25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 17 MART 1986 Kısır DöngiL (Başıarafı 1. Sayfada) yuksek olduğunu, enflasyon ve ekonomık buyume konularında bır turlu sonuç alınamadığını belırterek, ekonomıyı kıskacına almış olan kısır döngunun bu polıtıkalarla kırılıp ktrılamayacağını, kırılabılecekse bunun ne zaman olacağını öğrenmek ıstedık Ingılız bankacı, bu sorumuza yalnızca "sabır ve sebat" dıleyerek karşılık verdı Turk ınsanının sabrı daha ne kadar surecektır bılemıyoruz, ama Özal yonetımının ınsanımızın bu hasletıyle oynamaya devam edeceğı kesın gıbıdır Ikı uç aylık gecıkme sonunda beklenen olmuş ve Turk Lırası'nın de ğerı anlamlı bır bıçımde yenıden duşurulmuştur Iş çevrelerının kulısınde aylardır konuşulan operasyon, sonunda gerçekleştırılmıştır Paramız Amerıkan Doları karşısında çoktandır beklenen "700" lıra hedefine doğru yola koyulmuştur Bu durum dovız gelırlerınde arzulanan artışı getırecek mı? Dışsatım ne ölçude artacak? Yoksa arlış, sınırına gelıp dayanmış mıdır? Dışsatım yerınde saysa bıle petrol fıyatlarındakı duşme Turkıye'yı bu yıl rahatlatabılecek mıdır? Yaşanan krız, kımılerının ıddıa ettığı gıbı dövız yönetımındekı becerıksızlıkten kaynaklanan geçıcı bır nakıt tıkanık lığı mıdır yoksa arkası gelecek mıdır? Lıranın dolar karşısında tepetaklak gıdışı enflasyonla mucadeleyı bır başka bahara mı bırakmaktadır'? Soruları çoğaltmak zor değıldır Zor olan, kısır dönguyu kırarak ekonomıye dıkış tutturabılmektır Anlaşılan, bu noktadan henuz uzağız Ozal hukumetı pazar ekonomısının guçlerını başıboş bırakarak zor olanın ustesınden gelmeye çabalıyor, ama sonuç alamıyor Sıyasal ıktıdarın performansı şımdılık böyle Pekı, ana muhalefet bu konuda ne duşunuyor? "Serbest pazar" yerıne "sosyal pazar ekonomısı" mı dıyecek? Bu yolla ekonomıyı başıboş gıdışten kurtarmak ıçın pıyasa ekonomısını dısıplın altına sokabılecek somut 1 polıtıkalar var mı gundemınde ? Ekonomıde yıllardır yaşanan kısır dönguyu kırabılmek ve ulkeyı ekonomık buyume rayına oturtmak ıçın neler yapmayı planlıyor"? Doğrusu, SHP açısından ışler gun geçtıkçe cıddıleşmektedır Dıleyelım, ana muhalefetın sayın yönetıcılerı bu cıddıyetın bılıncındedırler Boğaz'da lağım tehdidi (Baştarafı I. Sayfada) dakı suyun kırletmeden kaybolmasına benzcyccek Kanahzasyon projcsınde, Marmara Denızı böyle bır kova mtelığınde, Is tanbul'un gündc 800 bın metre küpu aşan kırlı suları ıse kovaya damlatılan "bir damla murekkep". Oysa bazı bılım adamlarına göre Marmara Denızı'ne halen dökülen bu ırı "damlaların" oraıu o kadar fazla kı, denız şımdıden bır mürekkep hokkası halıne gelmış bıle Marmara'nın bırçok yerınde canlılann yaşayabılmesı ıçın gereklı oksıjen mıktarının kımı yerde sınırda olduğu, kımı yerde ıse tehlıkelı boyutlara erıştığı kaydedıhyor Bır lıstede en az 5 mı lıgram bulunması gereken oksı jen mıktarının, İzmıt Körfezı'n de, lıtrede sıfır mılıgrama kadar düştüğu belırtılıyor Yapılan araştırmalarda Marmara'da yu zeyın 25 metre altında hıçbır can lıya rastlanmadığı aözlenıyor KİMYASAL VF BIVOMMİK MADDELER Prof. Dr Fikret Baykut, yıllardır arıtma sıstemlennden geç meden denıze verılen kımyasal ve bıyolojık maddelerın de çcvre ıçın büyük bır tehlıke oluşturduğunu söyledı ve "Bu yuzden balık tıırleri korkıınç bir hızla azaldı. Fskiden Marmara'da 20 tur balık vardı. Şimdi bu sayı 4'e indi" dedı Bu konuda Cumhurıyet'ın so rularını yanıtlayan Boğazıçı Unıversıtesı'nden Doç Dr Kriton Curi ıse "Balık turlerinin azalması, toplam balık miktarının azalması anlamına gelmez. Zira bu dort balık, >ok olan oteki tıirlerin besinine de sahip çıkarak çogalıyorlar. Dolayısıyla avlanan balık sayısında henbz duşme olmuyor" şeklınde açıklama yaptı. AK1NTIYA BEL BAĞLAMAK MI, AKINTIYA KURFK Mt? htanbul Beledıyesı'nın kana Iızasyon sıstemıne guvenı, sevrel menın yanı sıra, denız kırleten fabnkalara büyük cezalar verıl mesı ve Boğaz'dakı alt ve üst akıntıların nıtelıklerıne dayanıyor Marmara'yı yıne bır kova gıbı düşünılrsek, kovanın dıbının delık olması ve yukarıdan suyun sürcklı yenılenmesıne bel bağlanıyor Anakent Beledıyesı'nın bugun ana hatlarıyla uygulamaya koyduğu DAMOC projesı de Boğaz'dakı alt akıntının tümüyle Karadenız'e ulaştığını varsayan bır düşünceye dayanıyor Bu varsayım, 1917 yılında Mer? ısımlı bır Alman profesörün yaptığı ça lışmanın sonucu olarak oıtaya çıkmış DAMOC gıbı Amerıkdlıların başını çektığı uluslararası konsorsıyumlar ve ötekı yaban cı uzmanlar, Boğd/ alt akıntısına bağlamayı öngörduklerı mıl yarlık Istanbul kanalizasyon projesı ıçın bu akıntılar üzerınde ayrıca bır araştırma yapma gereğı duymamışlar POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Neden Unutuldu?.. Nurullah Ataç, dıl devrımının ılk yıllarında olsun, ondan sonra gelen yıllarda olsun tıtız bır ozturkçecı değıldır Haber, Son Posta, Akşam gıbı gazetelerde yazarken böyle görunur Hatta 1940 lardan sonra 1945'lere değın Ulus'ta yazarken de dıl konusunda aşırı tıtızlendığını gormuyoruz Tenkıt, zevk, taklıt, hayat, şıır, şaır gıbı sozcuklerı kullanır Asım Bezırcı'nın, Nurullah Ataç adlı kıtabındakı gelışımını ızlersek, 1956'lara değın aşırılık yoktur 1954 yılında b,r yazısına, "Eleştırmecı bır eserı alır "dıye başlar Eleştırmen demtyor, eleştırmecı dıyor, yapıt yerıne eser sozcuğunu kullanıyor O yırlar telhmler daha sonra gelecektır Aşırı dılcılıkte Ataç'ın bır çıkan olduğunu ılerı surenler vardır Çıkarı olsun sanmıyorum Ama Demokrat Partı'nın ıktıctara gelmesı, Ataç'ın muhalefetını dıle yansıtmıştır Karşısındakıler dılde sadeleşmeye karşı, anayasanın bıle dılını değıştiriyorlar, oyleyse Ataç dılde aşırılığı yeğleyerek öcunu almıştır Ataç'ın dılde aşırı yenıleşmeden yana olduğu yıllarda CHP'nın yandaşlarına verecek bır şeyı kalmamıştı Başta partının elınden butun mallarını almışlardı Ataç, sadece kendı adıyla değıl, takma adlarla da yazardı Kavafoğlu, en sert sıyasal yazılarında kullandığı addı Kızgın, sert, kırıcı, geçımsız, şuna buna kusen bır adamdı ama, gene sevımlıydı Bu yanları ınsanlara pek batmaz, onun özelhğı dıye benımsenırdı Yazılarında, yargılarında da aşırı ıdı Mehmet Akıf'ı, Tevfık Fıkret'ı, Abdulhak Hamıt'ı şaırden saymazdı Bunca yaygın değer yargılarını bır kalemde dışlayıverırdı Memet Fuat'la tanıştıklarında dıl konusu ustunde duruyorlarmış Dıl şoyle olsun, böyle olsun Bırden ofkelenıvermış, "Dıl davasını anlamayan eşektır" demış Memet Fuat, "Dıl devrımıne bağlılığı ınsanı şaşırtacak kadar aşırı, bağnazcaydı" dıyor Doğrudur, çok aşırıydı Ben dıl davası dedığını de sanmıyorum, dava yerıne yenı bır sozcuk bulmuştur Ilk şıır kıtabımı "Ustat Nurullah Ataç'a" gıbılerden ımzalayıp gondermıştım Kutlu'nun önunde rastladı, adımın başına bır bay ekleyerek kızgın kızgın seslendı Cebınden kıtabı çıkararak "Kaç gundur sana vermek ıçın cebımde taşıyorum Bana ustat demışsın, ben ustat değılım Öyle adlar konulmasını da ıs1 temem Al şu kıtabını, ustat lafını sıl, başka bır şey yaz " demıştı Kıtabı saygımdan aldım, yemsımn ustune bır şey yazmadan Kutlu'ya bıraktım Ne aldığım söyledı, ne verdığımı söyledım, böylece kapandı Nurullah Ataç ıçın dâhı dıyenler, onu goklere çıkararak ovenler, hatta kavuncu nasıl kavundan anlarsa o da şıırden anlar dıye ovgu duzenler çıkmıştır Ataç, bunların hıçbırını ustune almamıştır Saıt Faık'le arasında geçen bır olay vardır Bıhrsınız Saıt Faık'ı ustat çok sever ve tutardı Gunun bırınde Saıt Faık, "Ikı Munekkıt Tıpı"adlı kızgınca bır şeyler yazdı Herkes kızacağını, ofkeleneceğını sandı Yazı karşısında tepkısını şöyle gostermıştır "Bılırsınız, yalan söylemem ben Kıskandım Saıt Faık'ı, öyle bır yazı ıçın şımdıye kadar yazdıklarımın da, bundan sonra yazacaklarımın da hepsını verebılırım" Ataç, bır dılcı değıldı ama kendını dıle vermıştı Her şeyın dılle bıtmeyeceğını bılıyordu Bır eleştırmen mıydı 9 Kendısı, Ben munekkıt değılım esseyıstım, moralıstım" dedığıne göre eleştırıyı ustlenmıyor Edebıyatın çok önemlı bır 'kertekız'lydı Her şaır 0 donemde yazdıklarıyla da, yazacaklarıyla da ona doğru yonelırdı Edebıyatımızı şu yöne, bu yöne doğrulttuğu soylenır kı, pek temelı yoktur Onun edebıyat ve şıırde etkılı olduğu donemde CHP ıktıdarı yıtırmış, DP ış başına gelmıştı Ataç ıse hıçbır zaman DP'den yana olmamıştı DP'nın devrılışını ıse görememıştı Gunumuzde kıtapları nıye yenıden basılmaz, yazıları neden ılgıyle okunmaz, şaşarım Hep yenıden, yenılıkten yanaydı ama, acaba eskımeyen yazarlardan sayılmaz mıydı? YtUar sonra ben de buna şaşıyorum Sağlığında çevresınde dönen gençler ne oldu? Yağmurlu havada Boğaz 'da gezintiye çıkmak isteyenlerin yanında bulundurması gereken 'aksesuar'. Ilk ke7 1981 yılında Seyır Hıdrogratı ve Oşınografı Daıresı böyle bır çalışma yapmayı üstlendı 1985 yılında da yıne aynı kuruluş daha uzun sürelı ve ayrıntılı bır ınceleme yaptı Bu uzun vadelı ölçümlere dayanarak Seyır, Hıdrogran ve Oşı nografı Daıresı'nın vardığı sonuçlar, 1917'lerden kalma varsayımı temel almanın hatalı olduğunu gösterıyor. Çünkü 1981 ve 1985 yılındakı bılımsel araştırınalar Boğaz'dakı suyun çok az bır mıktarının Karadenız'e geçtığını gösterıyor Boğazdan geçen su mıktarının mevsımlere, yağışa, ısıya bağlı olarak ve hatta günden güne değıştığı gözlenıyor 1985 yılındakı araştırma, ayrıca Boğaz'dan Karadenız'e geçen suyun kuzeybatı yönunde (yanı Kılyos önlerınde ve daha batıda) daıreler çızdığını ortaya koyuyor Bedrettın Dalan ise 1985 yılında yapılan bu ıncelemeye dayanarak Cumhurıyet'e "Marmara1 daki suyun çok cuzi bir miktarı degil, yuzde 50'ye yakın bir bolumu alt akınlıyla Karadeniz'e ulaşmakta, ulaşmasa bile Karadeniz'den gelen ust akınCı Boğaz'ı temizlemeye yeter" dedı Ne var kı Seyır, Hıdrografı ve Oşınografı Daıresı'nın 1985 yılında ydyımlanan TÜBİTAK Doga Dergısı'nın ücuncü sayısında so nuçlarını özctledığı araştırma, Anakent Beledıye Başkdnfnın bu sözlerını doğrulamıyor Dergıde araştırma sonuçları aynen şu sö/Ierle açıklanıyor "...Bogaz'da, Akdeniz suyunun buyuk bir kısmı yuzey suları ile karışarak Marmara Denızi'ne gerı donmekte, ancak cok ufak bir kısmı Karadeniz'e ulaşmakladır " "Bunun yanı sıra " dıyor Prot Baykur, "Boga/'daki all ve usl akınlı birbirine karıştıgından, Karadeni/ sularının Boğaz'ı lemizlemesi imkânsız." Seyır Hıdrogratı Daıresı ıle bırlıkte 1981 yılındakı araştırmayı yürüyen Istanbul Ünıversıtesı'nden Prof Dr. Mehmetçik Bayazit Boğaz' dakı suların Karadenız'e geçmesını engelleyen topografık engellere de değınerek, özellıkle Boğaz'dan Karadenız'e çıkışta (Boğaz tarafında) 50 metre yükscklığındekı Karadenız eşığının bu açıdan önemını vurguluyor Eşığe çarpan alt akıntı bu noktada alabora olarak üsttekı sulara karışıyor. Bu bılımsel ve rılerden yola çıkarak Prof Beyazıt şu sonuçlara varıyor "Bizim elde ettigimiz veriler DAMOC raporundaki sonuçlarla uyuşmamaktadır. Çunku DAMOC, deDİz deşarjlarının Roga/'daki al( akıntıya verilmesini ongormekte ve bu labaka suyunun her mevsimde Karadeni/'e ulaştığını varsa\maktadır Bu nedenle deşarjların denizin kirlenmesi açısından sakıncalı bir durum yaratmayacagı ileri surulmektedir. Halbuki bizim çalışmamı/da elde edilen sonuçlar bazı mevsımlerde alt tabakaya verilen kirli suların lumuyle usl labakaya karışarak butun denızı kırlelme tehlikesi bulunduğunu gostermekledir. Bu durumda kesin karar verilmeden once daha ayrıntılı incelemeler vapılması zonınlu olmakladır." Boğaz'dakı alt akıntıya daya lı kanalızasyon projesı, alt akıntının düzenlı bır bıçımde Karadenız'e ulaşamaması halınde Istanbul Boğazı ıçın "olumcul" bır tehdıt oluşturuyor Bu durumda şımdıye dek Halıç'e akıtılan tüm pıslıklerın Boğaz'ın çeşıtlı bölge lerınde su yüzüne vurma olasığı var. Böylece halen yer yer denıze gırılebılen Boğaz kıyıları güçlü akıntının pıslığı yüzeye yayması ıle bırlıkte Halıç'ın bugunkü durumund dönüşebılecek Kanalızasyon proıesının bır "akıntı tuzagına" dönuşup dönüşmeyeceğım önUmuzdekı yıllar gösterecek AET'ye üyelîk demokrasi için güvence (Baştamfı 1. Sayfada) çoşkusuna yakından tanık olmuştu fccevıt, 12 Eylül'deıı bu yana ılk kez büyükelçılerın kendısını "eskı başbakan" olarak karşılamasına ızın vcrıldığı şu sıralarda, sorulanmı/ı ya nıtlamak ıstedı Bunlar bızım kadar, Batılıların da sık sık "Ecevlt" adı or taya atıldıgında yanıt aradığı so rulardı İspanya, asırlar suren yanlızlıgını, Batıdan kopuklugunu arkadn bırakarak nihayet \i I saflanna katıldı Turkiye neden bu alılımı yapamadı? Yunanistan'ın ALT alılımını gerçekleştirdigi sırada su huşbakandını/. Hangı unsurlar Turkiye'nın o sırada AFT'ye tam uvellk için muracaatını onledi'' LCEVİT 197ü'lı yılUrın ıkınu yarısında, dunya petrol bunalımı yüzünden Türk ekonomısı bazı darbo ğazlara sürüklenmıştı O yü/den Av rupa Topluluğu ıle ortakhk anlaşmasının bazı yükümlülüklennı bıle er telemck zorunda kalmıştı O ytikünı lülükleıı bıle yerıne getıremeyecek durumda ıken, TUrkıye'nın topluluğa üyelık başvurusu kanımca kabul göremezdı veya bu yükümlulüklerı o aşamada yerıne gedrmeye ır<*!i5ir*a. Türkıye'nın ekonomısını darboğazdan kurtarması büsbülün güçleşebı lırdı 198O'lı yıllarda ıse, Turkiye' de deniokrasının önce kesıntıye daha sonra da cıddı kısıntılara uğrdina sı, tam üyelık başvurusunup kabul şansını sıyasdl nedenlerle orlddan kaldııdı Fakat ben getıe 80'II yıllann onceslne donmek ıslıvorıını Komısyondan yuksek du/eyll bazı yetkililerin işarel ettigi gibi. deniyur ki, ege r Yunanislan laın uyrlık (ulep ettıgınde I urkiye tam uyelik lalep etmiş olsaydı; 'Bana 20 yıllık geçış dönemı vcruı" ornık olarak, "Yunamstan'a 7 yıllık bır geçış dönemı verln" deseydl, AKT komisyomı bu iki ulkeye verecegi tevap konusıında bayagı bir bunalıma duşerdi. Çunku AET, bu ülkelerden bırıne "evel" dıgerine "hayır" dıyeınezdı. "Fn azın dan Yunanistan'ın üyelığı, bloke edılmış olurdu" deniyur. Eger gerçekten böyle bır ulanak vurîlıysa, o zaman, gene bır fırsat kacınlmış oluyor, çunku bildiginiz gibı şımdi Yunanlstan lurkıyc'nin karçısına çok buyuk engeller çıkanyor. na ve topluluk üyesı ülkelere daya manın rahatlığı ıçınde, Türkıye'yc karşı katı davranışını sürdUrme eğı lımıne kapılabılır Tabii Türklye'yı zaten içlne almaya pek hevesli olmayan topluluk, Yunanıstan mazerelını ıleri sıırebilir... Burada basında çıkan haberlert gdre, Palme, genç Ispanyol demokrasMnin gelışimi Ile oyleslne yakından ilgiliymiş ki, çekmecesinde daıma burada 1981'de Albay lejero tarafından yapılan parlamento baskınının resmini bulundururmuş Bu ulkede demokrasinin daha ne kadar genç, ne kadar nazık olduğunu kendisine hatırlatsın dıye... Türkiye'deki sosyal demokrallarla Iskandınavlar arasında boylesıne yakın bir ozdeşlesme var mı? ECEVİT Dedığım gıbı, ö/ellık le 78 79 hükümet dönemımızde, ge nellıkle tskandınavlardan çok yakın lık gördük Daha önceye gıdersek 1974'tede yakın ılgı gördük Iskan dınavların, özellıkle bağlantısız bır ülke olarak lsveç'ın, çok haklı da ol sa bır asken harekat karşısında ne kadar duyarlı oldukları bılınır Ona karşın, bızım Kıbrıs Barış Harekâ tını yaptığımız sırada, Iskandınavlar dan belırgın bır tepkı gelmedı Hal ta ılk kez o sırada benı, 4 Iskandı nav ülkesı, yanı İsveç, Norveç, Da nımarka ve hınlandıya, bır arada Ul kelerıne davet ettiler Bu davet, Kıbrıs Barış Harekâtından önce ya pılmışlı ve larafımızdan kabul cdılmıştı Kıbrıs Barış Hdrekâtındaıı sonra, Yunanlılar bunu engellemeye valıştılar B17 de yenıden sorduk "(ielmemlzi istiyor musunuz" dıye, ve olumlu yanıt aldık Yanı 1974'ten ıtıbaren Iskandınavlar Türkıyc'ye çok anlayışlı davranmaya başladılar Ama 1974 hükümet dönemımızde bazı ıç nedenlerle gıdemedım Ancak daha sonra 1975 sonunda muhalefet teyken bu ülkelere ılk gezımı yaptırı 12 Eylül 1980'den sonra, ben kı şısel olarak, Olof Palme'nın, Danı marka Soayal Demokrat Partısı Ba> kanı Anker Jorgensen'ın ve tabıî, Wılly Brandt'ın ve başka ülkelerden bazı sosyal demokrallann çok yakın ılgılerını gördüm Ne zaman tutuk lansaın, hapse atılsam, mutlaka Pal me'den, Brandt'tan, Jorgensen'den sıcak bır ılgı görüyordum, mesajla tını alıyordum Bir diyaloğunuz var mıydı bu liderlerle? Yulnız sınır bekyİHİ degil... ECEVİT hğer topluluk, TUrk lye'nın üyelığını ıstemıyorsa ve ılerde de ıstemeyccekse, bunun ıçın Yunan vetosu ma7eretıne sığınması gerekmez, başka mazerctler de bulabı lır Ama demokratık bır Türkıye, Batı Avrupa'nın kolay kolay dışlayabıleceğı veya yalnızca bır sınır bek vısı gıbı görebıleceğı bır ülke değıl dıı özellıkle ıçınde bulunduğumuz bölgenın gıtgıde artan önemı, baska bazı bölge Ulkelerımn sahıp olmadığı bazı özellıklere sahıp olan Turkı ye'nın de önemını artırmaktadır Oluf Palme'nın olumuniln hemen ardından Ispanyol gazelelerinde yayımlanan bır resim, Isvevlı lıderin Ispanyol sosyalisllen içın yaptıklarının en somut ornegl idi. Soz konusu resimde gogsunun u/erindr "özgür lspanyollar ıvın" yazısı laşıyan Olof Palme, rlınde kumbara ıle Storkholm sokaklannda Iranco'ya karşı mııcadele eden Ispanyol sosyallstlerl için para toplarken goruntuleniyurdu. Kuzeylı sosyal demokratlar, Turk sosyal demokratlan ilc de boyleslne yakından ilgüenıyorlar mı? Avrupalı demokrallann kendi aralarındaki bu yakın ilgi, Turkiye'yc dek ıı/anıyor mu? lsk tndınav sosyal de mokraılaımın Turkiye ıle ılgılenmeye başlamaları zaten 1 ürkıye'de bır sos val demokrat haıeketın ortaya çıktığı zamana rastlar O zamana kadar Türkıye'nın Iskaıalıııav ulkelerı ıle ılıskılerı çok zayıftı tskandınavlar, Türkıye'de olup bıtenlerı ızlemeye bıle gerek duymazlardı 1 akat bızım 1973 sevımlerınde, demokralık sol haıeketten güç alarak Cumhurıyet Halk Partısı'nı, ıktıdar olabılecek, yahut yarmı ıktıdar olabılecek aşa maya getırmemız, tskandınavlarda, özellıkle isveç sosyal demokratldrın da TUrkıye'ye kar^ı büyük ılgı uyandırdı Çünkü, lsvcv ve dığer Iskan dınav ulkelerı yalnız Güney Avrupa' yla değıl, bıldığınu gıbı, Alııka ve Latın Amerıka ıle de yakıııdan ılgı lıler, ve bütun gerı kalmış veya he nüz gelışme sürecınde bulunan top lumların sosyal adalet icınde ve oz gürlük ıçınde gelışmelenne katkıda bulunmak ısterler Kendı sıstcmlerını onlara ıhraç ctmeye kalkı^mazlar, dma a.sağı yukarı aynı doğrulluda gc lışmclcrıne olanak sağlamaya çalı sırlar Türkıye'de de, demokratık sol ha reketın guçlenmesıyle bırlıkıe Iskan dınavlaı ın bu açıdan ılgılerını çckmeye ba^ladık ve ekonomık bakımdan çok sıkıntılı olduğumu?, ba/ı Batılı ınüttefıklerımızden hemen hıçbır ılgı görmedığımı/ o hukümet dönem lerınde, özellıkle 7879 hükümet dü nemımızde, en yakın ılgıyı Iskandı nav Ulkelerınden gördük SHP rövanşı aldı (Baştarafı 1. Saıfada) Fehmı Aslan ı^°ı oy sağlayabıldı DYP adayı Mustatu Kukdemır ıse M ( i oyda kaldı Menemen seçmıının rövansı sayılan Gerze seçımlerınde, dıınku uy verme ışlemı sırasında en faal partı SHP ıdı 41 n seçmenı bulunan ger/e'de SHP örgütü, tam 60 uksı kı ralamıştı Bunların 20'sı Sınop, Erfelek ve Ayancık'tan takvıye edılmıştı SHP'lıler, hasta vc vaslı ayrı mı vapmadan seçmenlerı taksılerlc sandık basına goturdüler kahraman maraş, Ağrı Dıvarbakır Isparta Amasya, Izınır ve Istanbul'da çesıtlı nedenlerle bulunan Oerzelıler bıle ov kullanmaya Ger/e'ye gelırılmışiı ANAP'td, seçıının kaybedıleceğı da ha başlan bellıydı Partı bınasında hıçbır harekct voklıı DYP ıse, gün boyu seçimı dört beş partılı ıle yürül tu Sandıklaı ayılıp oylar bellı olma ya bajlayınca, SHP bınasının ötıü Bayram verıne dftndu, başkan Alaaddın Şahın ıle SHP'nın seçımı ka/aııdıjını ılan cden MKYK uyevı Barış Can, omu/lara alınarak sokak larda ge/dırıldı Davul /.urna eşlığın dekı sevınç göslerılerıne bayanlar da oldukça kalabalık bır şekılde katıl mıştl Seçım /jferı 70araçlık konvo yun ılçedc tur almasıvLı sürdu Ha rıs Can, sosyal demokrdtldrın kale sı olarak nılcledığı Cıer/e'de bekle dıklerı sonuıu aldıklarını belırterek, "Iktidara aday oldugumu/ ucıkca Konıluyor ANAP artık bltmislır Meıumen'dr allı^ınıı/ tokada (.erze'de ikincislni ekledıgımız ıçin sevlnçllyU." Beledıve Bdskanı Şahın dc ">}U anda cok mulluyıını Bekledıtlmiz sonuç olmasına ragmen, SHP' nın bır /aferı olarak nitelıyorum" şeklınde konuştu SHP Oenel Başkanı Aydın Oüven Oürkan seçım sonuçldıının bellı ol masından so.ıra teletonla Gerze'yı aradı ve Şahın'ı kutlayarak "Sizln şalısını/du lıım Cıer/elı sosyal demokratlan kutluyonım. Bu /afenmıle yıırdun dort bır yanından >enılerini ekleyecegiz." dedı SHP Oenel Bdşkanı Aydın (.ııven Gurkan ddlıa sonra, seçim sonuçla rını degerlendırırken, "Her şey lurkiye'de susyal demokrusıye verılen se\ınen deslef(ının buyuk olçude arttıgını gosleriyor " dedı . Oürkan SHP nın verel seçımlerde SODbP ve HP'rıın yüzde 48 2 olan oy oıanını yu/de 56 Ve yukselttığmı belırttı ve Mcncmen'dcn sonra Gerze Ueledne Başkanlığmın ka^anılması u/erıne şuııldrı söyledı "Biri demokratık sol seçmenin, biri sa(i sovımnin a^ırlıklı olduğu bıı ıkı yorede SHP'nın oy ıırlalamusı vuzde SO'dir Bu durumda SHP'nin Turkiye Kenelindekl oy ortalamasının yuzde 50 doluvlanna yaklaşlıtı çok rahal olaruk duşunulebılır derze «vınılenmn SHP yonunden en sevindıricı tarafı, 25 mıırlti» saga oy vermiş bırıok $e\menın bu ke/ SHP'yı »eçnıış olmasıdır " MDP Genel Baskanı Ulku Soylemezoglu ıse "Sa^dakı dagınıklık drvam etligı surete tıfrıe'dekı sonuı her /aınan ortayu ııkabılır" dedı Engeli nasıl aştım? ECEVİT Onlar sempatılerını ve desteklcrını, dayumşmalarını veya üzüntülerını bıldırıyorlardı, ben de (eşekkür edıyoıdum, bazen dc sorun ların ayrıntılarına gıren mektuplas malarımız oluyordu O arada örne ğın Ankcr Jorgenseıı, benım hapıs te olduğum bır sırada, Danımarka da başbakandı ve Yunanısıan'a bır resmı gezı yapmıstı Yunanıstan'dan dönerken, TUrkıye'ye, sırf benımlt göruşmek ve dayanısmasını göster mek ıçın, kışısel bır zıyarette bulun mak ıstedı Bu çok büyük bır jesttı t'akat, tabıı Türkıye'nın o sıradakı yönetımı buna buyük tepkı göster dı, ve o yüzden gelemedı Anker Jor gensen Palme'nın de bır ınce jestı ol du 12 Fylül 1980'den sonra, ıkı yıl kadar benım yurt dışına çıkmama ızın verılmemıştı Bazen hapHer, sorusturmalar, kovuşturmalar oluyor du Bazen de aldığım davetler, genellıkle, Sosyalıst Lnıernasyonarden, sosyal demokrat partılerden veya Avrupa Topluluğundakı Sosvalıst Partıler Bırlığınden oluyordu, ve as kerı yönetım de, "Bunlar sıyasal nilelıkle davetlerdir, oysa size her turlu siyasal faalıyet yasaklır, onun ıçin gidemezsiniz" dıyordu Palme dc bu nu bılıyordu hakat şöyle bır bıılu sıı oldu Palme'nın 1983 güzünde, Güney Amerıkalı yazar Oarcıa Mar quez, "Nobel" odulu alınca, Olot Palme, başbakanlık konutunda Mar quez onuruna vereccğı bır özel yenıe ğe, benı ve esjmı davet ettı Yanı bu, sıyası nıtehkte değıl, edebı nıtelıktc bır davettı O nedenle de askerı yönetım buna engel olamadı (,unku bana edebıyal ydsaklanmamıştı O şekılde, benım yurt dışına çıkmam ıı/erındekı engeli aşmıs olduk On dan sonra başka nedenlerle de çıklını Iskandınavların demokrasıye ba kışını göslcrmek bakımından ılgınç bır şey anlaıayım Benım, Palme' nın bu davetı üzeııne, Isveç'e gıdeceğımı duyar duymaz, üanınıarka' dakı muhatakdZdr hükumeı de he nı resmen hukümet olarak davet cı lıler Stockholm'deykcn. Norveç'lekı muhalazakar hUkümetın de davetı geldı Yanı demokrasi konusunda vc baska ülkelerdekı demokrdllara ılgı konusunda, tskandınavların, muha tazakârları da, genellıkle, sosyal de mokıatları kadar ıçtenlıkh davranıyorlar Çok ılgınç bır gözlemım de sıı ol du O edebı davel vesılesıyle lsveç'e gıllığımde, Palme, kendı davet ge rekçesıylc tutarlı olmak ıçın, bcnımle Türkıye'nın sıyası durumunu hemen hıç konuşmadı Konıiisa ben buııa hd/ırdıın, fakat, o takdırde, edebı bır göruntu altında, sıyasal nedenle b,. nı çdgıımış olauıklı Onun ıçın o ko nulara değınmekten kaçındı Bu ben ce büvük bır ıncelıkfı Evren: Yavaş fakat programb birlîk Tarım Orman ve Köyışlerı Bakanı Husnu Dogan, tarım bakanlarının bırçok konuda önemlı kararlar aldığım vurgularken, Daımı Komıte'nın çalısmalarını özetleyen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Lrdem de, Daımı Komıte'nın her yıl ey lül ayında bır araya gelmesını kararlaştırdıklannı söyledı. Oturumda, tüm bölgeler adına konuşan Endonezya'nın ekonomık ve tıcarı ışlerden sorumlu baka nı Ali Vahhan da, "Ekonomik ışbırligı Islam dunyasının dayanılması uzerine kurulacaktır" derken, İKÖ Genel Sekreterı Şerafeddin Pirzade de, çalışmaların tüm güçlüklerın dıkkate alınarak sürüldüğünü vurguladı BARANSELİN AÇ IKI AMASI Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Ev ren'ın öncekı gün Bayrampa;a yenı hal bındsım zıyarelı sırasında sorun laıını anlatmak ısteyen Hasan Kodak adlı vatandaşı uzaklaştırmaya çalıs lığım şeklındekı haberın yanlış bır değerlendırmeden kaynaklandığını sanıyorum Aksıne adı geçen vatan daşı ben kalabalığın arasırıdan bi7 zal elınden lutup cekerek Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanına getırmck suretı ıle sorununu dınlemesıne yar dımcı oldum Siyasi bir gereklilik ECEVİT Cvet, fakat bu bır varsayımdır O sırada başvuruda bu lunulmuş olsaydı, nasıl kabul görür du1* Bunu geçmışc dönük olarak kei> tırmek zor Ancak, şunu yıne vurgu lamak ıslenm kı, Türkıye'nın, Av rupa Topluluğu'na tam üye olabıl mesı ıvın, bır yandan ekonomık yapısında ba/ı değışıklıkler yapması, bır yandan da, sıyasal rcjımın, Ba tı Avrupa ölçütlcrıyle deınokratık duruma gelmesı gerekır Türkıye'nın Avrupa I opluluğu'nda lanı ılyelığı, hıç kuşkusuz, demokrasısı ıçın bır güvence olacaklır Ama tam üyelık ıstemının kabul görebılmesı ıtın de, ılkın demokrasısının o düzeye erışmesı gerekır Şunu da eklemek ıste nm Beııce Türkıye'nın Avrupa Top luluğu'na tam üye olması gereklıdır ve yararlıdır, ve bu gereklılık, eko nomık nedenlerden çok, sıyasal ne denlere dayanınaktadır Sıyasal ne denler derken, hem ıç hem de dış sı yasal ncdenlerı kasledıyorum Tııık ıye uluslararası ılışkılerınde duyarlı bır dengeyı gözetmek zorundadır Bu dcngedc de Balı Avrupa ıle ılışkıleı ı çok önemlıdır O zaman 1 urkiye, icınde Yunanislan olan bir AhT'ye nasıl gırcceklir' Yunanistan'ııı vclosıı, başka hıçbır neden olmasa dahı, Turkiye'yi engellemeye yelerlı . ECEVİT Tabıı bu uddı bır so run olabılırdı Nıtekım 19781979'dakı hükümct dönemı mızdc, topluluk velkılılerıyle ve lop luluk uyesı ıllkelerın yetkılılerıyle görOşürken, bu olasılığa dıkkatlerını ve kıyordum ve Yunanıstan'ı tam uyclığc almaya kesın kararlı ıseler baş ka ülkeleıın uyelığı konusunda veto yetkısının, Yunanıstan üye olmadan önce kaldırılması veya hafılletılme sı gerektığını one suruyoıdum Bu yapılmazsa, ılcrdc, lurkıye'yı tam üyelığe almak ıstcscler bıle, a^ama yacakları bır engclle karjılaşabılecek lerı konusunda kendılerını uyarıyor dum fakat topluluk, kendı kural larında böyle bır değı^ıklık yapma yı uygun görmedı Bununla bırlıkıe, Türkıye'nın üyelığı söz konusu oldu ğunda, Yunanıstan engelını aşmanın bazı yolları, ıstenırse, bulunabılır Kaldı kı, Yunanıstan, lurkıye'ye kar^ı son yıllardakı kadar katı tutum sürdürmenın, kendısı agsından da sağlıklı ve gecerlı bıı davranıs olma dıgını zamanla kavrayabılır Ancak bunun bır koşulu vardır Avrupa Topluluğu ve Avrııpa Iopluluğu' nun Yunanıstan dısındakı uyelerı, Türk Yunan ılışkılerıtıe ve Türkıye ıle YunanıMan arasındakı sorunlara, doğrudan ya da dolaylı olarak karış maktan kaçınmalıdırlar Çünkü, eğer bundan kagnmazlarsa, Yuna nıstan, sırtını, Avrupa Topluluğu' Muddi destek İsveç sosyal demokralları, Ispanyol sosyalistlerınc va da Portekiz sosvalisdeniH yardım eltıkleri kadar, bır yakınlık kurabıldiler ml si/inle? (, unku bu ülkelere kuzevli sosyal demokratlar, hem maddı hem manevı açıdan yardım ettiler... LCEVİT tvct bıhyorum 1 a kal bız o tür bıı yaıdıma yol açma dık Çunku Türkıye'nın koşulları, Portekız vc İspanya gıbı ülkelerın koşullarmdan, bazı konularda, bır haylı farklı Portekız'de Salazar dönemınde, Ispanya'da Franto döne mınde, açık muhaletet yapmak, olanaksız denebılccek kadar zordu Bız de ıse bu 701luk ancak 12 Eylul son rası 3 yılda görüldü, ondan sonra asılmava basladı Kaldı kı, o 3 yıllık dönemde de bana gore, rejımı de mokratıkleştırme hareketının ıçerden gelmesınde, loplumdan gelmesınde varar vardı Ben de ona çaba göster nıeyı lercıh eltını Ikıncısı bı/ım ge Ieneklerımi7de dısardan maddı deslek arama yokıur ve bence bu gele neğııı de surınesı geıekır Belkı bazı partıler dışardan örtülü yardım alı yorlaıdır, onu bılcnıem Ama res ıııen bu yoktuı ve C umhunyet Halk Partısı de hıçbır zaman bunu ısteme mışlır Bundan sonra da sosyal demokratların veya demokratık solcu lann ıslemelerını doğru bulıiıam, çünkü bu kapı bır kez açılırsa, o ka pıdan başkaları da gırer Yanı sağın bır ULundan, solun bır uuııu kadar bırçok akımlar, kendılerıne göre, gız lı açık bırıakım olanaklar bulabılır ler Ben demokıasının Tııık loplu ınunun kendı içındeıı kayııaklan masında yarar goruyorum Ama, bu arada baska ülkelerın sosyal demok latlarının bellı bıı çeıçeve ıvıııdegüs lereceklen dayanışma, elbette buyük önem taşır (Baştarajı I. Sayfadu bolgesi kurmak olduğunu akıldan çıkarmamalıyız" dedı Cumhurbaşkanı Kenan Evren kapanış konuşmasıııda, daha önce alınan kararlar doğrultu sunda, üzerınde çalışmalar yapılan konularda da önemlı gelışmeler sağlanmasııu memnunıyet vencı olarak nıtelendırerek, sözlerını şöyle sürdürdu "Bu çerçevede ulkelerimi/de ekonominin çeşitli alanlarında faaliyet gosteren ozcl sektor temsılcilerının İSEDAK kararları dognıltusunda yapacagı çalışmalar, işbırliğine yeni bir buyut ve muhteva kazandıracaktır. Memnunıyetle belırtmek istediğim bır başka husus da, ulkelerimizin diger milletlerarası ekonomık ve tıcarı konularda, muşlerek goruş ve davranıs oluşturması yonunde çalışılmasının ongorulmuş olmasıdır. Lkonomik yapılan ve gelişme duzeyleri benzer ozellikler gosteren ulkelerimiz, boyle bır dayanışma içine girmeleri, dış ekonomık sorunlarımızın hafitletilmesinde onemli rol oynayacaklır." Cumhurbd^kanı Kenan Evren, sözlennı şöyle tamamladı "Sizlerden Turk halkının barış, scvgı ve kardeşlik duygularını, ulkelerınızdekı kardeşlerimize iletmenizi onemle rıca edıyorum. Bundan sonraki İSFDAK toplantısında lekrar beraber olmak umıdıyle, sizlere iyı yolculuklar temenni eder, en iyı dıleklerımı sunarım." Kapanış oturumundakı konuşmasında, tKÖ uyelerıne Mer sın Serbest Bölgesı'nde konten jan ayrılacağını kaydeden Baş bakan Turgul Ozal da, tıtaret alanındakı nıhaı hedetın, 'Islam gerbest bolgesi' olduğunu vur guladı Islam ulkelerı arasındakı ışbırlığını günün gereklerıne uydurmak gcrcğı üzerınde duran Özal, "Ulkelerimiz buludukları bolgelerde, diger ulkelerle veya ulke gnıplanyla da ekonomik işbirligi yapmaktadırlar. Ancak bu husus, Islam âlemine mensup olan bizlerın aramı/dakı ışbırliğini kısıtlayacak bır amil duşunulmelidir" dedı özal şöyle konuştu "İslam âleminin tumunu ıçine alan tek kuruluş İKO'nun bu daimi komitesinin kurumlaşarak bir isbirligi fonımu nıteligıne donuşmesi buyuk onem tuşımaktadır." BAKANLARIN KONUŞMASI Kapanış oturumundd söz alan Başbakan: Zam yok (Baitarafı I. Sayfada) zam karşılık yatınyorlardı. Bundan gereksız vere panıge kapılan bankalarımız ınaııası/ varışa gırdiler, biz de bu yarışa tam zamanında dur dedik." "ENFLASYON YLZDL 25'tN DE ALTINA İNECEK" Başbakan Turgut özal, bır soru U7erınde, yenı koşullarda enflasyonun yuzde 25'ın de altına ınebıleceğını belırterek, "Yeni koşullar Tanrının bir lulfudur" dedı Son devaluasyonla Turk Lirası'nın gerçek değerıne ulaşı lıp ulaşılmadığı yolundakı bır soruyu da, "Gerçek degerin de altında bir kur tespil eltik. Bunu da ihracatımız için yaplık. Merkez Bankası'nın onceden uyguladıgı kur ııktıfti" şeklınde ya nıtlayan Ozal, 1985 ıhracatının da 7 milyar 943 milyon dolar olarak gerçekleştığını açıkladı özal, aralık ıhracat rakamının da 7% milyon dolar olarak belırlendığını söyledı "TAHTAKALE HİZAYA GEl ECEK " Son dövız operasyonundd Tahtakale'nın etkılı olmadığını sdvunan Özal, şöyle konuştu "lahtakale'de zaten işlem çok azdır. Bunun bir bolumu gi/li ıthalal ıçın, bır bolumu de yurt dışındakı 30 bın ogrenri ıçin talep edilmektedir. Ogrencılerin mevzuatı için bir düzenleme ha/ırlamaktayız. Konvertibıliteden onceki son aşama sayılan doviz borsası da devreye gırince, Tahtakale de sisteınin içine girmeye mecbur kalacaktır." "LCUZ PETROLU BOMBALAYAN BF1 Lİ DEGİL " Başbakan Turgut Ozal, öncekı gun Basra Körfezı'nde, Türklye'ye ucuz petrol taşırken vurulan tankerı kımın vurduğunun henüz bellı olmadığını belırterek, "tran'a durumu sorduk. Ancak, ısrarla kendilerının vurmadıgını, bombayı bırakan uçakları herkesin kullandıgını soylediler" dedı "Bombalama ucuz petrolu engellemek için mi yapıldı?" şeklındekı soruyu da şöyle yanıtladı "Bunun bu şekilde olduğunu gazeleler yazdı. Benım bıldıgim artık herkesin ucuz petrol sattıgıdır." Bazı bayılerın ucuz petrol satması karşısında sıkıştırıldıkları yolundakı soruya da şu yanıtı verdı "Önce şunıı belirteyim ki, Turkiye'de akaryakıt fiyallan serbesl degildir. Hepınizin de bildigi gibi, bir akaryakıt islikrar fonu' vardır ve bu fon durdukça akaryakıt fiyallarının serbest olması duşunuleme/. Gelecekte bunu da kaldırmayı planlıyoruz ama şımdi degil. Bir bayinin ucuz petrol satması da, onun kendı kâr marjından fedakârlık etmesı demektir. Bu marj da yuzde 3 dolayındadır." TANStYON SORUNUNUZA ÇOZUM Basıt kullanımlı, elektronık tansıyon aietleıı Ithalatçısındun 145 00 71 145 00 72 I>R. U U R S U N KIRBA!? Norolojı Uzmanı Kırağı Sok <ii/^ K.ıvukçiı Apt D 3 Osmanbey/îjışlı (Sıle Sıneması arkası) Tel 141 40 91 (16 00 19 00 arası) Söyleme/oğlu, seçım sonuçlarını değerlendırırkcn, SHP'nın Ger/e Beledıye Başkanlıgı seçımıne "bırleşik sol" olarak avantajlı bır durumda gırdığını kaydettı ve şunları süyledı. "Dortdivan ve Bayramoren'de solun bır etkinligi yoklu ANAP burada ıktıdar olmanın avantajını kullandı Ancak bunlar bir gosterge degildir Goslerge Gerze'dlr." Başbakan Turgut Özal da lstanbul'dd Cumhurıyeı muhabırının sorusu ü/cı ıııc "Bız buyuk bır partiylz. Her yerde alırız. (.cr/e'de de oylarımı/ın arttıgını gorduk" dedı Özal, gazetecılerın yalnızcd "Gerze"yı sormalan üzerıne "Niye Gerze'yi soruyorsunuz, bugun iki ayrı yerde daha scçim oldu" dedıktcn sonra "Diger yerierdc ANAP kazandı. Gerze'de de bızım oylarımıı artd" şeklınde konuitu Dİ6KR İKt SK.İM ANAP'IN C , ankın'nın Kursunlu ılçesıne bağlı Bavramören, Bolu nun Gcrede ılçe sınc baglı Dörtdıvan kasabasındakı heledıye başkanlığı seçımlerını ıse ANAP adayları kazandı Bayramörerı scçmıınde ANAP'lı Ali Haydaroglu 114, DYP adayı 48, MDP adayı da 22 oy aldılar, 17 oy da boş çıktı Bu seçım, ANAP'lı adayın mazbatasının ıpıalı nedenıyle yenılenmıştıı Dörtdıvan seçımlerındc de ANAP adayı All Oral, 480 ov dlırken DYP adayı Vusuf AjnaKit/ 446 oy sağlayabıldı Beledıye başkanlığı, SODLP'lı adayın ölümU Uzcnne yapıldı Her ıkı kdsabddakı seçımleıe SHP' den adaylar katılmadı Istanbul Belediyesi ŞEHİR TİYATROLARI KULTUR ETKINUKLERI CUMHURIYET DÖNEMİNDE TÜRK ŞİİRİ Yöneten: Nedret GUVENC Metni hazırlayan: Doğan HIZLAN Am IPEKKAYa Harbiye M.Ertuğrul Tiyatrosu 17 Mart 1986 Pazartesi saat 20.30 knklarelı Vı/e'den aldığım nutus cuzdanımı kdybettım Hukunısüzduı !}UKRU LRTUNÇ Sunan: SDRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear