Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Anlaşması "kayıtsız şartsız" bir teslim oluş belgesiydi. Sayısı sonradan kararlaştınlacak küçük bir ordu dışında (sonradan 50 bin olarak saptandı) asker terhis ediliyor (5. mad.); silah, cephane, araç ve gereç teslim olunuyordu (20. mad.), donanma da teslim edilecekti (6. mad.). Çanakkale ve Istanbul Boğazlan, itilaf devletlerinin işgali ve denetimine verilecekti (1. mad.) Toros tünellerinin işgalinden başka (10. mad), bütün demiryollan ve limanlar denetimlerine bırakılacaktı (8. ve 15. mad.) 11. madde, Kafkas'a ve İran'daki Türk kuvvetlerinin savaştan önceki hudut gerisine çekilmesini öngörüyordu. Yani 1918 Brest Litovsk antlaşmasına göre Sovyetler'in bize bıraktıklan Kars, Sarıkamış, Ardahan ve Batum'un da terk edilmesi isteniyordu. 16. madde ise bir başka çekilişten söz etmekteydi. Buna göre Suriye, Irak ve Kilikya (Adana bölgesi) boşaltılacak; Hicaz, Asir ve Yemen'deki kuvvetler teslim olacaktı. (Suriye, Irak ve Kilikya hudutlannın nerede başlayıp nerede bittiği kesinlikle bilinmiyordu. tngilizler Antep, Maraş ve Urfa'yı bundan yararlanarak işgal ettiler.) 24. madde, Ermenilerin yaşadığı doğudaki altı ilde (Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Sıvas) bir kanşıklık çıktığında itilaf devletlerine buralan işgal hakkı tanıyordu. Ve sanki bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de ünlü 7. madde vardı ki, hepsine bedeldi. Bu maddeye göre "itilaf devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir durumun doğması halinde herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkma sahip olacaklar"dı. Kuşkusuz, güvenliklerinin tehdit edilip edilmediğine de karar verecek olanlar yine kendileriydi. Ve bu madde sayesindedir ki, daha sonralan Samsun'dan Antalya'ya kadar bir sürü yer işgal edilecek ve yine bu maddeye dayanarak tzmir ve Ege kentleri Yunan işgaline sunulacaktı. UYGULAMA Müttefikler, ateşkesin uygulanmasında hiç de vakit kaybetmediler. Sanki artık öldü kabul ettikleri "hasta"nın mirası (kim nereyi kaparsa onun olacakmış gibi) anlaşılmaz bir telaşla her biri bir yandan saldınya geçtiler. Yağma başlamıştı... Ateşkesin daha haftası dolmadan, 6 Kasım 1918'de tngilizler ve az sonra Fransızlar, Çanakkale boğaz tahkimatını işgal ettileT ve o hızla bir hafta sonra 13 kasımda 55 parçalık İngiliz, Fransız, ttalyan ve bir de Yunan donanması başkent tstanbul önlerine geldi. Rum ve öbür azınlıklann coşkun gösterileri arasında şehre asker çıkanldı. Bir iki gün içinde Karadeniz Boğazı da işgal edildi. Güneyde Suriye ve Irak bölgelerinde de benzer olaylar yaşandı. Ateşkesten on gün sonra, 9 kasımda tskenderun ve Musul tngiliz işgaline uğradı. İki ay içinde Fransızlar Adana, Mersin; tngilizler Antep, Maraş ve Urfa dolaylarının işgalini tamamladılar. (tngilizler sonradan buralan Frartsızlara devredeceklerdi.) Doğuda da Türk ordulan, bulunduklan yerleri tngiliz birliklerine bırakarak Erzurum'a doğru cekilmeye çahşıyorlardı. tngiliz desteğinde Ermeniler de Türk kuvvetlerinin arkasından yürüdüler. Bir yandan da ordu terhis ediliyor, silahlan müttefik subaylannın denetiminde elinden alınıyordu. Bu arada Türkiye'deki Alman askerleri de memleketlerine dönmekteydiler. Dost ve düşman ordulannın Anadolu'daki bu hareketleri yetmezmiş gibi sivil halk da ayaklanmıştı. Türklerin bir kısmı daha güvenli yerlere doğru göç ediyor, sürülmüş ya da kaçmış binlerce Ermeni aile de eski yerlerine koşuyordu. Kısacası, 1918 yıhnı 1919 yıhna bağlayan soğuk kış günlerinin kar ve çamuru arasında, yolsuz ve araçsız Anadolu'da asker ve sivilin birbirine kanştığı perişan bir gidiş geliş, uygulamayı daha da zor bir hale getirmekteydi. SABRIN TAŞMASI Sonralan, ateşkes anlaşmasını bile zorlayan haksız işgal ve denetimlerle Eskişehir, Ankara, Afyon dahil birçok yere müttefik askeri sevkedildi. Daha da sonra Kuşadası'ndan Antalya'ya kadar Güneybatı Anadolu, ttalyan işgaline uğradı. Banş görüşmelerine bir turlü başlanamıyor, geçen süre içinde hiçbir koşula bağlı olmadan keyfi işgaller devam edip gidiyordu. Ve en sonunda Mondros ateşkesinden altı buçuk ay sonra, 15 Mayıs 1919'da tzmir de Yunan işgaline uğradı, işgal iki hafta içinde Ayvalık'tan Manisa ve Aydın'a kadar geniş bir alana yayıldı. Yayıldı, ama artık Anadolu insanının da sabn taşmıştı. tşgalin daha ilk günü tzmir nhtırrunda patlayan silahlar, bu aşağılayıcı uygulamalara karşı Türk'ün hakh isyanını yansıtmakta ve bir "Kurtuluş Savaşı"nın başladığı haberini vermekteydi. Halk kendiliğinden ayaklanmıştı ve ne mutlu bir olaydır ki kısa bir süre sonra Büyük Önder Mustafa Kemal bu ayaklanmanın başına geçmişti. Kuvayı Milliye ve kurtuluş ordumuzun omuzladığı mücadele, yine aynı yerde utkuyla tzmir'de 9 Eylül 1922'de noktalamncaya kadar kesiksiz üç buçuk yıl sürecekti. Dört yıllık uzun bir savaştan yenik olarak çıkan yorgun Türk ulusunun Kurtuluş Savaşı'na başlamasında Mondros ateşkesinin ve acı veren uygulamasının büyük bir etken olduğunda kuşku yoktur. Dün 63. yüını kutladığımız büyük ulusal bayramımıza, A t a t ü r k ' ü n kurduğu ölümsüz cumhuriyetimize, işte bu aalardan geçerek ulaştık. En büyük bayramımız kutlu olsun. 30 EKİM 1986 Mondros Ateşkesinden Cumhurîyet'e Balkan savaşı felaketinden bir buçuk yıl sonra kendisini bu sefer de Birinci Dunya Savaşı'nm alevleri içinde bulan "Mehmet", ne için döğüştuğünü bile anlayamadan bir diyardan bir diyara sayrulup durmuş, daha önce adını duymadığı uzak ve yabancı ülkelerde yitip gitmişti. Ne zamandır Avrupa'nın "hasta adamı" olan Osmanlı Devleti, şimdi yenilmiş ve savaşı kazanan büyuk devletlerin iştah veinsafına teslim olmuştu. BAŞSAĞLIĞI Hepimizin ortak sorunlarını yaşayan İSA TANRIVERDİ arkadaş, YÖK sisteminin kurbanı olarak yaşamına son verdi. Yeni ömeklerin yaşanmaması için çağdaş bir eğitim sistemi istiyor, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. tBRAHİM ARTUÇ Emekli Kurmay Albay Birinci Dünya Savaşı 'nın dördüncü yıhnda, 1918'de, Osmanlı tmparatorluğu'nun da içinde bulunduğu müttefiklerin, artık savaşı kaybetmiş olduklan anlaşılıyordu. Nitekim eylül ayında Balkanlar'daki Bulgar ceptaesi çökmüştü. Osmanlı orduları ise Suriye ve Irak'ta üstün tngiliz saldınları altında Anadolu'ya doğru çekilmekteydiler. Alman ve Avusturya ordulan da yorgundular. En çabuk Bulgaristan davrandı, 29 eylülde ateşkes anlaşmasını imzalayarak savaştan çekildi. Bundan on gün sonra 8 ekimde Talat Paşa hükümeti istifa etti ve Ahmet lzzet Paşa hükümeti kuruldu. Yeni hükümetin ateşkesilmesi için girişimleri olumlu sonuç verdi. Bahriye Nazın Rauf (Orbay) başkankğındaki Osmanlı delegeleriyle, itilaf devletleri adına Tngiliz amirali Calthrope arasında Çanakkale açığındaki Limni Adası'nın Mondros limanında demirli bulunan Agamemnon zırhhsında 68 yıl önce 27 Ekim 1918'de baslayan ateşkes görüşmeleri, dört gün sonra 30 Ekinı 1918 akşamı "Mondros Mütarekesi" diye anılacak olan bir anlaşma ile sonuçlandı. Ateşkesin imzalandığı gün Halep dışında Kuzey Suriye, Musul da içinde olduğu haldç Kuzey Irak Osmanlı ordulannın elindeydi. Doğuda ise 1917 komünist ihtilalinden sonra, ilerleyen Osmanlı 9. ve Kafkas tslam ordulan Baku'yu, Hazar Denizi'ne kadar bütün Güney Kafkasya'yı ve Tebriz de içinde olmak üzere İran topraklannm bir kısmını eli altında bulundunıyordu. Yani, Arabistan, Füistin, Suriye, Irak kaybedilmişti, ama tümüyle Anadolu henüz bir tehlikenin uzağındaydı. MİRASIN BÖLÜŞÜLMESt Uzağındaydı, ama dört yıldır süren bu uzun savaş sonunda Osmanlı tmparatorluğu da artık tükenmişti. Halk ve ordu bu sonu gelmeyen kavgadan bıkmış, açhk ve sefalet son kertesine varmıştı. Savaş içinde Osmanlı ordulan Galiçya (Avusturya)'da, Romanya'da, Doğu Anadolu'da Ruslara; Makedonya'da karma itilaf devletleri ordularına; Çanakkale'de tngiliz ve Fransızlar'a; Filistin, Suriye, Irak cephelerinde Ingilizlere; Hicaz, Asir ve Yemen'de tngiliz desteğinde ayaklanan Araplara karşı döğüşmüştü. Yani kollanyla Orta Avrupa'da, Romanya'da, Selanik önlerindeyken; gövdesiyle Çanakkale'de, Doğu Anadolu'da, Kafkaslar'da; bacaklanyla Irak, Filistin ve Arap çöllerindeydi. Balkan savaşı felaketinden bir buçuk yıl sonra kendisini bu sefer de Birinci Dünya Savaşı'nın alevleri içinde bulan "Mehmet", ne için dövüştüğünü bile anlayamadan bir diyardan bir diyara savrulup durmuş, daha önce adını duymadığı uzak ve yabancı ülkelerde yitip gitmişti. Ne zamandır Avrupa'nın "hasta adamı" olan Osmanlı Devleti, şimdi yenilmiş ve savaşı kazanan büyük devletlerin iştah ve insafına teslim olmuştu. Zaten tngilizi, Fransızı, Rusu, İtalyanı daha savaşın ikinci yıhnda Londra, Petersburg, SkyesPicot aduıı alan bir seri gizli anlaşmalarla öleceği belli "hasta"nın mirasuıı kendi aralannda paylaşmışlardı bile. Gerçi Sovyet Rusya 1917'de aradan çıkmıştı, ama onun yerini yine aynı yıl müttefikler yanında savaşa katılan Yunanistan ve doğuda Ermeniler aimıştı. Öyleyse ateşkes anlaşması, bu bölüşmeyi kolaylaştıran koşulları sağlamalıydı. Ve öyle de oldu... tngiliz Akdeniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Calthrope, çok nazik dış görünüşüne karşın, küçük bazı değişikliklerin dışında hiç ödün vermeksizin isteklerini elde etti. Rauf Bey için, görüşmelerin son günü bir ültimatom havasına bürünen gerilimli ortamda anlaşmayı imzalamaktan başka yapacak bir şey kalmamıştı. AĞIR KOŞULLAR 25 maddelik Mondros Ateşkes IŞTANBUL HUKUK FAKÜLTESt ÖĞRENCÎLERİNDEN BİR GRUP OLUM Eski Trabzon Milletvekili Av. Rahmi Kumaş, tsmail, Ekrem ve Hatice Kurnaş'ın babaları AZİZ KUMAŞ Of'ta geçirdiği bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Cenazesi 29 Ekim 1986 Çarşamba günü Of'un Gürpınar köyünde toprağa verildi. T a n n rahmet eylesin. AİLESİ TÜRKİYE BİLtMSEL VE TEKNİK ARAŞTIRMA KURUMU BİLİM, HtZMET VE TEŞVİK ÖDÜLLERİ ESASLARI "" Madde 1 Türkıyt Cumhurıyeti uynıklu bilun adamlannın müspet bilimkrin temel ve uygulamalı alanlanndaki müslesna araştırma, çalışma ve hızmetlerini değeTİendirmek, üstün liyakatlerini tescil etmek ve bir tevşik unsuru olmak üzere, Türkiye Biliınsel ve Teknık Araştırma Kurumu larafından; a. Bilım Ödülü, b. Hizmet Ödülü, c Teçvik Ödttltt, diye üç ödül ihdas edilmiştir. Madde 2 Bu Odüller için: a) Bilim Kurulu'nca saptanan bilim adamları, geçmişte Bilim ödUIU almış olanlar, Araştırma Gnıplan YürOtme Komıtelerı, müspet bilimler alanındakı fakültelerin fakülte kurullan ve yuksek okulların yüksek okul kuruüan ve>a üoiversıtelerıa senatolan, müspet bilimlerle ılgıli ulusal araştırma merkezlerinin ve enstitülerirun en yuksek kurulları aday gösterebilirler b) Hizmet ödüllerine Ugıli bakanhklarca da aday gösterilebilir. c) Teşvik ödulu için adaylar da kendilenni öaerebilirler. Madde 3 Ödül esaslan ilgili kuruluşlara her yıl ekim ayı itiade duyurulur ve aynca basın yoluyla ilan edilir. Madde 4 Adaylık önerilerinin her y ıl, en geç ocak ayıruo son iş günü resmı çalışma saati bıtımınden önce Genel Sekreterlığe ulaşmış olması şarttır. Bu önerilcrin ekteki forma uygun olarak yapılması gereklidir. Madde S Usulune uygun olarak öncrılen adaylar arasindan, ödüllere layık göTülenler Bilim Kurulu tarafından seçilerek karara bagianır. Bilim Kuruhı, seçime esas teşkü edecek olan ıncelemelen bizzat yapar veya yaptınr. Madde 6 Bilim odütüne hak kazanabilmek için, bılimsel çalışma ve araştırtnalanyla, bilime uluslararası düzeyde önemli bir katkıda buiunmuş olmak veya bılimsel bulgulanyla memleketın gehşmesıne yurt ölçusünde önemli bir yarar sağlamış bulunmak gerekır. Bılım ödulu >alnız hayattaki bilim adamlarına verılebılir. Bilim udulu behrli bir alandakı katkılar için verılebildi|i gibi bir bilim adamımn eserlerinın tümü için de verilebilir. Madde 7 Hizmet ödülü; mensup olduğu bilim dalımn yurdumuzdaki getismesme büyük emegı geçmi; ve yapügı çalışmalajla yeni yetişenlere ılham kaynağı olmuş ve başarılı girişimleri. üstün ga>Tet ve hızmetlen Ûe önayak olduğu çalışmalar sonucunda yurdumıuun müspet bilim ve/veya teknolojide önemli ve belırgın aşamalara erişmesini sagJamış olanlara verilir. Madde 8 Teşvik ödülü; ödülün venldiği yılın ilk günunde 40 yaşım geçmcraiş geoç bilim adamiarına, son beş yıl ıçindeki bir çalışmasından dolayı venlir. Teşvik ödülüne hak kazanabilmek için, çalışmanın Ostttn bilimsel düzeyde olması veya yurt kalkınmasına yarar sağlayacak sonuçlar elde etmış bulunması gereklidir. Teşvik Ödülü yalnız hayattaki bilım adamiarına verilebilir. Teşvik ddülü adavlarının ilk seçmesı, Araştırma Gnıplan Yürütme Komitelerince yapıhr ve her Yürütme Komitesi en çok beş adayı nihai karar için Bilim Kurulu'na ıntikal ettirir. Madde 9 ödül kazanan bilim adamiarına para ödülu ıle birükte bir plaket \e bıı de beraı verilir. Her uç ödul ıçın verilecek para miktarlan her mali yılbaşında Bilim Kurulu tarafından tespit edilir. Madde 10 Hizmet ödülü kazanan ve fakat vefat etmiş veya bilim ve teşvik ödülü kazandıktan sonra vefat eden bilim adamlannın ödüUeri kanuni \ârislerine verilir. Madde 11 Ödul töreninın yapıldıgı tarihten itibaren bir yıl içinde alınmayan ödoUer kuruma kalır. Madde 12 Her sene en çok 5 bilim ödülu verilir. Ortak çauşmalanyla Madde 6'dakı şartları gerçekleştırmış olanlara ortak bir udul de verilebilir Bu takdirde, her adaya birer plaket vç berat verilır ve para ödülü adaylar arasında eşit olarak paylaştırılır. Madde 13 Hizmet ve teşvik ödüllerinden, her yıl kaç adet venleceğı hususu bilim kunılunca kararlaştırılır. Madde 14 Bilim Kurulu Üyeleri ve Araştırma Gnıplan Yürütme Komiteleri Üyeleri, görevlen süresınce ve görevlerınden aynldıktan sonra da en az iki yıl geçmedeo kurumun hiçbir odülune aday gösterilemezler Madde 15 Kurum ödüllerine layık görülenler hakkındaki Bilim Kurulu kararlan, her yıl, kurumun kuruluş yıldönümu olan 24 lemmuz tarıhinde açıklanır. Madde 16 Ödüllerin dağııımı her yıl kasım ayı içinde duzenlenecek bir törenle sahiplerine verilir. Madde 17 Ödulkrin dağıtım töreninde, Bilim Ödülü kazananlar kendi konulanyla ilgili ve bilime yapmış olduklan katkılan da kapsayan bir konferans verirler. Madde 18 Ödül kazanmış olanlann, törenin yapıldıgi şehre gidişdönüş ve ikâmet maksadıyla yapacaklan fiili giderler kurum tarafından karşılanır. Madde 19 Bu esaslar 22,10.1984'ten itibaren >11rurlüge girer. (X) 2223 Ekim 1984 gün 348 sayılı Bilim Kurulu toplantısında kabul edilmiştir. EVET/HAY1R AKBAL .. Fakir Fukara Fonu, yani Fak Fuk Fon! Konut Fonu... Bu paralar toplanıyor. Sizden, bizden, herkesten. Nereye, kimegidiyor? Bunu biliyor muyuz? Kim denetliyor bu fonları? Meclis mi? Hayır. Peki kim? Yok denetleyeni!.. Başbakan Özal ve arkadaşları halktan türiü yollardan toplanan bu paraları istedikleri yerde, yönde kullanmak ozgüriüğüne sahip... Her seçimde söylentiler çıkıyor. Söyientiyi aşan saptamalar... ANAP kendini güçsüz bildiği yerlerde ev ev para dağıtıyor. Parayı alırsın yine de oy vermezsin! Ama bizim halkımız bunu yapmıyor. Dürüst olduğundan! Parayı kim verirse onun düdüğünü çalıyor. Yani ona oy veriyor. Paraları almasın mı? Bunu nasıl dersiniz, bin türiü gereksinimi var. Bir gecekondu yapmış, içinde oturması ne mucize, evinin başına yıkılmaması ne devlet! İktidar partisinin adamları kapısına kadar gelip eline para tutuşturdu mu, tamam. Bakın Silifke Belediye Başkanlığını ANAP kazandı. Bir iki gün önce Silifkenin Say Mahallesi'nde ANAP'lıların ev ev para dağrttıklan ortaya çıkarılmıştı. Bunca yıldır sosyal demokratlara oy veren bir ilçe merkezindeki seçimi bu kez ANAP kazandıysa bunda tek etken paradır, para!.. Bunca fon boşuna mı oluşturuldu? Bay Özal şimdi gerine gerine "biz üstünüz, biz seçeneksiziz, ne SHP ne DYP bizimle savaşamaz" demeyecek mi? ' Amaca varmak için her çareye başvurulabilir" sözü vardır ya, bunu en iyi kullanan ANAP'tır. Oysa herkes SHP'nin kazanmasını bekliyordu. Bu partinin ağır topları ne anlama gelryorsa bu! Silifke'de toplanmıştı. Baykal'ından İsvan'ına ve daha ötekilere kadar SHP'nin önde gelenleri oradaydı. Ama bir yararı olmadı, "Şık şık eden nalçadır İş bitiren akçadır" sözü bir kez daha dogrulandı. Anlaşılan şu ANAP türiü fonlardan sağlanan gelirleri denetimsiz kullandığı sürece, bu toplumda da geçim derdi, sıkıntısı her gün biraz daha yoğunlaştıkça, para her kapıyı açacaktır. En başta da iktidaı kapısını.. inönü, Demirel istedikleri kadar çırpınsınlar, sokak sokak gezsinler, boştur. Önce Meclis'teki muhalefet milletvekilleri denetim görevini yerine getirmelidirler, fonların hesabını, nereye, kime, nasıl harcandığını ayrıntılarıyla öğrenmeye çalışmalıdırlar. ANAP bu paraları nerden buluyor da böylesine bol keseden dağıtabiliyor? Fonlar denetlenmediği sürece ANAP'ın elinden seçim almak bir mucize olaçaktır. 1988'e ne kaldı? İki yıl, belki daha da az... Çünkü Bay Özal kendini güçlü, yani bol paralı bulduğu gün erken bir seçime gidecektir. 1988'de de üstünlüğü elde etsin, bu fonlara yenilerini de ekleyerek iktidarda sürgit kalmanın yolunu bulacaktır. Evet, muhalefetin ilk görevi bu fonların hesabını sormaktır. Türkiye günden güne garip bir ülke olmaya başlıyor. Eskiden bir DP ya da AP, bir de CHP vardı. Öteki partilerin pek önemi yoktu. AP ya da DP sağdaydı, CHP solda... İki siyasal örgütün çizgisi belliydi. Bugün de DYP ve SHP var. Ama bir de ne olduğu belirsiz Anavatan Partisi... İşbitirenlerin kurduğu bir karma parti. Ne diyordu Bay Özal 1983 seçimleri öncesinde "Biz dört eğilimi bir araya getirdik, biz ne sağda, ne soldayız." Bakıyorsunuz bu partinin içinde MSPTıler var, MHP'liler var, CHP'liler, AP'liler, Güven Partililer var. Bu partilerin becerikli, işbitiren kişilerini bir araya toplamışlar, ortaya ANAP çıkmış!.. Durum ciddidir. Türk toplumunda ne genel. ne yerel seçimleri bu koşullarda kazanmak güçtür. Son ara seçimin genel seçim olduğunu varsayalım, ANAP 250'nin üstünde milletvekili çıkaracaktı. Yüzde 32'ye düştü düşmesine, ama onda bu para, bu fon gelirleri varken, bu gelirleri yalnız kendi çıkanna harcama olanağına sahipken, ne DYP ne SHP bir üstünlük elde edebilir. Bunun için muhalefete düşen bu para çeşmesinin kaynağını bulup, bu çeşmenin yalnız ANAP için akmasını önlemektir. OKURLARDAN Borçlu derslere devam zorunluğu Biz Gazi Üniversitesi Botu Meslek Yüksekokulu öğrencileri olarak, bu yıl büyük bir sorunla karşı karşıyayız. Sorunumuz şöyU: Bu yıl, bir alt amftan kaldığımız derslere devam zorunluluğu kondu. Kaldığımız birinci sınıf derslerinden birinci sınıflarla birükte derslere devam etmemiz istendL Fakat dersliklerimiz 100120 kisiye ders verebilecek kapasitede olmadığından, birinci sınıflarla birükte ders görmemiz imkânsızlaştı. Bu durumda çoğunluğun kaldığı matematik ve tngilizce dersleri cumartesi gününe alındı. Bir öğrencinin ders alma saati de 32 saatle sınırlandınldu Ders programında birinci smıftan kaldığımız ders saatlerine rastlayan ikinci sınıf derslerini de bırakmamız istendL Bu da bizlerin üçüncü yıla kalması demektir. Madem ki matematik ve tngilizce dersleri cumartesi gününe kondu, hafta içerisinde de çakışabilecek derslerimiz obnuyor, o halde ikinci smıftan önceki programa göre bırakmak zorunda olduğumuz dersleri alalım, fakat izin vermiyorlar. Yani iki üç ders için üçüncü yıla kalıyoruz. Hafta içinde çakışan dersimiz olmadığı halde derse girmememiz ne kadar büyük saçmahk. Hem bu sene hem de üçüncü yılda burada olmamızm, boş vakit bolluğu nedeniyle bizi kötü yollara sürükleyeceğinden eminiz. Üçüncü yıla kalınca, yurtlar da bizleri kabul etmiyor. Ev tutalım dersek, Bolu'nun halkı biz öğrencilere zor ev veriyor. Üçüncü yıla kalacak olan bunca öğrenci nasıl ev bulabilecek? Şu anda bile birçok arkadaşımızın ev sorunu var. Ailelerimiz bizleri burada okutmak için kendilerinin harcamalanndan kısıyorlar. Pek çoğumuzun maddi durumu kötü. Boş yere bir üçüncü yıl masraflanm nasıl karşılayacağız. Durumu aüelerimize duyurmaya korkuyoruz. Bu kanun bu sene çıktı. Geçen senelerde bu kanun var olsaydı ona göre davranırdık. Çok kötü durumdayız, Büyük sıkınnlar içinde ne yapacağtmm bilemiyonız. BOLU MESLEK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİ Bu Çeşmenin Suyu. TÜBİTAK BİLİM, HİZMET ve TEŞVİK ÖDÜLLERİNE ADAY GÖSTERİLECEKLER İÇİN HAZIRLANACAK ÖNERİ FORMU 1. Adı Soyadı: 2. Doğum Yeri ve Yılı: 3. Halen Çahştıgı Kuruluş: 4. Ögrenım Durumu (Bılırdiğı Yuksek Okullar): 5. Akademik Unvanlan ve Alınan Ydlar: 6. Kazandığ) Burslar ve ödüller: 1. Bugüne Kadar Bulunduğu Başlıca Gorevler ve Tarihleri: 8. Yurtiçi ve Yurtdışında Üyesı Olduğu Bilimsel Kuruluşlar: 9. Dığer Faaliyetleri ve Sonımluluklan (editör, danışman, v.b...) 10. Alanı: Anabüim Dah: 11. Hangi Ödule Aday Gosterildiği (Bilim, Hizmet, Teşvik): 12. Yayınlan: (Yazıldığı dıl belirtilmek üzere ve aşağıdaki sıraya ve formata uygun olarak yazılacak, en önemli eseTİerınden birer kopya eklenecektir.) a) Araştırma makalderi, b) Kitaplan, c) Bildirileri, d) Diğerleri (tez, teknık rapor v.b.) Yayın bır araştırma makalesi ise: Yazann soyadı, adının başharfleri, makalenin tam başlı^ı, dergımn adı (varsa uluslararası kısaltmalara uygun olarak) eilt no, başlangK, ve bıtis sayfa no.lan, yıl. 13. Aday Gösıerildıği Yıldan önceki 10 Sene İçinde Science Citation Index'te kaç kez kaynak gösıenldıği: a) Kendisi tarafından, b) Diğerleri tarafından, 14. ödüle Aday Gösterilmesinin Gerekçesı: A. Bilim ve Teşvik Ödiilleri İçin: a. Ada>ın hangi bılimsel çalışmalanndan dolayı önerildiği, b) Bu çahşmalann bilimsel ve teknolojik alandakı yeri ve önemi, c) Ulkemizin bilimsel ve teknolojik kalkınmasına katkıa (varsa) B. Htunet Ödülü tçm: a) Adayın hangi hizmeılerinden dolayı önerildiği, b) Bu hizmetin yurdumuzun bilimsel, teknolojik veya ekooomik gelişmesindeki önemi ve katkısı, insan gücu yetiştirmedeki rolu, (Mümkunse bu göruşlerin çeşitli kanıtlar ve destekleyici verilerle belirtilmesı) 15. Haberleşme adresı ve telefon oumarası: Basın: 30474 ÇEVİRİ: DİLLERİN DÜJ Prof. Dr. Akşit Göktürk Yalnız öğrencileri değil, bütün aydınları yakından ilgjlendiren kitap: 840 Lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları, Türk Ocağı Cad. 39/41 Cağaloğlutstan bul tLAN KADIKÖY tKİNCİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1986/177 Ka.Ta. Kadıköy, Kozyatağı Mahallesi, Can Sokak 178 pafta, 643 ada, 3 2 parsel sayılı 1057 m miktarb gayrimenkulOn ikinci kat 10 nolu dairesinin hissedarlanndan olan Emin Hayati Kozluca'nın adresi tespit edüemediginden, bu gayrimenkulle ilgUi mahkememizin 1985/572 sayılı izaleyi şuyu davasında Emin Hayati Kozhıca'yı temsil etmek üzere Istanbul Barosu avukaüanndan Kadir Eken kayyım tayin edilmiştir. Kendisini bilen ve tanıyanlarm mahkememize muracaatlan ilan oiunur. Basın: 11956 ÖZ TÜRKÇE SÖZLÜK Ali PüsküUüoğlu'nun bu çok aranan sözlüğünün sekizinci basısı çıktı: 250X) lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları, Turkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlutstanbul