23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 MART 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURtYET/5 ÎSMAÎL GÜLGEÇ Yaşlı Rollîng Stones 25'inde Yıllardır son bulduğu öne sürülen topluluk, 25. doğum yıldönumü nedeniyle çıkardığı ve "Dirty Work" adını taşıyan otuzuncu albümüyle ömrünü tüketmediğini gösteriyor. Mick Jagger ve arkadaşları kırkı çoktan geçtiler, burjuvaları da eskisi gibi ürkütmüyorlar. Ama şarkıları gibi yürekleri de hâlâ serseri, hâlâ başıboş. Kültür Servisi Dünyanın ayakta kalabilmiş en ünlu hafıf müzik topluluğu RoiUng Stones 25 yaşında. Bugun uyelerinin her biri kükreye kukreye kırkını aşmış ve epey yıpranmış da olsa, hâlâ dimdik ayakta durabiliyor. Saglıklan görünurde yerinde, ama bunu biraz da tsviçre'nin unlü kliniklerine, Karayib Adalan'na ya da Günc>r Fransa'nın ıbk iklimine, biraz da spora ve ayakta kalabilme iradesine borçlu oldukları da bir gerçek. Çok kışi, son on on beş yıldır onlardan söz ederken şöyle demekteydi: "Göreceksiaiz, fazla uzun surmez, bunca pariayış insanı çabuk tnketir, ba iş de fazla surmeyecek." Gördük gerçekteıı, parlaya parlaya 25 yıldan ben yıkjlmadan durmayı başardı Rolting Stones. Ünlü topluluğun 25. yıldönümünü bütün dünya basını, iletişim araçlan bir ağızdan kutlamakta yanşıyor. Bunlar arasında, magazin ağırhkh gazeteler olduğu gibi, çok saygın bilinenleri de var. tşte, Fransa'nın ünlü "Le Monde u, birinci sayfasından "Meleklerin Çabası" başlığı ve Michel Brandeau imzasıyla yer verdıği uzun makalesinde Rolling Stones'u şöyle tanıtıyor: hâlâ serseri. Işadamı kuşkusuz, ama yine de namuslu kişilerin can düşmanı tümü. Geçen yıl Londra'da, rock müziğine 25 yıldır verdikleri sadık ve başanlı hizmetler nedeniyle Grammy Ödulü'nu aldılar. Başkaldıranlar açıandan çok önce yitirümiş bir davaya verilen 25 yıUık hizmetler nedeniyle. Haksızlık etmeyelim, kimse Rolling Stones'dan bir Rolling Stones plağmdan başka şey bekJemiyor. Tek istenen, bu plağın bir öncekinden daha iyi, bir sonrakinden daha az kötü olması. Alışıldığı gibi Fransa'nın Boulogne Bilancourt stüdyolannda kaydedilen 'Dirty Work', Rolling Stones'dan beklenmeyen sağlıklılıkta bir albüm. 'Blues'un ve 'Rnytm'ın blnes'un hammaddesinden oluşma temel bir rock plağı bu. Öylesine basit ki çelişkili geliyor ınsana neredeyse. Iki yuzün sonundaki 'reggae' (Too Rude) ve 'slovv' (Sleep Tonigfat) dışında kalan parcalar düzenlenmesine fazla özenilmemiş şeyler: Koçbaşı gibi vuran bir davul, telaşlı ezgiler için kesik kesik tempolar ve fazlasıyla dalgalı şarkılar. Jagger, sözcükleri hiç böylesine yutmamıştı (böylesine de ağzına geleni soylememişti), Richard ve Woods ikilisinin şarkıları dışında hiçbir albümleri bunca soloyla dolup taşmamıştı... Ama göründuğu kadanyla Rolling Stones keyifli bir doğum yapmış. Tom Waits, Jimmy Paige, Bobby VV'omack, Jimmy Cliff vb. gibi çok sayıda konuğa karşın, uzun süredir böylesine butunleşmiş bir topluluk izlenimi bırakmamışlardı. Albüm, bu yılın başında ölen Stones'un altına üyesi Ian Ste»art'a adanmış: '25 vıllık boogie woogie seriiveninden ötürii teşekkürler Shı.' Doğrusu, mezar taşına yazılacak, bundan güzel bir yazı HAYVANLAR 2 KİM KİME DUM DUMA BEMÇ AK bana çıkacak bı kı/ral çcfc I zatea • 1966'DA Rolling Stones, Londra'dan yeni bir ABD turnesine çıkıyor. New York 'a ayak bastıklannda da başları, direkten bayrak indirdikleri için polisle derde girecek. bacağını kanepeye uzatıyor, kanepede oturan kişi ise gözlerini objektife dikmiş bakan Ron. 'Dirty Work' (Pis Iş) adlı ve çarpıcı renklerle kaplı albüm içeriğini haykınr gibi. Bu bilerek seçilmiş şamatacı, bayağıhk rock müziğinin, daha doğrusu Rolling Stones'un rock müziğine bastığı damganın belirtisi. Kuşkusuz beşi de yaşlanmışlar, kırkı geçmişler, kimi ellisine yaklaşmış, yüzlerindeki kırışıklar bunu kanıtlıyor, ama yine de albumün kapağında dikkati çeken bir şey bunu yalanlamakta. Pembe ve kırmızı ceketleri (Charlie'ninki dışında), Roo'un siyah çızgili yeşil çoraplan, Keitn'in benekli pabuçları, Mick'in kanarya sarısı pantolonu, eski yerlerinde olmasalar da bir yerin karşısında bulunmadıklannın kanıtı. Belki hepsi aile babası, ama beşi de "HEI?KES,. b ânın, ÖZE2.U6IMI zedeliyoftvn? PÎKNİK PtYALE MADK4 bulunamazdı." 20 kere fikir degiçtirdiler "Rolling Stones için iyisinden kötüsune, çok şey söylendi. En gözu dönük yandaşlan bile yirmi kere fikir değiştirdiler, bu tapılan yurnurcaklan yerden yere vurdular. Yuz kere dağıldıkları bildirildi, yuz kere de dirildikleri. Gerçekte meleklerinki gibi uzun süren bir komadalar. Başka çağlann, son bulmak, 1960'ların görkemini ve küstahlığını unutmak istemeyen gençliğimizin güvencesi onlar. Bu nedenle hâlâ çalışmalanru gülünç olmanın çok ötesinde, kimsenin ayak basmadığı bir noktada sürdürüyorlar. Bu noktada rock müziğinin canlı olup olmadığı (rock aslında Mick Jagger cikleti keşfettiğinde ölmüştü), Keith Rjchard'ın uyuşturucuları bırakıp bırakmadığı, Mick'in pembe ya da yeşil tulumları içinde eskisi kadar seksi olup olmadığı artık onem taşımıyor. Chartie Watts'ın gerçek bir umaa, Bflly Wyman'ın bir fıgüran, Ron VVood'un da toplulukla uyum sağlayamayan bir iğreti kişilik olup olmadığı da. "Yuvarlanan taşlar" artık müzik yapmayabilirler, ama varlıklan; çökmeyen, yaşlanmayan, gücunü yitirmeyen bu yaşlı delikanlılann varlıkları, bir düşun sürekliliğini guvencede tutacaktır. Üstüne üstlük otuzuncu uzunçalarları olan ve birkaç gun önce bütün dunyada piyasaya çıkan 'Dirty VVork'un meslek yaşamlarının en mükemmel, en eli yüzü düzgün albümU olduğu bir sırada. Rolling Stones adı artık burjuvaları urkutmüyor, çünku kendileri de burjuva. Ama yaşdaşlan, ya da çok daha gençleri olan öteki topluluklann yok olması ya da dağılması John Lennon'un New York'ta oldurulmesi karşısında duyulan üzüntü, milyonlarca kişinin onlann varlığına nasıl da dört elle sarıldığının belirtisi. Stones'un yeni albümünün rengi mavi. Yeşil bir kanepenin cevresinde Charlie yere uzanmış uyukluyor, başını yumruğuna dayamış duran Bill, bu bekleyişin bitmesini bekliyor. Ron, arkalığının uzerinde dengesini bulmaya çalışmakta, yerde sırtmı duvara dayamış olan Mick, tek Sanat yupıtlarını izleyenleri izleyenler: Müze muhafizktn Bir zamanlar Batıdakı müze muhafızları, hepsi de akrabaymışcasma birbirine benzeyen yaştı adamlardı. Son yıllardaysa yeni bir kuşak ağır basıyor. Müze yöneticileri, "bekçi" ya da "muhafız" yerine, "müze göreviisi" demeyi yeğliyorlar. Ancak elektronik koruma sistemlerinin hızla ge/işmesi, müze görevlilerinin sayısınm azaltılmasına yol açıyor. Kiiltür Servisi Dünyanın önde gelen müzeleri, bu müzelerde yer alan değerli sanat yapıtları ya da düzenlenen sergiler, gerek sanat dergılerinin, gerek gazetelerin sanat sayfalarının sık sık işledikleri konulardır. Ama bir de kimi zaman varlığuıı bile hissetınediğiniz koruyucuları, bekçileri vardır bu rnüzelerin. Onlar da müzedeki sanat yapıtlarıru izleyenleri, elden geldiğince tedirgin etmeden, izlemeye çalışırlar. Bir zamanlar Batı ulkelerındeki müzelerin koruyucuları, salonlarda, koridorlarda ya da muzenin cevresinde ağır ağır dolaşan, hepsi de akrabaymışcasma birbirine benzeyen yaşlı adamlardı. Oysa son yıllarda müze koruyucuları arasında yeni bir kuşak ağır basıyor. Bu yeni kuşağın temsilcilerinden biri de, New York'taki Amerikan Doğa Tarihi Muzesi'nin iri yan zenci kadın muhafızı. Yıllar önce, Jack Murpby adlı biri, Doğa Tarihi Muzesı'nde sergilenen yakutlan, elmaslan, zümrutleri ve en önemlisi dünyanın en büyuk safıri sayılan Hint Yıldızı'nı alıp götıirmuş. "Biz burada beklerken bile, miizeyi soymayı akdlanııdan geçirenler var" diyor kadın koruyucu. Ama kendine güveni tam. Butün hırsızlıklardan haberli. Avignon'daki müzeden 119 Picasso çahndığında, Louvre Müzesi'ndeki değerli taşlarla bezeli Kral X. Chariesın kılıana kalk gıdelimdediklerinde ya da Londra'daki Ulusal Galeri'de yer alan Goya'nın "Wellington Dülra" tablosu çerçevesinden kesilip gotüruldüğünde, fflZLI GAZETECİ \ECDET $E\ CikTARryORSUNUZ SIZİ ÇlZPÎSlMİ ? YOO, INKAC ETME. A(?Tlk O İCAPARI PA RASTLAMTI OLAMÛ7 <l . . V ^ N Î JCAPIM L/ykTUSUNPA "50&4NI A6II? ATEŞ7E fcAVUPMAU" SUYRUM İŞTE K ı M SOVLEOI' SUMU 5IZE * 0EM DE SO6AMI ÖYLE TA0IIİI, 8ENLE İLSILI DEPİKOPULARI SIZ DE DUY0UNUZ /MUTLAKa.. ZATEM UIZLI GAZETECİ BİRA2 KI5A BOnU, BIYIKLt, KEL va Şİ5MAM / U A L A M , M OLW TlPKI YAŞAC OLURDU . L/Ql $EYI 0154 OL URPU • NEÖYri} 8EN21İ0 ME tfl'sitfTP NE ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl •.4 "Keşke ben orada olaydıra" dı>e •mınldamyor. TEDtRGtN ETMEDEN tZLEMEK Bugun artık bazı müzelerin yöneticilen, güvenlik güçlerinden "bekçi" ya da "muhafız" diye söz etrnek yerine, "muze görolileri" demeyi yeğliyorlar. Üstelik kimi yerlerde giysiler de bütunuyle değişmiş durumda. Sozgelimi, New York'taki Modern Sanat Muzesi'nde koruyucular, artık lacivert ceket, gri pantolon gjyıyorlar. "Bizim görevimiz, insanlan onlara izlendikleri hissini vermeden, onlan tedirgin etmeden izlemek" diyor Wbitney'deki Modern Sanat Muzesi'nin başmuhafızı. "Eğer polisler gibi giyinseydik bunu vapamazdık." tki yıl önce, Japonlar için çok utanç verici bir olay meydana geldi. Eski bir gömütte yaptıkları kazılarda seramikten savaşçı heykellerini çıkaran Çinliler, bir iyiniyet gösterisi olarak Japonya'nın Osaka kentindeki muzeye bu heykellerden bazılarını armağan ettiler. Ancak her nasılsa muzeye giren bir sarhoş, heykellerden binnin tepesine tırmanmaya kalkınca, heykel devrildi ve paramparça oldu. Viyana'daki Sanat Tarihi Muzesi'nde ise, sanat yapıtlarını izleyenleri izleyen sessiz TV kameraları yer alıyor. Tabloya biraz fazla yaklaşır da örneğin bir Brueghel ile aranızdaki kadife halatı zorlayacak olursanız, görunmeyen bir hoparlörden "Distaııza!", "Stand back!" "Pas si pres!" yani "Uzak durun!" diye bir uyarı yukseliyor. Tabii, o sırada koridorda dolaşan muhafızlardan biri daha önce görmezse sizı. Viyana'daki muzede otuz yıldır görevli Rudolf NeptersiU, "En büyuk güvenlik sorununu İtalyan ve Fransız ziygretçiler çıkanyor" diyor, "Hem ellerini kollannı sallayarak konuşuyorlar ve bir yapıtın önüne geldiklerinde 'Mamma mia!" ya da Mon Dieu!' diye haykınyorlar. Ben Doğu Avrupalüan bepsine tercih ediyorum. Onlar müzeyi buyük bir disiplin icinde geziyorlar". JOSEPHİNE'NİN YIKANDlCi KÜVET Ancak bir de kaygısız muze koruyuculan var. Bunlardan biri, Batı Hint Adalan'ndan Grenada'nın St. George kentindeki ulusal muzenin muhafızı. Napolyon'un sevgilisi, Martinik Adası'ndan bir çiftçinin kızı Josephine'ın yıkandığı kuvete ziyaretçilerin uzanıp fotoğraf çektirmelenne bile izin veriyor. Londra'daki Madam Tussand'un mumyalar muzesinde ise, zaman zarnan mumyalara dokunmanıza bile izin veriyorlar. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEM.4L GÖKHA\ sen çoic £âR|cl.sm J TARİHTE BUGUN MÜMTAZ T H ARIKA\ 30 Mart 192i 'OA BU&ÜH, SHAKESpeAGE'ÎKl OYÜA1 lARJMDAN'M UEH&"U'W 16O4 BASt.ILI ~ S.İR KİTABt LOMOSA'M ÜMLÛ YA2ARIM 1547 1S3S PA TAHAAML4DI& OruuuM YAUIIZCA UÇ 7^Me£ıfJiM BiLrtipüsüuüLüfzse; Bu ES& KTABIN PEMLİ PEseeLf OLDUĞU KOLAYCA ANLAÇlUP.. SON&*iq 17OO 'LERDE YAPILAU j]l OYUUU, B/R AÇilC ARTIIZ.MADA, Or. R.OSEH8ACH ADLI AUClYA 3.3OO STER.UME SATILPf. Soldct, SÖZ. konusa kıh*Lnn ENDER BİR KITAP 5 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet 30Marti936 Almanyadaki intihabatın neticesi Berlın 29 (HususiJ Bugun Almanyada büyuk bir heyecanla yapılan seçimin neticesi sabahın saat birinde anlaşılmıştır. Bu neticeye göre Hitler bugün verilen 43.9 milyon reyin 43.4 milyonunu kazanmıştır. Kati neticeye gore Hitlerin kazandığı reyler yuzde 98.8 nisbetindedır. tlk defa olarak 400 bm Sarh Reichstag seçimine ıştırak etmiştir. Museviler seçime iştirak etmemışlerdir. • liralık bir pavyon ayrılmasım ıstemıştir. Panayır yerinin antresinde Sovyetlerin büyük paviyonu bulunacaktır. Yunanıstan ve tran da resmen paviyona iştirak edeceklerdir. 19361986 Hamdullah Suphi ile birlikte Romanya vapurile sehrimize gelmiştir. İzmir panayır yeri hazırlanıyor Profesör Afet Isvıçrede Turk tarihıle Türk tarihi etrafında yapılan ılmi araştırmalar hakkında kıymetlı konferanslar veren profesör Afet, dun Bukreş elçimiz tenor Placido Domingo'nun (sağda) Othello, ı Diaz'ın da lago rolünu ustlendikleri "Othello" filmi şu stralar ttalya'nm bafkenti Roma'da çekiliyor. Canon şirketi yapımı olan "Otheiro"nun yoneı meni Franco Zeffireüi. Kültür Parkta hararetli bir şekilde çalışılıyor. Daımi işçi sayısı 200'dur. Eski Valımiz Trakya Genel Müfettişi Kazım Dirik, Edirneliler için 2.500
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear