26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER olağanüstü rejimin adıdırî' Sıkıyönetimin yapısında görülen en önemli özellik, alman önlem ve girişilen eylemlerin bu dönemle sırurb olmasıdır. Sivil yönetimin sürekiiliğine karşın, askeri rejime geçicilik niteliği egemendirf' (•) Bu kural, olağanüstü rejimin askeri yargı dahil bütünü için geçerlidir. Sıkıyönetim sona ermişse, artık sıkıyönetim askeri mahkemelerinin işlevi de kalmamıştır. Düşünülmelidir ki, sıkıyönetim dönemleruıde geçerli kurallar normal düzende gönilenden çok daha katıdır. Bu özellik, idari nitelikli önlemlerie sınırh kalmamakta; askeri ceza ve askeri usul yasalanna da yansımaktadır. örneğin, sıkıyönetim mahkemelerince verilen cezalar para cezasına çevrilememekte ve ertelenememektedir. Duruşmadaki iyi hal, Türk Ceza Kanunu'nun 59. maddesine göre cezada indirim nedeni sayılamamaktadır. Para cezalan ve altı aya kadar olan özgürlüğü bağlayıcı cezalar temyiz olunamamaktadır. Güvenlik veya davamn ivedilikle sonuçlandınlması amaayla duruşmaya başka bir yerde bakılmasına karar verilebilmekte; askeri savcı iddianameyi özetleyerek okuyabilmekte; cezanın yukarı haddi üç yıb geçmiyorsa gaibin yokluğunda duruşma açılabilmektedir. (Sıkıyönetim Kanunu'nun değişik 17 ve 18. maddeleri). 23'ÜNCÜ MADDE Sıkıyönetim Kanunu'na 19.9.1980 gün, 2301 sayılı yasayla bir kez daha eklenen 23. madde bu gözle değerlendirilmelidir. Anılan madde, sıkıyönetimin kaldınlması durumunda, görülmekte olan davalar sonuçlamncaya kadar sıkıyönetim mahkemelerinin görev ve yetkilerinin sürdürülmesini öngörmektedir. Sıkıyönetim süresince Bakanlar Kurulu'na kanun hükmünde kararname çıkarmak gibi yetkiler 1982 Anayasasında tanınmakla birlikte; sıkıyönetim kurumunun niteliği değişmemektedir. Bu haliyle Anayasa Mahkemesi'nin 1516 Şubat 1972 gün, Es. 1971/ 31, K. 1972/5 sayılı karannda ortaya koyduğu gerekçe bugün için de geçerlidir. Anayasa Mahkemesi; Sıkıyönetim Kanunu'nun, sıkıyönetim kaldınldıktan sonra da sıkıyönetim mahkemelerinin görevlerini sürdürmelerine ilişkin yasanın o günkü 23. maddesini iptal ederken: "Sıkıyönetim dönemine özgü yetkilerden bir bölümünün bu dönemin bitmesinden sonra da uygulama alamnda kalmasının kanunla sağlanmasına anayasanın sözü geçen 124. maddesi (sıkıyönetimi düzenleyen madde) hükümleri elvermez... Olağanüstü durum artık yoksa olağanüstü yollann ve tedbirlerin de sona ermesi ve olağan hukuk düzeninin tüm gerekleriyle geri gelmesi doğaldır... Sıkıyönetime özgü yetkileri uzatmakla 'Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulması' gibi bir yola gidilmiş olur" demekte idi. Anayasa Mahkemesi karanndaki gerekçenin yukanda parantez içine aldığınuz ikinci bölümü, 1961 Anayasası'nın değişik 32. maddesini yinelemektedir. Bu kuralın olduğu gibi yürürlükteki anayasanın 37. maddesine alındığını söylersek, yeniden Sıkıyönetim Yasası'na alman 23. maddenin 1982 Anayasası'na da uygun düşmediği kolayca anlaşılır. Bu arada şunu da ekliyelim: 23. madde, anayasanın 6. maddesinde yasaklanan "kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamama" temel ilkesine de ters düşmektedir. SONUÇ Sıkıyönetim Kanunu'nun 23. maddesinin korunması, yargı yönünden olağan hukuk düzenini askıya almması sonucunu doğurmaktadır. Bu hüküm anayasamn 122. maddesine aykındır. Sıkıyönetim kaldınlmışken, sanıklann sıkıyönetim askeri mahkemelerinin önüne çıkarılmaları ve sıkıyönetim dönemine özgü, yukanda yazılı 17 ve 18. maddelerin sıkıyönetim varmış gibi sanıklar hakkında uygulanması, yetkili yüksek mahkemenin belirttiği ve yurürlükteki anayasanın 6 ve 37. maddelerinin yasakladığı "yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurmak" olur. "Ne yapalım, anayasuıın geçici 15. maddesi Milli Güvenlik Konseyi'nin tasarruflanna karşı yargı yolunu kapatmaktadır; onun için de konu Anayasa Mahkemesi'ne götürülememekte; bu hükmün iptali istenememektedir" demek, inandıncı olamaz. Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan anayasa'nın 2. maddesinde yanh "Hukuk Devleti" olmanın kaçınılmaz bir gereği vardır. Bu da anayasaya, temel hukuk kurallanna, insan haklarına, demokratik ilkelere aykırı düzenlemeleri hiç vakit geçirmeksizin değiştirmektir. Bu görevin başta iktidar olan ve Meclis çoğunluğunu elinde tutan partiye düştüğünde de kimsenin kuşkusu yoktur. Temel hak ve özgürlüklere saygılı olmak sözle değil; ancak eylemle, görülen işle inandıncı olur. • Cumhuriyet 4 Eyiül 1985 12 ŞUBAT 1986 Mçin Adlî Yargı Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan Anayasa'nın 2. maddesinde yazılı "Hukuk Devleti" olmanın kaçınılmaz bir gereği vardır. Bu da anayasaya, temel hukuk kurallarına, insan haklarına, demokratik ilkelere aykırı düzenlemeleri hiç vakit geçirmeksizin değiştirmektir. Bu görevin başta iktidar olan ve Meclis çoğunluğunu elinde tutan partiye düştüğünde de kimsenin kuşkusu yoktur. KÂZIM YENİCE Hukukçu Olağanüstü dönemde kalması gerekirken, bugünkü normal sivil yasamda da geçerliği sürdürülmek istenen düzenleme ve uygulamalann tartışması içindeyiz. Bu tartışmaların kesilmesi, sivil demokratik düzenin rayına oturması, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğu anlayışı içinde ANAP iktidarının sorurüara eğilmesi bilincine ulaşmasını gerektiriyordu. Ama görüyoruz ki, ANAP, olağanüstü dönem koşullarına sahip çıkmayı; bunu daha da pekiştirmeyi yeğlemektedir. Polis Vazife ve Salahiyeti Yasası'nda yapılan değişiklikler, iktidarın Pişmanlık Yasası'ndan beklentileri, sürdürülen güvenlik soruşturması anlayışı, af hakkında takınılan tavır bu konuda hemen akla gelen birkaç örnek. Doğrusu, özal Hükümetinin Türk toplumundan beklentisinin gizliliği kalmamıştır: özgür, uygar, demokratik bir ülkede yetkili ağızlardan duyurulan "depolitizasyon"dur. ASKERİ HÂKİMLER VE MAHKEMELER Bu girişten sonra, çokça tartışılan bir konuya bu yazımda değinmek istiyorum: Sıkıyönetimin kaldırıldığı bölgelerde, sıkıyönetim mahkemelerinin elinde kalan davalara hangi mahkemelerin bakması gerektiği sorunu. Bu arada yazılı hukukumuz içindeaskeri hâkimler hakkında kısa bir bilgi vermek uygun olur. Askeri hâkimlik ve savcılık için aranan koşullar, bu hizmetlerde çalışma yöntemleri, anılan kamu personelinin tüm özlük işleri 357 sayılı Askeri Hâkimler Yasası'nda yer almıştır. Kısaca, askeri hâkim ve savcılann sicil üstleri, komutan veya askeri kurum amiri subaylardır. Mesleki sicil notunu sıralı sicil üstleri verir. Askeri hâkim subaylann rütbe alışı, kıdemliliği, kademe ilerlemesinde 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasası hükümleri uygulanır. Özlük hakları, subaylar hakkındaki hükümlere tabidir. Askeri hâkimlerin görev yerleri ve sıfatları ne olursa olsun, emekli yaş hadleri öbür subaylar gibidir. Atanmalan ve nakilleri, Milli Savunma Bakaru, Başbakanın ortak kararnamesi ve Cumhurbaşkanının onayı ile tamamlanır. Sıkıyönetim Kanunu'nun 11. maddesine göre, sıkıyönetim bolgelerinde gerekli görülen yerlerde Sıkıyönetim Askeri Mahkenıesi olarak adlandınlan askeri mahkemeler kurulur. Bu kuruluş, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Yasası'na göre gerçekleştirilmektedir. Sıkıyönetim halinde, Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerine atamada askeri hâkim ve savcılann muvafakatlan aranmaz. (Askeri Hâkimler Kanunu madde: 1218'e bakınız). Yukarıdaki kısa açıklamalardan anlaşıldığ] gibi, askeri hâkimler ve savalar; askerlik mesleğinden gelen "emirkomutaitaat" zincirinin bütünüyle dışında sayılamazlar. Bu itibarla da, askeri karar ve icra anlayışı içinde sivil hâkimlerden oldukça farklı bir statüye tabi oldukları kabul edilmelidir. Asker kişilenn görevleriyle ilgili suçlanna; aynca genel kural dışı, asker olmayan kişilerin işledikleri bazı suçlara bakan; özellikle "sıkıyönetim seferberlik savaş" hallerinde çalışmalan yoğunlaşan askeri mahkemelerdeki hâkimlerin statülerindeki farklılık yadırganmamalıdır. Ne var ki, olağanüstü koşullardan kaynaklanan bu "olağan" halin, demokratik bir düzende suurlanm iyi belirlemek gerekmektedir. SDiIYÖNETtMStZ SIKIYÖNETİM MAHKEMELERİ Daha önceki bir yazumzda açıklamaya çalıştığımız gibi, sıkıyönetim, "kolluk yetkilerinin askeri makamlara geçtiği, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı ve sivillere ait bazı suçlann askeri yargı yerlerine aktarıldığı" PENCERE Amerika'da epey Morgan vardır; ama bunlann arasında kimileri şeytana pabucunu ters giydirecek kadar akıllı çıkmışlardır. Junius Spencer Morgan, bunlardan birisidir; 19'uncu yüzyılda yaşamıştır; çocukluk yaşlannda iş hayatına atılan bu anasının gözü, New York borsasına girmiş; bankacılık alanında parlamış; 1871'deki AlmanFransız savaşında Paris'e 50 milyon dolar kredi açacak kadar güçlenmiş; savaşın kaymağını yemiştir. Kendi adına bir banka kurmuş, bir de kendisinden de yaman bir oğulu arkasında btraktığı için bu dünyadan gözleri açık grtmemiştir. Oğul Morgan John Pierponl, pek yaman bir işadamı olmuş; ailenin parasal gücünü doruklara çıkarmış, ortalığı hallaç pamuğuna çevirmiştir; el atmadığı alan kalmamıştır; demiryollan, çelik endüstrisi, telgraf, telefon, bankacılık ve öteki alanlarda cirit atarken, kendi devtetini sömürup kazıklamaktan da geri durmamıştır; Amerikan ordusuna zamanaşımına uğramış tüfek sokuşturmakla ünlenmiştir; ekonomik bunalımlarda hükümete tefeci faiziyle borç vermiştir; tekelciliğin bütün yasak meyvelerini yiyerek palazlandıkça palazlanmıştır. Oğul Morgan'ın ardında bıraktığı üçüncü kuşak Morgan da babasından aşağı kalmamıştır; Birinci Dünya Savaşı'nda harbe katılan devletlere 500 milyon dolar kredi açmıştır. Savaştan sonra sermaye piyasasını yeniden canlandırmak üzere müttefiklere 2 milyar, VVashington yönetimine 4 milyar dolar vererek insanlığı kırıp geçiren büyük felaketten en kârlı kişi olarak çıkttğını kanıtlamıştır. Evet, Amerika'da epey Morgan vardır; bilmek gerekir ki burv lar çok akıllı adamlardır. Şu günlerde Morgan Guaranty Bankası'nın, bizim KİTIerimiz konusunda hazırladığı rapor gazetelere yansıyınca, Morgan'lann Mehmet'lerden ne kadar akıllı olduğu yine ortaya çıktı. Eğer Morgan'lar bizden çok daha üstün olmasalar, Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten kişiler, bunca yıldır halkın emeği, parası, devletin çabasıyla kurulan KİT'ler (Kamu İktisadi Teşekkülleri) için kendi kendilerine karar verebilirdi. Bizim aklımız krt olduğundan Morgan'lara başvurmak zorunda kaldığımızı üzülerek belirtiyorum. 1929 Dünya Bunalımı'ndan sonra devletçiliği benimseyip KİT'leri kurmamış mıydık? 1930'larda bu kuruluşların öncülüğüyie ulusal endustrimizin temellerini atarak bunalımı kendi gücümüzle yarıp geçmemiş miydik? Bağımsızlığımızın ekonomik attyapısını KİT'lerimiz oluşturmuyor muydu? Morgan'lar bizim tarihçemizi çok iyi bilirter, işin özünü bizden daha iyi kavramışlardır. • * • Morgaıflar Çok Akıllı Kişilerdir... EVET/HAYIR OKT^Y AKBAL tLAN 1. Milli Piyango Idaresi Genel Müdürlüğü'nün başkanlığı altında tstanbul'da 27 Eylül 4 Ekira 1986 tarihleri arasında yapılacak "Dünya Devlet Piyangolar Birliği (A.l.L.E) 16. Kongresi'nin getirdiği toplantılann organizasyon işidir. 2. tşin gecici teminatı 10.000.000. TL olup,istekliler nakit, banka teminat mektubu, devlet tahvüi veya Hazine bonosu şeklinde verebilirler. 3. Konu ile ilgili idari ve teknik şanname 10.000. TL. bedel karşılığında, idarenin Gazj Mustafa Kemal Bulvan no: 4 kat: 5 Kızılay/Ankara adresindeki Levazım ve Teknik Işler Şubesi Müdürlüğü'nden alındı bdgesi karşılığında temin edilebilinir. 4. tstekliler, kapalı teklif mektuplanm en geç 17.2.1986 pazartesi günü saat 16.00'ya kadar idarenin Gazi Mustafa Kemal Bulvarı no: 4 Kızılay/Ankara adresindeki Levazım ve Teknik Işler Şubesi Müdürlüğü'ne vermiş olacaklardır. Belirtilen gün ve saat dışında gelen teklifler kesinlikle degerlendirmeye alınmayacaktır. Teklifler aynı gun saat 17.00'de Komisyonca açıtecak ve değerlendirme işlemine başlanacaktır. 5. tdare 2S86 sayüı yasaya tabi obnayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta, dilediğini yapmakta veya bir kısmını verip vermemekte serbesttir. Basın: 10791 ACI KAYBIMIZ Demokrasimiz Artık Büyümeli! Yanhşhk şurada başladı: HP ve SODEP'in 40'ar MKYK üyesinin de SHP MKYK'sında görevlendirilmesiyle!.. Seksen kişilik bir Merkez ve Karar Yönetim Kurulu olur mu? Seksen kişiyle yeni bir partinin oluşması sağlanabilir mi? Hele bu seksen kişinin pek çoğu ayrt görüşte, düşüncede ise!.. SHP'nin daha oluşma aşamasında ortaya çıkan pürüzler, anlaşmazlıklar, bu yanlış kuruluşun sonuçlarıdır. SODEP'ten de, HP'den de en azından yirmişer MKYK üyesi özveri gösterip görevlerinden ayrılmalıydı. 12 Eylül sonrasının vetolu, korkulu, engelli döneminde fırsat bulup politikada kendine uygun yer sağlayabilenler epeyceydi. Onu veto et, bunun yolunu kes, meydan kime kalacak? Yeni politikacılar yaratacağız sözü nasıl da yanlıştı! Bakın, geçen günkü demecinde Demirel ne demiş: "Siyaseti kim olsa yapar dediğinız vakit, siyaseti ciddiye almıyorsunuz demektir. Hiçbir şeyi kim olsa yapamaz. Her şeyin ehli erbabı var", Ecevit de der ki: "Halen Türkiye'de en yaşlı parti 2,5 yaşında. Siyasi partiyle devletin ömrü, rejimin ömrü eşdeğerdir. Bundan şu anlam çıkar: Türkiye'de demokrasl hâlâ çocukluk cağını yaşıyor. Bundan, siz geçen 60 yılı demokrasi bakımından heba etmişsiniz gibi bir anlam çıkar." Demokrasimiz bir türtü sağlam temellere oturamıyorsa, bunun nedeni, istenmediğidir. Birtakım çevreler bundan hoşlanmıyor. İkide bir demokrasimizin yolu kesiliyor, al baştan sil baştan girişiliyor yeniden işe... Kim düşünebilirdi Atatürk'ün partisi, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran insanların partisi, Kuvvayı Milliye'nin partisi, hiçbir suçlama yapılmadan, hiçbir yargı kararına dayanmadan kapatılsın, tüm örgütleri dağıtılsın, malları elinden alınsın, hatta altmış yıllık belgeleri, dosyaları SEKA'ya yollanarak ortadan kaldırılsın! Bu olur şey midir? Sonra da "yeni potitikacılar"ın ortaya çıkması ıstensin, o kargaşada birtakım açıkgözler fırsat bu fırsattır deyip ortalığa atılsınlar, yeni partilerin etkili yetierine yerleşsinler, bu partiler çağdaş bir görünüme kavuşmak istediklerinde de kendi çıkarları açısından türlü zortuklar çıkarmaya kalkışsınlar!.. SHP'de yer yer tatsız olaylarla karşılaşıyoruz. Seksen kişilik MKYK'ya nasılsa girebilmiş birtakım kişiler, İstanbul örgütünü ki bir partinin en büyük dayanağı bu ilimizdir durmaksızın karıştırmak, İstanbul'daki SHP örgütlenmesinde çıkarlarından yana ağırlık koymak hesaplan ardındadırlar. SHP, yarının iktidarı görünümünde bir parti... Günden güne de güçleniyor. Daha şimdiden SHP'nin, hakşız yere kapatılan CHP'nin yerini aldığını söylemek olasıdır. ileri bir tarihte, koşullar uygun düştüğünde SHP birdenbire CHP oluverecek, Atatürk ilkelerinin ve devriminin kalesı yeniden kamuoyu önünde eski gücüne kavuşacaktır. Ama SHP'nin gelişmesini önlemek çabasını sürdürenleri teşhir etmek, icyüzlerini, gerçek niyetlerini sergilemek de SHP'nin bir başka görevidir. Geçen gün CHP'li eski milletvekilleri ve senatörler SHP'ye yazıldılar. Batur'dan Topuz'a dek CHP'nin önde gelen kişileri SHP'de kaynaşmak, birleşmek kararını vermişlerdir. Bugün SHP birlikten güç almak zorundadır. Hizipçilik, dağıtıcılık, bireycilik, bencil hesapçıltk yollannın yanlış olduğunu herkes bilmektedir. Bılmeyenler, son iki buçuk yıl içinde politikaya katılma fırsatını bulan birtakım niteliksiz kişilerdir. Türlü engeller, yasaklar, vetolar gerçek politikacılann önüne dikilmiş, meydan "yeni politikacı" diye heveslendirilen insanlara kalmıştır. SHP toplantılarma birtakım kişiler adına çelenk gönderenler; yerli yersiz konuşmalar yapmaya kalkışanlar; İstanbul il örgütünde "yeni hizipler" kurmaya heveslenenler; II Başkanı Güneş'in toplayıcı, birleştirici çabalarını bozmaya, İl Başkanı'nı zor durumlara düşürmeye çalışanlar, hep bu "yeni hizıpçiler"dir. "Demokrasimiz hâlâ çocuk" demiş CHP'nin eski Genel Başkanı Ecevit... Ne zaman büyüyecek bu çocuk? Hem çocuk değil de cüce demeli, daha iyi değil mi? 1945'te doğan çoğulcu demokrasi nerdeyse elli yaşına geliyor, ama hep yeni yeni adımlar atan bir yavru! Birtakım güçler Türk demokrasisi bir türlü büyümesin, yerleşmesin, hep beceriksiz, deneyimsiz, fırsatçı kişi ve çevrelerin elinde, etkisinde kalsın diye uğraşmaktalar... Politikada kişilik gosteren, halkça sevılen politikacılann kötülenmesi, zor durumlara itilmesi, Türk demokrasisini çocukluk yaşında bırakma isteklerinden kaynaklanıyor... Ben SHP'nin, CHP'nin tarihsel görevini sürdüreceği inancındayım. Sosyal demokrasiden, demokratik soldan, Kemalist devrimin ilkelerinden yana bütün yurttaşlar er geç tek bir çatı altında birleşeceklerdir. Fırsatçılar. çıkarcılar, bu karmaşık ortamın yaşatılmasından yana olanlar bir yana itilecek, demokrasi savaşımı sağlam ellerde halk yararına ve çağdaş uygarlığa yakışır bir çizgide sürdürülecektir. Merhum Ahmet RUştü ve merhume Hanife Üster'in oğullan, Naşide Coşkun, Nadide örs'On ağabeyleri, Farma Müzeyyen trfan'ın esi, Sevgi Ayan, Yalçın, Gönül, Mehmet Çelik Uster'in sevgili babaları, Cengiz Ayan, Harika, E. Marita Uster'in kayınpederi, Zeynep, Nurettin Ayan, Bahar, Baydur Savucu, Deniz Üster'in sevgili dedeleri Değerli tnsan Dr. S. NEŞATİ ÜSTER 10.2.1986 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı Bursa Ulu Camii'nde 11.2.1986 günü öğle namazından sonra 12.2.1986 günü saat 13'te İstanbul Edirnekapı Şehitliği'nde defnedilecektir. AİLESİ KIRMIZI PAPYONLU KORKULUK ENGÎN KARADENİZ' in 5'nci Uzunöykü Kitabı Çıktı. MEMLEKET YAYINLARI Dağıtım:ADAŞ CUMHURİYET KİTAP KULUBÜ BAV1NDIRLIK VE İSKÂN BAKANLIĞI YAPI İŞLERt GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Ankara Gölbaşı Polis Oknlu ek tesisleri mimari proje yanşması 1.2.1986 tarihinde sonuçlanmıştır. 1. ödülü kazanan: Mustafa Aytöre, Hayri Anamurluoğlu, Yardımcı: Ümit Cingil. 2. odulu kazanan: Şükrü Ünal. 3. Ödülü kazanan: Yusuf Dino. 1. MansiyoBü kazanan: Nuran Karaaslan, Merih Karaaslan, Yardımcı mimarlar: llker Aksu Serdar Aksu. 2. Mansyonu karanan: H.Serdar Gurol, Emıne Eken, Basol Tosun. 3. Mansiyonu kazanan: Ayşe (Bayoğlu) Sirel, Osman Ümit Sirel. 4. Mansiyono kazanan: Melih Baturalp, Ahmet Epikman, Daruşman mimar: Levent Akvardar. 5. Mansiyonu kazanan: Selçuk Uysal, Meriç Angın, Necdet Tanatraış. Söz konusu yanşmaya ait projeler 11.2.1986 tarihinden 21.2.1986 tarihine kadar Bayındırlık ve lskân Müdurlüğü (Eskisehir yolu, ODTÜ girişi karşısı) salonunda sergılenecektir. Basın: 11826 MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI'NDAN MALİYE MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gümrük Bakanlıgı Teftiş Kurulu Başkanlı$ı'nca 24.3.1986 Pazartesi günü saat 09.00'da Ankara ve Istanbul'da Maliye Müfettiş Yardımcıhğı gıriş sınavn açılacaktır. GİRİŞ SINAVINA KAT1LABİLMEK İÇİN: a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48'inci maddesinde yazılı niteliklere sahip olmak, b) 1.1.1986 tarihinde 30 yasmı doldurmamış bulunmak, c) Siyasal Bilgiler, lşletme, tktisat, Hukuk FakUlteleri ile Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Boğaaçi ve diğeı üniversitelerin iküsadi ve idari bilimler fakültelerinden, iktisadi ve ticari ilimler akademilerinden (veya bu vasıflan haiz olduğu Milli Eğitim Bakanlıgı'nca tasdik edilecek yurt içi ve yurt dışı fakülte ve yüksek okullardan) birini bitırmiş olmak gerekmektedir. lsteklilerin smav için gerekli belgelerle sınav konularmı belirten kitapçığı, adı geçen fakülte ve akademilerle, Ankara'da Teftiş Kurulu BaşkanlıgYndan, tstanbul ve tzmir Defterdarlıklarında maliye müfettişlerinden bizzat veya mektupla saglayarak başvurma işlemi için en geç 10.3.1986 pazartesi günü çalışma saati bitimine kadar Teftiş Kurulu Başkanlığf na sabsen veya posta ile başvurmalan, postadaki gecıkmelerın dikkate alınmayaeağı ilan olunur. Basın: 10454 Morgan'lar, işi köküne kadar bikjiklerinden, bizim KİT'leri kabaca üçe ayırmışlar: • Hemen satılabilecek olan KİT'ler... Bu tür KİT'ler kar ediyorlar, tıkır tıkır çalışıyorlar, yağlı ballı iş çeviriyorlar; hemen satışa çıkarmalı, işadamlarına tezgâhlamalı, özelleştirmeli... • İyileştirildikten sonra satışa çıkanp özelleştirilecek olanlar, ki devlet bunları ne yapıp edip düzene soktuktan sonra elden çıkarmalı; adamına aktarmalı... • Ayakta duramayacak KİT'ler, ki Morgan'a göre bunları elden çıkarmak olanaksız göründüğü ve düzeltilmeleh pek zor olduğundan devletin elinde kalmalı... • Amerika'da epey Morgan vardır; bunlar da çok akıllı adamlardır dememiş miydim... Eğer bir KİT işe yarıyorsa, kâr getiriyorsa, uluslararası rekabete dayanabilecekse hemen özelleştirilmeli. Neden? Orasını hiç sormayın!.. Morgan'lar, devletçilik düşmanıdırlar; Türkiye Cumhuriyeti devletini de niçin gözetsinler? Amerika'ya bağlı işbitiricilerle, sadık işadamlarına güçlü ekonomik kuruluşlan kamanço eden bir ülke, Amerika'nın daha çok güdümü altına girmez mi? Şimdi Ankara'da geçerli söz: Morgan ne diyorsa o doğrudur!.. HİKMET ÇETİNKAYA Yılların Tanığı Üç Yazar Hikmct Çcunka>^ İLAN KARŞIYAKA BÎRİNCt ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1985/223 1985/1014 (HÜKÜM FIKRASI TEBLİĞt) Davacı, Karşıyaka ilçesi B.Çiğli Güzeltepe mahallesinden Hatice Yeşilbingöl tarafından davalı, Varto ilçesi Gelintaş köyünden Hüsnü Yeşilbingöl aleyhine açılan boşanma davasında: Mahkemece, tarafların boşanmalanna, müşterek çocukları Gül'ün velayetinin davacıya verilmesine, çocuk ile ana baba arasında şahsi münasebet teminine, 2830 lira muhakeme masrafının davahdan alınmasına, temyizi kabil olmak üzere, 23.12.1985 tarihinde karaı verilmiştir. tşbu hüküm fıkrası, adresi meçhul bulunan davalı Hüsnü YeşilbingöTe tebliğ yerine kâim olmak üzere ilan olunur. Basın: 11773 Yıll;tnnT;uııği İ'çYaz;ır Üç Yazanmız: Hıfzı Veldet Veüdedeoğlu Muzaffer İzgü Samim Kocagöz Bu kitapta üç yazanmız yalnız renkli yaşam öykülerini değil, Osmanlı dan günümüze ülkemizin pek çok gerçeğini yansıtıyorlar anılarmda; yazın ve sanat dünyamızdan siyasal, toplumsal yaşamımıza değin özgürlük ve düsün anlayışımızdan kesitler... Üç ayrt yazar, üç ayrı kişilik, üç ayrı dünya!... ADALET BAKANLIĞI'NDAN MÜNHAL NOTERLİKLER Aşagıda 1985 yılı gayrisafı gelırlcrı ve ısımleri yazılı bulunan ıkmci sınıf noıerlikler munhaldı: 1512 sayılı Noıerlık Kanunu'nun 22. \t müıeakip maddeleri gerejınce ikinci sınıf noterler ile üçuncu sınıf noıerlerden. bu noıerlıklerc aıanmaya isıekli olanların, ilan larihinden iıibaren bir ay içinde bakanlığımıza veya bulunduklan yer Cumhurıyeı Satcılıklarına başvurmaları lazımdır. Posıa ile doŞrudan dogruya bakanhja gonderılmış olan dilekçeler bajvurma surni içinde bakanlıga gelmedijı lakdirde aıama işleminde nazara alınmai îlan oiunur. Eden: 650 Lira (KDV) dahil) Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad. 39/41 Cağaloğluİstanbul Bizimle uzun ve sağlıkh yaşayın! ve restoran öğlen de açık akşam da.'.. Cevdetpaşa Cad 306/1 BEBEK SIRA NO 1. 2. 3. 4. 5. 6. '• 8. 9. MÜNHAL NOTERLİGtN ADI Agrı Noterliği Akçaabaı Noıerhjı Akşehır Bırinci Noıerliği Bolu Birmci Noıetlığı Çamra Noıerlığı De\eli Noıerlığı Erbaa Noıerlıgı Merzıfon Noıerlıjı Tıre Birincı Noıerlıjı . 1985 YILI GAYRİSAFİ CELİRt 10.943.3^4 00 8.975.809.00 16.020.612.00 10.094.652.00 •'.604.921.00 7 505.939.00 "481.996.00 11.061.993.00 2.630.475.50 TL. TL. TL TL. TL. TL TL. TL. TL . • ' Basın: 11801 DİCLE ÜNİVERSİTESt REKTÖRLÜĞÜ'NDEN 1 Üniversitemiz sağlık, uygulama ve arastırma hastanesinde tedavi görmekte olan hastaların yemeklerinde kullanılmak üzere aşağıda miktarı, muhammen bedeli ve geçici ceminat miktarlan yazılı kuru gıda malzemesi ile yaş sebze ve meyve 2886 Sayılı Devlet lhâle Kanununun 35/a maddesine göre kapalı zarf usulü ile ihâleye çıkarulmıştır. 2 Bu ihâlelere ait şanname ve dijer bilgilen ihtiva eden ihâle dosyası mesai saatlerinde Üniversitemiz Satınalma Müdürlüğünden ücretsiz olarak temin edilebilir. 3 İhâleye katılmak şartlanna haiz kişi ve kuruluşlar, bu işle iştigal ettiklerine dair Ticaret Odası'ndan alacakları 1986 yılına ait Ticaret Odası kayıt belgeleri ile birlikte "lt 3 geçici teminat mektuplarını ve muhammen bedel Uzerinden Vt kaç TL. indirimle verebileceklerini belirten kapalı teklif mektuplarını usulüne uygun olarak hazjrlayarak en geç 25.2.1986 günü saat 9.30'a kadar üniversitemiz Satınalma Komisyonu Başkanlığı'na teslim edip veya göndereceklerdir. Postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. S»üo alınacak raalzemcııin MikUn Muhammen Geçici TeminaU Son teklif lhâle Tarihi çeşMi bcddi verme saati ve saati Kuru gıda 32 kalem 34.191.250. TL. 1.025.738.TL. 25.2.1986günü 25.2.1986 günü saat 9.30 'da saat 10.00 'da Yaş sebze ve meyve 17 kalem 12.377.000. TL. 371.310.TL. 25.2.1986günü 25.2.1986 günü saat 9.30'da saat 11,00'da TOPKAPI HASTANESt OKTAY AKBAL Suçumuz İnsan Olmak Roman 8. basısı yeni çıktı Ederi: 800 Lira Can Yayınları Cagaloğlu / ÎSTANBUL Te! 524 V9 194hat Operatör Doktor Genel Cerrahi Uzmanı Mua: Mecidiyeköy Büyükdere Cad. No: 57/5 Tel: 166 96 66 166 47 48 KAZIM SARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear