Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/10 4 AĞUSTOS 1986 Mehmet Emin manzumeleri ve Kurtuluş Savaşı marşlarıyla büyüyen Boran, gençlik yıllarını anlatıyor: 'Muasır medeniyete erişebîbnek içîn beniııı de bir şeyler yapmam gerektT Bir Uzun Yürüyüş Uğur Mumcu sordu, Behice Boran anlattı 2 POLIT1KA VE OTESI MEHMED KEMAL Silaha Sarılmak Şimdi kaç yıl oldu bılemeyeceğim, Irak'ın çok güçlü politikacılanndan Nuri Essait, "Kas/m'ım Bağdar komutanı oldukça rahat uyurum, hiçbir şeyden korkmam!" gıbilerden bır söz söylemişti. Kasım dedıği, devlet büyüklerini korumak üzere Bağdat dolaylarına yerleştirılen muhafız alayının komutanıydı. Bir gün öğrendik ki, komutan, koruyacaklannı bir gecede toparlamış, iktıdarın sahibı oluvermiş. Muhafız komutanına çok güvenen Nuri Essait ise, kadın kılığma bürünerek kaçarken Bağdat caddelerinde halk tarafından lınç edilmişti. Bir süre sonra ihtilali yapan Kasım da devrildi, ama ülke o günden bu yana hep askerlerin elındedir. Silahlı kuvvetlerle bir darbe yaptın, başardın mı hakltsın, yenildın mi hapı yuttun. Bizde hapı yutanların başında Albay Talat gelır. Harp Okulu Komutanı ıken, ögrencilerin gücüne dayanarak iki kez darbe girişiminde bulundu. Birincisinde Ismet Paşa ile gırdiği pazarlık sonucu bağışlandı. İkincisinde ise kelleyi kurtaramadı, "kuzgun leş" oldu. İsmet Paşa'nın çok yakmmda bulunanlardan işitmişımdir. Fethi Gürcan, Çankaya'yı kuşatır. Cumhurbaşkanı da başbakan da partı lıderlerı de hükümet de avucunun içındedir. Telefonla Albay Talat'tan sorar: "Bunlan ne yapayım, albayım?" "Bırak gitsin!.." Arabasına binip Hava Kuvvetlen'ne doğru yola çıkan İsmet Paşa, yanındaki Kâmuran Evliyaoğlu'na döner: "Albay şimdı hapı yuttu.." der. Bır anlık gaflet ve böbürtenme, kazanan, yitirmiştir. Mısır'da Albay Nasır'ın darbesi de ınce hesaplar üstüne oturmuştur. Irılı ufaklı, Ortadoğu'da tanık olduğumuz ötekı darbeler de... Salvador Allende, Şıli'de seçimle işbaşına gelmiş bır solcudur. Seçıme ve haikın oyuna saygılıdır. Ancak karşısındaki askerler saygılı mıdır? Öfkeli generaller, azıcık sürçmesinı beklıyor. Kamyoncuların grevı yeterli ıpucu olmuştur. Salvador Allende'nın yeğenı Pascal Allende, Stern dergisine bir demeç venyor Sosyalızmı bir bulan, bır yitıren amcasını şöyle anlatıyor: "... Bu kadar büyük değişiklikler karşısında zengin sınıf ile ABD emperyahzmi arasında cephe kurulacağını, hazırlıklı olmasını söyledik. Asken darbe konusunda uyardık. Ama ne yazık ki Salvador Allende hükümeti bıze inanmadı Başkanlık sarayında, elınde silahı, ölü bulunmasının Şili'deki mücadelenin silahla verılebıleceği konusunda halkımızı aydınlattığına inanıyorum." Hazreti İsa öğütlerı çoktan tarıhe karışmıştır. "Biri size tokat atarsa, öteki yanağmızı uzatın " Sılahla gelene karşı, silahla gıdileceğı demokrasilerde öğrenılmiştir. Bir tuhaf denklemdir; sılahla gelen de "demokrasi ıçın" diyor, sılahla giden de... Silahlı mücadele kimın ışıne yarıyorsa o kullanıyor, ulkenın yapısına uygun duştüğünü söylüyor. Nerede silahlı mücadele varsa, orada kazandm mı iyi, yitırdin mı kötü.. Sosyalizmin askerle gelmesi dünyada çok güç. Sermaye ile emek arasındakı dengesızlığı anlatamıyorsunuz' Biri buzdolabı, otomobil kılığında görunüyor somut, ötekıni kavrayamıyor soyut... İletim araçları olayları bütün dünyaya çabucak duyuruyor, dünya çok küçüldü. Silahlı kuvvetlerin iktidara el koyduğunu hemen öğreniveriyoruz. Geliyorlar silahla. işçilerın, emekçilerin haklannı kısıyorlar; ışçiler ve emekçilerden yana olan aydınlan deliğe tıkıyorlar; ardından da 'Kısa bir süre sonra demokrasiyı getireceğiz' diyerekten koltuğa oturuyorlar Gelenler silahlı, ezılenler sılahsız olduğu için ses çıkmıyor. Hele bir de silahlı gelenlerin ardında ABD varsa, suskunluk ve eziklik katmerlı oluyor. 12 Mart ve 12 Eylül olaylarına kanşmış askerlerin anılannı okuyoruz. Neredeyse gızli kapaklı bır şey kalmadı. Hemen hemen her şeyı oğrenmış gibiyiz. Bu bilgılerle de çok kişi suçlanabilir Kım kiminledir, kim kimden yanadır bıliyoruz. Hadı halkı bır yana bırakalım, geç algılıyor, haikın önüne düşen yurtseverler de demokratlar aa bütün bunlan anlamıyor, anlatamıyorlarsa, bundan sonrası "Ort ki ölem" demektir. TlP'in yükselme grafiği gösterdiği o 1964'Ierin, 1965'lerin Türkiyesi'nde "Aybar başkammız, Aren bocamız, Boran anamız" denirdi parti içinde. M.Ali Aybar, Sadun Aren ve Behice Boran, birbirleriyle bütünleşmiş üç addı o günlerde: Aybar başkammız, Aren hocamız, Boran anamız. Daha sonra, "MiUi Demokratik Devrim" yanlılannın yayın organlarında "AybarBoranAren oportunist kligi" diye ayru siyasal görüşün savunuculan olarak suçlanacaktı bu üç kişi. ; Ya Çetin Altan? Günlük yazıları ve kitleleri dalgalandıran konuşmalanyla o günlerin yıldızıydı Çetin Altan... Behice Boranhn doğum günü 1 mayıs Kimdi Behice Boran? Aile kökeni, eğitimi, geçirdiği deneyler nelerdi? Nasıl girmişti TtP'e? Aybar ile savaşı nasıl başlamıştı? Ve bu günlere nasıl gelinmiştî? Haagi yılda doğmuştunuz Sayın Boran? BORAN 1 Mayıs 1910. Kazan fföresinde* geldik: Babam ve annemin aileleri Çarhk Rusyası'ndan Kazan yöresinden göç etmiş. Babam Bursa'da zahire ticareti yapıyordu. O zamana göre tlerici' bir adammış, diyorum. Ablamı Bursa'da darülmuallimata kaydettirdi. Abim de sultanide okuyordu. "Ne Uginç raslanü" diyorum "Siyasal kişiliğiniz doğum (arihinizle başlamış." Güluyoruz. Evet sizi tanıvahm Sayın Boran.. Aile kökeniniz... Knçük burjuva, burjuva, köyliı, işci.. Bunlardan hangisi? 1 mayısta dogmuşsunuz. tlginç... BORAN Ama annem kesinlikle kasımda doğduğumu söylerdi, nüfus kayıtlannda bir karışıkhk herhalde. "Kiiçiik bnrjuva" bir ailedenim; kıiçük burjuvazinin aydınlar veya memur/subay kanadından değil de, Öbür kanadından. Babamın zahirecilerin toplandığı halde dükkanı vardı, Bursa ile ilçeleri arasında zahire ticareti yapar, ara sıra lzmir ve lstanbul'a kadar uzanırdı. Zengin değildik. Peki Bursalı mısınız? BORAN Bursalıyım. Aile kökeniniz de oyle mi? Bursa'nın yeriOerinden misiniz? Yoksa Bursa'ya bir başka yerden mi gelmiş aileniz? Köken olarak aileniz de Bursalı mı? BORAN Hayır, babamın da annemin de ailesi 1890'ların ilk yarısında, birbirinden farklı yıllarda, Çarhk Rusyası'ndan göç etmişler. Babamlar Bursa'ya, annemler lstanbul'a yerleşmişler. Annem Bursa'ya gelin gitmiş. Rılsya'nm neresinden? BORAN Kazan yörelerinden, Kırım'dan değil... BORAN VE MUMCU Boran, çocukluk yıllanna kadar uzanan anılannı anlatırken, Kurtuluş Savaşı sonrası ortamına da değiniyor ve "trken yaşlarda politize olma surecinî" o yıllann ö'zgün ortamı içinde değerlendiriyor. dan ABD'ye master yapmak için gidilebilirdi, çunkü kolejde adettı, notlan iyi olanlar, isterlerse, daha son sınıfta okurken Amerika'da burs veren çeşitli üniversitelere müracaat ederlerdi. Ben etmedim. tnsan önce kendi memleketindeki öfrenim olanaklannı kullanmalı, ondan sonra öğrenimini ilerletmek için dışan gitmeli derdim. ,Pr ':'^**k^^^^^^^^^M Öğretmen vekilliği de yapıyordum Sosyoloji böliimunu mü bitirdiniz tstanbul Üniversitesi'nde? BORAN Sosvoloii bölümu voktu. felsefe bölümünde bir sosyoloji dersi de verilirdı. îstanbul Üniversitesi'ni bitiremedim. Universiteye devam ederken bir yandan da kolejde "ögretmen vekili" olarak kolej kısmının hazırlık sınıfına ders verıyordum. İki yıl tamamlandıktan sonra asil öğretmen olabilmek için Eğitim Bakanhğı'nın açtığı îngilizce dili imtihanına girdim. Garip bir usul vardı, imtihana girenler devlet okullarında parasız yatılı okumamış olsalar dahi kendilerinden noter tasdiklı bir hizmet taahhütnamesi ahnıyordu. Bu taahhudün hiç uygulamaya konmadığı da biliniyordu. Sonra o yıl bakanhk bütün ortaöğrenim okullarına Îngilizce dil öğretimi koydu ve taahhütnamelere dayanarak tayınler yaptı. Ben Manisa'ya tayin oldum, evli olan ablamın orada oturması dikkate alınarak. ^ Babam çocukların öğrenimine önem verirdi Evet Bursa'da zahire ticareti yapıyor babanız. BORAN Zahire ticareti yapıyordu da, bir noktayı belirtmem Uginç olur sanırım. Kazan yöresinin âdetlerıne göre ve de herhalde babası hoca olduğu için, babam medreseye verilmiş, ama ancak bir iki yıl okuyabilmiş, göç edilmiş. Tatarlar arasında kızlara da okuma yazma, hatta biraz Arapça öğretilirmiş. Bu nedenle her ıkisi de okur28 Mayıs 1977 Boran, Taksim'de TİP mitinginde. di, uzüntu duyuldu. Bunu çok iyı hatırhyorum, çiınku o gece Rumlar epey tezahurat yapmışlardı. O zamanlar Arnavutköy'de oturanların büyuk çoğunluğu Rumdu, bizim mahallede biz Türkler üç aileydik. P o l i t i z e o l m a süred: Şimdi geriye bakınca ilk çocukluk çağından gelen etkilerle genç yaşta politize olmaya başlamışım farkına varmadan. tlkokula başlamadan ilk öğrendiğim manzume Mehmet Emin'in Anadolu köylüsünün perişanlığını ve yakınmalannı anlatan dizeleriydL Sonra, annemden Ziya Paşa'nın dizelerini dinlerdim. Ne kadar sureyle öğretmenlik yaptınu? Ve nerelerde? BORAN Yalnız bir ders yılı Manisa'da. O yılın kış ortasında Amerika'daki Michigan Üniversıtesi'nden bir burs teklifi aldım, hıç beklenmedik. Ben hiçbir yere burs müracaatında bulunmamıştım. Michigan Üniversitesi'nin burs verdiğinden bile haberim yoktu. Tam bir sürpriz oldu. Mektuptan anladım ki, kız kolejınde bir süre tarih dersi verip de sonra Amerika'ya dönen bir öğretmen, doktor Sitckner'di galiba adı, benim adımı burs komitesine vermiş. Istenen belgelerı gönderdim ve ilkbaharda burs aldığım bana bildirildi. Aynı yılın ağustos ayı sonunda Amerika'ya gittim. Kaç yıldı o zaman öğrenim Amerika'da? BORAN Amerikan yükseköğrenim sistemi Fransa'dakine benzemiyor, bızimkınden farklıdır. Lisans yoktur. Kolej, üniversitenin ilk kademesidir. Başölye diploması verir. Ondan sonra master diploması için çalışılır. Son olarak da doktora. Kolej dört yıldır, öbur ikisi için belırlı zaman sınırı yoktur, en azından o zamanlar yoktu. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji, Amerika'daki kolejlere muadıl sayılıyordu. Ne var ki, yalnız diploma bu muadeletın tanınması için yetmiyordu. Kolej idaresinden referans mektubu da isteniyordu. Be Ablam marşlar çalardt: Kurtuluş Savaşı yıüannda Rum delikanlılar evimizin olduğu köşeye Ablam piyanoda marş çalardı gelip şarkı söyler,"Zito zito Venizelas" diye bağınrlardı Orüar dışarda şarkı söylerken, babam Siz aile olarak tepki gösterdiniz mi çevreye? BORAN Doğal olarak tepki gösterdik. aramızda da ablamı piyanoya oturtur marşlar çaldınp bana sorun çıkmıyordu, ama komşuluk ilişkileri deKomşularla sıra, kımi yoktu. Ara söyletirdi Yani bir çeşit direniş tepkisi akşamlar Rum delikanlıları bizim evin köşesine gelirler köşe bayazardılar. Oturduğumuz sokakta başka okuryazar yoktu. Şimdi geriye bakıp düşündüğümde, babam o zamana göre, tabıi şimdiki anlam ve ölçude değil, "ilerici" denebilecek bir adammış, diyorum. örneğin, ruştıyeyi bitirdikten sonra ablamı Fransız rahibeler okuluna göndermeye niyetlennuş de Birinci Dunya Savaşı'nın başlaması üzerine okulun kapanmasıyla bu niyet gerçekleşmemiş. O olmaymca ablamı yeni açılan, o zamanki adıyla, darulmuallimata kaydettirmiş. Bu, o zamanın Bursa'sında hayli curetli bir adım. Abim de Bursa'da sultani, yani lise, lstanbul'da da yukseköğrenım yaptı. Yüksek Ticaret Okulu mezunuydu. Babam çocuklarının öğrenimine çok önem verirdi. Annem de akıllı ve okumaya çok meraklı bir kadındı. Onu soracaktım, yani ailede bir politik egilim var mıydı? 19l01ann, 15'lerin bavası içinde İttihatçılan mı tutardı, Hürriyeti Itiiafçılan mı örnegin? BORAN Sarih bir politik eğilimden söz edemem, ama sokağımızda bizden başka gazete alan aile yoktu; bizim eve ise her gun iki gazete girerdi. Hürriyetçi/tttihatçı ayınrrunın politik anlamını pek kavradığını sanmıyomm babamın. Ama zamanın idaresinden hoşnut değildi, ona karşıydı. Ona karşı olunca da galiba objektif olarak "ltilaf" yanlısı oluyor. Daha sonra tstanbul'a geldiğimiz zaman da Ali Kemal'in Yeni Sabah gazetesini aldığını hatırhyorum. Kurtuluş Savaşı'na karşı ailenizin tavn ne oldu? BORAN Yoo, o musbet. Gayet dikkatle takip edilirdi evde savaşın dalgalanmalan. Mesela Eskişehir düstuğü zaman çok telaş edil MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜCÜ'NDEN Üniversiıemıze ba|lı Fakülteler ve Devlet Konservatuvarında görevlendirilmek üzere Rektörlüğümuz bünyesınde münhal bulunan okutman kadroları ile Güzel Sanatlar Fakültelerinde münhal bulunan Yardımcı Doçent kadrosuna 2547 Sayılı Kanun'un ilgüı maddelenne göre eleman almacaktır. Adaylann ıstenilen belgelerle bırlikte Okuımanlık için Personel Daıresi Başkanlığı'na, Yardımcı Doçentlik için GUzel Sanatlar Fakültesi Dekanlıgı'aa 21 Ağustos 1986 persembe günü mesaı bıtimine (saat 17.30'a) kadaı şahsen veya posıa ile başvurmaları gerekmektedir. Postadaki vaki gecikme ve eksik belgelı muracaatlar dikkate alınmavacakıır. Adajlarda aranüan sartlar a) 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48 Maddesinde belirtılen şartları taşımak. b) Okutmanlık için başvurulacak dilde yükseköğrenim dıplomasına sahıp olmak. c) Yardımcı Doçentlik için başvuracaklann behnilen Anasanat Dalında eğıtım ve öğretım yapan Fakulte veya 4 yıllık Yuksekokulu bıtırmış ve aynı dalda doktora veya yeterlilik yapmış olmak Istenilen Belgcler: Adaylann sınava gırecekleri yabancı dili belinen dilekçelerine: 1) özgeçmişlerını 2) Nüfus Cüzdan Suretı 3) 8 adet yeni çekılmış fotoğraf 4) Personel Dairesı Başkanlıgı'ndan alınarak doldurulacak form. OKUTMANLAR İCtN: 5) Yükseköğrenim diploması aslı veya noterden tasdiklı sureti, 6) Varsa, bılımsel çalışma ve eserlerıni içeren belgeler, YARDIMCI DOÇENTLİK İÇİN: 7) Fakülte veya Yuksekokul diploması aslı veya noterden tasdiklı suretı, 8) Doktora veya yeterlilik belgesı aslı veya noterden tasdiklı suretı, 9) Bilimsel çalışma ve yayınlannı kapsayan dosya (4 nüsha halınde) eklemeleri gereklidir. KADROLAR: Anasıtuı D«lı Unvaaı Dtretesi Okuıman(X) Okutman (X) Okutman (X) Adedi 5 3 1 1 Dili tngilttce Franzısca Almanca şındaydı evimiz gıtarla Rumca şarkılar söylerler, ardından da "Zito Venizelos!" diye bağmrlardı, bazen bir iki cam da kırarlardı. Onlar dışarda şarkı söylerken babam da ablamı piyanoya oturtur marşlar çaldınp bana söyletirdi, ablamın damlmuallimattan öğrendiği marşları. Yani bır çeşit direniş tepkisi. Kaç kardeştiniz? Onların politik taraflan var mıydı? BORAN Üç kardeştik, iki kız bir oğlan. Abim öleli çok oldu, politik tarafı yoktu. Ablam 1930'larda Manisa'da CHP uyesi olarak partide, Yardımseverler'de, Kızılay'da çok faaldı, beledıye meclisi uyesiydi. tstanbul'da nerede okudunuz? BORAN Bursa'da ilkokul uçıi bitirmıştim. İstanbul'a gelınce önce Fransız okuluna gıttim. Cumhuriyetin hemen ilanından sonra Fransız okullarına dinsel açıdan kimi kısıtlamalar getırılip okullar kapanınca, Amerikan Koleji'nin orta kısmına girdim. 3 yılda oradan mezun olduktan sonra dört yıllık kolej kısmını titirdim. Amerikan Koleji dediniz, bu Robert Kolej mi\di? BORAN O zamanlar Bebek'tekı Robert Kolej erkek kolejiydı. Arnavutköy'undeki de Amerikan Kız Koleji idi. Ikisi birbirine muadildi. Arnavutköy mezunusunuz siz? BORAN Evet 1931'de mezun oldum. Sonra tstanbul Üniversitesi. BORAN Evet, o zamanlar adı daha Darulfunun'du. Doğru Lozan tarttşmast: Lozan'daki müzakereler kesUip Inönü geri döndüğünde, Bebek'teki Fransız okulundan eve dönerken yolda suuf arkadaşım Rum kızlanyla bu kesilişi zıt yönlerde değerlendirerek tartışırdık. 1214 yaş arası kız çocuklanydık. 20 yaşırna geldiğimde "muasır medeniyet"e yetişmek için benim de bir şeyler yapmam gerektiği sonucuna varmıştım. nim referansım çok iyiydi. Îstanbul Üniversitesi'ndekı iki yıllık öğrenimi de dikkate alarak benim master yapmadan doğrudan doktora için çalışmama musaade ettiler. Kendi memleketinde öğrenim Genç yaşta politize olmak Ögreniminiz ne kadar surdu Amerika'da? BORAN Eylul 1934'ten doktoramı tamamladığım 1938 aralık ayına kadar. İki ay sonra da, 1939 mart başında Turkiye'ye döndum. Buraya kadar sorduklannız ve benim anlattıklanm öğrenimımin biçımsel yani. Ama asıl önemli olan bu değil bence. Bu uzun yıllarda bende başlayıp gelışen sureç, daha sonraki yaşamımı etkileyen sureç daha anlamh ve önemli kanımca. Şimdi genye donüp de çocukluğuma kadar uzanan yıllara bakınca şu sonuca \anyorum. Daha ilk çocukluk çağından gelen etkilerle ben genç yaşta politize olmaya başlamışım farkına varmadan. Daha ilkokula başlamadan ilk öğrendiğim şiir veya manzume, Anadolu koylusunun perişanlığını ve yakınmalannı anlatan, Mehmet Emin'in manzumesiydi. Bazı dızeler hâlâ aklımda kalmış. "Yüruyordum ekilmişti tarlalar/Yürüyordum sararmıştı tarlalar/Bir ses duydum, bir kadın/Ne o bacı?/Ne olacak ot yiyonız/Neden bize karşı tstanbul acımasız insafsız" ve sonundaki, "Yazık sana uzanmayan ellere/Vazık seni kurtarmayan ellere..." diye biten manzume. Yetmış yılı aşan bır aradan sonra bu dizelerde kimi yanlışlar olabilir, ama dizelerin mesajı açık. Sonra annemden Ziya Paşa'dan kımı dizeler dinlerdim. "Diyarı küfr'de kâşaneler, miılkü tslamda viraneler" olduğunu anlatan dizeler. Gorüyonım siz bu dizeleri benden daha iyi biliyorsunuz. BORAN Az once ablamdan oğrendiğımi söyledığim marşlan. lstiklal Savaşı yıllarının etkilerı. Bugun gıbı hatırlıyorum, Lozan'daki müzakereler kesilip lnönu gerı döndüğünde, Bebek'teki Fransız okulundan Arnavutköyü'ndeki evlerimize dönerken yolda sınıf arkadaşım Rum kızlanyla bu kesilişi zıt yönlerde değerlendirerek tartışmamızı On ıkı ile on dört yaş arası kız çocukları bizler. Yirmi yaşıma geldiğimde, kolejden mezun olmadan once, Avrupa ulkeleri duzeyınde olmak, aradakı gerilığî kapatmak, o zamanki deyişıyle muasır medeniyete yetişmek gereğinı tabii bir şey olarak kabul etmiş ve yine farkına varmadan bu konuda benim de çalışmam gerektiği gibi bir sonuca varmıştım Bır şeyler yapmak gerekti Binmi Rekıörluk Gıızel San Fak. Seramık \e Cam Yardımcısı Doçent 3 Sınav gunleri ve diğer koşullar adaylara ayrıca büdirilecektir. Ilan olunur. (X) Kadrolann derecesi adaylann durumuna göre behrlenecektir. Basın: 25195 1 TEMMUZ1971 Tutuklu olan Behice Boran, TİP'in kapatılması ile ilgili duruşmada savunma yapmak için getirildiği Anayasa Mahkemesi'nden bir astsubay ve üç er nezaretinde ayrılırken. SURECEK 1 Muhtelif cins 61000 adet NH sigorta buşonu ve 35000 adet altlığı kapalı zarfla teklif alma usulüyle satın ahnacakuı. 2 Bu ıhaleye ait sartnameleT, 10.000. TL. karşüığında Mejrutiyet Cad. Asmalımescıt Sok. No: 63 Tepebaşı/İSTANBUL adresindekı müessesemızın Makine tkmal ve Saunalma Grup Müdürlüğü'nden satın alınabiliı. 3 Bu ıhaleye aıt geçici teminat miktan 5.700.000. TL. 4 Teklif mektuplan en geç 12.8.1986 günü saat 10.00*3 kadar Müessesemız Muhaberat scrvisine dden vcrüecek ve aynı gün saat 10.30'da alenen açılacaktır. 5 Müessesemiz, 2886 sayılı yasaya tabi değüdir. Basın: 24845 TEK SINIRLI SORUMLU BOGAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN NH SİGORTA VE ALTLIKLARI SATIN ALINACAKTIR