26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 ŞUBAT 1986 Ozetle HABERLER CUMHURİYET/7 DemireUin AP'lilere yemeği Eski Başbakan Süleyman Demirel, A P'Uleri partinin kuruluşunun 25'inci yddönümü nedeniyie yarm akşam vereceği yemekte bir araya getirecek. Demirel'in Dedeman Oteti'ndt vereceği yetneğe, 11 Şubat 1961'de kurulan AP'nin kurucutan, kunuuşuna katkıda buhınanlar, merkez karar ve başkanhk dtvanı üyeleri, 1963 yeret seçimlerinde belediye başkanhğı kazanmıs AP'liler ile 12 Eylül 1980'de görevden altnana kadar görevc yapan belediye baskanlan üe il baskanlan çağnldı. Yemeğe aynı gün yapılacak olan D YP Küçük Kongresi 'ne kattlacak olan DYP'ttler de katüacak. Demokrasiıııiz lıâlâ çocukluk çağmda YALÇIN POĞAN Süleyman Demirel, AP'nin 25. kuruluş yılında Cumhuriyet'e anlattı AJNKARA'dan Y4LÇEV DOĞAN Maliye Bakanlığı'nda "Gölge Bakan" Hem gerçekten "bakan kottuğunda" oturup ve "ftilen" bakan görevi üstlenip, hem de aynı yerde "götge bakan" durumuna düşmüş olmak, her bakanın kolay kolay içine sindiremeyeceği bir olgudur. Her polrtikacının kolay kolay attmdan kalkamayacağı, kendini sıyiramayacağı bir olaydır. İşte, ANAP'ın Bursa Milletvekili Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, "bakan İki gün sonra emlak vergilerinin belediyelere bırakılmış olduğu "MaHye Bakanlığı'nca" açıklanıyor. Kahveci ve Başbakanlık bir başka hazırtık yapıyor, defter tutma oranlarının yüksertilmesine karar veriyor. "Maih/e Bakanı Alptemoçin" buna karşı çıkıyor ve "defter tutma oranlannın yuksettMmesinden dolayı vergl kacağının koltuğunda oturarak gölge bakanlık artacagım" savunuyor. İstediği kadar savunyapmak" durumuna düştü. Yani, kendisi fiilen sun, birkaç gün sonra defter tutma oranları yük"bakan" görünüyor, amaaslında bakanlık gö seltiliyor. Başbakanlık bir başka hazıriık yapıyor, vergi revleri başkalan tarafından yürütülüyor. Örneiade oranlannın yüksettilmesini kâğtda döküyor. ğin, Başbakanlık danışmanlan tarafından... Ozal hükümetinin çeşitli bakanları için farklı "Maliye Bakanı Alptemoçin" buna karşı çıkıizlenimler edinmek, farklı gözlemlerde bulun yor ve tersini savunuyor İstediği kadar savunmak mümkün. Ancak, Maliye Bakanı Ahmet sun. birkaç gün sonra vergi iade oranları yükKurtcebe Alptemoçin için diğer kabine arka sertiliyor. daşlarından daha farklı durum söz konusu. "Maliye Bakanı Alptemoçin", bir soru üzeKendisi bir rastlantı sonucu politikaya girme rine memur aylıklarına uygulanacak katsayının den ve milletvekili seçilmeden önce özel bir şir "artmayacağım" açıklıyor ve demeci basında kette çalışıyordu. 1983 yılında esen politik rüz yayımlanıyor. Ertesi gün Başbakan Özal "katgâriar, herkesi değişik yönlere savurdu. Bazı •ayı artacaktır" diyerek, katsayının artacağını lan da bu rüzgâr attında kendini Millet Mecli açıklıyor. Ve bütçedeki uygulama da gerçekten si'nde buldu. Hatta, Özal seçimleri kazanınca, katsayı artışı yönünde gerçekleşiyor. kendilerini bakan koltuğunda görenler, "bu Maliye Bakanlığı'na bağlanan Tekel'in ürettrrüzgânn bereketine bir süre inanamadilar" ği sigara ve içkiye zam karan alınıyor. "Maliye bile. Galiba, Alptemoçin de bu sonuncular ara Bakanı Alptemoçin" gazetecilerin sorusu karsında geliyor. şısında'Tekele zam mı var" diyerek gülüp geçiyor ve hatta soru soranlarla alay ederçesine Kendisinin, MaliMallye Bakanlığı bir tavra giriyor. Alay iki anlarnı içeriyor. Once ye Bakanlığı koltukoltuğunda "Siz de her şeyi billyorum geçiniyorsunuz, ğunda on dört on bugün ama bir sey blldiginiz yok" anlamını vurgularbeş ayı dolmak üzeken, ikinci olarak da "bilsem bile soyler mryim re. Buna rağmen, resmen •anıyorsunuz" gibi bir ifadeyi kapsıyor. Mecalınan mali kararlarAlptemoçin lis'teki bu sözlerden yarım saat sonra devletin da sayın bakanın oturuyor, ama ajanslan ve radyosu Tekel zamlarını açıklıyor. "sadece imzası" bakanlığın yetkl Sözüm ona, "Bakan Bey" Tekel zamlarını bavar. Karann oluştualanına glren sından kaçırmış oluyor. rulması sırasında konularda kararlar Maliye Bakanı" hemen hemen her ayın kendisi oldukça dıbakanlık dışında 20'lerinde TRT'yi de çağırarak bir basın toplansarda. Örneğin, son alınıyor. Örneğin tısı düzenliyor ve nerdeyse sadece vergi gelirbütçe hazırlıkları sıleri ile vergi gerçekleşmelerine ilişkin rakamları rasında, devletin Başbakanlık açıklamakla yetinıyor. Hâlâ "vergi tahsilatı ile gelirteri açtsından danışmanlan vergi tahakkuku" kavramları arasındakı farkı çok fazla önemli bir tarafından.. kanştırdığı için, yaptığı açıklamalar daha da ilyer tutmayan Emginç hale geliyor. lak Vergisi'nin belediyelere bırakılmasına ilişkin karan, eğer kendi Basın toplantılarında kendisine yöneltilen sosi aksıni söyiemediyse, en son öğrenenlerden ruları sadece gülerek karşılamak ve hiçbir yanıt biri. Başbakan'ın danışmanlarından Adnan Kahvermemeyi de "poHtikacılığın yaman bir veci oturmuş ve hesaplamış, emlak vergilerin unsuru" sayan "Maliye Bakanı", birlikte çalışden elde edilen gelir hem az, hem de bu vergi tığı kişileri de çoğuniukla ""yok" sayıyor. nin toplanması devlete fazla yük getiriyor. KahMaliye Bakanlığı koltuğunda bugün resmen veci bu verginin belediyeler tarafından toplan bir bakan oturuyor. Ancak Maliye Bakanlığı'na masını önermiş. Başbakan da kabul etmiş. Ne ilişkin uygulamalar daha çok Maliye Bakanlığı'var ki, Maliye Bakanı'nın bu karardan haoeri yok. nın dışında yürütülüyor. Görevi fiilen üstlenmiş Gazeteciler kendisine Emlak Vergisi'ne ilişkin olan "Maliye Bakanı" böylelikle sadece ve sakararolupolmadığmı sorduklarırtda, Alptemoçin, dece "gölge bakan" haline dgşmüş oluyor. "Hayır, yok böyle bir sey" karşılığını veriyor. Yazık. DYP Silivri Örgütünün gecesi ANKARA Kapatılan AP'nin Genel Başkanı Süleyman Demirel, AP'nin 25. kuruluş yıldönümü öncesi Türkiye'deki demokrasi ve siyaset sorunlanna ilişkin değerlendirmesinde, "Türkiye, hâll demokrasinin çocukluk çagını yaşıyor" dedi. Bu değerlendirmeden, "geçen 60 yılın demokrasi bakımından beba edfldiği anlamının çıkabilecegini" ifade eden Demirel, "Efcer bir iilkede, çok parti yoksa, partilerin kurulması, faaliyetleri serbest degilse, o iilkede siyaset yok demektir" biçiminde konuştu. Demirel, bir partinin ambleminin, isminin kullanılamaz hale getirilebileceğini, ancak fikir ve siyasi felsefesinin kapatılamayacağını da kaydeıti. Demirel, sorulanmıza şu yanıtlan verdi: "11 Şubat 1961 giinü AP kuruldu ve yann 25. yılını dolduruyor. 1981'de partiler kapatıldı. Parti kapatüdıgı gün ne duşündünüz? DEMtREL Tabii ki, Türkiye, partilerin kapatıldığı tarihte bir bunalım içindeydi. Bunalım, 12 Eylül 1980 sabahı başlamıştır. Yani bu, bir rejim bunalımıydı. Bunalım deyince kimse alınmasın, normal şartlar yoktu. Zaten partiler, faaliyet halinde değildi. 12 Eylül yönetimi, siyasi partileri müessese olarak suçlu bulmuştur. Daha doğrusu beraber olmadılar, memleketin dertlerine çare bulmadılar gibi bir suçlamaya tabi tutmuştur. Yalnız, 12 Eylül yönetiminin suçlamaya tabi tutmadığı hiçbİT devlet kuruluşu yoktur. 12 Eylül 1980 tarihindeki beyanatlara bakılırsa, gerek radyo ve gerekse 16 Eylül 1980 tarihinde yapılmış olan basın toplantısına bakılırsa, o toplantılarda ve beyanatlarda siyasi partilerin kapatılmadığı, aksine siyasi partilerin zamanı gelince faaliyetlerine başlayacakları, faaliyetlerine dönecekleri belirtiliyor ve siyasi partilere, parlamento hüviyetlerine müessese olarak cezayı mucip bir suçun olmadığı şeklinde beyanlar var. Kapatılma 12 EylüTde olsaydı? DYP'nin Silivri örgütünün LuDEMİREL Kapatılma hadisesi, 12 Eylül 1980 tarihinde vuku napark Gazinosu'nda düzenledi bulsaydı, o günkü "de facto" bir tasarruf olurdu. Yanlış olurdu, ği gecede, Süleyman Demirel'in iyi olmazdı, doğru olmazdı, onlar yine ayrı. Ama bakınız, 12 Eyadt anonslardan hiç eksik olma lül'de idareye el koyan komutanlann o gün Sayın Evren'in ağzındu Hüsamettin Cindoruk'un dan millete duyurdukları beyannamenin bir bölümü var. Deniyor Ankara'dan gelememesi dolayısıyla ev sahipliğini Yasar Keçeli' ki, birçok tutum ve davranışlanyla, demokratik, özgürlükçü, parnin yaptığı geceye gönderilen lamenter sisteme inandıgını defalarca kanıtlayan Türk Silahlı Kuvaçalyadan yapılmış "SD" yazıh vetleri, şu şu işleri yaptıktan sonra bu karara vardı. Ferdin ve toplumun huzur, güven ve refahına önem veren özgürlükçü ve demokçiçek, ayakta alkıslandı. Açık artttrmaya konulan televizyona, ratik laik ve sosyal hukuk kurallanna dayalı bir yönetime, ülke idaMKYK üyesi, isadamıçiftçi Fey resini devredecektir. Hemen bunun altında sayılan bu hazırlıklar tayaz Altmorak, 500 bin lira ver mamlanıncaya kadar yurdumuzda her türlü siyasi faaliyetler her dL AÜınorak'm parayı Süleyman kademede durdurulmuştur. Yani siyasi partiler kapatılmış değil. ZaDemirel adına verdiği anons ten siyasi partiler o tarihte kapatılmış olsa, 16 Ekim 1981 'de bir daedildi. Bunun gibi arttırmada ha kapatmaya hacet yok. Zorunlu olarak faaliyetleri durdurulan siSüleyman Demirel adına çok sa yasi partilerin yeniden hazırlanacak anayasadaki düzenlemelerin ve yeni seçim, Partiler Kanunu'nu ve zamanı, koşullan ilan edilecek yıda arttırma ononsu yapddu DYP Genel Başkan Yardımcısı seçimlerden yeterince önce ve faaliyete geçmesine müsaade edileBaki Tiığ, MKYK üyesi Orhan cektir. Parlamento üyeleri siyasi faaliyetlerinden dolayı suçlanmaKeçeti üe Zincirbozan 'm eski Ko yacak ve yeni yönetime karşı suç teşkil edecek faaliyetlerde bulunmutanı Atilla Okur\ın da kaül madıkları sürece haklarında herhangi bir işlem yapılmayacak. 12 dığı gecede konuklara Silivri yo Eylül öncesi budur. Partilerin kapatılmadığı, faaliyetlerinin durdurulduğu, Sayın Evğurdu ikram edildi. tl Başkatu Yasar Keçeti, "Yel kayadan ne ren'in ağzından birkaç defa tekrarlandı. Ona da kısaca bakalım. 6 alırsa Mehmet Yazar da Nisan 1981 tarihinde Newsweek dergisinin bir sorusuna verdiği bir DYP'den onu ahr" dedi 196Tde cevapta, Sayın Evren şöyle diyor: CHP'den "sola gittiğr için koptuğunu anlatan Keçeti, "AP'nin Siyaseti kim olsa yapar tekrar kurutmasuu istiyorum. dediğiniz vakit, siyaseti Çünkü o misyon, en sağlam misyondur" diye konuştu. ciddiye almıyorsunuz şısında değişik yollar mı çizmeye meylettiriyorsunuz? Bakınız, siyasette teşkilatlanmak fevkalade güç bir iştir. Yıllar ahr. Bu siyaseti teşkilatlandırdıktan sonra bunu tamamen bozup, bir istihaleye, bir evrime, bir gelişmeye, kendi kendini düzeltmeye bırakmıyorsunuz. Tamamen siliyorsunuz. Hadi yeni baştan! Kimin lehine baştan yapacaksınız? Bu işi kim olsa yapar. Kim olsa yapar dediğiniz vakit ciddiye almıyorsunuz demektir. Hiçbir şeyi kim olsa yapamaz. Her şeyin ehli erbabı var. Hatta bir çiviyi alıp bir tahtaya çakmanın dahi ehli erbabı vardır, her şeyi herkes yapamaz. Bu sergüediginiz göninüm, Türkiye'de demokrasi knltfirünün yeriesmesini önemli ölçüde zedeliyor. Siz demokrasi kültüriinü nasıl tanımlıyorsuBuz? DEMtREL Evvela demokrasi kültürü, bir inanç meselesidir. Onunla başlar. Yalnız kültürü zedeleyebiliyor, hareketi zedeliyor. Kurucu mecüs kumlacak Türkiye'de. Bu kurucu meclisin (yahut danışma meclisinin) kanunu çıkanhyor, çünkü 12 Eylül'ün tartışılmasında yarar yok. Ondan sonraki kısmını da biz, siyasetin teskilatlanması diye tartışıyoruz. Siyasetin teşkilatlandınlması, bu tartışmanın kimseyi incitmcmesi lazım. Çünkü eğer orta yerde birtakım yanlışuklar varsa bir an evvel çıkıp tashfh edilmesi memleket için yararhdır. Kurucu meclis veya danışma meclisine gelecek üyeler, sadece partilere kayıth kişiler olamaz. Onun dışında herkes olur. Şimdi yeniden siyaseti teşkilatlandınp partilere geçtiğiniz zaman, haydi bakalım kayıtlı üye bulun. Çünkü ikide bir Türkiye'de siyaset arızalandığında, burada en çok zarar gören partilerin mensuplan, üyeleri. Ondan sonra referandum sandığının başına konacak müşahitler, gözlemciler. Ülkede herkes gözlemci olabilir, fakat siyasi partilere kayıtlı olan kişiler olamaz. Devletten, siyasi partiye kayıth kişiye mütemadiyen husumet geliyor. Kusur ne? Siyasi partiye kayıtlı olmak. Siyasi partiye kayıtlı olmak bir zamanlar hak oluyor, görev oluyor. Sonra siz, muşahhas, somut sonuçlar söylemeden siyasi partiye kayıt olma hakkını kullananları sonra suçlu yapıyorsunuz, ceza veriyorsunuz, vatandaşlık hakkıyla oynuyorsunuz. Sonra geliyorsunuz, siyasi partilerin yeniden teşkilatlanmasmda, siyasi partiye kimler kurucu olamaz? Bakıyorsunuz, siyasi kadrolar yok. 79 sayılı tebliğle ve anayasanın geçici 4'üncü maddesiyle siyasi partileri sürüyorsunuz ehliyetten. Netice itibarıyla bunun kime ne yararı olabilir? Hiç kimseye bir yaran olmadığı ortaya çıkmıştır ve bu ne oluyor? Geleceğin siyasetçisine güvensizlik getiriyorsunuz. Yeniden siyasetçi yetiştireceksiniz. Ne malum, bir gün o siyasetçinin başına bunlann gelmeyeceği? Sadece siyasetçiye mi geliyor bu güvensizlik? DEMtREL Hayır, sadece siyasetçiye değil. Halkın rejime olan itimatsızlığına geliyor vc halkın demokrasiye olan itimatsızlığına geliyor. Halkın politikadan uzaklaşmasına geliyor. Depolitizasyon denilen hadise budur. Demokrasi kiHürünün yerleşmemesinde siz, partilerin kapatılmasını çok önemli bir faktör olarak göriiyorsunuz. Bunun dışında bu kültüriin yerieşmemesinde başka etkenler var mı? DEMİREL Evvela demokrasi kültürü üzerinde biraz duralım. Bu bir inanç meselesidir dedim. Neye inanç? Bir ülkenin vatandaşları, bir zamanlar hak sahibi değildi. O vatandaşların sadece vazifeleri vardı, haklan yoktu. Dünyanın her tarafmda idare edenle idare edilenin haklan ve vecibeleri zaman içerisinde inkişaf etti, geldi. Dünya, insanlık tarihi, anayasa devletine, anayasa hukuk devletine, hukukun üstünlüğü kavramına geldi. Burada anayasasını yazmamış olan lngilız devletinin ananelere dayanan, ama anayasa mahiyetinde bulunan fevkalade sağlam kuralları var. Bundan örnek alarak birçok memleketler, Fransız lhtilal Beyannamesi, Amerikan îstiklal Beyannamesi, Hollanda Beyannamesi gibi çeşitli dokümanlarda ülkenin idare edenleri ile idare edilenlerin görevleri, sorumlulukları nedir bir tespitine sahiptiler. Bunlar tespit edildi. İnsan haklan beyannamesinde, bir ülkenin kişilerinin hakları şunlardır, vecibeleri de şunlardır. Devletin vazifesi de şudur şeklinde, anayasaya geçen bir genel çerçeve çıktı. Çağın devleti, benim anlayışıma göre, anayasa ve hukuk devletidir. Hukukun ustünlüğünü esas alan anayasa devletidir. Çağın devletinde ülkenin kişisi, kendisini vatandaş yapmak istıyorsa, vatandaşhk ve kişi haklannı bilecektır. Bir ülkeyi idare hakkı o ülkenin vatandaşına aittir. Bunu bilecek, bunu şuur olarak bilecek. Bence demokrasinin eşiği bu. Sonra da buna sahip çıkacak. ( DYP kapıları yüzüme kilitleniyof ortada cezalandınlması gerekea biri varsa, o da ben olmamam gerekir. Ben, yasalara karşı saygılı bir vatandaş otarak anayasal hakkım olan seyahat etme bakkımı kullanıyorum. Yasaklann kaldınlması için caba harcayan ve konuşan Türkiye sloganı ile kamuoyu önüne çıkan DYP yönetidleriain, kendi partilerinin içinde konuşanı susturmak istemelerine bir anlam veremiyorum" dedi. "Her gittiği yerde parti kapılannının kiütlenerek yüzüne kapatıldıgım" bildiren Yazar, "Ancak, milletin kalbine kilit vHramadıklanndan, DYP tabanı her zaman bizimle birlikte hareket edhor. Çunkü mevcut DYP yönetimi, sağda beklenen ve arzulanan bir duze\e gelmemiştir" diye konuştu. Mehmet Yazar, kendisine yöneltilen "Yeni bir parti kurmayı düşünüyor musunuz?" sorusunu yanıtlarken de şöyle dedi: "Politikaya ilk karıştığım 1983 yılında, sağın büıünlesmesi için nğraştım, fakat o günkü koşullarda buna imkân yoktu. Bu nedenle, kurulan sağ partilerde görev almadım. DYP gerçek bir sağ parti oJduguna inandığım için görev aldım ve başkanhğma aday oldum. Ancak tabandan gelen ses, DYP'nin de mevcut yönetimi ile sağdaki boşluğu tam olarak doldurmadığını göstermektedir. Tabandan gelecek sese dayanarak yeni bir parti kuracak, veya mevcut parti içerisinde mücadetemi siirdüreceğim. Ancak, 1987 mayıs ayında yapılacak DYP olağan kongresinden önce çok şeyler olacağına inanıyorum. Şu anda dantşmanlanm, siyasi, ekonomik ve sosyal konularda çalışmaiar yapmaktadır \hzar: Demirel bana cephe aldı 1987 mayıs ayında yapılacak DYP Kongresi'nden önce çok şeyin değişeceğine inandığım söyleyen Mehmet Yazar, geiişmelere göre ya yeni parti kuracağını ya da DYP içinde mücadelesini sürdüreceğini açıkladı. NAZMİ AKDAĞ MERStN DYP'de muhalefet lideri Mehmet Yazar, bolünmüş sağın içinde yer alamayacağını, 1983 yılında sağda bölücü olmamak için parti kurmadığını söyledi. Mersin ve ilçelerinde yaptığı gezinin değerlendirmesini yapan Yazar, "Her gitügimiz yerde mflletimin büyük öesteglııi göriiyorum. Bana karsı ügi çogaldıkca, DYP'nin bugünkü yöoeticileri hırçmlaşıyoriar. Benim yapüğım topianülara katılan partili arkadaşlara ceza veriyorlar, partiden ihraç ediyoriar. Şayet Partilerin gençlik leşkilatı kurması isttendi DYP tstanbul tl Başkanhğı 'nca düzenlenen "Gençlik ve Büyük Türkiye" sempozyumunda Siyasi Partiler Yasası'nın değiştirilerek gençlik teskilatlannın yeniden kurulması istendi. üsküdarda bir sinema salonunda düzenlenen toplantıda gençlerin ülke sorunlannı tartışmalan kadar doğal bir şey olamayacağını betirten DYP MKYK üyesi Ahmet Okur "Siyasi partiler içinde gençlerimizin görev almalan, memleket meselelerini tartışmalan, kendi ufuklanm aşmaktır" şektinde konuştu. demektir. Hiçbir şeyi kim olsa yapamaz. Her şeyin ehli erbabı var. Hatta bir çiviyi alıp bir tahtaya çakmanın dahi ehli, erbabı vardır. Her şeyi herkes yapamaz. "Biz, parülerimizi kapatmadık. Sadece faaliyetlerini durdurduk. Halen bagımsız mahkemelerde. partilerie ilgili yurütulmekte qlan davalar vardır. Şayet mahkemeler, partilerin kapatılmasına kararhysa, tabiatıyla artîk soylenecek bir şey kalmadı. Fakat şabsen, mevcut partilerin siyasi hayata donuşlerini ihtimal dışı addetmiyorum." 30 Nisan 1981'de F.Alman televizyonuna verdiği bir beyanatta, Sayın Evren şöyle dedi: "SORU Poliükacüar ve politik partilerin gelecegine ilişkin oe söyleyebilirsiniz? CEVAP Partilerin bundan sonreki gelecegi için size şunlan söykyebilirim: Biz partileri kapatmadık. Muayyen bir sure için partilerin faaliyetlerini durdurduk. Normal düzene geçildiğinde, yani seçim havasına girildiginde, partilerin yine eskiden oldugu gibi faaliyetlerine müsaade edilecektir." Ve geliyoruz, 23 Mayıs 1981 'de buna benzer bir beyanat var. Fakat 15 Ekim 1981'de Sayın Evren'in beyanı şu: "Ülkemizde mevcut tüm siyasi partiler kapatılmıştır." Orta yerde bir de facto (fiili) durumu var. Bir de de jure (hukuDYP'nin Küçük Kongresi yarm ki) durumu var. Tabii ki siyasi partilerin Türkiye'de 12 Eylül günü toplanıyor. DYP'nin Akay kapatılmayıp da 13 ay sonra kapatılmış ve de jüre bir durumun buCaddesi'ndeki Genel Merkezi'lunmayışı, yani mahkeme karan filan bulunmayışı düşündürücünde toplanacak olan Küçük dür. Eğer bu teşekküller, kapatılmayı gerektirecek kadar müdahaKongresi'ne DYP'nin MKYK lenin kendi mantığıyla birtakım kuruluşlara mağlup olsalardı 12 Eyüyeleri, Disiplin Kurulu üyeleri lül günü kapatıhrdı. Binaenaleyh, ben 1981'in 15 ekiminde siyasi ve 67 il başkanı katüacaklar. partilerin kapatılmış olmasmdan eza duydum. Kongrede, ekonomik ve siyasi Partilerin 13 a> sonra kapatılmasını nasıl değerlendiriyor»duruma ügiti değerlendirmeler nuz? yapılacak ve iki ayn bildiri suDEMİREL Her zaman gerekçe bulmak mümkündür. Bu 13 nulacak ve DYP'nin ara seçim ay içerisinde de siyasi partilerin kapatmayı gerektirecek bir şey yapstratejisi betirlenerek, örgüt içi malannın imkânı yoktu zaten. Ortam müsait değildi. Ama olabilir sorunlar tartısılacak. ki, daha sonra belki bir güdümlü rejim için daha başka çeşitli partiler lazım olabilir. Bu düşünülebilmiştir. Veya hakikaten o günkü siyasi partileri ortadan kaldırmak suretiyle daha rahat hareket edebilmek düşünülmüş olabilir. Kaldı ki, siyasi partiler o gün için, yani iki parti mahkeme edildi, diğerleriuin de devlete bir zorluk çıkardığı yoktu sükunet halindeydi. Onu tartışmıyorum. Bana sorEski Halkçı Partinin kuruculanndan Turhan Temuçintn yaudı dunuz, ne duşündünüz diye. Eza duydum, üzüldüm. Çünkü siyasi parti kapatmakla rejime çok büyük darbe vurursunuz. Siyasi partiğı "Parti mi Marti mi" adü kitapaklandu YargUay Dördüncü ler eğer, demokratik rejimin aynlmaz parçası ise, öyle muamele görmemelidirler. 1982 Anayasası'na da bu yazılmıştır. 1961 AnayasaHukuk Dairesi, eski HP Genel Baskam Necdet Catpln 5 milyon sı'nda da bu vardır. Zaten siyasi partinin bulunmadığı bir Ulkede, demokrasiden bahsedemezsiniz. Çoklu rejim, çoklu idare, cumhutiralık tazminat istemini reddetriyete, demokratik cumhuriyet unvanını kazandıran sistemin adıtL Eski Halkçı Parti'nin Genel dır. Eğer, çok parti yoksa o ülkede, partilerin kurulması, faaliyetBaşkanı Necdet Calp'in "Parti leri serbest degilse, siyaset yok demektir. mi Marti mi?" kitabımn yazan Partiler kapatümasaydı, bugunku rejim farklı olur muydu? ve HP kurucularmdan Turhan DEMİREL Çok farklı olurdu. Temuçin hakkmda açtığı dava Ne anlamda? YargUayda da sonuçlandı. AnkaDEMİREL Ne oldu partileri kapattınız? 63 senelik cumhurira Jkinci Asliye Hukuk Mahkeyet, cumhuriyet ilanından evvel kurulmuş CHP. 1946'dan bu yana mesi tarafından verilen davanuı reddi karan Yargüayda da onay açık çok parti, 40 sene evvel tek partiden çok partiye geçmişsiniz. Halen Türkiye'de en yaşlı parti 2,5 yaşında. Yani 63 senelik Türkilanarak kesinlesti ye Cumhuriyeti'nde 2,5 yaşında siyasi parti var. Siyasi partiyle devletin ömrü eşdeğerdir. Rejimle eşdeğerdir. Yani şunu söylemek istiyorum. Bundan şu mana çıkar: Hâlâ Türkiye, demokrasinin çocukluk çağım yaşıyor. Yani siz geçen 60 seneyi demokrasi bakımından heba etmişsiniz gibi bir mana çıkar. Eski Devlet Bakanı ve Manisa Yani belli ölçüde yaşıyor. Ondan sonra çocukluk çagına mı Milletvekili tsmail özdağlar dönüyoruz? hakkmdaki karann, 14 şubat cuDEMİREL O mana çıkar bundan. Aslına bakarsanız, siyasi ma günü açıklanması bekleniyor. partileri fiilen kapatınca da neyi yapmış olursunuz, onu soralım: Görevini kötüye kuüandığı ve Siyasi partileri ayakta tutan halktır. Halkın bir siyasi partinin arrüşvet aldığı gerekçesiyle TBMM kasma duşmesi veya düşurülmesi de kolay değildir. Siyaset gibi fevtarafından Yüce Divana sevkedt kalade çok girdisi çıktısı olan, fevkalade karmaşık bir işte bu meselen ve yargılanmasma 1 Temmuz le kolay değil. Siyasi partileri kapatıyorsunuz. İsmini, amblemini 1985 günü baslanan Ismail Özkullanılamaz hale getiriyorsunuz, yetişmiş kadrolarını saf dışı edidağlar hakkmda verüecek karar, yorsunuz. Böyle bu siyasi partinin sahip bulunduğu fikri ve siyasi kesin olacak ve itiraz edilemeyefelsefeyi de kapatabiliyor musunuz? Bu mumkun değil. Boylece, o cek. Yüce Divanda yakiaşık S siyasi partiye senelerce gönul vermiş, emek vermiş, onun içinde buaydır yargılanan tsmail özdağyümüş, heyecanını, ıstırabını duymuş, didinmış, koşmuş, çırpınmış lar, son savunmasında suçsuz olyüzbinleri ve onlara rey vermiş milyonları o fıkrinden caydırmış oluduğunu ileri sürerek, beraatini isyor musunuz? Yani, bugüne kadar yanlış yapmışız, bundan sonra temişti. bari doğru yapalım diye bir fikri mi sokuyorsunuz, yoksa zor kar StRECEK DYP Küçük Kongresi yarm EtlikAnlara Subesi Yenilenen Kendi Binasında Garanti Bankası Parti mi Marti mi aklandı tar." Özdağlar davası Süper Sistem'iyle sizlere hzlı hizmet saglayan Garanti Bankası, bugünden itibaren General Tevfik Sağlam Cad. No: 76/D'deki yenilenen kendi binasında sizleri bekliyor GARANTÎ Yazar, bir soru üzerine, "Süleyman DemireTle bugüne kadar hiç ters düşmedim. Ancak Genel Başkan adayı olduğumda, güdümlü parti olmaz, partiler iktidar olmak için kurulur ve DYP nüsyonunda sağın bütünleşmesini saglamak istiyorum, dedim. Herhaide Süleyman Demirel, bu üç ilkemi olumlu karsılamamış olacak ki, bana karşı cephe aldı. Ben emanetçi degilim, olmayacagım" dedi. Bir arkadaşının düğününde bulunmak üzere önceki gün bölgeye gelen ve Tarsus girişinde coşkulu bir biçimde karşılanan Mehmet Yazar'ın, Mersin'de parti il merkezini ziyareti sırasında kavga çıktı. Pani merkezinde DYP Merkez İlçe Başkanı Halil Yalım'ın, "Siz DYP'ye inanıyor musunuz? Sizin yapü^uuz bölücülük ve yıkıcılıktır" bıçimindeki sözlerine Yazar, "Bu sorulann muhatabı siz degilsiniz, buna millet cevap verir. Biz hiç kimsenin güdümünde degiliz. Bu yola çıkarken güciımüzu Allah ve milletten alıyoruz" biçiminde karşıhk verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear