Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/8 HABERLERİN DEVAMI GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarajı I Sayfada) dın çoktan son nefesını vermışti Bu kararnameden Apaydın yararlanamadı. Avukat Apaydın ölurken bıle sanıklara son avukatlık görevını yaparak hasta sanıklar için pasaport verılmesını sağlayan kararnameyı de çıkartmış oldu Daha önce buyuk sanatçı Ruhı Su'ya da pasaportu yetışmemiştı Pasaport zamanında verılse, Kurtuluş Savaşının turkulerını seslendıren bu soylu sanatçının ömru belkı birkaç yıl daha uzardı Apaydın'ın da ölumcul hastalığı, kendısını bir "infaz hukmü" gıbı ızlemıştı Hastalık, cezaevınde hükmunu çoktan vermışti Bır tek kurtuluş yolu vardı, erken tanı ve erken bakım olsa, belkı de kurtulurdu Zamanında pasaport alıp yurt dışına çıkabılse yıne belkı hukuk savaşı ıle geçen ömru birkaç yıl olsun uzayabılırdı Bütun bunlara "tutukluluk" ya da "sanıklık statüsu" 12ın vermıyordu Orhan Apaydın ölümle pençeleşirken, ağabeyı Burhan Apaydın, Başbakan Özal'ı da arayarak kardeşi ıçın pasaport sağlanmasını ıstedı Sayın Özal, gereken ılgı ve duyarlığı göstererek hemen bır "kanun kuvvetinde karamame" hazırlatarak pasaport kanun yasasında gereken değışıkliklerı sağladı Cuma sabahı da Apaydın'ın yatmakta olduğu hastaneyı arayarak kararnamenın Resml Gazete'de yayımlandığını bıldırmek ıstedı Artık çok geçti Apaydın'ın cesedı çoktan soğumuştu. Başbakan üzuntulerını bıldırıp, başsağlığı dileyerek telefonu kapattı Geç kalınmıştı; hem de çok! Sayın özal'a Apaydın'a gösterdiğı bu ılgı ve duyarhk nedenıyle teşekkurlerımızı sunarken, kendisine Apaydın ıle IIgılı bır başka olayı da anımsatmak ısterız Orhan Apaydın, Barış Derneğı davası nedeniyle tutuklandığında Istanbul Barosu Başkanıydı Yururluktekı Avukatlık Yasası, "hakkmda tutuklama muzekkeresı çıkarılan" avukatın ışten yasaklanmasını öngöruyordu Tutuklanıp cezaevıne konulan avukatın avukatlık yapmasına olanak yoktu istanbul Barosu, Apaydın hakkmda "ışten yasaklama karan" almadı Olay burada da noktalanmadı. Ulusu hukümetince Avukatlık Yasası'nı değıştıren bir "kanun kuvvetinde karamame" yayımlandı 5 Ağustos 1983 gun ve 54 sayılı kararnameye göre "Devletin şahsiyetıne karşı curumlerden Son soruşturma karan venlen avukat" ışten yasaklanacaktı. O gunlerde konuyu köşemıze yansıttık Hakkmda mahkemelerce venlen "kesın hukum" olmayan bır avukat ışten nasıl yasaklanırdı? "Suçluluğu hukmen sablt oluncaya kadar kımse suçlu sayılamaz" dıyen anayasanın 38'ıncı maddesı ne içın konmuştu? O gunlerde bunları kımseye anlatamadık Orhan Apaydın, DİSK Genel Başkanı Abdullah Başturkun avukatıydı, avukat Apaydın tutuklandığı ıçın savunma görevıni yapamıyordu Salıverılse savunma görevını yıne yapamayacaktı Çunku çıkarılan karamame, hakkmda sıyasal nıtelıklı suçlardan dolayı soruşturma açılanların avukatlık yapmalarını engellemekteydı Orhan Apaydın'ın avukatlığını yapacak olan avukat Halıt Çelenk ve Turgut Kazan haklarında da bu tur soruşturmalar açıldığı ıçın savunma hakkı busbutün açmazlara gırıyordu Savunma mesleğı ancak "medenı cesaret" Ile sürdurulebılecek bır meslek halıne getırılmıştı Bu kararnamenin altında unıversıtelerde hukuk derslerı okutan öğretım uyelerının de imzaları bulunmaktaydı Aradan zaman geçtı ve ışbaşına özal hukumeti getırlldi ANAR kısa surede "lıberallığlni" kanıtlamada gecıkmeyerek olağanustu dönemde çıkartılan bu "kanun kuvvetinde karamame"yı parlamentoya getırdı O gunlerde yıne bu kararnameye göre çıkartılacak yasanın anayasaya aykırı olduğu yazıldı, çızıldi Ancak ANAP hukumeti kararlıydı Avukatlık Yasası ANAP oyları ıle kabul edılerek yururluğe kondu 851985 tarıhlı yasa değışıklığı ıle "hakkmda devletin şahsıyetıne karşı curumlerden Kamu davası açılan avukaf'ın ışten yasaklanması öngöruldu Aynı yasa değışıklığı ıle hakkmda baro tarafından ışten yasaklanma karan verılmeyen avukatların Adalet Bakanlığı tarafından ışten yasaklanacakları da belırtıldı O zamankı adıyla HP, bu yasanın ıptalı ıçın Anayasa Mahkemesı'ne başvurdu Mahkeme, haklarında kesın hukum bulunmayan avukatların işten yasaklanmalarını öngören maddeyı oy birlığı ıle anayasaya aykırı bularak ıptal ettı Orhan Apaydın, Barış Derneğı Davası nedeniyle ıkıncı kez tutuklandığında Adalet Bakanlığı Hukuk Işlerı Mudurü "8akan Necat Eldem adına" Istanbul Cumhurıyet Savcılığı'na gönderdığı yazıda, "A/ans ve gazete haberlerınden" Orhan Apaydın'ın tutuklandığını oğrendıklerını bıldırerek, Apaydın^ ın "ışten yasaklanmasını" ıstıyordu Baro Başkanvekılı Feyzı Hakkı Esatoğlu başkanlığında toplanan yönetım kurulu, Adalet Bakanı'nın bu buyruğunu "yasa ve kararnamelerın geçmışe etklll olamayacakları" gerekçesı ıle reddettı Baro yönetıcılerı bu yuzden ceza mahkemesine verildıler Mahkeme, yönetıcilerı suçsuz buldu Bu sırada Baro seçımlerı yapılmış, Baro yönetimı de değışmıştı Yenı yönetim Adalet Bakanlığı'nın buyruğunu yerıne getırerek, tutuklu bulunan avukat Orhan Apaydın'ın "ışten yasaklanmasını" kararlaştırdı Daha sonra Apaydın yenıden salıvenkiı Apaydın'ın tutuklandığını "Ajans VB gazete haberlerınden öğrenen" Bakanlık görevlilerı, her nedense aynı ajans ve gazetelerın duyurduğu salıverme haberını de öğrenıp, "Işten yasaklama kararı"n\n kaldırılması ıçın gereken yazıları yazmamışlardı { Özal, ANAP'a moral (Baştarafı I. Sayfada) ANAP'ı bölme ve parçalama dü şüncelerını, "ham hayal" olarak nıteleyerek, genel seçımlerde oyların büyük çapta ANAP'ta toplanacağını, DYP'nın oyları bölemeyeceğını savundu özal, ANAP'ın Türkıye'nın en büyük partısı olduğunu, Menemen'de oylarını yüzde 135 oranında arttırdığını söyledı. Özal konuşmasını şöyle sürdUrdü"Blz Türkiye'nin en buyuk partisiyiz. Biz her yerde seçime gireriz. İster ka/analım ister kaybedelim, her yerde seçime gireriz. Sarayköy'de de neçenlerde yapılan seçimleri daha once kazanmıstık. tddialı deglldlk, ama gidlp orada mucadele vermemİ7 lazım, halk, partimizin goru^lerinl ogrenmek ıster. ister seçilelim, ister seçilmeyelim, bunları halka anlatmamız lazım. Basında Menemen seçlmleriyle ilgili 'sağ oylar bölündüğü ıçın sol kazandı' şeklinde yorumlar yapılıyor. Biz Anavatan olarak hiçbir zaman sagdayız soldayız diye ifadelerde bulunmadık. Bizim seçmenlerimizin agırlıgı eski tabirle sagdan gelen scçmenlerdir. Bize rey veren seçmenlerimiz eski görunuş itibariyle böyledir. Ama bu tahlillerde yanlışlık şuradadır. Anavatan'ın buyuk seçimlerde oyunu bölecek parti, kanaatimizce yoktur. Bu seçimlerin gosterdiği istikamel de budur. Çunku genel seçimlerde yuzde on baraj yanında çevre barajlarından doiayı, Meclis'te grup kurabUmek için yuzde 16'dan aşagı oy almamak gerekir. Bu şartlar altında da bir çoklannın ifade eltiginin aksine, vatandaşın buyuk ekseriyeti onumu/deki seçimlerde ANAP'ta birleşir. Gerek Sarayköy, gerek Menemen seçimleri, bunu gayet enteresan şekilde gostermektedir. Çünkiı vatandaşlar attığı oyun degeri olmasını, ne netice verdigini gormek ister. Seçim sistemi icabı bu bakımdan Anavatan büyuk çapta oy toplayacaktır. Yani bölünme veya parçalanma umidinde olanlar varsa, onlar birer ham hayaldir. Reylerin dagılmaihümali mevcut değildir". özal, 1988 seçımlerınden sonra Türkiye'de ıkı ya da ıkıbuçuk partı kalacağını ıfade ederek açıklamasını şöyle sürdürdü"Buçuk partiden kastım, bir parti grup kuramazsa, buçuk olur. Ben bunu 1983 seçimlerinden önce de soylemiştim. Aşagıyukarı soylediklerim dogru çıktı. 1988 seçimlerinden sonra da bu nelıce elde edilecek. Genel seçimde biz geliriz, soldakı partilerden hangisi olacagını kestiremem ama, su anda SHP görülüyor. Soldaki ikincı parti DSP'nin gelişme şeklini bilemem. Hızlı mı gellsecek? Olduğu yerde mi ka ANKAROTan TM^IM DO6AH (Baştarafı I. Sayfada) lacak? Onu tahmin etmek şu ançalışıyor. Bu en fazla on yıl suda mumkun degil. Soldaki par recek bir geçiş dönemi ve bence tilerden bıri buçuk olur veya bas daha fazla genışleme konusuna kası" dikkatkri yoneltmeden once, bu özal grupta, TBMM'de bulu ikt ulkeyi bünyemize almak genan küçüklen muzır neşnyattan reklr. llke olarak Turkiye'nin başvuru hakkı olduğunu kabul koruma, memurlann durumunu düzeltmek ıçın yetkı, Sıyası Par ediyoruz, bu konuyu zamana bıtıler ve İnfaz Yasa tasarılannın rakalım." Türkıye'nın AET'ye başvuruçıkarılmasını da ıstedı su konusundakı zamanlamayla özal, bır yabancı gazetede ılgılı olarak, bıze göre, bugune 1988 seçımlerınden sonra Siiley dek yapılan açıklamaların en man Demirel'ın Cumhurbaşka önemlrtim Bayan Thalcher'ın nı olacağının behrtıldığı hatırla yukanya aktardığımız ve dıin getılınca şöyle konuştu. ce TV'den yayımlanan sözlerı "Herkes kendine göre bir sey oluşturuyor Ingılız Başbakanı uyduruyor. Bu konuda hiçbir gö açıkça, "Biz şu sıralarda İspanruş soyleyemem. Cumhurbaş ya ve Portekız 'le meşguluz, onkanlığı seçimı 1989'da yapılacak. ları benimsememız en az on yıl 1989da Türkiye'de yenı bir Mecsurer, on yıl içinde de bir başka lıs olacak. Biz 1983 Meclisiyız. ulkeyi istemiyoruz" dıyor Bu 1988 seçimleri olsun ondan son duşuncesmı son derece dıkkath ra gorellm. Çıinku Cumhurbasve dıplomatık bır dılle akıarmakanı seçimi halk oyuyla degil, ya özen gösterıyor "Genişleme parlamentoda yapılacaktır." konusuna tekrar dikkatleri (Baştarafı I. Sayfada) Gönüllü Bacılar Ordusu Komutanı Marzlyeh Hadidçi Dabbagh: "Biz kadınlar flziksel olarak birbirimizle eşitsek de, aramızda inanç bakımından farklar vardır. Biz, Allah'a inançta doruga çıkmış olanlar, Allah'ın verdigi canı, O'nun bizden iyi koruyacagına inanınz. Kuran'da 'Biz, sızın canlarınızı Cennet karşılığı ahyoruz' der. Bu vaadin karşısında, şu dunyadaki birkaç gunluk beraberligin so/u mu olur? O kutsal gün geldiginde kendi canımızı da evlatlanmızın canını da, yani Allah'ın bize emanetlerini gene Allah'a veririz" Birkaç gün önce Türkıye'ye gelen Dabbagh, Tahran Mılletvekılı olmadan önce, Iran'da bır ılın Devrım Muhafı/ları Komutanı olduğunu, daha sonra T ahran Mılletvekılı olarak tslam Şurası'na gırdığmı anlatıyor, ondan sonra da Gönüllü Bacılar Ordusu'nu kurduğunu. Gönüllü Bacılar Ordusu 1980 nısanında, Ayetullah Humeynı' nın emrıyle kurulmuş Butün Iran'da faalıyet gösteren bu Gönüllüler Ordusu'nun şu anda askerı cğıtımden geçenlerının sayısı 9 mılyon dolayında Bunun ıkı ordusunu Gönüllü Bacılar oluşturuyor ve hedef 20 mılyon gö nülluyu askerı eğıtımden geçırmek "lslam tnkılabına gbnulden inanmak ve İslam Inkılabı hukukuna uymaktan" başka bır şart aramıyorlar bu orduya gırmek ısteyen kadınlarda 15 yaşından sonrakı ve bu koşul lara uyabılen her kadın başlarının tau Dın de önemlı değıl Ermenı asıllı üyelerı bıle varmış Marzıyeh Hadıdçı Dabbagh, "lslam tnkılabından once" Lübnan Cepheiinde tsraıl'e karşı ve tran'ın Kürdıstan bölgesınde ayrılıkçı gruplara karşı çarpışmış Hem de bızzat Komutan olarak Kürdıstan bölgesınde yaralanmış da Karşımi7da, çarşaflar içinde kı kadın tüm konuşmamız boyunca ıyı bır eş, sevecen bır anne görünUmünde lnsanın böyle bır kadının "savaşan, yaralanan, savaşlardan gozunu kırpmadan sözeden bir kadın olduğuna" ınanması oldukça zor Bu sözler kendisine çevrıldığınde gulerek, "lslamda kadın butundur, her an nasıl olması gerekıyorsa oyledir, biz analık gerektiginde ıyı bir ana, eş olmak gerektiginde iyi bir eş, savaşmak gerektiginde de iyi birer savşçıyız" dıyor ve ekliyor: "9 çocuğum vardı, iki yıl once birisini kaybettlm. Çocuklanmın 8'i kız ve bu orduda çesitli Iranlı komutan bacı gorevlerde bulunuyorlar. 1973'de tran'dan ayrılıp I ubnan'da askeri egıtım gordum. O zaman bile ne dinl gorcvlerimi, ne annelik ne de eşlik gorevlerimi hiç ihmal etmedim". Gönüllü Bacılar Ordusu'nun kadınları düne kadar hafıf sılah eğıtımı görüyorlarmış Ama dün Ayetullah Humeynı, Iran Kadınlar Güniı dolayısıyla kendısını zı yaret eden kadınlara, ağır sılah eğıtımı konusunda koyduğu yasağı kaldırdığını, artık onların da ağır sılah eğıtımı göreceklerını "mujdelemiş" Bayan Dabbdgh'la konuşmamızda sözü lranlrak savaşına getırıyoruz Olanca heyecanıyla, bu savaşta karşılarında dtlşman olarak Irak'ı değıl, ABD'yı gördUklerını, Irak'ın ışını bıtırmekie savaşın bıtmeyeceğını, çünkü ABD'yle savaşın kolay kolay sona ermeyeceğını anlatıyor "Sakın ola ki, Gonullu Bacılar Ordusu'nu bu savas için kurdugumuzu duşunmeyin. Bu ordunun tek bir amacı vardır. lslamın buyuk bir guce sahip olması, inkılabımızın ulu hedeflerine ulaşması" Irak çeşıtlı ulkelerden her türlü sılah yardımı aldığı halde, "Iranlı çocukların" bır gecede anı bır saldırıyla büyuk başarılar kazanması yalnızcd "Allah'a ve tslam'a inancının bir ifadesi bir sonucudur" Irak'ın da bır Muslüman toplum olduğunu anımsatınca "hayır" dıyor, "Öyle degil. Elbette Irak halkının Muslüman olduğunu kabul ediyoruz, ama o halkı /orla cepheye surup savaştıran Iraklı komutanlar Muslüman degil, emperyalizmin uşaklarıdır" Bayan Dabbagh'a son olarak "kadının ordu içinde gorev yapmasıyla, tslam dinini nasıl bağda&tırdıgını" sormak ıstiyoruz Hemen yanıtlıyor "Bizim yaptığımızla lslamlık, kesinlikle çelişen şeyler degil. Bizim inkılabımız, hicabımız, varlıgımız, butün değerlerimiz lslam'dan kaynaklanıyor. Bizim, daha Haıreti Peygamber zamanında savaslarda gorev almış Sude, Semıye, Nasibe ve Safıye gibi onderlerimiz var. Gonullu Bacılar Ordusu onların izinde, biz hayatta oldugumuz surece gorev vapacak. Bugun bızım kadınlar gunumuz. Hazretı Peygamberimızın kızı Hazret i Fatıma'nın dogdugu gunu biz Iran'da kadınlar gunu olarak kutlarız. Buraya da bu gunu lranlı ve Turk bacılarımızla kutlamak için geldik. Kutsal bir gorev yaptıgımıza inanıyoruz. Ve yine inanıyoruz ki, kadının asıl ozgurlugu Kuran'dadır" yoneltmeden " ıjadesı kullanıyor ve yenı bır tiye ulke ıle uğra$mak ıstemedıkterını net bır ıfadeye dönUşturuyor Ingıltere 12 Eylul'den bu yana Türkıye'ye özellıkle tıyasal alanda her türlü kolaylığı gösterdı Askerı ybnetıme en çok anlayış gösteren ulkelerın başında geldı Hatta bu "anlayıştnı" Amerıka kanalıyla gelen önerıler uzerıne Başbakan Özal'ı A vrupa'ya resmen ılk davet eden Batılı ulke olarak da bır kez daha kanıtladı Almanya'dan bıle zaman zaman çatlak sesler çıkarken, tngıltere "anlayıştaki surekliliğini" hıçbır zaman etden bırakmadı Buna rağmen, /ngılız Başbakanı, Türkıye'nın AET'ye tam uyelık ıçın başvuruç« söz konusu oldu mu, "Biz şu anda tspanya ve Portekiz 7 bentmsemeye çalışıyoruz, sız hele bir on yıl bekleyin" dıyor Türkıye 'de sağ ve sol, dış polıtıka alanmda galıba ılk kez orlak bır noktada buluşuyor Türkıye'nın AET'ye üye olma sını herkes savunuyor Burada AET'ye üyelığın getırebıleceğı ekonomık yükün kaygıları ıkmcı plana düşüyor, styasal açıdan ortaklık, "Demokraslntn bir tur guvencesi" olarak değerlendırılıyor Yanı, Türkıye'nın AET'ye gırmesının bundan sonra "Artık askerı mudahaleleri önleyeceğr' ınanctnı getırıyor Böyle bır uyelık halınde Türkıye 'nın ustleneceğı ekonomık malıyetlerın faturasmı Türk halkı şu anda pek düşünmek ıttemıyor Askerı müdahaleler olmadan, demokrasının kazâya uğramadan ışlerlık kazanmasını Türk halkı, "tartışmasız en önde gelen sorun" olarak görüyor Bu sorunu kendı içinde çözmek ergınlı/iıne ulaşmak ısteyışı kadar, böyle bır çözüme dışardan da destek arıyor Ve bu destegtn ' len makul biçimde A vrupa dan kaynaklanabileceği" ınancını taşıyor Bu nedenle de, AET'ye uyelığe sadece ve sadece sıyasal açıdan bakarak üyelığın bır an önce gerçekleşmesı yönünde, ' 'ulusal bir uzlaşma'' sergılıyor Ortaklığın getıreceğı ağır ekonomık faturayı kabullenerek bunu ödemeye hazır olduğunu açıklı yor, bu nedenle de tam uyelık ıçın başvuru ısteğınden vazgeç mıyor Ama Ingılız Başbakanı bu nun, "En az on yıl olamayacağını" dün gece televızyonda açıkça ortaya koydu Şımdı, bızım Dışışlerıne dönmek gerekıyor Dışışlerı Bakanlığı 'nın bır hastalığı var Gerçekte, bu hastalık sadece Dışışlerıne özgu değıl tktıdarın temel hastalığı "Her olan blteni iyi gbstermek" hastalığı Olanlan ıyı göstermek, sankt gerçeğı değıştırıyormuş gıbı Son haftalarda Türkıye ıle AET ılışkılerınde, öyle çok da değıl, şöyle hafıf bır kımıldama gözlendı ve ardından bır yaygara koptu "Turk dış politıkasmın muthtş bir marifeti daha huzurlannızda.." türünden bır Dışışlerı vaveylâsı öte yandan, benzer bır tutumu Londra zıyaretı sırasında Başbakan özal 'ın bızzat kendı sı sergıledı Thatcher'la görüşmesmden sonra, Türk yuzetecılere, "Turkiye'nin AET'ye tam uyeliğınin ikili goruşmede ele alınmadığını" açıkladı Oysa, tngılız kavnakları ıkı Başbakanın görüşmesınde, "Turkiye'nin AET'ye tam uyeliğınin ele alındığını" doğruladılar Ikı başbakanın görüşmesınde, "Turkiye'nin AET'ye uyeliğl için nelerin konuşulmuş olabıleceğı" Thalcher'ın dun akşam TV'de yaptığı açıklamadan yeterınce anlaşıldı Ne de olsa, mum en çok yatsıya kadar yanı yor MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Konuşmalar... 5 MART 1986 (Baştarafı 1. Sayfada) alımsatım fiyatlarında bir artış olabileceğı kanı^ında degılim. Soz konusu 10 gunluk sureç ıçınde bi/im kur ayarlamamız yavaş yava^, bankalara yaklaşır. Ama bu sureç içinde bankalurın bızimle girdikleri her işlemle yuksek fiyatla alıp sattıkları dolar uzerinden zararları dogacaktır." Aynı yetkılı, bankalararası dövız pıyasasında gözlenen tıkanıklığa ılışkın şu görüşünu dıle getırdı "Ellerinde yuksek hacimli doviz birikımi bulunan bazı bankalar bile i^i spckulasyona doktüler. ^imdi bu spekulasyonun cezasını gormeleri lazım. Ayrıca belki doviz işlemleri konusunda yeni l»ir dıizenlemeye gidılmesi de gerekeblllr". Bankalara DİCLE ÜNİVERSİTESt REKTÖRLÜĞÜ'NDEN DİYARBAKIR Ümvmıtenm Rekıorluk Fakulıc ve Yuktekokullannda jgk bulumn k«drol»ra 2547 uyılı kı nuıu göre «saiıd» bclınılen bolum ve Anabılım Dallarında Otrctim b k m u l a n alınaıaklır Son basvuru lanhı 21 3 1986 t u m i gunu meuı bıtımme kadardu 1 ÖJrelım üörcvUlerı ve UzmanUrın 4 ukım halınde hazırlayacakları bılımscl dosyaltnnı dı lekvelerıne eklı olarak türnı ıçın ılgılı Fakulle Dekınlıklarına ve Yukıekukul MudUrluklcnne lcı lım etmelerı gerekmekledır 2 ögretım OOrevhlerı ve Uzmanların ıınavlan 9 4 1986 Çar$amba gunu saal 09 30'da Rek löıluk KlHUphaneMnde yapılataklıt 3 Arastırma üöcevlılıjı kadrolaıma bajvuracakların 4 yıllık Fakulle veya Yukstkokul mezu nu olmaları gıreceklerı Anabılım Dalını Yabanu dılı ve mezun olduklan okulu belırten dılekçe lerını Ozgeımıslerını folu|raflı lasdıklı nüfus cüjdan lurelını ekleyerek turesı içinde ılgılı KakUI le Dekanlıklarııu leslım elmeletı gerekmektedıı TIP ANABİLİM DALI Ogr Gftr llıraı Anabör İKagı lari» Ilbbı Bıyolojı 1 (Yuksek LIMJM) Anatotm (Doktoca) Hıııolojl I 2 hzyolojı 1 1 Dontolojı 2 Bıyokımya 1 I 2 (Tıp la Uımanlık) Adlı Tıp 1 2 4 Iç Huıalıkluı I Marı Tem IM6 ( 2 GOJUs Hast ve Tbc Çocuk SıJ ve H«sı I 2 Halk Sajlıjı I (Tıp'ıa Uzmanlık) Radyolojı 2 Nukleer Tıp 1 1 Norolojı 2 Ptıkıyalrı 1 I I Genel Ccrrahı 1 3 Paıolojı I 3 CjOJrKlpDam Ceı 3 I Plaslık ve Rek Cer 3 Kadın Hııl ve D o | I 2 1 K BB I iıOı Haılalıklan 5 An« ve Rean I 2 I CiKuk Cerıahiii Cıolojl I Onopedı ve Tıav 1 SA6LIK BİLİMLER tNSTlTUSÜ Bıyokımya (Yuksek LİHHS) Mıkrobıyolojı I FiTyolojı Anatomı ~ Bıyoloıı REKTÖRLUK Okutman Mutık 3 Not Tıp ta uzmanlık veya yuksek lısans ıçın ılan edılcn kadrolara basvuracak adaylar 2314 Myılı yasaya gOre BİR YIL mecburı hızmetlermin olmaları sartı aranmaktadır FEN EDEBİYAI FAKULTESİ ANABİLİM DALI ÖGR GÖR ARŞ GOR UZMAIS Genel lızık Yuksek Enerjı ve Pla^mı Atom ve Molekul Kızıgl Nukleer Fııık Katıhal 1 liıjı Anorganık kımyd Organık Kımya Analuıh Kımya Fızıkokımya Bıytjkımya tcbır ve Sayılar Teorıvı tıcomctr I onk\ıyonlar Trorısı lupoloıı Lygulamalı Maicmatık Mattmaıık lemcl ve Malemaılklo|ik 4 Aın)tıınu Cjfirevhhlı Yabanıı dıl jıııavları 8 4 198* Salı gunu saaı 09 30 da ReklOrlUk Ku tuphanesınde Bılım ıınavlaıı da 10 4 1986 Perfembe gunu uaı 14 30 da ılgılı Fakulıe Uekanlık larında yapılacaktır 5 Okutmanların YUksekOgrenım görmUf olmaları Yabancı dıllerını belırlen bu dılekçeye ek leyeceklerı azgevmi) ve foıo|raflı tudıkll nUfut cUıdan sureiını Rcktflrluge sUresı içinde ınllm etmelerı gerekmekledır 6 Okutmanların ıınavlan 9 4 1986 Salı gUnü saat 09 30 da Rekıorluk Kutuphaneunde yapıla caktır Butün kadrolara sureu İçinde yapılmayan mtlracaatlar kabul edılmeyecek ve poılada meydana gelebılecek tecıkmeler dlkkaıe âlınnuyacaktır UUYURULUR Genel Bıyoloji Moleküller Bıyo)0|l Bolanık DİŞ HEKİMLİGI FAKULTESİ Dıı Haıtalıkllrı ve Tedavııı Proıetık Dıı Tedavısı Onodontı Atu Dıı ve (,cne HulalıkUrı Tedavlsi Perıudontolojı HUKUK FAKÜLTESİ Medenı Hukuk Ti(.arel Hukuku Devleller Ozel Hukuku tslam Hukuku Devletler Umumı Hukuku Medenı Usul ve lcra Idaı Hukuku Genel Kamu Hukuku Ceza ve Ceu Usulu Hukuku Hukuk Felsefesı ve Soıyolojısı MaJıye EĞİTİM FAKULTESİ ANABİ1İM DALI Egılım Yon Tef Plan ve F.konomısı Egıtım Prosıamları ve O|relım Tüık Dılı tgılımı Tuık bdebıyatı Egılımı Tarıh bğılımı Cografya Eğıtımı Malemauk bgltımı Fı/ık hgılım. Kımya Egılımı Bıyolojı Fgııımı Ingılı/ Dılı F|mmı Fransıı Dılı E|ılımı Alman Dılı E|llımi Resım Egılımı Beden Egılımı Spoı bgılımı Sayın Özal'a Orhan Apaydın'ın yurt dışına gıtmesı ıçın gösterdiğı çabaya bır kez daha teşekkur ederken, Apaydın'ın elınden savunma hakkını alan yasanın altındakı ımzanın da '"Başbakan Turgut özal" adını taşıdığını, Apaydın'ın yıne özal hukümetince "ışten yasaklandığım" özellıkle anımsatmak ıstiyoruz Adalet tarıhımız, herhalde, savunma hakkını kısıtlayan yasaları ve bu yasaların altındakı imzaları hıç unutmayacaktır Bır ölunun pasaportundaki damgalarda kımbılır, belkı de hukuk devletımızın acı yazgısı da okunmaktadır istanbul dönuşu, Suleyman Bey'le konuşuyordum Isvanlara "geçmış olsun" telgrafından sonra, Apaydınlara "başsağlığı" telgrafı çekmıştı Suleyman Bey Orhan Bey bızım eskı mebusumuzdur dedı Suleyman Bey'e sordum Menemen seçımlerıne ne dıyorsunuz? Valla, yadırganacak bır tarafı yok aslında ANAP alamazdı zaten değıl mı? Alabılse alırdı (Guluşmeler!) Demirel mantığı deme de (Kahkahalari) • Olof Palme olayı ıçın de Kurşundan kaçılmaz, dıyordu, kurşun hedefini bulur Bır demokrat ulkede bır Başbakanın koruma polıssız, eşiyle bırlıkte, gece sınemaya gıdebılmesı ne guzel bır şeydır Prof. Rona Aybay, şöyle dıyordu Olof Palme nın ölumune kahroldum Ama, bır devlet adamanın koruma polıssız sınemaya gıdebilmesı, bu nedenle ortadan kalkarsa, o benı daha da kahredecek Orhan Apaydın'tn cenaze törenınden sonra, vedat Turkalfyle konuşuyorduk Konu, Orhan Apaydın'ın ölumu, Olol Palme'nın vurulup öldurulmesıydı Vedat Turkalı, isveç'te bulunduğu yıllarda ıkı olayı oradakı arkadaşlarından dinlemışti Olof Palme'nın Başbakanlığı sırasında, meclisten çıkan bır yasa, ışçılere sayrı olduklan zaman, bellı bır sure ışe gıtmeme hakkı tanıyordu Işçıler de bu süre İçinde, herhangı bir rapor ya da belge getırme durumunda değıldiler işyerı, "Hastaydım!" diyen ışçıye ınanma durumundaydı Karşı partiden mllletvekıllerı, "Olmaz öyle sey" dıyorlardı Olof Palme, eleştırılere karşı kürsuye çıktı, şöyle dedr Rıca ederlm baylar, bır ınsan "Hastayım" dıyorsa hasta değıl mıdır? Vedat Bey Ben, dedı, Isveç sosyal demokrasısını sevmış bırı degılim, ancak orada ınsana, ınsan haklarına gösterılen saygı, küçümsenecek bır şey değildir İsveç'te ınsana verilen değer konusunda, bir başka örnek de şöyle Bır bankayı soymaya gelen bır kışı, elınde tabancası, Kımıldamayın, getirın paralarıl der Herkes ellerini havaya kaldırır Bu sırada, önunde buyuk bir deftere yazılar yazan bir kız, kurnazlıkla eli tabancalı soyguncunun arkasına dolanarak, koca defterı soyguncunun başına ındirır Bu kez, bankadakı görevlıler koşarak soyguncunun elinden tabancasını alırlar, sonra polısler gelır Adam mahkemeye verılir Kımı ülkelerde olsa, soyguncunun başına defterı vuran kızın gazetelerde boy boy resımlerı çıkar,"Aa/7raman" dıye yazılar çıkar Orada öyle olmaz Kız hakkmda soruşturma açılır Kıza sorarlar Sen bunu nasıl yaparsın? Ya kafasına defterı vurduğun zaman adam beyın kanamasından ölseydı? Ne hakkın var vurmaya? Bu, polisın görevi, sana ne? Polıs bunu yakalar, yargı önune göturur, yargıç da cezasını verir Sen, onun kafasına vurma hakkını nereden alıyorsun? Ya adam ölseydi, sakat kalsaydı, ne yapacaktın o zaman? Biz ne yapacaktık? Geçenlerde Ankara'ya isveç Radyosu'ndan Arslan Mengüç geldı Türkiye'de yönetıcilerle, polıtıkacılarla konuşmaya çalışıyordu Pek bır kımse bulamamış olmalı kı, "Sizinle bırkonusma yapsam'" demez mı? Aman Aslan Bey, nasıl olur? Sonunda, o Isveç ızlenımlerını anlatırsa, ben de onunla konuşmaya razı oldum Arslan Menguç'un anlattıklarını bır "Ankara Notlan"nda aktaracağım Isveç'tekı Turkler ne yapıyor, sergıleyeceğım Istanbul'dan Ankara'ya döndum ama, Orhan Apaydın olayının etkısınden kurtulmuş değılım daha Sayrı sayrı, ellerı arkadan kelepçelı duruşmaya göturulen kışinın, birçok saynlıktan bırden ölmesı, ışkence değıl de nedır? Bır ölum cezası verılıp uygulansaydı sonucu başka mı olurdu? Buna doğal bır ölum dıyebılır mıyız? Ya ışkenceler, eziyetler sonucu sakat kalmalar? Londra Buyukelçlsl Rahml Gumrükçuoğlu, tutucu (Muhafazakâr) Partı Mılletvekılı McCrindle'a yazdığı mektupta, Barış Derneğı ile ılgılı yanlış, haksız yorumlarını sergılerken, "Işkence" konusuna da değınıyor " Uluslararası Af örgütu'nun çeşıtli raporlannda kabul edlldığı gıbı, kuruluşun, Türkiye'de Işkence ve kötu muamele konusundakı sonuçları, ulkeyi yasadışı yollardan terkeden ve Avrupa ulkelerınde yaşayan bıreylerın tanıklığına da dayanmaktadır Bu kışıler(ın) Turkiye'nin Batı Avrupa ıle Illşkılerınde yakın zamanda görulen gelışmelerden çok rahatsız olan çevrelerın çabalarına katılmaları surprız olmadığı gıbı, Uluslararası Af örgutu'nu, Turkıye'nın, Batı ıle ılışkılerını bozmak uzere görunumunu, zayıflatmak ıçın sömuruyorlar " Buyukelçı, daha sonra Barış Derneğı ıle ılgılı yorumlarına geçıyor Buyukelçı Rahmı Gumrukçuoğlu'nun yapacağı tek şey var, görevınden çekilip Ankara'ya dönmek Gumrükçuoğlu olayına Uğur Mumcu da değındı ayrıntılı biçimde Reha Isvarim Zeynep Ora/'a anlattıkları, çok kışinin tüylerıni dıken dıken etmış olmalıdır Göruşmecıye çıkan, ya da göruşmeye gelen kızlann kadınların çırılçıplak soyunmalarının ıstenmesı, ezıyet değıl de nedır? Içerdekı çok kışi, dışardan gelecek göruşmecısıne "Benl görmeye gelmeyın" dıyorsa, bunun bır nedenı olmalıdır Reha isvan anlatıyor Zeynep Oral'a " Benı Ilk soyacakları gun polıs odasında en az seklz kişl vardı polıs ve gardıyan Arama bahane Göruşe çıkarken ve dönerken arıyorlar Benı bır gunde altı kez soydular Ama göruşte önu Ikı camlı kutu gıbl bır şeyın ıçıne girıyorsun Oradan telefonla dıyelım eşınle konuşuyorsun Arkanda askerler var Göruşmecınle aranda iki kat camdan başka demır parmaklık var Bır yanında polıs de telefonu dınliyor Tum telefonlar dışarıda bır komısere bağlı Her an kesebılırler konuşmayı Yanl kısaca goruşmede karşındaklyle en ufak bır temas olanağı yok Bu göruşten sonra yıne polıs odasına alıp 'Soyun' dıyorlar Sana ılk "Soyuri dedıklennde şöyle düşundüm Amaçlan tepklml görmek. öfkelenıp dıreneceğim, onlar da zapta geçırecekler Pekı ne yaptınız? Odadakılere bakıp guldum 'Tam da strıptız yapacak hava' dedım Ama muzık uygun değıl', dedım Çunku radyoda ara~ besk çalıyordu Çok seviyorlar arabesk muzıği 'Genelllkle bu Iş haflf Batı muziği Ile daha ıyı olur' dedım 'Nereye kadar ıstersenız soyunayım Çunku bunun benlm Içın hıçbır anlamı yok' dedım Bu bana hakaret gıbı gelmıyor Gençlenn buna tepkı göstermesını anlıyorum, saygı duyuyorum Ama 60 yaşında bır kadın soyunsa ne olur soyunmasa ne olur? " (Mılliyet, 24 Şubat 1986, S. 13) AET ile yoğun günler (Bttştarafı 1. Sayfada) gızlı tutulmaya çalışılan ancak ana haıları bellı olan bu "yonlendırme" normal olarak 6 Arahk 1986'dd yururluğe gırmesı gereklı serbest dolaşımın ıkı ana etapta gerçekleşmesını öngörüyor Bırıncı aşamada Avrupa ülkelerındekı Türk ışçılerının sosyal güvencelerırun arttırılması, ailelerın bırleşmesındekı pürüzlerın ortadan kaldırılması gıbı önlemler ycr dlıyor İkmcı etap ıse, AEF devletlerınde çalışma ve oturma ıznıne sahıp olan Türklervn bu ülkelerde serbest olarak çalışma ve yerleşme hakkına sahıp olmalarını, antak bunun da kadcmelı bır şekılde ve Türkıye ıle anlaşmalar yapıkrdk gerçekleştırılmcsını önerıyor Gözlemcıler, komısyon yonlendirmesının başta Federal Almanya olmak lUere dığer bazı ulkeler ıçın "vok esnek vc müsamahakâr" olduğunu vurguluyor ve bu ınetnın karar organı konseyde benımsenmevcceğını ıfade edıyorlar Dığer taraftan, çarşamba, perşembe ve pazartesı gunlerı AET organlarında Türkıye'ye ılışkın olarak yapılacak toplantılarda ele alınacak dığer konular arasında, 29 mılyon ECU tutarındakı özel yardım fonunun serbest bırakılması, dondurul muş durumdakı 600 mılyon ECU'luk 4 mah protokole ışlerlık kazandınlması, AET'nm Yunanıstan ıle genışlemesınden sonra beş yıldır ımzalanmayan "uyunı anlaşmasının" gerçekleştırılmesı konulan var Dıplomatık kaynaklar, Yunanıstan'ın uyum anlaşması konusunda "mırın kırın" etmeye devam ettığını ve bunun da 10 marttakı bakanlar toplantısında bır sorun çıkartabıleceğını ıfade edıyorlar Ancak her halukârda, Yunanıstan'ın Türkıye AET Ortaklık Konseyı'nın topUnmasına yenı bır veto getırmesı bulun gözlemcılere göre "hemen hemen imkânsız." OGROÖR ARSGÖR DZMAN OKUTMAN MUHLNDİSI İK MİMARLIK FAKULTESİ Y»p, I(XX) Bına Bılgfti Mımarlık Tarıhı Hidrolık Restorasyon Yapı Bılgısı Mekamk I I (x 1 Not ( x x ) Foto|raMık alanlarında uzmanlasmıs olanlar teruh edıleceklır ( x ) Malematık alam ıle ılgılı olanlar lerclh edllecektir SİİRT FCİTİM YUKSEKOKULU Cografya Fızık Kımya Bıyolojı Rcsını Dıyjrbakır Lgıtım Yuksekokulu Şanlmrfa Meslek YUksekokulu Baıman Meslek Yuksekokulu I 1 Batma hasanndan dolayı, tersanemızde onarımda bulunan M/V İBRAHİM BAYBORA gemısının tersanece orjınalıne uygun olarak temın edılen, Yaşam mahallerıne aıt, üzerı PVC kaplı ıkı saç arasına ızale malzemesı sandvıç edılmış yanmaz duvar panellerı (Aker panel), sac Uzerıne ızolasyon malzemesı yerlcştırılmış tavan kaplamaları (DAMPA) ıle yanmaz bölme kapılanmn (Baggerods resım ve rnonıaj dökümanlarına uygun olarak, komple gemıye monıaj ışlen kapalı zarf, teklıf alma suretıyle yapılacaktır 2 Yaptırılacak ışlere aıt teknık ve ıdarı şartnameler, tersanemız ıhale komısyonu başkanlığından lOOOOrTL karşılıgında temın edılecektır Şartnameler ıMenırse ofısımızde bedelsız olarak ıncelenebılır 3 Yaptırılacak ışler ıçın son teklıf verme tarıhı 20 Mart 1986 günU saat 16 00'a kadardır Teklıfler, belırtılen gün ve saate kadar ko mısyonumuz teklıf kutusuna atılmış veya posta ıle göndenldığı tak ıırde komısyonumuza ulaşmış olacaktır Belırtılen gün ve saaıten sonra verılecek teklıfler veya postada olabılecek gecıkmeler kabul edılmeyecektır 4 Fırmalar, şartname gereğı olarak 4000 DWT ve daha yukarı tonajda en az 1 gemının 1974 SOLAS kurallarına uygun yanmaz du var ve tavan kaplamaları (mannıte veya aker tıpı), kapıların montaj ışlerını vapıp leslım cltıklcrını ve kesın kabuUerımn yapı'dıgını, ar maıöründen alat.akları belge ve ışe aıt fatura ıle tavsık edeceklerdır Bu >artı saglayamayan fırma teklıflerı, değerlendırmeye alınmayacaktır 5 Tersanemız 2886 sayılı arttırma ve eksılıme kanununa tabı olmadığından, ıhaleyı yapıp yapmamakta veya dıledığıne dıledığı fıatla yaptırmakta serbesıtır TÜRKİVL GLMİ SANAYİ A.Ş. İSTİNYE TtRSANLSİ MÜDÜRLUCÜ TURKİYE GEMI SANAYİİ A.Ş. İSIİNYE TEF..SANESI MUDÜRLUĞÜ'NDEN * lL 4N