23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 HABERLER 24 OCAK 1987 İııöııü: ANAP sınıfta kaldı SHP'nin yemeği / ' stanbul Haber Servisi SHP tstanbul İl örgutu'nün ikinci yıl yemeği dun akşam Perapalas Otelı 'nde verildi. Çok sayıda partüinin katıldığı gecede Polonya şov grubu \e dansöz Efruz davetlileri eğlendirdiler. Açtk arttırma sonucu bir adet video oynatıcmm hediye olarak verildiği ikinci yıl yemeğinde, Adana Milletvekili Cuneyt Canver, MKYK üyeleri, kapatılan DtSK'm Cenel Başkanı Abdullah Baştürk, Prof. Emre Kongar ve diğer konuklar gece boyunca hem eğlendiler hem de partinin ve ülkenin durumu uzerine tartıştılar. Araştırma önergesini reddetuler, böylece laiklik sınavınıveremediler' SHP Genel Başkanı, "özal, kamuoyunun tepkisini görüp hatasını tamir etmeye çalışıyor, genel görüşmeyi bu yüzden istiyor. Ama daha önce de söylediğim gibi, bu genel görüşmeyle hiçbir şey sağlanamaz" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, ANAP'ın TBMM'de laiklik sınavında sınıfta kaldığını belirterek, Başbakan Turgut Özal'ın irtica konusundaki genel göruşme isteğine tepki göstererek, bunu "hatayı tamir etme" çabası olarak niteledi. Inönu, irtica konusunun Meclis araştırması ile ele ahnması gerektiğini yineleyerek, memurların içinde bulunduğu hukuka uymayan durumlar için TBMM'de Meclis araştırması isteyeceklerini açıkladı. SHP MKYK'nin dünkü toplantısının başlangıcında bir konuşma yapan Erdal İnönü, son Ecevit'in çağrısına yalnızca TBMM Başkanı'ndan yanıt geldi A nkara (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı XM. Rahşan Ecevit'in, "önemli yasalann partilerin katılımıyla tartışılması" çağnsına yalnızca TBMM Başkanı'ndan yanıt geldi. Ecevit, Cumhurbaşkam'nın veto ettiğiyasanın da Anayasa Komisyonu'nda görüşülmesinin ertelenmesini istemişti. Karaduman, yazılı yanıtmda, tasart ve tekliflerle veto edilen yasalann ilgili komisyonlara havale edilmesınden önce, bir süre başkanlıkta tutulmasınm içtüzuk hükümlerine göre miimkün olmadığını bildirdı. Karaduman, parti gruplarımn yapacaklan girişim ve ortak çalışmalarda şimdiye kadar olduğu gibi bundan böyle de TBMM Başkanlığı 'nın yardımcı olmasının doğal bulunduğunu belirterek, "Komisyonlarda yapılan görüşmeler sırasında gruplar arasmda uzlaşma zemini bulunması için çaba sarfedilmesinin en uygun yaklaşım tarzı olacağı duşuncesindeyiz" dedi. gelişmelerle ilgili çeşitli göruşlerini açıkladı. lnönü, ANAP'ın SHP'nin laikliğe aykın davranışların araştınlmasına ilişkin önergesine karşı çıkarak, laiklik sınavında, sınıfta kaldığıru bildirdi ve "ANAP'lılar, alınması gereken onlemlerin Meclis tarafından araştırılmasını ve Meclisin ağırlık koymasına mani oldular" dedi. Başbakan Özal'ın irtica konusundaki genel göruşme isteğini "yapılan hatanın farkına varmak ve bunu düzeitme yollannı aramak olarak" nitelendiren lnönü, şunları söyledi: "Bir süre sonra Mecliste yeniden bir genel göruşme isteyecek lerini söylüyorlar. Halbuki Mecliste konuşurken 'Bu meseleleri devamlı konuşamayız, artık bunlan bırakalım' demişti. Ama şimdi, TBMM'nin böyle bir konuya sahip çıkmamasının kamuoyunda yarattığı tepkiyi goren Başbakan, hatasını tamir etmeye çalışıyor. Ama hatayı tamir etmenin yolu tneseleye başından başlamak, Meclisin konuya bir araştırmayla sahip çıkmasını saglamaktır. Şimdi genel görüşmeyle mesele aynı yerde konuşulacak, hiçbir ilerleme sağlanmayacak. Mesele, aynı sözleri karşı karşıya soylemek degil, meseleye sahip çıkarak, araştırma yaparak, gereken önlemleri almak. Aynı sözleri donup dolaşıp söyleyerek bir yere varamayız. Meclisin yapacağı şey, bir araştırma ile meseleye sahip çıkmaktır." Iktidarın laikliğe sahip çıkmakta gösterdiği başarısızlığı, demokrasinin başka temel nitelikleri üzerinde de gösterdiğini kaydeden İnönü, Avrupa Parla mentosu'nda, Türkiye'nin 3. Dünya Ülkeleri ile bir tutulduğunu ve anlaşmalar uyarınca oluşturulması gereken Karma Parlamento Komisyonu'nun kurulmasının önlendiğini anımsatarak, sözlerini şöyle surdürdu: "Bunun sorumluluğu doğrudan doğruya hükümettedir. Avrupa Parlamentosu'na, Avrupa topluluğuna girmek demek, demokrasi anla>ışımızı çagdaş uygar ulkelerde olduğu gibi ortaya koymaktır. Sendikalara karşı insanca davranmaktır. Sendikalann görevini, bütün vatandaşlann vatandaşlık haklannı kabul etmek demektir. Siyasal yasaklan kaldırmaktır. Oysa siyasi yasaklan kaldırmak şöyle dursun, bu dogruituda daha ters eylemleri özendirmek, bizim Avnıpa'daki saygmlıgımıza darbe vuran hareketlerdir. Hükümet, yapması gereken şeyleri yapmıyor ve buna niyeti olmadığını, sendikalara haklannı verme niyetinde olmadığını ifade ediyor. Ondan son ra da Avrupa Parlamentosu'nda bize karşı tavnn degişmesini bekliyor. Bunlar değişmedikçe bizim için Avrupa'da mesafe alınamaz." SHP Genel Başkanı, iktidarın muhalefetten seçilen belediye başkanlan ve belediye Meclis üyelerini ANAP'a geçmek için zorladığını bikürerek, bunun son örneğinin Mersin merkez ilçeye bağlı Kazanlı Belediyesi'nde görulduğünü açıkladı. İnönu, ANAP milletvekillerinin Kazanlı Belediye Başkanf na açıkça yatırımlardan yararlanmak için ANAP'a geçmesi gerektiğini söyledi klerini bildirerek, "Demokrasiye uymayan, hukuk devletine uymayan bu ters anlayışı açıkça protesto ediyorum. Bunun hesabını soracağız. Bu yola giren insanlar sonunda çok pişman olurlar. Demokrasiyi bu şekilde geri götürmek, tek parti dönemine dönmek gayretine girmek son derece sakat bir yotdur. Bu, yapanlara hiçbir şekilde yarar ge tirmez, sadece pişmanlık ve sıkıntı getirir" dedi. Bir Milli Eğitim Müdür Yardımcısı'nın kendisine yazdığı ve iki zyda. uç ayrı yere atandığını anlatan mektubu da okuyan Erdal İnönü, memurların pek çoğunun bu durumda olduğunu belirterek, bu biçimdeki hukuka uymayan davranışlan TBMM'ye getirerek araştırma isteyeceklerini vurguladı. SHP Genel Başkanı İnönünun konuşmasından sonra basına kapalı olarak sürdürulen MKYK toplantısında, tam çoğunluk olmadığı için Diyarbakır Merkez İlçe Başkanı Sebatullah Seydaoğlu'nun durumu göruşülemedi. Geçen haftaki MKYK'da, Genel Başkan İnonu'ye hakaret ettiği için hakkında disiplin uygulaması yapılması yolundaki oylamaaa tek oyla kurtulan Seydaoğlu'nun durumu gelecek haftaki MKYK toplantısında ele alınacak. Iran radyosu Erbakan ifade verdi A nkara (CLO.) Kapatılan MSP'nin Genel Başkanı fm. Necmettin Erbakan, nezaket ziyaretine geldiğini söylediği adliyede ifade verdl Necmettin Erbakan'ın dün 7. Sulh Ceza ve 5. Asliye Ceza Mahkemeleri'nde ifadesi alındı. Erbakan, Bartın'da bir salon toplantısında yaptığı konuşma nedeniyle, Siyasi Partiler Yasası'na aykırt davranmaktan ifadesinin almdığını söyledL Necmettin Erbakan, "Beyazıt olayları ile ilgili savcılıktan çağn almadımz mı?" sorusunu, "Hayır, bu konuda gerekli açıklamalan daha önce yaptım. Savcılığın böyle bir soruşturma yapttğını bilmiyorum. Sadece nezaket ziyaretinde bulunacağım" diye yanıtladı 'Türban özel programı' SÜRT (Cumhuriyet) İran'ın Türkiye Büyükelcisi Meniicehr Mottaki'nin, Ankara'da duzenlediği basın toplantısında "Tahran radyosu, Türkiye aleyhine yayın yapmıyor" biçiminde açıklama yapmasıntn ertesi gunü, Iran radyosu, türban yasağına özel bir programda değindi. Iran Islam Cumhuriyeti'nin Sesi Radyosu, önceki gece yaptığı yayınının "tslam âleminde geçen hafta" bölumunde, Turkiye'deki türban yasağmı geniş bir biçimde işledi. Yayında, öğrencilerin protesto gösterilerini ve çektikleri protesto telgraflannı bir kez daha gündeme getiren radyo, tstanbul ve Konya'daki protesto gösterilerine de değindi. Gösterılere katılan yuzlerce Müslümanın polis tarafından coplanarak tutuklandığını da ileri süren İran Radyosu, Başbakan Turgut Özal'ın Mecliste yaptığı konuşmasını da aynen yayımladı. Radyo, Özal'ın "İrtica hareketleri dış çevreler tantfından luşkırtılıyor" biçimindeki sözleriyle "dış çevreler"den lran'ı kastetmediği yorumunu getirdi. Ecevit, gizli irtica oturumuna karşı çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, Milli Guvenlik Kurulu'na tanınan bir hakkın TBMM'den esirgenmesinin rejimin bir ayıbı olduğunu belirterek, "Laiklikten sapmalar konusunda kendi sorumluluk ve günahlannı birkaç kızın başörtüsü altında gizlemeye kalkışmış olan çevreler, şimdi de Mecliste gizlilik perdesi arkasına saklanmak istiyorlar" dedi. Rahşan Ecevit dün yaptığı açıklamada, Başbakan Turgut Özal'ın laiklik konusunun TBMM'de gizli bir oturumda göruşülmesi yolundaki istemini eleştirdi. Ecevit acıklamasında, partilere kapalı kapılar ardında bir devlet brifinginden de söz edildiğini anımsatarak, "Demek ki, böylesine açığa çıkmış ve toplum sorunlannın ön sırasına geçmiş bir konuda, TBMM kendi araştırmasını yapamayacak, ancak resmi makamlann vermeyi uygun göreceği bilgilerle koşullanduılacak ve o çerçevede bile Mediste temsil edilen partiler göriişlerini açıkotunımda ortaya koyamavacaklar" görüşune yer verdi. MGK'ye tanınmış bir hakkın TBMM'den esirgenmesinin rejimin bir ayıbı olduğunu, bunun da tek nedeninin korku olabileceğini savunan Rahşan Ecevit acıklamasında, şöyle devam etti: "Belli ki, bazı yetkili ve guçlü çevreler laikliğe, yani eumhuriyetin ve Atatürk devriminin temeline yönelen tehlikelerdeki sonımluluklann bir Meclis araştırmasıyla ve açıkta yapılacak bir Meclis goriişmesiyle ortaya çıkıp dogrulanmasından korkmaktadırlar. Laikliğe aykın davranış ve olaylann sonımlulugunu ilkin birkaç üniversiteli kıza yükleme insafsızlıgını göstermiş, kendi gttnahlannı birkaç kızın başörtüsü altında gizlemeye kalkışmış olan bazı çevreler şimdi de Mecliste gizlilik perdesi ardına saklanmaya uğraşıyorlar. DSP bu oyuna gelmeyecektir." Tümer: Irtica konusunda Evren'le aynı görüşteyim n ursa (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanhğı Konseyi D üyesi Nejat Tümer, gazetecilerin irtica konusunda "Bu konunun üzerine gitmemekte yarar var" dedi. Bursa Belediye Başkanı Ekrem Barışık'ı makammda ziyaret eden Tümer, burada gazetecilerin irtica konusundaki sorularını yanıtladı. Çoğunluğunu bayanlann oluşturduğu gazetecilerle sıcak bir havada geçen soru yanıt sohbeti sırasında Tümer, irtica konusunda şOyle konuştu: "Bu konuda devlet büyüklerimiz konuştular. Aynı görüşteyim. özellikle sayın cumhurbaşkanımıvn konuşmasını aynen kabul ediyorum. Zaten aynı konseyde yer alan biri olduğumdan başka bir şey düşünemem. Büyüklerimiz, kadınlanmız bundan 400500 sene evvel de başlannı örterlerdi. Ama bir üniversitede aynı şekilde, aynı renkte örtünme olunca bunun başka maksatla olduğu ortaya çıkıyor. tirmişler. Ancak günümüzde göç olayt kalmamasına karşın bazı aşiretler zamanı geldiğinde yaylalanna göçerek geleneklerini yaşatmaya açılan ve yöruklerin yaşamlarmı anlatan sergide her şey vardı. Kara çalışıyorlar. Korkuteli Halk Eğitim Merkeıi Muduru Mustafa Avcı, çadırlarıyla, yerel giysileriyle ve insanlarıyla açılan sergi caddeden yorük kültürunu, hayat tarzını ve el sanatlan ürunlerini bu sergiyle geçenlerin ilgisini buraya çekince Güzel Sanatlar Galerisi'nin bahanlaiamayacaklanm belirterek, "Tamamen Orta Asya kültüninun çeü bir anda ana baba gunüne döndii. Yorükler, Antalya 'ya Selçuk devamı niteliğinde olan konargöçer geltntği vasuasıyla günümüze lular zamanında 13. yüzyüın başlarında gelmişler. 700 yılı aşkın ulaşan bu kültür hazinesini sergilemek suretiyle yeniden canlandırsüredir, yayladan yaylaya göçmek suretiyle varltklannt devam etmak, hiç değilse bu suretle arşivlenmesini sağlamak istedik " diyor. Korkuteli Yörük yuşamı sergisi Merkezi'nin Halk Eğitim öncüluğunde Hakses dergisinde "Başörtüsü konusunda Diyanet İşleri yetkilidir" deniliyor iyeti'dergide fi önce tartışmalara neden olan başörtüsü konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş alınması yolundaki öneriyi yineledi. Türkiye Din Görevlileri Federasyonu Genel Başkanı, ve Din Görevlileri Kültur Vakfı adına Hakses dergisinin sahibi ve Neşriyat Müdüru İsmail Coşar, burada yazdığı yazıda, "başörtüsü bahanesiyle iman sahiplerinin rencide edildiğini" öne surdu. "Irtica yaygaralan" ardından Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Adana konuşmasının "buyük bir ümitle beklendiğini", ancak "bu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyanet îşleri Başkanlığı ile Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan "tavsiyeli" Hakses adlı dergide "laiklik" tartışmaları "irtica yaygarası" biçiminde nitelendi ve başörtüsü yasağına karşı cıkıldı. Dergi daha müjde yerine imanlara gölge düşüren YÖK Yönetmeliği'nin aynı gün Resmi Gazete'de yayımlandığını" belirten Coşar, başörtüsü konusundaki Danşıtay karannı da "anlaşılmaz" biçiminde niteledi. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Barış Derneği davası savunmalarla sürüyor 'Savcılık görüşünü değiştirdi' talaayı ve onun yazannı hep hatırlayacaktır. Hiçbir hukuk mercii böylesine tutarsız, çelişkili, kendinden menkul yargılaria dolu, tahammülsüz, kin yüklü, hesaplaşraacı ve politik bir metni ciddiye alamaz, almamalıdır" şeklinde konuştu. Gencay Şaylan da 8 sayfalık savunma dilekçesi vererek, bu davaya iç ve dış müdahaJeler olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Siyasi davalar esas olarak iktidarların etkisi altında yıirütülen, bir siyasi hesaplaşma ve cezalandırmayı kapsayan yargıdan çok siyaseti ilgilendiren olaylardır. Biz Türkiye'de yaşayan insanlar olarak siyasi davalar konusunda oldukça bilgili ve deneyimli sayılınz. Çunkü tarihimizin her döneminde siyasi davalar ya da başka bir deyişle siyasi çekişmelerin ve karşıtlıklann yargı mekanizması yoluyla sonuçlandınlması olaylannı yaşanz. Toplumsal yaşamımızda neredeyse 10 yıllık periyotlar halinde ortaya çıkan askeri darbeler sırasında siyasi davalar ön plana çıkıyor ve oldukça ünlu hale gelen Barış Derneği davası da bu tür siyasi davalara iyi bir örnek oluştunıyor." Şaylan, kendisi hakkında önce TCK'nin 141/1. maddesinin uygulanması istendiğini, en son savcılık göruşünde ise TCK'nin 141/5. maddesinin uygulanmasınııı istendiğine değinerek zaten 141. maddedeki cezanın karşıtı kadar tutuklu kaldığını belirtti. İnfazı tamamlanmış cezasının savunmasını yaptığını vurgulayan Şaylan, "Asiında bu davanın ceza kısmı benim için bitmiş, ama yine de vereceğiniz kararın çok onemli olduğunu duşünüyorum. Belki hayalci bir tutum, ama bizim davamızın Türkive" deki son siyasi dava olmasını diliyorum" dedi. Metin Ozek de savcılığın son gorüşunun daha once verilen göruşlerden farklı olmadığına değinerek, yeryuzundekı onbinlerce barışsever meslektaşlarının görüşu ile kendi görüşu, düşunuşu arasında fark bulunmadığını söyledi. 45 ulkeden 150 bin hekimin oluşturduğu, "Nükleer Savaşı Önlemek İçin Lluslararası Hekimler Örgütu"nun 1985 yılındaki genel kurulunda onur kurulu üyeliğine seçildiğinı belirten Özek,bunları goruş, duşünıış ve zihniyetini açıklamak için anlattığına değinerek, "Ceza Yasası'nın ne 141. maddesini ne de herhangi bir maddesini ihlal edici durumum yoktur" dedi. Duruşma, Cemal Tahsin L'sluoğlu, Aykut Göker, Erdal Atabek, Reha tsvan'ın savunmaları için 27 Ocak 1987 tarihine ertelendi. Bekar ocağına tahliye Tstanbul Haber Servisi Kumkapı'da, Gedikpaşa Ermeni M. Protestan kilisesine ait bir bina dün belediye zabıta ekiplerince boşaltıldı. Belediye ekipleri, binanın "yıkılma tehlikesi" olması nedeniyle tahliye edildiğini söylerken, binayı 1981 yılında kiralayan Avni Korkmaz ise, tahliyenin Ermeni kilisesince yaptınldığını iddia etti ve yerine yeni bir bina yapılacağım öne sürdü. Bınada, yaklaşık 250 gurbetçi bekâr kalıyordu. Esyaları dışarı çıkarılan bekârlar, kendilerine tahliyeye ilişkin resmı bir yazı gelmediğini belirttiler. Birçoğu Anadolu'dan Istanbul'a gelerek işportacılık, fabrıka işçiliği yapan vatandaşlar, kış gününde kalacak yerlerinin olmadığını, kendilerine tahliye için süre tanınmasmı istediler. Giray 2. köprüden geçecek A nkara (a.a.) Baymdırlık ve îskân Bakanı Safa Giray, *M. yapımı devam eden ikinci Boğaziçi Köprüsü 'nün tamamlanan servis yolundan 30 ocak cuma günü yürüyerek boğazı geçeceğini bildirdi. Giray, TBMM'de yaptığı açıklamada, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün yapımmı sürdüren fırmanm, köprünün servis yolunu 45 günde tamamlamayı öngördüğünü, ancak daha kısa siirede yapımı sonuçlandırdığını bildirdi. Temeli 29 Mayıs 1985 tarihinde Başbakan Turgut özal iarafından atılan ikinci Boğaziçi Köprüsü'nün 1988 yılında tamamlanması öngörülüyor. "îkibine Doğru" hakkında soruşturma / stanbul Haber Servisi "Ikibine Doğru" dergısinin son sayısında yayımlanan "Evren'in kızlarına 2 mılyona 2 daire. Boğaza nazır süper lüks" başlıklı kapak konusu yazı nedeniyle, derginin Yazı îşleri Muduru Fatma Yazıcı aleyhine soruşturma açıldı. tstanbul Basın Savcılığı tarafmdan açılan soruşturmada, "Cumhurbaşkanı'na ima yoluyla hakarette bulunulduğu" öne sürulüyor. Soruşturma konusu yazıda Cumhurbaşkanı Kenan Evren 'in kızları Nebahat Şenay Gürvit, Semahat Gulay Alpaslan ve Miray Emine Göksu ile damadı Mehmet Ali Alpaslan'ın Etiler Ulus'ta 400'er milyon lira değerindeki ıki dairenin birini 750 bin liraya, diğerini de 1 milyon 350 bin liraya aldıkları öne sürülmüştü. Ancak daha sonra açıklama yapan muteahhit Tekin Günver, tapu kayıtlarında görünen bedellerin daire bedeli olmadığını, ve daırelerın bitmemesı nedeniyle arsa bedellerinin yazılmış olacağını söylemişti. Cumhurbaşkanı 'nın damadı Erkan Gürvit de yaptığı açıklamada daireleri temelden karkas olarak 30'ar milyon liraya aldıklarını belirtmışti. İstanbul Haber Servisi İstanbul 2 Numarah Askeri Mahkeme'de görülen Barış Derneği davasına samklann savunmasıyla devam edildi. Savunma yapan Gencay Şaylan, Haluk Tosun ve Metin Özek, savcınm esas hakkındaki görüşünü "belli bir siyasi gorüşun belgesi" olarak nitelendırdiler. Tutuksuz yargılanan 10 sanık ile 1 avukatın katıldığı dunkü oturumda ılk olarak Haluk Tosun savunma yaptı. 17 sayfahk savunma dilekçesini okuyan Tosun, savcının esas hakkındaki görüşünün bir hukuk metni olmadığını belirterek, "Bu metin davayı uzaktan yakından ilgilendirmeyen, pek çok tarihi, siyasal ve toplumsal değerlendirmeyle, düşünce ve gorüşle doldurulmuş; aralannda hiçbir neden ve sonuç ilişkisi bulunmayan olay ve yonımlar birbuieriyle ilişkiliymiş gibi gösterilmeye çalışılarak, zaman zaman kızgın, zaman zaman tutarsız ve çelişkili, zaman zaman da hakaret dolu bir üslupla bir şeyler soylemek istenmiştir" dedi. Tosun, Barış Derneği'nin amaçlarının ortada olduğunu, yapılan işlerin açıkça kamuoyunun gözü önunde yapıldığını vurgulayarak, savcılığın göruşünde dünya ve Türkiye tarihine belli bir siyasi göruşle yaklaşıldığını, yoğun biçimde politika yapıldığını öne surdu. Tosun, savcılığın son görüşune kadar kendisi hakkında hep TCK'nin 141/1. maddesinin uygulanmasının istendiğini, ancak son göruşte savcılığın, hakkında TCK'nin 141/5. maddesinin uygulanılmasını istediğini hatırlatarak, kendisiyle ilgili hangi değişiklik nedeniyle cezalarda farklılık olduğunun açıklanmadığını söyledi. Tosun, "Tarih bu miı SA VUNDULAR Barış Derneği davasında dun Gencay Şaylan, Haluk Tosun ve Metin özek 'in savunmaları dinlendi. (Fotoğraf: DEN/Z TEZTEL) İşleri Yüksek Kurulu'nun, 7 Ocak 1979 tarih ve 28 nolu kararıyla merkez ve il müftülükleri için abone ve Başbakanlık yayınevlerinde satılmasını uygun bulduğu Hakses dergisi, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'nun da 29 Mart 1985 tarihinde tavsiye karanna sahip. İsmail Coşar'ın yazısında kız öğrencilerin İslamın emirleri doğrultusunda başlannı örttükleri belirtilerek "Onlar kendilerine reva görülen bu haksızlığı elbette unutmayacaklardır. İşlenen bu cinayetleri gelecekte çocuklanna ve hatta torunlanna anlatacaklardır" denildı. Yapılan uygulamadan vazgeçilmesi ve bu kız öğrencilerden "öziir dilenmesinin" istendiği yazıda, başortusunun bahane edilerek, yuzlerce kız oğrencinin yükseköğretim olanaklarından yoksun bırakıldığını, devlet ve millet düşmanlığının tahrik edildiği öne surüldu. "Böylece din ve devlet düşmanları emellerine bir kere daha kavuşmuşlardır" denılen yazıda, "Anayasa teminatı altında olan tahsil eşitliği, din ve vicdan hürriyeti, insan hakları evrensel beyannamesi, laiklik, bu konuda söz sahibi olan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun karannın rafa kaldırıldığı" vurgulandı. Cumhurbaşkanhğı Genel Sekreterliği'nin Danıştay 8. Dairesi 1 nin başörtüsü ile ilgili kararını YÖK'e gondermesiyle "irtica" konusunun birdenbire yerini başortüsune bıraktığını öne suren Coşar, yazısında daha sonra şöyle dedi: "Başbakan Sayın lurgut Özal'ın 'Bakalım, bir çare buluruz' sözünü bir müjde kabul ederek birazak olsun rahatladılar. 8 Ocak 1987 perşembe gunü, 28 universite rektorünün Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evrenin başkanlığında yapacaklan toplantıyı büyük bir ümitle beklemeye başladılar. Beklenilen bir mujde yerine tahsil hayatlarını sondurecek ve imanlanna golge duşürecek bir haberie dunyalan başlanna yıkıldı. Çünkü aynı gunku Resmi Gazete Vağdaş görunumlü olmayan bir kıyafeti yasaklayan ek fıkrayı' yayımlamıştı." Yazıda son olarak, başörtüsü yasağının yasal bir dayanağı olmadığı one surulerek, buna ornek olarak Yargıtay 9. Ceza Dairesı'nin kararı gosterıliyor. Süleymancılık yaptıkları iddiasıyla uç kışı tutuklandı İZMİR (Cumhuriyet Ege Burosu) Süleymancılık propagandası yaptıkları gerekçesnle haklarında soruşturma açılan ikisi bayan uç yurt yoneticısi tutuklandı. DGM SaNcuığı'ndan ahnanbilgiye gore, bir ihbarın değerlendirilmesi sonucu Kur'an İlimleri ve Milli Kultur Yayma Vakfı Kız Öğrenci Yurdu Muduru Necati Tosun, yardımcısı Sevgi Aksu ve yurdun aşçısı Atike Türel ile gorevli memurlardan tsmail Sevikel gozaltına alındılar. Bornova Kız Öğrenci Yurdu'n da samkların yaptıkları konuşmalarda "600 bin kişilik ordu kurduktan sonra şeriatı getireceğiz" biçiminde sozcükler kullanarak, Süleymancılık propagandası yaptıkları iddia ediliyor. Haklarında DGM Savcılığı'nca dava açılan 4 sanıkıan İsmail Sevikel dışında uçu tutuklandı. DGM Savcısı olayın geniş çaplı olarak soruşturulmasının sürdürüldüğunü söyledi. Konya'da ise MÇP il merkezinde 4 ocakta düzenlenen basın toplantısına katılan Selçuk Üniversıtesi öğrencisi Emine Şahin ile il başkanı Mehmet Turan hakkında TCK'nin 163. maddesine muhalefetten dava açıldı. II başkanı Turan, turban yasağını protesto eden 100 kadar kız oğrencinin de katıldığı basın toplantısında, öğrencilerin direnişlerini desteklediklerini belirtmişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear