23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/J OLAYLAR VE GÖRÜŞLER setmek için Hitler ya da Stalin'in dehşet yöntemleruıi kullanmasına gerek yoktur. Bugün, kitle tophımlannda iktidarlar kitleleri ikna etmek, kamuoyunu güdümlemek ve yönlendirmek için, tekelleştirdikleri kitle haberleşme araçlarının etkileyici gücünden yararlanmaktadırlar. Kitle haberleşme araçlanyla bireylere, ne ve nasıl olmaları gerektiği telkin edilir, yeni bir "özkişilik" verilir. Toplum sorunlarıyla ilgilenmeyen, düşünme yeteneğinden yoksun, boyun eğmeye alıştınlmış "standart bireyler" yaratılır. Böylece konformizm, toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilen " n o r m a l " bir yaşam biçimi olarak yerleşir. Kitle toplumunda, servet ve iktidar sahibi olmanm, hayatın en yüce amacı olduğuna inanıur. Her şey parayla ölçülür. Zengin ve iktidar sahibi kimselerin bilgili ve akülı olduğu kabul edilir; bilgi ve akıl servetle özdeşleştirilir. Olgunlaşmamıştır, çocuk kalmıştır kitle toplumu. Düşünemeyenlerin toplumudıu, Kitle toplumlan ve iktidarlan miyoptur, uzağı göremezler ( + ). Kitle toplumlaruıda ise: Kitle toplumlarında yazınuzın başında belirtilen niteliklere sahip üniversitelerin var olamayacağı açıktır. Anılan yapıdaki üniversite düşüncesi bile kitle iktidannı huzursuz eder. Daha açık anlatunla, kitle iktidan bilimsel gerçeklerden hoşlanmaz. Yirminci yüzyılda "belirsizlik ilkesi" buluşuyla klasik fıziği sarsan ve otuz yaşında Nobel Firik Ödülü'nü (1932) kazanan Werner Heisenberg'in Nazi Almanya'smda SS'lerin hışmına uğramasının nedeni, buluşunun Nazi felsefesine uymamasıdır. Kitle iktidarı için bilim, otoritesini güçlendireoek bir araçtır. Bu nedenle üniversiteleri, dolayısıyla bilim adamlarını vesayet altına alır. Vasiliklere ve üniversite üst yöneticiliklerine, belirli bir gruptan, iktidara yakın kimseler geüriür ve ABD'de McCarthy dönemini hatırlatan bir "cadı avT'dır başlar. Çeşitli taktikler kullanılır. Bilimi otoriteyi güçlendirecek bir araç olarak görmeyen, "evet efendimci" olmayan bilim adamlannın üniversiteden uzaklaştınlmasına çahşılır. Arnold Toynbee'nin "Bir toplum 'yaratıcı azınhğını' yitirince, kudretinin doruğuna çıktığı bir anda gerilemeye başlar" sözüne kulak tıkanır. Kitle iktidanna göre bilim adamı; yalnızca kendi bilim dalındaki konularla haşır neşir olmalı, verilen direktifler doğrultusunda araştırma yapmab, toplum sorunlarıyla iigilenmemelidir. Kitle iktidarı, bu tür bilim adamlarını, öldürücü teknolojilerin geliştirilmesinde çalıştırabilir. Dolayısıyla üniversiteleri, dünyayı hegemonyası altına alabilmek için, bir araç olarak kullanabilir. Kitle toplumunda üniversitelerin, kültür düzeyi yüksek, entelektüel, topluma karşı sorumlu insanlar yerine; "hayata uymasını bilen" bireyler yetiştirmesi gerektiği savunulur. Bunun anlamı, kişiliksiz kitle yaşamına uymadır. Bu tür toplumlarda üniversite diplomasımn, kişinin bilimsel yetkinliğini gösteren bir belge değil, toplumsal hiyerarşide belirli bir yer almasını sağlayan bir sigorta poliçesi olduğu sanılır. SONUÇ Kitle toplumu yoksul ve dışa bağunlı ise, üniversitelerin rutin işlevlerinin yerine getirilmesi bile sonın olur. Sorunlar, genellikle, vasilerin ve üst yöneticilerin keyfi, ön yargılı ya da araştırma yapmadan verdikleri kararlanndan ve mali olanaksızlıklardan kaynaklanır. Sorunlann başhcalan şöyle özetlenebilir: Çeşitli nedenlerle öğretim üyelerinin öneırj: bir bölümünü kaybetmiş olan üniversitelerin var olan üyeleri, olağanüstü sayıda öğrenciye ders vermekten, sınav yapmaktan, sınav kâğıdı okumaktan, bilimsel yayınlan izlemeye ve araştırma yapmaya zaman bulamazlar. Bulsalar bile, yabancı bilimsel yayınlan elde edebilmeleri; araştumalan için gerekli laboratuvar çalışmalanm yapabilme, iletişün kurabilme ve belgeleri sağlayabilmeleri çok güçtür. Çünkü laboratuvar yoktur, yetersizdir ya da çalışmamaktadır; uluslararası bilimsel toplantılara katılamamaktadırlar; üniversite kitaplıklanna yabancı peryodikler ve araştırma kitaplan alınmamaktadır. Bütün bunlara rağmen kendi sınırh olanaklanyla araştırma yapmaya fırsat bulabilen öğretim üyeleri, bu araştırmalannın üniversite tarafından yayımlanmasında çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Üniversitelerin yaym yapmalan kısıtlanmıştır; üniversite dergilerinin ve bültenlerinin yayımlanmasmda büyük geçikmeler ve aksamalar olmaktadiT. Sembolik maaşlara rağmen, bilimsel araştırma yapmak isteyen, üniversiteyi tercih eden yetenekli kişiler, yalmzca var olan bilgileri aktaran teyp makinesine dönüştürühnüşlerdir. Bilgili, kültürlü, eleştirici, zekâlı genç insanlar için üniversitder çekici olmaktan çıkmıştır. Özetle üniversiteler, meslek okullarına dönüştürülmüştür; bu görevi bile tam yapıp yapmadıkları tartışılabilir. Buraya kadar yapılan açıklamalardan görüleceği gibi, Üniversiteler ve toplum, birbirlerini sürekli ve karşdıklı etkilerler. Sorunlu bir toplumun üniversiteleri de sorunlu olur. Toplum sorunlan çözuldüğü zaman, üniversitelerin sorunlan da kendiliğinden çözülür. Kısaca, üniversitelerle ilgiü sorunlar, toplumdan soyutlanarak çözülemez. (*> Bu konular için bkz. Altay Gündüz, "Yapüar Neden Çöküyor''", Cumhuri>et Gazctesi, 16 Eylül 1986. tJniversite Toplunı Ilişkisi Kitle toplumunda üniversitelerin, kültür düzeyi yüksek, entelektüel, topluma karşı sorumlu insanlar yerine; "hayata uymasını bilen" bireyler yetiştirmesi gerektiği savunulur. Bunun anlamı, kişiliksiz kitle yaşamına uymadır. Bu tür toplumlarda üniversite diplomasımn, kişinin bilimsel yetkinliğini gösteren bir belge değil, toplumsal hiyerarşide belirli bir yer almasını sağlayan bir sigorta poliçesi olduğu sanılır. PENCERE 15 EKİM 1986 Karma Ekonomi!... Karma ekonomi, kamu ve birey girişimlerinin yan yana yanştığı düzene denir. Kapitalist dünyadaki sanayi devletlerinin tümü karma ekonomilerden oluşur. Batı Almanya'da 1976 sayımına göre 1353 KİT (Kamu İktisadi Teşekkülü) çalışmaktadır. Sözgelimi hepimizin tanıdığı Volksvagen'de federal devletin payı yüzde 20, Aşağı Saksonya Federe Devleti'nin payı yüzde 20'dir. Volksvagen yüzde 40 devlet payıyla KİT sayılmaktadır. Tüm Alman girişimlerinde KİT1 lerin sermayesi yüzde 23'ü bulmaktadır. "Demiryollan, PTT, havayolu, enerji, petrol, kömür, çelik, alüminyum, mekanik, imalat, otomotiv endüstrisi alanlarında ve de hepsinden önemlisi, teknolojik gelişmelerde KİT, Almanya'nın candamandır." Fransa'da KİT'lerin sayısı 2.000'e yakındır. "1972 yılı için yapılmış bir araştırmaya göre Fransa'nın tüm endüstriyel varlığının yüzde 30 kadarı KİT'ler elinde bulunmaktadır" Bu KİT'lerden çoğu Türkiye'de tanınır: Air France, Renault otomobilleri, Agence Havas gibi... Fransa'da kimi girişimler Marksist ve sosyalistlerin etkileriyle kuruldu, kimi girişimler (Renault gibi) savaş suçlusu bir ailenin şirketlerini kamulastırmakla gerçekleşti. Yalnız bankacılık alanında çalışan 32 temel KİT bulunmaktadır. Fransa'da KİT'lerin kökeni eskidir, ünlü Colbert'e kadar dayanır. 1Tnci yüzyılda mali işleri yoneien Colbert, tütün tekelini, dokuma tabrikalarını, Doğu ve Batı Hindistan şirketlerini kurmuş, ekonomideki tutumuyla büyük burjuvalann düşmanlığını kazanmıştı. Bugün de KİT'ler Fransa'da sosyalistlerie tutucular arasında tarttşma konusudur, ekonomik hayatın etkin girişimleridir. İngiltere'deki karma ekonominin yaptstnda yer alan ünlü KİTleri Türkiye'de herkes tanır. RollsRoyce'u kim bilmez? BritishLeyland Motor Corporation'u kim duymamıştır? İngiliz Havayolları basarılı bir KIT'tir. İngiliz KİT'lerinin sabit sermaye oluşturmada payı 1976'da yüzde 26'yı aşmıştı. Temel ingiliz KİTleri arasında Ulusal Kömür Kurumu, Elektrik Kurumu, Gaz Kurumu, Demiryolları Kurumu, Dok İşletmeleri, İngiliz Çelik Kurumu, Ulusal Otobus İşletmeleri Kurumu sayılabilir. Ya Italya? İtalya'da KİT'ler iki büyük grubun örgütlenmesinde çalışryor. Kısa adı ENI olan Ulusal Akaryakıt Kurumu, yine kısa adı IRI olan Sanayi Kalkınma Enstitusü Kurumu birer ana holding durumundadıriar. kalyan KİTIeri arasında da Türkiye'de ünlü pek çok şirket vardır. Banco di Roma, Banco Commerciale İtaryanç, Alitalia, Alfa Romeo, Ansaldo vb... Demirçelik üretiminde KİT'lerin payı kimi kesimlerde yüzde 95'e kadar tırmanmaktadır. İtalya'da devlet kuruluşları, çalışan İtalyanlann dörtte birine ekmek sağlamaktadır. hatyan sabit sermayesinin oluşumunda KİT'lerin payı yaklaşık yüzde 5O'dir. Sözü uzatmakta yarar yok. Avusturya'da dağıtım ve ulaşım hizmetlerinde KİT'lerin payı yüzde 78, sanayi ve ticaret kesiminin üretiminde yüzde 23, finans, kredi ve ticari sigortada yüzde 70, ormancılık endüstrisinde yüzde 20'dir. ispanya'daki KİTlerin karma ekonomideki yeri için şu sayılar yeterii mi: Fayans ve porselen üretiminde KİT'lerin payı yüzde 45, konserve et üretiminde yüzde 20, alüminyumda yüzde 75, sentetik kauçukta yüzde 100, kâğrt hamurunda yüzde 45, otomotiv endüstrisinde yüzde 35... Türkiye'nin katılmak istediği Batı demokrasilerinde karma ekonomi geçeriidir. Bu konuda daha çok bilgi isteyenler "Türkiye'de ve Dunyada KİT" adlı geniş incelemeye (Selahattin ÛzmenMustafa Aysan) başvurabilirler. Karma ekonomi yalnız Türkiye'ye özgü değildir; sanayi kapitalizmine ulaşmış bütün Batı toplumlan karma ekonomilerden oluşuyor. AET üyelerinin yapılan da karmadır. özal hükümetinin yönetttği ekonomide geçen yıl yatınmlann yüzde 40'ını özel sektör, yüzde 60'ını devtet kesimi yapmıştır. Ne var ki sağcı parti iktidara geçtiğinde KİT'lerin yonetimini sağ ele geçirir; solcu parti iktidara geçtiğinde KİT'leri sol ceklp çevirir. Türkiye'de sol, karma ekonomiyi nasıl düzenleyeceğini, nasıl bir planlamaya oturtacağını şimdiden düşünmeü... Prof. Dr. ALTAY GÜNDÜZ Yıldız Üni. Mühendislik Fakültesi Üniversite bir toplumdur, bir kamu hizmeti ya da bir endüstri değildir. Bilgili, eleştirici zekâü, bağımsız kişilikli, yaratıa hayal gücü olan, çoğu genç insanlar dan oluşan bir toplum. Bu bakımdan otoriteye hizmet eden öteki topluluklara benzemez. Üniversitenin canlıhğı, kendi başına düşünme ve karar verme yeteneğine sahip üyelerinin çokluğuna ve bunların yeteneklerini kullanma ve bilgi üretme olanağmı bulabilmelerine bağhdır. Bilimsel çalışmalar direktiflerle yürütülemez, araştırmalar için bir "montaj h a t ü " oluşturulamaz. Akademik toplumda ve bilim dünyasında konformizme, ortodoksluklara, dogmalara ve parti programlanna yer yoktur. Üniversiteyi üyeleri yönetir. Böyle olmadığı, bir otorite tarafından yönetüdiği zaman, kişiliğini ve saygınlığını yitirir, kalıcı olmaz. Üniversitede bilimsel araştırma yapılır, bilimsel teknolojiler geliştirilir. Bilim, olaylann, olaylar arasuıdaki Uişkilerin çıkarsız araştınlmasıdır. Araştırmayla bilinenden bilinmeyene disiplinli ve sürekli ilerlemeyle gelişir. Gerçeği yansıtır, iyi ya da kötü diye bir aynm yapmaz, öğüt vermez ve yargılamaz. Bilimde değer yargjsına yer yoktur; bu bilimselliğin "sine qua n o n " u , temel koşuludur. Bilim evrenseldir, uzlaştırıcı ve birleştiricidir. Fizik vardır, Amerikan fıziği ya da Rus fıziği yoktur. Başka konularda uzlaşamayan insanlar, "iki kere iki dört eder"de birleşirler. Bu "büimin birlik ilkesi"dir. Teknoioji: Bilimsel açıklaması yapüan bir olayın, değişik görüşlerle uygulama alanına (pratik) sokulmasıdır. Bu nedenle bir teknik uygulama, bilimin birlik ilkesiyle bağdaşabilir ya da bağdaşmayabilir. Örnekse nükleer enerji, insanlan daha iyi yaşatmak ya da topluca öteki dünyaya göç ettirmek için kullanılabilir. Atom bombasıyla ilgiü ilk deneyi izleyen Robert Oppenheimer'in "Ben ölüm oldum, dünyalan titretiyonım" demesine neden olan, bilimin birlik ilkesiyle bağdaşmayan teknolojidir. Üniversitede, bilimsel olmayan bu tür teknolojileT geliştirilemez. ÜNİVERSİTE, KAMU TOPLUMUNDA VAR OLUR Üniversite: Geçmiş kuşaklann bilgi birikimini ve kültürunü geliştiren ve gelecek kuşaklara aktaran bir topluluktur. Başlıca işlevlerinden biri de, bilim ve edebi bilimlerin (edebiyat, felsefe, tarih, guzel sanatlar vb.) tek bir kültürde bütünleşmesini sağlayacak öncü çalışmalan yapmaktır. Üniversitede mesleki bilgisi sağlam, olayları bir bilim adamı yaklaşımıyla irdelemesini bilen, kültürlü, entdektüel ve topluma karşı sorumlu genç insanlar yetiştirilir. Kısaca üniversite, her an kendini aşan, içinde bulunduğu topluma ışık tutan, örnek aünabilecek bir yasam biçimidir. Yukanda başlıca nitelikleri ve misyonu çok genel çizgileriyle açıklanan üniversite, ancak bir kamu toplumunda var olabilir. Kamu toplumu, demokratik bir toplumdur. Bir ülkede demokrasinin var olabilmesi için iki önkoşulun gerçekleşmesi gerekir: Bilgili ve etkin bir kamu; bilgili, bilgili olmasa bile, bilgili bireylerden oluşan bir kamunun görüş ve düşüncelerine değer vermesini bilen önderler (liderler) topluluğu. Kamu ve önderlerin birbirlerini karşılıkb etkileyemedikleri toplumlarda demokratik bir düzen kurulamaz; bügi, toplum yaşantısında değerlendirilemez. Bilginin ve insan aklımn toplumsal ilişkilerin düzenlenmesinde rol oynayabilmesi; özgür ve bilgili bir kamunun var olmasına, bilgili kimselerin bu kamuyla iletişün kurabilmelerine ve iktidar sahibi kimselerin aynı kamuya karşı sorumlu tutulabilmelerine bağhdır. Böyle bir kamu toplumunda üniversiteler ile toplum, karşılıkh olumlu etkileşmeyle her an kendilerini aşar ve gelişirler (*). Kitle toplumunda durum farkudır. Kitle toplumu, iktidann ve onun destekleyicisi, örgütlü çıkar gruplanrun öngördüğü modele göre biçimlenmiştir. Günümüzde bir kitle toplumu iktidannın konformizmini benim EVET/HAyiR OKTM AKBAL OKURLARDAJN Bir defayn mahsus" Evet, her yıl "bir defaya mahsus" ek sınav. Ve de hak! "Bize mahsus demokrasi"ye uygun düşen bir uygulamadır bu! Okul dışu yönetmelik dışı, politikacı isL.. "Bir defaya mahsus'" deyimlî ek sınav hakları, nedense hep son günlerde düşünülür Milli Eğitim Bakanlığrnca. Hangi partiden olursa olsun tüm bakanlar, sadece bu konuda birlik ve berabertik içindedirler; "bir defaya mahsus'hı "sürekli defaya" dönüştürmesini iyi bilirler. ANAP'ın son Milli Eğitim Cençlik ve Spor Bakanı Sayın Emiroğlu, bakınız ne diyor bu konuda: "Verilecek olan ilave sınav hakkıdır. Bakalım verebilecek miyiz? Nasıl i Zam Üstüne Zam!.. Bildikleri bir şey vardır: Zam!.. İktidarda kim olursa olsun, hangi parti olursa olsun bütçeyi dengelemek, yurt işlerini yürütmek için tek bir çare bilir: Zam!.. Siz hiç tersini gördünüz mü? Yaşınız kaç? Altmış, yetmiş, seksen mi? Daha mı az? Hiç fiyatlarda inme, azalma, para değerinde yükselme, geçim koşullannda düzelme gördünüz mü? Hep zam zam zam! Hep cebinizdeki paranın o da varsa! durduğu yerde erimesı, gide gide yok olması!.. "Alışıhar" diyorlar. "Bu zamlara da alışırtar." Varsın sigara şu kadara, rakı bu kadaraçıksm. Varsın sorumlular az zaman önce 'zam olacağını hiç sanmayız' demiş olsunlar Hatta çok kesin bir dille 'zam yoktur' demeçleri versınler! Her zaman 'zam' vardır, yapılacaktır. Önceleri kızacağız, köpüreceğiz, dilimize ne gelirse söyteyeceğiz, sonra da çaresiz alışacağız. Hani bu zamları yapanlan mimlesek de gelecek seçimde onları oylarımızla cezalandırsak! O da yok bizde, koyun sürüsü gibi oradan oraya itilip kakılmaya alışmışız bir kez!.. Bu koyunlardan biri 'ben koyun değilim, billnçli bir insanım' demeye görsün; çobanın ve yardakçılarının sopasını ensesinde bulur, ölümlerden ölüm begenir, şu ya da bu suçlamalarla!.. Listeler: Zam listeleri... Yeni Rakı'nın büyük şişesi 1800'den 28O0'e. Maltepe sigarası 210'dan 300 e çıkmış... Üçte birden çok bir yükseltme! Tuz, şeker, çay vb... Her şeyde zam var. Bununla biter mi? Şimdi ardı ardına gelecek yeni yeni zamlar: Taşıta, kiraya, vergiye, sağlığa, okula, kitaba, kâğıda, dettere, kaleme, aktınıza ne gelirse hepsine... Ya size? Memursanız bekleyin, size de belki yüzde onon beş bir zam yaparlar. Verai iade oranını da azıcık yüksettirler. Akşamlan oturur bir sürü kağıtçığı sırayadizmekle, kâğıtlara yazmakla, hesaplamakla eğlenirsiniz! Bir iki yıl önceydi. Tunus'ta ekmek fiyatına zam yaptı hükümet. Ne mi oltkı? Halk yollara düştü, sendikalar ayaklandı, yapılan zam da geri alındı. Üstelik Tunus'ta güçlü bir muhalefet parttsi de yok, varsa da etkisiz. Ama bizde, on bir muhalefet partisi var sözde!.. DYP, SHR DSP, RP, MÇP ve ötekiler... Ama hiç birinde halk yararına bir eylem yok! Bir iki kuru söz söylediler mi, işleri başardık sanıyorlar. Beklerdim ki şu son zamlar üstüne SHP ile DYP biriikte Meclıste ve meydanlarda hükümete karşı bir eyleme geçsin, yıpratsın zam üstüne zam yapanlan, en kısa sürede bir genel seçim ortamı yaratsınlar.Bakıyorum onlar da sus pus! inönü bir şeyler söyledi. Ona da Özal yanıt verdi, 'Arkadaşlar yanlış hesaplamışlar' dedi çıktı işin içinden!.. Oysa büyük çoğunluğumuz yeterince doymuyor, yeterince giyınmiyor, yeterince sağlığını koruyamıyor; işsizlik milyonlara milyonlar eklemekte, bunalım son çizgisine ulaşmış ulaşacak... Ama siyasal partilerimiz hele solda olduklarını varsayanlar ya birbirleriyle uğraşmaktalar, ya da kendi tçlerinde didişmekteler!.. Halkı kim düşünecek? Bakkal mı, manav mı, esnaf mı? Hem onlar da halkın birer parcası. Onların da sorunları var. Onlar da ortadirek... Ama Özal iktidarı baldan birazcık tattırdı hepsine. Gazetede okuduğum haber bakın ne diyor: "Özal hükümetinin TEKEL ürünleri ile çayda ve şekerde stok bildirimini kaldırması bakkal ve bayilere son zamla en az 2.3 milyar kazandırdı." Yani şeker ve çaya yapılan zamlardan sonra TEKEL bayilerinin her birine yaklaşık 400'er milyon kalmış!.. Bakkal ve bayiler TEKEL maddelerine yapılan zamdan da büyük ölçüde kâr sağlamışlar!.. Bu da ortadirekten sayılan bakkal ve bayilere Bay Özal'ın bir armağanı!.. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Ya kemik kırılacak, ya bıçak... Bütün bunları sessizce, sabırla izleyenlere ne demeli! Koyun sürüsü sayılan zaman zaman bu tanımlamayı da hak eden boynu eğik, her şeye razı halkımız bilmem daha ne kadar bütün bu bozuk düzen iktidarlan oylarıyla koruyacak, ayakta tutacak !.. Ünlü bir sözü anımsatmamak elde değil: Her toplum hak ettiği yönetimi bulur... Biz bu kadar kötüsüne, bu kadar haik çıkartarına karşı olanına layık değiliz. Daha doğrusu olmamaItyız. Hiç değilse seçim sandığında kötü yöneticilerden hesap sormayı bilmeliyiz. olacak, incelemeler sürüyor." "Bakalım verebilecek miyiz?" diyebiliyor Sayın Bakan. Oysa kendisi gibi kendisiden önceki bakanlar da önce kimi gazetelere, velilere ve basarısız öğrencUere "mtyde"yi, sonra da Talim ve Terbiye Dairesi yetkilisine "buyrukbilgi "ler verirler. tnceleme söz konusu değildir. Çünkü, şimdiye değin özellikle 1950'lerden sonrahangi konuda olursa olsun bakanlara 'karşı göriişlü' Talim ve Terbiye Kurulu üyeleri görev değisikliğine uğrarlar. Artık, Tattm ve Terbiye üyeleri uzman değil, yalmzca inemur'duruır. Bu nedenle incelenmekte olan "buyrukbilgi'ierin geri çevrildiği görülmüş değildir. Basarısız öğrencilerin basarısızhklan ek sınav haklanyla sağlanamazi sağlanmış gibi görünse de, gösterilse de. Zorunlu "ahlak dersleri"ni okutmak ya da ezberletmekle ahlaklı kişiler yetistirilemeyeceği gibi. Eğitim sorunlanmız böylesine yüzeysel, böylesine hafif değildir. "Bir defaya mahsus" sınav haklan tanıya tanıya günümüz okullannm yönetim ve öğretim düzenleri (eğitim diyemiyorum, çünkü o tür değerler çoktaan yozlaştınlmış görünüyor) daha da bozulmaktadır. KEMAL ÜSTÜN KADIKÖYİSTANBUL PTTden açıklama Gazetenizin 23.8.1986 taıihli nüshasının 2. sayfa 6. sütununda yayunlanan "PTT hizmet mi yapıyor ticaret mi?" baslıklı yazı incelenmistir. PTT gişelerinde halka satılan jetonlann ücret karsıhğında gişelere iadesi, yürürlukteki mevzuata göre mümkün değildir. Ancak, yurtdışına çıkıs söz konusu olduğunda, havaalam, liman ve sınır kapılannda jetonlann geri iadesi kabul edilebilmektedir. Öte yandan, 1986 yüında hizmete verilecek olan kartlı telefonun yurt sathmda uygulanmaya geçilmesiyle birlikte bu tür sikâyetlerm ortadan kalkması sağlanacaktır. Bilgilerinizi ve yukanda belirtilen açıklamanm gazetenizde yayımlanan yazıya cevaben kamuoyuna duyurulması hususunda gereğini saygılanmızla arz ederiz. PTT GENEL MÜDURLÜĞÜ Aktör ve şair, sevgili KÂMRAN YÜCE'mizi kaybettik. 15.10.1986 çarşamba günü saat 10.00'da Kenter Tiyatrosu'nda merasim yapılacak, Aynı gün Şişli Camisi'nde kılınacak öğle namazını müteakip Kozlu Merkez Efendi Aile Kabristanı'na defnedilecektir. Sevgili Kâmran'ımıza Tanrı'dan rahmet dileriz. BİLSAK'TA BUGÜN Dia Gosterisi: 19.00 GÜLNUR SÖZMEN CaftFoyer: 10.00/17.00 Çay, kahve, pasta, hafif içkileî, yerli ve yabancı baan Lokanta: 20.00 BÜLENTSUMRU (gitar) Yer ayırtmak için: 143 28 7999 BtLSAK: Soğancı Sok. 7 Cihangir VEEAT Serfıçe eşrafından merhum tzzet Bey ve Kaya Hanım'm oğullan, merhum Muammer AJabeyojlu ile merhume Nasip Ağabeyoglu'nun ağabeyi, Samahai Agabeyoğlu'nun kayınbiraderi, Hıkmet Ağabeyoğlu'nun kıymetli eşi, Nevin Alpagut, Bülent Ağabeyoğlu, Ozcan Korman'ın ve Fatma özsnen'in sevgili babalan, Turgut Alpagut, Oktay Korman ve Güner Ağabeyoğlu'nun kayınpederi, ÜlgünTank Alpagut, HalukMurat Ağabeyoğlu ile Reba Korman, Sema Küçüğün dedeleri, BernaHasibe Alpagut'un lcayınpederleri, Nevhiz Ağabeyoğlu, MazharAyten ve merhum tzzet Agabeyoğlu'nun dayıları, Ferzan Direr'in amcası, emekü ağır ceza rcisi, kâmil İYÜİk îim^ılı KENT OYUNCULARI SAFFET AĞABEYOĞLU 13.10.1986 günü vefat etmiştir. 15.10.1986 çarşamba günü Haabayram Camisi'nde kıhnacak öğle namazmdan sonra kaldınlacakur. Allah rahmet eylesin. B U S A Y I D A Güvenlik Soruşturması / Toktamış Ateş Seçimler Üstüne... / Emre Kongar Türkiye Sosyalizmhtoplum projesi olmayan bir sosyalizm / Alper Görmüş Düşünce Özgiirlüğü Üstüne... / Cemal Şener Devlet, Gerçek Özgürlük, Sınır, Hile / Ahmet Yıldız Mizah Ustalan / (Haldun Taner) Sadık Giirbüz kimdir? Talat Turhan yanıtlıyor lncirli Caddesi, Incirlı Sineması Salonu'nda 89 Kasım 1986 gunlen saat 09.0O17.O0 arasında >apılacaktır. Duyurulur. TÜRKİYE SİVİL HAVACILIK SENDİKAS1 GENEL MERKEZ YÖNETİM KLRCLL GÜNDEM: 1 Yoklama ve açılış, 2 Başkanlık Divanı seçimi, 3 Saygı duru^u, 4 Başkanın açış konuşması, 5 Konııklann konuşması, 6 Zorunlu organlara ve ust kuruluş delegelığıne aday tespiıi. 7 Komisyonların seçimi. a) Tuzuk Tadil Komisyonu, b) Tahmini Butçe Komisyonu, 8 Raporlann okunması \e goruşülmesı, 9 Kurulların aklanması, 10 Dılekler, 11 Seçimler, a) Genel Merkez Yonetım Kurulu seçimi, b) Genel Merkez Denetim Kurulu seçimi, c) Genel Merkez Disıplin Kurulu seçimi, d) Ust kuruluşa katılacak delegelenn seçimi. 12 Kapanış OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI Sendıkamız Ha\ah'ın 18. Olağan Genel Kurulu IstanbulBakırkoy AİLESt BlNTffliHK TIMNAKLABI İLAN PTT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Teşekkülümüzün 1987 ve 1988 yülan ihtiyacı için 85 kalem 27.832.000 Tel/Km (Jonksiyon, Terminal, Şehiriçi dağıtım ve uzak mesafe) haberleşme kablosu TL. karşılığı ve Depo teslimi olarak kapab yazılı teklif almak suretiyle satın alınacaktır. 2 Bu alıma ait şartname Ankara'da Genel Müdürlüğümüz Malzeme Dairesi Başkanlığından, Istanbul'da Telefon Başmüdürlüğü Malzeme Müdürlüğünden KDV dahil TL. 150.000. mukabilinde temin edilebilir. 3 thaleye iştirak edecek firmalann 31.10.1986 günü saat 17.30'a kadar idari şartnamemizin 7'nci maddesinde kayıth belgelerle Genel Müdürlüğümüz Teknik îşler Dairesi Başkanlığına müracaatları ile uygun görüldilğü takdirde ihaleye iştirak edebilmeleri için verilecek yeterlik belgesini 17.11.1986 günü saat 17.30'a kadar Malzeme Dairesi Başkanhğmdan almalan gereküdir. Teklifler en geç 18.11.1986 günü saat 10.00'a kadar Genel Müdürlüğümüz Malzeme Dairesi Başkanlığma verümiş olacaktır. Basın: 28993 Eski tablolannız, tuğralı gumüşleriniz ve elyazma eserleriniz için Troy 140 "'9 36 DADI ARANIYOR. 7.3019 arası bir yasındaki bebek için 3382716 İLAN 1 22.7.1983 onanlı 1/5000 ölçekli Nazıni Imar Planı ve 1/1000 ölçekli Boğaziçi Öngörunüm Bölgesi Tatbikat İraar Planında Sanyer, 89 pafta, 527 ada, 6 ve 7 sayıh parseUerin 'TURİZM KONAKLAMA ALAN1" olarak düzenlenmesi hakkındaki plan değişikliği önerisi, BOĞAZİÇİ İMAR YÜKSEK KOORDİNASYON KURULU'nca 8.8.1986 gün, 86/10 sayıh karanyla kabul edilmiştir. 2 Aynı kurulun, 8.8.1986 gün ve 86/9 sayıh karanyla, 22.7.1983 onanlı, 1/500 ölçekli Boğaziçi öngörunüm Bölgesi Nazun Planında, SADRAZAM DAMAT FERİT PAŞA KORUSU'nun bir kısmı İSTANBUL BOĞAZI 2. KARAYOLU GEÇİŞİ nedeniyle, KARAYOLLARI BAK1M EMNİYETTESİS ALANI olarak düzenlenmesi hakkındaki plan değişikliği önerisi kabul ediletek onanmıştır. Onanmış olan bu plan değişiklikleri, 20 Ekim 1986 Pazartesi gunü saat 8.30'dan itibaren 30 gün süre ile BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI BİNAS1 ve BOĞAZİÇİ İMAR MÜDURLÜĞÜ BtNASlNDA ilan edilecektir. Kamu kurum ve kuruluşları ile meslek kunıluşlanna duyurulur. Basın: 29410 4. Baskı Merkez Konur Sokak No: 4 KızüayANKARA Tel: 183327 Şube. Zafer Çaışısı No: 13 YenişehiJ^ANKARA Tel; 311281 SADIK GÜRBÜZ 18 Eklm Ctesi 1&30 KONSERLER/2 YENİ ADRESİMİZ Tiryaki Hasan Paşa Cad. No: 60 TOPRAKHAN K:4 AKSARAYİSTANBUL Emek Sineması Gişe Tel: 144 84 39
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear