Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 AĞUSTOS 1986 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 YALÇIN DOĞAN CÜNEYT ARCAYÜREK THE WALL STREET JOURNAL yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) lacak olan TBMM'yi, bir oldubıttiye gelirip üç gün sonra yeniden lalile sokmayı düşundüğünü göstenyor. Pazartesi günıi Meclis "formel" bir toplantı yapacak, iktidarla muhalefet arasmdaki belirgin zihniyet ayırımı asıl salı gününden başlayarak gundeme gelecek. Özal, Meclis gundemini kendi anlayışı doğrultusunda oluşturabilmek için çevresine gereken buyrukları vermiştir. Muhalefetin sınırlanmız dışındaki silahlı müdahaleye hukuksal açıdan yaklaşımını önlemek, hatta muhalefete karşı öncelik atabilmek için hazırladığı genel görüşme önergesini salı gunü Mecliste okulacak. Ama?. İşte bu noktada iktidann TBMM'ye bakış açısı, sorunlan oldubittıye getirip kendı siyasal çıkarları yolunda kullanmaya dunuk anlayışı ortaya çıkıyor. özal, silahlı müdahaleyle ilgili karamameyi çarşamba günıi Meclisin onayına sunmayı, ANAP oylarıyla diledıği sonucu almayı planlıyor. Fakat bu konuda bir gün, sonra, perşembe gunü genel göruşmemn yapılmasma yanlı gorünüyor. Irak'taki silahlı operasyonu içeren kararname kabul edildikten sonra, aynı konuyu bir gün sonra irdelemenin ne anlamt olacak ki?.. tş bitmiş, aşpişmiş, atı alan Üsküdar'ı çoktan geçtikten sonra Irak'a müdahaleyle ilgili genel görüşme açmamn pratikte hıçbir sonuç getirmeyecegi ortada. Özal iktidannm her zamanki tutumu bu. Sorunu karara bağlamak ardmdan da "müzakeresi yapıimıs olmak için görüşme açmak "... Cene bu yöntemi uyguluyor. Eğer, Irak 'ta yapılan operasyonla ilgili genel görüşmeyi özal, kararname müzakeresinden önceye almayı kabul ederse, SHP, konunun gazetelere yansıyan yönleri dışında kalan bilgileri, yorumlan bir gızli oturumda muzakere etmeyı onerebilir. SHP'liler özal'ın bu istemi kabul edeceğınden de kuskulular. Çunku Özal, kararnamenin onaylanmasından sonraki gün, Açılacak görüşmede vatan, millet, Sakarya edebiyatıyla seçmen önünde puan alma peşinde. Vatanseverlik gösterileri arasında perşembe gunü Meclisi on beş günlük tatile sokacak. Seçimde de "istikrarü bir hukümetin herkesten aştn öJçüde vatansever girisimler" yapabiteceğinı bu olayı bir kanıt gibı göstererek işleyecek. Irak konusu oldubiıtiye getirildıkten sonra özal'ın başka sorunlann görüşuimesinde olanak tanımayacağına kesin gözle bakılabilir. Oysa, SHP, en azından Cüneyt Canver'in Şahinkaya önergesinin ele alınmasını istiyor. Daha çok yolsuzluk sorunlarıyla ilgili muzakere açılmasmda diretiyor. Örneğin, hayali ihracatın Meclis araştırmasıyla enine boyuna lartısılmasını sağlayacak önergenın ele alınmasma yanlı. Ne varki, özal hayali ihracat konusunun Meclise gelmesinisu aralarpek istemez, Hayali ihracat kutusunun kapağı açümca, Manisa adayımtz Pakdemirli ile tzmır adayımız Atila Yurtçu üzerinde söylenegelen marifetler ortaya dökülebitir. Oğlu gibi sevdiği Atilla Yurtçu ile dehasma önem verdiği Pakdemırli'nin seçımi yitirmesine neden olabılevek kımı gerçeklenn seçmene ulaşmasına elbette yanlı olmaz Sayın Özal. SHP, sadece hayali ihracat konusunda değil, belirgin kimi yolsuzluk konulannın da hemen TBMM'ye gelmesinde "sayıstz yararlar" göruyor. Görünen köy kılavuz istemez, Özal iktidan bu isteklerin hiçbırine yanaşmayacak. Meclisi 9 eylulden başlayarak 15 gün tatile sokacak, seçimden beş gün önce, olastdır ki 24 eylülde TBMM'yi açıp kapaıtıracak. Bu arada, seçımlerde kullanmayı ıslediği kozu, "vatanseverliğin, işbitıriciliğin bugüne dek gorülmeyen Iktidar" olduğunu propaganda edebilecek. Irak operasyonuyla, yasama görevinin işlemesini geri tarihlere atacak. TBMM, seçim oncesi bu karmaşık olaylar, iktidarla muhalefet arasında bu anlayış ayrımlarıyla toplanıyor. NÛRNBERG'den Iran'ın Rürtlerle başı dertte Amerikan gazetesi, Batı Iran'da 200 bin kişilik İran ordusunun büyük bölümünün Kürt gerillalara karşı savaştığım bildirdi ve konunun Batı basımna yeterince yansımadığını savundu. Wall Street'in yorurnuna göre, ÎranIrak savaşı sona erse bile Kiirt gerillalar bölgeyi istikrarsızhk içinde tutacak güçte ve Türkiye'nin operasyonu Irak'ın güçsüzlüğünü, Türkiye'nin gücünü ortaya koydu. Dış Haberler Servisi ABD'nin en ciddi ve iş çevrelerinin görüşlerini yansıtmakla tanınan gazetelerinden The Wfdl Street Joumal, Kürtlerin Iranda rejimi çok güç duruma soktuklarını ileri sürdü. Gazete haberinde "Diinya basınında pek fazla yansımamasına rağmen, Abdurrahman Kassemlu liderliğindeki İran Kurdistan Demokratik Partisi, Tahran rejimine karşı sert bir silahlı miicadele veriyor ve İran bu bölgede 200 bin kişilik büyük bir ordu bulunduruyor" dedi. The Wall Street Joumal gazetesi için bir yazı yazan Amerikan ABC televizyonunun Atina temsilcisi Robert Kaplan, Kürtlerin İran ve Irak'taki rejimlerin istikrarını bozmak için dış güçlerden daha fazla çaba harcadığını savundu. Kaplan'a göre Türkiye'nin Irak'a düzenlediği operasyon Irak'ın zayıflığmı ve Türkiye'nin de gücünü ortaya koydu. Kaplan, Batı tran'daki Şardest kentinden yazdığı yorum yazısında İran ile Irak arasmdaki sayaş sona erse bile Kürt gerillalann lran ve Irak rejimlerini sürekli istikrarsızlık içinde tutacak tek güç olduklarını da ileri sürdü. Robert Kaplan yazdığı yazıda "Kttrtler İran ve Irak'taki rejimlerin istikrannı bozmak için dış güçlerden çok daha fazja çaba harcıyorlar. tran'da Halkın MncahiÜeri Örgütü'nün Humeyni rejimine karşı direnmesi, diinyada dikkatleri daha fazla iizerine çekti. Ama halen Tahran yonetimine karşı en giiçlü mücadeleyi veren orgüt Abdurrahman Kassemlu'nun liderligindeki tran Kurdistan Demokratik Partisi'dir" diyor. The Wall Street Journal'da çıkan yazının geniş bir özetini okurlarımıza sunuyoruz. "Kürtler, İran ve Irak'ta savaş bölgesindeki boş toprakları denetim altında tutmalannın yanı sıra, her iki iilkenin loprekJannda da içerikre kadar uzanan yöreierde etkindirier. Sadece Kalaşnikof ve roketle atılan el bombalan ile donatılmış olan gerillalar, iki kanlı rejimin istikrannı bozmak için dış güçlerden daha fazla çaba harcamaktadırlar. Savaş yann sona erse, Kttrtler iki rejimi de sürekli kanşıklık içinde tutabilecek tek güç olacaktır. tren'ın içlerinde 170 kilometre kadar derinliğe nüfu7 eden Peşmergeler ülkenin batısında Şandest ve bir dizi başka kenti kuşatmış durumdalar. Humeyni rejimine karşı direnmede Halkın Mücahitleri Örgütü adını çok duyurmuştur. Ama halen Tahran yönetiminin karşı en güçlü mücadeleyi veren örgiit Abdurrahman Kassemlu'nun liderligindeki İran Kurdistan Demokratik Partisi'dir. Kassemlu'nun 10 bin Peşmergesi. 1979'dan beri bu sayıdan birkaç kat fazla devrim muhafızı ve asker oldurdüler. Irak ise daha da büyük tehdit altında. Mesut Berzani'nin Kürt Demokratik Partisi ile Celal Talabani'nin Kurdistan Yurtseverler Birligi, Irak ordusunun Kuzey Irak'ta rahat hareket etmesini olanaksız kılmıştır. TÜRKİYE Saddam rejimi bazen gerillalar tarafından o kadar sıkısünlıyor ki, Kuzey Irak'ın bazı bölgelerini denetlemek için Türk ordusuna dayanmak zorunda kalıyor. Türklerin Kuzey Irak'ta düzenledikleri son hava operasyonu, aynı zamanda Türkiye^ nin gücünün ve Irak'ın zayıfhğının göstergesidir. tran'da Şii devriminden sonra özellikle Kurdistan ve Belucistan bölge>eri ayaklanmalaria kaynamaktadır. Iran'ın 44 milyonluk nüfusunun yansı etnik azınlıklardan oluşur. Bu gnıplardan birçoğu, Kürtler gibi ne fazla dindar, ne de Şüdirier. Onlar için Şii köktencüiği sadece Pers empery^'izminin bir kamçısıdır. Iran'da yükselen enflasyon, rejim aleyhtariığını arttirmıştır. Şardest ve Mahabad kentlerinde mazot fıyatlannın yılda 7 kez, ekmek fiyatının 10 kez ve kurşun kalem fiyatının 18 kez yükseldigi bildiriliyor. Şardest'te İran Kürdüstan Demokratik Partisi'nin Siyasal Komite Başkanı Salam Azizi şöyle diyor tran'da insanın fiyatından başka her şeyin fıyatı yükseldi. Şardest gibi kentlerde gündüzleri Tahran'ın askerleri, geceleri ise Peşmergeler egemen. Batı tran'daki 200 bin tran askerinin büyük bölümü, Kürt gerillalara karşı savaşıyorlar. Irak'ta ise çeşitli hükumetler yoğun bir baskı politikası uyguladılar. Kürt köyleri yerle bir edildi. Kuyulan betonla kapatıldı ve erkekler ailelerinden alınarak götürüldü. Bunlan tekrar gören olmadı!' Umurbey gösterîsi (Baştarafı I. Sayfada) reni DYP'lüer tarafından politik gösteri alanı haline getirilince bazı tartışmalar ve huzursuzluklar oldu. DVP'lilerin Bayar'ı demır parmaklıklar arasında gösteren ve üzerine "sinei mileltesin" yazılı yaka resimleri dağıtmaları, sabah Gemlik Belediye Başkanı Hakkı Çakır'ın tepkisine yol açtı. Çakır, "Ayıp yapıyoriar, cenazeyi siyaa havaya dönüştürmek istiyoriar" diyerek, bu yaka resimlerinin dağıtılmasını önlemek isteyince tartışma çıktı. Ancak tartışmanın büyümemesi için daha sonra bu resimlerın dağıtılmasına kimse kanşmaz oldu. DYP Genel Ba$kanı Hüsamettin Cindoruk, sabah erkenden geldiği Umurbcy'de caminin karsısındaki meydanda kahveye yerleşti. Yamnda eski bakanlardan Seyfî Öziurk \e DYP Genel Başkan Yarduncısı Mehmet Dülger olduğu halde, vatandaşların başsağlığı diiekjerini kabul etmeye başladı. DYP'nin seçim otobüsu Suvari ve saha kalkmıs kır at bayrakh DYP otobüsleri de Umurbey'e DYP'lileri taşıdı. Bu arada Aydın Menderes'i öpen heyecanlı bir yurttaş, "Asıruk çınann altında babası Menderes'i mısıl mışıl uyutacağız" diye bağırarak nutuk atmaya başlayınca, izleyen kalabalıktan alkışlar yükseldi. Alkışa tepki gösterenlerce "Cenazede alkış olnuu ki" diye söylenmesi üzerine belediye hoparlöründen alkış yapılmaması anons edildi. Cenazeye katılanlar arasında yer alan kapatılan MHP'nin Genel Başkanı Alpaslan Tiirkes ve feshedilen MDP'nin eski Genel Başkanı Turgut Sunalp, Bayar'ın kaıafalka konulan cenazesinin önünde, gazetecilere poz verip fotoğraf çektirmeye başlayınca, Bayar'ın torunu Atilla Bayar tepki göstererek, "Ben şimdi buradan gidiyonjm" diye bağırmaya başladı ve yakınlan tarafından zorlukla yatıştınldı. Cenazede eski dısisleri bakanlanndan İhsan Sabri ÇaglayangU ve Hayreltin Erkmen, AP'li eski milletvekUlerinden Nabit Menleşe, Ali Naili Erdem, Sabit Osman Avcı, Münif tslamoglu, Sadettin Bilgiç ve eski DP'liler, Fanık Sükan, Cafer Tayyar Sadıklar gibi bazı eski bakanlar ile Bursa'dan gelen Milli Savunma Bakanı Zeki Yavnztürk ile Maliye Bakanı Ahmet Kıırtcebe Alptemoçin de haar bulundular. HDP Genel Başkanı Mehmet Yazar da arkadaşlan ile Umurbey'deydi. CENAZENtN GELİŞt Celal Bayar'ın naaşını Bursa'dakı Hava Ulaştırma Okul Komutanlığı'nın havaalaıuna getiren özel uçak, saat 9.20'de piste indi. Uçaktan hükumeti temsilen Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk, Bursa Milletvekili, Maliye ve Gümrük Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin'in yanı sıra Bayar'ın kızı Niliifer Gursoy ile damadı Ahmet Gursoy ve diğer yakınları indiler. Cenazeyi havaalamnda TBMM adına Başkan Vekili Halim Aras, bazı parlamenterler, Bursa'daki mülki ve askeri erkân karşıladı. Celal Bayar'ın Türk bayrağına sanlı tabutu havaalamnda askeri bir aracın arkasma yerleştirildi. Bu askeri aracı eskortlar ve yaklaşık 100 arabadan oluşan bir kortej izledi. Kortej, Nilüfer Köprüsü, Sırameşeler ve Yalova yolu uzerinden de SİNEİ MİLLETTESİN CELAL BAYAR (18831986) TARTIŞMA YARATAN YAKALIK Cenaze merasimi sırasında DYP'liler tarafmda dağmlan ve üzerinde "Sinei millettesin" yazılı Bayar'ı demir parmaklıklar arasında gösteren yaka resmi tartışma yarattı. Gemlik Belediye Başkanı ANAPlı Hakkı Çakır, "Ayıp yapıyorlar, cenazeyi siyasi havaya dönüştürmek istiyoHar" dedi Yaka kartlannm dağıtümamasım isteyince tartışma çıktı daha sonra yaka kartları cenazeye gelenlerin yakasma iüştirüdL Cenazeye kanlanlardan bazüan sadece bu yaka kartlannı takarken bazıları, üzerinde Bayar'ın bir portresi olan yaka kartlannı takmakla yetindiler. Bazılannın da her iki yaka kartuu üst üste yakalanna iğneledikleri görüidü. Umurbey'e geldi. Bayar'ın nası burada, "çok sevdiğim" dediği ve gençlik yıllarında dinlendiği çınar ağacının altındaki katafalka konuldu. Celal Bayar'ın cenaze töreninde bulunmak için sabah erken saatlerde Umurbey'e gelenler Bayar'ın naaşı önünde saygı geçişi yaptılar. Kalabalık artınca da naaşın bulunduğu bölge jandarma ve çevik kuvvet ekipleri tarafından çevrilerek halktan aynldı. Törenin yapılacağı alanda hazırlanan katafalkın önünde "Atatürk seni sevmek bir ibadettir" yazılı levha yer aldı. Katafalkın çevresine de çok sayıda çelenk yerleştirildi. Çelenkler arasında Süleyman Demirel, Aydın Menderes, ANAP, SHP, DYP, Türkiye İş Bankası ve bazı kuruluşlann bulunduğu dikkat çekti. Bu arada, DYP'lilerin dağıtmak istediği bir Bayar resmi rozetinin, ANAP'lı olduklan bildirilen ve çoğu Umurbeyli gençler tarafından engellenerek toplatılması ve bunun yerine yine Bayar'ın sade bir resminin yer aldığı yeni bir rozetin dağıtılması sırasında itişme kakışmalar olduğu göruldü. Umurbey'deki cenaze törenine siyasileTden ilk önce DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, daha sonra Menderes'in. oğlu Aydın Menderes geldi. Umurbeylilerin Aydın Menderes'in elini öpmek için yoğun çaba sarfettikleri ve Menderes lehine bağırdıklan görüidü. Umurbey'e en geç gelen eski Başbakanlar'dan Süleyman Demirel oldu. Geceyi geçirdiği Cayit Çağlar'a ait Kurşunlu Köyü'ndeki villada sabah bir basın toplantısı düzenleyen Süleyman Demirel ve beraberindeki eski bakan arkadaşlanru getiren konvoy, Umurbey'e saat 12.05'te girdiğinde meydana toplananlarda buyük bir dalgalanma görundü. Demirel'i getiren 06 SD 318 plakalı beyaz Mercedes meydana girdiğinde güvenlik görevlileri, gazeteciler, DYP'liler arasında çok büyük bir mücadele başladı. Bir grup, Süleyman Demirel'in otomobilinden güçlükle çıkmasının hemen ardından, "Kurtar bizi baba", "Yasaklar kalksın", şeklinde bağırmaya ve Demireri alkışlamaya başladı. Bunun üzerine aralannda baa ANAPTılann da bulunduğu bir gruptan "yuh" sesleri duyuldu. Demirel'in kendisini alkışlayanlara "alkışlamayın, susun arkadaslar" dediği duyuldu. Büyük kanşıklık içinde geçen cenaze namazının tamamlanmasmdan sonra Cela Bayar'ın Türk bayrağına sanlı tabutu Umurbeyli gençlerin elleri üzerinde tekbir getirilerek defnedileceğı Celal Bayar Vakfı'nın bahçesinde hazırlanmış mezara getirildi. Cenaze törenine katılan kapatılan MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, tabutun geçmesinden bir süre önce etrafını saran 50 kadar Ulkücü gencin kol kola girerek oluşturduğu güven kordonu altında mezarın başına gitti. Celal Bayar'ın tabutu tekbir sesleri arasında 14.15'te mezara konuldu. Mezann örtülmesinden sonra başucunda bir konuşma yapan tarihçi yazar Cemal Kutay, "Ataturk kurtardığı vatanda 15 yıl mezarsız kaldıktan sonra 1953 10 kasınunda Celal Bayar'ıo diyle Anıtkabir'deki yerini aimışür" dedi. Kutay, "Atatürk'ün yanına jçömülmuş gaynlan olmasaydı, Bayar, erişilmez yiiceiigine, butiin kalbi ile inandığı liderin tek kalmasını tabii bulurdu. Nitekim Çankaya'daki hizmet süresince bu inana ile çelişkili hiçbir belirti yoktur. Ama bu istisnalık çignenince ortaya çıkan sadece gaspedilmiş bir hak degildir. Atatnrk'e saygıdır" dedi. Daha sonra hocalar Bayar'ın mezarı başında dualar okudular ve kalabalık yavaş yavaş dağıldı. Demirel de kara yolu ile Ankara'ya döndü. Demirel cacuden çıkıp cenaze namazının kılmdıgı yere gelene kadar cenaze namazı kılınmaya başlanmıştı. Namaz sırasında kalabalığın arasına girerek ön safa ilerleyen Demirel'in önünü Bayar'ın torunu Celal Bayar kesti ve "Beyefendi sizin yeriniz orası degil, lülfen arkaya geçiniz" dedi. Demirel, bunun üzerine daha fazla ilerlemeyerek namaza bulunduğu yerde katıldı. Namazdan sonra Bayar ailesinin Demirel'i ve yakınlannı tabuta yaklaştırmamak için gayret sarfettiği görüidü. Bu arada Cumburiyet muhabirinin, torun Celal Bayar'a "Sayın DemireTuı ön saflara kablmasını neden istemediniz, engdlediniz. Bunun bir nedeni var mı?" yolundaki sorusuna Celal Bayar şu karşılığı verdi: "Evet dikkalinizden kaçmamış, ben kendisini engeilemeje çalıştım, ama bunun nedenlerini konuşmanın yeri ve zamanı burası değil." Bayar'ın toprağa verilişi sırasında da Demirel'in mezara yaklaşünlmaması için gayret sarfedildigi görüidü. Demirel, bu olaylara sinirlendi ve Bayar gömuldükten sonra mezara yaklasarak bir avuç toprak alarak kabre attı. Bayar'uı mezanna 67 ilden getirilen toprak ve Imralı'dan Menderes'in mezarından getirilen toprak döküldü. BEYEFENDİYÎ BEKLEYELÎM Cenaze namazı kılınmaya başlanırken bazı eski AP'liler "Beyefendiyi bekleyelim" dediler. Ama hoca namazı başlattı (1). Demirel, cenaze namazı sırasında kalabalığın arasına ulaşabildi ve öne doğru ilerlemeye başladı. Bu arada Bayar'ın torunlan Celal ve Atila Bayar, "Beyefendi nereye? Sizin yeriniz orası değil" diye söylenerek Demirel'in yolunu kestiler (2). Bunun üzerine Demirel, namazı arka sırada sürdürdu. (Fotoğraflar: KADÎR CANJ SPD sola kaydı (Baştarafı 1. Sayfada) 1 SPD yeni bir enerjı programı getirdi. 1956 yılında Munih'te kararlaştırılan atom enerjisinin kullanımına ilişkin ilkeyi iktidara gelince kaldıracağını açıkladı. Alman muhafazakârları nükleer enerji kullanımını sonuna kadar savunurken, sosyal demokratlar ilk kez radikal bir dönüşumü sergiliyorlar. 2 Enerji politikası ile ilgili aldıklan diğer karar, sadece Almanya'yı değil, tüm NATO ulkelerini ilgilendiriyor. Enerji politikasının devamı olmak üzere SPD, NATO çerçevesinde konuşlandınlmış bulunan atom başlıkh füzelerin sökülmesinden yana bir uygulamaya gideceğini açıklıyor. Bu ilkenitı daha çok sol tarafından benimsendiği biliniyor. 3 Önerdiği ekonomik program bugüne kadar Alman sosyal demokratlannın en radikal programı. Özellikle çalışanlann sermayeye ortak edilmeleri bunun en çarpıcı örneği. 4 Almanya'da yaşayan 4.5 milyon yabancıyı ilgilendiren bir karar da, sığmma hakkımn genişletilmesine ilişkin. SPD iktidara gelince sığınma hakkını genişleteceğini ve bu yolla uluslararası dayanışmaya ağırlık tanınacağım savunuyor. Muhafazakârlar ise sığınma hakkımn bugün olduğundan daha da geriye giderek kısıtlanmasını istiyor. Sığınma hakkı sorunu şu anda Almanya'da en çok tartışılan konuların başında geliyor. Haftada bir ya da iki kez televizyonda sığınma hakkma ilişkin açıkotunımlar yapılıyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre halkın büyuk çoğunJuğu sığınma hakkımn kısıüanmasından yana. 5 Kadınerkek eşitliğinin SPD tarafından ısrarla savunulması \e kadınların her alandaki katılımını ozendirecek politika uygulayacağını açıklaması, SPD'nin "sola kayma noktaları arasında" sıralanıyor. 6 Nihayet parti yonetimine yeni seçilen beş kişinin "daha solda bulunmaları" SPD'nin sola kaymakta oluşunun sonuçları biçiminde değerlendiriliyor. Ote yandan, SPD'nin iktidara gelince nuUeer enerji kullanımına son \ereceğini ve Alman>a'daki atom başlıklı füzelerin söküleceğini açıklaması da çeşitli kesimlerde geniş tepkilere yol açtı. NÂTO Başkomutanı Rogers, "Atom başlıklı fiizeler bu durumda diğer NATO üikelerine paylaştırılır" derken, Alman Başbakanı Kohl SPD'nin bu karannı "gayri ciddi" olarak niteledi. Kohl, bu yönde kendisine yöneltilen başka sorulara "daha sonra yanıt vereceğini" belirtmekle yetindi. SPD'nin iktidara gelmesinden sonra ilk iki yıl içinde nükleer enerji santrallarının durdurulmasına ilişkin yapacağı uygulamayla ilgili bir soruya ise Alman Başbakanı Kohl şu karşılığı \erdi:"Sorumluluk ilkesi, SPD'de o> uğruna oportünizme döniiştü. Nükleer enerji kullanınunın durdurulması Alman ekonomisinin can damanru keser. Nükleer enerji yerine kullanılacak enerji kaynağının, örneğin kömüriin tum teknolojive uyarlanması için geçecek zaman süresinde Alman ekonomisi nasıl ayakta duracak? SPD, programında bu hayati soruya cevap veremi>or." Nükleer enerji alanında faaliyet gösteren işverenler de SPD'ye dün şiddetle karşı çıktılar. Işverenlerin ortak görüşü şöyle: "Böyle bir kararı inanılmaz buluyoruz. Nükleer teknoloji alanında 50 bin işçi çahşıyor. SPD bu alanda çalışan işçileri magdur bırakmayacağını söylü>or. Bunun faturasını kim üstlenecek? TUUMSlN* HBtOMUnSİNHAMKn HfTFtYUUUl 9CKİ10GUM YMHM MMSİTON KUŞAMSI cmmrniıc MMMMJBS 87.OOQ.Tl AUNYA 87OO0.TI KUŞAMSI x»ooon 119000 Jl MARMARK 99.00011 MARMMİS k on BİLGİSAYARU DAKTİLOGRAFİ BİLGİSAYARLI MUHASEBE BASIC, COBOL, FORTRAN, PASCAL gibi BİLGİSAYAR dillehyle PROGRAMCILIK SANATI; Çalışanlar için birer. ikişer; İŞSİZ GENÇLER için ikişer üçtr; en kısa süreierde, en kolay yöntemlerle öğreten Kaıtunlann izin verdiği EN UCUZ ve ŞAŞIRTICI UCRETLERLE 6F6MWİLKÖYQ 7«CE8GÜNYAmMMNStY0N 72.OOQ.Tl ÖıelOtotofcrie Gidg Pfcwt Borboro Butan TEi:B8 49 2716IK) 741618226 Ahıyol Seviırii H Ham KAMKOY TEl 33616 60 Mertıaba Yaşamak CÜZZAMDAN KORKMAY1NIZ CÜZZAM KOIAY BULAŞMAZ." CÜZZAM1A SAVAŞ 0ERNEĞİ W : 57271885726122/SO ÖWN BURHAMYt KESKIN OTU 1985 yılı sonuna kadar 41.892 İŞSİZ GENCİ İŞ SAHİBİ YAPAN; 14 Dünya rekoru kıran 23 Oünya Şampiyonunu yetiştiren Anıtkabir'de (Baştarafı 1. Sayfada) kundaklama oiasıhğı üzerindj Jurmaya başladılar. Arut kdbir Ozel Muhafız Boiu ğu Komutanı Albay Yiğit Yiğiıbaş. yangının çıkış nedeni ile ilgili sorulan yanıtlamaktan kaçındı. Kundaklama olasılığı konusunda Ankara Vali Yardımcısı Cengiz Bulut, incelemeler tamamlanmadan bir şey söyleyemeyeceğini bildirdi. Bulut, yangın raporunun henüz hazırlanmadığını belirterek, "Sıcaktan da olabilir, kasıt da olabilir. Ama rasgele bilgilerle karar >erilecek bir konu değil. Şimdiden bir şe> sövlenemez" dedi. AMPIYON ÖZEL DAKTİLO SEKRETER VE BİLGİSAYAR KURSLARI Kendi kazancıyla daha rahat yaşamak ve geleceğin en parlak mesleklerini kazanmak isteyenleri bekliyor. Merkezı : Beyazıt . M.ihai Paşa Cad 14/1 Tel Beyoglu Şubesi • tstıklal Cad . Yonca Ha" 8717 Tel Kadtkoy Şubesl : Aiı.yoi, Kuşdıi' Caddesı &3 Tet DİKKAT. Bu üç subemızden başka, ŞAMPIYON adıyla çalışan Bılgısayar Kursu şubemiz değildır 527 55 25 527 49 03 522 21 06 149 79 9 3 1498ı 06 »44 90 \\ 338 08 42 336 1150 hiçbir Daktilo, Sekreter ve (Baştarafı 1. Sayfada) manya'da ve Alman siyasal partilerinde ise, "örgütlenme özgürlüğü " vazgeçilmez bir ilke. Siyasal partilerin çeşitli birimleriyle aşağıdan yukanya doğru giden bir örgütlenme, aynı zamanda politikada başanya giden yoL Örgütlenme biçimi politikacıların adım adım nasıl ilerlediklerinin aynası. Yıllardır SPD'nin başkanlığını yürüten Willy Brandt't alalım. Berlin'de başanlı bir belediye başkanlığından parti başkanlığına ve oradan da başbakanlığa seçildi. Parti Başkan Yardımcısı Hans Vogel, Münih'teki parlak belediye başkanlığmda dikkat çekti Münih gerçekte muhafazakârlann oy deposu. Genel seçımlerde Münih'te sağ partiler hep büyük fark atarken, belediye başkanlığı seçimlerinde halk Vogel'i, yani sosyal demokratlan destekledi. Vogel, partide böyle sivrildi. Alman sosyal demokratlarınm şimdiki başbakan adayı Johannes Rau ise halen Kuzey Ren eyaleti başbakanı. Kuzey Ren eyaletinde son iki seçimdir sosyal demokratlar, sağ oyları ikiye kaılayınca, Rau için Bonndaki merkezi hukümetin başbakanlığa giden yolu açılmış oldu. İşte bu nedenle Almanya'da politika en küçük örgüt birimlerinde önem taşıyor. 1961 ve 1982 Anuyasalarıyla birlikte Türkiye1 de tarihe karışan "ocakbucak örgütleri, gençlik ve kadm kollan " A Imanya 'da politikanm en guçlü yürütüldüğü birimler. Ayrıca, "İşçi Güvenliği Örgütü, Eğitim Vakfı"gibiyan kuruluşlarla doğrudan desteklenen SPD, Alman Sendikalar Birliği ile de doğrudan işbirliği içinde. tş bununla da kalmıyor, son yıllarda kendilerine "Şahinler'" adını takan bir grup, "Politika 6 yaşında başlar, 65 yaşına dek sürer" ilkesini getiriyor ve Sosyal Demokrat Parti ile bütünleşiyor. "Toplumda politizasyon ne kadar artarsa, demokratikleşme o kadar yaygınlaşır" düşün* cesini işliyor. Türkiye'de ise "depolitizasyon", politikadan uzaklaşma ninnileri dinleniyor. Gençlik kolu, kadm kolu, işçî kolu yerel örguılerde geleceğin politikacıstnı yetiştiriyor. Parti içinden ve dışından karşılıklı etkileşim, parti içi yükselmenin aracını oluşturuyor. Partililerin büyük çoğunluğu gerçekte yerel örgütlerde ve yerel seçimlerde, eyalet seçimlerinde elde edilen başarı ile ilerleyebiliyor. Yani, "mutlaka Bonn'da üst düzeyde politika yapmak" temel amaç değil. Yerel politikada yükselmek çoğunluk için asıl cazip nokla. Demokrasinin yerleşmesindeki ana neden de işte bu cazibeden kaynaklanıyor. Bu nedenle dün ve önceki gun yapılan parti yönetimı seçimleri pek heyecanlı geçmedi. Bizde parti kongrelerinde en öneınli olay, parti yonetimine seçilmekL lir. Böyle bir seçim için dönen kulisin haddi hesabh olmaz. Dün. baktık, SPD'nin parti yönetimi için seçilecek 40 kişi için hemenhemen hiç kulis dönmedi. Yönelime gelenlerin ancak ve ancak 3'ü ya da 4'ü değişiyor her kong' rede. Onlar da ya yaşlandıklan için ya hasta olduklan için ya da artık politikayı bırakmak istedikleri için değişiyor. Tepedeki az değişkenlik, tabandaki geniş hareketi ve hızlı politik yükselme. yi engellemiyor. Öneınli değişiklik, aşağıdan yükselen ve partinin örneğin Rau gibi başbakan adaylığtna gelen kişilere hemen anmda yer açılmasında gozleniyor. Yerel örgütlerde yönetici olmak parti tepesinde politika yapmaktan daha geçerli görunüyor. Yerel birimlerde 10 kişilik seçim için örneğin, 250 aday başvururken partinin en üst yönetiminde 5 kişilik bir seçim için çok çok 15 kişi adayItğmı koyuyor. Merkez ve yerel yönetimler... İşte demokrasinin yerleşmesi ve gelişmesinde Almanya'daki ve bizdeki temel fark. Parti ınerkezinde sıkışıp kalmak yerine, en küçük parti birimlerinde istenildiği gibi politika üretmek. Her yaşta, her meslekte, binlerce insantn Almanya'nın en ıızak köşesınde politika yapma alışkanlığı ve şansı. Sonra dönüyoruz birbirimize ve yakınıyoruz, Türkiye'de: Bizde demokrasi neden kesintiye uğruyor? Bizde politikacı neden yetişmiyor? Bizde politika, neden çok az sayıda parti yeıkilısinden • bekleniyor? Bizde politika önerileri neden bu kadar kısır kalıyor? Btzde "politikademokrasi bağlantısı" neden sadece atılan 35 nuıukla sınırlı kalıyor? Bız' de demokrasi neden soyut bir kavraın olarak kalıyor? Bizde demokrasi neden yaşatn biçiminin ta kendisi olarak algılanmıyor? Bizde... Bizde... Bizde fark nerede? Uygun adım marş. Nadir Nadi Ben Atatürkçü Değilim çıktı 7'• basısı 840 lira (KOV içinde) T.CaraatBank.Tunelştı 7013