23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 EYLÜL 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Yunan Savunma Bakanı yine Türkiye\i suçladı Yunanistan Savunma Bakanı Yannis Haralambopulos, "Türklerin ihlalleri durduracaklan yok. Daimi hedefleri ulusal sahanuzda sorun yaratmaknr" dedi Haralambopulos, gazetecilerle haftalık göruşmesini yaparken, Türkiye'yi yine hava sahalannı ihlal etmekle suçladı ve Yunan HavaKuvvetlerinin Türk uçaklannı sürekli izleyerek geri çevirdiklerini ve bölgedeki varhklarıru kanıtladıklannı öne sürdü. (a.a.) Peresle Mübarek bııluştu tSKENDERİYE, (AP) Israil Başbakanı Şimon Peres ve Mısır Devlet Baskanı Hiisnü Mübarek, dun tskenderiye'de iki ülke arasında beş yıldan bu yana yapılan ilk zirvede buluştular. tskenderiye'deki 19. yuzyıldan kalma Ras elTin Sarayı'nda dün akşam başlayan görüşmelerde Ortadoğu banş girişimlerini canlandırma konusu ele alınacak. Mısır ve İsrail arastndaki bu tarihi zirve, iki ülke yetkililerinin, aralarındaki Taba sorununun Uluslararası Hakemler Komisyonu tarafından çözümlenmesi konusunda anlaşmaya varmalarının hemen ardına rastb' yor. İsrail Başbakanı Şimon Peres dün öğle saatlerinde geldiği tskenderiye'de Mısır Başbakanı Ali Lütfü tarafından karşılandı. Askeri havaalanında törenle karşılanan Peres, buradan Ali Lutfü ile birlikte helikopterle Ras elTin Sarayı'na gitti. israil Başbakanı Peres'in burada İsrail delegasyonu ve Mısırb bakanlarla birlikte resmi bir yemeğe katıldığı haber veriliyor. Peres ile birlikte Mısır'a gelen İsrail delegasyonunda, Mısır İsrail ilişküerinde "ılunlı" yetkililer bulunduğu bildiriliyor. Ancak heyette, Dan Meridar gibi, Likud Bloğu lideri tzak Şamir'in yakın dostları da bulunuyor. Peres, Israil'den ayrılmadan önce havaalanında verdiği demeçte, zirvenin iki ülke arasınrası bir konferans toplanmasını baa koşullarda kabul edebileceklerini" söyledi. Peres, Kahire'de yayımlanan "El Mnsawar" dergisine verdiği demeçte, uluslararası konferansa katılmak için şu 4 koşulu öne sürdü: "1 Bölgedeki yabancı güçler, istediklerini zorla kabul ettirmeyecek, Peres, uluslararası konferans fikrini bu koşullarla kabul etmeye hazır olmaiarına rağmen, yine de sonınun ilgili taraflar arasında doğrudan temaslarla çözümlenmesi görüşünü tercih ettiklerini, buna Suriye'nin de dahil olduğunu sözlerine ekledi. Mısır ile İsrail arasındaki son zirve, 1981 ağustosunda Mısır Devlet Baskanı Enver Sedat ile 5 yıldır ilk Mısırlsrail zirvesi DUN^ADA BUGUN AIİStRMEN Palme suikastında PKK'den şüpheleniliyor lsveç'de yayunlanan The Stockhobn Daily adlı gazete, eski başbakan Olof Palme'nin oldürülmesinde PKJCnin sorumlu olduğunu yazdu Gazete, polis kaynaklanna dayanarak verdiği haberde, İsveç polisinin PKK'yi Palme suikastında baş şupheli olarak kabul ettiğini ve birçok Kürtü izlediğini beürttt PKK sözcüsü Hüseyin Yudınm ise Palme cinayeti ile ilgili olduklan suçlamasım reddettu (AP). 1981 yılındaki Enver Sedat, Menahem Begin zirvesinden bu yana iki ülke arasında yapılan bu ilk zirve, iki tarafın, Taba sorununun çözümünün Uluslararası Hakemler Kurulu'na bırakılması konusunda anlaşmaları ile aynı güne rastlıyor. Mübarek Peres 2 Konferans, coğrafı bölgelere göre komisyonlara aynlacak, 3 Taraflardan hiçbiri görüşlerini diğerlerine empoze etmeye çalışmayacak, 4 Konferansa katılan yabancı güçler, konuyla doğrudan ilgili olan taraflarla diplomatik ilişki kuracaklar." İsrail Başbakanı Menahem Begin arasında tskenderiye'de gerçekleşmişti. Zirveden iki ay sonra Enver Sedat, bir suikast sonucu öldünilmuştü. Zirvenin sonunda sağlanan Camp David anlaşmasının İsrail işgali altındaki Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilerin özerkliği çağrısı kodaki "soğuk banş" dönemine son vermesini ve Ortadoğu banş girişimlerini güçlendirmesini dilediğini söyledi. a.a.'nın AFP'ye dayanarak verdiği habere göre Peres, "Mısar Devlet Baskanıflegeçmişe değil, gelecege bakacagız" diyerek, Ortadoğu konusunda uluslara şullan ise gerçekleşmemişti. Israil'in 1982 yılında Lübnan'ı işgal etmesiyle birlikte, Mısır İsrail ilişkileri soğumuştu. Mısır Devlet Baskanı Hüsnü Mübarek, işgali protesto amacıyla Tel Aviv'deki büyukelçisini geri çekmişti. Zirvenin başladığı dün, Israil ve Mısır, Taba sorununun Uluslararası Hakemler Komisyonu tarafından çözumlenmesi konusunda anlaşmaya vardılar. Israil varlığının devam ettiği Taba bölgesi, iki ulke arasındaki başhca sorunu oluşturuyor. Kahire'de 3 gün süren yoğun görüşmeler sonunda varılan anlaşmayı iki ülke heyetlerinin yetkilileri parafe etti. Anlaşmayı, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Rkhard Murphy ile ABD'nin Kahire Büyukelçisi de parafe ettiler. Mısır Dışişleri Bakanı lsmet Abdalmecit, Uluslararası Hakemler Komisyonu'nun bir ay sonra Cenevre'de toplanacağını ve çahşma süresinin 18 ay olacağını açıkladı. Evren ve İnsan Blaise Pascal "Düşünceler"inde (Les Pensöes) "İnsan doğanın en zayıf bir sazı (kamışı) dır" der ve devam eder: "Küçücük bir su damlacığı, bir hava kabarcığı bile onu öldürmeye yeter, evren sürekli insanı ezer, ama evren ezdiğinin aynmında değitdir Oysa insan ezildiğini bilir." Koyu Katolik bir din adamı, düşünür ve aynı zamanda çağının en büyük matematikçisi olan Pascal'm salt Tannnın variığını duyurmak için kaleme aldığı düşüncelerindeki bu bölüm bize bilincin o görkemli değerini ne güzel anlatır. Yukarıdaki satıriar aynı zamanda, insanın çaresizliği ile iç içe girmiş üstünlüğünün diyalektiğini de seriyor gözler önüne, gerçek amaç bu olmasa da. Evet gerçekten evren tarafından. ezilen ve bir zerrecik ile ölüme gldecek kadar çaresiz yaratıklanzdtr, ama yine de kendi dışımızda kalan evrenden üstünüzdür bir anlamda. Çünkü bizim bilincimiz vardır. Çaresizlikle üstünlüğün birbirine böylesine iç içe girdiği bir tanımı, çok şaşırtıcı da olsa, bizim yazınımızda da buluruz. Bizde tam bilinci anlatmaya yönelik değitdir bu anlatım. Hatta Yahya Kemal'e sorarsanız o, lirizmın essiz bir tanımıdır Evet tahmin etmişsinizdir sanıyorum, Şeyh Galip'in o enfes, gerçekten essiz hemen herkesin bildiği dizesini kastediyorum. Hani şu ünlü dize: ; "Bir şulesi var ki şebi canın ', Fanusuna sığmaz asumanın" (Yeni kuşaktan okurtanmız için bugunkü dille yineleyeyim dizeyi isterseniz: "Can mumunun bir alevi var ki/ Gökkubbenin. fanusuna sığmaz") Simgetere dayanan bir tür olan divan şiirinde, açık bir bi'" linç ya da lirizm tanımı beklenemez. Ama Şeyh Galip'in sim, geleri öylesine ustaca ve eşsiz kı, Pascal'm bilinçten söz eden satırtarını okurken yine akla geliveriyor elde olmadan. Şeyh Gaiip de, bilinç ile ilgilenmiş olsaydı, hiç kuşkusuz olaya Pascal gibi metafizik bir açıdan yaklaşacaktı. Katolik Pascal insanın bilincini böylesine yücertirken (insanın kendisini bu denli yuceltmez hiç) onun insandan bağımsız olduğunu da bir ke. nara atmaz. Pascal'e göre, o değerli güç ınsana tüm evrenin tek yüce gücü ve yaratıcısı olan Tann tarafından verilmiştir, dolayısıyla da bilinç tanrısaldır. Oysa, her yazısıyla bize yeni ufuklar açan değerti ozan ve yazarımız Melih Cevdet Anday'ın bilinç olayına yaklaşımı çok daha değişik. Sayın Anday "Bir Müzikçinin Dersleri Üzerine" başlıklı geçen cuma günü yayımlanan yazısında "sanat doğaya eklenmiş insan demektir ve insan doğanın bilincidir" diyordu. Burada hemen oörüyoruz kı, bilinç insana dtşardan verilen tanrısal bir olgu değil, insanın kendi vaıiığında taşıdığı bir güç, onun bir parçasıdır. Böylelikle Sayın Anday bir anlamda, Pascal'm bilinç üstündeki düşüncesini ünlü bir deyişle "Ters çevi • rip ayakları üstüne oturtuyor." Evet burda artık insana dışardan verilen bir güç değil söz konusu olan, tam tersine insan varlığıyla, içinde bulunduğu âleme, doğaya, bilinci katıyor, ondaki eksikliği tamamlıyor. • "Peki" diyebiliriz şimdi, "her iki yanı hem metafizik hem diyalektik görüşü kapsayacak bir tanımı yok mu bilincin?" Bilincin bu anlamda çok özlü bir tanımını şöyle yapabiliriz: "İnsanın ' çevresini ve kendisini anlamasını sağlayacak anlıksal süreç ' lerin toplamı." (Orhan Hançerlioğlu Felsefe Sözlüğü, bilinç maddesi). Evet gerçekten, tüm görkemine tüm sonsuzluğuna, hatta insanoglunu sinek gibi ezebilecek sonsuz gücüne karşın kof ve bilinçsiz olan evrene yepyeni bir boyut katan, onu anlamlı ve '; içerikli kılan insanın bilincidir. "' İnsan ve de bilinci olmasa evrenin ne olduğunu, gelişimini, * gücünü, yasalannı kim arayıp öğrenebilecek, kim bilebilecek ' ti ki? Bırakın bilmeyi bir yana, insan ve bilinci olmasaydı evre '. nin varlığının ayrımına kim varacaktı ki? Olaya böyle bakınca, o küçük çaresiz, bir su zerreciği, bir ° hava kabarcığıyla yok olabılecek kadar zayıf nahif insanın o ' korkunç gücü ve üstünlüğü olan bilincin eşsiz değeri çıkıyor \ ortaya. Evren tarafından sürekli ezildiğimiz zaman bile şu gerçeği hiç unutmamalıyız: Ezilen bir insanın bilinci, evrenin tüm bas 'kısından, hatta kendisinden bile çok daha anlamlı ve değerti " dir 'Türkiye harcanıyor' Yunanistan eski Başbakanı Kanellopulos öldii Yunanistan eski Başbakanlanndan Panayotis Kanellopulos'un dün ölduğu bildirildi. Hükumet tarafından yapılan açıklamada, 83 yaşındaki Kanellopulos'un geçirdiği kalp krizi sonucu öldüğü belirtildi. Kanellopulos, 60 yühk potitika kariyerinin yanı sıra, tarih vepolitika konulannda lSHn üzerinde kitap yazarak akademik çaüşmalarda da bulunmuştu. Kanellopulos'un hükütneti, 196Tde albaylar tarafından düzenlenen darbede devrilmistl Kanellopulos, 1974He Devlet Baskanı olması konusunda kendisine yapılan teklifl geri çevirmiştt Kanellopulos, demokrasiye içtenlikle inanmış, ılımlı sağcı bir liderdL (a.a.) WASHINGTON, (a.a.) Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomik ağırlıkh etkili yayın organlanndan, "Wall Street Jouraal", Kongre'nin bütcede kısıntı bahanesiyle Batıyla güçlü bağları bulunan Türkiye'ye verilecek yardımı yarı yanya azaltmasım sert dille kınadı. VVall Street Jouraal, "Gramm • Rudman Papandreu" başlığını taşıyan yazısında Kongre üyelerinin bUtçenin dış yardımlarla ilgili eğilimlerini eleştirirken şu görüşlere yer verdi: "Başkan Reagan 1987 biitçesinden dış yardım için 15 nülyar dolar istemiştir. Ancak Temsilciler Medisi'nin Gramm Rudman Biitçe Dengeleme Yasası'nda belirienen bedeflere ulasabilmesi için, geçen yüki tahsisatı yüzde on azaltmış ve Meclis, Tahsisier Komisyonu'nda bu miktan 13 miryar dolar oiarak beUrlemişür. Komisyon daha sonra ban ülketer için istenen yardun miktarianru artbrarak bizzat tespit etmiş, böylece tabsis ettiği toplam dış yardım miktannın 6 milyar dolannı kullanmıştır. Komisyonun bu artışından taiihli çıkan ülkeler İsrail, Mısır, Pakistan ve Kuzey trlanda'dır." Gazete kesintinin başlıca kurbanının Turkiye olduğunu belirterek daha sonra şunlan kaydetti: "Öteki mttttefikler alacaklan yardım miktarlannın yan yanya kesintiye ugratüması bekientisi içerisindedüier. Bu plana göre, U Salvador 76 milyon, Cosu Rica 44 milyon, Honduras 28 milyon ve Filipinler 54 milyon dolar kayba uğrayacaklardır. Ancak şimdiye kadar İsrail ve Mıar'ın ardından en fazla yardım sağlanan Türkiye, bu dunımdan en fazla zarar görecek ülkedir. Türkiye 1986 yılında (tamamına yakın böliimü askeri olmak iizere) 735 milyon dolar almıştı. Tabsisler Komisyonu'ndan planı sonucu 1987 yılında 400 milyon dolar yardım alabilirse, kendini şanslı saymalıdır. Bu miktar bile Başkan Reagan'ın istediğinin yansından azdır. Türkiye, NATO'daki ikinci büyüklükte askeri güce sahip bulondugundan en fazla yardım alan ülkelerden biridir. Türkiye'nin, NATO'nun savunmasının yükiinü usüenmiş oldugundan kimse kuşku duymamaktadır. Sovyetler Birliği, tran, Irak, Suriye ve Bulgaristan gibi bela çıkarabilecek beş büyuk ülkeyle sınırlan vardır. Sovyetler Birliği, Türkiye'nin kontrolunde bulundurdugu İstanbul ve Çanakkale Bogazlan gibi, Karadeniz'den sıcak sulara çıkış yollanna gözlerini dikmiş durumdadır. Istanbul'daki sinagoga W L STREET J Ü N L Türkiye'ye askeri yardımı azaltan ABD Kongresi'ni sert biçimde AL ORA eleştiriyor yapılan baskın, Türkiye'nin Baüyla güçlü baglanna kızanlar bulundugunu hatırlatmaktadır. Tamamen askeri açıdan Türkiye'ye yardım, Baünın savunma çabalannda tam karşılıgını bulan bir harcamadır." VVall Street Jouraal, Yunanistan'la Türkiye'ye yapılacak yardımlarda uygulanan yediye on formulu üzerinde de durarak şöyle devam etti: "Kıbns savaşından sonra benimsenen bu 'yediye on' formulu, Yunanistan'ın, sosyalist Andreas Papandreu yönetiminde Balkanlaştınldıgı gözönüne alındıgında tuhaf kaçmaktadır. Berkeley Üniversitesi'nin bu eski profesorii (Papandreu), Türkiye ile ortak askeri tatbikatlar yapmayı veya NATO'nun, Yunanistan'daki nükker silanlanm yenilemesini reddetmektedir. " Karaçfdeki fiyasko Newsweek dergisinin haberine göre, uçağa operasyon düzenlemeye hazırlanan komandoların merdiveni bulunmadığından, operasyon gecikti. Bir Amerikalı antiterör uzmanı, "Pakistanlı komandolar yapılmaması gereken tüm natalan yaptılar" dedi. Dış Haberler Servisi Karaçi'de PanAm uçağına karşı gerçekleştirilen kanh eylem sırasında Pakistan'ın oynadığı rol, ABD tarafından övgü ile karşılandı. Pakistanlı komandoların uçağa karşı düzenledikleri operasyon ise Reagan yönetimi tarafından "başanlı ve yerinde" olarak nitelendirildi. Ancak olayların gerisindeki gerçeklerin çok değişik olduğu anlaşılıyor. Newsweek dergisinin son sayısmda çıkan bir yazıya göre Amerikalı antiterör uzmanlan, Pakistanlı komandolar tarafından PanAm uçağına düzenlenen operasyonu "tam bir fiyasko" olarak tammlıyorlar. Bir Amerikalı uzman "Pakistanlı komandolann uçak operasyonlan kitabında sözü edilen tüm hatalan yaptıklan anlaşılıyor" dedi. Uçaktan kurtulanlann ve havaalanı yetkilileriniri anlattıklarına göre korsanların uçakta açtıklan yoğun ateş 15 saniye ile 2 Karaçi Havaalanında PanAm uçağını elegeçiren teröristlerin ateş açması sonucu 19yolcu ölmüşîü. dakikalık bir süre devam etti. Bundan sonra cephanelerinin azaldığını goren korsanlar ateşi hafiflettiler ve sadece dışardaki komandoların uçağa yaklaşmalannı engellemek için ateş açtılar. Korsanlann bu taktiği başanlı oldu. Pakistanlı komandolar korsanların ateşi yıizunden ancak 15 dakika sonra uçağa girebildiler. Pakistanlı Hava Mareşab Hurşit Enver Mirza, uçağa girmenin neden geciktiğini açıklarken "Uçağa ürmanmak için merdivenimiz yoktu. Hedefimiz, silah düellosundan kaçınmaktı. Zaten ucağın ışıklan da tahminimizden önce söndü" diyor. Antiterör uzmanlanna göre, Pakistanlı komandolar, silahlı çatışmanın kaçınılmaz olacağını anlamışlardı. Ama, buna rağmen silahlar konuşmaya başladığı zaman buna hazırliklı değildiler. Askeri uzmanlara göre, komandolar, uçağın çok uzağında beklemekle, diğer büyuk bir hata yaptılar. Aynca uçağa saldırmak için de çok uzun zaman beklediler ve uçağa yapılacak baskın konusunda ayrıntıh bir planları da yoktu. Mareşal Hurşit Mirza, sadece bir merdiven bulabilmek için birkaç dakika kaybettiklerini kabul etti. Amerikan Delta gucu yetkililerinden bir subay, "Komandolar, bir uçağı saniyeler içinde ele geçirmek üzere egitilirler. Pakistanlı komandoların PanAm uçağına girebilmeleri ise 15 dakika sürdü" diyor. PanAm olayında tartışılan diğer bir konu da, pilotların uçağı terk etmesinin doğru olup olmadığı. Bilindiği gibi, korsanlar uçağı ele geçirirken pilotlar ön taraftan kaçmayı başarmışlardı. Newsweek'e gore, tüm uzmanlar, pilotların uçaktan kaçmakla doğru bir iş yaptıklannı belirtiyorlar. Uzmanlara göre, uçak kaçırma olaylarında ilk kural, uçağın yerde kalmasını sağlamak. Pilotlar uçağı terk etmekle bunu sağladılar. Havaalanında hareketsiz kalan bir uçağa operasyon düzenlemek ve yolculan kurtarmak, havalarda uçup sürekli yer değiştiren bir uçağı kurtarmaktan cok daha kolay. TUTUKLANDI Bu arada Pakistan'ın başkenti Islamabad'da, Karaçi Havaalanı'nda geçen hafta PanAm uçağına saldınyla ilgili olarak bir kişinin tutuklandığı bildirildi. Pakistanlı komandoların PanAm operasyonu, uzmanlara göre tam bir fıyasko ABD'lilerin görüşü Arap kökenti teröre karşı misilleme Kaddaji, Sııdan iç savasında ambulucıduk önerdi Libya lideri Muammer Kaddafı, Sudan'da suregelen iç savasın sona erdirümesi için, istenirse, hükümet ile "Sudan Halk Kurtulus Hareketi" geriüalan arasında arabuluculuk yapabileceğinisöyledi. Sudan Haber Ajansı "SUNA " tarafından dün verilen haberde, Kaddafî'nin söz konusu öneriyi, Sudan Devlet Baskanı Ahmet el Mirgani ile yaptığı bir görüşme sırasında dile getirdiği bildirildi. Üçgunluk bir ziyaret için önceki gün Hartum 'a gelen Kaddafı, bu amaçla 'Sudan Halk Kurtuluş Hareketi" lideri Jofın Garang ve bu örgütü destektediği bilinen Etiyopya 'nın Devlet Baskanı ile görüsebileceğini büdirdi. (a.a.) Polonya''da siyusi tutukîular serbest bırakılacak Polonya tçişleri Bakanı Czeslaw Kiszczsak, Polonya'daki bütün siyasi tutuklulann 15 eylüle kadar serbest bırakılacağını açıkladı. Polonya haber ajansı "PAP'ın haberine göre, 17 temmuzda çıkanlan af yasası uyarmca, casusluk, sabotaj ve devlet sırlanna ihanet dışındaki suçlardan tutuklu ya da hükümlü bulunanlar, pazartesi gününe kadar sahverilecekler. tçişleri Bakanı General Kiszczsak, af yasası uyannca 225 kisinin serbest bırakılacağını büdirdi. WASHİNGTON, (a.a.) Amerikalıların, Arap kökenb terorizme karşı kuvvet kullanılmasına giderek daha çok taraftar olduklan ortaya çıktı. "VVashington Post" gazetesi ve "ABC" televizyon şirketi tarafından yaptınlan bir ankete cevap veren Amerikalıların yüzde 74'ü, kendilerine yönelik bir terör eylemine yardım eden Ortadoğu ulkelerine karşı hukumetlerinin askeri harekât yapmasını istediğini ifade ettiler. Uzmanlar, geçen yıl gerçekleştirilen benzer bir anketin sorulannı yanıtlayan Amerikablann ancak yansırun askeri eyleme taraftar olduğunu hatırlatıyorlar. Son olarak düzenlenen ankete katüanlann yüzde 43'ü, ABD'nin Libya'yı bombalamasının terörle mücadele acısından başan sayılamayacağını duşündüğünü de açıklarken, ankete katılanlann yuzde 17'si saldrrının teröre caydıncı etki yapamadığını belirtti. Bu arada ankete katılan her iki kişiden biri teröristler tarafından PanAm uçağının basılması olayına Libya lideri Kaddafi'nin de karıştıgına inandığını açıkladı. Fransa'da düzenlenen benzer bir ankette de ilginç sonuçlar alındı. 18 yaş ve ustundekilerin katıldığı ankette sorulan cevaplayanların yüzde 57'si Iran, Suriye ve Libya gibi terörist eylemlerin ardında bulunduklanndan şüphelenilen ülkelere askeri misilleme yapılmasına taraftar olduğunu belirtti. Aynı ankete katüanlann yüzde 93'ü de terörle mücadeleye katıbnaya hazır olduğunu kaydetti. DANtLOFF Tutuklanması sorun oldu. Daniloff bıuıalıııu yıımıışuyor Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcısı Petrovski, soruna bir çözüm bulunabileceğini söyledi. ' MOSKOVA, (AP) Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı tarafından dun yapılan açıklamada, VVashington ve Moskova arasında Amerikalı gazeteci Nicholas Daniloffun Sovyetler Birliği'nde tutuklanması nedeniyle başlayan gerginbğin giderilebileceği bildirildi. Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcılanndan Vladimir Petrovski, dünku açıklamasında, ABDli ve Sovyet yetkililer arasında casusluk suçundan tutuklanan Daniloffa ilişkin temaslar yapıldığını belirtti. Petrovski, ulkesini Daniloff sorununun süper guçler arasındaki ilişkileri golgelemesini engellemek için çaba gösterdiğini açıkladı. Düzenlediği basın toplantısında, Amerikab gazeteci Daniloffun casusluk yaptığma ilişkin suçlamalan yineleyen Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcısı, "Sonınun çözümlemesi için ABD'deki tüm ilgili kuruluşlarla gerekli temas1 ları kurduk. Artık ber şe> ABD ye bağlı" dedi. Petrovski, Daniloffun tutuklanmasının Birleşmiş Milletler'de gorevli Sovyet Gennadiy Zakharov'un New York'ta tutuklanışı ile ilgısi bulunmadığını belirtti. Dışişleri Bakan Yardımcısı Petrovski, dünku açıklamasında, "ABD, Moskova'nın Daniloff olayında haklı olduğunu çok iyi bilivor. Bu konuda elimizde yeterli belgeler var" dedi. Petrovski, "Ancak bu gibi olaylar devlet lerarası. özellikle ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki ilişkilerin gelişmesini engellememeli. Bunu sağlamak için elimizden geleni yapıyonız" dedi. Petrovski, Daniloffun ne şekilde serbest bırakılabileceğine ilişkin açıklamada bulunmadı. Şevardnadz&, Çinti meslektaşı ile buluşacak Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'nin bu ayın sonlannda Çin Dışişleri Bakanı Wu Sueçuian ile görüşeceği bildirildi. Sovyet yetkilileri, göruşmenin ı\'ew York'ta, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısı sırasında gerçekleşeceğini soylediler. Sovyet yetkilileri, dün düzenledikleri basın toplanasmda, iki ulke Dışişleri Bakkanlannın buluşmasmın, Sovyetler Birliği ile Çin arasında ekonomik alanda zaten iyiye giden ilişkilerin siyasi alanda da gelişmesine yardımcı olacağını belirttiler. (a.a.) YunanBulgar Dosthık Anlaşması Papandreu'nun Sofya'da imzaladığı anlaşmaya göre iki ülke, 3. bir ülke tarafından tehdit edildikleri takdirde birbirlerine danışacaklar. Yunan heyeti, Sofya'da Köstencelstanbul RORO hattmı da görüştü. STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan Başbakanı Papandrea, Romanya'nın baş ken ti Bükres'ten sonra ziyaret ettiği Bulgaristan'da Devlet Baskanı Todor Jivkov'la Sofya'da bir "dosthık vt isbiru^i" anlaşması imzaladı. Yunanistan'da yayımlanan iktidar yanbsı Ta Nea gazetesinin haberine göre, söz konusu anlaşmanın iki ülke halkmın çıkarlannı korudugu ve her iki ülke de değişik sistemlerc dahil olmalanna rağmen iyi komşuluk ve isbiru'ğuü gdiştirmeye yönelik olduğu beliniliyor. Arüasma hükümlerine göre, iki ülkeden biri üçüncü bir ulke tarafından tehdit edildiğinde, tehlikenin bertaraf edilmesi konusunda iki ülke liderlikleri birbirlenne danışacaklar. Nükleer denemelerın ve silah rekabetinın durduruiması konusu da anlaşmada yer abyor. Bu arada, Bükreş'ten Atina'ya ulasan haberiere göre, Yunanistan Başbakanı Papandreu ve berabenndeki heyet, Rumen meslektaşlarıyla, Köstencelstanbul RORO hattı konusunu da görüştüler. Yunan gazetelerinde yer alan haberiere göre. Türkiyetoin RORO hattı konusundaki girişinıleri gerçekleşirse, RORO'lann Yunanistan ve Bulgaristan topraklanndan geçmelerinin engellenmesi düşünülüyor. Çavuşesku ve Papandreu, gorüşmede aynca uluslararası duruma ve silahsızlanma sorununa da değindiler. Romanya Devlet Baskanı, Papandreu onuruna verdiği akşam vemeginde yaptığı konuşmada da, ülkesı ile Yunanistan1 ın Balkanlar konusundaki görüşlerinin birbirine çok yakın olduğunu belirtti ve "Ynnanistan da, biz de, Baikanlann aükleer ve kinyasal sUaklardaa anndınlmış, yabaacı askeri ösier btüunmavan bir bölge olmasuu istiyonu" dedi. Papandreu'ya Romanya ve Bulgaristan gezilerinde, Dışişleri Bakanı Karolos Papulias eşlik etti. İngiltere'den, terorizme karşı "ortak eylem" çagrısı "\VASHINGTON, (a.a.) İn giltere Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe, Istanbul'daki sinagoga saldın ile PanAm uçağının kaçınlması olaylannı kınayarak, Batıh muttefiklerin terorizmle mücadele çabalarını iki kat arttırmaları çağnsında bulundu. Hovve, gazetecilere yaptığı açıklamada, İstanbul ve Karaçi'deki terör eylemlerini dehşet verici olarak nitelendirerek, "Halk, hükumetlerden bu eylemlere karşı çabuk ve etkin tepki bekleme eğilimindedir. Ancak gerçek sorumlulann belirleırmesi genellikle uzun ve zahmetli arasürmalar sonunda olur" dedi. Şili'de cenaze töreninde olaylar ^Olünı komandoları" yeniden işbaşında SANTlAGO, (ı.a.) Şili Devlet Baskanı General Augasto Pinocbel'ye karşı gerçekleştirilen başarısız silahlı saldınnın ardından, muhalefet yanlısı üç kişinin başkent Santıago'nun bir banüyösünde ölü olarak bulunmasındaa Sonra halKjn "ölüm komandoları"nın hortlamasından korkmaya başladığı bildirildi. Gorgü tanıklan, bin gazeteci, dığerleri işçi ve öğrenci olan üç kişinin, kimUgi bilinmeyen silahlı kişüer tarafından evlerinden kaçınldıklannı büdirdiler. Gözlemciler, halkın, üç kişinin cesedinın bulunmasından sonra, Pinochet'nin sivil cumhurbaşkanı Saıvador AUeiHİe'yi devirdiği yıUan hatırlayarak, "ölöm koınaDdolan"nın hortlamasından korktuğuna dikkatı çekiyorlar. öte yandan, kimligi bilinmeyen kişiler tarafından Oldürülen gazeteci Carnuco Tapia'nın cenaze töreninde olaylar çıktı. Gorgü tanıklan, polisın, cenaze törenine katılmak ısteyen yüzlerce kişıyi uzerlerine basınçlı su sıkarak ve göz yaşanıcı bomba atarak dagıtmak istediğini belirttiler. Katolik Kilisesi'nin verdiği rakamlaıa göre, 197377 yıllan arasında 660 Idsi, benzer gruplar tarafından evlerinden alınmış ve daha tonra "ItayboİBittjtardı." Bu arada, Pinochet, dikta yonetiminin 13. yıUOrtaMUıU kutlamaya hazırlanırLtn, ülkedeki olajaoüstü hai uygul«MHrs°. •*•ftçay uzattı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear