25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 15 EKİM 1986 Tütünde dertli yıl (Baştarafı 1. Sayfada) başmda açıhnış ve Tekel "tüccar gjbi" piyasaya girmiş, a grad tütün için 1735, b grad için 885, kapa için 250 ve duble kapa için 60 lira ödeyeceğini açıklamıştı. Ancak piyasanın açılışından sonra ihracatçı tüccarın özellikle kaliteli tütünün tiimUnü aldığı ve Tekel'e düşük kaliteli tütunün kaldığı gözlenmişti. DEVLET TEKELİ 1984 yüı ürünü için yenilik olarak denenen 1985 piyasası sonrası hükümet 1938 yılından bu yana yürürlükte olan ve devletin destekleme alımı yapmasını, fıyat sapiamasmı getiren 1177 sayıh Tekd Yasası'nda değişiklik ve devlet tekelinin kaJdınlmasını öngören yasa tasarısını mayıs ayında "bir gece sabaha karşı" Meclisten geçirmiş ve yasallaştırmıştı. Tekel Yasası'nda yapılan değişiklik ile tütünde bir borsa kurulması ve tütünün alım satımıru serbest bırakılması öngörülüyordu. Ancak bu sırada görüşü sorulan Izmir Ticaret Borsası. hazırladığı raporda "Tiitün borsası kurulması olanaksız. Tülun gibi bir ünin borsada saUlamaz" yargısına varıyor ve bu görüşü hükümete iletiyordu. Bu geüşmelere karşın özellikle Başbakan Turgut özal tütün ürününde yabancı sigara yapımı için Burley ve Virginia tütünü yeüştirilebileceğini, gerekirse ithal edilebileceğini vurguluyor, tütünün borsada işlem göreceğini yineliyordu. Başbakan Turgut Özal 28 eylülde ara seçim yapüması karanndan sonra başlayan propaganda günleri svrasında tütün piyasasımn erken açılacağım duyuruyor, Manisa'ya yapaeağj gezi öncesi ise "piyasa 15 ekimde açılacak" müjdesini veriyordu. Ancak Tekel yetkililerinin piyasa ile ilgili herhangi bir çalışmalan olmadığı, tütün borsası ile ilgili bir girişimin bulunmadığı gözJeniyordu. 28 eylül öncesi Başbakan Turgut özal her gittigi yerde yaptığı konuşmalarda tiitün üreticisinin mağdur edilmemesi için piyasarun normalden S ay önce açılacağını ve "üreticinin parasını 5 ay önce alacagım" vurguluyordu. 9 ekirn günü Tekel ürünlerine yapılan zam Bakanlar Kurulu toplantısından geçerken Başbakan Turgut özal pamukta laban fiyatlannı bir yıl öncesinden açıklarken tütün fiyatlannı "a grad için 2 bin 800. b grad için 1100, kapa İÇİB 320 lira ödenecek" diyerek açıklıyordu. Başbakan Turgut özal'ın Tekel zamlarına tepkinin azalması amacıyla yaptığı bu açıklama "15 ekim" tarihinin önemini ortadan kaldırıyordu. Bu kez de üretici için 15 ekim gününü beklemek kalıyordu. Açıklanan fiyatlar ne kadar "göstermelik" bulunursa bulunsun üretici 5 ay öncesinden ürününü satabilmenin heyecanını yaşıyordu. TEKEL: ARALIKTAN ÖNCE OLMAZ Ancak Tekel'in herhangi bir çalışma yapmadıgı tütün üretilen yörderde endişe içinde izlenirken tzmir Bölge Başmüdürü Kadir Kılıç dün şu açıklamayı yaptı: "Bu konuda bir yanltş antama var. 15 ekimde pryasa acüryor diye bir şey yok. İS ekimde balyalannuş tütünün alım satımı serbest bırakılmıştır. Acıklanan fiyatlarda Tekel'in uygulayacağı fiyatlardır. Bilindiği gibi 1177 sayılı yasada piyasa resmen açümadan alım saüm yapmak mümkün degildi. Degiştiriien yasaya konuian yeni madde uyannca balyalanmak koşuluyla tütün alım satımı hükümetçc beiirlenen tarihten sonra serbest yapılacaktır. Tekel Genel Miidiirümüz ve sayın bakanımıan ifadelerine göre Tekel tütün alımına ancak aralık ayında baslayabiîecektir. Ve alım tesellüm işlemleri son derece hızlı gerçekleşecektir." İHRACATÇI: KARAR EKONOMIK DEGİL Tütün üreticisinin şu anda alıcı bulamayacağı ortaya çıktı. Çünkü tütün ihracatçılan daha önce yaptıkları açıklamada a grada verilen fiyatı çok yüksek bulduklannı bildirmişler "karar ekonomik degil, politiktir" yargısını dile getirmişlerdi. Ege Tütün lhracatçdan Birliği Başkanı Esin Özgener düzenlediği basın toplantısında görüşlerini açıklarken, "Bu fiyatlarfaı 198081 yülanna dönülecektir. İhracat azalacak, sloklar artacak, devlet hazinesi biiyuk zararlara uğrayacaktır. Tüccann bu fiyatlarla piyasaya girmesi mümkün değildir" dedi. Hükümetin üreticiyi korumadığına işaret eden Özgener, "Eger korumak istiyorsa ihracao güçleştirmeyecek önlemleri de beraberinde getirmesi gerekirdi" biçiminde konuştu. Fiyatlann taban alanda tütün ekimini durdurrnak için bu düzeyde tutulmuş olabileceğiru savunan Özgener, üreticinin cezalandınlmak istendiğini de öne sürdü. Tüccarın devletle yer degişıirdığini anımsatan özgener, "Tiiccar için üriinün kötüsunü almak daha avantajlı duruma gelra'ıştir. A grad tütünü az alarak ortalamayı tuttnruruz. Ama üretici bundan zarar görür" görüşunü dile getirdi. •'ÜRETICİYt MAHVEDECEGİZ" thracatçılann tutumunu açık bir dille "Üreticinin anasını aglatacagız, devlet garanti vermiyor madem, ekidyi mabvedeceğiz" diyen bir ihracatçı adının açıklanmaması koşuluyla olayı şöyle özetledi: "Piyasa açmıyoriar, fiyat ilan ediyorlar. Tespil yapımyoriar, bu fiyaltan alacagız. diyorlar. Başbakan kalktı 15 ekimde ilan edecegi fiyatlan 9'unda ilan etti. Tekel'in 15 ekimde tutıin aJmas) mümkün degil. Çünkü tespit yapmadı. Tüccar da aynı durumda. Yann (bugün) alışveriş olsa tütünü kim alacak? Uzun süre tütünde alışveriş otmayacak. Tüccar almaya da mecbur degil. Tekel destekleme yapacak mı? Yapmavacak mı? Belli degil. O zaman tüccar istedigi fiyatı verir, hangi üretici nereye ve kime başvuracaktır? Kz tüccar olarak isıedigimizi verecek, ekiciyi mahvedecegiz. Nasıl olsa Tekel'in destegi yok, himayesi yok. Üreticinin anası ağlayacak." Bu arada Tekel'de üst düzeyde yöneticilik görevi almış bir eski yetkili ise ihracatçı tüccarın fıyat düşürmek amacıyla beklentiye gireceğini, bu arada ABD'nin radyasyon konusunda aldığı numunelerde yapacağı ıncelemeyi göz önünde bulunduracağını söyledi. Yetkili konuya ilişkin görüşlerini söyle özetledi: "Tüccar Tekel'in olmamasından yararlanarak fiyatlan düsürmeye ugraşacak. Tekel Genel Müdürü'nün radyasyon konusunda bir açıklaması var, ama Atom Enerjisi Kurumunun resmi açıklaması yok. ABD'li firmalar da bunu kullanarak fiyatı düşürmek isteyecekler. Tüccar şimdi devlet tekeli kalkoğı için Türk Ticaret Kanuou, Borclar Kanunu'na dayanarak Lstedigini >apacak. İstedigi fiyatı vermesini kim engelleyecek? Hatta gecetı günlerde ihracatçı tüccarlar Izmir'de gizli bir toplantı yaparak nyatlanm saptadılar bile. Örnegin a grad için en fazJa 2 bin 400 lira venneyi planlamışlar. Üretici hiç bu kadar caresu bırakılmamıştı." ÜRETtCİ: DELİ OLACAGlZ Ege Bölgesi'nde 120130 bin ton dolayında gerçekleşmesi beklenen rekoltenin büyük bölurnünü karşüayan Akhisar'da Tekel'in herhangi bir çalışma yapmaması, tüccarın sessiz kalması üretici kesiminde tedirginlikleri arttınrken Ziraat Odası Başkanı AMullah Akboga yaptığı açıklamada, "Gelışmeleri hiçbir mantıga sıgdıramıyonım" dedi. Akboğa tepkisini şöyle dile getirdi: "Tekel hiçbir açıklama yapmıyor. Yalnızca muhtarlara mukavtle ornegi yollamış o kadar. 1 kasımda lespite çtkacaklarmış. Tespitten sonra ne zaman alacaklanru kararlaştıracaklar. Tüccar rad>asyon bahanesiyle beklerae içinde. Peki o zaman neden 15 ekimde piyasa acıhyor diye açıklama yaptıfar? Aucı yok. hareket yok. Üretici deli olacak duruma geldi. Biz halimizi hükümete anlatamadık. Anlamava da niyetleri yok." İZMİR'den HtKMET ÇETtHKAYA Yıldız Savaşı sigorta Bay Gorbaçov, ABD'ye ne zaman gelmek istedigi konusunda bir açıklamada bulunmadı. Davetimiz hâlâ geçeriidir." Başkan Reagan'ın Ulusal Güvenlik lşleri Danışmanı John Poindexler, ise Reykjavik'te anlaşmaya vardıklan bazı konuları göz önünde bulunduracaklannı belirterek, buna örnek olarak iki tarafın da orıa menzilli silahlann ortadan kaldınlmasını istemelerini gösterdi. Poindmer, tzlanda görüşmelerine son verilmesi isteğinin Başkan Reagan'dan geldiğini de ifade etti. Poindexter, düzenlediği basın toplantısında, bir soru üzerine "Görüşmelerin devantı gerektiğini düşüDayorum" şeklinde konuştu. Pointexter, Amerikalı yetkililerin, Sovyetler'in "Yildız Savaşlan" Projesi'nden niçin bu kadar çok korktuklarını anlamadıklarını belirterek, "Bu programın tamamen savunmaya yönelik olduğunu" öne sürdü. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar da iki süper devletin, aralanndaki görüş aynlıklanna rağmen silahsızlanma konusundaki çabalannı sürdüreceklerini umduğunu söyledi. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanı George Shultz'un, 4 kasım tarihinde Viyana'da yapılacak uluslararası bir konferans sırasında SSCB Dışişleri Bakanı Edouard Şevardnadze ile görüşmeye hazır olduğu bildirildi. Ankara: (Baştarafı 1. Sayfada) baçov'un bu gerçeği gözönüne (Baştarafı 1. Sayfada) alarak Washington'da yeni bir zirveye gelmesi gerektiğini vurguladı. kilere yoi açtı. Reagan'ın, Sovyetler'in Yıldız SaTütünde ise, "Amerikan yöntenü" vaşlan Projesi ile gerçekleştinlmek isolarak anılan tütün satımı, 6 Ocak 1986 günü açılan Egeekici yaprak tü tenen uzay savunma sistemine şimtün piyasasında ortaya çıktı. Maliye diden sahip olduğunu iddia eden konuşması, siyasal çevrelerce nükleer sive Gümrük Bakanı Ahmet Kurtcebe lahların kısıtlanması konusunda bir Alptemoçin, "planlı üretimi"savundu. Bekan Alptemoçin, başfıyat ve anlaşma sağlanamamasından tedirdestekleme yönteminin sağhksız bir gin olan Amerikan halkını yatıştırmaya yönelik bir savunma olarak niekonomik yapıyı oluşturduğunu belirterek, "tütünde borsa satışı" konu teleniyor. Nitekim Reagan konuşmasuna açıklık getirdi. 1987' yılında ge sında "Şimdi Yıldız Savaşlan Projerekliyasa değişikliklerinin yaptlarak, si için anlasmanın eşiginden niye döndünüz diye sorabilirsiniz. Ameborsa uygulamasma geçileceğini de rika'run ve hür dunyanın güvenligibildiren Bakan Alptemoçin, Virjinya ve Burley tipi tütünlerin üretimi ni baska türiü sağlayamazdık. Sovyetler'i nükleer silanlarda indirime nin "Türk tütüncülüğüne' zarar gebaska türiü ikna edemezdik" diyerek tirmeyeceğini vurguladı. zirvenin basansızlığıru Amerikan kaKısaca 1986 tütün piyasasında "baffiyat uygulamaa " tümüyle, dev muoyuna kendi açısından anlatmaya çâhştı. letin destekleme politikası da Reagan konuşmasını şöyle sürdür"kismen" kaldırıldu Tekel, 1986 Ege dü: "Zirvede, tüm stratejik füzeJerin tütün piyasasında *to grad" için 1735, tasfiyesi konusunda şimdiye dek gö"b grad" için 885, "kapa" için 250 riilmemiş bir anlasmanın eşiğine kave "duble kapa" için de 60 liralık fıdar geldik. 19%'ya kadar biz bu füyat uygulaması koydu. zeleri ortadan kaldıracaktık. Ancak Türk tütünündeki bu Amerikan Sovyetler SD1 girişimini sadece laboyöntemi nedense bugüne dek hiç tarratuvar denemeleri ile kısıtlamak istışılmadı. Ekonomimizin atardamateyince zirve sonuçsuz kaldı. Ama n konumunda olan tüıüncülük, geri plana itiidL Tekel Genel Müdürlü önerüerimiz hâlâ geçeriidir. Bırektıgunız noktadan devam edebilir. Bunğü'ndeki uzman kadrolar konuştudan sonra Sovyetler adım atmalıdır. rulmayıp, susturuldu. Bir de TBMM'deki ana muhalefet partisinin üyeleri komtyu bilmediklerinden öttirü susunca, bir gece ansızm 1177 sayılı Tekel Yasası'nda değişiklik ya (Baştarafı 1. Sayfada) pılıp, tütün alım satımı serbest bırana kavuşan taraf, artık hiç korkıldı. Yani tütünde devlet tekeli or ku duymadan nükleer bir saldıtadan kalktı. nda bulunmaz mı? * * * Aynca Sovyetler Birliği 'nin Yıldız Savaşlan alanmda halen Şimdi ortada devlet baba tarafından korunmayan ve kollanmayan ABD ile arasmdaki teknolojik yaşamını tütüne bağlamış 500 bin aifarkı kapatamadığı takdirde, elle var. Bugüne değin hiçbir siyasal iklerini kavuşturup, Washington 'tidar, tütün üreticisini böylesine yalun uzayı füzesavarlarla donatnız bırakmamıştı. Ege'de, Marmaru' masını seyretmesi de herhalde da, Karadeniz'de, Güneydoğu'da tübeklenemez. Elinde, dünyayı tün tanmı yapan kırsal kesim, bu denli ekonomik bunahma düşmemiş birkaç kez uçuracak kadar nükleer stok olan bir süper güç hiçti. bir zaman çaresiz biçimde köşeÜretilen tütünün 70 milyon kilosunu ihraç ediyoruz bugün için. Dev ye sıkıştırılmayı kabul etmez. letin 5 gün önce açıkladığı tütün fı • Ya ne yapar? yatlan da çizelgede şövle: * ı grad" Y Başka çare kalmadığma karar için 2800, "b grad" için 1100, "kapa" verdiği anda saldınya geçer. için de 320 TL. Çizelgede nedense Bu bağlamda Başkan Rea"duble kapa" fiyatı görülmüyor. gan 'ın ' 'sigortas'', A BD 'nin ya Şimdi biraz sizlere "tütün üreticida barışın değil, nükleer bir saleri"ne bilerek ya da bilmeyerek kuvasın sigortası olabilir. rulan bu "tuzağı", Tekel Genel Mtidürlüğü'nde etkin görevterde bulunmuş, pmdilerde tütün ihracatıyla uğraşan bir eski bürokratın ağzmdan aktaralınu Hani tütün borsada satılacaktı? Bu bir oyun. Uygulanan tkonomi modetinin uzantıst bir oyun. Csteük üreticiye kurulan bir tuzak. Nasü mı? Anlatayvrv Şimdi hükümet '& grad" için 2800 lira verdL BU ihracatçı tüccarlar anlaştık 2400 lira fiyat verdik. Tüâmcü ne yapacak ? Hani devletin fiyat garantisi? Devlet tütünü alacak mı? Yoo, öyleyse ben kazançlıyım bu Ifte, yani ihracatçı.^ Ben kazançuyun çünkü, tütünde devlet desteği kalktı. Tekel eksperlai tütün kaiite saptaması yapmadığma göre, o ifi ben yapacağvn. Şimdi ben 2400 Ura fiyat verdim mi, üretici 7fckel'e gidemez. Çünkü Tekel tesbitini yapmamtf, Kısaca benim aediğim olacak... Tütünde devlet desıeğinin kaldınlması, borsa yönteminin sözde kalması, Türk tütüncülüğüne ANAP iktidan tarafından vurulan en büyük darbedir. Üstelik 1938 yılından beri ilk kez "destekleme" kavramının dıştnda bir tütün piyasasında lanık oluyoruz Bu yıl 120130 milyon kilo olarak gerçekleşmesi beklenen Ege yaprak tütünü, salt iç tüketiminde değil, ihracat ta da "Şark tütünü"nün en değerlisidir. Hele hele, alıalardan Amerika'nm "radyasyon saptaması" gibi bir yola başvurması ise gerçekten çok, ama çok düşündürücüdür. Amerikalı dostianmızın amacı, "Şark tütüncütüğü"nun sonunu getirip, bizi Virjinya ve Burley tipi üretime geçirmek değil mi? O halde ne duruyoruz hâlâ? Bu kandırmaca niye? Başkan Reagan'ın "sigortasınm" etkinliği de bilim çevrelerinde çok tartışılan bir konudur. Yıldız Savaşlan Projesi 'nde üç kademeii bir savunma öngöriilüyor. İlk aşamada Sovyet füzelerinin henüz Sovyet topraklan üzerinde uçarken vurulması hesaplanıyor. tlk savunma hattı denen bu aşamada Sovyet füzelerinin fırlatıldıktan sonra 25 dakika içinde vurulmaları gerekiyor. tlk savunma hattını geçen Sovyet füzelerinin ise uzayda ikinci savunma hattında elektromanyeük toplarla imhasına çalışılacaktır. Ve nihayet ikinci savunma hattını da delip ABD'ye ulaşmayı başaran Sovyet füzelerinin bu kez karada üslenmiş olan kısa ve uzun menzilli füzesavarlarla imha edilmeleri öngörülüyor. SSCB'den atılan bir kıtalararası füze yarım saatte ABD'ye Ne tür sigorta ulaşabildiğinden, tüm işlemlerin bu süre içinde tamamlanması gerekiyor. Bu noktada da tartışmalar başlıyor. Bizzat ABD'li bilim adamlan, %99 mükemmel olan bir SDl sisteminden bile 100 Sovyet kıtalararast füzesinin sızabileceğini belirtiyorlar. Yani Sovyet füzelerini tümüyle durdurabilmek mümkün değil. 100 kıtalararası füze, ABD kentlerinı enkaz yığınına dönüştürmeye ve milyonlarca insanı öldürmeye yeterli. Ama 4 BD'nin tüm stratejik silah merkezlerini ve depolarını vurmak için yeterli değil. Yani ABD, milyonlarca insan yitirmesine rağmen Sovyetlere öldürücti darbe vurma gücünü koruyacak. Tabii sistem gerçekleştirilebilirse. Bu durumda Başkan Reagan 'ın ' 'sigortasmın'' sivil halkın güvenlik sigortası mı, yoksa aslında stratejik silah merkezlerinin sigortası mı olduğu sorusu akla taktlıyor. Reagan yönetimi, bu ve bunun gibi bir dizi soruya şimdiye dek doyurucu bir yanıt vermiş değildir. Beyaz Saray, şimdilik Yıldız Savaşları'nı Moskova'ya karşı bir pazarlık kartı ve belki.ondan da Onemlisi, Sovyetlerin ekonomisini sarsacak, büyük masraflaryapmaya zorlayacak bir silah olarak kullanmakta karariı görülüyor. Ama yukanda da belirttiğimiz gibi, elinde dünyayı uçurmaya yeterli miktarda füze bulunan bir nükleer gücü ancak bir noktaya kadar zorlayabilirsiniz. O noktadan sonra hem siz zorlanırsımz, hem de tüm dünya. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yahm Eralp, tzlanda'daki ReaganGorbaçov arasındaki mini zirveyi değerlendirerek, "Zirvede beklenen sonucun ahnamamış olmasından büyük üzüntü duyduk. ancak özellikle orta menzilli füzelerin sınırlandınlmas konusunda mutabakata vanldıgı inancındayız" dedi. Eralp, zirve konusunda henüz ellerinde sağlıklı bilgi bulunmadığır.ı, ancak zirve ile ilgili bilgi vermek üzere Sovyetler Birliği'nden Popov adh bir üst düzey 1 yetküinin bugün, ABD'den de ABD nin Cenevre'deki müzakere heyeti başkanı Max Kampetman'ın cuma günü Ankara'ya geleceklerini bildirdi. Dışişleri Bakanlığı'nda dün bir basın toplantısı düzenleyen Yahm Eralp, tzlanda'daki mini zirvede her iki tarafın da ileride yeniden yapüabilecek bir zirveye kapılannı açık bıraktıklannı belüterek, konu ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Türkiye DoguBatı arasındaki gergioiigin ortadan kaldınlmasını hedef alan yumuşama sürecini desteklemektedir. Bu amaçla tüm ülkeleria güvenligini saglamaya yönelik kalıcı ve kapsamlı süahazlanma çalışmalannı aynı olumiu bakış açısıyla degerlendiriyor ve gelisme saglanması umudonu konıyor. Son defa lzlanda'da yapılan ReaganGorbaçov ara zirvesinde beklenen sonucun alınmanuş olmasından üzüntü duyduk. Ancak zirve sırasında ve daha sonra yapılan açıklamalar, taraflann önemli birçok noktadaki tutumlannda yakınlaşma saglayabildiklerini gösterdi. Bu olumiu gelisme özellikle orta menzilli füzelerin sınırlandınlması alanında ortaya çıkmıştır. Temennimiz tzlanda'da saglanan ilerlernelerin muhafaza edilmesi ve kısa vadede DoguBatı arasında kalıcı bir banş ortamını yerleştîrecek temas ve girişimlerin surdürulrnesidir". Dışişleri Sözcüsü Yahm Eralp, lzlanda'daki mini zirvede SS20'lerin Batı Avrupa, Avnıpa ve Asya'da 100'le sınırlandınlması konusunda anlaşmaya vanldığı izleniminde olduğunu kaydederek, zirveden beklenen sonucun çıkmama nedeni olarak da "YıJdız Savaslan" üzerinde anlaşmaya varılmamasını gösterdi. Dışişleri Sözcüsü Yalım Eralp, aynca Türkiye'nin Birleşmiş Mületler'e olan yaklaşık 4.5 milyon dolarhk borcunun bu hafta içerisinde ödeneceğini de kaydetti. Zirvçye üzüldük ABD cesur davranmadı Gorbaçov'dan suçlama: (Baştarafı 1. Sayfada) yelim, biri bu toplantıda çıkıp, ihtilalden söz etseydi ne olurau? Ne olacak? Başına bütün dünya yikılırdı. Ceza Yasasının 311 ve 312'nci maddeleri başta olmak üzere, 146'ncı maddeden hemen dava açılır, anasından emdiği süt burnundan getirilirdi. "islam Ülkeleri Ekonomik işbiMği Toplantısı" İstanbul'da yapılıyor. Mtsır Devlet Başkanı Emer Sedatın öldürülmesi için "fetva verdiğini" açıklayan Kahire'deki Ezher Üniversitesi eski öğretim üyelerinden Ömer Abdurrahman, "Allah adına cihat yapıp, başkaldınp bu hükümetlerin değiştirilmesini" istiyor. Tercüman gazetesinde yayımtanan özel demecinde Ömer Abdurrahman, bakın bu cinayeti nasıl da anlatıyor: Bir gün bana Hal'ıt Istanbuli adında ihvanın sllahlı gücünü otuştunn El HicrettBn bir odnç geldi ve bana isim vermeden İslam ve Muslumanlara kastaden birisine ne yapılır diye sordu. Ben de genç mücahidin isim vermemesine rağmen, bu şahsm çagdaş firavun olan Enver Sedat olduğunu anladım ve böyle bir şahıs ÖMürulür dedim. Bunun üzerine bu şekiide fetva alan Hal'ıt Istanbuli ve arkadaşlan bildiğiniz gibi kendisini ötdürerek, ser&f tribününü öVü/n tribünü haline getirdi ler... Demokratik toplumlarda herkes düşüncelerini banşçı yoilarla yayma haklanna sahip olmalıdır. Kimse "sağcı, solcu" ya da "Islamcı" olduğu için kınanmamalıdır. Herkes düşüncesini serbestçe söylemelidir. Bu özgürlüklerin bir sınırı vardır. Bu sınır terördür, terorizmdir. Çünkü terörün kendisi bu özgürlükleri yok etmeyi amaçlamaktadır. Şu anda Londra'da yaşayan Prof. Abdurrahman, açıkça terorizmi savunmakta ve bütün laik yönetimlerin "cihat ile" devrilmesini istemektedir. "İslam ülkeleri ile dayanışma" diye başlatılan "arabesk diplomasi" gelmiş ve işte bu noktaya dayanmıştır. Arap şirketleri ve finans kuruluşları ile Türkiye'de acaba "Islami cihat' hazırlıkları mı yapılıyor? "RâbitatulâJemülislam" adlı islamcı örgütun şeriat düzeni üzerine "İslam DevteVeri Birliği" kurma çalışmalan yaptığını "Mıstr'daki sağır sultanlar" bile duydu. Bu islami kuruluşun "Aramco" adlı bir AmerikanSuudi ortaklığı tarafından desteklendiğinin haberi dünyadaki bütün sağır sultanların kulaklanna kadar gitti. Bu kuruluşun tüzüğünde dünyanın neresinde olursa olsun, "islamct yaytn organlan"run desteklenmesi amacının yazıkjtğın! da artık herkes oğrendi. Birçok kimsenin bilip de unuttugu gerçekler arasında, bu İslam örgütünün "İslam Dairesi" adı altında bir özel bölümünün olduğu ve bu bölümün özellikle İslam ülkelerindeki "milliyetçilik" akımlan ile savaşmayı amaç edindiğidir. Unutulan bir başka gerçek de 41 kişilik Kurucu Meclis ile yönetilen "R&bitatülâlemülislam" örgütünün Türkiye temsiteisinin Salih özcan adlı bir eski MSP milletvekili olduğu ve bu milletvekilinin "Faisal Finans Grubu"r\un kurucu ortaklarından olduğu ve bu ortaklığa ANAP milletvekili ve partinin eski Genel Başkan Yardımcısı Halil Şıvgın'm da katıldığıdır. Arap sermayesi, bir yandan da "Al Baraka" şirketi yoluyla Başbakan oza/'ın kardeşi ile ANAP istanbul il Başkanı Eymen Topbaş'a kadar uzanmıştır. Bu çok yönlü arabesk ilişkiler, laiklik ilkesini gülsuyu ve hacıyağı İle kazıyıp yok etmek amacını taşıyor. Gülsuyulu, teşbihli ve hacıyağlı ilişkiler, terorizmin açıkça savunulduğu islam toplantılanna kadar gelip dayanmıştır. Yok, yok, hiç merak etmeyin. Bütün bunlar "Atatürkçülük" adınadır, başka ne için olacak? GOZLEM İstanbuTda apartman (Baştarafı 1. Sayfada) te açıldı. 18. yüzyıl tstanbulundan bir kesit veren sokakta eski evlerden biri Istanbul Kitaplığı, Bizans Sarnıcı da taverna olarak yeniden düzenlendi. Kurum Genel Müdürü Çelik Gülersoy, eskiden birer konak olan eski evleri harap durumda iken iki yıl önce sahiplerinden toplam 257 milyon liraya satın aldıklarını ve restorasyon için 1 milyar 347 milyon lira harcadıklarını büdirdi. Topkapı Sarayının dış duvanna bitişik olan evlerin açılışmı İstanbul Valisi Nevzat Ayaz yaptı ve tstanbul'a hizmetlerinden dolayı Çelik Gülersoy'a teşekkür etti. Restorasyon çalışmalan sürerken Soğukçeşme Sokağı'ndaki evlerin tarihi değeri bulunmayan birer gecekondu olduğunu söyleyen ve evleri yıkmak isteyen İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ise dün tsveç'e gittiği için açılışa katılamadı. Sokağa adını veren çeşmenin 3. Selirn döneminde yapıidığını belirten Çelik Gülersoy, buradaki evlerin gecekondu değil, birer konak olduğunu ve bunlardan birinde eski cumhurbaşkanlanndan Fahri Korutürk'ün de dünyaya geldiğini söyledi. Gülersoy, harap haldeki eski binalann tümüyle yıkılarak Anıtlar Yüksek Kurulu'nca hazırlanan ön cephe projelerine göre yeniden yapıidığını bildirdi. Pembe, sarı, mavi, mor, eflatun ve beyaz pastel renklere boyanan 3 ve 2 katlı evlerden 9'u toplam 120 yatak kapasiteli pansiyona dönüştürüldü. Gülersoy'un, "İçinde apartman bulunmayan tek İstanbul sokağı" dediği sokakta, bir ev de Çelik Gülersoy Vakfı tarafından yalnızca Istanbul'u konu alan kitapların yer alacağı "tstanbul Kitaplığı" yapıldı. Kitaplık, kasım ayında hizmete girecek. Gülersoy Vakfı'nca aynca sokağın sonundaki Bizans Sarnıcı da tavernaya dönüştürüldü. Gelecek yıl açılması beklenen "Bizans Tavernası"nda 120 kişi ağırlanabilecek. Taverna, yurtiçi ve dışı kaynaklardan yararlanılarak 600 yıl öncesine göre düzenleniyor. Sokağın yeniden düzenlenmesi sırasında Turing tarafından Ayasofya Müzesi'nin sokağa bakan duvarı ile Vakıflar'a ait bir bina da onarıldı. Pansiyonlarm iç düzenlemesinde Osmanlı lmparatorluğu L nun son döneminde kullamlan eşyalar seçildi. 18801920 yıllan arasının koltuk, döşeme, aynalann bir bölümü antikacılardan satın alınırken, bir bölümü de aslına uygun sekilde yeniden yaptınldı. Pansiyonlann içi Hereke halıları ile döşendi. Duvarlara, Melling ve Fossati'nin 19. yüzyıl İstanbul'undan tablolan asıldı. Sokağın girişine mermer saksı içinde çiçekler yerleştirildi. Pansiyonda oda fiyatlan ise kahvaltı ve vergiler dahil 35 dolar ile 120 dolar arasmda belirlendi. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Genel Müdürü Çelik Gülersoy, turistik amaçlı hizmete açılan Soğukçeşme Sokağı'nın en büyük sorununun içinde oto tamirhanesi de bulunan otoparkın olduğunu bildirdi ve "Evvel Allah, onu da halledeceğiz" dedi. CUMEYT ÂBCÂYOBEK (Baştarafı 1. Sayfada) ları yakından görebiliyor insan. örneğin dün, ara seçimden ANAP'm nedenli büyük bir zaferle İıktığmı bir kez daha öylesine aniatn ki.. Yenilginin asıl ötekipartilere Ozgü bir sonuç olduğunu öylesine vurguladı ki.. Insanm biryerine bin kez söyleyerek gerçek dışı olan her şeye başta kendisini ve grubunu inandırmak için bu yolu seçtiği gibi bir izJenim verdi. Tabii, doğrulan yazarak gidişin o gidiş olduğunu söyleyen yazarçizer takımına duyduğu öfkeyi kendine özgü deyimlerle yinelerken, eleştirilere, üzerine fazla giden yorumlara aldırmadığını söyledi. Gazetecilerin bir bölümü ise, Basbakanın sataşmalanndan alınmıs görünüyorlardı, oysa yüzde 44 oydan yüzde 32'lere düşen bir siyaset adamımn yüreğini yakan sonuçlardan sonra bu tür sataşmalarma "aldıns etmemek " gerekiyordu. Özal gene bir kehanette bulundu.Daha önceseçimi 110 alacağım vurgulamış,29 eylül sabahı önüne düşen yitmiş oyları adela unutmustu. SHP'nin önümüzdeki genel seçimde bu kadar oy alamayacağım beyan buyurdu. DYP'nin aldığı oyları küçümseyen Özal, "eskilerin koyduğu ağtrbğa, ANAP'tan çok ötede bu partinin para sarfetmesmt'' şöyle bir değindi. Oysa, bir başbakan böyle konuşunca, bir partinin "yasal maddi gücünün difinda" olanaklar kutlandığtnı söyleyince, bildiği "kimi önemli gerçekler" olmalı.. Bu savını, örneğin DYP'ninyasadışıpara toplayarak seçim kampanyası yürüttüğünü belgelere bağlayabilmeli. Bu, herşeyden ötede devleti yöneten, siyasal yasamımm yozlaştırmama özenini gösterecek bir basbakanın önde gelen görevi sayılmalı. Belgesiz, kanıtsız bu tür söylentilerin öteki partiler kadar ANAP için de yaygın biçimde konuşulduğunu bilmeli. Şimdi başbakandan beklenen, hangi parti yasadışı maddi olanaklar sağ.ladıysa her birini ortaya dökmesi, gelişip serpildiğini sürekli öne sürdüğü demokrasimizi bu çirkinlikten kurtarmastdır. Başbakan özal'ın dunkü sözlerindedoğrularyokmuydu?.. Vardı, örneğin ANAP'm bir parti olarak kuruimadığım söylemedi, ama "ANAP grubunu 'hasbelkader bir araya gelen' topluluk" olarak nitcledi. ANAP grubunda birlik ve benabeıiik içinde kalındıkça hersorunu aşabileceklerini söylemişti. Demek ki grupta biriiğin beraberliğin yozlaşacağını sezmişti, durmadan bu vurgulamayı yapıyordu. Bu tür doğruların yanı stra özenle öve geldiği ekonomik gidişin bir "çarpık yanından " nedense hiç söz etmiyordu. Sigara ithaliyle kimi kişilerin açıktan vurgun yapmasını önlediklerini gene belli başlı örnek olarak sunan Başbakan özal, tekneler dolusu kaçak sigaranın bir bölümünün nasıl yakalandığını basının değil TRT'nin birkaç gün önce göruntülediğinden habersiz görünüyordu. Aslında Türkiye'ye sigara gene kaçak yollardan giriyor, Tekel'in satış fıyatlarıyla tüketiciye sunuluyordu. Sigara ithati olsa olsa "kamborsa fiyatmı sabitleştirmis", kaçak sigarayla ithal edilen arasmda fiyat farkım gidermişti. Çok ucuza mal edilen kaçak sigara Tekel fıyatlarıyla gene vurguncuya akıllara sığmayacak ölçütlerde kazanç sağlıyordu. Cüncel siyasal konulara gelince, Başbakan Özal, son bir hafta içindeki ikilemlerinden, doluya koysa boş, boşa koysa doluya sığmayan derin düşüncelerinden pek sıynlmamış gibi izlenim veriyordu. Hükümet değişikliğı mi, "ohtrsa olurdu".. Gürültülü MKYK'nin bu hafta toplanıp toplanmayacağı sorusu mu?.. Toplanırdı da, toplanmazdı da... Kısacası Başbakan Özal, TV kamerasınm karşısına geçti, zoraki gülümsemelerle siyasetini, ekonomik poliıikasım yeniden bir güzel övdü. Övdıi. övdü, övdü.. Söylediklerinin doğruluğuna kendisini inandırarak çevresindeki yâ,ranlarıyla ayrıldı. Pasta evler (Baştarafı 1. Sayfada) zendi. Ortaya sanki çocukluğumuzda oynadığımız oyuncak evlerden veya rengârenk şekerlerle bezeli pastalardan oluşan bir görüntü çıktı. htanbul'un bin bir sorunla dolu gündelik yaşamından bunalıp da gerçeklerden bir nebze uzaklaşmak istemez misiniz? Buyurun Soğukçeşme'ye... Özenie seçilmiş bu renkler, bin bir ayrıntısına dikkaı edilmiş bu yapılar, Topkapı ile Ayasofya arasmda kenti saran bin bir çirkinliği bir sokak boyunca da olsa güzelliklere dönüstüren bu atmosfer, sizi de dinlendirecek, dertlerinizden, sıkıntüannızdan uzaklaştıracaktır... Ve Çetik Gülersoy, oyuncaklarıyla oynayan bir çocuğun benzersiz keyfıyle, gözlerinde pırıl pınl yanan bir sevinçle sizlere bu evleri gezdirecek, geleceğe dönük daha bin bir projesini anlatacaktır. Ne mutlu ki Gülersoy'un elinde yalnızca bir çocuğun sımrsız hayal gücü ve oyun keyfi yok. Aynı zamanda düşlerini gerçeğe dönüştürecek olanaklar da var. Ve "modernleşme" uğruna her gün bir şeyleri yıkılan, birtakım zenginlikleri alıp götürülen tstanbul kentinde, bu, tarihimiz, kültürümüz, estetiğimiz ve yaşama zevkimiz adına gerçek bir talihtir... Borç btitçesi (Baştarafı 1. Sayfada) liye ve Gümrük Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin tarafından yapılacağı bildirildi. Gelecek yıl yüzde 5 büyume ve yüzde 20 enflasyon hıa gerçekleşeceği tahminlerinedayanılarak hazırlanan 1987 bütçesinde, en düşük payı 1 trilyon 850 milyar ile yineyatırımlar aldı. Bütçe içinde yüzde 17'yeyakınbirbüyüklükoluşturanyatırımödeneklerinin bu yıla göre sergilediği artış oranı yüzde 24 düzeyinde kaldı. 2 trilyon 250 milyar tutanndaki personel ödeneklerinin de yer aldığı cari hareama ödenekleri ise, geçen yılaorarüa yaklaşık yüzde 38 oranında artarak, 4 trilyon 200milyarayaklaştı. Sözkonusu hareama kaleminin bütçe içindeki payı yine yüzde 38 oranına ulaşıyor. Bütçenin "aslan payı" ise iç ve dış borç ödemelerine aynldı. Türkiye'nin gelecek yıl ödeyeceği 5.5 milyar dolarlık dış borç yükünün bütçeden karşılanacak bölümünün Türk lirası karşıhklannın yer aldığı transfer ödenekleri kalemi, bütçe açığı için yapılan 1.5 trilyonluk iç borç rakamının ana para ve faiz ödemelerini de kapsıyor. Öte yandan, yüzde 20 enflasyon h;zı tahmininedayanan 1987 bütçesinde ödenek tutarının bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 50 artış sergilemesi de ilgi çekiyor. Gelir bütçesinin ana kalemini yine vergigelirleri oluşturuyor. 9 trilyon lira dolayında konulrr.ası beklenen vergi hedefı bir öncek i yıla göre yaklaşık yü7de56'lıkbirartıiöngörüyor. Biitçede, asgari 750 milyarlık bir düzeyi bulması beklenen açık tuıarı içinsc, geçen yıllarda olduğu gibi iç borçlanma yolunagidilecek. MOSKOVA, (Ajanstar) Sovyet ler Birliği lideri Mikhail Gorbaçov, ABD'nin Yıldız Savaşlan Projesinin dünya barışı için başlıca engel olduğunu söyledi. BBC'nin haberine göre Gorbaçov dün akşam Sovyet televizyonunda yaptığı 65 dakikalık konuşmada Reagan'ın tutumu ytizünden zirvenin başansızlıkla sonuçlandığını, temel sorunun ABD'nin görüşme masasına eli boş gelmesi olduğunu belirtti, SSCB lideri, iki tarafın tarihi bir anlaşmaya çok yaklaştıklannı, ancak Amerikalıların cesur davranmadıklarını, ABD'nin "taktik" ve "stratejik" olmak üzere bazı hatalar içinde olduğunu kaydeden Gorbaçov şöyle dedi: "ABD, bizim siUhlanma >ansınadayanamayacagımızı, ekonomimizin çökecegini sanmaktadır. Böylece Sovyetler Birligi'nin silahlanma konusunda daha fazla taviz verecegine inanmaktadır. Sovyetler her zaman kendi başına ayskta duracaktır. Gerekirse her zaman meydan okumaya bir cevabımız olacaktır. Sovyet halkı bunu büiyor, bütün dünya da ögrenmeü." Gorbaçov zirvede Reagan'la yaptığı görüşmelerin yararlı olduğunu, silahlann kontrolü konusunda henüz anlaşma umudunun tükenmediğini beh'rtti, ancak bundan sonraki adımın Amerika Birleşik Devletleri'nden gelmesi gerektiğini kaydetti. Reagan1 ın televizyon konuşmasında Reykjavik'te Sovyetler'in getirdiği önerileri kendisininmiş gibi gösterdiğini öne süren Gorbaçov, "Bu öneriler Amerikan ve dünya halklan için çok cazip olmalı ki, böyle bir stratejiye başvnrdolar" dedi. Gorbaçov, Washington'u, Kremlin liderliğini zayıflatmaya çalışmaması konusunda uyararak, ABD'nin hiçbir zaman Moskova'ya bir şey dikte ettinneyi başaramayacağını söyledi. AMKARA'dan YALÇIM DOĞAN özal'a. İşte, özal'ın da sorunu bu zaKızkardeşi de halen İstanbul'da ten. Enflasyonu yüzde 5'lere, yaşıyor. Geçmiş yıllarda "IMF10'lara indirmeye kalksa, koskoTürkiye iliskilerinde" başkanm ca bankalar, şirketler iskambil bu özelliği bizimkiler tarafından kâğıdı gibi teker teker devrilir. zaman zaman gündeme getirildl Yani, bugün ekonomiyi enflas"Sıcak yaklaşım" için bir de bu yon ayakta tutuyor. özel kesimi tür yolların denenmesine gienflasyon ayakta tutuyor. Dolarişildu yısıyla, özel kesimle Özal'ın "iyi 1MF Başkanı "sürpriz. bir geçinmelerine neden olan", enfbiçimde" Türkiye'ye geldi dün. lasyonun ta kendisi. Ama, aynı Oysa bundan bir süre önce "başenflasyon özal'ın IMF ile arasıkanlıktan yılbaşında istifa nı açıyor. Enflasyonu aşağı çekedeceğini" açıkladı ve yılbaşınmek özel sektörü karşıya almak dan sonra artık IMF'nin başındemek. Enflasyonu olduğu yerda bulunmayacağını bildirdi. de, yüzde 40'larda, yüzde Buna rağmen aynlmadan ön50'lerde tutmak demek, IMF"yi ce Ankara'ya geliyor. Resmi kaykarşıya almak demek. naklar bu ziyarete Önce "veda Aynca, dünya üzerinde bu kaziyareti" adını takıyorlar. Ama dar uzun süre IMF'nin önerdiği IMF'nin tam yüzelli üye ülkesi "istikrar önlemlerini" uygulayıp bulunduğu ve başkamn bu ülkeda, hâlâ yüzde 40yüzde 50'lerde lere tek tek "veda ziyaretinde budolaşan enflasyona sahip başka lunup bulunmayacağını"sorunülke de yok. ca bu kez aynı kaynaklar "Tür"Veda ederken" IMF Başkanı kiye'nin uluslararası alanda kredi Başbakanla buluşacağı yemekte verüebilir bir ülke olduğunun en özal'ın kulağına beiki de bunları açık kanıtı" biçiminde karşılık fısıldayacaktır, kim bilir?.. veriyorlar ve başkamn gelişini bir anlamda "gelecek yüın dış borçları için yeşil ışık " kabul ettiklerini vurguluyorlar. Yani, IMFBaşkanınm Ankara ziyareti Türkiye açısından gelecek yıl "kredi güvencesi'" taşıyor. "Sürpriz ziyaretin" resmi yöOSLO, (Ajanslar) 1986 Nobel nü bu biçimde dile geliyor. Resmi olmayan yönünde işin Banş ödülü'nü Nazi toplama kampından kurtulmayı başarmış bir yagerçeği yatıyor, şöyle kL zar ve eğitimci olan Yahudi asıllı Türkiye'ye 'ilk kez" bir IMF ABD'li Elie Wiesel kazandı. İnsan Başkanı geliyor. Türkiye 1946 yı haldannı savunmak için yaptığı etlından bu yana IMF'nin üyesi, kinliklerle de dünya çapında tamnan ilk kez IMF Başkamm Ankara bir yazar olan Wiesel'in ""danyada da görüyor. Ne zaman?.. Türki günahkârlarla savaşan güçkrin zafeye "IMFitin en iyi öğrendsi" ol re ulasabüectgine olan inancından" ötürii bu ödüle layık görüldüğü acıkduğu zaman... Görünürdeki "v«rfo ziyareti ve landı. Ödül Komhesi yayımladığı bilTürkiye'nin dış itibanna" yapı diride Vv'iesel'i "şiddet, baskı ve ırkçılığm boygösterdifi çagımızda lan yollama bir yana, IMF Başönemli manevi lider ve yol gösterikanı "mutlaka özaVla cilerden biri" olarak niteledi. Çeşitgörüşmek" istiyor. Gerçi, bun li çevreler New York'ta yaşayan Widan bir süre önce Davos'ta bir esel'i "İkinci Dünya Savası'nda yaaraya geliyorlar. Ama, "görev şamlannı yitiren 6 milyon Yahudiden aynlmadan önce bir kez da nin sesi" olarak gösteriyorlar. ha en iyi öğrenciyigörmek" heNorveç Nobel Komitesi, Banş vesinin altında "bir uyan"yatı Ödülü için 81 aday bulunduğunu, bunlar arasında Elie Wiesel'in yanı yor mu acaba?.. sıra Arjantin Devlet Başkanı Raul Şu anda IMF iki noktadan ra Alfonsin, açlıktan etkilenen Afrika'hatsızlık duyuyor. tlki, kur po ya yardım kampanyası düzenleyen litikası, diğeri enflasyon. Türki İrlandab şarkıa Bob Gddorf. Güney ye, lirayı dolar karşısında her Afrika'da siyahlann eşiüiği için mücadele eden .Nelson ve VVinnie Mangün belirliyor. IMF açısından bu güzel ve iyi. Ama, aynı biçimde dda ciftinin de yer aJdığını açıklamışgüzel ve iyi olmayan yönü, "ih tı. TSİ dün 12.00'de ftdülün sahibiracatm aştn desteklenmesi". IMF nin belli olmasından sonra bir demeç yönetimi Türkiye'ye aynen şunu veren Wıesel "Norveç balkına ve Basöylüyor. nş Ödülü Komitesi'ne şükran doy"thracatı aştn desteklemekle golanyla dolu" olduğunu belirtti. bir dolan yaklaşık 900 liraya saBirkaç yıldan beri sürekli olarak tın ahyorsunuz. Ama, sonra itNobel Banş ödülü'ne aday gösterihalatçıya 750 liradan satıyorsulen VVİesel, 1928 yılında halen Ronuz. İhracat çabanız yerinde, manya'nın sınırlan içinde bulunan Sighet'te doğdu. ama bu kur politikasıyia değil" tlk edebiyat çahşmalanyla FranAynı IMF ikinci itirazmı enfsız yazar François Mauriac'ın ilgisilasyon politikasında dile getirini çeken Wiesel 1956'da .ABD'ye göç yor. "Hem en iyi öğrenci olup, etti. 1963'te Amerikan uyruğuna gihem de enflasyonu hâlâ yüzde ren VViesel yazdığı romanlarda 50'lerde tutmanın anlamı yok". "soykınm" konusuna büyük bir önerilen iktisat politikalannı uyağırhk veriyor. 1983'te ABD Başkanı gularken Türkiye "en iyi öğrenRonald Reagan tarafından "soykıci" ancak uygulama sonuçlan nm komitesi" başkanlığına getirüen na bakıldığında o kadar da iyi Wiesel'in yazdığı romanlar arasında değil. Bunun için K"enflasyonu "Alev İçindeki Bedenler" ve indir" diyor IMF, Başbakan "YemİB" bulunuyor. (Baştarafı 1. Sayfada) Nobel Banş Ödülii ABDTi Elie Wiesel'in Bedele (Baştarafı 1. Sayfada) Halen yürürlükte olan yasaya göre askerliğini bedelli olarak yapmak isteyenler, bu isteklerini önceden kimseye söyleyemiyorlar. Normal askere gitme işlemlerini tamamlayıp temel eğitimlerini görmek üzere askere gidenler arasmda bir kura çekiliyor. Bu kurada'Mhtiyaç fazla»" yükümlüler beürleniyor. Bu "ihtiyaç fazlası" yükümlülerin bir bölümü askerlik sürelerini kamu kuruluşlannda çahşarak, bir bölümü ise bedel ödeyerek tamamhyorlar. Bu durumda iss Bakan Yavuztürk'ün sözünü ettiği sakıncalar doğuyor. Bedelli askerlik yapmaya olanak tanıyan yasada yapılacak değişiklik büyük olasılıkla şöyle olacak: Askere gitmek isteyen yükümlüler, askerlik şubelerine başvurduklannda bedelli askerük yapmak istediklerini de belirtecekler. Daha sonra askerliğini bedelli olarak yapması düşünülen yükümlü sayısı ile bedelli askerlik yapmak isteyen savısı arasında bir fark olursa, bu fazlalık için kuraya başvurulacak. İki rakaın birbirine eşitse ya da bedelli askerlik yapmak isteyenlerin sayısı aynlan kontenjandan azsa, bu yola gidilmeyecek. Temel askerlik eğitimini tamamlayanlar, bedellerini ödedikten sonra terhis edilecek. İLAN KADIKÖY İKİNÇİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1986, 526 Ka.Ta. Kadıköy, Göztepe Mahallesi, Hamam Sokak'ta kâin 105 pafta, 949 ada ve 19 parsel sayılı bahçeli ahsap ev vasıflı gayrimenkulün hissedarlarından olan Seher ve Sadakat'ın adresleri tespit edilemediğinden bu gayrimenkulün izaleyi şuyu yolu ile iaiışı için Kadıköy 2'nci Su\h Hukuk Mahkemesi'nde açılan 1979/748 sayilı dosyada kendilerine kayyım tayin edilmiş:ir. Adı geçenleri lanıvanların mahkemeye müracaatları ilan olunur. Basın: 11301
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear