17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 12 ŞUBAT 1986 Ozetle TELEVİZYON 07.00 Açılış ve Program 07.01 Sabahın Getirdikleri Progmm, Tttrk halk maaği ile baftıyor. Sohbet ve çizgi filmden sonra yerii dizi EıikçigUkr eknma geliyor. Bihneceden sonra TQrk sanat müvtı yer ahyor. Damızlık seçimi ve portakalm yararianndan söz ediliyor. Sağlık köştsinde, gOz hastahklan ifteniyor. Vıtray kunian ile ilgili görüntüierden sonm Küçük Çifllik adh dizi yayımlanıyor. Sağlanaınayan bale pabuçları, gümrükte takılan notalar İzmir Devlet Balesi, "Coppelia"yı yeterli sayıda bale pabuçlan bulunmadığından uzun süre erteledi. Bu yüzden temsil sayısı sınırlı tuıuluyor. Devlet Senfoni'nin solisti Gülay Uğurata da, notalcn gümrükte takıhnca Çaykovski'nin "2. Konçertosu" yerine, Beethoven'in "4. Konçertosu"nu çalmak zorunda kaldı. ÜNER BİRKAN lzmir Devlet Opera ve Balesi 'nin mevsim başından bu yana süregelen suskunluğu son buldu. Bir bale terasili hazırlığı içindeydi OperaBale. Duyuyorduk. Leo Delib«s'in 'Coppelia'sını sahnelemeye çalışıyordu. Izmir Devlet Balesi'nin gepegenç kadrosu. Kurulduğu günden beri ilk olarak üç perdelik bir baleyi sahneleyecek, kişiliğini tanıtlayacak, tek ba$ına bir büyük temsili gerçekleştirebileceğini gösterecekti. Gelin görün ki, " p a b n ç " sorunu çıktı birden karşılanna. Yeterli sayıda ve nitelikte bale pabucunu bir takım formaliteler >üzünden zamanında sağlayamadıkları için, temsili bir süre ertelediler. Sonunda da, ocak ayı baslannda çabalarının olumlu sonuçlarını alabildiler. Liberal ekonomiye ayak uydurmaya çabaladığunız, iğneden ipliğe hiçbir malın yokluğunu duymadığımiz $u günlerde (!) devletin balesinin pabuç bulamamak yüzunden çalışmalarını yeterince yürütememesi, üzerinde duşünulmeye değer bir konudur. Bale pabuçlannın binbir guçlükle sağlanabilmesinden ötürü, "Coppclia" temsillerinin sayısı da sınırlı kalmakta. lzmir Devlet Balesinin "Coppelia"sı yalnızca bir " i l k adım" değil. Ciddi ölçüler içinde gerçek bir başarıdır. Bale yazarı değilim. O yüzden, çizmeden yukan çıkmak istemem, ama Tülin Ogurman'ın koregrafi uyarlamasının, gözü de, gönlü de okşayan bir denge içinde yurüdüğünü belirtmeden geçemeyecegim. Ercan YenaJ'm yönetimindeki orkestranın Deiibes'in "tempo belirleme" niteliğinden çok ötelere geçen kişilikli müziğini belirlemedeki basarısını da övmek isterim. Benim bulunduğum temsilde, Frantz'ı genç dansçı Serhat Nöfusçu Swanhilda'yı Biken Altanoglu yürekten bir basanyla canlandırıyorlardı. Kutluyorum bu genç sanatçılanmızı. Bu mevsim lzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın konser programlan önemli aksamalara takılmaksızın yürüyor. Bu güzel görünümü arada sırada bozan düzensizlikler bu yüzden daha bir göze batıyor. Devlet Sanatçısı, piyanist Gülay Ugurata'nın katıldığj 78 subat hafta sonu konserleri için öngörülen Çaykovski'nin "tkinci Konçertosu" yerine, son anda Beethoven'in "Dördüncü Konçertosu " r ' i n programa alınması bunun son örneği oldu. Gazetelerimizin ön sayfalannda biJe yer aldı. 1985 Türkiyesi'nde böyle tuhaf durumlara pek alışır olduk artık. Bestelendiğinden bu yana tam 108 yıl geçen bir yapıtı "notalan giimrükten çekilmedi" gerekçesiyle çaldırarnıyoruz. Merak ettiğimden soruyorum: 1979'da 7. fstanbul Festivali'nde aynı orkestra, aynı konçertoyu hangi notalardan yararlanarak çalmış tı acaba? Almanya'da, Freiburg Operası'nda çalışmakta olan genç rniızikci Aziz Kortel (34), bu haftasoou konserinüı yönetmeniydi. H'.A.Mozart'ın son üç " b ü y ü k " senfonisinden önceki ara dönem yaratmalanndan birini, " L i n z " adıyla bilinen " 3 6 No.lu Do Majör Senfoni"yi yönetti. Büyük yaraücının üzerinde pek de özene bezene çalışmadığı, biraz çalakalem, ısmarlama kokan bir senfoni bu. Genel çizgileriyle iyi belirlendi. Doğru vurgulandı. Aziz Kortel'i, içerdiği daha zengin, geniş kapsamlı senfonik yaprtlarda da dinlemek isterim. Bu arada, önemli bir hatırlatma: Sayıca yeterli düzeye gelen, onikiye yukselen kemanlar grubunun (çoğu genç) üyelerini yanhşsız ve dikkatli çalmaya alıştırmak gerekiyor. Sanınm, yönetmenlerin yanısıra, onlara bu disiplini verme görevi grubun liderlerine, başkemancılara düşmektedir. Orkestranın en önemli grubuna yeterli kıvamı kazandırmak, dolayısıyla entonasgonu iyileştirmek için bu "iç eğitim"in bir an önce gerçekleştirilmesi uygun olur. "Gülay Ugurata'nın Beethoven, "Sol Majör Dördüncü Konçerto" yorumunu, genelde kıvamlı, tempolan doğru, dengeli bulduğumu belirtmek isterim. Sanınm, Beethoven'e özgü görkemli vurgunun verilmesine özen göstermesi gerekir. 09.00 Kapanıs 17.00 Açılış 17.05 Açık Öğretim Prof. Dr. Kemal Tbsun "U tdaresine Giri}", Prof. Dr. Hilmi Hacısalıhoğlu "Genel Matematık", Prof. Dr. Erol Cansel "Timel Hukuk" ve Prof. Dr. Ahmtl Mumcu "Ataturk tlktleri ve Inkılap Tarihi" dmierini veriyorlar. 18.30 Haberler 18.45 Mutlu Maymunlar 19.13 Üniversite Gençliti 2 Progmmda, unıvtmu öğrencilerinm gfMOk btsttnmeteri ik boş zomanlanm naal deterkndirtbUdikleri mlaulıyor. Aynca, Oniversite ilgılüerinin de bu kcmudekı görüflenru yer verüiyor. 19.43 Uykudan Önce 20.00 Haberler 20.30 Hava Dnrnmn 20.45 Gece Gttzeldir5 21.45 Devlet KJasik Türk Müziği Korosu Prosnmda. Dr. Nennd Atlıf yönetimindeki Devlet Klask yer ahyor. Türk Müvği Korosu GENtŞ YER VERDt Erden Kıral'ın "Ayna'Tılmi ı zerinegenis bir yazıya yer veren "TtP" dergisi ve filmin baş oyuicularından Suavi Eren 'in dergide yer alan fotoğrafı. Sovytt Bestedler Birtiği'nin besteci Ahmet Adnan Saygun onuruna Moskova'da düzenlediği konser büyük ilgi gördü. Moskova'nın Çaykovski Salonu'nda düzenlenen konseri Türk besteci Ahmet Adnan Saygun da izledL Konserde orkestra sefl Veronika Dudarova'mn yönettiği Moskova Devlet Senfoni Orkestrası, Saygun'un yapıtlannı seslendirdi. Sovyet müzikseverler, Difisleri ve Kültür Bakanlıklan yetkilileri ile buyükelçüik mensuplan tarafından izlenen konserde, daha sonra şef Dudarova tarafından sahneye çağruan Saygun uzun süre alkışlandL (a.a.) Moskova ''da Saygun onuruna konser 22.05 Saray ve Tarih 4 Dotmabohçe, Çımğan ve Yıidız sarayiannın lanıtımlonnın yanı an devrin terihi oiaylan dramatıze olarak ışleniyor. Tarihi oiaylar arasında 2. Mefrutiyet'in Uaıu günlennde imparatoriugun değışık cephelerden gurOnOfü, iç ve dif olayiar yer ahyor. Erden Kıralhn i 54yna"jHmiAbnan basininda övülüyor ^ w ^ Berlin 'de yoyımlanan "TtP'' MMM9 =^%» dergisi, "Âyna"ya geniş yer """• ^" verdi ve filmden beğeniyle söz etti. Wolfgang Brenner imzasıyla yayımlanan yazıda, film, "Öfkesi ve hüznüyle insanlık dışı yaşamı konu alan bir sanat yapıtı" olarak niteleniyor. BERLtN, (Cumhuriyet) Erden Kıral'ın Berlin sinemalarında gösterilen son filmi "Ajna", Alman basınında geniş yer buldu. Haftalık " T İ P " dergisinde, "Aşk ve Duygusuzluk" başIığıyla yer alan bir yazıda da filmden övgüyle söz edildi. "Hakkâri'de Bir Mevsim" adlı filminin Berlin Film Şenliği'nde ödüllendirilmesinin Almanya'da yaşayan Turk film yönetmeni Kıral'a çok dost kazandırdığını belirten dergi, "A>na"yı "öfkesi ve hüznüyle insanlık dışı yaşamı konu alan bir sanat japıtı" olarak niteliyor. " T İ P " dergisindeki VVolfgang Brenner imzalı yazı şöyle: "Filmde aynaya bakmanın ve aynada kendini görmenin büyülü çekiciliği önemli bir rol oynuyor. Belki de film, yansıma ve bunun insanlar üzerindeki etkisiyle epey ilgili olduğu için. Ağanın oğlu, yoksul Necmettin'in karısı Zelihan'a para ve bir aynayla yanasmaya çalışıyor. Hiç sahip olmadığı para Zelihan'ı huzursuz ederken, cep aynası etkisini gösteriyor. Ağanın oğlu, ayna aracılığıyla Zelihan'ın, kocasına bile kapalı olan gizli dünyasına gözüpekçe giriyor. Sonunda ayna bir kez daha ortaya çıkacaktır. Zelihan onu kocasından hep saklamışur, ama birden Necmettin'in karısının aşığını öldürdüğü kanlı bıçağın yanıbaşında belirir. Erden Kıral. kökleri Türkiyenin kısır dağlık bölgelerine ulaşan trajik gerçekliği açığa çıkarıyor. Bu üç insaru yavaş yavaş boğan gizemli bir örgu. Suçlular ve a a çekenler var, ama rolleri değişiyor. Bu yaşamın getirdiği umutsuzluk, ezilenierin ellerindeki pek az şeye sanlmalarına neden olan guçlülerin sımrsız keyfiliği ve öfkesi felakete neden oluyor. Ama bunların daha iyi koşullarda önlenip önlenmeyeceği sorusu ortada kalıyor. Filmin, bu metafizik yüküne karşıhk gercekçi bir dile sahip olması şaşırtıcı. Kıral, Zeiihan ile Necmettin'in acısını ve yazgılarının klasik çıkmazıru görkemli bir dille anlatmaya yeltenmiyor. Gücünü davranışların yalınlığıyla sağlıyor. Felaketi yüceltmeden, felaketten, basit şeylerin şiirini yaratmayı göze ahyor. Necmettin, ağanın oğlunu öldürdükten sonra Zelihan, merkezini beyaz öküzün oluşturduğu hayaller görmeye'başlayacaktır. Bir konuttan çok deliği andıran evlerini bu öküzle paylaşmaktadırlar. Hayvan, evin altında gömülu olan cesetten huzursuz olmakta, sürekli eşinmektedir. Necmettin, karısını tümuyle yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu fark edince ona ait olan tek şeyi, evliliğini almak isteyen ağayı öldürdüğü gibi oküzü de oldürür. Zelihan dona kalır. Her şey kaybolmuştur. Olaylann korkunç dinamiğıne karşın, Kıral melodram ağırlıklı, tempo yüklü bir sinemadan kaçınayor. Daha önce enfes bir film olan "At"ı çeken ve yapımcılığım üstlenen kameraman Kenan Ormanlar, natürmort gibi duru, derinlikli görüntüler veriyor. Soğuk simgeselliklerinden arındırılan goruntuler, etkili ve şiirsel izlenimlere donüştürüluyor." ABD'de devlet şairi seçiliyor Ingiltere'deki Saray Şairi gibi ABD'de de bundan böyle bir devlet şairi seçiUcek. Başkan Reagan'ın imzaladığı kararname gereğince devlet şairi Bağımsızlık Günü kutlamalanndan önce birkaç hafta içinde seçilecek. Şimdiye kadar ABD'de böyle bir görev bulunmamakla birlikte, çeşitli şairler belli kutlama günlerinde şiirleriyle yer aldüar. örneğin Robert Frost, 1961'de Kennedy'nin Başkanhk görevine başlama töreninde bir şiiri okudu ve olayı TV'den milyonlarca insan izledL 22.40 Uzay4 Avrupa'da savaşm iHtmesiyle vatanlanna dönen Amtrikalüar törenlerte karfrfanırken, btrbirlerine yabancı olan beş bilgin birbırlenyte umifmak için ilk adunlannı atacaklardır. Bir grup Aiman bügını ne olduklannı anlayamadan ve gOttvltrinin ne olduğunu bUmeden Amerikan üslerine yerieştiriiirier. 23.25 Haberler 2330 Kapanış Gaelle Pelachaud Sergisi RADYO T R T I »5.00 Açıh* prognm ve kısa haberler. 05.05 Ezgi kervanı. 05J0 Sototierden birer sarkı ÜM Köje haberler. 0 M 0 COoaydın. 073» Haberler. VJAO Gttnün içinden. 09.40 Arlcan yınn. MıM Kııa haberler. 1045 Relüamlar. 11.00 K m haberkr. 1L0S Okui radyosu. 11.45 Hafif müzık. 12J0 Kua haberler. 1245 Reklamlar. 12.10 Türkçt sözla hafif müzii. 12J0 TOrk halk mOzj£ ÖKİ prognmı. 12JÎ Keklamlar ve radyo programlan. 13J0 Haberler. 11.15 Müzik. 13J0 Bolgesel y«yın ve reklamlar. 14>45 TOrkü ler. 15J0 Kua haberler. 15JS Öfleden soora. l « J 0 Kua haberler. 1645 Okul radyosu. 1*45 Hafif müzik. 1740 Kua haberfer. 1745 KOyOmOz kOytüjnOz. 17JS Bölgejel yayın ve reklamlar. 1840 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk sarkıs. 18.20 Acemkürdi fash. 1850 Hafif mOnk ve reklamlar. 1940 Haberler ve olaylano içinden. 2040 Yurttan sesler. M J 0 Yeni scsler. 2140 Kua haberler. 21.02 Radyo tiyatrosu. 22.00 TürkU ler geçid) 2X20 KOçük konser. 2X40 Şartolar 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden Ozîtler. 0140 Program ve kapanış. 014505.00 Gece yayını. T R T I I 0 7 4 0 Açüu ve profram. 0742 SoüstlenJen «eçmeltr. 07J» Haberler. 07.40 Tttrtola ve oyun havalan. 0840 lld solistten şarkılar. 08J0 Sabah komeri. 0*40 Türkfller. 09.15 Çocuk bahctâ. 0»JO Çesıtb müzık. 1040 Şarkıiar. 10J0 TOrkOler gecidi. 10^40 Tarihimİ7(len portreier. 1140 Kadınlar toplulugu. 11J0 Dilimiz. 12.00 Şarkılar. UM Çefüli »oloUr. 1^45 TDrkfc sözJü hafif mtok. 13.00 Haberler. 13.15 HaTıf mürik. U J 0 Kuçuk kora 1440 Bir albüm. 14J0 Yabancı dil dersi. 15J0 TRT Ankan Oda Orkestrası. 16.00 Şarkılar. UM Arkası yann. 16.40 TOrküJer gecidi. 1740 Şehnaz faıh. 17J0 KOcOk konser. 18.00 TDrkOlcr ve oyun havalan. 18.30 Bılim ve teknolojide yeni ufuklar. 1&50 Çocuklar sarkı söyiüyor 19.00 Haberler ve olaylann ıçinden. 20.00 Beraber ve solo şarkılar. 203© Yabana dil dersL 21JO Yurttan sesler. 22.00 Çeşıth müzik. 22J0 Bir roman / bir yazardan hikiyder. 2145 TtlrkOler. 23.00 Haberler. 23.15 Beraber ve solo şarkılar. 23^0 Hafif müzik. 23.55 Çarşamb» konseri. 9tS5 Program ve kapanıt. T R T I I I 0740 Açık; ve program. 0742 Hafif müzik. O7J0 Sabah konseri. 0040 Sabah için muzik. 09.00 Haberler. 09.12 Müzikli dakikalar. 1040 Tempo. 1140 Ofleye dogru. 1240 Haberler 12.12 GOnün konserL 1340 Beraber ve jolo şarkılar. 13J0 Türk halk muzitı loplu programı. 1440 Konser saati. 15J0 Caz mOzigı. İSJSS Haftanın çocuk sarkı». 1640 TUrk halk mOagı toplu programı. 16J0 tkı solistten jarlular. 1740 Haberkr. 17.12 Sizler için. 18.00 StOdyo FM. 19.00 Haberler. 19.12 Müzik dunyaandanJ040 Her hafu sizlerle. 20J0 Caz danyasından. 2140 Dünden bugttne Batı sanat muziji. 22.00 Haberler. 2X12 Gecenin getirdikleri. 2340 Bir konser. 00J0 Gece ve müzik. 0140 Program ve kapanıs. Fransız ressam Gaelle Pelachaud, son yapıtlannı Ankara'dakt Galeri Nev'de sergiliyor. Paris ve New York fta öğrenim gören sanatçı, 198084 yülan arasında Paris, tstanbul ve Meâco Ctty'de duvar resimleri yaptt. Tiyatro dekorlan ve kukla tasanmları gerçekleştirdi. New York ve Paris 'te sergiler açtı. Sanatçmın 10 şubatta açılan sergisi 3 marta kadar sürecek. BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Insan nüfusunu yapı, gelişme ve dagüım açısından incdeyeo bilim. 2/ Orbaa önadlı ünlü bir tiyatro yazaruoız... Gizli yer, köşe bucak. 3/ Biricik... Aktinyumun simgeâ.4/Gözlerigönneyen... Şık, lüki ve göstcrişli giyinme tara. 5/ Ünlü bir divanjairi.. Keder. 6/ Denizayıs da denilen bir fok türü. 7/ Şarkı... Şamanizm'in din adamlanna verikn ad. 8/ Tüy, kıl... Gözdeki canlı lık... Bir soru sözu. 9/ Hindislan'da bir kent. YUKARIDAN AŞAClYA: 1/ Tesanüt. 2/ Mantık... Sarp bölgede kurulmıış Kafkas dağ kdylerine verilen ad. 3/ Sesi uzağa iletmeye yarayan aypt. 4/ " O " adüırun yönelme dunımu... Aşagüık kimse... Bir nota. 5/ Afrika'da bir ülke... Bunama, bunaklık. 6/ Orta Anadolu'da bir göl... Radyumun simgesi. 7/ Bir hay\an... Kemiklerin içindeki yag); madde. 8/ Bir gösteri ya da topİantı binasının dinlenme yeri... Valide. 9/ Yaşar Kemal'in üniıi bir romanı. Havana'da "JuventudRebelde" "AsiGençlik"gazetesinin mizah eki olarak yayımtanan "Dedete" dergisi, "Dış Borç" konulu bir L'Iuslararası Politik Hiciv Yanşması düıenledi. Yarışmaya katılacak yapıtlann 10 Temmuz 1986 tarihine kadar "Suplemento humoristico Dedete, Prado, 553 esq. Teniente Rey, Havana, Küba" adresine gönderilmesi gerekiyor. Yanşmaya üç yapıtla katılabilecek olan sanatçıların fotoğraflannı ve kısa yaşamöykülerini göndermeleri isteniyor. Altın, gümüş ve bronz madalyalartn verileceği yanşmada ödül alan sanatçılar Küba 'ya davet edilecek. 15 yıldır yayımlanan "Dedete"nin düzenlediği uluslararası yarışmanın sergisi 1986 eylülünde Havana 'da açılacak. ' 'Dedete'', yanşmayla ilgili olarak yayımladığı özel sayıda "Dtf Borç" konusunu işleyen karikatürlere yer verdi. "Dış Borç" karikatür y ^ Yazarın ve devletin hayulgücü Son PEN Kulüp Kongresi'ndt edebiyat ile devlet ilişkisi tartışıldı. Ama yazarların hayal gucü kendine sınır tanımazken, iktidar sahiplerinin, devleti ele geçirenlerin hayal gücü yerinde saymaktadır. Olası, geleceğe yönelık bir yaşama değgin taslak hazırlamak onlara çok yabancıdır. MARTtN WAGNER Yazarların hayal gucü ve devletin hayal gücü. Son PEN Kulüp Kongresi'nde ana konu buydu. Yani edebiyat ile devlet, ruh ile iktidar arasındaki iiişki. Bir yazarın hayal gücüne sahip olduğu ve bu hayal gücünun nasıl dışa vurulduğu herkesçe bilinir. Yaratıcı hayal gücüne daha çocuk kitaplarında rastlanz. Yani bu yeni bir şeyi değildir. Peki devletin hayal gücü nedir? Insan, yaratıcı bir eylem sırasında devleti nasıl gözünun önüne getirmelidir? Soyut bir hayal gücu geliştirilebilir mi? Bu mekanı hayal gucunün ürunleriyle, o zamana kadar varolmayan bir gerçekliğüı figürleri ve kesitleriyle doldururlar. Toplum tarafından kabul edilen ve onun yaşamını zenginleştiren bir gerçekliği üretirler. Bunda daha da ileri gidilme olanağı vardır. Örneğin, turistlerin İspanya'da Don Kişot ve uşağı Sanço Pança'nın geçtiği yerleri aramaları gibi. Bu çift, kitaptan, hayalden çıkarak maddi gerçekliğe ulaşmış ve kendi varhğını zenginleştirmiştir. Ceryantes örneğinde, iktidar sahibi olmayan birinin hayal gücünun urünu ütopyayı aşarak elle tutulup gözle görülebilecek bir gerçekliğe dönuşmuştür. Oiası bir yaşam uzerine geniş bir taslak sunulmuştur. Ne var ki, iktidar sahibi aşağı doğru bakar. Mülkiyet onun zihniyetinin ağır basan yanıdır. İsteği korumak, elden geldiği kadar çoğaltmak. zarar etmemektir. Olası bir yaşam uzerine taslak hazırlamak ona yabancıdır. Böyle bir şey yapmak yerine gerçek olanı örgutler ve bunu zorla kabul ettirmeye çalışır. Posta, trafik işleri, sosyal yardım kuruluşlan gibi iyi yanlan da vardır, ama bunlar sunuimakla yetinilmez. Karşılığında doğru davranma, düzene boyun eğme, belirli şeyleri öğrenme istenir. Her şey zaptürapt altına ahnır. Gerektiğinde, "kendi" mutlulukları için bireylere baskı yapıhyor. Burada da, utopyada olduğu gibi"sınır ihialleri" vardır. İktidarın "sınır ihialleri" somuttur, korunması ya da daha kötüsugenişletilmesi amacıyla yaşamın çok yönlü gerçekJiğine yönelinir. Ve bu bir kuraldır. 20. yüz>ıl dünyası iktidar adına çiğnenen sınırlara korkunç bir kanıttır: Emparyaüzm, faşizm, iki dunya savaşı, soykırım ve kararsız bir korku dengesi. Başkalannın kotülenmesi, teknolojik yonden geri kalanların ve doğanın sömürulmesi, iktidan elde tutmanın ilkesi haline geldi. İktidar sahiplerinin hayal gücü yakın tarih sürecinde, dünyada dengesiz bir yapı, doğa kanunu gibi kabullenilen ve tum iddialarla eleştirilere karşı ofkeyle savunulan eşitsizliği yarattı. New York'taki Kongre'de ABD Dışişleri Bakanı ne demişti: "ABD yazarlara karşı korunmalı." Sovyetler Birliği'ndeki Mitkjaranta kentinde yaşayan eski bir uçak teknisyeni, 2. Dunya Savası sırasmda kullantlan Sovyet uçak maketlerinin yer aldığı bir koleksiyon oluşturdu. 200 uçak maketinin yer aldığı koleksiyondaki parçalar 1/72 oranmda küçültülmüş durumda. Koleksiyonun en ilginç parçası ise, ünlü Fransız yazar ve hayacısı Antoine de Saint Exupe'ry 'ye ait olan uçağm maketi. (THA) SaintExııpery''nin uçak maketi Alman besteci Aribert Reimann ülkemize geliyor AMİ.\RA. (a.a.) Çağdaş Alman besteci Aribert Reimann, Alman kültur Merkezi'nin çağrılısı olarak Ankara'ya geiiyor. Alman Kültür Merkezi ve Hacettepe Üniversitesi işbirliğiyle 25 şubat salı günü merkezde bir "Oda Müziği ve Iied Gecesl" düzenlendi Gecede, konuk Amerikalı piyanist David Levrııe, İngiliz bariton Rkrhard Salter ve "Kreuzberg Ya>lı Çalgıiar Dortlusu". sanatçmın yapıtiarıru seslendirecekler. Programın ilk bölümündcki "Bariton ve Piyaıu) İçin Celan l.iedlerf'nde. Aribert Reimann, büyük ozan Paul Celan'ın şiirleri için yaptığı bestelerinin seslendirilişine piyanosuyla katılacak. Orkestra için bestelediği liedler ve operaların yanı sıra sahne yapıtlan da bulunan Reimann, 26 şubat çarşamba gunü Ankara Konservatusan'ndaki bir muzikal söyleşiye katılacak. Bestelerinin yapısmı örneklerle sunacak olan sanatçı sorulan yanıtlayacak. Aynı gün saat 19.30da, Alman Kültür Merkezi'nde Reimann'ın bestelediği, J. Pierre Ponnelle tarafından sahnelenen ve Bavyera Devlet Operası'nın oynadığı "Krai Lear" operası videodan sunulacak. Aribert Reimann 1936 yılında doğdu. 1977'den bu yana Berlin ve Hamburg Muzik Akademileri'nde 20. yüzyıl liedlerinin yorumlanması konusundaki kursları >öneten Reimann, halen Berlin'de besteci ve korepetitör olarak çalışıyor. YAZAR VE DEVLET PEN Kulüp Kongresi'nin açılışında varlığı veyaptığı açılış konusmasıyla fırtınalar koparan ABD Dışişleri Bakanı Ceorge Schultz (sağdaj Sorman Mailer 'le. noktada Goethe'nin düşuncelerini paylaşalım: "Sizin için çağın zihniyeti anlamına gelen, aslında egemen durumdakilerin zihniyetidir." Goethe'nin bunu iyi bilmesi gerekliydi. Çünkü alçaİsgönullülük göstermeksizin çağının zihniyetini etkileyenlerden olduğunu savunuyordu. Hayal gücünü asıl iktidar sahiplerinde arayalım! Devlet gucünu eUerine geçirenlerde arayalım. Yazaların hayal gücü ve politikacılann hayal gücü. Her ikisinin arasında somut bir farklıIık var, iktidarsızlar ve iktidar sahipleri arasında olduğu gibi. İktidar sahibi olmayanlar yazarak o ana kadar boş olan bir HAVA DURUMU UUU tiomm. bMfel IMIt «nun BBMm nuam MJtU OtTUtMH fJİMK SMBM §1Wlfl V^murlu . yaomutu VaOmurlu Çck Dututhı Yaitıuiu tar yağısl VaOmürlu Ygfflurtu YaCmuriu Yatmıjrlu Yagmurlu YtÇtTUıtıu r r «• ir ir r « • r r r •ir r ir ir ir r r « • r tr r « • r •r r AHSTEHOAM MhN BAÜOAT aeuBMD aemJN BONM BftÛKSEL CEHEVK ClOOe FRANKFUItT GlftNE KAHİRE KÖU4 LONDRA •MOftft) UOStOVA HÜNIH N £ * YOSK OSLO PAHIS : ÇOK tulutiu • VaOmurlu : Ço« Ooiutlu : Kaı yaftı^l. . stsiı • : Cok uuıudu : taı yJOış. : Kv yıftşlı : Acık : Kar yajışa : YaOmurtu : yajmurtu : Kar yagışı, : Çck Dulullu : Yağ'nurlu : Haı VSjıJJ. • Kar yajış» : YaOmurtu • Kv yaOışu : tor yaC > • • F 12° 14° ^ €° 3° 1° 6° 22° 3° 14° 1?° 6° 4° 1C 2° 7° 2° 5° 4° Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu 'nda 26 ocak gunü sahnelenmeye başlanan ve büyük ilgi gören Haldun Taner'in oyunu "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı "şubat ayı boyunca sunulacak. Oyunu Yaltn Tolga sahneye koydu. Herpazar 11.00'de "Karagözum İki Göztirn" adlı çocuk oyunu sürerken, Nezihe Araz 'ın yazdığı 2 bölümlük müzikli danslı "Akıllı Tavşan"m hazırhklan da devam ediyor. Martta, Mahır Canova'nın sahneye koyacağı Musahipzade'nin "Yedekçı"sini sunacak olan Bursa Devlet Tiyatrosu, şubat boyunca Feraizcizade Oda Tiyatrosu'nda "Sular Aydınlanıyordu"yu oynayacak. Bursa'da oyunlar yeni Tarık Dursun K'nuı bir öyküsü 400 bin tirajh Politika'da ÜSKÜP, (Cumhuriyet) Halikarnas Balıkçıs'nın "Aganta Burina Biranata" adh romarundan TV'ye uyarlanan "Açık Denizlere" adh film, Yugoslavya'nın Priştine TV'si tarafından yayımlandı. Film, 26 ocak günü de Üksüp TV'si tarafından Gülnihal İsmaiTin Makedonca çevirisiyle oynandı ve basında övüldü. BosnaHersek Cumhuriyeti'nin başkenti Sarayevo'da üç ayda bir çıkan sanat ve edebiyat dergisi "Dal>e", 15. sayısında, Çağdaş Türk Şiiri üzerine kısa bir açıklamayla 17 Türk şairinden birer şiire, Prof. Lamia Hacıosmanoviç'in SırpHırvatça çevirisiyle yer verdi. Dergide şiirleri yayımlanan ozanlar şunlar: Yahja Kemal Be>atlı, Ahmet Haşim, Nazım Hikmet. Bedri Rahmi Eyuboglu, Cahit Sıtkı Tarancı, Fazıl Husnu Daglarca, Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday, Behçet Necatigil, Sabahattin Kudret Aksal, Necati Cumalı, Ahmet Arif, Hasan Huseyin. Edip Cansever, Tahsin Saraç, Gülten Akın, Cengiz Beklaş, Ülku Tamer. Ataol Behramoğlu. Refik Durbaş ve Vasar Miraç. "SESLER " DERGİSİ ONURUNA Üsküp'te yayımlanan "Sesler" dergisinin 20. Kuruıuş yıiaonumu ve 200. sayısının yayımlanması onuruna torenler düzenlendi. Elliden fazla yazar, ozan, eleştirmen, öğretim uyesinin katıldığı bir de "Sesler Yuvarlak Masa Toplantılan" yapıldı. Derginin 20 yıl boyunca okurlarına sunduğu yararlı hizmetlerin göruşüldüğu toplantıların 23 ocak tarihli olanının ardından, genç Turk ressamı Hayro Yakup'un suluboya sergisi açıldı. Aynı günün akşamı Usküp Halklar Tiyatrosu'nda Cengiz İbrahim'in sazıyla eşlik ettiği 25 Yugoslav Türk ozan ve yazar, kalabalık bir izleyici topluluğu önünde şiirlerini ve kısa öykülerini okudular. Tank Dursun K.'nın Sait Faik Hikfiye Armaganı'na değer bulunan "Ona Sevdigimi Söyle" adlı kitabındaki "Zabel Manol" adlı öyküsü, Miryana Teodosiyeviç'in SırpHırvatça çevirisiyle 2 şubat tarihli "Politika" gazetesinde yayımlandı. 400 bin tirajh "Politika", oyku sayfasında daha once de Aziz Nesin'in Ömer Se>fettin'in, Sait Faik'in, Yaşar Kemal'in ve bazı çağdas Türk yazarlarının öykülenne yer vermişti. 1 şubat tarihli " T a n " gazetesi de, "ÖykuŞiir" sayfasında Ismaü Lyaroglunun "Soyunuk", Fergun Öztelli'nin "tlk Adım" ve Mahmul Mümtaz Tozcu'nun " G e v e K " adlı şiirlerini yayımladı. Tasasıs Oyuncular Tasasız Oyuncular tiyatro topluluğu Woody Allen'ın "Tekrar Çal Sam " (Sen Seymişsin) adlı oyununu pazar günleri 15.00'te Biloy Sanat Merkezi'nde sunacak. Osman Cavcı 'nın sahneye koyduğu, plastik yorumunu Ufuk Üsterman 'ın yaptığı, giysilerini Gulhan Özer'in gerçekleştirdiği oyunda. Esra Sönmez, Özlem Üsıuner, Ayşegül Uyguner, Ahmet Özuğurlu, Necmi Esatgil ve Osman Cavcı oynuyor. (THA) w 08U an» Yattnunu YaJmuflL. r r flİYAD Pa/çaıı bulutlu ROUA : Kar yajış.ı SOFYA Kat yatı$!ı ŞAİİ A2 bulutlu TELAVİV • Ar Dukjttu TOKYO . VaOmunu THABUJSGAftP Yajmu.iı, ZÜHİH . Kar yoftışı 17° 0° 3° 15° 15" 6° 14° 8° i r f «fBoro/o/' Gtnel Muduriujundtn »lınan bltglye gon, Gunmydoiu An*dolu bölg»*i II» Doğu Akdtniz ptrçtl, bulutlu, dlğf r»n»r çok bukjtkı n fiışlı gtç»c*k Yığıflar gtntlllkl» ymğmur, Doğu Anttolu'dt kmrlt ktnşık riğmur, fukfkltrd» kat fakllnO» oltctk. HAVA SICAKUÖI: önvnll bir dmğlşlkllk olmtyactk RÜZG&R Güncy n doğu yinlvtHn haHt, a n *ırm ort» kumtf, yuntun b*tı kttlmltrlnd» kumllle» *Mcwk. D»ntzJ»rt* gündoiuıu r* kıültdtn 35, a u ı ı » umtn S kumtlnd» M*rt* 1021 dwıtı mill tuılm *t*c*k OENIZ: Doğu Akd»nu ptrçtlı bulutlu. dlğr d*nlzl»r ytğmurlu gmçtctk. Dtntz mutadıl dtlgth olup, 9«nj| utmkttg, 10 km.. yÇtş hnırtöt 25 km delayındt bulunactk. Vmn Gölu çok bulutlu n k v ft'ltı gmçtcmk Ruzgâr gunty n doğu yunttratn hmlil, ıra m ort» kuvrif ***c«J[. 061 çırpmtılı otmctk Giıruf uuklığı 13 km. ttotMyınd* buluntctk Çin"de 3 büyük müze Çin'de önümüzdeki beş yıl içinde üç büyük müze açılacak. Çin'in ilk imparatorunun mezan yakınlarındaki antik başkent Sian'da inşa edilecek olan Şansi Müzesi yaklaşık 38 milyon dolara mal olacak. Pekin dışındaki Marco Polo Köprüsü yakıniarmda inşa edilecek müzenin adı ise Japonya'ya Karşı Direniş Savaşı MüzesL Aynca yapılması kararlaşnnlan yeni bir tarih müzeslnin yeri ise henüz beUrlenmedL Yıidız Üniversıtesi şebekemı kaybettim. Hükumsuzdur. DİLA VER EREN Nüfus kâğıdımı kaybettim. Geçersizdir. TANER TURUT
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear