25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/7 Aldıkaçtı siyasiyasaklann kaldınlmasını istedi: Geçici 4. madde öldü tüm parti yetkilüeriyle de görüşecegiz" dedi. Çorapcıoğlu, Başbakan özaJ'ın da siyasi yasaklarla ilgili fikrinin değişebileceğine işaret ederek, gruplannın kendilerine önce SHP ile görüşmeleri yolunda yetki verdiğini anımsattı. Çorapçıoğlu, önümüzdeki günlerde siyasi yasaklar konusunu SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'yle görüşebileceğini belirtti. SHP Meclis Grup Başkan Vekili Cahit Tutum ise siyasi yasaklar konusunu önce gruplannda tartışacaklannı açıkladı. Gelecek hafta grup yönetim kurulu seçiminin yapılacağını ve yeni yönetimin konuyu ele alacağını belirten Tutum, yalnızca geçici 4. maddenin değil, anayasada yapılmasıru gerekli gördükleri diğer değişikliklerin de bir paket olarak ele alınması görüşünde olduğunu söyledi. Tutum, siyasi yasaklar konusunu DYP ile görüseceklerini sözlerine ekledi. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, partisinin bu yasama yılındaki ilk grup toplantısında yaptığı konuşmada, "siyasi yasaklann kalkması gereglne" dikkat çekmişti. SHP geçen yasama yılının sonlannda yasaklann kalkması konusundaki bir öneriyi de imzaya açmıştı. DUYDUK/GÖRDİJK YALÇIIS PEMİŞE1V Vrof. Orhan Aldıkaçtı, 'Bir hukuk düzeninde öiü hükümlerin varlığı zamanla devlet otoritesinin kuvvet kaybetmesine yol açar. Anayasanm geçici 4. maddesi hedefıne varamamıştır ve ruhu iübanyla ölü bir madde haline dönüşmüştür' dedi. DYP'nin önümüzdeki hafta içinde siyasi yasaklar konusunda yöntem belirleyeceği, SHP'nin de konuyu yeni grup yönetiminin belirlenmesinden sonra ele alacağı öğrenildi. Haber Merkezi 1982 Anayasası'nın miman Orfaan Aldıkaçü, anayasa değişikliği önerisinde bulundu ve eski siyasilere yasak getiren geçici 4. maddenin yürürlükten kaldınlmasını istedi. Aldıkaçtı, "Bir hukuk düzeninde ölü hükHmlerin vsriıfı zamanla devlet otoritesinin kuvvet kaybetmesİBe yol açar" dedi. Anayasanın miüetvekili transferini yasaklayan 84. maddesinin de uygulamaya konulması gerektiğini kaydeden Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı, a^. muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Anayasanın geçici 4. maddesi bedenne vanunadı. Çünkü, bu madde kapsamma giren kişiler, kananlara ragmen politik faatayedere katdaaflmişlenlir. Böyiece geçki 4. madde, ruhn itibanyla öiö bir madde haline dönfiştü. Herkes bugiın Sayın Demirel ile Sayın Ecevit'in hangi partUeri desteldediklermi ve yönettiklerini gayet iyi biliyor. Bir hukuk dözeainde ölü bökümleria variığı, devlet otoritegjnİB zajnania kuvvet kaybetmesine yol açar. Yani, uygulanmayan kanunlann sayısı artar. Bu dunımda ölü hale gelen maddeierin kaldınlması en sagiıklı yoldnr." Aldıkaçtı, geçici 4. maddenin yürürlükten kaldınlması için anayasa değişikliği gerektiğini kaydederek, "Referandum Türk Anayasa Hukuku'nda bu konuda kabul edilmeyen bir yöntemdir" dedi. ANAYASANIN 84. MADDESİ UYGULANMALI Anayasanın 84. maddesinin, anayasa değişikliği kapsamına alınmaması gerektiğini belirten Aldıkaçtı, sözlerini şöyle sürdürdü: Elbette, anayasayı her şeyden evvel iktidar partisi kullanır. Mubalefet de, anayasanın kendisine TenUği haklara dokunnlmamasını ister. Bu ikili ilişkide daha önemli olan iktidann tutumudur. Çünkü, devlete kumanda yetkisi iktidardadjr. Bu açıdan bakddığı zamaa, aoa bazı maddeJerta kullanüntası gerektigi halde uygulanmadıgJnı veya iktidann onlara farklı yorumlar getirdigini gözlemiş buJunuyoruz." DYP VE SHP'NİN HAZIRLIĞI Siyasi yasaklarla ilgili anayasanın geçici 4. maddesinin yürürlükten kaldınlması yolundaki çalışmalara gelecek hafta baslanacak. DYP'nin salı ya da çarşamba günü yapacağı grup toplantısında siyasi yasaklar konusunda yöntem belirlenecek. DYP Grup Başkan Vekili Mustafa Çorapçıoglu, bu konuda SHP'nin yaklaşımına bakacaklannı belirterek, "Gerekirse m seralar, bir sezonda işievini yitiriüyor, ytkthyor, naylonlan yırtüıyor. oluyor. Çağdaş yöntemUrle kurukut muyor bu tür seraları. Mustafa Ural .için çok para gerek diyor ve ekliyor tayonız. Her yıl seraları onarmak ve T OTAN) İZMİR'DEN / HİKMET ÇETİNKAYA • 0 tZMtR Herkes ara seçim sonuçlanm tartışıyordu... 1000 mark alan Mustafa, bu işi ttalyan uyruklu kanBaşbakan ve ANAP liden Turgut Özal, Sükyman De sıyla birlikte yürüttuğünü açıkladı. mirel'in "MBUt ANAP'a şamar attı" sözlerine, "Dettalyan polisi Samsun feribotunun Venedik limanma mirel şamata yapıyor'' yanıüm veriyor. SHP Genel Baş yanaştığı sırada önlem aldı. Bizimkiler otobüsiere binerkanı Erdaltnönu, "VatandasANAP'ahayırdedi, bize lerken ortalık ana baba gününe döndü. Silahlar patlaevet demedi" diyordu. dı. 500 'e yakın kaçak işçiden 123'ü ttalyan polisince yaIşte böyle bir ortam içinde ttalya'nm Venedik lima kalandı, geriye kalanlar ise kaçmayt başardı. nını ayağa kaidıran kaçak Türklerin öyküsü güme gitli. 123 Türk, Samsun feribotuyla aynı gün geriye gönOysa yürekler acısı bir durumdu Venedik'te meydana derildiler. Bu kez kaçak işçiler Samsun gemisinin mügelen olaylar. rettebatıyla kavga ettiier. Sonuç olarak gemi, lzmir'e geiGazetelere pek yansımayan olay şöyle gelismisti: diğinde 123 işçi polise teslim edildi. Her hafta Samsunferibotu tzmir Venedik, Venedik Şimdi yerli malıfum senaryosunun ttalyan sinema tek tzmir seferi yapıyordu. Samsun feribotunun halyase niğine uyarlanması olayım Nevşehirli Dursun Sevim 'den feri, nedense diğer dış seferlere oranla hep doluydu. Ve dinleyelim: nedık'egemiylegitmek isıeyenler, pekyer bulamıyordu. "Ben Nevşehirliyim. Benim gibi ttalya üzerinden kaSamsun feribotunun restaurantmda akşam yemeğini çak olarak A vrupa 'mn çeşitli ülkelerine giriş yapmak isorg müziği eşliğinde yaklaşık iki saate yakın bir sürede teyen arkadaşlar da Iç Anadolu ve Doğu Anadolu yöyîyordu geminin A ve B gıivertesiyolculan. Kafeterya relerinden gelmişlerdi. Venedik 'te Mustafa adlı bir kişi da ise daha ucuza karmlarım doyuruyordu diğer yolcu var. Kansı ttalyan asıllı. Adam başma 1000 mark verlar. Masalann üzerinde çoğunun torbalanndan çıkan yi diniz misizi ltalya'dan tsvtçre'ye geçiriyor. Yakınlanyecekler yayılmıştı. Kiminm çocuklan kucaklannda uyu mız Mustafa ile ilişki kurup, 1000 markı ona ödüyor. ya kalmıştı, ktmininkiierse ortahkta dolaşıp gürültu çı Bizim adUtrtmız bir liste halinde Mustafa 'da oluyor. Gekarıyorlardı. Gemi mürettebaü bir kısmını uyanyordu. lectğimiz gunit yakınlanmıza ve Mustafa 'ya telgrafla bilPulman koltukların olduğu bölüm ikiye aynlmıştı. Bu diriyoruz. Mustafa 'ntn kansı feribotu Venedik limanmda ayrım, ister istemez açıkça ortadaydı, çünkü ön kısım bekliyor. Elindeki listeye gore önceden kiralanmış otolardayabancı turistler yoğunluktaydı. Arka kısımlarda büslere bindirip Türkleri MBano 'ya, oradan da tsviçre'ye hemencecik kuruluvermiş kundak yerleri, yerlere seril geçiriyor. miş battaniyeleri veyiyecek torbalanyla öndekilerden ko Mustafa'mnpolis tarafındanyakalandığından habelayca ayrılıyordu kaçak işçiler ve aileleri. rimızyoktu. Zaten bugune kadar 5 bın kişiyı ttalya üzeYundışında çalışan vs sürekli olarak daha gtivenli ve rinden Avrupa'nın çeşitli kentlerine geçirmişti. Ancak daha rahat olduğu için feribotla yolculuğu seçen isçile Mustafa, biz gelmezden bir hafta önce ttalyan polisi tarimiz, ya yurda kavuşma ya da bir an önce gurbetteki rafından yakalanmış ve üzerinde 400 kişilik bir liste çıkiflerinin başında olma telaşı içindeydiler. Erkekler iki mış. Polis sıkıştınnca herşeyi anlotmış. Samsun feribogece uç gün boyunca kurulan kumar masalanndan kalk tunun cumartesi günü Venedik limanma gireceğini mıyorlar, kadınlar da çocuklanmn peşinde, esyalarını söylemiş. kollayıp duruyorlardı. Biz Dursun Sevim'in sözünü kesip, "Feribot timana Geminin lüks güvertelennde yolculuk yapan yolcula yanaştığında sizi irkiltici bir durum yok muydu?" diye rın, turist yolcular ve olağan yolculuklanm yapan yun soruyoruz. Başını sallıyor, sigarasını çekiştiriyor, "Nereden bileyim. ilk defa Venedik'e geliyoruz" yamtını dışında çalışar. işçi yurtlaşlanmızın arasında hemen göze çarpıyordu kaçak işçi olma heveslileri. Kimi suskun, birveriyor. köşesine çekılmiş, gelecek endişesi içindeydi. Kimi aki Sonra anlaımaya devam ediyor: betinin ne olacağını az çok kestirebilmek için deneyimli Biz gemiden inip arka arkaya dizibniş otobüsiere işçilerle konuşmak, onlara damşmak yolunu seçiyordu. binmeyt başladık. Bir anda ortalık kanştı. itaJyan poKimi, yerli turistler aracılığıyla polisi atlatabilmek için lisi bizi sarmıştt. KoUarımızdan, bacaklanmızdan tutup gözune kestirdiği kişilere öneriler yapıyordu. Ve yiye çekiştirmeye başladılar. Biz de polise karşı koyduk. PoÛs ceklerini, endişelerini, umutlarını paylaşıyorlardı, yaz ateş etmeye başladı. Kaçan kaçtı. Biz 123 kişi yakalangılarına ortak edinırken... dık. Ateş altında bizigemiye doldurdular. Bu kez gemi mürettabatı bizden para istedi. Biz de veremeyeceğimiFellim'nin "VeGemiGidîyor"fılmındekiüst guverle yolculan ile alt güverledeki kaçak yolcular arasında zi söyledik. Venedik 'ten tzmir > kadar gemi murtttebaki görünumU anımsatıyordu Venedik tzmir feribotu... lıyla kavga yaptık. Gemide camı çerçeveyi indirdik. • * * * Türkler Jfenedik limarunda. an yakü? DYP'nin secilen adaylanndan daha çok benimseyeceklerdi" dedi. ' Eski tl Başkanı Kadir Benzergil ise, Mehmet Keçeciler ile bir ara konuştugunu, Keçeciler'in kendisine "Sayın Basbakanım benim Ankara'dan adayhgun konusunda isaret vermi$ti. F«kat Manisa teşkilaUnın bcnim Maalsa'dan aday gösterflmemi isttmaâ Ankanı adaylığımı altüsl etti. Beai Manisa il yönetimi yaktı" dediğini söyledi. 11 yönetim kurulu üyeleri bu savlar üzerine "Biz seçimle göreve geidik. Bu işin başında leşkilatlanma sorumlusu olarak Mebmel Keçeciler'dir. Bize int "uyorsa neden Manisa'dan seçiBR lui" dediler. Bülent Ağaoğlu, "İdealistim, ama param yok" diyor "Parası olanların ise ideali yok..." (Fotıftraf: MEHMET KMİRKAYİt) Ülkemizdeki birkaç bilgi uzmanmdan biri Bülent Ağaoğlu, t7bilgıbilimi"ni anlattı Türkiye'de bilgiye talep yok' Bizim pek haberimiz yok, ama dünyada "bilgi bilimi" diye bir bilim dalı kurulmuş bulunuyor. Beni bu konudan haberdar eden Marmara Universitesi Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu, Hacettepe Üniversitesi'nden master dereceli, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nun bilgi (information) uzmanı Bülent Ağaoğlu oldu. Ağaoğlu son olarak hazıriadığı "Sistematik Türkiye Turizm jşletmeciliği Bibliyografyası 19291984" adlı kitabının "en fazla 100 tane" satmış olmasından yakınırken aşağıda okuyacağınız konuşma ortaya çıktı. Sayın Bülent Ağaoğlu sözünü ettiğiniz enformasyon bilimi veya bilgi bilimi nedir? Sanıyorum bizde pek bilinmiyor. Evet bilinmiyor. Bu, Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra, hatta epey sonra ortaya çıkan yeni bir disipJin, fikır üretimine çok büyük öiçüde alt yapı sağlayan, bilgileri topiayan, üreten ve değeriendirerek teorik bir baza oturtmaya çalışan bir bilim. ABD'de çok büyük çalışmalar yapılıyor bu konuda. Henüz Türkiye'de sizin de dediğiniz gibi adını çok kişi ya hiç duymadı, ya da birkaç kişi duymuştur. çalışma içinde çok büyük sorunlar ve eksikler taşıyor. DUGMEYE BASMAK Peki yurtdışında veya bu işin en geltşmiş yeri olan ABD'de bir konuda tüm bilgiye ulaşmak isteyen insan, buna ne kadar zamanda ulaşabiliyor? Sanıyorum bir düğmeye basma süresinde.. Bu kadar kısa zamanda. Bir tuşa basmaya bağlıdır. Bilgisayarın tuşuna basılıyor ve Herhangi bir konuda tüm bilgi elinin altındadır. Benim bildiğim Amerika'da Dialog International Services Inc, şirketinde bir düğmeye basarak hangi konuda isterseniz tüm literatürü elinize almanız olası.. Herhalde çok pahalı bir hizmettir? Epey pahalı, gerçekten pahalı.. Ama bilgiye talep çoğaldıkçja, bu ücretler de düşebilir. Şimdi Türkiye'de TUBİTAK'ın verdiği hizmette durum şudur: TÜBİTAK yurtdışındaki şirketlere bir soru sorabilmek için ilk aşamada Türk müşteriden 15.000 lira alıyor. Sonra karşı tarafın da faturası var tabii.. 15.000 lira sadece haberleşme masrafı olarak isteniyor. NEDEN PAHALI? Neden bu kadar pahalı?.. Çok spesifik bir hizmet.. Emek gücü çok fazla bir hizmet.. Böyle bir şirketin kurulması insan gücü dışında büyük bir yatınmı gerektiriyor. Çok yüksek kapasiteli bilgisayarlar bulundurmanız gerekiyor. O sebeple hizmet pahalıya patlryor, ama dediğim gibi bilgi kullanıcısı artarsa, yani bilgiye talep çoğalırsa bu ücretler düşebilir. . r;:, Türkiye'de özel sektörde böyle bir çalışma var mı? Ben duymadım. Özel sektör bu tür konulardan müthiş ürküyor. Çünkü büyük bir yatınm yapacak, çok zor bir işi gerçekleştirecek, sonunda bilgi talebinin çok A olması nedeniyle belki batacaktır. Türkiye'de bilgi talebi az diyorsunuz sık sık.. Bunun nedenini hiç düşündünüz mü? BİLGİYE İNANÇSIZLIK Türkiye'de kültür seviyesiyle ilgili.. Müesseselerin genel kültür düzeyi, iş hayatının çok yavaş gelişmekte oluşu henüz çağdaş yöntemlere gerek duyurmayacak düzeyde oluşu.. Bir ikinci etken ise sanıyorum bilgiye olan inançsızlık.. Bilginin işe yaramadığı şeklinde bir inanç var Türkiye'de. Ben çalışmalanm sırasında bunu hep hissettim.. Siz çok özel bir konuda bilgi toplamaya çalışıyorsunuz. Herkesin ilk aklına gelen "neye yarayacak bu?" oluyor. "Yahu boş ver, ne uğraşıyorsun bunlarla.." Bizim kafa yapımız böyle işliyor. Ve korkunç bir şey bu. Bizde bu iş kütüphanelerde oluyor, biraz öyle değil mi? Evet kütüphanelerde oluyor, ama arada çok büyük bir fark var. Kütüphanecilik pasif bir hizmettir.. Okur gelir bir kitabı sojar, bir dokümanı sorar. Varsa alır okur.. Kütüphaneci burada pasiftir... Okurun isteğiyle sımrlıdır. Oysa enformasyon hizmeti bunun tam tersi... Okuyucu aktif değil, pasif duruma geliyor. Buna karşılık şirketin personeli çok aktif duruma geçiyor... Bilgi kullanıcısını yönlendiriyor. Her şeyi onun isteğine bırakmıyor. O konudaki tüm bilgiyi toplayıp sunabiliyor, çok çok aktif bir hizmet... BİZDE KÜTÜPHANECİLİK Siz sanıyorum kütüphanelerle yakın temastasınız çalışmalarınız için. Nedir bizde kütüphaneciliğin durumu? Kendi haline bırakılmışlık içinde olduğunu söyleyebiliriz. Belki mekan itibariyle çağdaş kütüphanelerimiz var. Mesela Ankara'daki Milli Küiüphane... Ama elindeki malzeme ile çağdaş değil... Nedir o malzeme? Kitap... Sanırım 800 bin kitap var Milli Kütüphanede ve bu çok az bir rakam. Bunun çok daha üst düzeylerdeolması gerekiyor... Milli Kütüphane'nin aslında Türkiye'de çıkan bütün kitapları, yayınları toplaması gerekiyor, ama toplayamıyor, kaçaklar var... Eldeki kitapların bir bölumü de tam olarak tasnif edilmiş değil... Edilmiş olanlar ise sadece birer isim... Bu kitapların içinde ne var? Yani bir özet falan, böyle şeyler henüz söz konusu değil... KİM YAPACAK? Ben yine bilgi bilimine dönmek istiyorum... Yaptığımız konuşmadan çıkardığırn sonuca göre böyle bir bilimin, hizmetin Türkiye'de kurulmasına imkân yok gibi görünüyor... Belki özel sektör yapabilir, ama bilgiye tafep olmadığına göre, adam neden girsin bu işe... Doğru, para kazandırmaz... Bu ancak kJealist bir yaklaşımla yapılabilir... Bir idealist işadamı çıkacak... İdealist adam mı? Sizce idealist biri var mıdır? Ben vanm ama... Sizde de para yok... Evet bende de para yok... (*) "Sistematik Türkiye Turizm İşletmeciliği Bibliyografyası 19291984" Bülent Ağaoğlu'nun hazırtadığı bu kitap bazı seyahat acenteleh tarafından alındı. Fakat satış rakamları hiçbir otel ve turistik işletmenin konuya ilgi göstermediğini ortaya çıkardı. iikümet iftaya RA, (Cumnuriyet Büroso) ANAP, te değişikliğe hazırlanıyor. Devlet Balyısını 7'den 10'a çıkaran yasa tasarıMeclise sevk etti. Tasarının önümüzı Mediste görüşülmesi bekleniyor. Hür akın çevreler, önümüzdeki gUnlerde Kurulu'nda kapsamlı bir değişikliğe ıri ifade ediyorlar. ANAP genel mertaetiminde de bazı değişikliklere gidilünde hazırlık bulunduğu bildirildi. lete yakın kaynaklar, kabine değişiknda koltuğundan olabilecek bakanlar Devlet Bakanlaıı Abdallah Tenekeci Dinçerler, Enerji ve Tabii Kaynaklar jdi Türel, Sağlık ve Sosyal Yardun Bannet Aydın, Sanayi ve Ticaret Bakanı •al'ın bulunduğunu öne sürüyorlar. kanlıklannın 7'den 10'a çıkanlmasıyla ı ânda Devlet Bakanı olan Kaznn Ok başka bakanlığa kaydınlacağı bildiörevden alınması olası bakanlardan bineeski Başbakanlık Müsteşarı ve yeni 3 Milietveküi Hasan Ceiai Güzei'in bir canlığına atanmasına kesin gözüyle ba)lası bakanların arasında yeni Niğde İH Akın Gönen iie ANAP Grup Başli Haydar Özalp'ın da adı geçiyor. Bak atanacağı yolunda söylentiler çıkan > Başkan Vekili Ercüment Konukman'Baskan Vekilliğı'ne seçilemeyişi göz;•>'•'Şında, şansının az olduğu belirtili 4 , Tabii Kaynaklar Bakanı Sudi Tüevden alınması halinde, Bayındırlık ve rkanı Safa Giray'ın Türel'in yerine ıkânlığı makamına oturması bekleniGiray'dan boşalacak Bayındıkbk ve tsjıliğı'na da TBMM Bayındırlık Komisı AjNAP'lı Başkanı Ibrahim Özdemir;bileceğ\i öne sürülüyor. ANKARA, (Cumburiyef Bü\ral'ın Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'n rosu) Demiryoltş Sendikası nası halinde TBMM Sanayi ve Tek Genel Başkanı Mehmet Acıdereroisyonu Başkanı Fahir Sabuniş'in ba li, hükümetin işçilere ve sendikaileceğinden söz ediiiyor. lara savaş ilan ettiğini ileri süreiklar için adı sayılan diğer bazı milletrek, "Hükümetin sendikalara ve jöyle: işçilere karşı olan bu tavn ve sermayeyi destekleyen tulumu, ülKomisyonu Başkanı Cengiz Tuncer, kemizde sendikacılık yapmayı ıisyonu Başkanı Şiikrii Yörör, Adalet nu Başkanı Ali Dizdaroğlu, Bursa Mil oldukça güçleştirmiştir" dedi. Viemduh Gökçen, Çankın MilletvekiDemiryollş Sendikası'nın 2. Funcay, Sakarya Milietveküi Nihat Olağan Genel Kuruhı'nda açılış stanbul Milietveküi Biilent Akarcalı, konuşması yapan Acıdereli, olajenel Saymanı Bedrettin Doğancan ğanüstü bir dönemden geçildiğine ve bu dönemin koşulları içincan Turgat Özal, yeni kabine değişik de sendikal faaliyetlerin askıya ıde dün çahşmaya başladı. Başbakan almdığjna dikkat çekerek, şu göında dün çalışmalarını Devlet Bakanı rüşleri savundu: ksay ve eski müsteşan, Gaziantep Mil"Her olağanüstii dönemden Hasan Celal Güzel ile birlikte sürdü sonra iş başına gelen hükümetıkan cuma namazını da Başbakanlığın ler, yeni bazı düzenlemder yapamescitte kıldı. Öğleden sonra da Baş rak, geçmişin acı izlerini silmeta çalışan Özal, cuma namazından çı ye, toplumun büyiık kesiminin .urulacak devlet bakanlıklannın kimlemuzdarip oldugu sıkıntılan gicağına ilişkin bir soruya, "Olabilir de, dermeye çalışmtşlardır." ilir de, sadece bir imkân veriliyor, o Aadereli'den sonra söz alan ^amtını verdi. Edinilen bilgiye göre, eski Türklş Genel Başkanlannilgili komisyona devlet bakanlığı sayı dan Halil Tunç, sendikacılık ha• 'u'a çıkartacak yasa değişikliği öne reketini sert tedbirlerle ve sıkıyöip görüşüldükten sonra ve yasanın netim gibi idare biçimleriyle durlesinden sonra, hükümet değişikliğinin durmanın mümkün olmadığını ıkrlanması bekleniyor. Bunun ise en er bildirerek, "Dünya sendikacılık rtizdeki hafta ortalannda gerçekleşmesi hareketinde hep kesintiler ve dur. rulmalar olmuştur. Ama sonuçnm sonuçlarından sonra moralleri bota ber seferinde işçiler ve sendiel merkez yöneticileri de çeşitli çözüm kalar galip çıkmışür" dedi. yorlar. Bu çözümlerden bir tanesi, dün Tunç konuşmasında "aleşin erkezde Cumhuriyet muhabirine 12 Eylul'den sonra işçi sınıfının nin ya da Başbakanlık Divanı'nında " olarak gösterildi. Bir başka çözüm üzerine" duştüğünu, tüm her şeyin işçi sınıfına fatura edildiğini ık da, basbakanın kabinede ve parti minde istediği değişiklikleri yaşama ge belirterek, "Bu dönemde kaybedilen haklanmızı geri alma imlarak belirleniyor. îneticileri ile başbakana yakın bürok kânınuz yok. Ancak biriik ve bejnda yapılan görüşmelerde, bakanlık raberiik içerisinde olursak bunKYK'ye seçiiebilecek isimler tartışıb dan sonra haklanmızı koparabiSnctici, "İsıaıleri sıraladığımız a u a u Uriz. Bunun için de Türkİş et•d*m bafaunıyoruz. Eldeki malzene rafında toplaıunamız gerekir" dedi. Bir gün okurlardan bıri telefonda ilginç şeylersöyieyip ekledi: Samsun feribotunun İtaiya yolcuian, hiç turistik geziye çıkanlara benzemiyor. Bunların çoğunluğu isçi kahvelerinde ya da ırgat pazarmda iş arayan kimseler sanki... Hayret nasıl olurdu? Basbayağı oluyordu. Çünkü halya'ya giriş vizesizdi. Bizim uyamk insanımız da İtaiya üzerinden Almanya, Fransa ve tsviçre'ye kaçak giriş yapıyordu. Bu durum aylarca surüp gıtti. tşler Venedik 'te lıkır tıkır yürüyordu. Samsun feribotu tzmir 'den kalkıp iki gece üç gün sonra Venedik limanma yanaşıyordu. Limanda on, on bcş oıobüs bizimkileri bekliyor, sonra onları alıp sınır kapısına doğru yol alıyordu. Kısaca alan da satan da memnundu. Samsun feribotunun son Venedik seferinde işler karıştı. tlalyan polisi Venedik'te "Mustafa Bar"ı çalıştıran Mustafa adlı Türk 'ü gözaltına aldı. Mustafa olayı ttalyan polisine tum açıklığıyla anlattı. Adam başma *•* 123 Türk, tzmir güınruk giriş lımamnm bekleme salonunu doldurmuştu. Yiıirdıkleri umutlarıyla birlikte yeniden yurda dönmüşlerdı. Aralarında dolaşırken bırbırlerine takılmadan edemiyorlardı: Ülen tsmait, gâvurun oğlu nasıl debeledi seni... tsmail bıyıklarını burup, şöyle bir baktı arkadaşına ve ekledi: Hep senin yuzünden oldu. benfırsatını bulup tam kaçıyordum ki. sen çıktın önüme... Sonra da ttalyan polisi... Sonru yutkunup bize dönüyordu: Neyse ki diğer arkadaşlar polisin etinden kaçtı ve kurtuldu: Sordum: Nereye gitmiştir geriye kalan 400 Türk? tsmail, "bUemem" dedi başını sallayarak, "23 bin mark vanh çoğunun cebinde, bir yol butmuşlardır." Sonra çekıp gitti diğer arkadaşlarının yanına... Yarmlar için, yeni düşler kurmaya, umutlar aramaya belki... "Şunu da söyleyeyim: Eskiden Sait Faik, 'Her şeyin başı sevgi' diyordu. Çağdaş dünyada ise her şeyin başı bilgi..." etken ise sanıyorum bilgiye olan inançsızlık... Bilginin işe yaramadığı şeklinde bir inanç var Türkiye'de. Ben çalışmalanm sırasında bunu hep hissettim." Bizde sizin dışınızda bilgi uzmanı var mı? Bizde enformasyon uzmanları var. Bunlar üniversite dışında, tatbikat alanında çalışıyorlar. Fakat sayılan çok az, birkaç tane.. Ne bu işin önemi biliniyor bizde, ne de bu bilimin kazandıracakları biliniyor. FASIT DAİRE Ne kazandırır bilgi bilimi? Türkiye'yi ele alırsak, Türkiye'de aslında çok az bilgi üretiliyor. Üretilenler de son derece dağınık, disipline edilmemiş durumda.. Bu yüzden Türk kürtürü çok dağınık bir şekilde oluşuyor. Bilgi uzmanları bu dağınıklığı ortadan kaldırabifirler. Fakat önce bilgi firmalarının kurulması gerekiyor. Ama bir fasit daire var bu konuda. Türkiye'de bilgiye talep de çok az. Böyle bir firma kurulsa bile yaşaması çok zor.. Bilgiyi kim talep edecek? Meselâ siz.. Bir gazeteci olarak herhangi bir konuda tüm ve eksiksiz bilgiye sahip olmak isteyebilirsiniz. İstemelisiniz de.. Şirket veya şirket yöneticileri, işadamlart, bilim adamları, gazeteciier, öğrenciler, yatırımcılar. Bu kişilere çalışma yaptıkları alanlardaki tüm bilgileri çok kısa sürede ve eksiksiz sunabilmek imkân altında olsaydı, Türkiye'de çok şeyler değişirdi sanıyorum.. Bizde böyle bir hizmet şu anda yok mu? Aslında var. TÜBİTAK bünyesinde böyle bir şey yapılıyor. Fakat Türkiye'de bilgiye talebin çok az olması nedeniyle yaygınlaşmamış durumda. TÜBİTAK yurtdışındaki bir bilgi şirketine abone olmuş durumda. Yurtdışındaki bilgileri para karşılığında isteyebiliyor. Ama Türkiye'deki bilgiler yine eksik kaltyor. SAĞA SOLA SALDIRMAK Bu ofay pratikte ne gibi faydalar sağlayabilir insanlara... Çok büyük bir rahatlık sağlayabilir. Müthiş zaman kazandırabilir. insanlar işlerini çok daha kolay ve çabuk yapabilirler. Yöneticinin, bilim adamının, gazetecinin, öğrencinin, öğretmenin koltuğunda rahat oturmasını sağlar. Sağa sola saldırmak yerine, müthiş bir düzen içinde ne istiyorsa elinin altında bulabitir. Bizde bilgiye ihtiyaç gösteren insanlar sağa sola saldırmak durumundalar. Nasıl ve nereden bilgi alacaklarını bilemiyorlar.. Örneğin bir konuşma yapmak istediğiniz zaman elinizin altında iyi kötü bir telefon vardır. İyi işler, kötü işler, ama bilirsiniz ki, o telefonia uzaktan biriyie konuşabilirsiniz. Fakat enformasyon alanında elinizin altında hiçbir şey yok.. O yüzden zaman kaybı çok fazla.. Ve her şey eksik kalıyor.. Şunu da söyleyeyim. Eskiden Sait Faik 'her şeyin başı sevgi' diyordu. Çağdaş dünyada ise her şeyin başı bilgi... Bülent Bey, Türkiye'de herhangi bir konuda bilgi elde etmeye çalışan insan ne yapıyor? İşin içinden çıkamıyor açıkçası. Kafasını topariayamıyor ve tam anlamıyla kafasını duvarlara çarpıyor. Sonunda da ipin ucunu bırakıyor. Bir çalışma ortaya koysa bile örneğin ben bir çalışma ortaya koydum, (*) ortaya koysa bile, bu "B/r/Wnc/ Demiryollş Kongresi Hükümet îşçiye savaş ilan etti' NATO'nunsonbaharserisitatbikatlanndan olan "Kararlı/ık Gösterisi 86" (Display Determination 86) tatbikatı, dün Bahkesir ve Bandırma yöresindeki harekâtla başladı. ABD, tngiltere ve Fransa 'mn da katıldığı tatbikatın bir bolumü, Bandırma 6. Ana Jet Üssü'nde gerçekleştirildi. Türk Silahh Kuvvetleri ile mütteflk kuvvetlerin biriik ve berabertiğinin güçlendirilmesiniamaçlayan tatbikatta, yerdeki vrhlı birliklerin tecriti için hava saldırısı yapıldı. Saldmda, ABD'nin Indiana eyaletinden altt kez yakıt ikmaliyaparak 21 saatte Bandırma'yagelen A10 Tunderball2, diğer adıyla "köpekbaltğı"uçaklan kullanıldı. Tatbikatta ayrıca, saatte 4200 mermi atma yeteneğine sahip ve hiçbir radar sistemince saptanamayan uçaklarla büyuk bir gösteri düzenlendi. (Fotoğraf: KADIR CAN) SHPüyesi, eski CHP milletvekili Metin Tüzün: Haber Merkezi SHP Genel Başkan Yardımcısı Tevfik Çavdar, sol oyların azalmadığım öne sürdü. SHP İstanbul üyesi, eski milletvekili Metin Tüzün, "genel başkanımıza yapılan eleştirilere katılmıyorum" dedi. SHP'li Metin Tüzün, UBA'nın sorularını yanıtlarken seçim sonuçlarınm demokrasi için yararlı olduğunu, sonuçlan sessiz sakin ancak kararlı bir şekilde değerlendirmek gerektiğini belirtti ve "Seçim sonuçlanna ilişkin parti içinde illa birinin başı isteniyorsa beni yaksınlar, yesinler doysunlar" dedi. Tüzün şöyle konuştu: "Kolay değildir. Bir ihtilalden sonra kitleler susturulmuş gençlik kollan, kadın kolian kapatılmış onlara çalışma olanağı verilmemiş bir partinin kitlelere programını anlatması mumkun degildir. Zaman içinde sessiz sakin ama kararlı bir değeıiendirme ile bu sonınlann nasıl aşılması gerektigi bulunmalıdır. Bence seçim sonuçlan demokrasi açısından yararlı olmuştur. 12 Eylül Sorumlu arayan beni yesîn ün uzantısı olan iktidara halk evet deyip demedi^i pek belirgin değildir. Bundan sonra da bu evete talip olmak isteyenler çok olacaktır. Bunun üzerinde yeniden uzun uzun düşünmek gerekir. SHP Genel Başkan Yardımcısı Tevfik Çavdar, 28 eylülde yapılan ara seçimlerde sol oyların azalmadığım öne sürdü. Çavdar, "Sol oyların azaldığı kanısında degilim, sol oylar bu kadantı Zaten. Ama şimdi kristalize oldu" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear