02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 EYLÜL 1985 EKONOMt CUMHURtYET/U TURKIYE'den Toptancıya ambalaj standardı bugün ANKARA, (a.a.) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen ambalaj standardı uygulaması, toptancı asamasmda başladı. Piyasada satılan mallara ilişkin bilgilerin ambalajlar üstünde bulundurulmasını öngören, "ambalaj standardı"nın 17 temmuzdan itibaren zorunlu olarak uygulamaya gireceği acıklanmış, piyasada gerekli uyumun sağlanabilmesi için karar, üretim ve satış aşamalarında kademeli olarak ertelenmıştı. Üretim aşamasmda ambalaj standardı uygıuamasına 15 agustos tahhinde geçilmişti. Başlangıç için öngörülen tarihin pazar günune rastlaması nedeniyle fiili uygulaması dün yerine bugün başlayan ambalaj standardı uygulaması gereğince toptancı fırmalar, ambalaj üzerinde mala ilişkin bilgiler içeren etiket bulunmayan malları perakendecilere satamayacaklar. Toptancılann perakendecilere gönderdikleri mallann ambalajı Ustünde, üreten flrmanın adı ve adresi, üretim tarihi, içerdigi maddeier, agıriık, uzunluk veya hacim olarak net iiriın miktarı gibi bilgiler bulunacak. Borçlu armatör, bankaları C^ecekondular yıhıhın yeni krediye mecbur ediyor ioplu konuta arsa çıksın Konut seminerinde bir öneri 1 9 8 3 sonu ıtibanyla 5.4 milyarhk alacağmı idari takiple, 2.6 milyarlık alacağmı da yasal takiple tahsile çalışan Denizcilik Bankası, bu yıl 1 milyarlık deniz kredisi verdi. İlgililer, gemileri kolay haczedemediklerini, çünkü bu gemilerin gösterilen değerden genellikle daha az para ettiğini belirterek, "Belki çalışır da öderler diye, borçlarını ertelemek zorunda kalıyoruz" diyorlar. DENİZ TEZTEL Bunalımdaki Türk Deniz Ticaret Filosu'nun üst üste yığılan banka borçlan ve bu borçlann biriken faizleri, çözümsüz bir sonın olmaya devam ediyor. 1980 öncesi ve sonrasında denizcilik sektörüne kredi olanağı yaratan belli başh kuruluşlardan biri olan Denizcilik Bankası'nın 1983 yüı sonu itibanyla toplam 2 milyar 64 milyon 373 bin liralık alacagını yasal takiple almaya çalışması na karşın, son bir yılda 1 milyarlık deniz kredisi verdigi belirtiliyor. Armatörlerden bir türlü tahsil edilemeyen kredi borçlanna rağmen, yeniden Denizcilik Bankası'nın kredi vermek zorunda olması; bu sektörden alacaklannı tahsil etmenin hemen hemen olanaksız bulunmasından kaynaklanıyor. tlgüiler banka alacaklannı kapatmak için haczetmeye yöneidigimizde, gemiler gösterilen değerden çok daha az bir deger taşımaktadır diyorlar. örneğın değeri 2 milyon gösterilen geminin ancak 1 milyona alıcı bulabılmesi mümkünse, kredi veren banka için yine aynı gemiye "belki çalışır da borcnnn öder" diye "yeni bir kredi" vermekten başka çare kalmayabiüyor. Bu çerçeveden bakıldığında: Başbakanbk Yuksek Denetleme Kurulu'nun 1983 hesap dönemi raporunda 83 sonu itibanyla idari takiple toplam 5 milyar 466 milyon 22 bin 414 liralık alacagın, yasal takiple de 2 milyar 64 milyon liralık alacağın tahsiIİBC çahşıldığı belirtilirken... Son bir yıldır Denizcilik Bankası'nın son bir yılda 1 milyar krediyi neden verdiği daha iyi anlaşılabiliyor. Nitekim söz konusu Başbakanlık raporunda da alınan krediterin anapara taksitleri ile devre falz ve masraflannı süresinde V Ati Kocman ne dedi? Sorunlar katmerli Bankalar, altın satışına isteksiz İSTANBUL, (THA) Merkez Bankası Başkanı Yavuz Canevi'nin, bankalara altın satış imkânı tanıyacaklarını bildırmesı üzerine bankacılar, bankaları bu piyasaya sokmanın altın piyasasındaki tekeli kaldırması açısından yararb olacağını, ancak altın piyasasımn döviz piyasası kadar geniş olmamasından ötürü, dövizde olduğu kadar başarıya ulaşılamayacağını belirttiler. Işü: Sanayileşme, yabancı sermayeye havale edilemez Ekonomi Serrisi Eski Enerji veTabıi Kaynaklar Bakanı Erhan Işıl, "Yabancı sennaye hiç de Başbakan'ın dediği gibi işin çivisi degildir. tşin çivisi, başta egitim olmak üzere ugraşma, çalışma, kafa yortna, yatırım yapma ve sanayilesmedir" dedi. Erhan Işıl, Yankı Dergisi'ne yaptığı açıklamada, hükümetin'yabancı sermaye olsun da ne olursa olsun' türünde bir politika izlediğini vurgulayarak şöyle konuştu: "Yabancı sermaye Ue ilgili olarak çekimseriikten öte ciddi sorunlar vardır. Kendi başına çekimserlik anlamlı ve gecerli degildir. Birinci nokta hiçbir ulusun kalkınmasını ya da aynı şey demek olao sanayikşmesini yabancı sermayeye havale ederek işin içinden kolayca, daha dogrusu tembelce sıynlamayacağını bilraesi gerekir. Erimn IplEıki Başbakanın işin çivisi dedigi yabancı sermaEntrji Btkaru. ye, hiç de işin çivisini degildir." Dünya denizdliği bir kriz içinde. Türk denizciliği de öyfe. Bu imkânstzlıkıan kaynaktanıyor. Armatörierin büyük finansman zorluklan var. Bir fvrma var hiç gemi almamış, bir başka firma var 23 gemi almış. Gemiler almdığında kriz vardı. Birkaç yü içinde geçer diye düsiinüldü. Bugün ise, kriz artmış duntmda. Kriz ftç yıl artarak devam ettL Üç yıl önce alınan gemiyi yiizde 4050'sine şimdi satamazsın. Hadise katmerlendi. Türk gemilerini» para kazanması maddeten mümkün değiL Piyasa rayici o kadar duştü ki, bununla kazamimaz.Gemikri bağh tutmak daha iyi. Bu Türkiye'de meydana gelmiş olay değiL Şimdiye kadar göriümemiş boyutlardaki en skıntdı sektör. Devtet çtkıp para dağıtmayacağına göre çözümler talidir. Rahatlatıcı uygulamalar yaptlabilir. örneğin, ytizde 5 ödeyemeyen bazı flrmalann muaccd borçlannın bir bölumünün yeni kredflerden yaptlan tahsilatlaria kapatıidıgı, kalan borçlann ertelendiği ve firma ile varılan anlaşmalar sonucu taksitlendirildiği belinilerek şöyle deniliyor. "Borçlan erteienen ve belirli vadelerde ödenmek üzere takside baglanan bu firmalardan bir kısmı borçlannı laksit vadelerin Koçman Bmkatar gtmllrre d koytfüar nt yapacakler? nhtım resmi vergisi var. Denizdeki yüklerden alımyor. Her hükümeıe bunu ya kaldmn ya da kara, demiryollanna da koyun dedik. Ancak deniz yoluyla gelen yükten alımyor. Buna karşın kara taşımacıiığı tefvik edüdi. Bu arada ödenmeyenfaizler var, daha da artıyorfuizler ödenmeyince, bankalar gemitere el koymak istemiyorlar. El koysalar ne yapacaklar, daha bOyuk sorun. de odememişlerdir. Esasen bu firmalardan bir kısnunın tasflye olunacak alacaklarda izlenen borçlan da bulunmakUdır." Başbakanhk Yıiksek Denetleme Kurulu raporunda, yasal *takipteki alacaklann artış nedeni"de şoyle açıklanıyor: "Kredilendirilen firmalann isabetli seçUmeyişi, istibbaraüanna gereken özenin gösterilme Fındık yerine Amerikan bademi ORDU, (Cumhuriyet) Fındık ile ABD bademi arasındaki soğuk savaş tüm şiddeti ile devam ederken, tehlike kapıya dayandı ve Amerikan bademi Türkiye'ye girdi. Istanbul'da bulunan dışalımcı bir şirket, pasta ve şekerleme sanayünin fındık yerine ABD bademi kullanma kararı almasından yararlanarak bol miktarda Amerikan bademi ithal ederek piyasaya sürdü. Amerikan bademi iç piyasaya 550 liradan girdi ve 650 liraya kadar yükseldi. Karadeniz Fındık îhracatçılan Birliği Başkanı Coşkun Köksal, tehlikenin büyüklüğüne işaret ederek, "Amerikan bademi yiizde 20 oranında bile kullanılsa 70 milyon kilo fındık noksan kullanıhr. Bu nedenle ithali yasaklanmalıdır" dedi. yişi, yeni karulmuş ve deneyimi bolunmayan firmalann yiiksek tntartarda kredüendirUıniş otanalan, firmalann devamlı izlenmemesi, özellikle deniz kredüerinin projeye dayah ve aynı kişilerin knrdoklan çeşitli ortaklıklann kredilendirUmiş olması ve bonlann borç ödemede sduntrya diişerek taalıhötlerini yerine getirmemeleri.'* Başbakanhk Yuksek Denetleme Kurulu raporunda, banka kaynaklanyla TC Merkez Bankası'ndan sağlanan imkânlar ve tesis olunmuş fonlardan; deniz sanayii ve ticaretinin geliştirilmesini sağlamak, gemi satın almak, inşa etmek, onarmak, donatmak, tersane kurmak ve tevsi etmek üzere bankaca açılan deniz kredüerinin toplamının 1983 yıb itibanyla 24 milyar 857 milyon 700 bin lira tuttuğu belirtiliyor* Raporda, deniz kredilerinin yüzde 22.1 oranındaki 5 milyar 487 milyon 800 bia lirasının Maliye Bakanhgı fonlanndan, yüzde 77 oranındaki 19 milyar 140 milyon 200 bin lirasının TC Merkez Bankası kaynagından, yüzde 0.9 oranındaki 229 milyon 700 bin lirasının da banka kaynaklanndan verildiği vurgulanıyor. llgilüer, 1980 sonrası Türk Deniz Ticaret Filosu'nun gelişürilebilmesi için kredi destekleri, kolay hklan getınldiğinı, bazı engellerin kaldınldığını, ancak gelişmeyi sağlamak için verilen bu kredilerin alabildiğine tutarsız bir şekilde kullanüdıgaru belirtiyorlar. Gemi için alınan ucuz ve ehven kredinin tamamımn gemiye yatınlmadığı, başka alanlarda kullanılıp gemiye yatırılrtuş gibi gösterildiği bildiriliyor. 1 9 7 8 yılını BM'nin "uluslararası evsizlere barınak yılı" ilan etmesi vesilesiyle bazı olanaklardan yararlanılabileceği belirtildi. BURSA (a4L) Uhıdag'da düzenlenen Toplu Konut Fonu uygulamalan seminerinde toplu konut üretiminde yeterli ve ucuz arsa bulunulamamasından yakınıldı. Seminere bir bildiri sunan Kutlutaş Konut Holding Genel Müdürü Saüh Köprülü, bu sorunun çozümü için şu oneride bulundu: "tstanbol, Ankara ve tımirde yaşayan 10 milyon insandan 63 milyonanun oturdugu gecekoadnlar, genellikle en güzei semtterdc balnnayor. Buaa ragOKfl ba gecekondaiar kentterimizi gerek estetik, gerekse sosyal yaşantı yönünden çirkinleştirmektedir. Gecekondm bölgelerinin metropoUerimize getirdigi en önemli imkân, bu ça|dışı insan bannaklannın yıkılarak yerieri•e çagdaş toplu konutlano kundacağı boş arsa naglaraası olacaktır. Üç buytik kentimizden birinden seçilecek gecekondu semt ya da semtlerini, cagdas uydu kente dönüştürecek eksiksiz projtiere basvunüması halinde, Avnıpa Iskan Foon'ndaa yarartaama otanagı da gerçekkştirüebaecekÖr." TünSe Başkanı Sami San ise, Tbplu Konut Fonu'ndan destek görecek projeler tanımlanmadiğı için, fınnaların bir türlü harekete geçemediğini belirtti. 1985 yıhnda uygulanan devlet ihaleleri tebliğinin büyük firmalara iş alabilme şansı lanıdıgını savunan TimSe Başkanı Sami San sözlerini şöyle sürdürdu: "Bu tebligle büyük fırmalara ayncalık tanınmışür. Makine parkı ve mali bakımdan çok gücItt olan firmalar, btedikleri kadari ır. Küçük ve orta caplı firmalann iş alabUmesi, imkftnsız hale gelmiştir. Uygulama bu şekilde devam ederse meydan holdinffere kalacaktır ve tam manasıyla tekeDeşme olacakür ve holdingler diledigi şartlarla dilediği işleri almaya devam edeceklerdir." Teşviksiz satsuma sınırı geçemeyecek tZMİR (Cnmhuriyet Ege Bürosu) thracatcüar, bu yu rekor duzeyde beklenen satsuma üretimine karşılık, hükürnetin uyguladığı teşvik tedbirleriyle satsuma ihraç edemeyeceklerini öne sürduler. Ege bölgesi Yaş Meyve Sebze Îhracatçılan Birliği Başkanı Atıl Akkan, satsumarun ağaçta çürümeye de terk edilemeyeceğini belirterek, "Bunlar asitli olduğundan mutlaka toplanır ancak ondan sonra çüriimeye terk edilir" derken, satsuma ihracatçısı lzzet Ürüncü de, Yunanistan'da yüzde 32, Ispanya'da yüzde 28 vergi iadesinin uygulandığı satsumaya, Türkiye'de ancak yüzde 2.75'lik vergi iadesi verildiğini söyledi. Satsumada bu yılKi üretim artışıyla rekoltenin yüz bin tona ulaşacağını belirten Ege Bölgesi Yaş Meyve Sebze îhracatçılan Birliği Başkanı Atıl Akkan, halen uygulanan teşvikleri ve ihracat yapılamamasının nedenlerini şöyle açıkladı: "Satsumada bize rakip iilkelerde uygulanan vergi iadeleriyie, Tiirkiye'de uygulanan iadeler arasıadaki fark çok büyük. Yaş sebze meyve ihracatı oldukca riskli ve bu nedenden dolayı da büyük holdinglerin pek yapmak istemedikleri bir iş. Çünkü en ufak aksamada tüm ürün bozulabilir. Daha önce yüzde 5 olan satsumadaki vergi iadeleri yüzde 55 düşnrüMü. Şimdiyse ihracatçı ancak yüzde 2.75'lik bir iade alabilmektedir ki bununla telefon ve teleks ücreüeri zammını bile karşılayamay. • • ÜNLÜ ROMANCI FUENTES'tN UYARI ÇAĞRISI: Castro ve Kissingerh dinlemezsek Latin Amerika patlüyacak Ekonomi Servisi Meksikalı ünlü romancı ve eski büyükelçi Carlos Fuentes, Latin Amerika1 nın dış borç sorununa kapsamlı bir çözüm bulunamaması halinde bunun çok dramatik sonuçları olabileceğini ve Latin Amerika için "mali bir Pearl Harbor" olayına yol açabileceğini belirtti. Ünlü yazann bir konuşmasından bazı bölümleri bir makale biçiminde sütunlanna aktaran International Herald Tribune gazetesinde yer alan sözlerinde Fuentes, başta ABD olmak uzere bütün dünyanın Henry Kissinger ve Fidel Castro gibi borç sorununa toptan çözüm önerenlere kulak vermesini, bu yapıhiıadıgı takdirde Latin Amerikada büyük toplumsal patlamalar'olabileceğini ileri sürdü. Latin Amerika ulkelerinde kişi başına üretimin hâlâ 1977 yıh düzeyinde olduğunu hatırlatan Fuentes, yılda 95 milyar dolar ihracat geliri olan Latin Amerika ülkelerinin buna karşılık her yıl 45 milyar dolar dış borç faizi odemek zorunda olduklannı, bunun da sürekli yoksullaşmaya yol açtığını belirtti. Latin Amerika Ulkelerinde orta sınıfların geleceğe dönük olarak tüm iyimser beklentilerini kaybetme devrimini yaşadıklannı belirten Carlos Fuentes, büyük kentlerin çevresinde marjinal bir yaşam sürdüren milyonlarca kişinin ise "kaybedecek hiçbir şeyi olmayan depolitize yığınlar" oluşturduğunu ve toplumun ayncahkh kesimlerine yönelik bir baskaldırıya hazır bulunduğunu ileri sürdü. Bu yığınların demagog politikacılarca her türlü şiddet hareketinın içine süruklenebileceğini kaydeden Fuentes bunun da ye Carlos Fuentes Dış borç soruniden otoriter rejimlere ortam hazırlayacağını vur nu Latin Amerika için 'mali bir Pearl Harbor" olayına yol açabiUr. guladı. t3AI\KASI SKTiSAT SERMAYE PtYASASINDAN Dünyu borsalaruıdcı geçen hofta Uluslararası borsalarda dolar, geçen hofta basındu ABD ekonomisi hakkmdaki iyimser haberter ve beklentilerin etkisiyle yükselerek çargamba günü son iki ayın en yuksek değen olan 2.97 marka kadar çıktıktan sonra geriledi, hajta sonunda 2.9170 marka kadar düstü. Hafta içinde 1.30 dolann da altına inen sterlin ise 1.3355 dolara çıkn. LONDRA BORSASI Haftayı 1329 puanın üzerinde açan Financial Times 100 endeksi sürekli bir dusufle 1300 puan dolayına geriledi. Borsada çesith şirkeller arasında süren ele geçirme mucadelelen i/gı çektneye devam etti. Suudi Arabisıan'm petrol üretimıni arlıracağı vefiyat politikasında değışiklikler yapacağı yolundaki haberler sterlini olumsuz yönde etkilerken petrol firketlerinin hisselennde önemli düsüşlere yol açtı. NEW YORK BORSASI: Genel olarak durgun bir Hafta geçiren borsada flyatlar sürekli olarak geriledi. Geçen haftayı 1335 puanla kapatan Dow Jones endüstriyel ortalamast, hafta boyunca 10 puan kadar düştü. FRANKFVRT BORSASI Salı günü fuzlı bir tırmanışla 1517 puanın özerine çıkan Commerzbank endeksi daha sonra küçük gerilemelerle 1515 puan dolayına dustu. Düşüste, rekor Hrmanıstan elde ettikleri avantajı nakite dönüştürmek için yatınmcılann ellerindeki hisseleri satmaya baslamalan etkili olurken, aranan hisselere olan ilginin sürmesi, endekslerdeki düsuşun yuksek olmastnı önledi. TOKYO BORSASI Haftaya "beklegör" polıtıkasıyla durgun başlayan borsada daha sonra endeksler hızlı bir tırmamşa geçtı ve borsa hareket kazandı. Yükselısıe, büyük elektronik sirketlerinin hisselerinm değer kazanması etkili oldu. Borsa ortalaması bu getişmeler sonunda 12 455 puandan 12 625 puana kadar çıkn. ZÜRİH BORSASI Tatil nedeniyle pazartesi gününü kapalı geçiren borsada hafta içinde yerli şirketlenn hisselennde yükselme görüldü. Değer kazanan hisseler arasında mali şirketlerle, tercih edilen endüstri sirketlerinin hisseleri başı çekti. PARÎS BORSASI Hafta basında yüksclen endeksler, daha sonra yatırımalarm hisse senedi satışına yönelmesiyle düşmeye başladı. Hisse senedi kaynaklarını büyük alıcdar kurutuyor Şimdiye degin hemen tüm piyasa gözlemcilerininkine benzer şekilde hisse senedi piyasasının genel yaz durgunluğu içinde olduğunu vurgularken, diğer gözlemcilerin konu etmediği spekülatif amaçlı eylemkr hakkında Cumhuriyet okuyuculannı aydınlatmaya çalışmıştık. özellikle zaman zaman piyasada belirli hisselerin tek veya birkaç elde toplanmasına neden olan hareketlenmeleri, isimleri belirtilmek koşuluyla bile ölsa sizlere iletmeye çaba göstermiştik. Nitekim, piyasamn 40 seçkin şirketini kıstas alarak hanrlanan DB40 Hisse Senedi Fiyat Endeksi'ne dayanarak yaptığımız bir araştırma sonucu elde ettiğimiz verilere göre büyük montanlı hisse toplayıcüan yüzünden, zaten küçük olan hisse senedi piyasasında, hızıru giderek arttıran bir pazar daralması göze çarpıyor. Piyasada hisseleri sürekli dolaşımda bulunan söz konusu 40 şirketin 160 milyan aşkın ödenmiş sermayesi bulunuyor. Oysa bu 40 şirketin ödenmiş sermayelerinin en az yüzde 75'lik bölümü, bağh bulunduklan şahıslar, şirkeüer topluluğu ya da holdinglerin portföylerinde olduklan geçmiş yıllar faaliyet raporlarında belirtiliyor. Bu şirket hisselerinin en fazla yüide 25*lik bölümü ise küçük hissedarlar diye adlandınlan tasamıf erbabı veya bazı gizli spekülatörlerin eÛnde bulunuyordu. Ne var ki, 1985 başlarına değin sanki gizli bir "centilmenlik anlaşması" yapümışcasına bu yüzde 25'lik "gezen ve yüzen" hisseler yavaş ve yumuşak bir şekilde spekülatörlerin lehine olmak koşuluyla piyasadan cekilmeye başlandı. Yaptığmuz araştırmalara göre, hisse senedi piyasası artık yüzde 10'luk, 100'lük ve hatta 500'lük adetlerin pek sık konuşulmadıği bir pazar haline gelmiş bulunuyor. Bu durumdan en fazla etkiienen küçük tasarruf sahipleri ise, bu piyasadan giderek cekilmeye başlıyorlar. Sermaye piyasasının tartışmasız temel araa olarak adlandınlan hisse senedi piyasasındaki pazar daralmasırun, ileriye yönelik olumsuz bir gelişme olduğunu savunan piyasa yetkilileri, 2499 sayüı Sermaye Piyasası Kanunu, 2791 sayıh Vergi Usul Kanunu'nda yapılan değişiklikle getirilen yeniden değerleme olayım ve 1985 nisarunda Sermaye Piyasası Kurulu'nca, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren tebliği hatırlatarak, "Bu olumlu atılımlann devam etmemesi halinde, birkaç yıla kalmaz hisse senetsiz bir sermaye piyasası ve borsa ile karşı karşıya kalmak işten bile değildir" dediler. Piyasada 800'u aşkın anonim şirketin kote edilmiş olmasına karşın, dolaşımda bulunan hisse adedinin şirketler itibanyla 100'U aşmadığını belirten piyasa yetkilileri, "Basta Vergi Usul Kanunlan'nda yapılacak degişiklikler, getirilecek teşvikler sermaye piyasasında şu anda var olan talebi daha da arttıracagı gibi bu piyasaya yeni müşteri tiplerinin girmesine de yol açacaktır" dediler. HAZIRLAYAN YENER KAYA DB40 Hisse Senedi Fiyat Endeksinin Hattalık Gellşimi 14.41 Kadıköy şubemizin açuışında gösterüen yakın ilgiden dolayı sayın 13 Talep elastikiyeu DB4O\ yiikselüyvr Geçen hafta başında DB40 endeksine dahil Polylen ve Sifaş A.Ş.'nin temettü ödemeleri yapılmasına rağmen, endeks 1.91 puan daha alarak 114.51'e ulaştı. Ashnda, bu şirketlerin temettü ödemeleri indirgenmeden yaptığımız hesaplamalara göre DB40 Hisse Seriedi Fiyat Endeksi reel olarak, 2.13 puanlık bir artışla 114.62'ye ulaşmış olacaktı. Bu durumda, daha önceki haftalarda da belirttiğimiz gibi bundan böyle 1986 yılı martnisan aylanna değin ayda ortalama yüzde 5'ük periyodik artış şu anda dahi tutturulmuş bulunuyor. Kadıköy'lülere teşekkür ederiz. DÖVİZ KURLARI Mefkez Bankası kefxlı tştemlerı için dolann alış kurunu 552.45 lira o*arak beHrtedı. ESBANK "teclbirli ve lcararlı" Dövizin Cinsı 1 ABD Doları 1 Avusiralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alrnan Markı 1 Belcika Frartgı 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 isveç Kronu 1 İsviçre Frangı 100 halyan üreti 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinarı 1 Sterlin 1 SArabıstan Riyali Döviz Alış 552.25 374.44 27.30 190.60 9.46 62.76 169.66 64.97 230.83 28.54 228.49 1802.38 742.50 151.20 Döviz Satış 557.77 378.22 27.57 192.51 9.55 63.39 171.36 65.62 233 14 28.83 230.77 1820.40 749.93 152.71 Efektif Efektif Alış Satış 552.25 563.30 355.72 381.93 27.85 27.30 190.60 194.41 8.99 9.65 62.76 64.02 169.66 173.05 64.97 66.27 230.83 235.45 27.11 29.11 217.07 ,,233.06 1712.26 1838.43 742.50 757.35 143.64 154.22
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear