yaptıkları konuşmalarda FKÖ'nun yeniden büieşmesinin gereği üzerinde dururlarken İran ve Suriye'ye ilişkin olarak dile getirdikleri görüşlerle dikkati çektiler. Bu açıdan DUNYADA BUGUN AIİ SİRMEN El Fetih'in kuruluş yıldönümü toplanîısına FHKC de katıldı. İki örgütün temsilcileri 1987'de FKÖ'nun yeniden birleşeceğini duyurdular. FHKC temsilcisi, ilk kez Suriye ve İran'a çattı. Konuşmacılar, İran'a karşı Irak saflarında çarpışmaya hazır olduklarını belirttiler. yarısı kadar bir kuvvetle Kudüs 1 ün kurtarılabileceğini, ama İran'ın Kudüs için böyle bir kuvvet seferber etmek niyetinde olmadığını ileri sürdu. Salah Halef, İran ile ABD ve İsrail arasında geçen gizli silah alışverişine de değinerek Kudüs'ün Amerikalılar ve lsraillilerden satın alınacak silahlarla kurtanlmasının olanaksız olduğunu da belirtti. El Fetih ve FHKC temsilcileri Batı Yakası ve Gazze'deki topraklarda bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya dek silahlı mucadeleyi surdüreceklerini söyleyerek Ürdun'un İsrail'le işbirHği içinde FKÖ'yü devre dışı bırakma politikasını şiddetle eleş Yaser Arafat özellikle FHKC temsilcisi Abu Şerifin konuşması yankı uyandırdı. Abu Şerif, İran ile Irak arasındaki savaşın sona erdirilmesi çağrısında bulunurken İran'ın Arap topraklarını işgal etmeye kalkışması halinde İran'a karşı Irak'ın yanında savaşmaya hazır olduklarını belirtti. FHKC temsilcisi ilk kez açıkça Şam yonetimini de ağır bir dille eleştirerek Şii Emel Orgütu ile Suriye arasında FKÖ'ye karşı işbırliğine çattı, Abu Şerif, Suriye'nin amaçlarının tersine Lübnan'da bulunan Filistinli'lerin silahlarını bırakmayacaklarını da söyledi. George Habbaş Siyasal gözlemciler, körfez savaşında Suriye'nin Iran'ı desteklediğini anımsatarak, FHKC temsilcisinin gerek körfez savaşı gerekse Lübnan'daki gelişmelere ilişkin olarak açıkladığı gorüşlerin bu örgütün Arafat'a karşı politika izlediği sıralardaki Şam yanlısı tavnnı terk ettiğini gösterdiğini belirtiyorlar. Toplantıda El Fetih temsilcisi Salah Halef de iran ve Suriye'ye çattı. İran'ın körfez savaşını sürdürme siyasetini kınayan Salah Halef, bu ülkenin "Kudüs'ü kurtarma" iddialarının gülünç olduğunu söyledi. H Fetih yoneticisi, İran'ın geçen hafta başlattığı saldında verdiği kayıpların Pakistarida istifalar araçi, (a.a.) Paştun ve Muhacir toplumları arasında, yaklaşık iki hafta önce meydana gelen çatışmalarda 180'den fazla kişinin ölduğu Pakistan'ın en buyük kenti Karaçi'nin bağlı olduğu Sind eyaletindekı bakanlar, istifalanm eyalet Başbakanı Syed Ghous Ali Şah'a sundular. Pakistan Resmi Haber Ajansı APP, bakanlann, eyalet Başbakanı Ali Şah'ın yeni bir hükümet kurmasını kolaylaştırmak için istifa ettiklerini bildirdi. tirdiler. Abu Şerif ve Salah Halef, Ürdün'ün israil Lşgalî altındaki Batı Yakası ve Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinlilere 300 milyon doİarlık bir yardım projesinin de aslında Kral Hüseyin'in FKÖ 1 nun buradaki Filistinli halktan gördüğü desteği azaltmaya yönelik bir genel planın parcası olduğunu belirttiler. İki Filistinli lider, son olarak, FKÖ'nun en büyuk iki örgütünun 1987'de yeniden yan yana geleceğini vurguladılar. El Fetih'in 22. kuruluş yıldönümü dolayısıyla gerçekleşen bu toplantı FKÖ'nun birliğin sağlanması amacıyla yaklaşık bir yıldır surdürulen temaslann oldukça ilerlediğini ve olumlu bir sonuca ulaşmak uzere olduğunu gösteriyor. Arafat'a muhalif gruplardan Nayif Navatme'nin önderliğindeki Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC) çok daha önceleri El Fetih'le arasını düzeltmişti. Daha sonra Lübnan'da Şii EMEL milislerine karşı verilen "kamplar savaşı"nda Arafat yanlısı ve karşıtı tüm Filistinlilerin birlikte çarpışmışları FKÖ'nun birliğine giden yolda yeni bir dönemeç noktası olmuştu. Moskova'nm da bir süredir FHKC'yi Arafatla barışmaya özendirdiği biliniyor. Türban Sorunu... Üniversıtelerdeki bazı kız öğrencilerin türbanları önümüzdeki günlerde YÖK içinde ve Dlke çapında bir sorun oluşturacağa benzemekte. Bilindiği gibi, 1986'nın son günlerinde Saym Evren'ın, YÛK Başkanı Doğramacı'ya türban ile ilgili Danıştay karannı anımsatması ve okullarda türbana göz yumulmaması yolundaki uyarısı, olayın patlak vermesine neden olmuştu. Türban konusundakı çıkışınm yol açtığı tepki Sayın Evren'i de şaşırtmış mıdır bılemeyız Ama öğrencilerden başlayan tepkinin yatnız o düzeyde kalmadığı, Başbakanın da dolaylı da olsa Çankaya'nın bu girişimine karşı çıktığı görüluyor. Üstelik özal'ın bu konuda gerilemeye hiç de niyetı olmadığı, bırbirinı izleyen açıklamalarından ve anlamlı tutumlanndan anlaşılıyor. Durum böyle olunca, türban sorununun önümüzdeki günlerde ciddi boyutlara varacağı düşünülebilir. Gerçi önümüzdeki günleri bıle beklemenin gerekli olmadığı, türban sorununun şu anda bile cıddi boyutlara eriştiği de söylenebilır. Gerçekten de öyledir. YÖK başkanının, Sayın Evren'in bu konudaki açıklamaları kadar, türbanlı gençler ile onların yandaşlarının tutumları da, 198687 Türkiyesi'nin durumunu gözler önüne sermesi açısından son derecede ilginç boyutlara çoktan varmıştır bile Örneğin Sayın Evren, türban ile ilgili açıklamasında "Sokaklarda ne giyerlerse gıysinler, ancak devletin bir nizamı vardır. Okullarda da böyledır, yarın bırısi çıkıp cüppeyle gelse, bir başkası islam kurallarını uygulayacağım dese ya da şortla gelse ona da peki mi diyeceğız?" demıştır. Doğrusu bu mantık ilk yaklaşımda oldukça sağlam görünmektedir. Ne var kı, dunyanın özgür tüm ülkelerinde ünıversıtelerde öğrencilerin nasıl giyinip nasıl gıyınmeyecekleri konusunda bızdekıne benzer sınırlamalar yoktur. Belırtmek bıle gereksız, bizdeki sınırlamalar nasıl yalnız kılık kıyafet ve sakal bıyıkla sınırlı degil de, tüm öğrenim özgürlüğünün temelıne yonelik bir baskı yontemı ise, onlardaki özgürlük de, yalnız kılık kıyafet ve sakal bıyıkla sınırlı olmayıp, tüm öğrenim ve düşünce özgürlüğünü kapsayan bir demokrasidir. Sayın Evren'in bir kız öğrenci yurdunda aralarında türbanlı kızların da bulunduğu öğrencıler önünde yaptığı konuşmanın başka ilgınç yanları da vardır. Sayın Evren bu konuşması sırasında, yılbaşının bir Hırıstıyan geleneğı olmadığını belirtmiş ve ülkemızde özgürlük olduğunu söyleyerek "isteyenın yılbaşını, ısteyenin ise hicrı yılı kutlayabıleceğini" belirtmiştır. Doğrusu bu açıklama da ilk bakışta oldukça, sevindirici gibi görünüyor ve insanda neredeyse ülkemızde demokrasi ve özgürlük varmış ızlenimmı uyandırıyor. Ama böyle bir görüşe kapılmak aldanmak olur. İsteyenın yılbaşını, ısteyenin hicrı yılı kutlayabıldığı ülkemızde, acaba tüm özgür ülkelerde kutlanan 1 Mayıs kutlanabılır mı? Demokrasinın ve özgürlüğün göstergesı ışte bu sorunun yanıtında yatmaktadır. YÖK'ün Başkanı ihsan Doğramacı'nın türban konusundakı gelişmeler üzerine okula grtmeyecekterini soyleyen gençlere uyarısı da ilginçtir. Sayın Doğramacı Kuran'dan örneklerle öğrencileri yola getırmeye, boykottan vazgeçırmeye çahşmakta, dın kurallarını anlatarak, laiklık ilkesini korumaktadır. YÖK'ün kendisi kadar garip Başkanı ihsan Doğramacı için "Allah ıslah etsın'den gayri de ne denir ki? Ama onun hakkını da yemeyelim. Türkiye'de Kuran'dan avetlerle, din kurallanyla laıklik savunusu yapan tek ve ilk başkan da YÖK Başkanı Doğramacı değil Zaten daha önce çok daha yuce doruktakıler bu konuda emsal oluşturup, cesaret vermeselerdi Sayın Doğramacı da böyle bir yolu tutamazdı. Bir ülkede en yüce yerdekiler, YÖK'ün başmdakıler Kuran'dan ayetlerle ülkeye yön vermeye kalkışıyorlarsa, artık ünıversitedekı kızların türban bağlayıp bağlamamaları önemını yıtirmış demektir. Türban sorununu herkesin diline doladığı bir dönemde, gerçek tehlıkenin bu genç kızların değil, daha büyük başların kafalannda olduğunu vurgulamak bir yurtseverlık görevıdır. Zaten o başlarda filizlenen tohumlardır bugün kimı genç kızların başında türban olarak yansıyan olay Turbancı öğrencilerin haklarını sonuna dek savunmadakı yüreklıhkleri ise gerçekten dikkate değer. Sözü edılen öğrenciler, tüm yetkililere telgrafla başvururken, haklarından, özgürlüklerınden, anayasadan ve ınsan haklarından söz etmişlerdir. Doğrusu, dının devlet işleri dışında tutulmast, devletin laikliğınin korunması koşuluyla ınsanların ıstediklerini giyinip ibadet etmelerınin, ınsan haklarının en önemli öğelerinden bin olduğunu yadsımak olanaksızdır. Ama aynı şekilde yurttaşların din baskısı altında olmamaları, yaşamlarının dini kurallara göre duzenlenmesi zorunluluğuyla karşı karsıya bırakılmamalan da ınsan haklarının ayrılmaz bir parçasıdır. ' . Durum böyle olunca türbanlı öğrenciler, kendi hak ve özgürlüklerini savunurlarken haklıdırlar. Ancak doğrusu ya, onların ınsan haklarından ve özgürlüklerinden söz etmelerini biraz da yüreğimiz burkularak ve acı acı gülumseyerek izledik. Ve bızı hoşgörsunler ama o sözcükleri ve kavramları kendilerine hiç yakıştıramadık. Çünkü ınsan hakları bir bütündür. Ancak o bütünü olduğu gibi savunduğunuz zaman insan haklarından söz edebilirsinız. Yoksa siyasal görüşlerı, inançları yüzünden üniversiteden atılan öğretım üyelerı ve öğrenciler karşısında suskun kalanlar, kendi işlerine geldığınde ınsan hakları diye ortaya çıkarlarsa onlara inanmak bıraz güçleşir. Bızim turbancı arkadaşlarımızın durumu da şu anda budur Biz bir yandan onların türban özgürlüğünü savunurken, ote yandan da insan haklarından söz etmelerindekı ıçtensizliğı, yapaylığı vurgulamak zorundayız. Sakalı için üniversiteden ayrılmak zorunda olan bir profesörün durumu karşısında bu çevrelenn suskun kalmaları da içtenliksızliklerinın başka bir kanıtıdır. Bu arkadaşlann insan hakları konusundakı yapaylıklarının yanı sıra öğretım özguriüğü konusundakı çok tehlıkeli görüşlennın de hem demokrasiye hem onun ayrılmaz parçası olan laıklığe aykırı olduğunu da vurgulamadan edemeyeceğiz. Türbanlı öğrenciler, türban yasağı kalkmaz ise okula gitmeyeceklerini söyledikten sonra, "inançlarına uygun biçimde okumak istediklerini, yoksa okumayacaklarını" söylemişlerdir. Bu düşünce son derecede yanlış ve tehlikelidir. Demokrasilerde öğrenim inançlara değil, bilime uygun olarak yapılır. Yanı ABD'de Katolıkler Katolık ünıversıtelerde Katolik eğitim, Protestanlar Protestan üniversitelerde Protestan eğıtım, Yahudiler Yahudı üniversitelerde Yahudı eğıtım görmezler. Görmelerine de olanak yoktur. Çünkü Katolik, Protestan ya da Musluman fızik diye bir şey olamaz Türkiyemizde de, eğıtımin dinı inançlara göre değil, bilime uygun olarak yapılması, Cumhunyet'ın temel kurallarından biriydi Atatürk "Hayatta gerçek yol gösterıcı bilimdir" derken bu gerçeğı vurguluyordu. Ama o günler gerıde kaldı, bugün mılli eğitimin okullarında Kurani dan ayetlerle biyoloji okutulduğuna dair elimizde belgeler var Ve bu değışiklık, açıklıkla belirtmek gerek, 12 Eylül 1980'den sonra hızla gerçekleştı. İşte günümüzde abes türban tartışmasını öne çıkaran da bu gelişme oldu. Çin'de öğrenci gösterileri sürüyor Pekin'de tutuklu arkadaşlarınm serbest bırakılmasım isteyen 5000 öğrenci, yönetimin bu isteğe uyarak 11 kişiyi salıvermesine rağmen eylemlerini sürdürüyorlar. Polisin serbest bıraktığı 11 öğrenci, dövüldüklerini ve tutuklu bulundukları süre içinde kendilerine yemek verilmediğini söylediler. PEKtN, (A.P.) Çin'in başkenti Pekin'de önceki sabahki gösteriler sırasında tutuklanan 24 arkadaşlarınm bırakılmasım isteyen 5000 üniversite öğrencisi, perşembe günu öğleden sonra buyük bir gösteri düzenlediler. Başkentin merkezindeki Tiananmen Meydanı'nda toplanan öğrenciler, yetkililerin 11 arkadaşlannm serbest bırakıldığı yolundaki duyurusu üzerine, polisin getirdiği otobüslere binerek Pekin Üniversitesi kampusuna gittiler. Bırakılan arkadaşlanyla buluşan öğrenciler, Tiananmen Meydanf na doğru yeni bir yürüyüş başlattılar. Bırakılan öğrenciler, polisin kendilerine vurduğunu ve tutuklu bulundukları 12 saatlik süre içinde yemek verilmediğini anlattılar. Yönetim tarafından gösteri yapılması yasaklanan merkezlerden biri olan Tiananmen Meydaııı'na uzanan yoldaki barikatları aşan öğrenciler, saatin ilerlemesi ve kar yağışının başlaması ARD özür diledi r v ış Haberler Servisi MJ Federal Almanya Televizyonu ARD, yılbaşı gecesi yanlışlıkla geçen yılki konuşmasım yayımladığı Helmut Kohl'den özür diledi. F. Almanya hukümet sözcüsü, konunun kendileri açısından kapandığını bildirdi. tktidardakı Hıristiyan Demokrat Parti, ARD Televizyonu'nun yayımna sert tepki gostererek, olayın hükümete karşı bilerek hazırlanmış bir komplo olduğunu iddia etmişti. Muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti ise, televizyona yöneltilen eleştirileri haksız bularak, iktidarın yaklaşan seçimler öncesi havayı suni bir şekilde gerginleştirmek istediğini öne sürdü. birlikleri Hükümet kuvvetleri, Libya garnizonunu ele geçirdi. Devlet Bakanı Hamidi, Fada kasabasımn tümüyle denetimleri altında olduğunu söyledi. Dış Haberler Servis Hissene Habre yönetimindeki hükümet kuvvetleri, Çad'ın kuzeyindeki Fada kasabasında bulunan Libya garnizonunu ele geçirdi. Enformasyonla görevli Devlet Bakanı Mümin Hamidi, radyodan yaptığı açıklamada, "Fada düşmedi, yıkıldı" dedi ve kasabanın tümüyle denetimleri altında olduğunu bildirdi. Hamidi, bozguna uğrayarak kaçan Libya askerlerinin izlendiğini kaydetti. Sürekli olarak marşlar yayımlayan radyo, zaferle ilgili olarak kısa süre sonra askeri kaynakların bildiri yayımlayacağını bildirdi. Fada garnizonunda, bin dolayında Libya askeriyle 400 kadar Libya yanlısı milis bulunuyordu. Çad Hükümeti, daha önce Fada kasabası çevresinde şiddetli çarpışmalar meydana geldiğini duyurmuştu. Ajanslar, ülkenin kuzeyinde hükümet birliklerinin eski devlet başkanı Gukuni Veddeye' ye bağlı gerillalarla birlikte Libyakuvvetlerine karşı saldırıva geçmesinin, bu ülkedeki iç savaşa yeni bir boyut kazandırdığını kaydediyorlar. Ülkenin kuzeyini denetimleri altında bulunduran Veddeye'ye bağlıgerülalarüderlerinin 3 ay önce Libya'da gozaltına ahnmasından sonra, bu ülkeye karşı hükümet kuvvetleriyle birlikte savaşmaya başlamışlardı. Bu arada Libya, Fada kasabası çevresinde meydana gelen çarpışmalarla ilgisi olmadığını, Fadadaki çarpışmaların "Demokratik Devrimci Konsey''e bağlı güçlerle "Halkın Silahlı Kuwetleri" birlikleri arasında meydana gelen çarpışmalar olduğunu kaydetti. durumda Pekin Üniversitesi öğrencilerinin düzenledikleri gösteri sonunda tutuklu arkadaşlarınm bazıları serbest bırakıldı. Öğrenciler tüm arkadaşları salıverilinceye kadar eylemlerini surdüreceklerini belirtiyorlar. üzerine dağüdılar. Ancak 1000 kadar öğrenci, protestolanna dün sabaha kadar devam ettiler. Tiananmen'de oturma eylemi yapan öğrenciler, diğer tutukluların da salıverilmesini istiyorlar. "Yaşasın demokrasi", "Yaşasın özgürlük ve reformlar", sloganları atan öğrenciler, tutuklu arkadaşlannı "kahraman" ilan ettiler ve gece boyunca "Internasyonal" marşını söylediler. "Gösteri özgüıiüğii istiyoruz" ve "Deng'i destekleyin" yazılı pankartlar taşıyan öğrencilerin bazıları, kendileriyle konuşan gazetecilere "Biz de Başkan Mao gibi tarihe yürüyoruz" diyerek, düzenledikleri gösteri ve yüruyüşlerin "çagdaş uzun yürtiyiiş" olarak nitelenmesini istediler. Bu arada, resmi Xinhua haber ajansı, tukuklanan öğrencilerin tümünün serbest bırakıldığını belirtti, ancak "öğrenci olmayan" tutuklular ve bunların ne zaman serbest bırakılacağı konusunda bilgi vermedi. Resmi yayın organları, öğrenci gösterilerine karşı giderek daha sert eleştiriler yoneltiyorlar. Çin radyosu, gösterileri düzenleyen sosyalizm aleyhtarı unsurların toplumsal düzeni sabote ettiklerini, gösteriyi duzenleyen öğrencilerden birinin üzerinde bulunan bir teyp bandından, bu eylemlerin planlı olarak gerçekleştirildiğinin anlaşıldığını \e bu unsurlara sert biçimde karşılık verileceğini duyurdu. Sovyet Resmi TASS Ajansı, Çin'deki gösterilerle ilgili olarak yayımladığı yorumda, başta Amerika'nın Sesi (VOA) olmak uzere, Batılı radyoların, Çin'deki öğrencileri yeni gösteriler yapmaya teşvik ettiklerini öne surdü. VOA'mn yayınlarında, Çinli gençler, "gevşememeleri" yolunda uyarılıyor ve "Giriştikleri gösterilerin, tum dünyadaki rejim aleyhtarlarının yüreğine su serptiği" bildiriliyor. Yeni nükleer füzeler n niksel, (a.a.) NATO L3 1986 yılında, Batı Avrupa'ya 31 Cruise nukleer fuzesi daha konuşlandırıldtğını açıkladı. Brüksel'de bir açıklama yapan NATO sözcüsu, 1986 sonu itibarıyla dört Batı Avrupa ülkesinde konuşlandırılan Pershing2 ve Cruise füzelerinin şayısının 316 olduğunu bildirdi. Sözcü, bu sayının 1985 'te 236 olduğunu belirtti, ancak bu yıl konuşlandırılan füzelerin hangi ülkelerde bulunduğunu açıklamadı. Fransa'da grev FBI, kundaklama olasılığı üzerinde duruyor P aris, (QM.) Fransa'da demiryolu işçilerinin grevi, hiçbir anlaşma işareti olmadan sürerken, ülkenin en biıyiik sendikası, kamu sektöründe çalışanlara, gelecek hafta greve gitmeleri için çağrıda bulundu. Genel tşçi Konfederasyonu (CGT), Paris'teki otobüs ve metro işçilerini pazartesi günü grev yapmaya çağırdı. CGT, devlet havagazı ve elektrik işçileriyle, silah fabrikalarında çalışanlara da salı günü iş bırakma çağrısında bulundu. Otel yangınında sendika suçlanıyor tşveren ile otel çalışanları arasındaki anlaşmazlık nedeniyle oteli kundaklamakla suçlanan sendika liderleri, suçlamaları reddettiler. Sendika, olaya açıklık getirecek kişiye ödül vermeyi vaat etti. Kurtarma ekiplerinin otelden 60 yanmış ceset çıkardığı bildiriliyor. SAN JUAN, (AP) Puerto Rico'nun San Juan kentindeki Dupont Plaza Otelı'nde çıkan yangında ölenlerden 60 kişinin cesedinin çıkarıldığı, yangında büyük ölçude tahrip olan otelde aramaların devam ettiği bildiriliyor. Yaklaşık 100 kişinin öldüğu yangının sabotaj olma olasılığı nedeniyle başlatılan soruşturmada ise henüz bir ipucu bulunamadığı kaydediliyor. Soruşturmayı surdüren Federal Soruşturma Burosu (FBI) yetkilileri yangının bir kaza sonucu çıkmış olmasın:n çok zayıf bir olasılık olduğunu, 3 patlamanın, kundaklama olasılığını çok güclendirdiğini kaydettiler. Dupont Plaza Oteli çalışanlarının bağlı bulunduğu sendika ile işveren arasındaki gorüşmelerin çıkmaza girdiği bir donemde meydana gelen olay üzerine, yangının sendika üyelerinin sabotajı yüzünden çıkmış olabileceği soylentileri de giderek yayılıyor. Sendika temsilcileri ise, bu iddialan şiddetle reddederek, böyle bir sabotajı ancak aklını kaybetmiş birinin yapabileceğini belirttiler. Sendika, yangının nasıl başladığının belirlenmesini sağlayabilecek bilgiyi verecek kişilere 15 bin dolar ödül vaat etti. Bu arada Puerto Rico polis yetkilileri, otel işçilerinin bağlı olduğu sendikanın geçen hafta içinde radyo aracılığıyla yayımladıkları duyurularda, işverenin uzlaşmaz ve duşmanca tutumu yuzunden, yangının çıktığı Dupont Plaza Oteli'nin yılbaşı tatili için hiç de iyi bir yer olmayacağını ilan ettiklerini hatırlatıyorlar. Oteldeki konuklar \e çevre sakinleri de, yangının başlamasından az önce sendikacıların çok kısa sürede "bir şeyler olacagı" yolunda konuşmalar yaptıklannı ve bu sözlerin hemen ardından yangının başladığını kaydediyorlar. Dupont Plaza Oteli'nin yanındakı bir konukevinde kalan Amerikalı bir kadın ile eşi de otelde once bir gre\, ardından da bir bombalı saldın olacağını çeşitli kişilerden birkaç kez duyduklarını söylediler. Otelde çarşamba gunü öğleden sonra çıkan yangın, otelin giriş katı uzerindeki asma katta bulunan kumarhanede başlamış ve kısa surede yayılmıştı. Balkonlardan ve çatıdan helikopterle kurtarılan, çoğunluğu >ılbaşı tatili nedeniyle adaya gelen Amerikalı turistlerin oluşturduğu otel müşterileri, San Juan'daki diğer otellerde misafir ediliyorlar. Uçak kazası: 18 ölü M adrid (OM.) Ispanya Hava Kuvvetleri'ne bağlı bir uçağın dün Afrika'nm küçük ülkelerinden Ekyator Ginesi açıklarında denize düşmesi sonucu, uçaktaki 15 yolcu ile 3 mürettebat oldü. Ktadrid'de, Dışişleri Bakanlığı'nca yapılan açıklamada, yolculardan ll'inin Ispanya'nın eski sömürgesi Ekvator Ginesi'nde çalışan misyoner tspanyollar, 4'üntin de Gineli olduğu belirtildi kredili satışlarma devam edilmektedir. LEVENT ve GALATA DÜKKANLARI'nın Türkiye Emlak Kredi Bankası Haftalık İsrail, bir geminin yolunu kesti T efkoşa (an.) İsrail X/ donanmasına bağlı bir savaş gemisi, Rum kesimindeki Larnaka'dan Lübnan'm Cuniye limanma giden bir yolcu gemisinin yolunu keserek, geri dönmeye zorladı. Geminin bağlı olduğu şirketin yaptığı açıklamaya göre olay, dün akşam yolcu gemisi Lübnan karasularına girmek üzereyken meydana geldi, Geminin yolunu kesen firkateyn, içinde çoğunluğu Lübnanlı 64 yolcu bulunan geminin Cuniye'ye gitmesine engel oldu •Haberde IKIBIN'E DOGRU 'sınırınötesL TürkerAlkan, Melih CevdetAnday, NimetArzık Necati Cumalı, Fikret Otyam, Doğu Perinçek Semıh Poroy, Cemal Sureya, Osman Şahin'ın yorum ve çizgilenyle F dergi Levent DOkkanlan Başvuru için: Türkiye Emlak Kredi Bankası Levent Şubesi Teİ: 170 00 2021 Galata Şubesi Tel: 143 18 6064 EMLAK KREDİ BANKASI "Evinize açılan kapı,, TÜRKİYE f Yarın çıkıyor TEKBANK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear