25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
JCUMHURÎYET/12 HABERLERİN DEVAMI 30 EYLÜL 1986 Seçmenin Mesajı. (Baftamfi L Sayfada) üç yıl sonunda yüzde 32'ye çekmiştir. Doğru Ybl'un oylannı yüzde 11 arttırarak yüzde 24'e çıkartmıştır. Yüzde 3032'lik geleneksel Halk Partisi oylannın yüzde 23'ünü SHP, yüzde 8'ini de DSP aiarak aralannda paylaşmışlar ve böylece siyaset sahnesinde şimdilik hiç olmazsa bir süre için etkisizleştiklerini ilan eylemişlerdir. Ancak bu açıkJığa karşın bazı çevrelerde görülen eğilim şudur: 28 Eytül bir ara seçimdir, o kadar; ANAP'ın 237 sandalyelik sağlam bir çoğunluğu vardır parlamentoda; bu yüzden değişen bir şey yoktur. Bu görüşün hayli iyimser çizgiler taşıdığı kanısındayız. Böyte düşünenler eğer gercekden ciddiyseler, söyieyelim, yalnızca kendi kendilerini teselli ediyorlar demektir. Çünkü 28 Eylül öncesi ve sonrasının Türkryesi, siyasal dengeler açısından bir değildir. Pariamentodaki çoğunluğu ne olursa olsun, bugün inişe geçmiş olan ANAP'ın, ayağının altındaki zemin kaymaya başlamıştır. Bu durumun etkileri, devtetin her kademesinde kendini belli edecektir. ANAP'ı bugüne kadar desteklemiş olan iş çevrelerinde de bakış açılannın etkilenmemesi oianaksızdır. Bunun gibi Başbakan özal'ın son derece önemsedtği bazı dış desteklerde (örneğin finans çevrelerinde) bir "bekle gör" havasının oluşumu da gözden uzak tutulmamalıdır. Bu arada özellikle Demirel ve Doğru Yol, ANAP'ı sıkıştıracaklardır; gerek siyaset yasaklarının kaldırılması, gerekse erken seçime gidilmesi için yoğun bir kampanyaya girişecekJefdir. Nitekim Sayın Demirel ile Cindoruk bunun işaretierini dün düzenledikleri basın toplantılarında vermişlerdir. Erken seçim yolunun açılması kolay değildir. Fakat Türkiye'nin bir genel seçime ihtiyacı olduğu açıktır. Siyaset kurumunun daha normal bir yörüngeye oturabilmesi için ülkemizin bir genel seçim geçirmesi şart gözüküyor. Aynca bu genel seçimin 1982 Anayasası'nda yer alan yasaklardan arındırılmış bir ortamda yapılması da sağduyuya uygun düşecektir. Aksi halde siyasette iplerin gereğinden çok gerilmesiyle karşılaşırız. Oysa politikanın güncel gerçeklerine gözlerimizi kapatmazsak, zorlama yollara sapmazsak, gerilimlerin bunalıma ddnüşmesini önleyebtliriz. Şimdilik bunun ön koşulu, ANAP'ın, 28 Eylül mesajının içeriğini iyi kavrayabilmesinde yatıyor. Demîrel: Hükümet şamarı yedi GOZLEM ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ara seçim sonuçlannı değerlendiren Süleynun Demirel, "MiUet per' deyi yırttı" dedi. ANAP iktidannın genel seçimlerde gideceğini Ueri süren Demirel, "Eğer genel seçim otsaydı, iktidar kendi koyduğu barajı aşamazd]" diye konuştu. Iktidann temsil niteliğini yitirdiğini öne süren Demirel, "erken seçim" kavramını hiç kullanmamakla birlikte, "serbest bir ortamda hür bir seçim" talebinde bulundu. Demirel seçmen eğüimine göre ana muhalefet partisi olan DYP'nin parlamentoda bu görevi yürütecek sayıda bulunmadığına işaret etti. Süleyman Demirel, iktidann burokrasi ve halkın güvenini yitirdiğini Ueri sürerken, "Oy kaybını da basan saymasınlar" dedi. Demirel hükümetin seçim sonuçlan ile "MilleUen şamar yediğini" iddia etti. Süleyman Demirel dün saat 11.00'de Güniz Sokak'taki evinde bir "basın açıklaması" yaptı. Gazetecilerle, yoğun telefonlanna ara vererek görüşen Demirel, geçen 6 yıl içinde "sohbet eltigine" işaret ederek, "6 sene sohbet de iyi bir şeydir. Bir öniversiteye yetecek kadar zaman" dedi. Türkiye'nin "hiir ve demokrat bir ölke olmak isliyorsa, bunun karallannı ve kurumlannı verleştirmek zonuıda bulunduğuna" değinen Demirel, iktidarlann miliete dayanması gerektiğini söyledi. Demirel, "Gayet tabii, buna itirazı olanın bulunacağını sanmıyorum" diyerek, "Gayet tabii de, bizim sıkındlanmız her defasında gayet tabii şeyleri icra etmememizden doğnyor. Her defasında yenüikler anyonız. Halbuki yerleşmiş prensiplerde yenilikler o4maz." Biçiminde konuştu. 6 Kasım 1983 seçimlerine 3 partinin kalılamadığını anımsatan Demirel, vatandaşların "anayasaya aykın" olarak, "makbal ve makbul olmayan kişiler" biçiminde aynma uğradığmı ileri sürdü. Demirel, şöyle dedi: "Bir kısım vatandas 'persona grata' ve 'persona non grata' kisiler olarak ayrildı. Geçen 3 yıldır bunun sancılan devam ediyor. Seçime giren üç partiden birinin ortadan kalkması, öbürünün şekil değiştirmesi ama hâlâ degiştirdiği şeklin içine oturamamasının sebepleri burada yatıyor". Türk halkının siyasetten uzaklaştığını ve Türk siyasetinin de parçalandığını öne süren Süleyman Demirel, "Türkeye'de yer yer lek parti özlemi belirdi" dedi. Demirel, iktidara yönelik bir eleştirisini şöyle dile gctirdi: "Türkiye'yi yönetenler demokrasi ve sivilleşme istikametinde öcemli adımlar almadılar. Ve sonunda da böyle bir yola varmak için gayret de göstermediler. Hatta başlangıçta boylesine giidümlü sayılan bir rejimi normal rejim saymaya kalktılar. 3 sene içinde Tiirkiye döndii dolaşn, böyle bir idarenin başansıziığı noktasına geldi. 28 Eylül günü alınan netice bütün bu saydığım demokrasinin önündeki engellerden dogan bir neticedir". Ara seçim öncesinde değiştirilen Siyasi Partiler Yasası'mn ara seçim için uygulanmamasına, "televizyonun siyasi partilerin şeklini ve sesioi gostermeklen kaçınmasına" işaret eden Süleyman Demirel, "Bütün bu eşit olmayan şartlarda, 6 Kasım 1983 seçimlerinin meydana gelirdigi çarpıklığın neliceleri ortada dururken ve benüz korku ortadan kaldınlmamışken seçim yapıldı" diye konuştu. Ara seçimi başından beri "serbesl bir ortamda yapılan hür bir seçim olarak nilelemedigini" )ineleyen Demirel, hükümetin de%let olanaklannı seçim için kullandığı iddiasını dile getirdi. Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu seçim ashnda seçim olmaktan çok, seçime giren siyasi partilerin elinde devlel gücü bulunduran siyasi iktidarla mücadelesi biçimde geçti. Yani bir tarafta siyasi partiler vardır, bir tarafta rakip bir siyasi parti olmaktan çok, devletin göcü vardır. Efendim ben iktidanm devletin imkânlan elimdedir, nasıl olsa kullanınm. Hayır, hiç kimse 'nasıl olsa' yapamaz. Adalelsizliği ve haksızügı kendisinde hak görmek iktidann işi değildir". Ara seçimlerde "oyrey" pazarlı|ının köylere kadar indirildi^ini vurgulayan Süleyman Demirel, 'Hükümetin başkanı, 7 eylül Bingöl nutkuyla, bize rey verirseuz, biz size hizmet yapanz, rey vermezseniz yapmayız manasına gelen sözler söyledi" dedi. Bu tutumun hükümet kavramına darbe indirdiği yolundaki görüşünü şöyle dile getirdi: "O zaman böyle bir hükümet bütün Türkiye'nin hükümeti olmaktan çıkar. Ona rey verenlerin hükümeti naline gelir. Halbuki siyasi parti ayn, hükümet ayndır. Bir tane hükümet vardır. Eğer size rey vermeyenlerin, size sempati göstermeyenlerin. onlann hükümeti sayümazsanız, başka bir hükümet yok ki, onlar da bu hükiimete sahip çıksınlar. Hükümet kavramına indirdikleri darbe budur. Devlet kavramına indirdikleri darbe ise, planlı programlı bir dönemde devletin kaynaklannı reyle değiştokuş etme noktasına gelinmesidir" "Millctin de>let baskısı ile bıçağın kemiğe dayanması arasında tercih yapmak zorunda bırakıldığını" belirten Süleyman Demirel, "Milletim adına gururia soylüyorum ki, millet perdeyi yırttı. Daha iyisini yapabiiirdi ama, bu kadannı yaplı" dedi. ANAP oylarının yuze 32'ye gerilediğini anımsatan Demirel, şöyle devam etti: "Ben her zaman ilan ettim: Yüzde 35'den aşagj düşerse, böyle bir hükümet temsili olma \asfını yitirir. Ne var efendim, burada 231 milletvekili var. İsterse 400 milletvekili olsun. Bizim sistemimizde paıiamento temsilidir. Eğer halkın temayülleri ile pariamentonun teşkil tarzı uymuyorsa, o memlekette rejimi işlecmek fevkalade güçdür. Şimdi düşünün bir genel seçim olsaydı. Türkiye'yi yönelenler iktidar olamazdı. Bunun adına eski tabirde 'ekalli kalileyi' iktidar yapmak derler. Yani azınlıgı iktidar yapmak. Çoğunluk sayınız var ama millette çoğunluk degilsiniz. Yüzde 32 hiçbir memlekette bir partinin tek başına iklidar olmasına yelmez". ANAP'ın ara seçimlerde yüzde !3 oy yitirdiğine işaret eden Demirel, "Yani her sene yüzde 8 yıpranmış. 2 Eğer o hesapla giderseniz, Türkiye ' yi 2 sene daha idare edecegiz derlerse oylan yüzde 15'e diışer. Eğer genel seçim olsaydı, bu siyasi iktidar kendi koyduğu barajı aşamazdı" biçiminde konuştu. "tktidann oy kaybını büyhk bir başarı olarak göstereceğini sanmadığım" kaydeden Demirel, "Çünkü pahalılığı, işsiziiği, yoksulluğu, gelir dağılımının bozulmasım başan olarak saydılar" dedi. Ispanya'daki Suarez iktidanndan, 1979"da oy yitiren Bülent Ecevit hükumetinin istifasından örnekler veren Süleyman Demirel, şöyle devam etti: "İktidar olunur, bükümet olunur. Ama orası kimsenin malı değildir. Eger böyle sayıp da, raillelin tepesinde otnrmaya kalkıhrsa, o daha büyük bunalımlara sebep olur. Bir tarafta işte millet bize oy verdi, iktidar olduk derken, milletin oyu azaldıgı zaman oyu azalmanuş gibi göstermeye kalkmak milletin oyuna dayanan iktidarla çelişir" Ara seçimlerde, "DYP'ye oy verilmesini, desteklenmesini" önerdiğıni, ama kendisi için oy toplamadığını anlatan Demirel, diğer durumda seçim sonuçlannın farklı olabileceğini ima etti. SORU VE YANITLAR Gazetecilerin sorulannı da yanıtlayan Süleyman Demirel, "Türkiye1 nin bondan sonraki siyasi giindemioe" ilişkin bir sonıya şu yanııı verdi: "DYP, seçmen temayülüne göre, ana muhalefet partisi oldu. Ama parlamentoda ana muhalefet görevini yapacak kadar sayısı yok. Ashnda ülkeyi idare edenlerin bu durumu ciddi diişünmeleri lazım. Her imkan kallamldı buna rağmen bu dunım meydana geldi. Yarun rejim olmaz. Bu rejimin başansızhgı ortaya pktı. Bugünkü rejimlc demokrasi ayn ayn şeylerdir. Bunun adını demokrasi koyarsamz, gerçek demokrasiye geçtigınizde onun adına ne diyeceksiniz? Türkiye ne zaman serbest bir ortamda hür bir seçim yaparsa bu sancılardan kurtulur" Demirel bu sözlerinde, "erken seçim" isteğininin mi anlaşılması gerektiği sorulduğunda, görüşlerini şöyle ifade etti: "Ben erken seçimden bahsetmiyonım. Ben serbest bir zemindc milletin hür iradesini tecelli ettirecek bir yeni seçimden bahsediyorum" Demirel, bir diğer soru üzerine, söz konusu seçim için gerekli şartları şöyle saydı: "2969 sayılı kanun kaldınlmalıdır. Anayasanın 15. ve geçki 4. maddesi de kaldınlmalıdır. Yanlış anlaşılmasın ben bunlan kendim için istemiyonım. Bu olmasza Türkiye kan kaybetmeye devam eder. Halk daha çok ezilir. Bugün iktidann yapabileceği bir seyler olsaydı, bugüne kadar yapardı. Bu iktidar Türkiye'yi idare etme yükünün alunda ezilmiştir. Eger genel seçim olsaydı, halk bunlan kurtanrdı. Hem kendini hem de bunian kurtanrdı" Hükümetin çekilmesi yolunda bir beklentisinin olup olmadığı yolundaki bir soruya Demirel şu yanıtı verdi: "Böyle devam ederier. Ama böyle devam etmeleri haünde altlanndaki idareyi tutamazlar. Bizim idaremiz 'bürokrasimiz' çok temizdir ama çok devir gördüğü için ürkektir. Çabşanlann başına bir şey gelir diye. Karar mekanizmasını işletemezsiniz. Halkın güveni de kalmaz. tlk yapılacak genel seçimlerde gidecek diye bakılan bir iktidar haline gelmişierdir. tlk yapılacak genel seçimlerde buniar gidecektir. Gayet açık soylüyorum" Başbakan Turgut özal'ın 1980 öncesi ve sonrasının iyi icraatiannı kendine sakladığım, kötüleri ise başkalarına mal eltiğini ileri süren Demirel, bu tutumu "kraat gaspı" olarak niteledi. Süleyman Demirel, "siyasi felsefesi" olraadığını Ueri sürdüğü ANAP iktidanm eleştirirken, "Köru idareyi kimse kurtaramaz" diye konuştu. Bundan sonraki politik stratejisi sorulan Demirel, konuya ilişkin şu örneği verdi: "Olaylar gidişatma bakılmaz. Bir tabir vardır 'Eı kokarsa tuzlarsın, tuz kokarsa neylersin?' Tuzu kokmadan götnrmek lazım ki, et kokmasın" Süleyman Demirel seçim sonuçlanru değerlendirirken, hükumete şöyle çattı: "29 Eylül 1986 gününden itibaren Türkiye'de birtakım kimselerin şamar yiyeceği ilan edilmişü. Şaman hükümet yedi. Şamar var ortada yani, yani 29 eylulde bir şamar yiyen var. O şaman yiyen hükümetin kendisi. o işi ortaya atanlar oldu". Demirel sözlerini şöyle tamamladı: "Yüzde 32 oyla memleketi idare etmeye kalkan bir iktidar var. Bunu Türkiye taşıyamaz. İş çıkarma falan demeyin, demokrasinin kuralı bu" DSP BAŞARILI Süleyman Demirel, BBC'ye verdiği demeçte, DSP'nin aldığı sonucu "basan" olarak niteledi. Demirel, BBC muhabirinin, "Sayın Ecevitin destekledigi partinin aldığı sonucu nasıl değeıiendiriyorsunuz?" şeklindeki soruya yanıt verirken, şunları söyledi: "Bence basandır. Başansıdık değildir. Başandır. Çünkü parçahdırlar bUiyorsunuz ve bir taraf örgütlüdür. Öbür taraf örgütlü değil. Ben başan sayanm. Gerçi barajı geçmiyor, ama yine de başandır." UGUR MUMCU CUNEYT ARCAYUREK yazıyor /Baştarafı 1. Sayfada) ^patılan AP ve CHP'nin klasik oy•Ürıyla siyasal düzen sürebilecek, 'bugün ortaya çıkan tıkamklıklar, kargaşalar, çarpıklıklar •önemli ölçüde önlenebi/ecekti. Dolaylı yoldan 12 Eylül yönethnini eleştiren bu sözlerinden sonra Demirel, "ilk genel seçim" deyimini vurgulayarak, ANAP iktidarımn artık gideceğine kesin gözle bakıyordu. Jlk genel seçim diyor, ama hemen bfr genel seçim diye tek sözcük kullanmıyordu. Anlaşılan Demirel, erken seçim istemini ara seçim sonuçlarmdan hemen sonra dfle getirmeyi bugünün siyasal koşullarında istemiyordu. • Demirel, elbette DYP, acaba ne zaman erken seçim istemini kamuoyuna mal edecekler? Gençfc Demirel'in sözlerinden gerçkse Cindoruk'la yaptığımız sjîyleşilerden çtkardığımız sonuç, erken seçimin birkaç ay sonra gündeme gelebileceğini gösteriypr. Bugün sağdaki ve soldaki partiler, ANAP'ın, hele her seçynden sonra bülbül gibi konuşqn özal'ın suskunluğunu yırımasını, kuşkuyok, ANAP'a son sonuçlardan sonra yeni bir strateji çizmesini bekliyorlar. Erken seçim isteminin ciddi boyutlara ulaşabilmesi için özellikle DYP'nin, dün de Demirel'in üzerinde dirençle durduğu kimi koşullann sağlanması gerekiyor. "Halk iradesinin ö'zgür koşidlarda tecelli edebilmesi" için, erken seçimden önce anayasanm çizdiği yasaklarm tümüyle kalkmasına çalışacakları anlaşılıyor. Ara seçiminden önce başlayan girişimlerin, DYP ile SHP arasında bu konudaki görüşmelerin yeniden canlandırılmasına çalıştlacağını, hatta Cindoruk'un bize söylediği gibi, "Hemen herkesle bu konuda bir uzlaşma aranacağını'' söylemek yanlış bir değerlendirme olmayacak. Fakat, Özal'ın bu konudaki tutumu ne olacaktır, burası şu ajtda tümüyle sis perdesinin gerisinde. Sütten ağzı yandığı için bit genel seçimde Demirel'e siyasal haklarını geri vererek savaşıma girmeyi göze alması Başbakanı tanıyanlar için pek olanaklı görünmüyor. özal'ın yanı sıra, SHP'de de siyasal haklarm geri verilmesiyle ilgili duraksamçlar olduğu söylenebilir. Bir kezinde Erdal Inönü, eylül başında toplanan Meclise bu konuda DYPSHP ortak önerisinin verilmesini, arkadaşlarının "JEcevit faktörü " nedeniylefazla hevesli karşılamayıp engellediklerini söylemişti. Bugün Ecevit faktörü, SHP için daha belirgin duruma girdi. CHP'nin yüzde 30 dolayında olan klasik oylannı ŞHP ile DSP bölüştü. Bu bölUnme elbette SHP'nin kolunu kanadını birçokyerde kırdı, ama Ecevit'in "beceriksiz, tepeden kurulan, asker iznine bağlı" siyasal parti diye nitelediği SHP ile birleşmesi bugün için olanaksız, görünüyor. Ecevit, aldığı yüzde 8 dolaymdaki oyu bir başarı gibi görerek, sosyal demokrat. oylardaki bölünmeyi kendini yontarak çizdiği yoldan ayrıimayacağını belirleyen işaretler ve/iyor. Muhalefet partileri arasında görülen bu tür bünyevi tersliklerin ne ölçüde giderilerek siyasal ktsttlamaların kaldırılmasında birleşebileceklerini bugünden kestirmek oldukça zor. jFakat, DYP'nin bu girişimlerin yanı sıra, hiç değilse bütçe görüşmelerinde erken seçim istemini dile getirmeye başlaması bir olasılık. Ara seçim, kimi mantık dizileriniyeniden canlandırdı. 6 Kasım'dan sonra 12 Eylül'ün can verdiği iki siyasal parti çöktü gitti. Ara seçimiyle bir başka görüntügeldi. ANAP, öKasım'da aldığı çoğunluğu bu seçim göstergeleriyle yitirir oldu. Kuşkusuz, iki büyük kentte ANAP gücünü koruyor, ama öteki illerde eriyor, Mecliste çoğunluğu bir kez daha yakalayamayacağına yatkm varsayımlar güçleniyor. Türkiye'nin gelmiş geçmiş siyasal yapısma oy bazında bakacak olursak, bugünkü sonucu yadsımak, başka nedenlere bağlamak kolay değil. Bu sonuç, Türkiye'de ilk genel seçimde ANAP'ın tek başına iktidara gelemeyeceğini, hatta birinci parti olma hüviyetini yitireceğini veriyor. tsır öcü gibi sunulan karma hükümetler döneminin ufukta göründüğüne dayalı hesaplar ise daha geçerli. Daha şimdiden karma hükümet öcüsü piyasaya salındı. Anlaşılmayan şu: Demokrasinin bütün erdemlerini almayı istiyoruz da, seçim sonucu karma hükümetlere dayanınca neden bu olguyu veren oyları çöp sepetine atmaya çalışıyoruz?.. Tabii, buna karşılık ülkenin karma hükümeılerden çektikteri sıralanacak. Demokrasinin türlü erdemleri arasında karma hükümetlerin de olabileceğini varsayarak, siyasetçiterden, partilerden artık geçmişteki örnekleri vermeyecek uygar düzeye gelmelerini isteyerek bu tür "korkudan " halkı sıyırmanın zamanı gelmedi mi? Doğrusu, Demirel'in şu mantığında pek hatapayı yok: Mecliste bir çoğunluk var, ara seçim sonuçlanyla oy tabanındaki desteğini yitirmiş. Mecliste bir ana muhalefet partisi var, oy tabanında beklenilen desteği bulamamış. Buna karşın, ikinci parti hüviyetiyle gelen DYP, Mecliste, ama ana muhalefet için gerekli sayıdan yoksun. Bu çelişkiler, 12 Eylül sonrası düzenlemelerin eseri. Türkiye'de çoğulcu demokrasinin "bihakktn" rayına oturması için yeni bir genel seçimin yapılması zorunlu artık. Gelecek Meclis, şaşırtıa sonuçlar veren masa başı düzenlenmiş bir siyasal çizgiyi değil, düpedüz halkın özgür iradesini temsil edecek, her türlü siyasal savlardan, çarpıklıklardan arınmış bir Meclis olacak. Gelecek günlerin arayışı bu noktadan başlayacak, bu ana nedenlerden kaynaklanacak. SHFde kurultay mı? (daştarafı 1. Sayfada) bk bozulmaz, ama bu demek değildir ki aynı parti iktidarda kalacak. Partiler değişecek ama artık istikrar bozulmayacak" yanıtını verdi. Inönü, DYP'nin muhalefetinin ANAP'a karşı artık iyice ortaya çıktığını, SHP'nin yerinin değişmeyeceğini bdirterekl "Esas aJternatif biziz" dedi. SHP Genel Başkanı; Turgut özal'ı, Hüsamettin Cindoruk'u ve Süleyman Dcmird'i kutladığını belirterek, "Demirel giizel konuşmalar yaptı, başarı kazandı. Parti örgiitünü de kutlanm, canla başla çaiıştı" biçiminde konuştu. İnönü, daha sonra Genel Başkan Yardımcısı Fikri Saglar ile birlikte TBMM'ye giderek Grup Yönetim Kurulu ve milletvekilleriyle görüşmeler yaptı. lnönü'nün bu hafta içinde Izmir'e giderek ll Seçim Kurulu'ndan mazbatasını alacağ] öğrenildi. İnönü, bir değisiklik olmadığı takdirde cumartesi günü bir basın toplantısı düzenleyecek. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü dün öğleden sonra TBMM'de partili milletvekilleri ile görüştü. Ara seçim propaganda kanıpanyası sırasında genel merkezin milletvekillerini dışlaması konusunda Inönü'ye yakınmalar oldu. Milletvekilleri, Genel Başkan Yardımcılanndan Tevfik Çavdar ile seçimde görevli MKYK üyelerini Inönü'ye şikayet ettiler. Çavdar'ın "olur olmaz ve çok sık verdigi demeçlerle partiyi güç durumlara soktuğunu" belirten SHP'li parlamenterler, seçimde görevli MKYK üyelerinden Mustafa Timisi, Cahit Angın ve diğer üyelerin milletvekillerini dışladıklarını söylediler. İnönü ile 25 kadar SHP'li parlamenterin gayriresmi olarak bir araya gelmeleri sırasında üyeler tnönü'ye içlerini döktüler. Bazı SHP'li milletvekilleri, hâlâ parti ile grup bütünleşmesinin sağlanamadığına dikkat çektiler. Amasya Milletvekili Arsan Saros Arpacıoglu'nun seçim gecesi genel merkezde Çavdar'a "politbüro üyeleri" biçiminde bağırdığı ve yöneticilerle tartıştığı, genel merkezin bu tür olaylara çanak tuttuğu savunuldu. Söz alan üyeler, "Parti olarak seçimlerde iyi çalısılmadığını, hâlâ HPSODEP kavgası bulunduğunu, Kurultaydaki yuhlann hesabını veremediklerini, partiye güvenin sarsıldıgını" dile getirdikleri öğrenildi. Görüşmelere bugün SHP grubunda devam edileceği, Inönünün annesinin rahatsızlığı nedeniyle Meclisten erken ayrıldığı bildirildi. İSMAÎL CEM: SOLDA MESAJ YETERSİZ Ismail Cem ise "Seçim sonuçlannı ve özellikle solun gerileyişini nasd yonunluyorsunuz?" sorusuna şu karşılığı verdi: "Iktidar partisindeki gerileyişi, özellikle kırsal kesimdeki gayri memnun seçmenin bu defa ANAP yerine DYP'yi tercihine baglıyorum. Bir ara seçim başarısından hareketle, DYP'nin Türkiye'yi hükümet bunalımına zortamak eğilimlerini endişe iie karşılamaktayım. Türkiye'nin iç ve dış sorunlan, bu tarz maceralara elverişli değildir. Sol oylardaki düşüşün temelinde soldaki mesaj yetersizligi ve imaj eksikliği vardır. Aynca, DSP'nin SHP'ye yönelik ısrarlı suçlamaları DSP'ye varamamıştır. ama belirli bir seçmen kitlesini Urkütmüş ve onun SHP'den uzak dunnasına yol açmıslır." DYP 6erken seçim' dedi (Baştarafı 1. Sayfada) ve bu hakka dokunulmasını istemediğini açık açık ilan etmiştir. Bu seçim demokrasiye gerçekten bağlı insanların varlığını ve demokrasiyi bu milletin ne kadar güzel taşıdığını ortaya koymuştur. Bu kadar güzel seçimler yapan bir halkın demokrasi isteği ve özlemi artık kesintiye uğratılmamalıdır". DYP Genel Başkanı, gerçek demokrasilerde önce huzur ve güvenin, sonra da refahın, mutluluğun olduğunu ve özellikle bu sonuncusuna altı yıldır hasret kaldıklarını söyledi. Seçim sonuçlarını, günlük kalıplann, kısır düşüncelerin dışına çıkarak değerlendireceklerini belirten Cindoruk, "Millet seçimle görevini vapmış, istediği doğrultuyu işaret etmiştir" dedi. Hüsamettin Cindoruk, görevin şimdi tüm siyasal partilerde ve TBMM'de olduğunu, kalkuunadan, zenginleşmeden siyasal sorunlara kadar her sorunun çözümünün yalnızca TBMM'nin içinde ve onun kuralları gereğince çözümleneceğini anlattı. Cindoruk, şöyle dedi: "Biz Meclise hemen bir hükümet sonınu getireceğiz. Bunu yalnızca hükümet etme sevdasından değil, bu topraklarda, gerçek demokrasiyi ve iistiin medeniyetleri kurmak istediğimizden yapacagız. Bu ülkede 26 yddır süren ara rejimlerin tortulannı temizlemek ve rejimimizi yeniden demokratik temeller üzerine oturtmak zorundayız. Ülkenin önü, asıriar boyunca ancak böyle açılabilir". DYP Genel Başkanı daha sonra gazetecilerin somlannı yanıtladı. Türkiye'de tüm düşüncelerin siyasal örgütlenme hakkına ne diyeceğini soran gazeteciye Cindoruk, "Türkiye'nin milli menfaatleriyle sınıriı, ülkenin bölünmezliğine saygılı ber düşüncenin örgütlenmesinden yana olduğu, ama hem halk ibtilaline hem de askeri ihtilallere karşı bulunduğu" yanıtını verdi. Cindoruk, "Türkiye'de ihtilal yapmak artık ayıp hale gelsin" dedi. Cindoruk, büyük kentlerdeki seçim kamuoyunu anketlerin oluşturduğundan yakındı. DYP Genel Başkanı bir başka soruyu yanıtlarken de, bu seçimin bir efsaneyi bitirdiğini anlat1 tı ve bunda Süleyman Demirel in katkısının çok büyük olduğunu söyledi. Demirel'e hem partisi hem de millet adına tesekkür ettiğini kaydeden Cindoruk, Demirel'in kendi haklarını değil, milletin haklannı aradığını ve bunu yaparken de miliete hak arama yolunda önderlik ettiğini bildirdi. Bir gazeteci, seçim sonrasında Meclis aritmetiği hakkında ne düşündüğünü sordu. Cindoruk, TBMM'de yeni dengeler oluşabiIngiliz öğretmenden Ingilizce (13.0O17.0O) 1725360 leceğini ve ban milletvekillerinin yeni tercihler yapabileceğini söyledi. ANAP içinde işarete hazır yüz kişinin beklediğine ilişkin sözlerini biraz açmasını isteyen bir gazeteciyi Cindoruk, şöyle yanıtladı: "O yüz kişi benim işaretimi değil, milletin işaretini bekliyor. Bence millet bu işareti vermiştir. Türk demokrasisi oluşma halinde bir demokrasidir. Ashnda oluşmuştu ama ara rejimler, yeniden oluşma gereğini ortaya çıkardu Ben demokrasiye geciş dönemi diye bir şeyi de kabul etmiyorum. Çünkü demokrasi bu ülkede 46'dan beri vardır". \arun milyarı 4 il paylaştı İSTANBLT, (a.a.) Milli Piyango'nun 29 eylül çekilişi, dün Piyango Idaresi'nin 60. yüdönümü nedeniyle Istanbul Maksim Gazinosu'nda çekildi. En büyük ikramiye 500 milyon, 4 ayn kente çıktı. îkramiye kazanan numaralar şöyle: 500 MtLYON LtRA 238133 (Istanbul, Çorum, Bursa, Adana) 100 MİLYON LİRA 113801 40 MtLYON LtRA 111852 20 MİLYON LtRA 883524 10 MİLYON LİRA 225527 5 MİLYON 247904 628506 2 MİLYON 422902 459630 531435 729671 1 MtLYON (Baştarafı 1. Sayfada) Sonuçlan bir başka açıdan alırsanız, "Bu seçimleri 12 Eylül yasakları kaybetti" sonucuna varabilirsiniz. Sizleri rakamlara boğmadan, yasaklara karşı olan partilerin toplam oyların yüzde 60'ından fazla oy topladıklarını söyleyeyim. Yetmez mi? Yani, DYP, SHP, RP ve MÇP oyları, seçmen çoğunluğunun yüzde 60'ını almıştır. Seçimin en anlamlı sonucu bence budur. Sonuçlan bir de "toplam sağ ve sol oylar" açısından değerlendirmek yararlı olur. Ölçü olarak, 1983 genel seçimleri ile son ara seçimleri alalım. Ve her iki seçimde de aynı bölgede kullanılan oyları karşılaştıralım. Ankara'da 1983 seçiminde ANAP ve MDP'den oluşan sağ oylar yüzde 75, ara seçimlerde ANAP, DYP, RP ve öteki sağ partilerin toplam oy oranlarında bir iki puanlık bir diişüş olmuş; toplam sol oylar aynı oranda artmıştır. İstanbul'da 1983 yılında ANAP ve MDP'nin toplam oyları 65.7 iken pazar günü yapılan ara seçimlerinde bu oran aşağı yukarı korunmustur. Toplam sol oylar ise 1983'te 33.2 iken bugün küçük bir oranda artarak 33.8'e ulaşmıştır. Izmir'de 1983 seçimlerinde HP tek başına yüzde 38 oy toplarken, aynı bölgede SHP ve DSP'nin oy oranı yüzde 44.5'e sıçramış; 1983'te yüzde 61 olan sağ partiler toplamı bugün yüzde 55'e inmiştir. Gelelim "işçi kenti Zongutdak"a... Zonguldak'ta 1983 genel seçimlerinde toplam sağ oylar, yüzde 68.9 iken bugün ANAP, DYP, RP, HDP ve öteki partilerden oluşan sağ oylar 67.3'e düşmüş. Düşüş oranı 1.6'dır. Aynı ilde 1983 seçimlerinde HP ile yüzde 31.1 oy toplayan sol, pazar günkü seçimlerde SHP ve DSP olarak 32.6 oranında oy almıştır. Diğer illerde de benzer gelişmelere rastlanmaktadır. Sol oylar aynı kökenden gelen SHP ve DSP arasında bölünmeseydi, SHP, en azından "ikinci parti" olacakiı. DYP'yi başanlı gösteren sonuç, sol oyların bölünmesi ve sağ oylann DYP çevresinde toplanmasıdır. 88 seçimlerinde ANAP'taki "sağ oylar erozyonu" böyle sürerse DYP birinci parti olacaktır. Peki sonra ne olacaktır? "Ne mi olacak?".. Hiç şüpheniz olmasın kır atın süvarisi 88 genel seçimlerinde "Cumhurbaşkanlığı Kupası" için yarışacaktır. Bu arada yasaklar kalkarsa, "Kendim için bir şey istiyorsam namerdim" diyen Demirel, cumhurbaşkanlığına aday da olacaktır. Ve o zaman "3. MC hükümeti" ANAP ve DYP ortaklığı ile kurulacaktır. 88 seçimlerine kadar ANAP ve DYP arasında kıran kırana bir savaş verilecek ve sonunda iki parti öpüşmeli ve koklaşmalı bir törenle "3. MC hükümetini" kuracaklardır. Bu seçimlerde Demirel ve AP örgütü DYP'yi desteklemiştir. 1977 seçimlerinde oylann yüzde 37'sini alan AP'nin bütün gücüyle destekledigi DYP'nin bu sonucu alması, gelişmeleri yakından izleyenler için hiç de şaşırtıcı olmamıştır. Buna karşın SHP örgütü aynı şansa sahip olmamış, hemen hemen SHP örgütüne dönüşmüş bulunan eski CHP'liler, eski genel başkanları Ecevit'e karşı savaş vermek zorunda kalmışlardır. SHP Genel Başkanı İnönü'nün İzmir'den milletvekilliği seçimlni kaybetmesi amacıyla eşini bu kentten aday gösterip, sol oyları bölmek ve daha sonra da SHP içindeki kaynaşmadan yeni umutlar üretmek planına dayalı seçim taktiği sonuç vermemiştir. Başbakanlığı ile iki kez solu başarısızlığa sürükleyen Sayın Ecevit, son seçim taktiği ile sağın ekmeğine yağ sürmüştür. Bu sonuç SHP için bir başansıziığı ortaya koyuyor. Sol kamuoyu ve SHP, bu başarısızlığın nedenleri üzerinde durmalı ve SHP sağın bu kadar bölündüğü bir dönemde bu kadar düşük oy almasının nedenini biraz da kendisinde aramaİKİır DYP'nin eski AP oylarını alması doğaldır. Çünkü ANAP'a giden oylar AP oylarıdır. 1983'te ANAP'a verilen "ödünç oylar" şimdi geri gelmektedir. Oyların aynı ekonomik modele inanan bir sağ partiden bir başka sağ partiye gitmesi, "olağanüstü bir başan" sayılmamahdır. Önemli olan, sosyal demokrasinin, bu modele "altematif" olduğunu gösterebilmektir. Bu yüzden, DYP'nin başansından çok, solun başansıziığı üzerinde durulmalıdır. "Türkiye nereye doğru gidiyor?" diye sormayın sakın. Nereye doğru olacak? Gidiş "3. AfC"ye doğrudur, "3. MC'ye"... Gidiş, 88 seçimlerinden sonra Demirel'li ve Özal'lı "3. MC'ye doğrudur. Nerede bu gidişi önleyecek "solparti", nerede böyle bir etkin lider? Ve nerede böyle bir özveri, bir bilinç ve hüner? Anadolu üseleri ve Kolej Sınavları için TEMKO "Kolej öncesi eğitimde saglıklı seçim;1 • Ilkokul 3. 4 ve 5. sınıflar için özel hazırlanmış programlar, • Deneyim ve bilgi birikiminin kazandırdığı ayrıcahklar, • Her yıl gelişen sınav sistemınin hep bir adım önünde olan anlayış ve çalışma, • 8 haftalık kurs donemleri . her dönemin içinde ve sonunda deneme sınavlan, • Sınav sonuçlarına göre sıratama ve yeni gruplamalar. • Kazandığı kolejde de başanlı olmasını sağlayan köklü eğitim. (Kayıtlar surmekledır.) UZMANLK3I ANAP'a darbeyi tarıın (Baştarafı 1. Sayfada) gulamaya konulması gerektiğini, aksi takdirde oy kaybının çok daha büyük boyutlara ulaşacağını belirtiyorlar. Hükümet tarafından işçilerin dışlanması ve işçi kesiminden gelen şikâyetlere duy'arsız kalınması da ANAP oylanndaki düşüşün gerekçesi olarak gösteriliyor. Sosyal politikaya daha çok önem verilmesi gerektiğini belirten ANAP'hlar, Başbakan Turgut özal'ın seçim gezileri sırasında kendisine yakman işçileri azarlamasını da bir "taBhsldik" olarak niteliyorlar. ANAP'lılann hükümeti işçi sorunlarına daha yumuşak yaklaşım konusunda uyaracaklan ifade ediliyor. ÂNAP yöneticileri tarafından seçim sonuçlan üzerinde yapılan ilk incelemelerde, ara seçimde yerel adayların daha başanlı olduğu, genel merkez tarafından gösterilen adayların ise etkinlik sağlayamadıklan ortaya çıktı. ANAP yetkilileri, bölgelerinde tanınan ve sevilen adayların gösterildiği Bingöl, Gaziantep, Burdur ve Niğde illerinde başarı sağlandığını, ancak Manisa 1. ve 2. bölgeler ile Samsun'da mahalli olmayan adayların ANAP'a oy verilmemesinde etken olduğunu belirttiler. Büyük kentlerde yerel adayın fazla önemli olmadığı, ancak küçük yerleşim birimlerinde yerel adaylann büyük önem taşıdığı ifade edilerek, bu konuda daha dikkatli davramlması gerektiği kaydedildi. ANAP'ın Manisa 1. ve 2. bölgelerde seçimi kaybetmesi buralarda genel merkez tarafından gösterilen Mehraet Keçeciler ile Ekrem Pakdemirli'nin "yerel aday olmamalarına" bağlanırken, Samsun'da DYP Genel Başkanı Cindoruk'un karşısına Samsun'Ia ilgisi olmayan Servet Bilgi'nin aday çıkarılması, Zonguldak'ta yerel aday Köksal Toptan'ın karşısına da Rizeli Şadi Pehlivanoğlu'nun gösterilmesi "talitasizlik" olarak nitelendi. Aynca, ara seçim bölgelerinde teşkilatların iyi çahşmadıklarına dikkat çekilerek, propaganda gezileri süresince aksaklıklann olduğu, ANAP teşkilatlarının bölgelerindeki adaylara tam anlamıyla omuz veremedikleri öne sürüldü. TBMM'nin çalışmaya başlaması ve ANAP grubunun toplanmasıyla birlikte Başbakan Türgut Özal'ın yakın çalışma arkadaşlanndan ara seçim değerlendirmesi isteyeceği öğrenildi. Özal'a verilecek ara seçim raporları daha sonra ANAP MKYK'de tartışılarak partinin stratejisi ve çaLşmalarında değisiklik yoluna gidilecek. 036218 060849 208160 349608 433077 583120 645090 668753 746866 998822 017330 210995 298650 562362 803188 026398 161229 384746 519098 737370 800047 986110 500 BİN LİRA 022111 229776 327270 706316 916439 035838 256915 463969 708516 970832 054501 280001 557060 735467 972087 400 BİN LtRA 063695 211936 408321 665252 746593 845455 098489 159495 260934 309514 499616 502679 691810 729505 753282 771119 891156 899924 098408 296561 356730 593027 686821 837954 947295 155500 306526 362701 606185 752503 857761 959353 TENsK' TEMEL EĞİTİM MERKEZİ Istanbul Caddesi No 47 Tel: 572 63 53 583 83 27 B A K I R K Ö Y TEMKO BİR DILKO KURULUŞUDUF1 000615 036796 191155 259640 314672 333307 486994 555647 626413 653531 784609 797959 906353 916357 967650 984391 100 BİN LtRA 200 BİN LİRA 10697 39991 45697 55231 65824 70180 82814 84488 93105 96766 1849 2298 2963 3402 4359 4442 4443 5979 7943 9326 40 BİN LtRA 19601984 Oğul seni yitirişimizin ikinci yıldönümünde, yine seninle dopdoluyuz. Onurluluğun ve haklıbğınla yannımıza ortak oluyorsun. KARDEŞLERİ HASAN HAKKI ERDOĞAN 20 BİN LtRA 056 511 10 BİN LtRA 27 83 AMORTt 1 7 Dr. ERDAL ATABEK Bahariye Cad. % / 3 KADIKÖY Tel: 336 04 49
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear