23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/? OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Erçakır beş kişilik Türk Sendıkacüar Heyeti ile Isveç, Norveç, Danimarka'ya bu ulkelerin sendıkalannın çağrılısı olarak 15 gunlük geziye gitmiş. Cumhuriyet gazetesinin 20.8.1986 günkü sayısında anılarını yazmış. "İsveç'e gittiğimizde bizi ülke yönetiminde karar verme yetkisine sahip sendikacılar karşıladı. Zaten daha önce de çeşitli basın ve yayın organlarından sendikalar ile siyasi partilerin birbirleri ile ayrılmaz bir bütun gibi, iç içe olduklarını okumuş idik. Bızde yasak olan sendikasiyasi parti ilişkisi bu ulkede bir yönetim şekli. Böylelikle üretimde soz sahibi olan işçiler, yönetimde de soz sahibi oluyorlar" dıvor. Değerli sendikacımız Güral Erçakır anılarını boyle dile getirirken, o gunlerde 14 Ağustos 1986 gunu Başbakan Turgut Özal ise Türk işçileri, Türk sendikacılan için iç açıcı olmayan göruşler ileriye süruyordu. Gazeteci Yalçın Doğan'ın sorulannı yanıtlarken "Esas mesele sendikaların politika ile uğraşmamalan. Bu bir anayasa meselesidir. Yani, eğer kalkıp da (ben politika ile uğraşacağım bana mani oluyorsun) derlerse bana hıç gelmesınler" diyordu. Sayın Başbakan Turgut Özal oldukça tutucu, demokrat nitelikleri pek az ve üstelik son zamanlarda militarizm eğilimlerinı gizleyemeyen bir partinin genel başkanıdır. Sendikaların politikadan uzak kalmalan böyle bir sağ partinin politikasına uyar. Bunun dışında bazı sağ partiler de demokrasi mucadelesi yapı>or gorunüyorlarsa da sendikaların politika yapamamaları onların da işine gelir. Bu nedenle hem partinin hem de Türk işçisinin geleceği açısından gunumuz koşullarında sendikalann politika ile uğraşabilme hakkının geri \erilebilmesi için görev SHP'ye düşmektedir. SHP bu konuyu demokrasi mucadelesi için yapılacak işlerin en başına irı harflerle altını çizerek kaydetmelidir. Siyasi yasaklar da anayasa emriydi, fakat, nasıl Türkiye'nin gündemine getirildi ve çözumü için çareler aranıyorsa, sendikalann partilerle işbirliği yapabilmeleri konusu da Türkiye'nin en güncel konusu haline getirilerek çözülebilir. Nitekim SHP hazırlamış olduğu ara seçim bildirgesinde bu konuda kararlı olduğunu açıkça belinmiş bulunmaktadır. SENDtKALARIMIZA VE İŞÇİLERİMÎZE DE... Sosyal demokrat partiler butün insanların a>nı değere sahip olduğu inancından hareketle, ekonomik toplumsal, külturel ve sınıf farkhhklanna karşı eşitlik için mücadele vermektedirler. Ülkenin kalkınması için herkesin yeteneği olçüsunde katkı sağlamasını, buna karşı da gereksinmesine yetecek kadar milli gelirden pay almasını isterler. Sosyal demokrat partiler her turlu refahm temelinde emeğin bulunduğunu, ışçinin çalışma isteğinin ulusal kaynak olduğunu kabul ederler. Işçinin işyerinde üretimde olduğu gibi yönetimde de yerini almasını en doğal hakkı sayarlar. Bu nedenledir ki, sosyal demokrat ideoloji Türk işçisini refaha ulaştıracak en geçerli yoldur. Gel gör ki, geçmişte sendikalanmız "partilerüstu politika" uygulamaları ile ellerindeki olanakları kullanmadıkları gibi, Turk işçi hareketine de zarar vermişlerdir. Hatırlayabildiğirniz kadanyla GenelIş, Yollş, Türk Deniz Ulaşlş, Petrollş, DYFlş, Turk Harblş, Gesİş, ToleyisBesinlş, Sağlıkîş, TezBüroîş ve Kristallş, konfederasyonun uygulaınakta olduğu partilerüstu politikadan vazgeçmesini istemişler ve bunun için de açıkça tavır koymuşlardır. Herhangi bir yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için arada bu farklılığı belirtmiş oluyorum. Sendikaların politika yapma haklannın geri alınmasında onlara da görev düşmektedir. Asıl görev ise bu hakkın sağlanmasından sonradır. Partilerüstu politika yerine Türk işçisini yuceltecek en geçerli yolun sosyal demokrat ideoloji olduğu gerçeği karşısında sendikalar, ulkemizin en buyuk sosyal demokrat siyasal orgütunü canla başla desteklemelidirler. Bu onlara düşün en büyük görev olacaktır. SONUÇ Yapılan ara seçimlerden sonra siyasal hayatımızda bugüne kadar gorulmemiş bir tablo ile karşılaşıldı. İktidardaki sağ bir partinin karşısında ana muhalefet partisi olabilecek kadar oy alan yine sağ bir parti beliriverdi. Almış olduğu oyların oranı, oylarında beliren önemli artış, destek veren liderin uzun yıllar ulke yonetiminde bulunmuş politikacı olması, butun muhalefetin sanki bu parti tarafından yapılması gerekiyormuş gibi bir izlenim verilmeye başlandı. Haklıhğı ve içtenliliği kolay kolay kabul edilemeyecek nedenlerle DSP'nin aynca seçime girmesi, sayın Bulent Ecevit'in ileri sürdüğü çeşitli yakıştırmalar, kendini yeterince anlatamama gibi etkenlerle oylannda azalma görülen SHP içinse, sanki, "oylann kadar konuş" dercesine bir hava estirilmektedir. Oysa iktidardaki ANAP ile yıldızı parlayan DYP karşısında SHP'ye daha zor görevler düşmektedir. Dikkat edilecek olursa DYP "yasaksız Türkiye" sloganı ile sadece Sayın Süleyman Demirel'in hakkını savunmakta, kısıtlı bulunan birçok hak ve özgürlüklerin gen alınması için herhangi bir hareket koymamaktadır. Ara seçimlerden sonra anayasanın değiştirilmesi ve siyasi liderlerin yasak lannın kaldınlmasının gündeme getirilmesi olağandır. Bunun yanı sıra birçok hak ve özgürlükler ve bu arada sendikaların siyasetle uğraşabilme hakları geri istenmelidir. 13 EKİM 1986 \ra seçimlerden sonra anayasanın değiştirilmesi ve siyasi liderlerin yasaklarının kaldınlmasının gündeme getirilmesi olağandır. Bunun yanı sıra birçok hak ve özgürlükler ve bu arada sendikaların siyasetle uğraşabilme hakları geri istenmelidir. Sosyal Demokrasi ve Sendikalanmız CUMHURtYET'TEIV OKUBLARA... OKAY GÖMNSİN GÜNGÖR MAZLUM, Eski Edirne Belediye Başkanı Isveç Sosyal Demokrasi Parti sendikaların siyasetle uğraşmalasi'nin (SAP) 1975 yıhndaki ku rı yasaklanmıştır. Bu durum sağ rultayında son şeklini alan prog partilerin işine yaramakta, fakat SHP gibi sosyal demokrat bir ramının ilk cümlesinde "Sosyal Demokrat Parti, demokrasi ul parti içinse zararlar taşımaktadır. küsünü toplum düzeninin her Çunkü sosyal demokrat partiler katına yaymak, bire>ierinin ken sendikalarla iç içe, dayanışma içinde çalışarak başarıya ulaşadi aralanndaki ilişkilere egemen kılmak ve böylelikle herkese zen bilirler. Siyasal iktidar olduktan sonidki başarılan da bu şekilde gin, anlamlı bir yaşam sağlamak ister" denilmektedir. Isveçte ol devam edebilir. Bu nedenle sendikaların siyasetle uğraşabilme duğu gibi öbur ulkelerdeki butun sosyal demokrat partiler de de haklannın sağlanabilmesi için SHP'nin konu>oı gündeminın en mokrasiye temel ilkelerinin en başına alması, etkili bir çaba başında yer vermişlerdir. Kuruiçine gırmesi kaçınılmaz bir goluşlanndan bu yana yuzyılı aşan süre içinde demokrasi mücadele revidir. si lokomotif gibi en başta giderSosyal demokrat partilerle ken, eşitlik, dayanışma, emeğe sendikalann elbirliği yaparak çasaygı gibi değerler daha kolay lıklışmaları bir zorunluluktur. Bu la geliştirilebilmiştir. zorunluluk ıse birinin sosyal demokrat, diğerinin ise işçi kuruUlkemizde de demokrasinin luşu olmasından kaynaklanmakgeliştirilmesi, bütun kuralları ile işlerlik kazanması ve toplumu tadır. Nitekim kısa bir sure önmuzun her katına yaygınlaştın ce Almanya'da Willy Brandt'ın lıp benimsetilmesi göre\i, once partisi SPD ile Alman Işçi Sendikalan Birliği (DGB)'nin ortaklikle sosyal demokrat görusun en buyuk siyasal örgütü SHP'ye laşa çalışmaları güzel bir örnek düşmektedir. Af konusu, işken olarak gösterilebilır. Bu çalışma ki, yüzyılı aşan bir zamandan bu ce olaylannın onaya çıkarılmas\, 1402 sayılı sıkıyönetim yasa yana olduğu gibi bundan böyle gene butun dunya sosyal demoksına dayandınlarak memurların ratlanna yol gosterecektir. Alişlerine son verilmesi, güvenlik man Sosyal Demokrasi Partisi 1 soruşturması ve siyasi yasakların nin (SPD) program kurultayı kaldırılması konularında 25.8.1986 tarihinde Nurnberg'de SHP'nin vermiş olduğu uğraşı yapıldı. lşte bu kurultaya sunuküçümsenemez. lan program tasiağı ilkelerinin SPD ile DGB'nin ışbirliği ıle dört İŞÇİLER StYASETE yıldan bu yana partiye bağlı on KAT1LMAK ZORUNDADIR bin yerel parti binminde ele alın1982 Anayasası ıle ulkemizde dığinı gönıyomz. Böylece bu taslak program 250 birimden oluşan partinin alt bölge kademelerinde tartışılmış, daha sonra da 22 ana bölge birimine ileülmiştir. Bu taslak partinin karar ve yönetim kurullan ile program komisyonundan geçip 440 delegeden oluşan parti kurukayına kadar gelebilmiştir. Netice olarak yaklaşık 3 milyon partilinin eğilimleri ve özlemlerini içeren bu taslak program, parti ile sendikanın en guzel dayanışma örneğini vererek mukemmel hale gelebilmiştir. Iki binli yılların toplumsal gereksinmeleri dikkate alınarak hazırlanan bu olumlu yapım uzun yıllar butun sosyal demokratlara ışık tutacaktır. Yine İsveç"ten örnek vermek istiyorum. İsveç Sosyal Demokrasi Partisi (SAP) 1889 yılında kurulmuştur. jsveç İşçi Sendikaları Merkez Örgutu LO (Landsorganisatıon) partiden dokuz yıl sonra 1898 yılında kuruldu. Is\eç işçilerinin siyasal örgütu SAP, mesleki örgütu ise LO'dur. 8 milyon nufuslu ülkede 2 milyona yaktn işçi sendikaya kayıtİıyken, aynı zamanda partiye de kayıtlı bulunmaktadır. LO'nun kuruluşundan bu yana iki orgut sadece seçimden seçime birbirlerine destek vermiyorlar, siyasal amaçlanna ulaşmak için ortaklaşa hazırladıkları plan ve programlar dahılinde surekli bir çalışma yürutuyorlar. Ağaçlş Genel Başkanı Güral G Gazeteci Vicdanı ; erçi Amerikan basını kendl yönetimleri taraftndan Vietnam savaşından U2 olayı, Kübefya Domuzlar Körfezi çıkartmasına kadar bin?ok önemli olayda kandınlmıştı, ama son Kaddafi olayı butün basını kendisiyle yeni bir hesaplaşmaya getirdi. Bemard Kalb, eski ve deneyimli bir gazeteciydi. NBC ve CBS televizyonlannda, New Yark Times gazetesinde uzun yıllar çalışmış, son olarak da DtşJşleri Bakanlığı sözcülüğünü üstlenmişti. Ve Kalb, ABD yönetiminin uyguladığını öğrenir öğrenmez istifa ediyordu. Kalb Kaddafi ile ilgili olarak "yanlış haber yayma programı" ' gazeteciydi: "Günün sonunda kendimi bir gazeteci olarak tek başıma hissettim" diyordu, "Bir Amerikalı olarak, bir sözcü olarak, bir gazeteci olarak bir seçim yapmakla yüz yüze geliyorsunuz: Ya susup bir kenarda oturmayı kabulleneceksiniz, ya hiçbir şeye karşı çıkmaksızın her şeye boyun eğeceksiniz, ya da kendinizce bir karşı çıkışı benimseyeceksiniz." ve Kalb, kendini bir gazeteci olarak hissemği için "yanlış haber yayma" kampanyasına karşı çıkryordu. Oysa politikacı için böyle bir yargı söz konusu değildi. Dışişleri Bakanı Shultz, son derece pragmatik bir üslupla Churchill'in 2. Dunya Savaşı sırasında söylediği bir sözü tekrarliyordu: "Savaş anında gerçekler o denli değerlidir ki, yalan tarafından korunmalan gerekir." Ama Amerikan basını yerdeki sorun: "Bilgiyi istediği gibi yorumlayarak ' kontrolü artında tutan bir hükumete karşı basın özgürtüğünü, vatandaşların doğru haber alma haklarını olayı hemen derinlemesine tartışmaya başladı. Sorun her korumak." Bu kadar koiay güdümlenobilmiş olmalan. Amerikalı gazetecilerin canını çok sıkmış durumda. İlk • saptınlmış haberi yayımlayan Wall Street Joumal (ki [ tutuculuğu ve ana konularda Reagan politikasmı desteklediği herkesçe bilinir) hemen tepki gösterdi ve yetkili ağalardan "Ne yazık ki kurbanlar arasında biz de kârtı çıkan tek kişi, zararlı çıkması için elimizden gelen her şeyi yaptığjmız Kaddafi oldu" diyordu. lşte gerçek vardık" demesini bildi. Bu olayın sonunda kim kaybetti? Bir kere ABD yönetimi kuşkusuz. Bir yetkili "Bu olaydan dısı haberin, bilinçli ya da bilinçsiz olsun, güdümlü haberciliğin kaçınılmaz sonucu. Şimdi bu olaydan ders ' çıkarmaya çalışan Amerikan basını, daha başka ne oyunlara gelip gelmediğlni duşunüp duruyor. • Bol siyaset ve seçim havası içinde yaşadığımız eyiül ayında gazete tirajlan da her sonbahar beklendiği gibi . yükselmeye başladı. Cumhuriyet ise geçen sonbaharda. olduğu gibi oran olarak en yüksek arttşlanndan birine ulaştı, Cumhuriyet Dergili pazar sabşlan da 160 bin gibi önemli bir noktaya oturdu. Eylül 1986'da büyük gazetelerin gunlük ortalama net satışlan söyle oldu: Gençleri Topluma Kazandırmak... OKTM AKBAL EVET/HAYIR OKURLARDAN Alacağım ne zaman ödcnecek? Emekli bir memurum. tstanbulKadıköyGoztepe Gelir Vergisi mükellefi olarak (GA39164), mutevazj bir fotoğrafhane açmışttm. 1981 yılında 50,000 TL. peşin vergi odedim ve 20 Mart J9S2 yılında da bu işyerini kapadım. Ödediğim peşin vergiden, işyerini kapadığım tarihe kadar tahakkuk eden vergim duşüldukten sonra 22.500 TL. alacaklı kaldım. Bu parayı alabilmek için: 24.5.1982 2.8.1983 ve 16.5.1984 tarihlerînde yazılı olarak; müteaddit defalar da sözlu olarak Kadıköy Gelir Vergi Dairesi Mudürluğu 'ne müracaatlarda bulundum. Defterlerimi, faturalarımı, vs. istediler, götürdum. Her seferinde "Biz seni çağırtnz" dediler. Aradan 5 yıl geçmiş olmasına rağmen beni çağıran, dilekçelerime cevap veren olmadı. Şimdi ben yetküilerden soruyomm: 1. Benim alacağım ne zaman ödenecek? 2. Bu alacağıma bir gecikme zammı ilave olacak mı? 3. 19811986 (5 yıllık) değer kaybı da hesaplanacak mı? SÜLEYMAN SABRİ UYANIK LİSKUR DERSHANESt K.MALTEPE/tSTANBUL Org, gitar, nota dersleri. 336 22 20 Daktilo bilen sekreter aranıyor Tel: 150 15 98 Bir gazetede ikı küçük çocuğun resmini gördüm: Anneleri 'siz burada bekleyın' demış. gıtmış bir daha gen dönmemış 'Ortadirek çocuklannı başından atiyor" diye yazıyor gazete. Geçenlerde bir baba yeterınce bakamadığı çocuklannı öldürmüştüT.. Günden güne halkın tepesine çöken geçim sıkıntısı korkunç bunalımlara yol açıyor. Evlerinden kaçan kızlar, çocuklar, yıkılan yuvalar, dağılan aileler, artan suçlar... En acısı da evsiz barksız, ailesiz kalan küçük çocukların durumu... Ne olur bunlar? Sokakta bulursunuz, karakola götürürsünüz, polis amcalar bunlara çay içirir, simit alır, sonra bir yuvaya teslim ederler. O yuva nasıl bir yerdir, ne olur çocuklar oralarda?.. Kim ilgilenır onlarla? Ne yer ne içerler, nasıl bakılırlar, yarınlarda iyi bir yurttaş olmaları için nasıl bir eğitim ve öğretimden geçerler? Bunlar gereğince bilinmez. Sayın Cumhurbaşkanı bu yetıştırme yurtlarını arada bir gezıyor, incelıyor, gerekli uyanları yapjyor. Ama genellikle bir değişme, olumlu bir gelişme var mı? Once bu binlerce kimsesiz çocuğu kapsayacak kadar yeterli yeni yuvalar, yurtlar açılıyor mu? Geçen gün bir gazetecı arkadaş bir olay anlattı. Binlerce, onbinlerce kimsesiz çocuktan birinin serüvenı . Yaşı 18'i geçen bir genç sokakta kalmış. İşsiz güçsüz, kemsesız yardımsız. . Yaş sınırına geldin, haydi dışarı demek kolay, ama sonrasını düşünmemek de olur mu? A. ili Merkez Yurdu ile ilgili uzun bir mektup aldım. "Anne baba sevgisinden uzak, sevginin açlığını yaşayan kimsesiz çocuklar"m durumu acı bir dille sergilenmiş. "Çoğumuz doğar doğmaz, bir çoğumuz biraz büyükceyken düştük yurtlara. Çocuk yuvaJannda 07, yurtlarda 718 yaşlanna kadar banndınlmaktayız. Şimdiye kadar hıç yoktan iyidir diye sesimizi çıkarmadık. Dayandık, yaşımız da kuçüktü. Sığınacak yer, ilgi gösterecek makam arıyoruz." Mektuptan bir bölümü olduğu gibi sunuyorum: "önceleri yetiştirme yurtlarının hangi bakanlığa bağlı olduğu belli değildi Hayırsever yurttaşların yardımlarıyla yetışiyorduk. Son zamanlarda Sayın Evren'in özel ilgisiyle yurdumuz Sağlık Bakanlığı'na bağlandı. Ayrıca çıkarılan bir yasayla öğrenimini sürdürenler de 25 yaşına kadar yurtlarda barınabilecekler. Ancak yasaya karşın yurdumuzda adilce bir uygulama göremiyoruz. Sandık ki, kızlar artık kötü yola düşmeyecek, okuyan kardeşlerimiz eğitimlerini tamamlayabilecek. Okumayan da, bir iş bulup çalışabilecek. Öyle bir şey olmadı. Üniversite öğrencilerinin yurtla ilişkileri kesildi. Geçen yıllarda küçük bir kardeşimiz hastaydı, ılgisızlikten ölüme sığındı. Tabii ki olay teşhis konulamayan hastalık' diye örtbas edildi. Kardeşlerimizın ifadelerı dahi alınmadan acımasız kararlar veriiiyor. Küçük kardeşlenmız sopayla, büyükler yurttan atılarak, 'ehlileştirilmeye' çalışılıyor. Bunun sonu nereye varacak? Acımız hiç mi hiç bitmiyor! yetiştirme yurtlannı çiftlik olmaktan kurtarmak için çaba gösterenlere bir uyarı: Soruşturmalan yöneticilerimizle sohbet ederek değil, en küçük kardeşlerimize sorarak yürütünüz." Bir cezaevinden genç bir okur yazıyor: "Birçok şeyden yoksunuz. Her şeyden önce eğitimden yoksunuz. Kitaplıkta bir çok kitap var, defalarca istedik verilmedi. Dısardan aldığımız kitaplara da el konuluyor. Yönetim başındakiler Atatürkçüyüz diyorlar, ama Atatürk'ün eğitim anlayışından haberieri yok. Cezaevine her şeyi sokabilirsın, ama kitap asla! Kitap daha zararlı sayılıyor. Kitaptan korkuyorlar. Bizler beyinleh uyuşturucu haplaria hantallaşmış birer robot olarak topluma döneceğiz. Konuşmalarda, gazetelerde insan haklarından söz ediyortar. Bu hakları savunanlar biraz da bizlerle, cezaevlerındeki genç mahkumlarla ilgilensinler." Cezaevterinde çocuklann ve genç mahkumlann yaşadığı kcğuşlar; çocuk yetiştirme yurtları ve yuvaları durmaksızın kanayan birer yaradır. Buralarda binlerce genç insanımız yaşıyor. Kimi, bir suç isledi diye içeri atılmış, kimi anadan babadan yoksun olduğundan "devlet koruması'na alınmış... Ne arayan var, ne soran var onları! 25 milyon insanımızın yaşı yirmıden küçük... Yarınımız bu çocuklann, bu gençlerin elinde... Öyleyse, yurtlardakı, yuvalardaki, cezaevlerindeki gençlere, çocuklara gereken ilgiyi, yakınlığı gösterelim, onları topluma kazandırmanın yollarını arayalım, bulalım... 120 llralık gazete Cumhuriyet Hürriyet Milliyet Günaydın Tercüman Güneş Türkiye Ysni Asır 13Z822 693.534 251.104 219.418 179.514 175.886 160.421 90.307 607.586 107.060 337.098 €3 EGEBANK Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavına Çağrı. 1 Sınava katılabılmek ıçın, a) T C vatandaşı ve erkek olmak, b) Siyasal Bılgıler, Hukuk. Iktısat. Işletme. Idarı Bılımler Fakultelen ve unıversıtelerımızın Ekonomı, Işletmecılık İş idaresı Bolumlen ıle Mıllı Eğitim, Gençlık ve Spor Bakanlığı'nca bunlara eşıtlığı kabul edılmış yurt ıçı ve yurt dışmdakı fakulte ve yüksek okullann bınnden mezun olmak c) Sınav tanhınde 30 yaşını doldurmamış olmak, d) Askerlık hızmetını yapmış olmak, e) Sağlık durumu Türkiye'nin her yerınde gorev almaya ve teftışın gerektırdığı yolculuklan yapmaya elverışlı olmak, f) lyı hal sahibi olmak ve yapılacak mceleme sonunda sıcıl ve karakter bakımından mufettışlık mesleğıne gırmesıne engel bir durumu olmamak g) Daha once Bankamızın Mufettış Yardımcılığı Sınavına bırden lazla katılmamış olmak gerekmekted'r. 2 Sınavlar yazılı ve sozlu olmak uzere ıkı bolumdur Yazılı sınavlar 25 ve 26 Ekım 1986 ıCumartesı ve Pazari gunlerı Izmır, Istanbul ve Ankara da yapılacaktır Yazılı sınavlarda başarı gosteren adaylar ayrıca tarıhı bıldınlmek suretıyle. Izmır de yapılacak sozlu sınava davet edıiecektır. 3 Sınav konuları adaylardan ıstenecek belgeler, Mufettış Yardımcılarmın kazanacakları haklar ve dığer koşulları açıklayan broşurler Izmır'de Teftış Kurulu Başkanlığı'ndan ve şubelerımızden sağlanabılır 4 Sınava katılacakların gerekli belgelen en geç 17 Ekım 1986 Cuma gunu mesaı bıtımıne kadar bir dılekçe ıle âşağıdakı adrese vermelen veya bu tarıhte Başkanlık'ta bulunacak şekilde gondermelerı rıca olunur. 5 Sınav Konuları Hukuk (Medenı Hukuk, Borçlar Hukuku, lcra ve Iflas Hukuku, Tıcaret Hukuku) Iktısat (Genel Iktısat. Işletme Iktısadı, Mıllı Gelir, Para, Banka, Kredı, Mılletlerarası Iktısadı llışkıler ve Kuruluşlar) Malıye (Gelir ve Kurumlar Vergısı Kanunu, Gıder Vergılerı Kanunu, Vergı Usul Kanunu) Muhasebe (Tıcarı Muhasebe Banka Muhasebesı, Bılanço ve Mah Tablolar Analızı) Yabancı Dıl (Ingılızce, Almanca ve Fransızca) Yabancı dıl tercıh sebebı olacaktır 6 Sınav Içın Gerekli Belgeler Smava katılmak ısteyenlerm kendı el yazıları ıle yazacakları ozgeçmışle'inın bir ozetı (Bu ozgeçmışlerın ıçersmde bıtırılen fakulte veya yuksek okul, medenı hal, askerl'k gorevının yapılıp yapılmadığı halen ve evveice çalışılan kurumlar bu kurumlarda hangı tarıhlerde ve ne gıbı görevler yapıldığı. bu kurumlardan ayrıhş nedenlen, yazıh sınavlara hangı ılde ve hangı yabancı dılden gırıleceğı ıle açık haberleşme adresı de belırtılecektır) Nufus cuzdanının noterden onaylı bir suretı, Yuksek oğrenım dıploması veya mezunıyet belgesınm aslı ya da noterlıkçe onaylanmış bir suretı, Cepheden ve yenı çekılmış 6 tane 6x9 olçüsunde vesıkalık fotoğraf + 24.106 • t 100 liralık gazeteler 80 llralık gazete Sabah 60 liralık gazete Buh/ar + 3a 774 + 18.929 3.893 + 34.369' + 3a847 + 7.196 ' + 11.778 + 8.842 + 3.954 + 34.795 50 liralık gazete Tan "Lider Marka"dan Yeni Çamaşır Makinesi Geliyor! Hanımlar! Deterjan elden, su gölden gelmiyor. Bunu, sizin kadar düşünüyorum. Önce tasarrvf diyen, bütçenizi kollayan, markası sağlam, yeni bir çamaşır makinesi geliyor! ARÇELİK SKARTALLAR 2.500. TL.'ye 131 MURAT KARTAL YENİ FullAutomafic KARAKARTAL 131 Murat Kartal 5 0 0 adet Grundig Özel Radyo BİLET SATIŞ YERLERİ • BEŞİKTAŞJIMNASTİK KULÜBÜ • MİLLİ PİYANGO BAYİLERİ • SPOR TOTO BAYİLERİ • HALK EKMEK SATIŞ BÜROLARI • SEMT FIHINLARI, • MAĞAZALAHDA VE HER YERDE. Midyat eşrafından Sabri Nehrozoğlu'nun eşi, Mardin Milletvekili Kenan Nehrozoğlu ile Merkez Valisi Kemal Nehrozoğlu, Nezahat Direkçi, Nebahat Kutar'm anneleri, Mehmet, Adnan, Aydemir, Erdoğan, AJımet, Hatice, Murat, Ümit ve Inci'nin büyükanneleri salihatı nisvandan VEFAT Hacı BEfflYE NEHROZOĞLU 11 Ekim 1986 gecesi vefat etmiştir. Tanrı rahıncı eyleye. AtLESİ €9 EGEBANK Gene/ Mudwiuı> Teftış Kurulu Başkanlığ* Gazı Bulvan 58 35210 !zrvır BEŞIKTAŞ ŞAMPİYONLAR PİYANGOSU ÇEKİÜŞ: 13 ARALIK 1986, SPOR VE SERGİ SARAYI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear